Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan özlenen sen, özleyen sen, özleten sen Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
Beni çağırdığını bir defa duyabilsem Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum
Dün kopan bir yapraktı,düşen bir kuru daldı Bugünden güzel değil bulacağın yarında Aç ellerini bir bak yanan avuçlarında Dün gitmiş yarın yok bize bir bugün kaldı
Demek o beni sevmiyor demek o beni anlamıyor bana içkimi verin bana kadehimi verin bir daha ölmek istiyorum
Sussun bütün şarkılar, Son bulsun hepsi, Seni hatırlatan ne varsa, Ne kaldıysa geriye, Neyle yetinmişsem bu güne, Yaşamımla birlikte son bulsun, Yeter ki
Günü gece olsun diye yaşıyorum, Çünkü gece hayallerime geliyorsun, Seni beklemiyorum çünkü sen hep benimlesin, Hayallerimde ve kalbimdesin
İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi Paramparça, kırık dökük aşkımız çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü Büyük aşkımız
Unut benden kalan ne varsa Unutmak tesellidir yalnızlığın Güneşi bir kadeh şarap gibi içip Delicesine sarhoş olmak En güzel tarafı imkansızlığın
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kııysındaymış gibi en sakin denizlerin…
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sevdiğine söylenen her söz yürekten gelir Yüreği sevgi dolu, sevgisi süreklidir Kalmazki gönlünde hiçbir şeyin korkusu Aşk yine aşk sevenin ömrüne hayat verir
Şarkıdaki melodi, doğadaki bahar. Kalbimdeki yara, hepsi senin için. Çoğu kez duygular anlaşılmaz ifadeler tutuk. Eğer söyleseydin sevdiğini benim olurdu mutluluk
Düşlerin kanarsa benden sonra Çocuk haylazlığımı al sen koynuna Şarkıların rengine yağmur yağarsa Salma gözlerini uçurumlara
Gözlerine uygun renk bulamadım Hangisi olsa içim yanıyor Tenine uygun çiçek bulamadım Hepsi kokusunu senden alıyor
Dün kopan bir yapraktı,düşen bir kuru daldı Bugünden güzel değil bulacağın yarında Aç ellerini bir bak yanan avuçlarında Dün gitmiş yarın yok bize bir bugün kaldı
Demek o beni sevmiyor demek o beni anlamıyor bana içkimi verin bana kadehimi verin bir daha ölmek istiyorum
Sussun bütün şarkılar, Son bulsun hepsi, Seni hatırlatan ne varsa, Ne kaldıysa geriye, Neyle yetinmişsem bu güne, Yaşamımla birlikte son bulsun, Yeter ki
Günü gece olsun diye yaşıyorum, Çünkü gece hayallerime geliyorsun, Seni beklemiyorum çünkü sen hep benimlesin, Hayallerimde ve kalbimdesin
Sessizliğime saklanıp Dolaşırken kuytularımda Hayat yalınayak bir öpücük, Baharsa düşmekte saçlarından.
Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan özlenen sen, özleyen sen, özleten sen Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
O gecenin sabahında Sen daha gözlerini açmadan, Süren rüyalarının bir yerinden Sokuluvereceğim irem bahçelerine.
Biliyorsun ki Dünden kalan ve de yarına ait Her şeyi yaktım gözlerinde…
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sevdiğine söylenen her söz yürekten gelir Yüreği sevgi dolu, sevgisi süreklidir Kalmazki gönlünde hiçbir şeyin korkusu Aşk yine aşk sevenin ömrüne hayat verir
Şimdi senle sarılıp sımsıkı Poz vereceğiz güneşe ve Ölümsüz kılmak için zamanı Tâb olacağız gökyüzüne.
Şimdi gidiyorsun, git Bütün sabahları üşüdüğüm Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin İçimde bir şarkı Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden Sevdiğimiz şarkıları da Pencereme konan yusufçukları da Bana karanlığı bırak Beni bırak, beni böyle bırak Böyle ansızın, böyle yakışıksız Böyle anlamsız, böyle dağınık Öyle kapıda susuşun Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun Koy beni sensizliğe Ve otursun içime kül gibi kor yangının
Şimdi gidiyorsun, git Hadi git Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git Hadi kanatma Hadi yıkma Hadi dokunma Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Şimdi gidiyorsun, git Bütün sabahları üşüdüğüm Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin İçimde bir şarkı Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
İBRAHİM SADRİ Şimdi gidiyorsun, git Bütün sabahları üşüdüğüm Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin İçimde bir şarkı Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden Sevdiğimiz şarkıları da Pencereme konan yusufçukları da Bana karanlığı bırak Beni bırak, beni böyle bırak Böyle ansızın, böyle yakışıksız Böyle anlamsız, böyle dağınık Öyle kapıda susuşun Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun Koy beni sensizliğe Ve otursun içime kül gibi kor yangının
Şimdi gidiyorsun, git Hadi git Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git Hadi kanatma Hadi yıkma Hadi dokunma Zaten ben seni öylesine sevmiştim
Şimdi gidiyorsun, git Bütün sabahları üşüdüğüm Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin İçimde bir şarkı Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Her mayıs akşamında‚ ürperişim. Bil ki o… Vefasız gidişin. Seni sevmemin tek nedeni yalancı suretinin‚ Altında ki o… masum gülüşündür.
Para etmez gönlümde ne sen nede sahte bir sevgili‚ Sevgini çöpte bulsam değerini kaybetmezdi. Sahte aşkını parlatsan çeyrek sevgi etmezdi. Bir bir yaksam da umut mumlarını‚ Verdiğin sevgi sevgi olmazdı.
Giden gitti ben yolumu aldım‚ unutma giden geri dönmez. Bir daha sana geri. Sana seni seven değil lazım olan‚ Cebi servet dolu bir serseri.
Mevsimlik sevda buda bitti‚sevgi adı altında umutlar. Hepsi çöpe gitti zamansa eridi. Mum gibi tükenip bitti mevsimlik sevda bu‚ Diğerleri gibi yok olup gitti.
Salıncak Bir çocuk bahçesi düşün; Bir salıncak, Ve içinde bir çocuk sallanan, Bir tane daha salıncak, Ve içinde bir çocuk daha, Ne gam, ne de keder; Sarkaçta boncuk, sallanan.
Durup bir sayalım şu bahçeyi, Kaç kere çocuk? Kaç kere salıncak? Salıncak kere çocuk, Salıncak çarpı toprak, Kaç eder Çocuk kere çocuk?
Ne şenlik baksana; bunlar sadece çocuk, İpleri kopsa küflü demirlerin, Kuşlar gibi ufka kaçacak, Salıncakta dünya kadar mutlular, Yıldızlar kadar da ufak, Bahçede dalgalanıp uçacak sanki, Hepsi de yaldızlı sancak.
Eğriyi bilmeden çember çeviren, Gerçeği sormadan doğruyu bilmeyen, Yay çizerek sallanan bu çocuk; Bir kere çocuk.
O bir çocuk! O daha çocuk! Salıncak ne ister? Sadece bir çocuk…
Zaman gözümde çoğalır Gün kararır , güneş doğmaz .. Zamanı sayarım geçmez , Sayılar birikir beynimde sonra .. Bir hamlede çıkarır atarım Zamansız kalırım.. Sessiz ve sensiz sonra ..
Hayalinle konuşurum , Dokunurum severim .. Konuşurum gülerim.. Sonra o da kaybolur .. Kırılırım.. Ağlarım.. İçimden yine intiharlar geçer Uyurum.. Uyumak mı ? Bu öyle zor ki !
Depremler diner bir an .. Sakin ve sessiz resimlerine bakarım .. Şarkılar geçer içimden .. Acırım kendime.. Ne bitiğim bilsen , ne kırılmış , ne harabeyim ..
Bu şehre kızarım sonra , Yollara Evlere İnsanlara ! En çok da onlara kızarım ..
Sonra adındaki harfler oyalar dilimi .. alır sinirimi .. Sen gibi ..
Uzatmanın alemi yok aslında Her gün özlüyorum .. Her gün ölüyorum..
* Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor * Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
* Figüran heykeller var kül tablası boyunda * Yediyüz göbek atar dakikalık oyunda * İşlenen her günaha kurtta ortak, koyun da
* Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım * Kirli bir mekândayım, iğrenç bir zamandayım.
(Abdurrahim Karakoç)
Antik Eserler Bütün antik eserler, Toplamdar müzede. Tüm turistler gezerde, Döviz kalır bize de.
Türkiye’m bu yönüyle, Her yeri bir şaheser. Seyreder beğeniyle, Gezen bütün turistler.
Kıymetini bilmeli, Tarihi eserlerin. Gezilip görülmeli, Her yeri müzelerin.
Tarihi eserleri, Müzelere verelim. Ülkeyi gezenleri, Müzeye götürelim.
Tarih, kültür ve sanat, Hepsi onda toplanır. Hazine onlar fakat, Müzelerde saklanır.
Kasım KAPLAN
Hazinedir Müzeler Bir hazinedir müze, Bilgiler verir bize. Tarihi aydınlatır, Gerçekleri anlatır.
Nice antik eserler, Heykeller ve resimler. Hepsi müzede yatar, Geçmişe ışık tutar.
Çok şehirde müze var, Tarihi eser arar. Bulununca eserler Onları incelerler
Kayıtları tutulur Müzelere koyulur. Tarihi belirtilir, Orda teşhis edilir.
Ülkeler tarihiyle, Eski eserleriyle. Kazanır değer, kıymet, İşte bu medeniyet..
Kasım KAPLAN
Müze Tarih, sanat, kültürün,hazinesidir müze. En gerçek bilgileri,o verir hepimize.
Onunla aydınlanır,en eski uygarlıklar. Orada sergilenir,çok değerli varlıklar.
Müzeleri gezmeyi,hiç ihmal etmeyelim. Bilgimize yepyeni, bilgiler ekleyelim.
Antik eser bulursak, verelim müzelere. Tarihi hazinemiz, ün salsın ülkelere.
Tarihi eserleri,özenle koruyalım. Turisti çektiğini, her an hatırlayalım.
Her turist, yurdumuzun,döviz, reklam kaynağı. Onu hoşnut tutalım,gezsin denizi, dağı.
Böylece, hem tanınır,hem de gelir sağlarız; Dünyayı ülkemize,sevgilerle bağlarız.
Naim YALNIZ
Müzeci Her ulusun tarihi Müzelerinde yatar Çok yaşasın o güzelim Müzeleri oluşturanlar.
Oralarda sergilenenlere Sadece bakmak değil erek Baktıklarımızı görebilmemiz gerek.
Müzelerdir geçmişimizi sergileyen Unutmayalım Geçmişi olmayanın Geleceği de olamaz. Bizim geçmişimiz de Geleceğimiz de var Geleceğimiz gençlerimizin Ellerinde büyüyor.
Ahmet Haşim O Belde, O Belde Şiiri Ahmet Haşim, O Belde Şiiri Ahmet Haşimin O Belde Şiiri
O Belde
Denizlerden Esen bu ince hava saçlarınla eğlensin. Bilsen Melal-i hasret ü gurbetle ufk-ı şama bakan Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin! Ne sen, Ne ben, Ne de hüsnünde toplanan bu mesa, Ne de alam-ı fikre bir mersa Olan bu mai deniz, Melali anlamayan nesle aşina değiliz. Sana yalnız bir ince taze kadın Bana yalnızca eski bir budala Diyen bugünkü beşer, Bu sefil iştiha, bu kirli nazar, Bulamaz sende, bende bir ma’na, Ne bu akşamda bir gam-ı nermin Ne de durgun denizde bir muğber Lerze-i istitar ü istiğna Sen ve ben Ve deniz Ve bu akşamki lerzesiz, sessiz Topluyor bu-yi ruhunu guya. Uzak Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkumuz… O belde? Durur menatık-ı duşize-yi tahayyülde; Mai bir akşam Eder üstünde daima aram; Eteklerinde deniz Döker ervaha bir sükun-ı menam. Kadınlar orda güzel, ince, saf, leylidir, Hepsinin gözlerinde hüznün var Hepsi hemşiredir veyahud yar; Dilde tenvim-i ıstırabı bilir Dudaklarındaki giryende buseler, yahud, O gözlerindeki nili sükut-ı istifham Onların ruhu, şam-ı muğberden Mütekasif menekşelerdir ki Mütemadi sükun u samtı arar. Şu’le-i bi-ziya-yı hüzn-i kamer Mülteci sanki sade ellerine O kadar natüvan ki, ah, onlar, Onların hüzn-i lal ü müştereki, Sonra dalgın mesa, o hasta deniz Hepsi benzer o yerde birbirine… O belde Hangi bir kıt’a-i muhayyelde? Hangi bir nehr-i dur ile mahdud? Bir yalan yer midir veya mevcud Fakat bulunmayacak bir melaz-ı hulya mı? Bilmem… Yalnız Bildiğim, sen ve ben ve mai deniz Ve bu akşam ki eyliyor tehziz Bende evtar-ı hüzn ü ilhamı Uzak Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkumuz…
Çanakkale Zaferi Şiirleri En Güzel çanakkale Şiirleri Çanakkale Şiiri Mehmet Akif Ersoy Çanakkale şiiri dur yolcu
Bir Yolcuya Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda İstiklal uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed’in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanının akıttığı yerdir.
Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti Yaptığı bu tümsek, amansız çetin Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN
Çanakkale Destanı Bir destan yazılmıştı, Çanakkale isminde, Bin dokuz yüz on beşin, Mart’ın on sekizinde. O bir destan değildi, masal sayılır destan, Ölüm kalım savaşı, kurtuluştu kaostan. Bu savaş milletimin, varlık yokluk savaşı, Savaşan Mehmetçiğin, koltuğundaydı başı. Üşüştü başımıza, dünyanın yabanisi, Her birisi sanki de, cehennem zebanisi. Mahşeri aratmıştı, o günde Çanakkale, Kurdular her cephede, etten, yürekten kale. Haçlı haçın altında, hedef almış hilali Geldiyse de top yekun, yaşadı izmihlali. Bir mühür basılmıştı, dünyanın tarihine Kim ki şehit düşmezse, küserdi talihine. Düğüne gider gibi, gittiler şahadete, Koştular seve seve, en büyük ibadete. Vatan uğrunda canlar, fedadır birer birer Şehittir o yiğitler, ölmezler diridirler, Cephedeydi neferi, duadaydı hastalar, Kimi yetmiş den fazla, kimi çocuk yaştalar. Semadan yağmur gibi, yağıyorken kurşunlar, Sevindiler giderken, Allah’a kavuşanlar. Nerde mal mülk sevdası, canlarından geçtiler Kurşun kurşun, şehadet şerbetini içtiler. Ne Yâr var akıllarda, nede çocuk hayali, Hedef tek, canı verip, yüceltmekti hilali. Birkaç gazisi kalan, tek savaştır cihanda, Kanatlanıp uçtular, cennete hep bir anda. Toprak kan kustu o gün, denizler demir yuttu, Şehitleri O Nebi, kucağında uyuttu. Ne gerek mezar taşı, ne gerek ona mezar Bugün tarih onları, altın harflerle yazar. Namazsız ve Kur’an sız, düşse de bir yanına, Kefensiz, kanlı yelek, şahittir imanına. Bir damla şehit kanı, bütün dünyaya değer, Bir toprak parçasıdır, vatan değilse eğer. Kurtarıp boğazları, şehadete erdiler, Dünyaya yiğitliğin, bir dersini verdiler. Gafiller ucuz sandı,oysa paha biçilmez Sonunda anladılar, Çanakkale geçilmez. Vatana göz dikenler, azdırdıkça azdılar, Aslanlar savunmanın, destanını yazdılar. Okusun bütün dünya, oturup ezberlesin, Artık ininden çıkıp,yurduma göz dikmesin Bu vatanın evladı, kurbandır toprağına, Çakallar rüzgar olsa, değemez yaprağına. Bir Hilal ki bağrında, yaşatır bu milleti, Binlerce güneş feda, yaşasın Türk Devleti.
Kasım KAPLAN
Çanakkale Geçilmez Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren Vatan toprağı için can ile serden geçen Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken
Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını Komayacağız yerde şehitlerin kanını Korku bilmez bu millet artıracak şanını
Mehmedoğlu Seyyid’in mermiyi kaldırışı Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı Anlayacak kafirler bucağı ve karışı Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı
Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab! Anzak, Hindu, İngiliz… Hepsi harab ve bitab Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab
Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir ‘Çanakkale Geçilmez’ bu da açık gerçektir
Samet Mehmet Bora
Çanakkalede otuzbin şehit
Çanakkalede otuzbin şehit, Hepsi bir birbirinden yiğit, Bundan sonrasını tarihler yazar, Çanakkale de analar ağlar.
Derdim derdim garip halim, Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım, Ne analar ne bacılar, Çanakkalede zaferler yatar.
Düşman pusu atmış çanakkale yollarına, Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara, Yol vermesen küserim yara, Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.
Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne, Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde, Mekanınız cennet olsun ebediyetde, Çanakkalede şehitler yatar diz dize.
Sait Faik Abasıyanık eserleri Sait Faik Abasıyanık şiirleri
Kılıç Balığının Öyküsü
bu bir kılıç balığının öyküsüdür yazılmasa da olurdu ama bizi yeni sulara götürecek akıntı durdu uskumrunun arkasından gidiyordu sürünün içinde bende vardım sırtımda bir zıpkın yarası mutlu olmasına mutluydum nedense gitmiyordu kulağımdan; bir türlü ağ var! sesleri deniz kızı girmiş düşüme ben iflah olmam dalyanları birbirine katmak orkinosların harcı dolanınca ağa çok geçmeden küserim bir çocuk bile çeker sandala beni bu kadar ağır olmasam beni böyle koşturan yaşama sevinci kanal boyunca bir oyana bir bu yana siz yok musunuz siz; derya kuzuları kestim kılıcımla karanlığımı dibin yakamoz içinde bıraktım suları Ah! aysız gecelerde olur ne olursa sırtımda bir zıpkın yarası atın beni mor kuşaklı bir takaya götürün iğ gözlerimde; kılıcımda hüzün satın beni satın beni rakı için!
SÖZ AÇINCA
Fırtınaları ayağınıza Meltemleri saçınıza yollayacağım. Yakamozlar tırmanacak göğsünüze Martılara söyleyeceğim gelsinler. Sivriada’nın boz tavşanları Kulağınıza fısıldayacak. Sandalsız balıkçılar da gelecek. Ay ışığını Martının sırtından alıp Akşam üstlerini Kordela balığından Karabataklardan karanlığı Ben alıp getirsem…
Nisan yağmurları yağmış Levent’e Onlar tanıklık etsinler olmazsa. Nisan yağmurları tane tane. Benden yana konuşacaklar bakın Cümle balıkçılar Karidesler, pavuryalar, böcekler İstakozlar.
Akdeniz adalarına haber yolladım Sardunya Adası benden yana çıkacak Yırtık yelkenler benden yana. Benden yana bu yas dökülmüş sandallar Medarı Maişet, Şemşiri Hücum, Maksut Kaptan Ceylanı Bahri, Denizkızı, Bereket motorları benden yana.
Ama ben yine de tavşanları Sivriada’nın boz renkli tavşanlarını Kimselere değişmem. Onları göndereceğim kulağınıza Fısıldamaya Meremet yapan Ermeni kadınları var ya Kumkapı’da.
Arslan gibi kadınlar Memelerinden sert balıkçılar süt emmiş Ak düşmüş saçlarına erkek yürekleri açılmış.
Meremet yapan kadınlar Onlara da açtım bu sevdadan. Hepsi Marmara O canım su Sivriada O yalnızlık, kimsesizlik, balıkçının hürriyet heykeli.
Dülger balığı O canavar görünüşlü O uysal balık. O sandallar, o tavşanlar, o motorlar Hepsi hepsi gelecekler. Deniz diplerinden yakamozlar Dikenleri batan süngerler Hepsi hepsi gelecek. Benim için konuşmaya, dinlersen Onlara da açtım bu sevdadan.
YEİS
Akşam üstleri geliyor Tam insanlar işten çıkarken. Salkım salkım tramvaylardan Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor Namussuz, akşam üstleri geliyor.
Neremden yakalıyor, bilmiyorum Ben tam sevmeye hazırlanırken On altı yaşındaki sevgilimi. Elini elimle tutmak Yirmi dört saatte bir Sıcak bir laf dinlemek isterken Rezil… Tam o saatlerde geliyor
Sevgiyle dolusun Çiçekler açarsın Cıvıl cıvıl öter kuşlar sevinirim ben Ne güzel ilkbahar
İlkbahar ilkbahar Ne mutluyum bi bilsen Mutluluk saçıyorsun kalbime Ne güzel ilkbahar
İlkbaharı severim İlkbahar gelince coşar çocuklar Piknik yeri dolu olur ilkbahar gelince Ne güzel ilk bahar
hande sorku
Bir İlkbahar Şiirine Başlangıç
Hava ne kadar güzel öğretmenim Yollar ağaçlar kuşlar ne kadar güzel Yeryüzü pırıl pırıl öğretmenim Gizlisi saklısı kalmamış dünyanın Nesi var nesi yoksa dökmüş ortaya Bütün bitkiler, bütün hayvanlar, bütün taşlar Sürüngenler, konglomeralar, serhaslar Hepsi hepsi ortada öğretmenim. Ne olur biz de gidelim Burda kalsın kitaplar Burda kalsın iğneli karafatmalar Kollarından bacaklarından gerilmiş kurbağalar Burda kalsın hepsi Bomboş kalsın hepsi Bomboş kalsın evler okullar Hapishaneler, hastaneler… Öğretmenim, sevgili öğretmenim Sırtımıza alırız hastaları Kim bilir ne özlemişlerdir kırları… Ya mahpuslar. Ne sevinirler kimbilir Sarılıp sarılıp öperler adamı.
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’de Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati, Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan, Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan. Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir, Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir. Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!.. Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu… Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir; O seferlerle açılmış nice yerlerdendir. Bu sukünette karıştıkca karanlıkla ışık Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık; Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya, Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya. Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor, Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor. Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı Adamış sevdiği Allah’ına bir böyle yapı. En güzel mabedi olsun diye en son dinin Budur öz şekli hayal ettiği mimarının. Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi, Seçmiş İstanbul’un ufkunda bu kudsi tepeyi; Taşımış harcını gazileri, serdarıyle, Taşı yenmiş nice bin işcisi, mimarıyle. Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne, Uhrevi bir kapı açmiş buradan gökyüzüne, Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları.. Bir neferdir bu zafer mabedinin mimari. Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum; Ben de bir varisin olmakla bügün mağrurum; Bir zaman hendeseden abide zannettimdi; Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi, Senelerden beri ru’yada görüp özlediğim Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim. Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını Görüyor varliğının bir yere toplandığını; Büyük Allah’ı anarken bir ağızdan herkes Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses; Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi, Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi! Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbir’i Ne kadar saf idi siması bu mu’min neferin! Kimdi? Banisi mi, mimarı mı ulvi eserin? Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu, Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli, Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli; Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz; Vatanın hem yaşıyan varisi hem sahibi o, Görünür halka bu günlerde teselli gibi o, Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde, Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde. Karşı dağlarda tutuşmus gibi gül bahçeleri, Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri. Gökte top sesleri var, belli, derinden derine; Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine. Çok yakından mı bu sesler, cok uzaklardan mı? Üsküdar’dan mı? Hisar’dan mı? Kavaklar’dan mı? Bursa’dan, Konya’dan, İzmir’den, uzaktan uzağa, Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa; Şimdi her merhaleden, taa Beyazıd’dan, Van’dan, Aynı top sesleri birbir geliyor her yandan. Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher! Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer, Dinliyor hepsi büyük hatıralar rüzgarını, Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını. Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor? Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor: Kosva’dan, Niğbolu’dan, Varna’dan, İstanbul’dan.. Anıyor her biri bir vak’ayı heybetle bu an; Belgrad’dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar’dan mı? Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı? Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor? Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!.. Adalar’dan mı? Tunus’dan mı, Cezayir’den mi? Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor; O mübarek gemiler hangi seherden geliyor? Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine. Çok sükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine Yaşıyanlarla beraber bulunan ervahı. Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.
YAHYA KEMAL BEYATLI
VUSLAT
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar, Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar, Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı, Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı…
Gördükleri ru’ya ezeli bahçedir aşka; Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka. Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez; Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez…
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi… Zenginler o cennette fakirlerle müsavi; Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler, Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa Boynunda O’nun kolları, koynunda O varsa, Dalmışsa O’nun saçlarının rayihasiyle, Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık Bir mucize halinde o gözlerdendir artık. Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan… Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan. Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler. Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?
Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden. Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o! Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin, Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin, Simaları her lahza parıldar bu zeferle; Gök, her tarafından, donanır meş’alerle!
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar, Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda, -Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan, Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan… Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak… Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak…
Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık! Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık! Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet! Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!
YAHYA KEMAL BEYATLI
MEHLİKA SULTAN
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç Gece şehrin kapısından çıktı: Mehlika Sultan’a aşık yedi genç Kara sevdalı birer aşıktı.
Bir hayalet gibi dünya güzeli Girdiğinden beri rü’yalarına; Hepsi meşhur, o muamma güzeli Gittiler görmeye Kaf dağlarına.
Hepsi, sırtında aba, günlerce Gittiler içleri hicranla dolu; Her günün ufkunu sardıkça gece Dediler: ”Belki bu son akşamdır”
Bu emel gurbetinin yoktur ucu; Daima yollar uzar, kalp üzülür: Ömrü oldukça yürür her yolcu, Varmadan menzile bir yerde ölür.
Mehlika’nın kara sevdalıları Vardılar cikrigi yok bir kuyuya, Mehlika’nın kara sevdalıları Baktılar korkulu gözlerle suya.
Gördüler: ”Aynada bir gizli cihan.. Ufku çepçevre ölüm servileri…..” Sandılar doğdu içinden bir an O, uzun gözlu, uzun saçlı peri.
Bu hazin yolcuların en küçüğü Bir zaman baktı o viran kuyuya. Ve neden sonra gümüş bir yüzüğü Parmağından sıyırıp attı suya.
Su çekilmiş gibi rü’ya oldu!.. Erdiler yolculuğun son demine; Bir hayal alemi peyda oldu Göçtüler hep o hayal alemine.
Mehlika Sultan’a aşık yedi genç Seneler geçti, henüz gelmediler; Mehlika Sultan’a aşık yedi genç Oradan gelmeyecekmiş dediler!..
YAHYA KEMAL BEYATLI
MOHAÇ TÜRKÜSÜ
Bizdik o hücumun bütün aşkıyle kanatlı; Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı.
Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle, Canlandı o meşhur ova at kişnemesiyle!
Fethin daha bir ülkeyi parlattığı gündü; Biz uğruna can verdiğimiz yerde göründü.
Gül yüzlü bir afetti ki her pusesi lale; Girdik zaferin koynuna, kandık o visale!
Dünyaya veda ettik, atıldık dolu dizgin; En son koşumuzdur bu! Asırlarca bilinsin!
Bir bir açılırken göğe, son def’a yarıştık; Allaha giden yolda meleklerle karıştık.
Geçtik hepimiz dört nala cennet kapısından; Gördük ebedi cedleri bir anda yakından!
Bir bahçedeyiz şimdi şehitlerle beraber; Bizler gibi ölmüş o yiğitlerle beraber.
Lakin kalacak doğduğumuz toprağa bizden Şimşek gibi bir hatıra nal seslerimizden!
YAHYA KEMAL BEYATLI
SES
Günlerce ne gördüm ne de kimseye sordum, ‘Yârab! Hele kalp ağrılarım durdu!’ diyordum. His var mı bu âlemde nekahat gibi tatlı? Gönlüm bu sevincin helecâniyle kanatlı Bir tâze bahâr âlemi seyretti felekte, Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek’te; Akşam!.. Lekesiz, sâf, iyi bir yüz gibi akşam!.. Tâ karşı bayırlarda tutuşmuş iki üç cam; Sâkin koyu, şen cepheli kasriyle Küçüksu, Ardında vatan semtinin ormanları kuytu; Bir neş’eli hengâmede çepçevre yamaçlar Hep aynı tehassüsle meyillenmiş ağaçlar; Dalgın duyuyor rüzgârın âhengini dal dal, Baktım süzülüp geçti açıktan iki sandal;
Bir lâhzada bir pancur açılmış gibi yazdan Bir bestenin engin sesi yükseldi Boğaz’dan. Coşmuş yine bir aşkın uzak hâtırasıyle, Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyle, Dağ dağ o güzel ses bütün etrâfı gezindi: Görmüş ve geçirmiş denizin kalbine sindi. Âni bir üzüntüyle bu rü’yâdan uyandım. Tekrâr o alev gömleği giymiş gibi yandım, Her yerden o, hem aynı bakış, aynı emelde, Bir kanlı gül ağzında ve mey kâsesi elde; Her yerden o, hem aynı güzellikte, göründü, Sandım bu biten gün beni râmettiği gündü.
Tugbam sitesinde en güzel Türkçe İle İlgili Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Türkçe İle İlgili Sözler Türkçe İle İlgili Özlü Sözler,
Türkçe İle İlgili Güzel Sözler,
“Türk Milletinin dili, Türkçedir Türk Dili dünyanın en güzel, en zengin ve en kolay dilidir” Mustafa Kemal Atatürk
“Türk Dili, Türk Milletinin kalbidir; beynidir” Mustafa Kemal Atatürk
“Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir Dilin milli ve zengin olması milli hissin inkişafında başlıca müessesedir Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir Yeter ki bu dil; şuurla işlensin” Mustafa Kemal Atatürk
“Bugünden sonra divanda, dergâhta, barigahta, mecliste, meydanda, Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” 1277 Karamanoğlu Mehmet Bey
“Türklüğün vicdanı bir Dini bir, imanı bir; Fakat hepsi ayrılır Olmazsa lisanı bir.” Ziya Gökalp
“Ülkesini ve yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”
“Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene!”
Tugbam sitesinde en güzel Tekerleme Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Tekerleme Sözleri Tekerlemeler
Güzel Tekerleme Sözleri
Cumartesi
Ufak tefek bir çocuk, Elinde inci boncuk. Binmiş ucan atına, Çabuk geldi yanıma. Tini mini cumartesi, Süslü püslü tepesi.
Tekir
Bir iki tombul tekir Camdan bakar Başına takar Hop hop, altın top
Ellerim
Ellerim tombik tombik, Kirlenince çok komik Kirli eller sevilmez Güzelliği görülmez Dişlerim bakım ister Hele saçlar, hele scalar Uzayınca tırnaklar Kirlenince kulaklar Bize pis derler, pis derler
MART
Mart gelir şakır şakır, Ayakları gümüş bakır. Kapılardan baktırır, Kazma kürek yaktırır. Haydi Mart Martlasın, Kahkahalar patlasın. Ali
Ali baksa dum dum Sakalına kondum Beş para buldum Cebime koydum
Kuzu
Kuzu kuzu me Bin tepeme Haydi gidelim Ayşe teyzeme.
Ocak
Şıkıdak şıkıdak, Koşturur köşe bucak. Yılda bir kanatlanır, Ara sıra sakatlanır. Atlı Ocak, tatlı ocak, Büyük adam olacak. Ellerim Parmaklarım
Sağ elimde beş parmak, Sol elimde beş parmak Say bak, say bak, say bak. Hepsi eder on parmak. Sen de istersen saymak Say bak, say bak, say bak. Hepsi eder on parmak.
Haziran
Hey Haziran, Haziran, Hazır ol har zaman. Canım balım Haziran, Herkes san hayran. Aman aman Haziran, Haydi cama tırman.
Hasan
Hasan Hasan Helvaya basan Kapıyı kıran Kızı kaçıran
Tugbam sitesinde en güzel Sitem Sözleri 2012 sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Sitem Sözleri 2012 Sitem Sözleri Kısa Sitem Sözleri
Yaşamak için geldiğim bu dünyada sürünerek Aşkı öğrettin bana Teşekkür Ediyorum Sana
Aşk Yaşamakmı? Sevgimi? oNlar nedir Hiç tatmadım hayatımda Hep yarınlara Bıraktı Aşkım beni Hep Yarınları Bekledim belki Döner Geri!
Niye ağlıyorsun dediler, sevdim dedim Niye üzülüyorsun dediler, gönül verdim dedim Elin kızı için değermi dediler, meğerse değmezmiş
Ağlarım Dost Olduğum gecelerime, Sayende Gecelerş Buldum Kendimde, Seni Düşünüp içiyorum her Gece, Duy Sesimi Sevgili Bitsin Bu iŞkence…
YaraLı kalbim Seninle Düzelir Yine Sevgilim, a$k Denilen Duyguyu Seninle iÇerim, Bu SözlerimLe Kendimi teselli Ederim Sevgilim…
Dünya Dönüyor Yine , Sevgimiz parçalandI her parçası Bir yerde, kalbimin Atışları kesiliyor Seni görünce, Gururum Ayaklarının Altında Sevdim Seni Delice…
Birkere Dahi Olsa Anlamanı beklerdim içimdekileri Hep hayata Vurdum Sözlerimi hayat Anladı Ama Sen Anlamadın içimde Sana Olan Sevgimi!
Hep Dertlerim Olunca Bırakıp Gider Dostlarım beni Hep yalnızları Oynarım Sessiz Gecelerimde, Her Yüzüm Güldüğünde Dostum Olur Yanımda Ozaman Dost Olduklarınız Hatırlar Hepsi Güler yanımda, Sadeec Ağladığım Zamanlar Yokturlar Yanımda!
Sen sevda ırmağı, gittin ele aktın, sen dünyamı yıktın Vefasız Aşkım
Dünya döndükçe sen hep bana Dönmeye Başını her yastığa koyduğunda beni Görmeye Her kahkahamda göz yaşı Dökmeye Ben yaşadıkça sen Ölmeye Mahkumsun
Seni Sevdim Delice, her Gece Soruyorum Kendime Ya Biterse Diye, Bitsede Sewgin Saygı DuyarIm Gönlüne, üzüLürüm Sana Böyle Sevgili Bulamazsin Bu tarihte!!!
Dostumuzu Sevdik Yılan Oldu Bize, Arkadaşımız Dedik Yan BaktI Sevgilimize, Bu Sözlerim gelsin Dost Bildiklerime, Yalanları Oynamışız Bu Alemde…
BiziM KavuŞmamıZ Bize BaĞLıdır.HeR YokuşuN Sonu DüzE Bağlıdır.Her BahaRın SoNu Güze BağLıdır.Hayatım Verdiğin Söze BAğLıdır..ihtimâLLêrim Zâyif..
Bu masaLar bo$ kaLmaz gidenin yeri doLar. Bu vazoLara bir$ey oLmaz yaLniz cicekLer soLar. Gönül kimsesiz yapamaz sevebiLeceği bir dost arar. Ta$in kaLbi yoktur ama onu biLe yosun sarar…!
PantoLonum Yama Limd SaLLama Ardımda Tarama YaKarIm $İm$eq qİßİ ÇakarIm KaßadayI dinLmm qIrtLagIna TaKarIm ßen ßuyum ßen Suyum Öz v Öz ßurSa Cocuquyum…AdreSimİ SorArSANıZ ;qAyrİ m$ur Smtİ dLiqAnLı Cadsİ avarLr MahaLLesİ ßi$koPatLLar SokaqI no :9 vd YoqUz
BeLki birgün dikenLer kanatacak eLLerinizi,beLki serseri bir kurşun deşiverecek yüreğinizi, beLki birgün öLüm kapInIzI çaLIverecek apansIz.. Ama ne siz eLLerinizi çekecek dikenLerden, nede ben. Ne siz korkacaksInIz geceLerden, ne de ben. Ne siz vazgeceksiniz bu kavgadan nede ben!!!
Aklıma yar gelir feleğim şaşar,öyle bir hasretki içimden Taşar,Bu gönül En fazla 3 Gece yaşar,EceLe Bırakma gel al Canımı,kimseye Bırakma Sen al Canımı…
Öyle bir aşk isterim ki hiç yaşanmamış olsun, Öyle bir söz söyleyeyim ki hiç söylenmemiş olsun, Öyle bir dert çekeyim ki çekilmemiş olsun..
Hani a$kLar MutLu SoNLa ßiTerDi HepSi ßir 0yunmu$ HepSi ßir YaLan ! Hani $anSım ßir Gün GeRi DönerDi HepSi ßir 0yuNMu$ HepSi ßir YaLan ! NeReDe SaYıSız YeMin VeReNim neReDe YoLuma GüLLer SeReNim Hani YaR NeReDe CanDan SeVeNim HepSi ßir 0yunmu$ HepSi ßir YaLaN
Çöldeki Tek Göl Olsan Bile Seni Yaşatmak İçin Hergün Ağlarım !
Bir silahım olsaydı bir silahım; yoksulluğu şakağından,kaybetmeyi kalbinden,yalnızlığı sensizliği alnından ,alnının tam ortasından vururdum….Bir kerecik söyle demiştin söyleyememiştim hani, işte şimdi söylüyorum SENİ SEVİYORUM!
Aşktı o! Değiştiren tüm gecelerimi Aşktı o! Beni durup durup yenileyen Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi Oydu, doludizgin gidişime dur diyen…
ßiz Né Paranın DéLisi, Ne $éréfsiz GöLgési, Né KansızLarın ßékçisi, Nédé SiLahın Tétikçisi OLduk. ßiz GönLümüzün éfé’si, OrtamLarın DéLisi OLduk. Bu Saattén Sonra Géçici Hévés DéiL Hak édéné NéFés Oluruz..
Aşk bir bedende iki ruh,dostluk iki bendende bir ruhtur,bana unutmayı ve unutulmanın acısını öğrettiler ama seni bana unutturmayı asla öğretemediler.
Piyasada degiLim,PrensipLerim yoktur Ama Seviyesiz degiLim.Kuralları Sevmem ama yersiz yere çignedigim qörüLmemistir.Kinci degiLim Ama unutmam.Sefkat gösteririm ama sımartmam.DaLga geçerim ama kırmam.Ciddiye aLırım ama kapıLmam.Huzur veririm Ama Söz vermem.Sahip olurum Ama AiT Olmam
ßakıyorumda HerkeSde ßi Hava ßi ÇaLım. Şunu ßiLin ‘Herkes ARTİST olabilir.. Ama YÖNETMEN benim, istediğime ROL verir, istediğimede YOL veririm !!
Ben İsterSem AteŞi KüL DikeNi GüL GeCeyi Gün £deRim.Ben İsteRSem, BaŞı BeDendeN KaLßi YeRindeN AgaCı KöküNden SökeRim. Ben İsterSem, MeSkeni ALem ALemi KraL KraLı SoytaRı £deRim. Ben İsterSem, Zamanı ALır GüneŞi BatıRıR KıyaMeti KoPaRıR GideRim…
Eğer beni daha fazla üzmek istemiyorsan rüyalarıma bile girme sakın n’olursun unutmak doğanın en güzel armağanı insana. Biliyorsun seninde son armağanın unutulmak!
||Mézâr|| øLâcak ßana ßu Dört Duwar,||YøkLuğun|| Kadar Gér¢ék ßu ||éCéL|| , YøkLuğun kadar Gér¢ék i¢imdé ||aCı|| , azâr azâr ||öLüyørum|| . ßiLmiyørSun ..|
Bilmezler yalnız yaşamayanlar nasıl korku verir sessizlik insana; insan nasıl konuşur kendisiyle; nasıl koşar aynalara. Bir cana hasret, bilmezler.
Tugbam sitesinde en güzel 2012 Güzel Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa 2012 Güzel Sözler Güzel Sözler 2012 2012 en güzel sözler 2012 güzel anlamlı sözler 2012 yeni sözler
♥ Yanağına düşen kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde ve o bir damla serinliği biriyle paylaşmak istediğinde yüzünü rüzgara dön, ordayım!
♥Boş bir sinema salonunda oynuyor,tek başına çektiğim siyah beyaz sessiz,son film. Ne kuşları seyreden kedi kadar heyecanlıyım artık ne de o kuşlar kadar salak ve kendine hakim…Kamera stop! Yalnızlığıma kapalı gişeyim
♥ İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu, hepsi gökteydi. Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim?
♥ Bütün mevsimleri bir günde, bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle… Bir tutam sevinç, bir tutam umut ve bir tutam mutluluk gönderiyorum sana.
♥ Bir gül olmak isterdim! Neden mi? Beni koparıp kokladığında vücudunun derinliklerine girip bir daha oradan çıkmamak için?
♥ Seni bulmaktan çok aramak isterim! Seni sevmeden önce anlamak isterim! Seni bir ömür boyu bitirmek değil de sana hep yeniden başlamak isterim.
♥ Seni asil insanların basit sevgileriyle değil, basit insanların asil sevgileriyle sevdim. Bu güzel aşkımıza nokta koyma, sana kucak dolusu virgül getirdim?
♥ Bir yağmur damlası seni seviyorum anlamı taşısaydı ve sen bana seni ne kadar sevdiğimi soracak olsaydın, inan ki birtanem her gün yağmur yağardı.
♥sen benim farkımı farkedemedin, artık farketsen de farketmez, beni farkedenler senden ÇOK FARKLI!!
♥bir şiirin içine sığındım,ayrılıklar bitince haber verin!!!
♥yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım,yalnız olduğumu söyleyebileceğim kimsem olmadığı için yalnızım…
♥kaç sokak var gördüğümde ağladığım bilirmisin? yalnızlıktan midem bulanır gel desem gelirmisin?
♥aşık olmak değil bir ömür boyu sevmektir marifet…
♥hayat kalbini okuyacak bir şarkıcı yaratmadıysa, aklını konuşacak bir filozof yaratır…
♥ölüm öncesi yorgunluk var gözlerimde… gölgem bile boğmak için fırsat arıyor!!!
Tugbam sitesinde en güzel Ömer Hayyam Sözleri, En Güzel Ömer Hayyam Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Ömer Hayyam Sözleri, En Güzel Ömer Hayyam Sözleri ömer hayyamın en güzel sözleri Ömer Hayyam özlü sözler Ömer Hayyam ünlü sözleri Ömer Hayyam Dörtlükleri
En Güzel Ömer Hayyam Sözleri – Ömer Hayyam Sözleri
Ey kara cübbeli! Taş atma bu dünyayı bilmek isteyenlere. Onlar yaradanın sanatı peşindeler; Seninse aklın fikrin abdest bozan şeylerde…” (S. Eyuboğlu çevirisinden)
*** Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben. *** Sevgili, sırlarına eren gönül nerde? Sözlerinin tekini duyan kulak nerde? Gece gündüz serilirsin de karşımıza: Yüzünü bir kez gören mutlu göz nerde? *** Bu ömür kervanı bir tuhaf gelir gider Kazancın, yaşamasını bildiğin günler; Saki, bırak şu yarını düşünenleri Geçti gidiyor gece, geçmeden şarap ver. *** Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben; Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken. Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi, Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. *** Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili Bir başkasına tutulmuş, o da dertli; Derdimin dermanı kendi derdinde: Hekim hasta olunca kime gitmeli? *** Kul olup o güzele birden, Koptuk her bağdan, her tövbeden: Herkes koyu müslüman döner Biz putperest döndük Kabeden. *** Benden Muhammet Mustafa’ ya saygı ve selam: Deyin ki, hoş görünürse, bir şey soracak Hayyam: Neden Yüce Efendimizin buyruklarında Ekşi ayran helal da güzelim şarap haram? *** Benden Hayyam’ a selam söyleyin demiş peygamber; Sözlerimi yanlış anlamışsa çiylik eder: Ben şarabı herkese haram etmiş değilim ki Hamlara haramdır, doğru, ama olgunlar içer. *** Bir testici gördüm, çamur içindeydi: Ayağı çarkında, elinde bir testi; Testinin başında bir yoksulun ayağı Kulpunda bir padişahın kellesi. *** Bir testi aldım çarşıdan ucuza; Gizli gizli neler anlattı bana; Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı; Şimdi neyim? Testi oldum şaraba. *** Ne yazık, pişmiş ekmek çiğlerin elinde; Ne yazık, çeşmeler cimrilerin elinde. O canım Türk güzeli kömür gözleriyle, Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde.
*** Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok. *** Güneşi balçıkla sıvamak elimde değil; Erdiğim sırları söylemek elimde değil; Aklım düşüncenin derin denizlerinden Bir inci çıkardı ki delmek elimde değil. *** Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir; Ermiş ha çul giymiş, ha atlas; Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir. *** Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben; Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken. Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi, Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. *** Felek doğruyu eğriyi tartaydı, Her işine güzel demek kolaydı. Böyle mi yaşardı iyiler dünyada, Evrenin özü doğruluk olaydı? *** Açılmaz kapıları açmanız mı gerek? Dünyada insanca yaşamanız mı gerek? Bırakın öyleyse iki dünyayı birden: Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek! *** Gönül, her an sevdiğinin kapısında ol; Her istediğini onda ara, onda bul. Aşk tavlasında hileye kaçma kalleşçe: Koy canını ortaya, soyulursan soyul. *** Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik; Bildiklerimizle övündük, eğlendik. Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra? Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik. *** En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen; İyilik seven kötülük edemez zaten. Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur: Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen. *** Gök yaban gülleri döküyor eteğinden Bir çiçek yağmuruna tutuldu sanki çimen Gül şarap dolsun kadehimin lalesine Mor buluttan yere yaseminler düşerken. *** Saki, gökler, denizlerce dolgunum; İçime sığmaz oldu coşkunluğum; Ak saçlarımla sarhoş ettin beni, Kış ortasında bahar bulutuyum!
Tugbam sitesinde en güzel Msn Özlü Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Msn Özlü Sözler
Msn Özlü Sözler
Ask Cok Renkli Bir Cicektir Ama Yetistigi Yer Korkunc Ucurumlarin Kenaridir.(stendhal)
Sacma Bir Zamanin Kiyisinda Kurulmus Yasamdan Ne Fayda Beklenebilir Ki Gec Olmadan Gitmeli Siyrilmali Makamsiz Umutlarla Yanyana Guzel Bir Yasam Tasinmali Berrakliklara…
Tasi Delen Suyun Gucu Degil Damlalarin Surekliligidir.
Askverdiginize Pisman Olmadiginiz Sevginizdir..
Insanin Insana Verbilecegi En Olumsuz Hediyedir Sevgi.
Basim Diye Ogunmeyin Ne Gelirse Basa Gelir Diz Duserse Toprak Ustune Bas Duserse Tasa Gelir.
Denizler Yolculuga Cagirir Dururda Beni Gitmem, Dusunerek Geri Donecegim Gunu Ben Buyuk Ruzgarlari Severim Buyuk Olsun Askim Da, Ozlemim De Hepsi, Her Sey Ve Mahzun.
Gul Ki Ne Dusundugunu Bilmesinler…
Dusuncelerine Dikkat Et Eyleme Donusur! Eylemlerine Dikkat Et Aliskanliklara Donusur! Aliskanliklarina Dikkat Et Kisiligine Donusur! Kisiligine Dikkat Et Kisiligin Kaderindir!!
Siz Izin Vermedikce, Hic Kimse, Kendinizi Degersiz Hissettiremez!
Bilgisizler Icinde Bir Bilgin Oluler Icinde Diri Demektir…
Insanlarin Size Karsi Olmalari Diye Birsey Yoktur.onlar Kendi Menfaatlarinin Yanindadir.
Beklenen Gun Gelecekse Cekilen Cile Kutsaldir…
Karamsar Olmak Zor Degil, Zor Olan Cilgin Bir Firtinadan Sonra Gokkusagi Gibi Gulumseyebilmektir.
Kim Demis Alkol Kotu Diye,ben Herseyimi Ayikken Kaybettim!!
Insanlar Ruzgarla Haraket Edebilen Bir Gul Gibi Olmali Ki Etrafina Guzel Kokular Sacabilsin…
Ayakkabimin Alti Delikti Ama Ustu Her Zaman Boyaliydi…
Batan Gunes Umudumuz Dogan Gunes Tesellimiz Olsun.
Biz Isyankar Sokaklarda Buyuduk Gulum.anlamayiz Senin Gibi Balli Ekmek Yemeyi.biz 10 Yasinda Dunyaya,15 Yasinda Kasip Kavuran Asklara Isyan Etmisiz.bilmeyiz Kaygan Pistte Dansetmeyi.satmayiz On Kurus Icinbize Hakki Olan Sevenleri…
Sevipte Aglamayanlar Ben Sevdim Demesin.!!
Hayat Bir Film Gibi.cileli Yada Zevk Verici.gulup Aglayanida Var.aglayani Gulenide Var.gulenler Cok Aglar.aglayan Yurekleri Tas Baglar.her Bir Damlacikda Anilar.
Seni Digerlerinden Farksiz Yapmaya Tum Gucuyle Gece Gunduz Calisan Bir Dunyada, Kendin Olarak Kalabilmek, Dunyanin En Zor Savasini Vermek Demektir. Bu Savas Basladiginda Asla Bitmez…
Tenini Besleyip Gelistirmeye Bakma, Cunku O Sonunda Topraga Verilecek Bir Kurbandir.sen Gonlunu Beslemeye Bak.! Yucelere Gidecek, Sereflenecek Odur.
Hayat Ve Yasadiklarini Bir Okyanus Gibi Dusun…. Cilgin Ve Deli Dalgalara Isteyerek Girmezsin… Durgun Sular Kendini Belli Etmez Ve Ne Zaman Cosacagini Sen Bilemezsin.”
Kiz Dedigin Naz Etmez.erkek Dedigin Hic Urkmez.dostdan Dusman Olmaz, Gavurda Namus Olmaz, Guzelde Kusur Olmaz, Gercek Asktada Gurur Olmaz.
Kisa Bir Oykudur Hayat,ugruna Upuzun Acilar Cektigimiz,kisa Bir Turkudur Hayat,bir Daha Soylemek Icin Delirdigimiz…
Ben Hayatima Daha Fazla Gun Katamam, Ama Gunume Daha Fazla Hayat Katabilirim!
Insan Kalbindeki Gercek Ask,dortnala Giden Bir Attir,ne Dizginden Anlar,ne Laf Dinler…(confucius)
Insanlarin En Buyuk Mutlulugu Akillarini Dogru Kullanmayi Ogrenmeleridir. (r.descerlas)
Her Sedefte Inci Bulunmaz.(mevlana)
Ruzgara Hakim Olamiyorsan Yelkenlerini Ona Gore Ayarla Ve Unutma Ki Hayat Karsilastigin Gucluklerle Degil Gemiyi Limana Getirip Getiremediginle Ilgilenir…
Kimseyi Kirmamak Ve Uzmemek Sartiyla Diledigin Herseyi Yasa Birgun Cekip Giderken Geride Ne Aklin Kalsin , Nede Senin Yuzunden Kirilmis Bir Yurek!
Bes Sey Geri Gelmez Soylenen Soz Kacirdiginiz Firsat Atilan Ok Gecen Zaman Giden Genclik…
Allah Gucu Erkege, Guzelligi Kadina Vermis. Ne Varki Herseyi Yenen Guc Guzellige Yenilmis.
Aldigimi Verdigimi Degil Bende Kalani Aramak Ve Bulmak Butun Mesele, Dunden Bugune Kalan, Bugun Yasamin Ta Kendisi, Yarin Herseyin Hepsi Yalan, Bi Sevgiden Otesi.
Insanlar Sevildiklerini Ogrenince, Sevdikleri Kisiye Eziyet Etmekden Buyuk Zevk Aliyorlar.
Insan Once Ozgur Olmali Ki Ozgurce Sevebilmeli Yada Sevmeyi Tam Manasiyla Ogrenmeliki Sevgisi Ugruna Ozgurluk Icin Savasabilmeli.
Ask Savasa Benzer, Kolay Baslar Zor Biter…
Tarihin Bilinci Olsa Gecmis Kalmazdi. Zaman Sifirlanip Gelecek Olmazdi.
Hayatta Birtek Mutluluk Vardir, Insanin Sevmesi Ve Sevilmesi.