Posts Tagged ‘istanbul’

Emre imza için Madrid’e gitti

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Faik KAPTAN

Beraberinde eşi Tuğba Belözoğlu olduğu halde THY’ye ait bir uçakla
İstanbul
’dan Madrid’e giden Emre Belözoğlu
Atatürk
Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, “Fenerbahçeli taraftarlar beni daima Fenerbahçeli olarak hatırlasınlar” diyerek şöyle konuştu: 

“Çok mutluyum. Elimden geldiğince iki yıl boyunca başarılı olacağıma inanıyorum.
Fenerbahçe
’yi ve ülke futbolunu temsil etmeye gidiyorum. Şimdi imza töreni için gidiyorum. Çok güzel anılarım olacağına inanıyorum.” 

Emre Belözoğlu açıklama yaptığı sırada çocuklarını yurt dışına uğurlama için
Atatürk
Havalimanı’na gelen
Fenerbahçe
Başkanı
Aziz Yıldırım
’ın kardeşi Acar Yıldırım’ı görünce onun yanına gitti ve kısa bir görüşme yaparak vedalaştı. Daha sonra sözlerine devam eden Emre Belözoğlu
Fenerbahçe
camiasına kırgın mısın? Şeklindeki bir soruyu şöyle cevapladı: 

“Hayır. Ben, 4 yıl boyunca elimden geldiğince
Fenerbahçe
ye hizmet ettim. Bu gün bana gösterilen sevgi ve teveccüh bunun ispatıdır. Bu gidişim futbolun içinde olağan şeyler. Kendimin ve ailemin mutlu olacağını düşünüyorum.
Fenerbahçe
taraftarının bana dört yıldır verdiği desteği unutamam. Onlara çok teşekkür ediyorum. Beni daima bir Fenerbahçeli olarak hatırlasınlar. Dönüşte geleceğimiz yer yine burası. Bu işler nasip. Benim ait olduğum yer
Fenerbahçe
’dir.” 

Arda ile görüşüp görüşmediği konusunda ise Emre, “Arda ile her zaman görüşüyorum. Bana orada çok güzel bir ortam olduğunu söyledi. Birkaç gün içinde orada olacak buluşacağız. Onun orada olması benim için büyük şans. O benim kardeşi gibidir” dedi. Eşi Tuğba Belözoğlu ile pasaport kontrolüne giden Emre burada eski
Fenerbahçe
yöneticileri Nihat Özdemir ve Mahmut Uslu ile karşılaştı. Emre onlara da veda ederek uçağına gitti. (DHA)

Aziz Yıldırım’a başkanlık yasağı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

İSTANBUL

Fenerbahçe
Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım
, “Futbolda Şike” davasına bakan özel yetkili 16.
Ağır Ceza Mahkemesi
‘nin hakkında verdiği mahkumiyet kararının kesinleşmesi durumunda 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un 18. maddesi uyarınca, “seyirden men” cezası alacak. Yıldırım, aynı kanun kapsamında yasak süresince spor kulüplerinde, federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamayacak.

Özel yetkili
İstanbul
16.
Ağır Ceza Mahkemesi
, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Yıldırım hakkında, güvenlik tedbiri olarak 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un “seyirden yasaklanma” başlıklı 18. maddesinin uygulanmasını da öngördü.

Kanunun 18. maddesi, şu hükümleri içeriyor:

“Kişinin, bu kanunda tanımlanan veya yollamada bulunulan ilgili kanunlardaki suçlardan dolayı mahkemece kurulan hükümde, hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanmasına karar verilir. Seyirden yasaklanma ibaresinden kişinin müsabakaları ve antrenmanları izlemek amacıyla spor alanlarına girişinin yasaklanması anlaşılır. Hükmün kesinleşmesiyle infazına başlanan seyirden yasaklanma yaptırımının süresi cezanın infazı tamamlandıktan itibaren bir yıl geçmesiyle sona erer. Bu güvenlik tedbirine ceza verilmesine yer olmadığı kararı ile birlikte hükmedilmesi halinde, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl geçmesiyle bu güvenlik tedbirinin uygulanmasına son verilir.

Bu kanun hükümlerine göre hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanma kararı verilen kişi, yasak süresince spor kulüplerinde, federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamaz; spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapamaz.”(AA)

‘Şike davası’nda tahliye kararı çıktı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Özel yetkili
İstanbul
16.
Ağır Ceza Mahkemesi
, “Futbolda Şike” davası kapsamında tutuklu bulunan
Fenerbahçe
Kulübü Başkanı tutuklu sanıklar
Aziz Yıldırım
, Olgun Peker, İlhan Ekşioğlu ve Yusuf Turanlı’nın tahliyesine karar verdi. Yıldırım, örgüt kurmak suçundan 2 yıl 6 hapis, şike suçundan ise 3 yıl 9 ay hapis ve 1 milyon TL para cezası aldı.
 
Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, “Bu yargılama sürecinde yoğun çalıştık. Hakimlerimiz benden çok daha fazla emek sarfettiler. Onların büyük emeği oldu. Biz de duruşmayı idare etmeye çalıştık. Heyet olarak tek tek bütün sanıkların eylemlerini inceledik. Umuyorum bir hata yapmamışızdır. Yapmışsak da bunun yasal yolları var” dedi.

Aziz Yıldırım’a başkanlık yasağı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

İSTANBUL

Fenerbahçe
Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım
, “Futbolda Şike” davasına bakan özel yetkili 16.
Ağır Ceza Mahkemesi
‘nin hakkında verdiği mahkumiyet kararının kesinleşmesi durumunda 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un 18. maddesi uyarınca, “seyirden men” cezası alacak. Yıldırım, aynı kanun kapsamında yasak süresince spor kulüplerinde, federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamayacak.

Özel yetkili
İstanbul
16.
Ağır Ceza Mahkemesi
, 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Yıldırım hakkında, güvenlik tedbiri olarak 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’un “seyirden yasaklanma” başlıklı 18. maddesinin uygulanmasını da öngördü.

Kanunun 18. maddesi, şu hükümleri içeriyor:

“Kişinin, bu kanunda tanımlanan veya yollamada bulunulan ilgili kanunlardaki suçlardan dolayı mahkemece kurulan hükümde, hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanmasına karar verilir. Seyirden yasaklanma ibaresinden kişinin müsabakaları ve antrenmanları izlemek amacıyla spor alanlarına girişinin yasaklanması anlaşılır. Hükmün kesinleşmesiyle infazına başlanan seyirden yasaklanma yaptırımının süresi cezanın infazı tamamlandıktan itibaren bir yıl geçmesiyle sona erer. Bu güvenlik tedbirine ceza verilmesine yer olmadığı kararı ile birlikte hükmedilmesi halinde, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl geçmesiyle bu güvenlik tedbirinin uygulanmasına son verilir.

Bu kanun hükümlerine göre hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanma kararı verilen kişi, yasak süresince spor kulüplerinde, federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamaz; spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapamaz.”(AA)

THY’na havada sıkı bir rakip geliyor

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

ABD’li havayolu şirketi United Airlines’ın Türkiye uçuşlarına başlaması ile rekabet artacağından dolayı THY ve Delta Havayolları’nın ABD uçuşlarında bilet fiyatlarında indirime gitmesi bekleniyor

Türk Hava Yolları ve Delta Havayolları’nın İstanbul-ABD arasında yaptığı direkt seferlerine büyük bir rakip daha geliyor.United Airlines’ın İstanbul-New York seferleri pazartesi günü (yarın) başlıyor. Havayolu şirketi İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan New York Newark Liberty Uluslararası Havalimanı’na her gün sefer düzenlenecek. United’ın ekonomi sınıfında başlangıç fiyatları, gidiş-dönüş tüm vergiler dahil olmak üzere 499 Euro’dan başlayacak. United Airlines’ın Türkiye uçuşlarına başlaması ile rekabet artacağından dolayı THY ve Delta Havayolları’nın İstanbul ABD uçuşlarında bilet fiyatlarında indirime gitmesi bekleniyor. İstanbul-New York arasında 2 Temmuz’dan itibaren direkt uçuşlara başlayacak olan United Airlines, ilk uçuş öncesi Atatürk Havalimanı’nda yolculara hizmet verecek olan Türk personel ile eğitim çalışması yaptı.

Yaklaşık 20 Türk yer personelinin ve ABD’li eğitmelerin katıldığı çalışmaya bazı personeller, biniş kontrol bankolarına yolcu gibi gelerek arkadaşlarını testten geçirdi. Atatürk Havalimanı’nda daha çok sık rastlanmayan bu uygulama diğer yolcular ve çalışanların ilgisini çekerken şirketin İskandinavya, İngiltere ve Rusya Direktörü Davit Linnocent bir ay boyunca yer personelini verilen eğitimleri ardından uygulama sırasında doğabilecek aksaklıkları incelemek için bu uygulamayı yaptıklarını söyledi. United Airlines, İstanbul – New York uçuşlarını Boeing 767-300 uçaklarıyla gerçekleştirecek.

yeleri arasında yer alıyor. Her iki şirketin, Amerika’nın tüm eyaletlerinde ve dünyanın birçok ülkesinde, 80.000’in üzerinde çalışanı bulunuyor

İki bin 543 metrede piknik keyfi

Pazar, Temmuz 1st, 2012

2 bin 543 metre yükseklikte piknik keyfi yaşayan günübirlikçiler zirveye akın ediyor.

Uludağ’ın yaz aylarındaki en önemli müşteri kitlesini, günübirlik dağa çıkan piknikçiler oluşturuyor. Ayrıca Sarıalan ve Çobankaya mevkilerinde kurulan çadırlarda günlerini geçiren tatilciler bulunuyor. Bunun yanı sıra astım hastaları, kanser ya da diğer rahatsızlığı bulunan hastalar dağın temiz havasında doğa ile baş başa kalarak huzur buluyor. Pikniğin yanı sıra zirvesinde karı hiç eksik olmayan dağda doğa yürüyüşleri de yoğun ilgi görüyor. Piknikçiler, eşsiz ormanlık alanlarda gezerek stres atıyor.

Temiz havası ve bitki örtüsünün yanı sıra zirvenin soğuk suyu da yoğun ilgi görüyor. Dağa çıkanlar, bidonlar dolusu suyu evlerine taşıyor.

Her yaz Uludağ’a çıktığını söyleyen Hamdi Sarı, özellikle temiz havası ve doğal güzellikleri nedeniyle zirveyi çok sevdiğini söyledi. Temmuz ve ağustos aylarında Uludağ’ın tıklım tıklım dolduğuna dikkat çeken Sarı, bölgenin hastalar için şifa kaynağı olduğunu ifade etti. İstanbul’a yakınlığı sebebiyle eğlence sektörüne de hizmet veren zirveye, Bursa’nın yanı sıra Kahramanmaraş, İzmir gibi birçok ilden otobüslerle ziyaretçiler geliyor. Arap turistler için yazın vazgeçilmez mekanları arasında yer alan Uludağ’da yoğun yabancı turist de gözleniyor.

Yeşili ve serin havası nedeniyle özellikle yayla turizmi için elverişli olan Uludağ’ın, yazın sadece piknik alanı olarak kullanılması zaman zaman eleştiri konusu oluyor. Altyapı, yol gibi temel sorunlarını hala çözüm bekleyen Uludağ’da, spor kamp merkezleri, kongre turizmi için elverişli oteller, sağlık turizmi için tesislerin yapılması gerektiği savunuluyor. Uludağ’da 15 özel tesis ile kamu tesislerinde toplam 6 yatak kapasitesi bulunuyor.

İki bin 543 metrede piknik keyfi

Pazar, Temmuz 1st, 2012

2 bin 543 metre yükseklikte piknik keyfi yaşayan günübirlikçiler zirveye akın ediyor.

Uludağ’ın yaz aylarındaki en önemli müşteri kitlesini, günübirlik dağa çıkan piknikçiler oluşturuyor. Ayrıca Sarıalan ve Çobankaya mevkilerinde kurulan çadırlarda günlerini geçiren tatilciler bulunuyor. Bunun yanı sıra astım hastaları, kanser ya da diğer rahatsızlığı bulunan hastalar dağın temiz havasında doğa ile baş başa kalarak huzur buluyor. Pikniğin yanı sıra zirvesinde karı hiç eksik olmayan dağda doğa yürüyüşleri de yoğun ilgi görüyor. Piknikçiler, eşsiz ormanlık alanlarda gezerek stres atıyor.

Temiz havası ve bitki örtüsünün yanı sıra zirvenin soğuk suyu da yoğun ilgi görüyor. Dağa çıkanlar, bidonlar dolusu suyu evlerine taşıyor.

Her yaz Uludağ’a çıktığını söyleyen Hamdi Sarı, özellikle temiz havası ve doğal güzellikleri nedeniyle zirveyi çok sevdiğini söyledi. Temmuz ve ağustos aylarında Uludağ’ın tıklım tıklım dolduğuna dikkat çeken Sarı, bölgenin hastalar için şifa kaynağı olduğunu ifade etti. İstanbul’a yakınlığı sebebiyle eğlence sektörüne de hizmet veren zirveye, Bursa’nın yanı sıra Kahramanmaraş, İzmir gibi birçok ilden otobüslerle ziyaretçiler geliyor. Arap turistler için yazın vazgeçilmez mekanları arasında yer alan Uludağ’da yoğun yabancı turist de gözleniyor.

Yeşili ve serin havası nedeniyle özellikle yayla turizmi için elverişli olan Uludağ’ın, yazın sadece piknik alanı olarak kullanılması zaman zaman eleştiri konusu oluyor. Altyapı, yol gibi temel sorunlarını hala çözüm bekleyen Uludağ’da, spor kamp merkezleri, kongre turizmi için elverişli oteller, sağlık turizmi için tesislerin yapılması gerektiği savunuluyor. Uludağ’da 15 özel tesis ile kamu tesislerinde toplam 6 yatak kapasitesi bulunuyor.

İslam dünyasının en güzel 10 şehri

Cuma, Haziran 29th, 2012

Dinlenmek, yazın tadını güzel bir ortamda, denizin mavisinin huzurunda geçirmek elbette herkes için cazip bir seçenek. Ancak, belki de tatil rehavetinden olsa gerek göz ardı edilen güzel bir seçenek de kültür gezileri. Eğer tatil planlarınız arasında yoksa bu yaz değişiklik yapıp vaktinizin bir kısmını kültür gezilerine ayırabilirsiniz. İşte o şehirler ve dillere destan güzelliklerinden manzaralar.

 

 

 

 

 

 

 

 

ZAMAN

8 ilde eş zamanlı dolandırıcılık operasyonu

Cuma, Haziran 29th, 2012

Mersin Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünce Mersin, Adana, Bartın, Denizli, Gaziantep, İstanbul, Niğde ve Şanlıurfa’da vatandaşları cep telefonlarından arayarak kendilerini hakim, savcı, polis gibi kamu görevlisi olarak tanıtan şebekenin üyeleri takibe alındı.

Bu kapsamda Mersin merkezli 8 ilde eş zamanlı yapılan operasyonda 29 kişi gözaltına alındı.

19 kişinin arandığı operasyon kapsamında gözaltına alınan zanlıların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda 19 bin 252 TL, 52 dolar, 306 cep telefonu, 3 yüzük, 2 bilezik, 1 küpe, 1 altın zincir, 4 bilgisayar, 2 post cihazı ve banka hesaplarına el konuldu.

Zanlıların yaklaşık 2.6 milyon liralık dolandırıcılık olayını gerçekleştirdikleri tespit edildi.

Diğer illerde gözaltına alınan zanlıların Mersin’e getirileceği, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra adliyeye sevk edileceği kaydedildi.

Emniyet yetkilileri, soruşturmanın ilk etabının 17 Şubat’ta başladığını, daha önce düzenlenen operasyonda 50 kişinin gözaltına alındığını, mahkemeye çıkarılan bu kişilerden 32’sinin tutuklandığını hatırlattı.

İşte Musa Anter’in tetikçisi

Cuma, Haziran 29th, 2012

Eylül 1992’den beri kimlik değiştirmeye bile gerek duymaksızın Şırnak’ta yaşayan Musa Anter suikastı tetikçisi Hamit Yıldırım ilk kez Sabah Özel İstihbarat Bölümü tarafından görüntülendi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği de son ortaya çıkan belge ve bilgiler ışığında Musa Anter cinayeti dosyasını tozlu raflardan indirdi. Üstelik zaman aşımına yalnızca üç ay gibi bir zaman kala…

STOCKHOLM’DEN ŞIRNAK’A…

Sabah’ın haberi yayımlandığı an itibariyle savcılık da Yıldırım’ı gözaltına alacak. Bu gözaltı sayesinde, 20 yıl olan zaman aşımı süresi de 30 yıla çıkmış olacak. Dolayısıyla davanın zaman aşımından düşmesi riski ortadan kalktı. Bugüne kadar tek bir kare fotoğrafı çekilemeyen Yıldırım’ı görüntülemek için Güneydoğu’nun zor şartlarında üç ayrı ekiple çalışan ekibimiz, İstanbul’dan Stockholm’e, Ankara’dan Diyarbakır’a, Mersin’den Şırnak’a uzanan 6 aylık yorucu ve son derece titiz bir çalışma yürüttü. Ve sonuçta karanlık cinayeti aydınlatacak bilgilere ulaştı. Savcılık ve Emniyet yetkililerinin ‘ölü dosya’ olarak nitelendirdiği 1992/2598 numaralı Anter dosyası de böylece yeniden açıldı.

PKK İTİRAFÇISI, ADINI VERMİŞTİ’

Ape Musa’ olarak da bilinen ünlü Kürt yazar Musa Anter 1992’de öldürülmüştü. Son gelişmelerle Hamit Yıldırım’ın, Musa Anter cinayetinde tetiği çeken kişi olduğu netleşti. Yıldırım’ın adını ilk kez, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşayan JİTEM ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan telaffuz etmişti. Abdülkadir Aygan, yıllar sonra 1991’deki haliyle fotoğrafını gördüğü Şırnaklı Hamit’i kesin olarak teşhis etti. Cinayetin işlendiği gece Anter’le birlikte olan ve Şırnaklı Hamit’in silahından çıkan beş mermiyle ağır yaralanıp, büyük bir şans eseri sağ kurtulan Kürt yazar Orhan Miroğlu da Hamit Yıldırım’ın 20 yıl öncekini fotoğrafını teşhis etti.

MİROĞLU: ÇOK BENZİYOR

Bir gece yarısı Sabah gazetesine gelerek tetikçinin eski ve yeni fotoğraflarını inceleyen yazar Miroğlu, eski fotoğraftaki kişinin tetikçiye çok benzediğini söyledi ve şöyle konuştu: “PKK itirafçısı Aygan onu tanıyordu. Ben yarım saat gördüm. Ama o gecenin kötü hatırası olarak zihnimde kalan suret, bu gördüğüm fotoğrafa çok yakın. Musa Anter’i ve beni vuran adam büyük bir ihtimalle budur.”

SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ

Musa Anter dosyasını yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni bulgu ve belgeler ışığında harekete geçti. Soruşturmayı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun yönetiyor. Coşkun, bölgedeki tüm faili meçhullerle ilgili soruşturmaları yürüten isim… Savcı Coşkun, kritik operasyonu Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ile koordineli biçimde yürütüyor. Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanan Karaca, Adana’ya gitmeden önce Diyarbakır’daki son görevini izin dahi kullanmaksızın yürüttü. Operasyona, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri imza attı. Öte yandan olayın olduğu tarihte yazar Musa Anter, Orhan Miroğlu ve Hamit Yıldırım’ın bindiği taksiyi kullanan şoför Mehmet Sinanoğlu ile Anter’in kaldığı otelin görevlisi Osman Ünsal Ateşal’ın da ifadeleri alınacak. Her iki kişiye teşhis için Hamit Yıldırım’ın o dönemden ve günümüzden fotoğrafları gösterilecek.

MUSA ANTER KİMDİR?

APE Musa’ lakaplı Kürt yazar Musa Anter, 1920’de Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara köyünde doğdu. Ortaokul ve liseyi Adana’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1944’te Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu’nun halası olan Ayşe Hanım ile evliliğinden Anter, Rahşan ve Dicle adlı üç çocuğu oldu. Yayımladığı “Qimil” (Kımıl) adlı Kürtçe şiirden dolayı 1959’da idamla yargılandı. 1963’te ve 12 Eylül darbesinden sonra Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Yaşamı boyunca toplam 11.5 yıl hapis yattı.

KURŞUN YAĞDIRDI

Musa Anter, bir konferans için gittiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde öldürüldü. O gün Orhan Miroğlu, Musa Anter’i evine yemeğe götürecekti. Bu amaçla Dağkapı semtindeki bir otelde buluştular. Anter, Çınar ilçesinden bir arazi meselesi için gelecekler olduğunu söyleyerek “Sen eve git, sonra gelip beni otelden alırsın” dedi. Ancak Miroğlu, Anter’i yalnız bırakmak istemedi. O arada kendini, arazi meselesinde arabulucu olarak tanıtan Hamit Yıldırım da otele geldi. Birlikte taksiye bindiler. Ancak Musa Anter yolda şüphelenince taksiden indiler. Taksici gittikten sonra da Hamit Yıldırım, silahına sarıldı. Yazar Anter öldü, Orhan Miroğlu ise ağır yaralandı. Olay yerinde 13 kovan bulundu. Cinayeti, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın planladığı da ortaya çıktı.

FİLM GİBİ OPERASYON

Batuyan aşiretine mensup olan Hamit Yıldırım; Şırnak’ın Kumçatı beldesinde Aşağı Mahalle, Değirmen Caddesi, No: 65 adresinde oturuyordu. Hamit Yıldırım’ın, haber yayımlandığı saatlerde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Musa Anter cinayetinin tetikçisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınması bekleniyor.

TEKNİK TAKİBE DE ALINDI

Polis, zanlının ilişki ağını ve bağlantılarının sırrını çözmek için telefonlarını da teknik takibe aldı. Katil zanlısı Hamit Yıldırım’ın iki ayrı adreste kaldığı tespit edildi. Bu adreslerle Elazığ ve Diyarbakır’daki iki ayrı yere operasyon düzenlenmesi de gündemde. Hatta operasyon için Şırnak ve Elazığ Emniyet Müdürlükleri’nden ekiplere yazı yazıldığı öğrenildi. Bölge, jandarma bölgesi olduğu için jandarma kuvvetleri de operasyona katılacak. Soruşturmanın, Hamit Yıldırım’ın ifadelerine göre genişletilmesi de gündeme gelebilecek.

İşte Musa Anter’in tetikçisi

Cuma, Haziran 29th, 2012

Eylül 1992’den beri kimlik değiştirmeye bile gerek duymaksızın Şırnak’ta yaşayan Musa Anter suikastı tetikçisi Hamit Yıldırım ilk kez Sabah Özel İstihbarat Bölümü tarafından görüntülendi. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği de son ortaya çıkan belge ve bilgiler ışığında Musa Anter cinayeti dosyasını tozlu raflardan indirdi. Üstelik zaman aşımına yalnızca üç ay gibi bir zaman kala…

STOCKHOLM’DEN ŞIRNAK’A…

Sabah’ın haberi yayımlandığı an itibariyle savcılık da Yıldırım’ı gözaltına alacak. Bu gözaltı sayesinde, 20 yıl olan zaman aşımı süresi de 30 yıla çıkmış olacak. Dolayısıyla davanın zaman aşımından düşmesi riski ortadan kalktı. Bugüne kadar tek bir kare fotoğrafı çekilemeyen Yıldırım’ı görüntülemek için Güneydoğu’nun zor şartlarında üç ayrı ekiple çalışan ekibimiz, İstanbul’dan Stockholm’e, Ankara’dan Diyarbakır’a, Mersin’den Şırnak’a uzanan 6 aylık yorucu ve son derece titiz bir çalışma yürüttü. Ve sonuçta karanlık cinayeti aydınlatacak bilgilere ulaştı. Savcılık ve Emniyet yetkililerinin ‘ölü dosya’ olarak nitelendirdiği 1992/2598 numaralı Anter dosyası de böylece yeniden açıldı.

PKK İTİRAFÇISI, ADINI VERMİŞTİ’

Ape Musa’ olarak da bilinen ünlü Kürt yazar Musa Anter 1992’de öldürülmüştü. Son gelişmelerle Hamit Yıldırım’ın, Musa Anter cinayetinde tetiği çeken kişi olduğu netleşti. Yıldırım’ın adını ilk kez, İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşayan JİTEM ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan telaffuz etmişti. Abdülkadir Aygan, yıllar sonra 1991’deki haliyle fotoğrafını gördüğü Şırnaklı Hamit’i kesin olarak teşhis etti. Cinayetin işlendiği gece Anter’le birlikte olan ve Şırnaklı Hamit’in silahından çıkan beş mermiyle ağır yaralanıp, büyük bir şans eseri sağ kurtulan Kürt yazar Orhan Miroğlu da Hamit Yıldırım’ın 20 yıl öncekini fotoğrafını teşhis etti.

MİROĞLU: ÇOK BENZİYOR

Bir gece yarısı Sabah gazetesine gelerek tetikçinin eski ve yeni fotoğraflarını inceleyen yazar Miroğlu, eski fotoğraftaki kişinin tetikçiye çok benzediğini söyledi ve şöyle konuştu: “PKK itirafçısı Aygan onu tanıyordu. Ben yarım saat gördüm. Ama o gecenin kötü hatırası olarak zihnimde kalan suret, bu gördüğüm fotoğrafa çok yakın. Musa Anter’i ve beni vuran adam büyük bir ihtimalle budur.”

SAVCILIK HAREKETE GEÇTİ

Musa Anter dosyasını yeniden açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni bulgu ve belgeler ışığında harekete geçti. Soruşturmayı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun yönetiyor. Coşkun, bölgedeki tüm faili meçhullerle ilgili soruşturmaları yürüten isim… Savcı Coşkun, kritik operasyonu Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Karaca ile koordineli biçimde yürütüyor. Adana Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanan Karaca, Adana’ya gitmeden önce Diyarbakır’daki son görevini izin dahi kullanmaksızın yürüttü. Operasyona, Diyarbakır İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri imza attı. Öte yandan olayın olduğu tarihte yazar Musa Anter, Orhan Miroğlu ve Hamit Yıldırım’ın bindiği taksiyi kullanan şoför Mehmet Sinanoğlu ile Anter’in kaldığı otelin görevlisi Osman Ünsal Ateşal’ın da ifadeleri alınacak. Her iki kişiye teşhis için Hamit Yıldırım’ın o dönemden ve günümüzden fotoğrafları gösterilecek.

MUSA ANTER KİMDİR?

APE Musa’ lakaplı Kürt yazar Musa Anter, 1920’de Mardin’e bağlı Nusaybin ilçesinin Eskimağara köyünde doğdu. Ortaokul ve liseyi Adana’da okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1944’te Abdurrahim Rahmi Zapsu’nun kızı Ayşe Hale ile evlendi. Cüneyt Zapsu’nun halası olan Ayşe Hanım ile evliliğinden Anter, Rahşan ve Dicle adlı üç çocuğu oldu. Yayımladığı “Qimil” (Kımıl) adlı Kürtçe şiirden dolayı 1959’da idamla yargılandı. 1963’te ve 12 Eylül darbesinden sonra Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Yaşamı boyunca toplam 11.5 yıl hapis yattı.

KURŞUN YAĞDIRDI

Musa Anter, bir konferans için gittiği Diyarbakır’da 20 Eylül 1992 tarihinde öldürüldü. O gün Orhan Miroğlu, Musa Anter’i evine yemeğe götürecekti. Bu amaçla Dağkapı semtindeki bir otelde buluştular. Anter, Çınar ilçesinden bir arazi meselesi için gelecekler olduğunu söyleyerek “Sen eve git, sonra gelip beni otelden alırsın” dedi. Ancak Miroğlu, Anter’i yalnız bırakmak istemedi. O arada kendini, arazi meselesinde arabulucu olarak tanıtan Hamit Yıldırım da otele geldi. Birlikte taksiye bindiler. Ancak Musa Anter yolda şüphelenince taksiden indiler. Taksici gittikten sonra da Hamit Yıldırım, silahına sarıldı. Yazar Anter öldü, Orhan Miroğlu ise ağır yaralandı. Olay yerinde 13 kovan bulundu. Cinayeti, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın planladığı da ortaya çıktı.

FİLM GİBİ OPERASYON

Batuyan aşiretine mensup olan Hamit Yıldırım; Şırnak’ın Kumçatı beldesinde Aşağı Mahalle, Değirmen Caddesi, No: 65 adresinde oturuyordu. Hamit Yıldırım’ın, haber yayımlandığı saatlerde, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Musa Anter cinayetinin tetikçisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınması bekleniyor.

TEKNİK TAKİBE DE ALINDI

Polis, zanlının ilişki ağını ve bağlantılarının sırrını çözmek için telefonlarını da teknik takibe aldı. Katil zanlısı Hamit Yıldırım’ın iki ayrı adreste kaldığı tespit edildi. Bu adreslerle Elazığ ve Diyarbakır’daki iki ayrı yere operasyon düzenlenmesi de gündemde. Hatta operasyon için Şırnak ve Elazığ Emniyet Müdürlükleri’nden ekiplere yazı yazıldığı öğrenildi. Bölge, jandarma bölgesi olduğu için jandarma kuvvetleri de operasyona katılacak. Soruşturmanın, Hamit Yıldırım’ın ifadelerine göre genişletilmesi de gündeme gelebilecek.

Pasaport krizi 15 Temmuz’da sona erecek

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Emniyet, önümüzdeki iki hafta içinde pasaport teslimatlarının normale döneceğini bildirdi.

Milliyet’in edindiği bilgilere göre, Darphane Genel Müdürlüğü’nce açılan ihaleyi kazanan firmanın hazırladığı yeni tip pasaportlarda kullanılacak çiplerin güvenlik açısından yetersiz olduğunun saptanmasının ardından çip ihalesinin, Kamu İhale Kurumu’nca iptal edilmesiyle başgösteren umuma mahsus pasaport teslimatları iki hafta içinde normale dönecek.

İhalenin iptal edilmesi nedeniyle, Darphane Genel Müdürlüğü’nün, elindeki hazır pasaportları, sayısını azaltarak Emniyet Genel Müdürlüğü’ne göndermesi sonucunda pasaport teslimatlarında yaşanan gecikme krize yol açtı.

Tatil başladı, stokta pasaport kalmadı

Darphane Genel Müdürlüğü’nce gönderilen pasaportların yetersiz kalması sonucunda, her geçen gün katlanan başvuru sayısının büyümesi nedeniyle başvuru sahiplerine pasaportların veriliş süresi 2 günden 1 aya kadar uzadı.

Özellikle İstanbul’dan yapılan başvurularda süre 3 haftaya kadar çıktı. Yaz tatili olması ve Umregezileri nedeniyle artan talebe karşın, Darphane’nin gönderdiği pasaport cüzdanlarının yetmemesi nedeniyle başgösteren sorunun çözümü için Emniyet Genel Müdürlüğü ile Darphane arasında temasların sürdüğü öğrenildi.

Darphane’nin, başta çip ve basılı defter olmak üzere pasaport cüzdanlarındaki eksiklerin giderilmesi için başlattığı girişimin olumlu sonuçlandığı ve 2 haftaya kadar normal sürecin işleyeceği belirtildi. Emniyet yetkilileri, halen 15 gün olan teslimat süresinin 15 Temmuz’dan sonra yeniden eskisi gibi 2 güne ineceğini bildirdi.

2 yabancı dışında diğerleri evde kalıyor

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Yeni sezonda, yeni bir kadro oluşturmanın çalışması içinde olan siyah-beyazlı ekibin yeni çalıştırıcısı ücretlerinde indirim yapmaması durumunda eldeki mevcut yabancıları kampa çalışmaları için kesinlikle yurt dışına götürmeyecek ve bu şekilde gözdağı verecek.

Beşiktaş’ta, Teknik Direktör Samet Aybaba yeni sezon için yavaş yavaş kollarını sıvarken,Avusturya kampına yabancıların büyük çoğunluğunu götürmeme düşüncesi içinde olduğu ifade edildi.

Aralarında Quaresma ve Simao gibi yıldızların da dahil olduğu birçok yabancısını, ücretlerinde indirim yapmamaları durumunda İstanbul’da bırakacağı belirtildi. Yeni sezon kadrosunda düşündüğü Manuel Fernandes ile sonradan takıma katılacak Almeida dışındaki isimlerde fazla ısrarcı olmayacak olan Aybaba’nın, bu şekilde yabancılara gözdağı vermenin hesabını yapıyor.

Geçmiş dönemlerdeki gruplaşmaları tamamen yok etmek isteyen deneyimli teknik adamı, yabancılar dışında kadroda düşünmediği bazı yerli isimleri de kadro dışında tutacak. 28 kişiyle yola çıkacak olan Aybaba’nın bu düşüncesine bazı yöneticilerin Ferrari olayını örnek göstererek karşı çıktıkları da belirtildi.

Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba, İstanbul’daki kampın ardından yaptıracağı 20 günlük Avusturya kampından sonra yeni sezon kadrosunu netleştirecek. Tecrübeli hoca, özelikle kampta oynamayı planladıkları Manchester City ve Maccabi Tel Aviv maçlarından sonra takıma son şeklini verecek.

(Milliyet)

Eski vekil Rafet İbrahimoğlu vefat etti

Salı, Haziran 26th, 2012

Rafet İbrahimoğlu’nun cenaze, 28 Haziran Perşembe günü, İstanbul’da Karacaahmet Mezarlığı Camisi’nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

1931 yılında İstanbul’da doğan İbrahimoğlu, 1980-1983 tarihlerinde Danışma Meclisi üyesi ve 17.Dönem Bitlis milletvekili olarak görev yapmıştı.

İstanbul polisi kritik bölgelerde kuş uçurtmuyor

Pazar, Haziran 24th, 2012

Gaziosmanpaşa ile Avcılar’da gerçekleştiren ve bir polis memurunun şehit olmasına yol açan saldırılar, İstanbul polisini alarma geçirdi.

Şehrin kritik bölgelerinde uygulama yapan polis ekipleri, şüpheli otomobilleri durdurarak arama yaptı. Araçları didik didik arayan polisler, şahıslar üzerinde GBT (genel bilgi toplama) taraması yaptı. Olası saldırılara karşı güvenliği üst seviyede tutan ekipler, saldırganları yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor.

Cuma Namazı Saati Istanbul 2012

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

2012 Istanbul Cuma Namazı Saati,


Cuma Namazı Vakti Istanbul 2012,

Cuma Namazı Kaçta Okunuyor

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

İstanbul İçin Cuma Namazı Kaçta Okunuyor

Cuma Namazı Ezan Saati Kaçta 4 Mayıs 2012 ,

İSTANBUL için Cuma namazı ezan saati____13:08 dir..

http://www.diyanettakvimi.com/turkiy…azi-saati.html

Atilla Sandıklı Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atilla Sandıklı Hayatı


Atilla Sandıklı Kısa Biyografisi

Atilla Sandıklı 1957 yılında İzmir’de doğdu. 1976 yılında İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan sonra Kara Harp Okulu’na girdi. Sırasıyla Kara Harp Okulu, Kara Harp Akademisi ve Silahlı Kuvvetler Akademisi’nde eğitimine devam etti. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü’nde doktora derslerine iştirak etti.Atilla Sandıklı İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde doktora eğitimini tamamladı. 2010’da Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Anabilim dalında doçent oldu.

Atilla Sandıklı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çeşitli kademelerinde karargâh subayı ve komutan olarak görev yaptı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nde müşavirlik, Harp Akademileri Komutanlığı’nda uluslararası ilişkiler öğretim üyesi ve uluslararası ilişkiler bölüm başkanlığı görevlerinde bulundu.

Atilla Sandıklı Harp Akademileri Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin kuruluşunda görev aldı ve bir süre bu enstitünün müdürlüğünü yaptı. Kur. Kd. Alb. rütbesinde kendi isteğiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli olduktan sonra Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM’ın kuruluşunda genel müdür olarak görev aldı ve bu merkezi kurdu. Bu görevi ve Stratejik Öngörü Dergisi’nin editörlüğünü 4 yıl sürdürdü. TASAM’dan ayrıldıktan sonra Türkiye’nin akil adamlarını bir platform içinde bir araya getirmek maksadıyla Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’ni (BİLGESAM) kurdu. Halen BİLGESAM başkanlığı görevini sürdürmektedir.

Atilla Sandıklı Çok sayıda ulusal ve uluslararası sempozyum ve kongrenin düzenlenmesinde birinci derece görevler üstlendi. Çeşitli makaleleri ve 15 kitabı yayınlandı. Askeri ve sivil yaşantısında madalya dahil çok sayıda başarı ödülü aldı.

Atilla Sandıklı İngilizce ve Fransızca bilen Atilla SANDIKLI evli ve iki çocuk babasıdır.

Ayça İnci Kimdir, Resimleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ayça İnci Resimleri

Ayça İnci Hayatı

Ayça İnci Türk Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu.

Ayça İnci 30 Nisan 1978 , İstanbul da dünayay geldi..Lise eğitimi sırasında reklam filmleri ve müzik kliplerinde oynayarak kamera karşısına geçen sanatçı, 16 yaşındayken Kartal Tibet’in yönettiği “Borsa” adlı tv dizisinde ilk rolünü aldı. Emektar sinema oyuncusu Bilal İnci’nin torunu olan Ayça İnci, resim konusunda üniversite eğitimi almak istemesine karşın, düşünce değişikliğiyle oyunculukta karar kılarak 1997’de Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda kurs gördü. MSM’de dört yıl sinema, müzikal ve tiyatro eğitimi aldı. Ahmet Kaya’nın Beni Vur isimli şarkısının Sinan Çetin tarafından çekilen klibinde yer aldı. Uğur Yücel’le tanışmasının ardından “Alacakaranlık” dizisinde rol alarak dikkat çeken sanatçı, Süheyl Uygur – Behzat Uygur Tiyatrosu’nda turne oyunlarında görev yaptı. İnci, sinema ve dizi filmlerde rol almayı sürdürmektedir.

Ayça İnci’nin Oynadığı dizi ve sinema filmleri
Akasya Durağı-(Sonradan Girdi) 2008
Semum – 2007
Karagümrük Yanıyor – 2006
Yalancı Yabancı – 2006
O Şimdi Mahkum – 2005
Yanık Koza – 2005
İstanbul Şahidimdir – 2004
Kin ve Gül – 2003
Alacakaranlık – 2003
Kumsaldaki İzler – 2002
Cabbar – 2002
Borsa – 1993

Ayça İnci Fotoğrafları

Attila İlhan Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Attila İlhan Kimdir? Hayatı,

Attila İlhan Kimdir? Biyografisi,

Attilâ İlhan

Doğum Tarihi : 15 Haziran 1925
Vefat Tarihi : 11 Ekim 2005

Attilâ İlhan ; Türk şair, romancı, denemeci, gazeteci ve eleştirmen. Entelektüel çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuş bir aydındır.

Hayatı:15 Haziran 1925’te Menemen’de doğdu. Tam ismi, Attilâ Hamdi İlhan’dır. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı bölgelerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmasıyla 1941 Şubat’ında, 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözetim altında kaldı. İki ay hapiste yattı.

Türkiye’nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi’ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı’nda Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. 1946’ta mezun oldu. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Üniversite hayatının başarılı geçen yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlanmaya başladı. 1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı kendi imkânlarıyla yayımladı.Tiyatro ve sinema sanatçısı Çolpan İlhan’ın ağabeyidir.

1948 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Nâzım Hikmet’i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris’e gitti. Bu harekette faal olarak yer aldı. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye’ye geri dönüşünde başı sık sık polisle derde girdi. Sansaryan Han’daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. Şair bu gerilim havasını ilk şiirlerinde olmasa da özellikle Bela Çiçeği gibi kitaplarında eski günlerini yad ettiği ya da eleştirdiği şiirlerini yayımladı. Birkaç kez gözaltına alındı.

1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı soruşturmaya uğrayınca Paris’e tekrar gitti. Fransa’daki bu dönem, Attilâ İlhan’ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950’li yılları İstanbul – İzmir – Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini yavaş yavaş Türkiye çapında duyurmaya başladı. Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953’te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlamıştır.

1957’de gittiği Erzincan’da askerliğini yaptıktan sonra, tekrar İstanbul’a dönüş yapan Attilâ İlhan sinema çalışmalarına ağırlık verdi. Onbeşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Sinemada aradığını bulamayınca, 1960’ta Paris’e geri döndü. Sosyalizmin geldiği aşamaları ve televizyonculuğu incelediği bu dönem, babasının ölmesiyle birlikte yazarın İzmir dönemini başlattı. Sekiz yıl İzmir’de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler dizisinden Bıçağın Ucu yayımlandı. 1968’de evlendi, 15 yıl evli kaldı.

Attilâ İlhan ilk kalp krizini 1985 yılında geçirdi. Bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam eden İlhan’ın 2004’ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 11 Ekim 2005’te İstanbul’daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı.

2003 Sertel Demokrasi Ödülü’ne layık görülmüştür. 1946 CHP Şiir Yarışması İkinciliği 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü tutuklunun Günlüğü ile 1975 Yunus Nadi Roman Armağanı Sırtlan Payı ile vefatından sonra 2007 yılında kurulan Attilâ İlhan Bilim Sanat Kültür Vakfı çalışmalarına devam etmektedir.

Attilâ İlhan Tüm Şiirleri

34 FN 346
Adım Sonbahar
Adımla Nasıl Berabersem
Ağır Kan Kaybı
Ağustos Çıkmazı
Ah
An Gelir
Arabesk
Artı Sonsuz
Aydınlık Neyin Oluyor Senin?
Ayrılık Sevdaya Dahil -1
Ayrılık Sevdaya Dahil -2
Ayrılık Sevdaya Dahil -3
Ayrılık Sevdaya Dahil -4
Ayrılık Sevdaya Dahil -5
Aysel Git Başımdan
Bakarsak
Bana Bir Şimşek Çak
Batan Bu Köhne Şileb…
Bekle
Bela Çiçeği
Belki Gelmem Gelemem
Belma Sebil
Ben Artık Küsüm
Ben Sana Mecburum
Bence Malumdur
Bir Üç Beş
Biraz Paris’ ‘
Böyle Bir Sevmek
Büyük Yolların Haydudu
Carıcın De Geçen Kış
Cebber Oğlu Memmed
Cinayet Saati
Cinnet Çarşısı
Claude Diye Bir Ülke
Delik Deşik
Diyalektik Gazel
Duvar
Elde Var Hüzün
Elimden Gelen Bu
Emirganda Çay Saati
Emperyal Oteli
Gece Buluşması
Gecenin Kapıları
Geç Kalmış Ölü
Geçerdi Hep
Gibi Redifli Gazel
Hacı Murad In Ölümü
Hannelise
Harp Kaldırımda Aşk
Hayır…
Her Sabah, Yanılmak!..
Herşeyi Birden İstemek
Issızlığın Çığlığı
Işık Mezarlığı
İhtiyar Balladı
İki Yüzlü Melekler
İkinizden Hanginiz
İstanbul Ağrısı
Jilet Yiyen Kız
Kadınlar Sonbahar
Kalk Gidelim Kadınlar Balladı
Kaptan -1
Karantinalı Despina
Kırmızı Pazar
Kim Kaldı
Kim O?
Kimi
Kimi Sevsem Sensin
Korkarım
Korkunun İsi
Korkunun Krallığı
Mahur Beste
Maria Missakian
Memleket Havası
Mevsimdir
Mihaka
Muhalif Rüzgar
Muhayyer
Mustafa Kemal…
Müjgan’a Aşk Şarkıları
Nasıl Bir Sevdaysa
Nasıl Olduysa
Nefesler -4
Neydi O Bir Zamanlar
Nöbet Değişimi
O Sözler Ki
Onsekiz
Ölmek Yasak
Ömer Haybonun Son Günleri
Pia
Pusudaki
Rast “Zenci” Peşrevi
Rinna-Rinnan-Nay
Rüzgar Gülü…
Saçların Örülmüş Olmalı
Sakın Ha
Saklı Sevda
Salı Sabaha Karşı
Sana Ne Yaptılar
Sen Benim Hiçbir Şeyimsin
Sen Beyaz Bir Kadınsın
Sen Burda Bir Yabancısın
Sen Yoksun
Serüvenin Sonu
Sevmek İçin Geç Ölmek İçin Erken
Silahlı Dört Besmele
Sisler Bulvarı
Sokağa Çıkma Yasağı
Sokaklarda Mızıka Çalma Çocuk
Söyler
Sultan-ı Yegah
Süheyla Değildi Adın
Süleyman
Şahane Serseri
Şeyh Bedrettin-i Simaviye Gazel
Şubat Yolcusu
Tarz-ı Kadim
Tatyosun Kahrı
Tut Ki Gecedir
Tutuklunun Günlüğü
Usturanın Ağzında
Üçüncü Şahsın Şiiri
Varsağı -1
Varsağı -2
Varsağı -3
Waldorf Astoria
Yağmur Gemileri
Yağmur Kaçağı
Yağmurda Sis Düdükleri
Yalnızlığı Denemek
Yalnızlık Şiiri…
Yanılsama
Yasak Sevişmek
Yazın Son Günleri
Yirmibeşinci Kısım
Zeynep Beni Bekle

Romanları

Sokaktaki Adam (1953)
Zenciler Birbirine Benzemez (1957)
Kurtlar Sofrası (1963)
Aynanın İçindekiler serisi
Bıçağın Ucu (1973)
Sırtlan Payı (1974) Yunus Nadi Roman Armağanı
Yaraya Tuz Basmak (1978)
Dersaadet’te Sabah Ezanları (1981)
O Karanlıkta Biz (1988)
Allah’ın Süngüleri: Reis Paşa (2002)
Gazi Paşa (2006)
Fena Halde Leman (1980)
Haco Hanım Vay (1984)
O Sarışın Kurt (2007)