Ömer Hayyam genelde kısa şiirler yazdığı için Bir kaç şiiri birden aldım
AŞk… Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardında sen ben dedikodusu var amma… Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben
Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun Dünya esen yel üstüne kuruldu.. Varlığımız iki yokluk arasındadır Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin
Medresede söz vardır tekkede de hal Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir
Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak Yarını düşünmen beyhude bir heves Bir çok kişiden arda kalanlar Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin…
ÖMER HAYYAM
Cennet Cehennem… Sevgiyle yoğurulmamışsa yüreğin, Tekkede manastırda eremezsin. Bir kez gerçekten sevdinmi bu dünyada, Cennetin, Cehennemin üstündesin.
ÖMER HAYYAM
Ey Kör.. Ey kör!Bu yer, bu gök, bu yıldızlar,boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
ÖMER HAYYAM
Niceleri Geldi.. Niceleri geldi neler istediler Sonunda dünyayı bırakıp gittiler Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenlerde hep senin gibiydiler Bu dünya kimseye kalmaz bilesin Er geç kuyusunu kazar herkesin Tut ki , Nuh kadar yaşadın zor bela Sonunda yok olacak sen değil misin ?
ÖMER HAYYAM
Kul Olup Bir Güzele… Kul olup bir güzele gönülden Geçtik her bağdan , her tövbeden Herkes koyu müslüman döner Biz putperest döndük kabeden
ÖMER HAYYAM
Yürek… Bir yürek ki yanmaz yürek denir mi ona Sevmek haram yüreğinde ateş olmayana Bir günü sevgisiz geçirdinse yazık En boş geçen günün o gündür inan bana
ömer hayyamın şiirleri,ömer hayyam şiirleri ve sözleri,ömer hayyam şiirleri oku,ömer hayyam şiirleri aşk,ömer hayyam şiirleri şarap,ömer hayyam şiiri
Ömer Hayyam Şiirleri
Bir çember çizilse merkezinde sen, Kenarında ben. Sen döndükçe beni görsen, Ben döndükçe seni görsem. Öyle bir an gelse ki; yarıçap sıfır olsa..
Ömer Hayyam
~~~~~~~~~~~~~~
Sefa Sür
Geçmiş günü beyhude yere yâd etme, Bir gelmemiş an için de feryat etme Geçmiş gelecek masal bunlar hep Eğlenmene bak ömrünü berbat etme.
Niceleri geldi, neler istediler, Sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler.
Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek, Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek, Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün… Zira senin üstünde de otlar bitecek
Ömer Hayyam
~~~~~~~~~~~~
Dal goncayı bir sabah açılmış buldu, Gül melteme bir masal deyip savruldu Dünyada vefasızlığa bak; on günde Bir gül yetişip, açıp, solup kayboldu.
Sen acırken bana, hiç bir günahımdan korkmam Benle oldukça; yokuş, engebe, yoldan korkmam Beni ak yüzle diriltirsin a Tanrım, bilirim; Defterim dolsa da suçlarla, siyahtan korkmam.
Tugbam sitesinde en güzel Ömer Hayyam Sözleri, En Güzel Ömer Hayyam Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Ömer Hayyam Sözleri, En Güzel Ömer Hayyam Sözleri ömer hayyamın en güzel sözleri Ömer Hayyam özlü sözler Ömer Hayyam ünlü sözleri Ömer Hayyam Dörtlükleri
En Güzel Ömer Hayyam Sözleri – Ömer Hayyam Sözleri
Ey kara cübbeli! Taş atma bu dünyayı bilmek isteyenlere. Onlar yaradanın sanatı peşindeler; Seninse aklın fikrin abdest bozan şeylerde…” (S. Eyuboğlu çevirisinden)
*** Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben. *** Sevgili, sırlarına eren gönül nerde? Sözlerinin tekini duyan kulak nerde? Gece gündüz serilirsin de karşımıza: Yüzünü bir kez gören mutlu göz nerde? *** Bu ömür kervanı bir tuhaf gelir gider Kazancın, yaşamasını bildiğin günler; Saki, bırak şu yarını düşünenleri Geçti gidiyor gece, geçmeden şarap ver. *** Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben; Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken. Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi, Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. *** Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili Bir başkasına tutulmuş, o da dertli; Derdimin dermanı kendi derdinde: Hekim hasta olunca kime gitmeli? *** Kul olup o güzele birden, Koptuk her bağdan, her tövbeden: Herkes koyu müslüman döner Biz putperest döndük Kabeden. *** Benden Muhammet Mustafa’ ya saygı ve selam: Deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak Hayyam: Neden Yüce Efendimizin buyruklarında Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram? *** Benden Hayyam’ a selam söyleyin demiş peygamber; Sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder: Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer. *** Bir testici gördüm, çamur içindeydi: Ayağı çarkında, elinde bir testi; Testinin başında bir yoksulun ayağı Kulpunda bir padişahın kellesi. *** Bir testi aldım çarşıdan ucuza; Gizli gizli neler anlattı bana; Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı; Şimdi neyim? Testi oldum şaraba. *** Ne yazık, pişmiş ekmek çiğlerin elinde; Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde. O canım Türk güzeli kömür gözleriyle, Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde.
*** Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok. *** Güneşi balçıkla sıvamak elimde değil; Erdiğim sırları söylemek elimde değil; Aklım düşüncenin derin denizlerinden Bir inci çıkardı ki delmek elimde değil. *** Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir; Ermiş ha çul giymiş, ha atlas; Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir. *** Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben; Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken. Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi, Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. *** Felek doğruyu eğriyi tartaydı, Her işine güzel demek kolaydı. Böyle mi yaşardı iyiler dünyada, Evrenin özü doğruluk olaydı? *** Açılmaz kapıları açmanız mı gerek? Dünyada insanca yaşamanız mı gerek? Bırakın öyleyse iki dünyayı birden: Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek! *** Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol; Her istediğini onda ara, onda bul. Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe: Koy canını ortaya, soyulursan soyul. *** Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik; Bildiklerimizle övündük, eğlendik. Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra? Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik. *** En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen; İyilik seven kötülük edemez zaten. Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur: Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen. *** Gök yaban gülleri döküyor eteğinden Bir çiçek yağmuruna tutuldu sanki çimen Gül şarap dolsun kadehimin lalesine Mor buluttan yere yaseminler düşerken. *** Saki, gökler, denizlerce dolgunum; İçime sığmaz oldu coşkunluğum; Ak saçlarımla sarhoş ettin beni, Kış ortasında bahar bulutuyum!