Sarkacın, yüzen cisimlerin ve hareketin Aristo fiziğinden farklı bir düşünceyle matematiksel olarak ele alınması gerektiğine inanan Galileo, Pisa Kulesi’nden ağırlık düşürerek Aristo’nun yanlışlığını açıkça gösterdi. Yani bütün şartlar eşit olduğu takdirde, bir cismin düşüş hızı, ağırlığından bağımsızdır. Bu davranışı yaşlı profesörlerle anlaşmazlığa düşmesine sebep oldu. 1592’de Pisa’yı terk ederek, Padova Üniversitesi de bir bölüm olan matematik kürsüsüne geldi.
1597’de pratikte çok faydası olan pusulayı ticari olarak piyasaya arz etti. 1600 senesinden hemen sonra ilkel bir termometre, insan kalp atışının ölçümünde kullanılmak üzere bir sarkaç ve 1604’te serbest düşüşün matematik kanunlarını keşfetti. Ancak düzgün ivmeli hareket kavramı hatalıydı. 1609’da Hollanda’da teleskopun bulunduğunu işitti. Ve kendisi daha ileri bir alet yaparak bunu astronomi gözlemlerinde kullandı. 1610’da Aydaki dağlar, yıldız kümeleri ve Samanyolu üzerine ilk tespitlerini yayınladı. Bu arada Jüpiter’in dört uydusunun varlığını bildirdi. Bu kitabı çok ilgi uyandırdı ve Floransa’da saray matematikçisi olmasını sağladı. Hemen sonra Venüs gezegeninin evreleri ve Satürn’ün şekli hakkında bilgi verirken, astronomideki Ptolemy (Batlamyus) sistemini tartıştı.
1611’de Roma’ya gitti ve oradaki Bilim Akademisi’ne üye seçildi. Floransa’ya dönüşünde hidrostatik üzerine pek çok profesörün itirazına sebep olan kitabı ile 1613’te güneş lekeleri üzerine yazdığı eserini yayınladı. Bu eserinde Kopernik sistemini açık bir şekilde müdafaa etti. Bundan dolayı papazların ağır hücumuna uğradı. 1615’te bizzat Roma’ya giderek iddiasını müdafaa etti. Ancak 1616’da Papa Beşinci Paul tarafından kitaplarını tetkik için bir komisyon kuruldu. Bu komisyon Galileo’nun kitaplarını yasaklamadı. Sadece Dünya’nın döndüğü iddiasından vazgeçmesini istedi.
Galileo, bir müddet bilimin pratik yönüne döndü, mikroskobu geliştirdi. Ancak 1618’de üç kuyruklu yıldızın görülmesiyle kiliseyle münakaşaya girdi. Arkadaşının Sekizinci Urban olarak Papa seçilmesinden cesaret alarak yazdığı “İki Kainat Sistemi Üzerine Konuşmalar” adlı eserini 1632’de yayınladı. Ancak kitabı daha önce yapılan uyarılarla çeliştiği söylentilerine rağmen Roma’da mahkemeye çağrıldı. 1633’te bu kitap yasaklandı ve Kutsal Engizisyon’ca müebbet hapse mahkûm edildi. Cezası kendi evinde göz hapsine çevrildi. Yetmiş yaşında hapsedilen Galileo kör oldu ve 1642 yılında hayatını kaybetti.
kuzene doğum günü mesajları ,doğum günü mesajları,kuzene doğum günü smsleri,kuzene doğum günü msjları
Aramızdaki mesafeler tatlı kuzenimle bize engel olamaz,iyi ki doğdun
Hmmmm bu mesajı neden çekiyorum, unuttum, inan hiç hatırlamıyorum. Dur bakayım.. dur dur buldum 🙂 Doğum günün kutlu olsun !KuZeN.
Tonton bir Nine olduğunda bahçendeki sandalyene oturup eski günlerine daldığında hatırlamak istediğin kadar güzel günler seninle olsun. Doğum günün kutlu olsun.
FLUUUPPP! Bu bir sms sürprizi. Sana şans getirmek için burada. Bu yüzden hemen gözlerini kapat ve bir şey dile. Mutlu yıllar sana, mutlu yıllar sana.
Fenerbahçe Türkiye Kupası Geyikleri,Sosyal medyada kupa geyikleri
Fenerbahçe’nin 29 yıl aradan sonra kupayı kazanması sosyal medyada yankı buldu
29 yıllık hasreti gidermek için Bursaspor ile karşı karşıya gelen Fenerbahçe 4-0′lık bir skorla Bursaspor’u devirdi. 29 yıl sonra Türkiye Kupası’nı müzesine götüren Fenerbahçe’de büyük sevinç yaşanıyor.
İşte sosyal paylaşım sitelerinde Türkiye Kupası hakkında yapılan yorumlar şöyle. -Rahat uyu Fred Çakmaktaş, Fenerbahçe Türkiye Kupasını aldı.
-Tarihe tanıklık ettim! -ATV’nin yayın yönetmeni olsam, hemen alt köşeye “TV’de ilk kez” yazısı koyardım.
-Renkli televizyonda ilk kez kupa kaldıracaklar. -Fenerbahçe Türkiye Kupası’nı alıyor, ben de dahil 37.552.835 kişi ilk kez Fenerbahçe’yi Türkiye Kupasını kaldırırken gördü.
-FB’nin 29 yıl sonra kupa alması ile dalga geçenler averajla kümede kaldıklarını ve 13-14 yıl şampiyon olamadıklarını unutmasınlar. -Real’in Barça’yı yenmesi, Messi’nin penaltı kaçırması, Real-Barça’nın Şampiyonlar Ligi’nden elenmesi… Bunlar Fenerbahçe’nin kupayı alacağının göstergesiydi
-Maçı kaydedin hemen. Arşivlere alın. Saklayın. Print alın. Caps alın bi şey yapın. Fenerbahçe Türkiye Kupası alıyor. Mucizeeeee -Süper Kupa’da görüşürüz Galatasaray. Orada beraberlik yetmiyor.
-Fenerbahçe’nin kupayı alması kesinleşince, kullanma kılavuzu verileceği açıklandı. -Fenerbahçe kupayı aldı. Hala Mayalara inanmayan var mı?
Hiçbir program, yama, eklenti vb. kullanmadan facebook’u 1 dk içinde Türkçe’ye çevirebilirsiniz.
1. Öncelikle kullanıcı adı ve şifrenizi girerek facebook’a giriş yapın.
2. Facebook’a girdikten sonra sağ üst tarafta “account” yazan yere tıklayın.
3.“Language” yazan yere tıklıyoruz.
4. Açılan sayfanın altında “Translations Application” yazan yere tıklayın lütfen.
5. Sağ üst tarafta “Add Application” linkine tıklıyoruz.
6. Sayfa altında bulunan “Add Translations” linkine tıklıyoruz.
7. Sağ üstte “English” yazan yere tıklıyoruz ve açılır pencereden “Türkçe”yi bulup, ona tıklıyoruz.
8. Ve işlem tamamdır. Artık facebook’unuz Türkçe. Profilinize girdiğinizde hemen hemen her şeyin Türkçe olduğunu görebilirsiniz.
[DIPNOT].[/DIPNOT]Yapmış olduğunuz bu işlem sayesinde artık nereden girerseniz girin facebook’u Türkçe olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca bu Türkçeleştirme ile Facebook’u en son Türkçeleştirme çalışmalarıyla görüntülemiş olacaksınız. Bildiğiniz gibi bu Türkçeleştirme %100 değildir, ancak varolan en iyi derecede Türkçeleştirmedir.
FarmWilleye Nasıl Girilir FarmVille’e Girme Yolları
Facebook’un en çok oynanan oyunlarından biri olan FarmVille mahkeme kararı ilşe yasaklandı.Ama siz aşağıdaki adımları izleyerek rahat bir şekilde FarmWille oynamaya devam edebilirsiniz.
İlk olarak ağ bağlantılarıma girin.Ağ Bağlantıları penceresi açıldıktan sonra, Sol üst kısımda “ Ağ görevleri “ kısmının altında “ Ağ bağlantılarını görüntüle” seçeneğine tıklayın
Açılan pencerede bilgisayar resmine sağ tıkladıktan sonra, “ özellikler” i seçin. Hemen ardından karşınıza çıkan pencerede “İnternet iletişim kuralları” seçeneğine çift tıklayın.
karşınıza bir pencere çıkacak.Orada DNS sunucu adresini otoforumdas.netmatik olarak al işaretli olacaktır.Siz onu “Aşağıdaki DNS adreslerini kullan” olarak değiştirin ve aşağıdaki dns adreslerini girin.
Yeğlenen DNS Sunucusu : 208.67.222.222 Diğer DNS Sunucusu : 208.67.220.220
Bu dns adreslerini girdikten sonra tamam’a tıklayın tarayıcınızı kapatıp açın.Artık FarmVille oynayabilirsiniz.
FaceBook Fish World oyunu FaceBook Fish World oyna FaceBook Fish World nedir FaceBook Fish World nasıl oynanır
Oyunun amacı:
Oyundaki amacımızı, balıklarımızı mutlu mesut bir şekilde üretip satarak para kazanmak. Bu yolda harcayacağınız sadece emek ve para değil. Aynı zamanda ilgi de lazım. Bu şekilde çok güzel görünümlü bir akvaryuma sahip olabilirsiniz. Yapmanız gerekenleri şimdi açıklıyorum…
Nasıl Oynanır?
Facebook Fish World linkine tıklayarak uygulamaya gidebilirsiniz. Hemen sol tarafta My Tanks yani akvaryumlarınız yer alıyor. Birden fazla akvaryumda farklı setuplar kullanabilirsiniz. Her 12 saatte bir aşağıdaki I Love My Fish butonuna basarak ek kazanç sağlayabilirsiniz. Sell My Fish butonu ise, yetişkin balıkları topluca satmanızı sağlar.
aşk nickleri facebook,facebook aşk sözleri,facebook aşk hakkında heşey
ßẽή ǺگKι گẽήLẽ yǺگǺyǺмǺzگǺм vǺґگıή σLмǺگıή
ÇöLüN,SuYa ÖzLeMi,BeNiM SaNa OlaN AşKıMıN YaNıNdA HİÇ KALIR
Kırıyorsa sözlerim susarım bir daha konuşmam.rahatsız ediyorsa varlığımölürüm karşına çıkmam.rahatsız eden sevgim ise;ÜZGÜNÜM ONA KARIŞAMAM
Kalbim her dakika hızla çarpardı göğsümün içinde ateş var gibi
Aşıkım ek iş olarak da öğrencilik yapıyorum
(ya Yari Dalgali Olmali Deniz)–ya Tam Durulmali , Ya Da Kudurmali,,(yari ümit Vermemeli Sevgiliye)– Ya Adam Gibi Sevmeli , Yada çekip Gitmeli…
Eğer beni bu BİLGİSAYARDA, bu KOLTUKTA, bu şehirde b ulamazsan, Sevgilim bilki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.
Durumum çevrimiçi,Beynim meşgul,Ruhum hemen dönecek,,Aklım dışarıda, Elim telefonda, Kalbim sende
Kalp kırmak o kadar kolay ki bir hata yaparsın hemen kırılır peki ya o kırılan kalbi düzeltmek kırmak kadar kolay mıdır
Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da… Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de… Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek. Seni seviyorum, işte o en büyük gerçek…
Seni bir öpsem iki kıskanır, iki öpsem üç alınır, dört öpsem beşin aklı kalır. Benimle tüm sayıları denemeye varmısın?
Ben seni unutmak için sevseydim, sana olan tutkunluğumu kalbime değil, Güneşin çıktığı zaman kaybolan buğulu camlara yazardım.
Bir yudum zehir olsan, biran bile düşünmeden seni içerdim, sırf seninle bir olmak ve seni içimde hissetmek için
Ben sana uzaktan bakmayı ben seni uzaktan sevmeyi ben sen bilmeden seni yaşamayı sevdim bitanem
Karanlık gecede önemli değildir yıldızları görmek. Gündüzleri yıldızları görmek marifet, aşık olmak önemli değil, bir ömür boyu sevebilmek marifet.
Bir gün sevgilim sordu aşk nedir diye biraz zaman istedim düşeneyim diye.ertesi gün gördüm onu bir başkası ile kulağına fısıldadım aşk ızdırapdır diye
Sen ne biçim aşıksın sevdiğine seviyorum bile diyemeyen sen ne biçim aşıksın sevdiğine değer vermeyen nasıl aşıksın be sen nasıl aşıksın
Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et, çünkü aşk sessiz, sevgi dilsizdir..
Senden o kadar nefret ediyorum ki ama o kadarda seviyorum artık unutacağım seni sen de unut beni biricik nefretim…
Bazi rüyalar digerlerinden çok uzun sürer. Bazilari da çok çok güzel. Benim en uzun ve en güzel rüyam su an bu mesaji okuyor.
Al hadi hançeri eline vur hadi sırtıma acıma canım nasıl olsa kahpelik son modaa !!!
Mesajı okuduktan sonra elini kalbine koy güleceksin. Sana ruhumu yolluyorum birazdan öpüleceksin.
Hiç başlamaması gereken bir aşktı bu zaten. Yasaklarla başlayıp yasaklarla biten. Artık sevmek yok, dönmek yok. Seni yeniden sevmesini bildiğim gibi unutmasınıda bilirim.
Dünyanı tersine döndüreceğim, senide canından bezdireceğim, yaktığın ateşi söndüreceğim ,hesabım bitmedi daha seninle.
Yarı dalgalı olmamalı deniz,Ya tam durulmalı,ya da tam kudurmalı.Yarı ümit vermemeli sevgiliye,Ya değer vererek sevmeli,ya da çekip gitmeli.
Balıkların aşkını bilirmisin dokunamazlar ama yüreklerinde hissederler sevgiyi bende sana dokunamıyorum ama yüreğimdesin BİTANESİ..
Kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni….
Ben sana “SEVMEYİ” öğretemedim,Sende bana “UNUTMAYI”öğretemedin….
Şifreler kırılamaz mı tabiki kırılabilir. Ama kırmak yanlış bir terim olur ancak şifre çalınabilir.
Nasıl şifre çalınır?
– Xss açıkları olabilir. Vakti zamanında hotmailde vardı. Linke tıklayarak gittiğinizde karşı tarafa cookie gidiyordu kopyala / yapıştır falan kırılıyordu..
– Bilgisayara keylogger koymakta bir nevi şifre çalmadır ki hatta keylogger yiyen kişinin bütün şifrleri sizin e-mail adresinize geliyor ve hemen çalabiliyordunuz..
İşte tüm bu sebeplerden ötürü antivirus programı bilgisayarınızda olsun ve önünüze gelen her linke tıklamayın.. Ve önemli bilgilerinizi bulundurduğunuz yerlerin şifrelerini belirli periyotlarda değiştiriniz.
Diaspora yeni bir sosyal paylaşım platformudur.içerik olarak neredeyse google+ aynı..Bu benzerlik hemen dikkatinizi çekiyor zaten..Diaspora davetiye ile üye olabiliyorsunuz..
Davetiye için BURAYI tıklayıp davetiye isteğinde bulunabilirsiniz.
Sana sevgimi anlatmak biliyorum imkansız Dünyada imkansız olan bir tek şey bu benim için Çünkü senin sevgin ölçülmez Ana yüreğinden fazlaydı senin bana sevgin
Anca bu anlatır senin iyi olduğunu Hatırlıyorum seninle geçen saatlerimizi Seni yılan ısıracak diye benim paniğim O gün senden o tatlı öpücüğü almak hayatımda en güzel anımdı
Ne kızlar ne arabalar ne evler vs… Bunların hiç biri seni tutamaz anneanne Çok erken gittin anneanne Ben daha 9 yaşındaydım
Ben sana doyamadım O güzel yüzüne doyamadım Hani sen hasta olduğunda bir yastık almıştık ya… Sen öldükten beri hep onla yatıyorum
Her akşam yastığa bakarak ağlıyorum Elimden bir şey gelmiyor dua ediyorum Senden sonra en sevdiğim şey vatan Hayatım boyunca onu koruyacağım
15 yaşındayım anneanne Bir Zonguldak çocuğuyum Annem hastanede dedeme bakarken Senin elinde büyüdüm
Senin hakkını ödeyemedim en çok buna yanarım Delin tutulduğunda benim fotoğrafıma işret etmişin Biz şehirdeydik anneanne benim fotoğrafımı öpmüşsün Biz kötü haberi duyunca geldik
Bana bir sarılışın vardı ya onu ben ne annemden ne babamdan aldım Kimseden de almam beni öperek öldün Dayım ise son anda yetişti fakat sen ölmüştün Tabuta baktı ve bayıldı
Bende baktım sana bir kez sanki gülüyordun Ama ben ağlıyordum Lütfen geri gel Anneanne lütfen! ! !
Nasri Aydemir
İyi Günler İlerde Anneanne
iyi günler ilerde anneanne iyi günler ilerde bense yirmidört saatlik günlerdeyim anneanne
rüyalarında senin ne kıyamet kopuyor ne de bir gül düşüyor dalından sen böyle istersin bilirim gülümseyerek anneanne
oysa ne sarışın kızlar göz kırpıyor esmer delikanlılara ne de ortadoğu bir gül bahçesi oluyor
yine de iyi günler ilerde anneanne esmerliğimiz kıyamet herkese
halime bakıp üzülme anneanne bir bakarsın dayımla beraber ortak bir iş kurar belki bir süpermarket açarız
ne dersin, kasada da muzaffer durur, gülümseyerek yok yok olur, dandy, pop-corn ve kalve çorba satarız.
kahrolsun amerika deriz sonra kahrolsun fransa için ve mançurya kahrolur biz böyle deyince devr-i daim düzeniyle dönen dünya
Dedelikte göster büyük başarı Torunlar dünyanın en kutsal varı Damadı gelini atma dışarı Kırılır bir başı eldir Yusuf’um
Biraz düşün batın ile zahiri İnsanların en son topraktır yeri Yüksele yardım et duyma gahiri Kitaplar elinde kaldı Yusuf’um
Osman Yüksel Anneanne
Gökgözlüm… çok zaman oldu bana sarılmayalı sen çok zaman oldu anneanne çocukluğumu özledim ben fındık bahçelerinde koşarken ömrümün çoğu daha önümde dağ gibi dururken ve bilmezken hastalık nedir yaşlılık nedir aklım ermezken hep sen vardin yanimda yanimda değilsen hemen ardimda.. bilmezdim çiçekler ne işe yarar ben evelek mantarlari arardim dört dönerek bahçelerde gözüne girmek ve seni mutlu etmek için bana aferin oğlum demen için şimdi söyle niçin anneanne ne zaman bir bahçeye adimimi atsam buruk olurum ben o an bir avucumda çocukluğum bir avucumda ellerin koşmak isterim findik bahçelerinden sana hernerdeysen……. Mete Çakır
Benim Çocuklarım Anneanne Diyemediler
Ne büyük eksiklik anneciğim yokluğun. Benim kızım,oğlum Seni tanımadılar. Sarılıp da boynuna anneanne diyemediler.
Ellerini öpüp bayramlarda,harçlık alamadılar. Masallarını dinleyemediler, Kucağında,ayağında uyutamadın sen onları, Senin güzelim yeşil gözlerini görmediler.
Okula gönderip, Karşılayamadın dönüşlerinde, Ders çalışmadılar dizinin dibinde. Senle başbaşa olamadılar gönüllerince.
Anneanne demeyi bilemediler, Elbette dede de demediler babama, Mehmet Babam dedeleri idi ve, Bu duyguyu, bu kelimeyi biliyorlar.
Anneanne diye bildikleri ise, Yeşil demir bir çerçeve ile sarılmış çepeçevre, Bir mezar. Gidilen, eller açılarak dualar edilen, Bir toprak parçası, Bir mermer isim levhası. Bayramlar,özel günler ötesi, Her dertleşmek istenildiğinde gidilen, Bir ömür törpüsü.
Hep soruyorlar anneciğim seni, Hep anlatıyorum, Pelinsu biliyor,bu sohbetin sonunun gözyaşı ile biteceğini, Anlatırken beraber yaptıklarımızı, Sohbetlerimizi, Kısacık ömründe bana kattıklarını, Vefa, sadakat, çalışkanlık, dürüstlük, Sevgi doyasıya coşkulu,heyecanlı,mutlu, Sahiplenme,kıskanma,paylaşmama, Dinliyor koskoca iri gözlerle, Uykuya dalarken koynumda, Sana dualar okuyor annem.
Bak yine anneler günü, Anneanne günü geldi çocuklarımın. Pazar günü ellerimizde çiçeklerle sana geleceğiz. Akıllarında kalan hep bu günler olacak sana dair. Fotoğraflar,ve bu toprak parçası. Anneanne demeyi öğrenemeyecekler belki Bu eksik hiç kapanmayacak, Ama anneciğim seni asla unutmayacaklar. Hep getireceğim sana onları. Seslerini duyacaksın sarılamasanda, Göreceksin yüzlerini. Küçücük elleriyle dualar okuyacak, Gözlerinde yaşlarla Anneanneciğim anneler günün kutlu olsun diyecekler. Günün kutlu olsun bir tanem. Allahısmarladık.
Aynur Meydan Anneanne Evi
Resmim çerçevede Evin baş köşesinde… Sevilmek, şımartılmak Zirvelerde… Bahçe kapısından girerken daha Akşamsefaları, Pencerenin önündeki saksılarda Sardunyalar, karanfiller, güller… Ama asıl ben gelince Açar bu evde güller… Mutluluk ben demek… Her şey benim içindir zaten: Ne istesem önüme serilir, Sütlaç ister canım, Hemen sakızlısı pişirilir… Portakal, mandalina, elma Dilim dilim, Zorla ağzıma verilir… Tuttuğum yarım oruçlar için Para da ödenir… Hiç aç kalmadığım, Hiç üşümediğim, Hiç azarlanmadığım ev… Anneanne evi… Çocukluğumun en güzel evi, Hep özlemle beklendiğim ev, Anılarımın burcu burcu koktuğu, Özlemlerimin yüzüme güldüğü ev…
Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım ÇALAPALA Annem Tek Varlığım
Ey şefkati bol varlığım, Sayende olmaz darlığım, Türkiye’m ve uygarlığım, Anam benim, şefkat selim.
Ninnilerle hep uyutan, Sevgisi kalbimde yatan, Bana çok meziyet katan, Anam benim tek varlığım.
Hakkı ÇEBİ Annem
Sen olmasaydın annem; Ne doğar, ne yaşardım Senin şefkatinle ben Büyümeyi başardım.
Üzerime titrersin, Korursun kanadınla Canıma can katarsın Sen annelik adınla.
Sana neler borçludur, Düşün bir evlat anne! Kan veren, can verensin, Ya benim verdiğim ne?
Sana candan sevgimi, Saygımı sunacağım, Bu gün tüm anneleri Minnetle anacağım.
Vefa ÇAĞAN Anne
Ağaç olsan Dal olurum anne Yaprak olurum Sana gelirim
Deniz olsan Sel olurum anne Irmak olurum Sana gelirim
Bahçe olsan Gül olurum anne Toprak olurum Sana gelirim
Güneş olsan Yol olurum anne Bayrak olurum Sana gelirim
Anamı Arıyorum Senden ayrı senden uzak Yersiz göksüz gibiyim Hem analı hem babalı Hem öksüz gibiyim
Uzanmış aramıza Uçsuz bucaksız gurbet Bir ucunda sıla var Öbür ucunda ekmek
Bütün analar ağıt şimdi Bütün ağıtlar ana Ya beni de al gurbet Ya anamı ver bana
Hem kova hem kuyuyum Yorgun bir halk suyuyum Sen bana nenni söyle Ben dizinde uyuyum
Ali YÜCE ANNEM
Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, Ağır başlı, tatlı dilli, Meleklerin eşi sanki Sensin, benim güzel annem.
Açan çiçek, çağlayan su, Gülümseyen engin duygu, Evimizin mutluluğu Sensin, benim güzel annem.
H. Latif SARIYÜCE
Anacığım
Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi Anne sevgisi. Artık ben de bir anayım. Anam seni dünden daha çok seviyorum! Çocukluğumda dua ederdim Allah’a Anam ölmesin diye. Tanrım kabul etti dualarımı, Göstermedi bana senin acını. Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’ Ne alsam sana yetmez, Senin hakkın ödenmez! Sana duygularımdan bir demet. Anneler günün kutlu olsun. Ellerinden öptüm,canım anacığım!
Nuray (Kahveci)ZARALI Anne Sevgisi
Sıcağın sinmiş bana, Seni severim ana.
Sensin bana can veren, Sensin bana kan veren.
Küçükken yudum yudum, Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler, Neler söyledin, neler.
Beni büyüttün ana, Beni yürüttün ana.
M.Necati ÖNGAY ANNELER GÜNÜ
Anneme ve bütün annelere
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Kaç geceler bana ninni söylerdi Hasta olunca oydu başucumda bekleyen Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Uzun kış geceleri masal masaldı Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı Akşam biraz geciksem yollara düşerdi Sokağa çıkarken Yavrucuğum üşütme derdi. Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Bilirim yine kalbinde yerim anacığım Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan Vefalı ellerinden öperim anacığım.
Kalp Krizi Belirtileri nedir Kalp Krizinin Belirtileri
Kalp Krizi Belirtileri
Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olur.
Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır
Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.
Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı vardır.
Nefes darlığı olur.
Bazı insanlarda belirtiler çok gizli olabilir. Örneğin diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Bazı hastalarda mide ülseri veya pankreatit ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir.
Noga çayı olarak da bilinen bu çay soğuk algınlığı için birebirdir. Grip olduğunuz vakit hemen bir bardak bol karabiberli noga çayı için ertesi güne iyileşin.
Ekokardiografi nedir ? Ekokardiografî ses dalgaları kullanılarak gerçekleştirilen bir görüntüleme testidir. Eko kalp kasınızın ve kalp kapaklarınızın nasıl çalıştığını gösterir. Aynı zamanda kalp genişliğinizin ne kadar olduğu konusunda da bilgi verir. Ekokardiografi işlemi sırasında kullanılan ve monitöre bağlı mikrofon benzeri bir gönderici kalbinize insan kulağının duyamayacağı yükseklikteki ses dalgalarını gönderir. Bu dalgalar ekranda kalbinizin bir görüntüsünü oluşturur. Bu görüntü kalbinizin ve kalp kapaklarınızın durumu ve işleyişi hakkında doktorunuza görsel bir bilgi verir.
Ekokardiografi çektiren kişi, acı hisseder mi? Ekokardiografi testi, tamamen güvenli ve acısız bir uygulamadır.
Ekodan önce neler yapılması gerekiyor ? Test yapılmadan önce hastanın hangi ilaçlara devam edip hangilerini bırakacağı ve bunların zamanları konusunda doktorla görüşülüp karar verilir.
* Ekonun çekileceği gün doktora herhangi bir şey yiyip yiyemeyeceğinizi danışmanız gerekiyor. Ekokardiografi yeri ve pozisyonu * Eko çekilirken üstünüzü çıkarmanız ve önlük giymeniz gerekeceğinden giysilerinizin iki parça olmasında ve üst giysinizin de önünün açılabilir olmasında fayda vardır.
Ekokardiografi işlemi ne kadar sürer ? Ekonun çekilmesi toplam 45 dk kadar bir zaman dilimini kapsar. Eğer doktor gerekli görürse, kontrol için de birkaç dk ayırmanız gerekebilir.
Eko çekilirken neler olur ? Kalp atışlarını monitörde görüntüleyebilmek için hastanın göğsüne “elektrot” adı verilen küçük pedler yerleştirilir. Bundan sonra ses dalgalarının iletimini ve gönderici mikrofonun hareketini kolaylaştırmak için hastanın göğsüne soğuk bir jel uygulanır. Eko çekimi esnasında zaman zaman hastadan nefesini tutup bırakması istenebilir. Çünkü akciğerlerdeki hava miktarı, kalbin görüntülenmesi esnasında etki yaratır.
Eko çekildikten sonra neler yapılıyor ? Hasta testten Önce doktorun kestiği ilaçlara tekrar başlayıp başlamaması gerektiğini yine doktoruna danışmalıdır. Testten sonra hasta hemen rutin yaşantısına döner. İşine bile gidebilir.
Test sonuçları ne zaman verilir ? Test sonuçları yazılacak raporla hemen veya başvurulan merkezin durumuna göre ertesi gün verilebilir. Doktor eko filmini inceledikten sonra bir sonraki randevuda bulguları hastaya tüm ayrıntısı ile anlatacaktır. Ekokardiografı sonuçlarına göre doktor hastadan başka testler de isteyebilir.
Türkiyenin En Güzel müze Evleri Türkiyedeki En Güzel Evler
ÇAKIROĞLU KONAĞI (Birgi, Ödemiş)
Ağa, İzmirli ve İstanbullu hanımları hasret çekmesin diye iki şehrin resmini yaptırdı
Çakıroğlu Konağı’na yolunuzun düşmesini beklemeyin, yolunuzu düşürün. İzmir’e yaklaşık 120 kilometre mesafede, Bozdağ’ın eteklerindeki Birgi, 15’inci yüzyıl başlarında Osmanlıların eline geçmiş. Özellikle 15 ve 16’ncı yüzyıllarda Anadolu’daki önemli kültür, sanat merkezlerinden biri olmuş. 16’ncı yüzyıldan itibaren önemini yitirmeye başlamışsa da, sahip olduğu kültür mirasının büyük kısmını korumayı başarmış. Bu şirin kasabada Aydınoğulları ve Osmanlı dönemini günümüzde yaşatan çok sayıda güzel tarihi bina bulunuyor. Bugüne ulaşabilmiş en önemli eserlerden biri Çakıroğlu Konağı. Üç katlı bina 1761’de Şerif Ali Ağa tarafından yaptırılmış ancak konağın renkli ve zengin süslemelerine bakanlar 19’uncu yüzyılda elden geçtiğini hemen anlıyor. Ahşap malzemenin kullanıldığı yapının her katındaki biri düz, biri kemerli ve vitraylı iki sıra pencere ile konağın dış yüzeyini kaplayan boyalı bezekler görenlerin ilk dikkatini çeken detaylar. Gezerken, duvarlar ve tavanları süsleyen kalem işlerine ilgi göstermeyi unutmayın, ait oldukları sanatın zarif örnekleri arasında sayılıyorlar. Konak, döneminin tüm özelliklerini yansıtan bir sivil mimari örneği. Geniş bir iç bahçesi var ve zemin kat taşlık, mutfak, hizmetçi odaları, misafir bekleme odası ile ahır ve samanlık için ayrılmış. İkinci kat kışlık olarak kullanıldığı için alçak tavanlı, bu yüzden ara kat olarak da tanımlanıyor. Burada bütün odaların açıldığı geniş bir salon karşılıyor sizi. Kışın ısıtma için şömine yapılmış. Bir iç merdivenle çıkılan daha yüksek tavanlı üst kat yazlık olarak kullanılıyormuş. Tavan ve duvarları süsleyen bitki ve meyve motiflerine dikkat edin, o dönem sanatının tüm zarafetini taşıyorlar. Bu katta misafirleri karşılayan iki panonun ilginç bir hikayesi var; konağın sahibi biri İstanbullu diğeri İzmirli iki hanımla evlenmiş. Eşlerinin hasret çekmesini önlemek için de her iki şehrin resmini yaptırmış. Konağı gezdirenlere bu düşünceli beyefendinin o zamanlar geçerli olan “dört hak” anlayışıyla iki hanımla aynı zamanda mı evli olduğunu, yoksa birini kaybettikten sonra mı diğeriyle evlendiğini sorduk ama ne yazık ki cevap üzerinde kimse ortak bir fikre varamadı. Ev 1950 senesine kadar konut olarak kullanılmış. Daha sonra Kültür Bakanlığı binayı devralmış. Aslına sadık kalınarak elden geçirilen konak, 1995 yılında ziyarete açıldı, geçen yıl restore edildi.
LATİFOĞLU KONAĞI (Tokat)
Tavan ve duvarlardaki ahşap işçiliği oya gibi
Bu harika Osmanlı evi Anadolu’daki konakların hemen hepsinden en güzel özellikleri bünyesinde toplamış. 19’uncu yüzyıla ait olan L planlı iki katlı yapı, o tarihlerde zenginlerce yaptırılan konakların tipik örneği. Son derece zarif ahşap işçiliği ve alaturka kiremitli çatısı binaya yaklaşırken ilk dikkati çeken özellikler. Geniş ve özenle düzenlenmiş avlusunda bir de havuzu var. Aşağı katta tüm donanımıyla birlikte, bu tür evlerin karakteristiği olan mutfağı görebilirsiniz. Henüz yukarı çıkmamışken, aynı kattaki hamama da bir göz atın. Soğuk, ılık ve sıcak bölümlerinden oluşan hamam evin en ilginç bölümlerinden biri. Bu katı beğendiyseniz bir de üst katı deneyin çünkü evin en güzel kısımları sizi orada bekliyor. İkinci kat, haremlik, selamlık ve yatak odalarına ayrılmış. Kalem işleri ve çeşitli motiflerle süslenen bu kat ev sakinlerinin hayatını şenlendirirken, sanki gelen misafirleri de eve hayran bırakmak üzere tasarlanmış. Kapılar ve dolap kapaklarındaki ince ahşap oymalarla duvarlar ve tavanlardaki işçilik Anadolu kadınının göz nuru akıtarak yaptığı oyalar ile yarışacak nitelikte. Havuz başı odası ise kendi konseptine yaraşır şekilde çiçek motifleriyle donatılmış. İstanbul’u tasvir eden panolar yöre zengininin büyük şehre olan özlemini anlatıyor gibi. Bu kattaki bir oda ise “evin mücevheri” unvanını fazlasıyla hak ediyor. Paşa Odası ailenin erkek üyelerinin bir araya toplandığı ve misafirlerin kabul edildiği yer. Odanın etrafı açılınca yatak olan sedirlerle çevrilmiş, o dönemlerde keten çarşaflar yüklüklerde saklanırmış. Paşa Odası’nı süslemede kullanılan barok detaylar, çeşitli bezemeler, vitraylar ve tepe pencereleri gözünüzden kaçmayacak. Tepe pencerelerinde göreceğiniz motifler ise o dönem süsleme sanatında sıkça kullanılan Mühr-ü Süleyman motifleri. Davut Yıldızı’nı anımsatan Mühr-ü Süleyman akla bir atasözünü getiriyor: “Mühür kimdeyse Süleyman odur.” 1990 yılında ziyarete açılan müze evde, geçmişte yörede halkın günlük yaşamda kullandığı bazı aletler de sergileniyor.
MEMİŞ AĞA KONAĞI (Sürmene, Trabzon)
Ağa odasının tavanı rüzgarda dönüyor
Trabzon’dan Rize’ye doğru giderken ana yolun yanında devasa bir kayalığın üzerinde göreceksiniz bu etkileyici evi. Sürmene ilçesinin Kastel köyünde bulunan yapı, zaman içinde köyle özdeşleşip halk arasında “Kastel” olarak adlandırılmış. Kimi vakur duruşundan ötürü kimi de kullanılan taş malzemenin yaptığı çağrışımdan olacak, görenlerin çoğu bu konağı kaleye benzetiyor. Eve yaklaşırken saçaklarının dışarıya normalden fazla uzandığını fark edeceksiniz. Bu saçakların görevi, evi bölgenin aşırı yağmurlarından korumak. Taş ve aralıklı iksa ile inşa edilen konağın zemin katındaki zindan o dönem suçlularının korkulu rüyasıymış. Zemin kat ayrıca mutfağa ve kilere de ev sahipliği yapıyor. Mutfağın her iki yanında göreceğiniz odalar ise burada çalışanlara ayrılmış. Hane halkının asıl yaşam alanı üzeri süsle kaplanmış bir merdivenle çıkacağınız birinci kat. Haremlik ve selamlığa ait odalar bu katta bulunuyor. Binaya halk arasında “Döner Tavanlı Konak” adının verilme sebebini de bu kattaki odalardan birinde göreceksiniz. Odanın tavanına bir milin etrafında dönen bir parça yerleştirilmiş. Çatının dışına çıkan milin esen rüzgarla dönmesi ve bir pervane gibi odayı serinletmesi sağlanıyormuş. Tavandaki bu parça odanın dekorasyonuyla uyumlu olacak şekilde aynı süslemelerle bezenmiş. Hemen bütün Anadolu konaklarında olduğu gibi burada da bir “Baş Oda” var elbette. Taş oymalı şömine ve dolapla duvarlardaki renkli süslemeler ve tavandaki ahşap kabartmalar evin reisinin önemi ve gücünü de yansıtıyor. Süslemelerin nispeten daha sade olduğu odanın ise evin hanımlarına ayrıldığı düşünülüyor. Ahşap bezeme sanatı cömertçe kullanılmış konakta, kapı kolları, pencere parmaklıkları bile bu sanatın tüm inceliklerinden nasibini almış. Konağın dekorasyonunda görev alan çiçek ve meyve freskleri de göz kamaştırıyor. Binadaki özel hamam sisteminin bir görevi de merkezi ısıtmayı sağlamakmış. Konağı gezebilmek için görevliyi bulmanız gerektiğini unutmayın.
Eski Kayseri’nin yüksek bazalt duvarlar arkasındaki tarihi evlerinde mermer ve ahşap gibi malzemelerin nasıl dantel gibi işlenebileceğini görmeye hazır olun. Tarihi 15’inci yüzyıl başlarına kadar uzanan bu muhteşem konak, şair, bestekar ve hükümet görevlisi Ahmet Mithat Güpgüpoğlu’na ev sahipliği yapmış. Yapıldığı dönemde Mısır’da hüküm süren Memlüklerin sanatından izler taşıyan konak, 19’uncu yüzyıl aile hayatına da ışık tutuyor. Binada kullanılan kesme taşlardaki üslup bizi Bursalı ustalara götürüyor, konağı yapan ustanın Bursalı olduğunu yazan kayıtlar da bu bilgiyi doğruluyor. Haremlik ve selamlık bölümlerinden oluşan konak sedef kakmalar, yerden tavana kadar yükselen ahşap oymalar ve renkli bezemelerle misafirlerini kendine hayran bırakıyor. Güzelliğiyle günümüz Kayseri mimarisinden dağlar kadar uzakta olan yapı restore edildikten sonra 1995 yılında müze olarak halka açılmış. Müzede eskiden günlük hayatta kullanılan eşyaların yanı sıra yöresel kadın ve erkek kıyafetleri de sergileniyor. Odalardan birinde Osmanlı dönemi sikkeleri, halıları ve el yazmaları, bahçede ise mezar taşları koleksiyonu görülebilir.
HACI ABDULLAH BEY KONAĞI (Savur, Mardin)
Savur’un şahin yuvası
Savur çoğu zaman ziyaretçilerin gözünden kaçan küçük ve şirin bir ilçe. Sırtını dağa yaslayan yerleşim bir kültür beşiği, tarihi Hititlere kadar uzanıyor. Üzüm, kiraz ve fındık da dahil olmak üzere hemen her türlü ürünün yetişebildiği bir ilçe olan Savur’un bir sürprizi daha var: Mardin’dekilere benzeyen birçok büyük taş konak. Kasabanın tam tepesinde muhteşem bir manzaraya hakim, Hacı Abdullah Ağa Konağı, soyları Hz. Muhammed’e dayanan bir aileye ait. 200 yaşında ve yöreye özgü taş işçiliğinin doruk noktası olarak niteliyor. Yapıyı görenler bir kaleye benzetiyor. 22 odası, taş fırını ve hamamı olan konak, sahiplerinin bir zamanlar burada nasıl yaşadığını, yemek pişirdiğini ve banyo yaptığını gösterecek şekilde büyük bir titizlikle restore edilmiş. Eğer istiyorsanız konakta gecelemeniz bile mümkün. Gece kalmasanız bile yörenin ünlü yemeklerinden olan bumbarı bir de burada tatmanızı tavsiye ederiz.hürriyet Beypazarı Evleri
Kadın Sığınma Evleri hakkında bilgi Kadın Sığınma Evi nedir
Eşleri veya arkadaşları tarafından dövülen veya hakaret edilen kadınlara çocuklarıyla birlikte barınma imkanı sağlamayan evlere Kadın Sığınma Evi denir.
Kadın sığınma evinde güvenli bir şekilde kalınabilir. Anneler çocuklarıyla birlikte yeni bir ev bulana kadar burada kalabilirler.
Kadın sığınma evleri hemen hemen her şehirde vardır.
Kadın sığınma evinde anneye çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri özel bir oda verilir. Kadın sığınma evinde mutfaklar, banyolar, oyun odaları, oturma odaları ve bahçede çocuk parkı bulunmaktadır.
Kadın sığınma evinde çalışan personel kadınlarla ve çocuklarıyla ilgilenir.
Okula giden çocuklar gerektiğinde kadın sığınma evine yakın bir okula da gidebilirler.
Kadın sığınma evlerinde çocuklar için çok iyi olanaklar vardır:
* Küçük çocuklar için oyun grupları * Okula giden çocuklar ve gençler için boş zaman grupları * Çocuklar için bireysel danışmanlık * Ev ödevlerinde yardım
Şayet bir kadın çocuklarıyla birlikte Kadın Sığınma Evi’ne gelmek istiyorsa, telefon etmesi yeterlidir. Sonra burada çalışan yetkili neler yapılacağını anlatır.