Nadanı terk etmeden, yaranı arzularsın Hayvanı sen geçmeden insanı arzularsın Men arefe nefsehu kad arefe rabbehu Nefsini sen bilmeden Sübhan’ı arzularsın
Sen bu evin kapusun henüz bulup açmadan İçindeki kenz-i bipayan’ı arzularsın Taşra üfürmek ile yalınlanır mı ocak Yönün Hakk’a dönmeden ihsanı arzularsın
Dağlar gibi kuşatmış benlik günahı seni Günahını bilmeden gufranı arzularsın Sen şarabı içmeden serhoş-u mest olmadan Nicesi Hak emrine fermanı arzularsın
Cevzin yeşil kabuğunu yemekle tad bulunmaz Zahir ile ey fakih Kur’an-ı arzularsın Gurbetliğe düşmeden mihnete satışmadan Kebap olup pişmeden püryanı arzularsın
Yabandasın evin yok bir yanmış ocağın yok Issız dağın başında mihmanı arzularsın Ben bağ ile bostanı gezdim hıyar bulmadım Sen söğüt ağacından rumman’ı arzularsın
Başsız kabak gibi bir tekerleme söz ile Yunus’leyin Niyazi irfanı arzularsın Niyazi MISRİ
Ateşi hicrinle can durmaz figana başlar Kaynayıp akar ol ateşle gözümden yaşlar Ateşim yaşım iniltim can içinde gizlidir Zahirimde yok içimde hasıl oldu yaşlar Bî-kesem bu âlem içre sırrıma yok mahrem, Bilmedi derdim benim ne kavm u ne gardaşlar Niyazi MISRİ
Çağırırım Dost Dost…Niyazi Mısri Nihat Gülle
Bakıp cemali yare çağırırım dost dost Dil oldu pare pare Çağırırım dost dost
Aşkın ile dolmuşum zühdümü yanılmışım Mest-i müdam olmuşum çağırırım dost dost
Mescid-i meyhanede Hanede viranede Kabe de put hanede,Çağırırım dost dost
Sular gibi çağ çağ,dolaşırım dağ,dağ Hayran bana sayru sağ,çağırırım dost dost
Dünya gamından geçip Yokluğa kanat açıp Aşk ile daim uçup,Çağırırım dost dost
Hep görünen dost yüzü,Andan ayırmam yüzü Gitmez dilimden sözü,Çağırırım dost dost
Geldim o dost ilinden,koka koka gülünden Niyazinin dilinden,çağırırım dost dost
Ne yerdeyim ne gökte,ne mürdeyim ne zinde Her yerde her zamanda,Çağırırım dost dost Niyazi MISRİ
Derman arardım derdime derdim bana derman imiş Burhan sorardım aslıma aslım bana burhan imiş
Sağ u solu gözler idim dost yüzünü görsem deyu Ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş
Öyle sanırdım ayriyem,dost gayridir ben gayriyem Benden görüp işideni bildim ki ol canan imiş
Savm u salat u haccile sanma biter zahid işin İnsan-ı Kamil olmağa lazım olan irfan imiş
Kanden gelir yolun senin ya kande varır menzilin Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvan imiş
Mürşid gerektir bildire Hakkı sana hakkel-yakin Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş
İşit Niyazi’nin sözün bir nesne örtmez Hak yüzün Hak’tan ayan bir nesne yok gözsüzlere pünhan imiş Niyazi MISRİ
Zat-ı Hakk’da mahrem-i irfan olan anlar bizi İlm-i sır’da bahr-i bi-payan olan anlar bizi Bu fena gülzarına talib olanlar anlamaz Vech-i baki hüsnüne hayran olan anlar bizi Dünye vü ukba’yı tamir eylemekten geçmişiz Her taraftan yıkılıp viyran olan anlar bizi Biz şol Abdal’ız bırakdık eğnimizden şalımız Varlığından soyunup üryan olan anlar bizi Kahr u lütfu şey’-i vahid bilmeyen çekdi azab Ol azabdan kurtulup sultan olan anlar bizi Zahid’a ayık dururken anlamazsın sen bizi Cür’a-yı safi içip mestan olan anlar bizi Arifin her bir sözünü duymağa insan gerek Bu cihanda sanmanız hayvan olan anlar bizi Ey Niyazi katremiz deryaye saldık biz bu gün Katre nice anlasın umman olan anlar bizi Haklı koyup LAMEKAN ilinde menzil tutalı Mısri’ya şol canlara canan olan anlar bizi Niyazi MISRİ