Posts Tagged ‘ıcımde’

Sevgilime Aşk Mektubu

Cuma, Haziran 22nd, 2012

muhteşem aşk mektubu
sevgiliye mektuplar kısa

İlk aşka yazılmış duygusal bir mektup
Maziye zincirlenmişti birzamanlar kaderim. Kalbime de zincir vurulmuştu sanki. Fırtınalar hep içimde dolmayan bir boşluk ise benimleydi hep. Büşra ın gözyaşları durmadan akıyordu. Oturmuştu bir banka gelene geçene aldırmıyordu hiç. Biraz evvel bir holding binasından çıkmıştı. İlk aşkı ilk sevdiği birzamanlar komşusunun oğlu olan Kaanı ziyarete gelmişti. Senelerdir görmemişti onu. Öyle bunalımdaydı ki Yeni eşinden ayrılmış sanki bir iki laf edecek birini aramış ve Kaanı görmeye gelmişti. Sevinçle girdiği yerden ağlayarak çıkmıştı. Kaanın bir sene önce öldüğünü öğrenmişti.
Oysa lisede birlikte okurken üniversiteyi bitirip evleneceklerini söylüyorlardı birbirlerine.
Hemen kalemini çıkarıp ağaca bir kalp çizmiş ve içine isimlerini yazmıştı Kaan.
Düşüncelere dalmıştı Büşra. Apartopar banktan kalktı. Edinekapı Mezarlığına
gitti. Kaanı görememişti ama mezarına gidecekti. Bulacağına inanıyordu. Arkadaşları tarif etmişti.
Mezarlığın kapısında ki çiçekçiden ençok sevdiği birzamanlar sevdiğinin verdiği kırmızı gülleri aldı. Kapıda ki görevliye sordu. Birlikte aramaya başladılar. .
İçinden durmadan
Sonunda buldu mezarı
Gözyaşları durmuyordu.
Şimdi ben senin için aldım.
Nişan yüzüklerimizi bile almıştın. Gençlik işte mantıklı düşünemiyor ki insan.
Hem ağlıyor hem konuşuyordu Büşra.
Evliliğinde çok acılar çektirmişti eşi. Devamlı aldatıyor ve manevi işkenceler yapıyordu. Sonunda dayanamayıp kızını da alıp annesinin yanına gitmişti. Aslında . Kaandan bir beklentisi yoktu. Çünki Kaanda evli ve iki kızı vardı. Yalnızca arkadaş olarak görmeye gitmişti. Trafik kazasında öldüğünü öğrenmesi onu geçmişe götürmüştü.
Ve bizi ayırdı. Belki sen de mutlu olamadın eşinle. Bense hiç olmadım. Bazen seni düşünürdüm. Seninle evli olsaydım mutlu olurdum. Sen beni anlıyan sevgi dolu biriydin.
Yine gözlerinde ki yaşlar sicim gibi iniyordu Büşra ın. . Keşke bugün hiç uğramasaydım. İçimde ki aşk kırıntıları kalsaydı yerinde. Ama mazimin saf ve temiz aşkı köz gibi yanacak bundan sonra içimde.
Elinde ki gülleri mezarın toprağına tek tek bıraktı.
Birzamanlar aşık olduğu deliler gibi sevdiği arkadaşını gözü yaşlı olarak bıraktı. Hayat herzaman süprizlerle doluydu. Bazen böyle acı süprizler de insanın karşısına çıkabiliyordu.


Karşılıksız platonik aşk mektubu

Seni ne çok sevdim ben. Ne çok gözyaşı döktüm senin için. Geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim. Bir bakışına, bir dudak kıvrımında titreşen gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önüne sererdim.

Şiirler, şarkılar, sevgiler içimde tutuşan bir ateş, onun yangınında senin için kül kesildim. Ağır hastalar geceyi zor geçirir. Sabahı bekler kırgın yürekler, hasta umutlar, yalnız ruhlar. Yalnızdı gecelerim. Hastaydı gecelerim. Kan kaybından giden bir yaralı gibi umarsızdı gecelerim. Bir uçurumun kenarına beni taşıyan karabasandı gecelerim. Adına yalnızlık dedim. Sensizlik dedim.. Sen beni bilmedin, beni tanımadın, beni sevmedin.. Bu bir ölümdü, bu bir fermandı .. Bıçak kesmez artık beni, ip asmaz, çeküller yüreğimi taşımaz. Yaşamak mümkün değil, yalnızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı. Amansız acılar içindeyim.

Ey Sevdiğim.. Ben seni ne çok sevdim. Dünya bildi, bir sen bilmedin. Yalnızlığın diğer adı aşka karşılık almamaktır. Kaçılamayacak kadar yakın, tutulamayacak kadar uzak bir yerdesin.. Benim aşkıma yalnızlık kucak açtı. Senin yokluğuna dokundum, içim yandı. Odamın çıldırtan sessizliğinde sana seslendim. Yankısı döndü dolaştı, senin kapıların bana kapalı. Kendi sesim yine bana ulaştı. Anladım ki beni hiç duymayacaksın.

Sana sitem edemem. Sana kırılamam. Bir tek dileğim var senden, son bir tek isteğim. O da MUTLU OLMAN.

MUTLU OL SEVDİĞİM.. BİRİCİĞİM.. AŞKIM. NEREYE, KİME GİDERSEN GİT YETER Kİ SEN MUTLU OL.


Özlem Mektubu;

Sevgilim!..
Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli…

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun… Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n’olur dayanamıyorum.

Alıntı

Bırak..

Cuma, Haziran 22nd, 2012


BIRAK

Bırak..
Gün olur ben bile unuturum,
Neymiş seni sevmek, senden bahsetmek…
Efkarım diner içimde bir gün.
Bir kız ölür içimde,
Onu bile unuturum çıkmadan kırkı.

Bırak..
Gün olur ben bile severim başkalarını
Acım diner, yaşım diner, sancım diner…
Gün olur ben de yaşlanırım,
Başkalarının başında dizlerim titrer…

Bırak..
Gün olur ben bile uyanırım
Senden sensizliğe cesaretle, güçle…
Sendelemeyecek gibi asla, tutunurum yaşama.
Git şimdi uzatma…
Vedalar bize göre değilmiş.
Yine anlaşalım beraber,
Yarın yine görüşecek gibi ayrılalım.
Başkaları dokunana kadar uyanmayalım.
Öyle sitem etmesin gözlerimiz.
Yudum, yudum iç sigaranı.
Ellerini ellerimden hemen ayırma.
Bitene kadar gün,
Gidene kadar yanımdan… beni bırakma.
Sonra… sonra… bırak…

Bırak..
Gün olur avlanır yine ceylan gibi yüreğim.
Yalnız bir aslanın pençelerine.
Ruhum söndü derken kıvılcımlanırım ben yine.
Tam elimi ayağımı çekmeden senden,
Son kez gülümseyerek bak gözlerime,
Bir iki satır yazsın gözlerin beynime.
Gidince eve, öldü diyeceğim resimlerimize.
Dualar edeceğim huzur bulman için.
Güzel sözler edeceğim sana.
Baştan aşağı süzeceğim hatıralardaki bebeğimi.
Bir mezar kazacağım anılarımın tam ortasına,
Kefensiz koyacağım seni içine.
Son giysine sarılıp ağlamak için,
Çalacağım onu senden.

Bırak..
Gün olur başkaları için bile yazarım şiirler.
İltifatlarım olur onlara da birkaç kelime.
Gün olur doğarım yine.
Hem… hem belki sahiden,
Öpebilirim de birilerini.
Dokunduğumda yangın hissederim yine bir tende.

Hadi git şimdi…
Son yalancı tebessümünü koy dudağına,
Kokunu son kez ver bana,
Ellerimi bırak hadi.
Aynı anda birbirimize dönelim arkamızı.
Hadi son kez değilmiş gibi de
Dünyada en sevdiğim o sözü,
“Seviyorum seni” de, yalan olsa bile…
yapabildiğin en güzel rolü yap şimdi
hızlandır kalp atışlarını ben hızlandırmışım gibi…
durduracağım kalbi hissetmek istiyorum.
Tamam işte, şimdi vakti geldi,
Yum gözlerini bana ve düne.
Arkanı dön şimdi,
Üç adım at büyük büyük,
Sonra da arkana bakmadan koşmaya başla,
Bensizliğe, yalnızlığa…

Bırak..
Gün olur,
Ben olmam,
Sen olmazsın.
Bilmiyorum ne olur?!

öylesine sevmiştim

Cuma, Haziran 22nd, 2012
ÖYLESİNE SEVMİŞTİM

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufçukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin

İBRAHİM SADRİ
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufçukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin

İBRAHİM SADRİ

Umutsuz Bekleyiş

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yokluğun kadar hissediyorum varlığını
Beni hissettiğin kadar yoruluyorum seni sevmekten
soğukluğun söndürdükçe yürek yangınımı,
sözlerin şah çekmeden mat ettikçe beynimi,
Çırpındıkça batarken umursamazlığının denizinde
Sonunu görüyorum başlayamadığım sevdanın
Bir çiçeğin tabiata seslenemediği gibi,
haykırıyorum seni sevdiğimi Susarak…
Hiçbir yere ulaştıkça daha bi seviyorum seni
Toprağın altında tohum sana olan aşkım,
çaresizliğimin gözyaşlarıyla suluyorum ama
Bakışının, gülüşünün güneşi olmadan
Açamıyorum sevgimi sana.
Bir çığ altında kalıyorum,seni gördüğüm her rüyadan uyandıkça
Aslında baktığım her yerde gördüğüm kadar uzaksın bana,
kokladığım her çiçekte hissettiğim kadar daha da yalnızım şimdi,
okuduğum her dua kadar savunmasız kalbim
Dönüşü olmayan bir yolun son durağında indirdim,
İçimde biriktirdiğim sevgi sözcüklerini
Ruhumdan akan çürümüş bir isyan bulandırdıkça umutlarımın rengini,
İntihar kokmaya başlıyordu bütün güller.
Artık son sözlerini söylüyordu hayat,
son kozlarını oynuyordu mutluluğa karşı..
Varsın olsun ,
Ben bir ölüme gülerim, bir gülüme ölürüm…

aşk mı buyur

Cuma, Haziran 22nd, 2012

bari bir acı olarak kal içimde

Madem ki birtanem değilsin
Bari bir acı olarak kal içimde
Ona da razıyım ben

Ölene dek çekerim
Sanma bir gün nefret ederim
Aksine seni öyle de severim
Sırf seni hissetmek için

Ister baş ağrısı ol
Ister kalp ağrısı ol
Istersen de ölümcül bir hastalık ol
Hiç yakamı bırakma
Ama yeter ki bir şekilde içimde ol

Belki çok inlerim
Dayanamaz hale gelirim
Belki de güzel bir şarkı der
Ölene dek dinlerim
Sanma bir iki satırı silerim
Ne varsa içime çekerim
Hemde bir nefes misali

Sana söz veriyorum
Hayat içime siner
Zaten gerçek aşık
Kendini böyle ifade eder

BİTANEM

birtanem sabahı bekledim saatlerce
ama ya sonra
sen yoksun ya şimdi
korktum belki sabah olmaz diye
olsa da sen yoksun diye…

Sevdam İstanbul, kırık hayallerin şehri…
Uzaklara prangasın…
Masum çocuğun hüzünleri sarar yoksan beni…
Yakacağım…
Yoksun sen…
Geçtiğin her yeri…
Huzun ve sevda

Şimdi bir gündönümündeyiz artık
Ve elveda demenin zamanıdır hüzne
Çok zor bir aşk aratıyorsun,
Gözlerine her bakışımda beni ağlatıyorsun. Ben tayfun
Birtanem bu aşkı benim bedenimde parçalıyorsun.

Acımıyorsun söylerken,
Ama sana şunu belirteyim hayatım:
Ben aşkı seninle yüceltip,seninle alçattım.
Kahpe dünyamda,bana gerçeğinde oyun olduğunu anlattın.KN

En tatlı rüyalarımdan birini görüyorum;
Sıcak bir kumsalda,
Ay ve yıldızlar şahidimdirki ben seni çok SEVİYORUM

Eğer Seni Sevmeseydim…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Her an “ölecekmişim” gibi içimde titreyip duran korkudan…

Ve her an yeni bir hayata “doğacakmışım” gibi içimde çarpıp duran heyecandan habersiz…

Ve sevdiğimi zannedip…

Sevgiyi bildiğimi zannedip…

Yaşayacaktım…

Yaşamak denirse…

Seni sevmeseydim…

***

Mevsimleri sevmeyecektim…

Sevdiğimi zannedip…

Yağmurun mahzun kalbimi okşamasını…

Nefes almakta zorlandığımda rüzgarın yetişmesini…

Güneşi…

Yıldızları…

Gülü ve bülbülü bilmeyecektim…

Ve gizlice ağlamayı…

Bildiğimi zannedip…

Aşkı bilmeyecektim…

***

Seni sevmeseydim…

***

“Bir ömür boyu” yetmezdi bana…

Ben seni severek…

Cenneti istemeyi öğrendim; ve sonsuzluğu…

Uykuyu uysal bir kedi gibi yanıma alıp, şafak vakti ettiğim dualarda…

Sana ve sevgime bakıp…

Rabbimi öğrendim…

O’nun büyüklüğünü öğrenmenin mümkün olmadığını öğrenip…

Hayreti öğrendim…

***

Eğer seni sevmeseydim…

Yaşadığımı zannedip…

Murat Başaran

Sevgi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Nasıl söylesem bilmem,
Ve anlatsam ne ile?
Bu öyle bir duygu ki
Gelmez kaleme, dile…
Sen varsın bakışımda,
Her nefes alışımda,
İçimde ve dışımda,
Günahlarımda bile!

Gözümde, hayalimde
Hiç sorma ki neler var…
Sendedir ufukları
Ve ancak sana kadar…

Dünyayı iki şeyden
İbaret bilirim ben;
Biri, her şey olan sen!
Biri, sen olmayanlar!

Enis Behiç Koryürek

İçimde Bir Çiçek Tomurcuk Açıyor

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Sen güneş gibi gönlüme,

En yüce duygularla girdin ufuktan,

Nadide bir çiçek gibi,

İçime kokunla sarhoşluk verdin.

Seni düşünüyorum bir tanem,

Ellerin ellerimde göz göze,

Veremem seni kimselere, aşığım delice,

İçimde bir çiçek tomurcuk açıyor,

Yaşıyorum sevginle ölüm yokluğunda,

O! Masum bakışın tatlı tebessümün,

Rüyalarımı süslüyor sensiz gecelerimde,

Ufuklarımı süslüyorsun,gündüzlerimde,

Memleket gibisin her an kalbimde.

By:Oğuz Demirci

”Sen içimdeki sevda tomurcukları oldun,

umut oldun, yarınım oldun.”

Çağırsam Gelir Miydin?-Aşk Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çağırsam Gelir Miydin şiiri
en güzel Ayrılık şiirleri
en güzel Özlem şiirleri

Çağırsam Gelir Miydin?

Sen hiç böyle görmedin beni ..yorgun ..yıkık ve bıkkın ..harabeler içinde ..umut mu ? çoktan terk etmiş beni …koca bir kent yıkılıyor içimde … bedenim ölüm sessizliğinde.. maviler adadığım bir sevda masalı da kayıp gitti ellerimden sessizce bu sarı duvarlar..dile gelseler ne olurdu sanki ! onlarda inadına yıkılıyor üzerime ..
şarkılar nehir olup doluyor gözlerime .. kimsesizliğim tokat gibi çarpıyor yüzüme ..

çağırsam gelir miydin ?

Aklımdan geçtin şöyle bir an ! arasam dedim ..saat gecenin bilmem kaçıymış bana ne ..atla bir taksiye .. 15 bilemedin 20 dakika da burdasın ..
gelirken uğra bi tekele .. kap şöyle iki şişe şarap ..köpek öldürenin den yok iki yetmez üç olsun ..
bu yoklukta başka ne içilir ha aslan sütümü hala duruyor dolap da ama mezem yok ki !
üşümeyi de göze alacaksın bu arada .. dizlerine bir battaniye sererim nasıl olsa .. bir iki kadeh den sonra geçerdi üşümen .. geçerdi ama…içimin zindanında çürümüş bu yüreğin yaralarını serdikçe gözlerinin önüne bakabilir .. dokunabilir miydin !

çağırsam gelir miydin ?

Öyle sessiz öyle durgun ki içim .. hep duyduğun gülüşlerim den uzak .. gittikçe bir boşluğa düşüyorum ..aynaya da bakmıyorum nice zamandır saçlarımı öylesine topluyorum .. nasıl bir kadındım güzel miydim .. çirkin miydim .. unuttum !
hani şu nikotin de olmasa..sokağımı da unutucam nerdeyse ..bir tek o sebeb / den çıkıyorum evden ..çalan telefonlara da cevap vermiyorum.. ne bir kimseyi görmek .. ne duymak istemiyorum .. kaç ezan sesinde isyanlarım çığlık çığlık bağırdı içimde .. uyumayı ne çok istedim ve diledim..uyusam / uyusam ve hiç uyanmasam ! tanrı da duymuyor sesimi ya da aldırmıyor !

çağırsam gelir miydin ?

Gelseydin ..
ömrü ayaza kesmiş bir ömrü dinleyebilir / kahır dolu bu halimi çekebilir miy din ?
ağlama derdin biliyorum ama gözyaşları çoktan firar etmiş bu gözlerle kocaman sarılıp sana katıla katıla ağlasay dım omuzun da geçer miydi üşümesi yüreğimin !
ve
gözlerine topladığın hüznümle giderken … kurşuna dizilmiş bir dağın hikayesini yazar mıydı ardımdan kalemin !

çağırsam gelir miydin ?

Ümran Aydın

Alıntı

Sen Gideli 1 Dakika Oldu

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Sen gideli 1 dakika oldu,

İçimde tarifsiz kıpırdanmalar…

Sen gideli 2 dakika oldu

İçimde yanmalar var,

Gözlerimde nem..

Sen gideli üç dakika oldu

Nefes alamıyorum,

Ve hüzün bastı geceye,

Uyuyamıyorum..
Sen gideli 4 dakika oldu

Bir sigara yaktım, içimdesin

Doktora gidemem yasaklar seni.

Sen gideli 5 dakika oldu

Söndürdüm sigarayı tat vermiyor.

Ağrılarım çoğaldı, içim acıyor.
Sen gideli 6 dakika oldu

Dayanılması en zor acılar hafif artık

Yokluğun hepsini bastırıyor.

Sen gideli 7 dakika oldu

Gözüm mesajlarda

Gelen giden olmuyor.

Sen gideli 8 dakika oldu

Sabaha daha çok var, biliyorum

Bu da beni korkutuyor.

Sen gideli 9 dakika oldu

Hep duyduğum hasret kelimesi

Yeni yeni anlam kazanıyor.

Beni tek teselli edendir

Gelişinin ilk saniyeleri.

Yokluğun öldürürken….

Varlığınla benliğim hayat buluyor…

Şükürler olsun ki , hala benimlesin

Bu yüzden işte bu kalp atıyor……

Okuma Bunu…

Cuma, Haziran 22nd, 2012
gitme desem;
kalır mısın?
benden
gitme.
şehrin tüm ışıklarını
yakıp söndürme
içimde.
gerekli olduğun için değil;
sevdiğim için kal.
özleyeceğim için değil;
özlediğim için kal.

okuma bunu…
aşkdan söz ediyor bu şiir.
sözcüklerin en tehlikelisinden.
yalnızlıktan söz ediyor.
okuma bunları…
kimsesizlikten söz ediyor bu şiir.
karanlıktan.
ansızın çıkacak gibi durma içimde
şaşırtma beni.

okuma bunu…
sensizlikden söz ediyor bu şiir…
okuma bunu…
senden söz ediyor bu şiir…
içimdeki karanlıktan ansızın geçip giden senden
söz ediyor bu şiir…
korkularımdan söz ediyor.
okuma beni.
sen beni okudukça.
gelmeyen mektuplardan
söz ediyor…
içimdeki senle karşılaşınca
neden şaşkınım…
sana söylemeden kaç söz sildim
yaşamımdan bilmiyorum
bir sevdaya kaç şiir sığar..
okuma bunları
bunlar benden söz ediyor…
eksikliğimden
hep bir yanımın kırık oluşundan
söz ediyor…
sen beni gördükçe
ben karşındaki;
ben gözlerine bakarkenki çaresizliğimden utanıyorum.
arada
gözlerini kapa.
kapa ki
bir anda olsa
silineyim yaşamımdan…
biten şarkılardan söz ediyorum sana
geçmeyen yazlardan
susma.
devrik cümlelerin yalnızlığı gibi
bırakma beni.
sen benim,
dilimin ucunda.
söyleyemediğim
sözcüğümsün.
en sevdiğim sözcüğü
tekrarlamaksın içimde..
tüm sözlerimi
rehine bıraktım
görebilmek için seni..
içimin kalabalığısın
içime
göçmen kuşlar gibi konuyorsun
bir yanın tetikte..
kendimi
zamana rehinliyorum
aklımdan geçip gitme..
utanıpda insanlardan
GİZLİ AĞLAMALARIMSIN..

[DIPNOT]Alıntıdır..[/DIPNOT]

Rüveyda

Cuma, Haziran 22nd, 2012


fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
yetim çığlıklarımı duyurmak üzere sana
koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

adını söylemek istemiyorum
her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
adını söylemek istemiyorum
Rüveyda dediğim zaman
anla ki, senin için yürüyor kelimeler
çığlığımın atardamarlarından

hangi yıldızdır bilmem, gözlerin
kayar da üzerime Rüveyda
önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
sonra açılır önümde ıstırab vadileri
silik renkleriyle adımlarıma
çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
hayalin bittiği menfeze doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa Rüveyda
baştan başa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim

kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
bir anlatsam nasıl utandığımı
bir doğrulsam eğrildiğim yerden
ağarır tanyeri nilüferlerin
alaca bir at koşar içimde
ezer toynaklarıyla anılarımı

sular köpürmemeliydi Rüveyda
kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
ben zehire alışkınım, şerbete değil
rüyalar nefret eder avare duruşumdan
kabuslar çekerek ancak derdimi yeryüzünde
sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
ben her gece bir mehdi türküsüyle çilekeş
yargılamak için zeval kayıtlarını
inkilap bekliyorum

hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
uzanır da gönlüme Rüveyda
derinden bir ok saplanır bağrıma
beynimi çağıran bir sese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

varlığın cinayettir memleketimde işlenen
akıtır kanını asil pehlivanların
yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi
varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın

artık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu Rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir ane gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kakülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
BEN BU KADAR ZULME LAYIK MIYIM RÜVEYDA

hangi ressamı vurur bilmem, endamın
sarar da benliğimi
ben beni tanımam kaldırımlarda
kafesleri yutan kafese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

kırmızı bir kurdela bağlayarak alnına
duydun mu orkideye dua eden birini
bu ısmarlama yüzler yok mu Rüveyda
bu yapmacık bebekler
gözyaşı akıtırken gülenler yok mu
beni kahrediyor geceler boyu

hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün
soluk bir dünyanın mezarlarına
gömerek gurbetimi
kapadı karanlığa Yesrib, kapılarını
meydan okuyuşun çağın ordularına
bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır
doruklarından öte hevese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

yasını tutuyorum kararttığım düşlerin
yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda
amansız bir ütopya üfleyen pencereler
lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi
önümde, haksızlığın hesaba çekildiği
hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer
arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler

söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını
yeniden bir Nil olup taşar mıyım çölllere
kim giydirir başıma tacını nihayetin
kim takar bileğime hürriyet künyesini
karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle
Rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı
ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı
asırlardır köhne barınaklarda
küflenen, çürüyen çığlıklarımı

at vuruldu içim paramparça Rüveyda
gölgelerin ardına sakladım kusurumu
sen orada kayıtsızca gülümsüyor gibisin
ben burda damla damla eriyip akıyorum
yine de, çiğnetmem kimseye gururumu
istenmediğim yeri sessizce terk ederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim

Nurullah Genç

Bahar Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Zikrettin Karaca – Bahar Şiiri

BAHAR

Sabreyle sultanım birgün gelirim,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar,
Düşümdesin sanki hergün ölürüm,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar.

Bekle zirvelerin karı erisin,
Ak ellere al,al kına sürülsün,
Deniz kızı yakamozda görülsün,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar.

Katar,katar göçler yola dizilsin,
Bekle gölgelerin sırrı çözülsün,
Namerdin yaptığı büyü bozulsun,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar.

Açmaya gel tuz bastığın yaramı,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar,
Gelir diye bekliyorum sıramı,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar.

Hasretin içimde, olmuşum naçar,
Sanki yavru ceylan avcıdan kaçar,
Yaramın üstünde belki gül açar,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar.

Sır perdesi sıraladın sevgime,
Sen yoksan sırrımı açayım kime?
Saçından bir deste gül der, kabrime,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar.

Beni sorma! .. yaş kalmadı gözümde,
Takatım yok ayağımda, dizimde,
Yüzyıl geçse sözümdeyim, sözümde,
Bu bahar olmazsa gelecek bahar…

Zikrettin Karaca

Bİr gÜn baksam kİ gelmİŞsİn

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bir gün baksam ki gelmişsin…
Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yar.
Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik
Saçlarında ilkbahar…

Bir gün baksam ki gelmişsin…
Gülüşünde taze serin bir rüzgar
Ellerin yine eskisi kadar güzel
Çiçek açmış dokunduğun bütün kapılar…

Bir gün baksam ki gelmişsin…
Hasretin içimde sonsuzluk kadar.
Şaşırmış kalmışım birdenbire çaresiz.
Dökülmüş yüreğime gökyüzünden yıldızlar.

Bir gün baksam ki gelmişsin…
Ne yüzünde bir gölge, ne dilinde sitem var.
Tozlu pabuçlarını gözlerime sürmüşüm
Benim olmuş dünyalar…

Yavuz Bülent BAKİLER

Hasretlik….

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Bir coşkun ırmağı, taşımaz dere,
Sellere kapıldım, göz göre göre.
Sevgi bahçesini, yaktım bir kere,
Dozunu şaşıran, nazlara yazık.

Kapısı göz olan, hastanelerde,
Bir ilaç bulunmaz, düştüğüm derde.
Yüzünde sımsıcak, güzellik var da,
İçinde çoğalan, buzlara yazık.

Kızıl ufukların, ardına bakan,
Her batan güneşle, umutlar yakan,
Hayalle yaşayan, hasretlik çeken,
Ferleri tükenen, gözlere yazık.

Beynimi bağlamış, çelik kördüğüm,
Uçsuz bir karanlık, bakıp gördüğüm.
Gönlümün başına, vurup kırdığım,
Telleri duygudan, sazlara yazık.

Sevgi, özlem, hüzün, hayal, sabırla,
İçimde başlayan, cümbüşler gırla.
Seven gözlerimden, yağan yağmurla,
Sönmeyi bilmeyen, közlere yazık.

En gerçek sevdalar, bir hoş masalmış,
Masal dinleyerek, hayale dalmış,
Eski kitap gibi, buruşmuş kalmış,
Hüzünden maskeli yüzlere yazık.

Alıntı..

Muhsin Yazıcıoğlu Şiirleri – Muhsin Yazıcıoğlunun Tüm Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Muhsin Yazıcıoğlu Şiirleri – Muhsin Yazıcıoğlunun Tüm Şiirleri
Muhsin Yazıcıpğlunun Mamak cezaevinde yazdığı şiirleri

ÜŞÜYORUM

Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak, çok uzak yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda

Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum

Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum

Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokularında
Ruhumu dinlemek istiyorum

Zikre dalmış her şey

Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim

Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz Peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum

Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum

Ey Sonsuzluğun Sahibi!
Sana ulaşmak istiyorum

Durun, kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın

Beton çok soğuk
Üşüyorum…

DİKENİ GÜL EYLEMEK

“Gül diktiğin bahçede
Sana tuzak kurdular
Şerbet sunduğun tasta
Geri zehir verdiler “

“Sustum artık,
Zakilere bu yeter
Çok bağırdım
Dinleyen varsa eğer:

Gül bahçelerimi gör de
Baharımı anla”

“Bir elime güneş’ i,
Bir elime ay’ ı verseler;
İşte sana bu dünya,
Sonsuz nimet deseler
Vallahi vazgeçmem
Bana verilen şu Hak Dava’ dan,
Ya bu yolda can verip
Ya ‘Hedef’e varmadan”

Hazinenin anahtarını sana verdim
Belki sen ulaşırsın, biz ulaşamasak da

SORULAR
Geçmişten geleceğe uzanan
Bir yolun neresindeyim ?
Daha hangi dağ ve engelli yollardan
Çıplak ayaklarla gideceğim ?

Bu gün bir son, yoksa bir başlangıç mı ?
Daha kaderin hangi çilesini öreceğim ?
Uzak uzak yollar, çizgi çizgi önümde,
Tercihi kader mi yapacak, ben mi vereceğim ?

Kanımı, göz yaşımı, istikbalimi, yıllarımı
Ben kimden isteyeceğim ?
Maznun mu, masum muyum ?
Hesabını Allah’a, Allah’a, Allah’a vereceğim

alıntı net

Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

en güzel Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Beklenen

ne hasta bekler sabahı
ne taze ölüyü mezar
ne de şeytan bir günahı
seni beklediğim kadar

geçti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde gölgeni
gelme artık neye yarar

Kaldırımlar 1-2

1
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum
Yolumun karanlığa saplanan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık:
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını, hep simsiyah dikiyor
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandir.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği cocuğum.
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum

Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim,
Örtün, üstüme örtün serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya;
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi…

2
Başını bir emele satan kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle sokakların malısın!
Kurulup üzerine bir tahtırevan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

Bahtın kaldırımlara düştüğü günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var,
Sükût gibi kimsesiz, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var
Onu da ne tarafa olsa götürürsünüz.

Ömrünüz taş olsa da gide gide yorulur,
Bir gün ölüme çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur;
Ne senin anladığın kadar kaldırımları.

Allah Derim

Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!

Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
Allah derim, başka hiçbir şey demem!

Melankoli İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Melankoli İle İlgili Güzel Şiirler,

Melankoli Şiirleri,

Ben Seni Sevdim Mi?

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim boz bulanık gençliğimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim….
Ya sen Beni sevdin mi ?

Ümit Yasar OGUZCAN

SeninLe 0Lmak..

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş
yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek.
Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek.
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak.
Senin yanında olan seninle konuşan herkesi cocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana…
Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte.
Elimde kırçiçeğiyle seni beklemek…
Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara, aya anlatmak…
Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların, türkülerin, şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yani ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek…
Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.
Yalınayak yürümek bıçağın en keskin yerinde.
Kanadıkca tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki.
Olsaydın avuçlarım terlemezdi…
Isırmazdım dilimin ucunu…
Özlemezdim seni yanımdayken…
Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten.
Islanmazdım yağmurlarda…
Yıldızlara, aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten, ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize…
Ve her kulaçta haykırırdım seni
Ama sen hiç benimle olmadın ki…
Ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin !!!

Melankoli

gül dalında kanar kankırmızısı
küçük bir serçe ağaca konar
cılız bir yaprak düşer dalından
amansız bir sıcaklık basar ikindiyi
içimde koca bir boşluk, can sıkıntısı
atarım kendimi içimdeki uçurumdan

hüzünlü bulutlar iner sonsuz maviliğe
rüzgarlar toz kaldırır toprak yollardan
uzaklardan yağmur kokusu gelir burnuma
salınır ağaçlar, yaprakların seslerini dinlerim
hasret sarar içimi, iki gözüm yoldadır
nedensiz terki diyar eder düşüncelerim

yükselir sesleri akşamüstü kırlangıçlarının
pastel renklere boyanır yorgun gün
tutar nefesini akşamüstü, yaprak kımıldamaz
birileri biryerlere ateş atar
tutuşurum kurumuş yanlarımdan
gönlümde koca bir orman yanar

serinlik çocuklarının sesleri doluşur alacalığa
iki sevgili tutar evinin yolunu el ele
tüm kapılar örterler geceye kendilerini
bir akşam kasvetidir düşer üstüme
sanadır tüm düşüncelerim, hasretindeyim
gecenin ağırlığı çöker ezer beni

ara ara baykuş seslenir derinlerden
bir köpek korkusunu havlar karanlığa
yorulmuştur lambalar, söner ışıkları
ve gözümün önüne gelirsin, seni görürüm
sevdiceğim, özlemisin biten her gecemin
her defasında ben, sabaha çıkmaz ölürüm

Anneme Şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneme Şiirler

Anne Şiirleri

Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana,
Sensiz bana kan veren
Sensiz bana can veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler,
Neler söyledin neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana,
Göremeyince seni
Kucaklarım gölgeni

MEHMET Necati ÖNGAY

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatır mısın bana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne çöl misali susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne alsam seni taşısam yüreğimde lime lime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan Manisa

Annem

Sensin,bana yürümeyi öğreten,
Sütümü içtiren.
Küçüklüğümde beni seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni kucağında taşıyan,
Uyutan
Hep seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni seven,
Gezdiren.
Benimle sır paylaşan,
Sensin,benim canım annem.

Sümeyye Bezgin

ANNE

Anneciğim anneciğim,
Öldü babam.
İkimiz kaldık,
Birde kız kardeşim MAKBULE

Üç aileyiz şimdi,
Kardeşim ve sana bakmak,
Benim görevim.
Anne sevdim seni,
Her zaman sevdim seni.

fehmi Soyocak

Anne Bak Üşüyorum

Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Ellerin nerde anne
Yalnız gecelerimde
Sokulduğum göğsün
Ve içimde gülümseyen
Yüzün nerde
Nerde anne
Rüyalarımın en güzel yanı
Yalnızlığım anne
Sensizliğim nerde
Neden ellerin donmuş
Neden gözlerin ölmüş
Fakat sen kimsin
Anne sen kimsin
Anne neredesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Şeker karamela istemiyorum
Çizgi film oyuncak istemiyorum
Anne sana geliyorum
Fakat ellerin donmuş
Fakat gözlerin ölmüş
Anne sen kimsin
Anne nerdesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Korkuyorum
Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Bu yaldızlar
Bu yapma kuşlar
Bu yalancı memeler
Bu naylon bebekler
Düşümde bir dağ görüyorum
Üstünde çiçekler
Anne bak ölüyorum
Anne ölüyorum
Anne
Ölüyorum

Özlem Özbek

canım annem

annelerin özlüsü
tatlı dilli şen sözlüsü
güler yüzlü,gül yüzlüsü
benim annem,benim annem

ben ağlasam oda ağlar
ciğerini ateş dağlar
hayatını bana bağlar
benim annem, benim annem

açar bana kanadını
melek koydum ben adını
varlığımın tek kadını
benim annem, benim annem

Büşra ergun

Yaşamak Güzeldir Anne

Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yasamak güzeldir anne
Yasamak senin için
Yasamak güzeldir anne
Yasamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var

Yusuf Hayaloğlu

MELEK ANNEM

Beni seven melek annem,
Annelerin en güzeli,
9 ay taşırsın sabırla,
Benim melek annem.

Düşünür bela gelmesin diye,
Seversin okşarsın
İyilik olsun üstünde diye
Sensin,benim güzel annem.

Kalbim, canım bağlı sana,
Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün!

Her yerde sahip çıkarsın
Kötülük gelmesin beklersin
Bir kötü şey olmasın diye
Seversin okşarsın bakarsın bana

Mesut bir gün yaşayalım
Her gün bizler için anneler günü
Alalım çiçeklerimizi dökelim, yollarına
Sevindirelim bizi seven annelerimizi…


Anacığım

Anneme ve bütün annelere

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Kaç geceler bana ninni söylerdi,
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen,
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Uzun kış geceleri masal masaldı.
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar,
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı.
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi .
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım.
Selam sana Kadınlar Günü İstanbul’dan.
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Anneme Mektup

Minicik bir bebektim, büyüttün anne
Küçücük bir fidandım, yeşerttin anne
Mekteplerde okuttun, eğittin anne
Gözlerin hiç açıkta kalmasın anne

Hayat çok zor olsa da ne yazar anne
Gözyaşın rahmetiyle ferahım anne
Meşakkatli çileli anımda anne
Duaların yanımda bilesin anne

Kimi görsem annesi yanında anne
İşte o zaman bağrım dağlanır anne
Tek güçlüğüm ayrılık yanarım anne
Geceler sessiz sensiz ağlarım anne

Ömür su gibi hızla akıyor anne
Ak düştü saça vade bitiyor anne
Ak alınla başı dik evladın anne
Ak atla bir gün gelir yanına anne

Nizamettin Korucu

Anne

Bir çift göz dünyaya merhaba derken
Bir diğeri elveda demişti.
Son nefesini verirken hayata
İlk ve son kez kızım demişti
Minicik dudaklarımla diyemedim, diyemedim ANNE.
Bebekler süt kokarmış
Ak göğsüne sokulup sinmedi kokun tenime Ben hiç süt kokmadım ANNE
Boş sanılan bakışlarla hep seni ararken,
Gözlerin gözlerime hiç değmedi ANNE.
Bebektim
Her gece masal diye dinledim seni
Omuzlarına dökülen saçlarını okşarmış babam.
İkinizi bir arada hiç görmedim ben.
Bir kez olsun ne sensiz,
Ne de gözyaşlarımsız uyumadım ANNE.
Melekler aldı dediler anneni.
Melekleri hep güzel anlattılar,
Oysa ben onları hiç sevmedim ANNE.
Bugün saçlarımı annem ördü,
Ayakkabılarımı annem aldı,
Annemle sinemaya gittik
Ben bu sözleri hiç diyemedim ,
Mutluluğu nasıl bilemedim ANNE.
Ağlardım
Bembeyaz karlar yağardı kara kışıma
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşüyen ellerimi sıcağında ısıtamaz,
Sokulup göğsüne nazlanamazdım ANNE.
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşürdüm
Her bahar gül ekerdim sana
Tenin gül kokarmış.
Ne filizlenirdi o gül,ne de sen kokardı.
Baharlar hiç olmadı mevsimimde,
Kokunu hiç bilmedim ANNE.
Bir baharım vardı!
Solmuş yapraklar gibi öksüz,
Dalından ayrılıp düşmüş,kimsesiz
Oysa ben bir yaprak misali,
Kollarında kalamadım ANNE.
Sende filizlenip , sende solamadım ANNE.
Bir baharım vardı!
Adsız
Ne bir kez olsun nazlanabildim sana,
Nede canım yandığında anne diye ağlayabildim
Ne anne diyebildim sana doyasıya,
Nede susabildim
Ne yaşayabildim sensiz,nede ölebildim
Sana ANNE diyebilmek için ölmeliydim ANNE.

Oya Ramazanoğlu

Anne Sevmek

Annesini sevmeyenin,
İşi düzgün gitmez yavrum!
Duasnı almayanın,
Dertleri hiç bitmez yavrum.

Anne ahı yerde kalmaz,
İyi çocuk onu almaz,
Ağaç olsan meyven olmaz,
Dalinda kuş ötmez yavrum!

Seviyorsan anneni sen,
Öpüyorsan ellerinden,
Gündüz gibi olur gecen,
Güneşin hiç batmaz yavrum!

Bana hak ver düşünde bir,
Akşama dek peşindedir,
Uyurken de düşündedir,
Senden önce yatmaz yavrum!

Nefesi en güzel nefes,
Onun sesi en tatlı ses,
Sana karşı hile bilmez,
Sütüne su katmaz yavrum!

Beyza Ünal

Anne

Anne yine yanlızım sensiz geçen akşamlarda
Seni arar dururum hasret dolu sabahlarda
Özlemin yakıyor,mutlu olmayan kollarda
Kimsesiz yavrunu duysana Anne…

Anne Anne ölüyorum
Anne Anne gülemiyorum
Anne Anne gelemiyorum
Affet beni çok yanlızım

Anne senin derdin beni Deli etti
Yanlız geçen gecelerim sanma ki mutlu etti
Gurbet elde geziyorum, DERBEDER hasret yetti
Sensiz geçen günlerimde gelsene Anne…

Anne Anne seni çok seviyorum
Anne Anne sensiz sanma gülüyorum…

Kenan Kerim Yavuz

Canım Anam

Yoksun yine yanımda canım anam
Ben senden başka kime sevdalanam
Derdimi mutluluğumu kimlere anlatam
Özledim seni gül kokulu anam

Gece karanlıktan korkarım ben ana
Olsaydın yanımda sarılırdım doya doya
Yoksun yanımda yoksun sabahımda
Hasreti burnumda tüten anam

Yokluğun öyle zor öyle çekilmezki
Avutmaz hiç kimse sana sevdalı yüreğimi
Kavuşmak için sana beklerim azraili
Şefkati yüreğimde bitmeyen anam

Ağladım yine bu gün mezarın başında
Yalvardım Allah’a benide alsın yanına
Seni emanet ettim Yüce Yaradanıma
Kokusu burnumdan gitmeyen anam

Yazan: Arif Arifoğulları

Canım Annem

Annem canım annem güzel annem
Sen güzelsin dünya kadar
Canımsın benim
Ne olur gitme anne ne olur

Elimi tut anne ne olur bırakma
Hep yanında olmak istiyorum
Ana kucağı gibisi yok
Canım annem

ZEYNEP ÖZEL

Ya sen anne

YA SEN ANNE
Yokluğunu yazmak istemezdim,
Yaşayarak hissederek daha anlamlımı olacak dı anne!
Sana yakın,sana uzak yüreğimi yazıyorum,ebruli kağıtlara anne,
Hani nerdesin!
Dağ gibi yüreğin,
Sıkıca tutacak güçlü ellerin,
Ben hiç seni tanıdım mı anne,
Biliyor muyum seni,

Gittiğin gün babamın gömlek düğmelerinden bir kaçı kopmuştu,
Anne,
Hatırlıyorum o günü!
Acıdan mış anne,
Yoksa sen sağlamlamışsın o düğmeleri,
Göğsümde babamın gözyaşlarıyla gittim okula,
Okul mu neden anne!
En azından bir günlük yokluğun fark edilmesin diye,
Ya sonra anne yoksun,
Sonraları da hep gittim okula,
Yatağımda,yollarda,kıyafetlerimde yoktun,
Saçlarımda,gözlerimde,ellerimde yoktun anne,
Hissettim mi ben seni,
Yada sen beni anne,
Hep diyorlar ki,
‘Ana kokusu’
O nedir anne,
Ben senin,
Sen benim kokumu biliyor musun ki anne,
Ben bir çok kokuyu biliyorum anne,
Bir seni bilmiyorum,
Sen nasıl bir kokusun anne?
Özledim seni diyemiyorum,
Seni özlemek nedir bilmiyorum anne,
Ağlamak isterdim anne,
Ağladım da ama neye bilmiyorum,
Yokluğuna mı,seni hiç bilmediğime mi neye bilmiyorum anne,

Senin gülüşün farklımıdır anne,ya sesin,
Ya dokunuşun anne,
Biliyor musun,bilmiyorum!
Şefkat diyorlar lar anne,
Senin şefkatin nedir?
Ben biliyor muyum,ya sen biliyor musun anne,
Bende kaldı mı birkaç kırıntı şefkatinden anne,
Ya benim sende,
Seni hayallerde çizmek istemedim anne,
Çok mükemmel hayallerim olmuyor nedense,
Yakıştıramıyorum hiçbir çizgimi sana anne,
Ya sen anne,
Beni çizebilir misin?
Keşke bütünleyebilsem seni anne,
Çocukluğum dan kalan birkaç eserin var bende,
Ya gerisi anne,
Sen bütünleye bilir misin beni anne,
‘Annenin dizleri’ derler,
Senin dizlerin neyden anne?
Ben biliyor muyum dizlerini, Bilmek isterdim uyudum mu hiç dizlerinde anne,
Sarılmak anne,
Koynunda uyumak huzurla,
Ben yaşadım mı hiç bunları anne,
Ya sen bende yaşadın mı,

Hep bişeyler eksik anne,
Tamamlayamıyorum seni,
Rüyalarımda bile yoksun ki,
Bilmediklerini göremez mi insan rüyasında anne?
Ya sen anne rüyalarında görüyor musun beni,
Tamamlaya bildin mi beni anne,
Kaçıncı yazdığımdır bu bilmiyorum ki anne,
Ne zaman yazsam hava hep kapalı kasvetli anne,
Hep bir Yağmur edasında,
Ben yağmurlardan korkarım biliyor musun anne,
Ya sen nelerden korkarsın anne?
Benim yüreğim hep buruk,
Ya senin yüreğin nasıl anne?
Bu sana son yazdığım değil anne,
Daha içimde yılların cümleleri var,
Ya senin bana yazacakların varmı anne!
Hep bitmemiş türkülerim var sana,
Hep bitmemiş şiirlerim anne,
Buda bitmeyecek asıl şiirimi çıkarabilsem cümlelere dökeceğim anne,
Ya senin bana şiirlerin var mı,
Yada yarım bıraktıkların,
Bir gün lütfen söyle ANNE..

Hülya Perin

Canım Annem

Sen beni aydınlatan,
Sevgi dolu güneş.
Ben senle parlayıp,
Senin gölgende yaşayan ayım.

Sen bana ilham kazandıran,
Beni sevindiren güzel.
Ben senden ayrılmayan,
Seninle varolan ressamım.

İkimiz bir çerçevede,
Kalplerimiz bir arada.
İkimiz bir elmanın iki yarısıyız
. İkimiz birlikte varız.

Sen olmasan ben yokum,
Sen olsan ben coşum!
Gönlümdesin kalbimdesin,
Bana göre heryerimdesin.

Hayalimin kraliçesi,
Gönlümün meleği,
Hayatımın ana damarısın.

Bana bakan,
Beni seven,
Her sabah karşıma çıkan,
Gün ışığımsın…

Yağız Efe Şabanoğlu

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatsana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne değişmem seni dünyayı verseler elime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan

Annem Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneme Şiirler

Güzel Annem Şiirleri


Anne

Bir çift göz dünyaya merhaba derken
Bir diğeri elveda demişti.
Son nefesini verirken hayata
İlk ve son kez kızım demişti
Minicik dudaklarımla diyemedim, diyemedim ANNE.
Bebekler süt kokarmış
Ak göğsüne sokulup sinmedi kokun tenime Ben hiç süt kokmadım ANNE
Boş sanılan bakışlarla hep seni ararken,
Gözlerin gözlerime hiç değmedi ANNE.
Bebektim
Her gece masal diye dinledim seni
Omuzlarına dökülen saçlarını okşarmış babam.
İkinizi bir arada hiç görmedim ben.
Bir kez olsun ne sensiz,
Ne de gözyaşlarımsız uyumadım ANNE.
Melekler aldı dediler anneni.
Melekleri hep güzel anlattılar,
Oysa ben onları hiç sevmedim ANNE.
Bugün saçlarımı annem ördü,
Ayakkabılarımı annem aldı,
Annemle sinemaya gittik
Ben bu sözleri hiç diyemedim ,
Mutluluğu nasıl bilemedim ANNE.
Ağlardım
Bembeyaz karlar yağardı kara kışıma
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşüyen ellerimi sıcağında ısıtamaz,
Sokulup göğsüne nazlanamazdım ANNE.
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşürdüm
Her bahar gül ekerdim sana
Tenin gül kokarmış.
Ne filizlenirdi o gül,ne de sen kokardı.
Baharlar hiç olmadı mevsimimde,
Kokunu hiç bilmedim ANNE.
Bir baharım vardı!
Solmuş yapraklar gibi öksüz,
Dalından ayrılıp düşmüş,kimsesiz
Oysa ben bir yaprak misali,
Kollarında kalamadım ANNE.
Sende filizlenip , sende solamadım ANNE.
Bir baharım vardı!
Adsız
Ne bir kez olsun nazlanabildim sana,
Nede canım yandığında anne diye ağlayabildim
Ne anne diyebildim sana doyasıya,
Nede susabildim
Ne yaşayabildim sensiz,nede ölebildim
Sana ANNE diyebilmek için ölmeliydim ANNE.

Oya Ramazanoğlu


Anneciğim

anneciğim bugün sen dur
ben bakayım sana ne olur
ne istersen pişireyim
evi silip devrişeyim

ben doldurdum aklarını
ödeyemem haklarını
bugün senin günün anne
bak kendini yordun gene
canım kadar sevdiğim kim benim canım anneciğim!

Canım Annem

Yemeyip de yediren,
Giymeyip de giydiren,
Her an bizi düşünen
Canım annem, gül annem.

Kol açıp, kanat geren,
Ömrünü bize veren,
Biz gülünce sevinen
Canım annem, gül annem.

Bülent Özcan

Anne

Sen baharda nazlı çiçek,
Ben çiçekte tombul böcek,
Sensin beni güldürecek,
Anneciğim, biriciğim.

Kulağımda tatlı sesin,
Ninni yavrum uyu dersin,
Sevgi bağın eksilmesin
Anneciğim, biriciğim.

Mevlüt KAPLAN

Anneciğim

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!…

Necip Fazıl KISAKÜREK

Anne

Uyusun da büyüsün
Derdin büyüdüm anne
Bana o ak sütünden
Verdin büyüdüm anne

Uykuma yıldızları
Serdin büyüdüm anne
Anne güzelliğine
Erdin, büyüdüm anne

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

Annem

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H.Latif SARIYÜCE

Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY

Dünyadaki Meleğim

Dünya ya gelmeden önce,
Yalvardım Yaradan a.
Ağladım hıçkıra, hıçkıra
– Nasıl yaşarım Dünya da?

Ulu Yaradan buyurdu:
– Gönderdim bir melek Dünya ya
– O yemez, seni yedirir.
– O giymez, seni giydirir
– Ben onu nasıl bilicem?
– Sen ona anne diyecen.

Elmas Sıla DAĞLI

Uyuyan Güzel Anneye

Anne, bahar geliyor uyansana
Çık altın eşikte bekle beni,
En güzel tılsımları buldum sana
Koklayabilmek için nefesini.

Yeni açmış şu erik hatırlatır
Bana ağaçları çok sevdiğimi,
Sevginle mi ıslanmış şu sonsuz kır,
O kara bırakmışsın gözlerini.

Gül güzel annem benim, benim rüyam
İçimden çiçekli bir yol var sana,
Senin yerine biraz ben uyusam
Anne bahar geliyor uyansana.

Ceyhun Atuf KANSU


Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana,
Sensiz bana kan veren
Sensiz bana can veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler,
Neler söyledin neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana,
Göremeyince seni
Kucaklarım gölgeni

MEHMET Necati ÖNGAY

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatır mısın bana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne çöl misali susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne alsam seni taşısam yüreğimde lime lime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan Manisa

Annem

Sensin,bana yürümeyi öğreten,
Sütümü içtiren.
Küçüklüğümde beni seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni kucağında taşıyan,
Uyutan
Hep seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni seven,
Gezdiren.
Benimle sır paylaşan,
Sensin,benim canım annem.

Sümeyye Bezgin

ANNE

Anneciğim anneciğim,
Öldü babam.
İkimiz kaldık,
Birde kız kardeşim MAKBULE

Üç aileyiz şimdi,
Kardeşim ve sana bakmak,
Benim görevim.
Anne sevdim seni,
Her zaman sevdim seni.

fehmi Soyocak

Anne Bak Üşüyorum

Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Ellerin nerde anne
Yalnız gecelerimde
Sokulduğum göğsün
Ve içimde gülümseyen
Yüzün nerde
Nerde anne
Rüyalarımın en güzel yanı
Yalnızlığım anne
Sensizliğim nerde
Neden ellerin donmuş
Neden gözlerin ölmüş
Fakat sen kimsin
Anne sen kimsin
Anne neredesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Şeker karamela istemiyorum
Çizgi film oyuncak istemiyorum
Anne sana geliyorum
Fakat ellerin donmuş
Fakat gözlerin ölmüş
Anne sen kimsin
Anne nerdesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Korkuyorum
Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Bu yaldızlar
Bu yapma kuşlar
Bu yalancı memeler
Bu naylon bebekler
Düşümde bir dağ görüyorum
Üstünde çiçekler
Anne bak ölüyorum
Anne ölüyorum
Anne
Ölüyorum

Özlem Özbek

canım annem

annelerin özlüsü
tatlı dilli şen sözlüsü
güler yüzlü,gül yüzlüsü
benim annem,benim annem

ben ağlasam oda ağlar
ciğerini ateş dağlar
hayatını bana bağlar
benim annem, benim annem

açar bana kanadını
melek koydum ben adını
varlığımın tek kadını
benim annem, benim annem

Büşra ergun

Yaşamak Güzeldir Anne

Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yasamak güzeldir anne
Yasamak senin için
Yasamak güzeldir anne
Yasamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var

Yusuf Hayaloğlu

MELEK ANNEM

Beni seven melek annem,
Annelerin en güzeli,
9 ay taşırsın sabırla,
Benim melek annem.

Düşünür bela gelmesin diye,
Seversin okşarsın
İyilik olsun üstünde diye
Sensin,benim güzel annem.

Kalbim, canım bağlı sana,
Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün!

Her yerde sahip çıkarsın
Kötülük gelmesin beklersin
Bir kötü şey olmasın diye
Seversin okşarsın bakarsın bana

Mesut bir gün yaşayalım
Her gün bizler için anneler günü
Alalım çiçeklerimizi dökelim, yollarına
Sevindirelim bizi seven annelerimizi…


Anacığım

Anneme ve bütün annelere

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Kaç geceler bana ninni söylerdi,
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen,
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Uzun kış geceleri masal masaldı.
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar,
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı.
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi .
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım.
Selam sana Kadınlar Günü İstanbul’dan.
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Anneme Mektup

Minicik bir bebektim, büyüttün anne
Küçücük bir fidandım, yeşerttin anne
Mekteplerde okuttun, eğittin anne
Gözlerin hiç açıkta kalmasın anne

Hayat çok zor olsa da ne yazar anne
Gözyaşın rahmetiyle ferahım anne
Meşakkatli çileli anımda anne
Duaların yanımda bilesin anne

Kimi görsem annesi yanında anne
İşte o zaman bağrım dağlanır anne
Tek güçlüğüm ayrılık yanarım anne
Geceler sessiz sensiz ağlarım anne

Ömür su gibi hızla akıyor anne
Ak düştü saça vade bitiyor anne
Ak alınla başı dik evladın anne
Ak atla bir gün gelir yanına anne

Nizamettin Korucu

Anne Sevmek

Annesini sevmeyenin,
İşi düzgün gitmez yavrum!
Duasnı almayanın,
Dertleri hiç bitmez yavrum.

Anne ahı yerde kalmaz,
İyi çocuk onu almaz,
Ağaç olsan meyven olmaz,
Dalinda kuş ötmez yavrum!

Seviyorsan anneni sen,
Öpüyorsan ellerinden,
Gündüz gibi olur gecen,
Güneşin hiç batmaz yavrum!

Bana hak ver düşünde bir,
Akşama dek peşindedir,
Uyurken de düşündedir,
Senden önce yatmaz yavrum!

Nefesi en güzel nefes,
Onun sesi en tatlı ses,
Sana karşı hile bilmez,
Sütüne su katmaz yavrum!

Beyza Ünal

Anne

Anne yine yanlızım sensiz geçen akşamlarda
Seni arar dururum hasret dolu sabahlarda
Özlemin yakıyor,mutlu olmayan kollarda
Kimsesiz yavrunu duysana Anne…

Anne Anne ölüyorum
Anne Anne gülemiyorum
Anne Anne gelemiyorum
Affet beni çok yanlızım

Anne senin derdin beni Deli etti
Yanlız geçen gecelerim sanma ki mutlu etti
Gurbet elde geziyorum, DERBEDER hasret yetti
Sensiz geçen günlerimde gelsene Anne…

Anne Anne seni çok seviyorum
Anne Anne sensiz sanma gülüyorum…

Kenan Kerim Yavuz

Canım Anam

Yoksun yine yanımda canım anam
Ben senden başka kime sevdalanam
Derdimi mutluluğumu kimlere anlatam
Özledim seni gül kokulu anam

Gece karanlıktan korkarım ben ana
Olsaydın yanımda sarılırdım doya doya
Yoksun yanımda yoksun sabahımda
Hasreti burnumda tüten anam

Yokluğun öyle zor öyle çekilmezki
Avutmaz hiç kimse sana sevdalı yüreğimi
Kavuşmak için sana beklerim azraili
Şefkati yüreğimde bitmeyen anam

Ağladım yine bu gün mezarın başında
Yalvardım Allah’a benide alsın yanına
Seni emanet ettim Yüce Yaradanıma
Kokusu burnumdan gitmeyen anam

Yazan: Arif Arifoğulları

Canım Annem

Annem canım annem güzel annem
Sen güzelsin dünya kadar
Canımsın benim
Ne olur gitme anne ne olur

Elimi tut anne ne olur bırakma
Hep yanında olmak istiyorum
Ana kucağı gibisi yok
Canım annem

ZEYNEP ÖZEL

Ya sen anne

YA SEN ANNE
Yokluğunu yazmak istemezdim,
Yaşayarak hissederek daha anlamlımı olacak dı anne!
Sana yakın,sana uzak yüreğimi yazıyorum,ebruli kağıtlara anne,
Hani nerdesin!
Dağ gibi yüreğin,
Sıkıca tutacak güçlü ellerin,
Ben hiç seni tanıdım mı anne,
Biliyor muyum seni,

Gittiğin gün babamın gömlek düğmelerinden bir kaçı kopmuştu,
Anne,
Hatırlıyorum o günü!
Acıdan mış anne,
Yoksa sen sağlamlamışsın o düğmeleri,
Göğsümde babamın gözyaşlarıyla gittim okula,
Okul mu neden anne!
En azından bir günlük yokluğun fark edilmesin diye,
Ya sonra anne yoksun,
Sonraları da hep gittim okula,
Yatağımda,yollarda,kıyafetlerimde yoktun,
Saçlarımda,gözlerimde,ellerimde yoktun anne,
Hissettim mi ben seni,
Yada sen beni anne,
Hep diyorlar ki,
‘Ana kokusu’
O nedir anne,
Ben senin,
Sen benim kokumu biliyor musun ki anne,
Ben bir çok kokuyu biliyorum anne,
Bir seni bilmiyorum,
Sen nasıl bir kokusun anne?
Özledim seni diyemiyorum,
Seni özlemek nedir bilmiyorum anne,
Ağlamak isterdim anne,
Ağladım da ama neye bilmiyorum,
Yokluğuna mı,seni hiç bilmediğime mi neye bilmiyorum anne,

Senin gülüşün farklımıdır anne,ya sesin,
Ya dokunuşun anne,
Biliyor musun,bilmiyorum!
Şefkat diyorlar lar anne,
Senin şefkatin nedir?
Ben biliyor muyum,ya sen biliyor musun anne,
Bende kaldı mı birkaç kırıntı şefkatinden anne,
Ya benim sende,
Seni hayallerde çizmek istemedim anne,
Çok mükemmel hayallerim olmuyor nedense,
Yakıştıramıyorum hiçbir çizgimi sana anne,
Ya sen anne,
Beni çizebilir misin?
Keşke bütünleyebilsem seni anne,
Çocukluğum dan kalan birkaç eserin var bende,
Ya gerisi anne,
Sen bütünleye bilir misin beni anne,
‘Annenin dizleri’ derler,
Senin dizlerin neyden anne?
Ben biliyor muyum dizlerini, Bilmek isterdim uyudum mu hiç dizlerinde anne,
Sarılmak anne,
Koynunda uyumak huzurla,
Ben yaşadım mı hiç bunları anne,
Ya sen bende yaşadın mı,

Hep bişeyler eksik anne,
Tamamlayamıyorum seni,
Rüyalarımda bile yoksun ki,
Bilmediklerini göremez mi insan rüyasında anne?
Ya sen anne rüyalarında görüyor musun beni,
Tamamlaya bildin mi beni anne,
Kaçıncı yazdığımdır bu bilmiyorum ki anne,
Ne zaman yazsam hava hep kapalı kasvetli anne,
Hep bir Yağmur edasında,
Ben yağmurlardan korkarım biliyor musun anne,
Ya sen nelerden korkarsın anne?
Benim yüreğim hep buruk,
Ya senin yüreğin nasıl anne?
Bu sana son yazdığım değil anne,
Daha içimde yılların cümleleri var,
Ya senin bana yazacakların varmı anne!
Hep bitmemiş türkülerim var sana,
Hep bitmemiş şiirlerim anne,
Buda bitmeyecek asıl şiirimi çıkarabilsem cümlelere dökeceğim anne,
Ya senin bana şiirlerin var mı,
Yada yarım bıraktıkların,
Bir gün lütfen söyle ANNE..

Hülya Perin

Canım Annem

Sen beni aydınlatan,
Sevgi dolu güneş.
Ben senle parlayıp,
Senin gölgende yaşayan ayım.

Sen bana ilham kazandıran,
Beni sevindiren güzel.
Ben senden ayrılmayan,
Seninle varolan ressamım.

İkimiz bir çerçevede,
Kalplerimiz bir arada.
İkimiz bir elmanın iki yarısıyız
. İkimiz birlikte varız.

Sen olmasan ben yokum,
Sen olsan ben coşum!
Gönlümdesin kalbimdesin,
Bana göre heryerimdesin.

Hayalimin kraliçesi,
Gönlümün meleği,
Hayatımın ana damarısın.

Bana bakan,
Beni seven,
Her sabah karşıma çıkan,
Gün ışığımsın…

Yağız Efe Şabanoğlu

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatsana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne değişmem seni dünyayı verseler elime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan