Dua esnasında eller (duanın seması sayılan) yukarıya açık olarak (ayrı) şekilde tutulur. İki elin avuç içi terazinin iki gözü gibi muvazeneli şekilde göğüs hizasında, semadan gelecek Rahmet-i İlâhiyye’ye açık bekler.
Ancak, bazı zamanlarda bu iki elin yanyana birleşip, bitişik şekilde tutulması da sünnete aykırı değildir. Resûl-i Ekrem Hazretleri her iki halde de dua yapmıştır. Lâkin çogu defa ellerini ayrı şekilde tuttuğu anlaşilmaktadır.
Nitekim Şafiî mezhebinde duanın korku mânâsına gelen cümlelerinde ellerin içinin yere çevrilip aşağıya tutulduğu gibi. Hanefi’de ise avuç içinin aşağıya çevrilmesi sadece yağmur duasında meşru kılınmış, diğerlerine şâmil olmamıştır.
Şafilerin dua ederken musibetten sakınmak için ellerini aşağıya çevirmeleri bazı hadislere dayanmaktadır ki sünnettir. Bu hadislerden birisi şöyledir:
“Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü vesselam, Allah’tan bir şeyin olmasını istediği zaman ellerinin içini yukarıya çevirirdi. Ancak bir şeyden sakınacağı zaman ise ellerinin içini aşağıya çevirirdi.”
Ufuklara savruldu gözlerim gecede, dünya üzerimeyikiliyor,şu küçük tepede savur beni…olmazsa yureğimi rüzgar içimde zaten firtina dolu pişmanliklar sensiz carklara takildim gidiyorum reddettigim fikirlerden takdir bekliyorum insanlar deniz,insanlar okyanus,insanlar damla gerçi zordur,zordur baskasini anlamak ama…. Bilirmisin ne zordur anlayinca insanlari aynalar yabanci,yabanci su gulen yuzum hayatim darmadagin,dusuncelerimdenedir cözüm? Bazen en buyuk huzunle takilirim geceye övgüler,sitemler….dizeler yazarim sevgiliye sonradan aci gelir,karsiliksiz sevdalarla ugrasmak düşünürüm yarini ve sonrasini yuregim yanarak düşünürüm zaman hizla geciyor daha dün dediğim mazi olmus gidiyor bazen gidebiliyosun coskun irmaklara katilip agitlara,acili bir türküye eşlik ederek duyamadigin sesinle,haykiriyorsan içini ezerek… Yasamak zor gelir,gülmekte,bir dert biter bin gelir aci tebessume dolasir dudaginda,eller guluyo bilir duygulu olma,dusunceli olma yoksa hep paylasirsin huzunleri,üzülmek için bulursun sebeb….. Geciypr geciyorda yillar ben yasadim….yasiyorum diyecek neyim var? Beni anlarmi insanlar gunlerce bagirsam, yanliş birseyler var,yanlis sürüupr yaşam………….
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu beklemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için bi…raz şaklabanlık edip, Taklalar mı atmalıyım? İstemem! Eksik olsun! Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? Sabah akşam dolasip pabuç mu eskitmeli? Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret! Eksik olsun! Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli? Eleştiriden mi çekinmeli? “Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı? İstemem! İstemem! Eksik olsun! Korkmak, tükenmek, bitmek… Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem! Eksik olsun! İstemem! Eksik olsun! Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek… Tek başına… Özgür olmak… Dünyaya kendi gözlerinle bakmak… Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak… Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak… Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek, İsteyince Ay’a bile gidebilmek. Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.
Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?
– Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden seni sevmediğini. – Sus…
bırakıp gittin beni bütün kapılarda bütün çöllerde tek başıma kodun şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim vardığım hiç bir yerde değildin sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını denizde dalgakırandan da boş boşluğunu bir günün seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği
bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden
başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç bana bakıp görmediğin için ben yokken içini çektiğin için