Posts Tagged ‘istanbul’

Bağdik Avedisyan Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bağdik Avedisyan Kimdir Kısaca


Bağdik Avedisyan Hayatı

Çevirmen. Prof.Dr. Levon Haçikyan’ın, Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan ‘Hemşinli’ vatandaşlarımızla ilgili bir araştırmasını ‘Hemşin Gizemi’ adıyla Türkçeye çevirdi. Kitap Belge yayınları tarafından piyasaya sürüldü.

Kaynak:Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000

Cemil Meriç kimdir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Cemil Meriç Biyografisi


Cemil Meriç Hayatı

Cemil Meriç 12 Aralık 1916 doğumlu yazar ve düşünürdür. Gerçek ismi Hüseyin Cemil’dir.

12 Aralık 1916’da Hatay, Reyhanlı’da Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Antakya Lisesi’nde eğitimini sürdürdükten sonra İstanbul’a geldi ve Pertevniyal Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi. Öğrenimini tamamlayamadan Hatay’a döndü. Bir süre ilkokul öğretmenliği, Nahiye Müdürlüğü ve Tercüme Kalemi’nde reis muavinliği yaptı.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Elâzığ Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı (1942-1945). İstanbul Üniversitesi yabancı diller okulunda okutman olarak çalıştı (1946).

1955’te görme yeteneğini kaybetti. Fakat öğrencilerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü. 1974 senesinde İstanbul Üniversitesi’nden emekli oldu. 13 Haziran 1987 günü İstanbul’da vefat etti. Kızı Sosyoloji Prof. Ümit Meriç’tir.

Cemil Meriç’in anısına İstanbul-Kağıthane’de ismini almış bir ilköğretim okulu ve Sakarya’da yapılmış bir sosyal bilimler lisesi vardır.

Baki Dökme Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Baki Dökme Kimdir Kısaca


Baki Dökme Hayatı

Uzm. Dr. Baki Dökme, 1947’de Silifke’de doğdu. 1975’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi.

1975-78 ve 1980-84 yılları arasında Almanya’ da anestezi ihtisası ve akupunktur öğrenimi gördü. Türkiye’ye döndüğü 1984 yılından beri İstanbul’da akupunkturla ilgili çalışmalarına devam etmektedir.

Dr. Baki Dökme Akupunktur Üst Komisyon üyeliği yaparak, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Akupunktur Yönetmeliği’nin hazırlanmasında katkıda bulunmuştur

Evli ve üç çocuk babası olan Dr. Dökme ‘nin çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış makaleleri ile, akupunktur kurslarında öğrenim kitabı olarak kullanılan Kulak Akupunkturu I, Kulak Akupunkturu II , Kulak Akupunkturu III ile ; Sorularla Akupunktur ve Sohbetlerim adlı kitapçıkları mevcuttur.

İstanbul Akupunktur Derneği’nin yayın organı olan Akupunktur Dergisi’nin genel yayın müdürlüğünü yürüten Dr. Dökme, aynı zamanda İstanbul Akupunktur Derneği’nin Kurucu Üyesi ve Genel Sekreteri’dir.

Evli ve üç çocuk babasıdır.

Deniz Gezmiş Hayatı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Deniz Gezmiş Biyografisi

Deniz Gezmiş Kim

Deniz Gezmiş 27 Şubat 1947 tarihinde Ankara’da doğdu. Liseyi İstanbul’da okuyan Deniz Gezmiş İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1968′de Devrimci Hukuklular Örgütü’nü kurdu.

Amerikan 6.Filosu’nu protesto eylemlerine katıldı ve İstanbul Üniversitesi’nin işgaline öncülük etti. Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü’nü tertipleyen Deniz Gezmiş 1969 yılında Filistin’e gitti, gerilla eğitimi gördü. THKO örgütünü kuran Deniz Gezmiş bu örgütün ilk eylemi olan İşbankası Ankara Emek Şubesi soygununa katıldı. Yine Ankara’daki Balgat Amerikan Üssü’nden dört Amerikalı’nın kaçırılması eylemine katıldı.Deniz Gezmiş Sivas Gemerek’te çatışmada yakalandı. Ardından Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde Ankara Merkez Kapalı Cezaevinde idam edildi.

Hakan Şükür, Fethullah Gülen hakkında konuştu.

Cuma, Haziran 22nd, 2012

AK Parti İstanbul Milletvekili
Hakan Şükür, Fethullah Gülen hakkında konuştu.
İSTANBUL millet vekili Hakan şükür
AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, Fethullah Gülen’in hizmetlerinin takdirle karşılanması gerektiğini belirterek, “Hizmetleri takdirle karşılanması gereken bir insanın yaşadıkları, ona bakış açımı daha da saygın ve sevgi dolu bir hale getiriyor” dedi.

Şükür, “Değerlerim ve inancım noktasında kendisini değerli buluyorum, bunu söylemekten de hiçbir zaman sakınmadım” dedi.

“Dünün futbolcusu, bugünün siyasetçisi” Şükür, Fethullah Gülen’e yakınlığına yönelik yapılan yorumlara açıklık getirdi.

Şükür’e yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:

Soru: Spor camiasından gelerek siyasete atıldınız. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

Cevap: İlkemiz, yaptığımız her işte hizmet etmek, topluma örnek insan olabilmek. Bu anlamda doğru bir model olabilmişim ki AK Parti’nin, Sayın Başbakanımızın teklifi ve teveccühüyle Meclis bünyesinde bulunmaya başladım. İnşallah olumlu hizmetler yapmaya çalışacağım. Sporcu Hamza Yerlikaya’dan sonra buralara gelmek gurur verici.

Soru: Milletvekili olmadan önce düşündüğünüz siyaset ile milletvekili olduktan sonra siyaset arasında fark var mı?

Cevap: Aslında beklentilerimin karşılığını da alıyorum, hiç beklemediğim şeyler de oluyor. Türkiye’nin güçlendiği ama bu güçlülüğünün aşağı çekilmek için çok farklı çabaların da olduğu bir dönemdeyiz. Ülkedeki büyük değişimi görebiliyorum. Geçmişle bugün arasında bir kıyaslama yaparsak, zaten partimizin aldığı oy oranı ile de doğru orantılı yükselen bir grafik var. Sayın Başbakanımızla bir hukukumuz var. AK Parti Milletvekili gibi değil de daha çok duyarlı, toplumda bir çok farklı görüşe yer veren ve hepsini kapsayacak şekilde milletvekilliği yapmak istiyorum.

Soru: Milletvekili seçilince çevrenizden, spor camiasından “öncelikle şunu gündeme getirmelisin” denilen bir konu oldu mu?

Cevap: Ben bütün sorunlarını biliyorum. Futbol Federasyonu ve kulüplerimiz özerk. Bu bünye içerisinde bazı şeylere çözüm bulmak hakikaten çok zor. Şikayet etmek, sorunu çözmek demek değil.

“Öyle bir tercih yapmak doğru olmaz”

Soru: Futbol mu siyaset mi dersek hangisini tercih edersiniz?

Cevap: Öyle bir tercih yapmak doğru olmaz. Futbolu doya doya, büyük keyifler alarak ve başarılar elde ederek yaşadım. Takım başarısı olarak da bireysel başarı olarak da çok şeyler yaşadım. Burayı da bir takım olarak görürsek, başarılı bir takımdayım, AK Parti bünyesinde olmaktan mutluyum. Bu başarıyı daha da yukarılara çıkarmak için buradayım, elimden geleni yapacağım. Futbol ile burası arasında inanılmaz derecede paralellik gösteren şeyler var. Siyaseti de iyi anlayabileceğimi düşünüyorum.

Soru: Meclisin Futbol takımında da oynuyorsunuz. Takım arkadaşlarınıza taktik veriyor musunuz?

Cevap: Taktik değil de futbolun gerekli sistemlerini zaman zaman anlatmaya çalışıyorum. Ama hepsi futbolu bilen tecrübeli arkadaşlar.

“Başbakan çok iyi bir futbolcu”

Soru: Sayın Başbakan da gençlik yıllarında futbol oynamış. Başbakanın futbolculuğunu nasıl buluyorsunuz, onunla maç yapmak ister misiniz?

Cevap: Çok iyi bir futbolcu. Devlet Başkanlarıyla yaptığı maçta da o yeteneklerini gösterdi. Saha görüşü, yani Türkiye’yi, dünyayı bir saha olarak görürseniz, futbolun ona bugünkü başarısında çok şey kattığını düşünüyorum. Oradan yola çıkarak kendimin de verimli olacağını düşünüyorum. İstanbul Belediye başkanlığı döneminde Sayın Başbakanla çok maç yaptım. Sosyal etkinliklerde beni yanında görmek istiyordu.

“Genel Başkanıma büyük bir hayranlık duyuyorum”

Soru: Örnek aldığınız, saygı duyduğunuz bir kanaat önderi var mı?

Cevap: Genel Başkanıma hem insani hem siyasi olarak büyük bir hayranlık duyuyorum. Çok değerli bir büyüğüm, çok duygusal ama lider özellikleri taşıyan, bazı şeyleri yarasına tuz basıp içine atan birisi.

Soru: Nikah şahidiniz de olan Fethullah Gülen ile olan yakınlığınız hep tartışıldı. Buna ilişkin bir şey söylemek ister misiniz?

Cevap: Hizmetleri takdirle karşılanması gereken bir insanın yaşadıkları, ona bakış açımı daha da saygın ve sevgi dolu bir hale getiriyor. Çünkü, dünya üzerinde Türkçeyi, Türkiye’yi iyi bir şekilde temsil ediyor. Hele böylesine dönemlerde, en ihtiyaç duyduğumuz anlarda böyle bir avantajımız var. Cumhuriyet tarihi boyunca çok önemli değerler vardı ama istenilen gibi değildi. Ülkemizin her platformda, yanlış anlatılma çabası içerisinde olduğu süreçlerde bununla ilgili çabalarını hep takdirle karşılamışımdır. Değerlerim ve inancım noktasında kendisini değerli buluyorum, bunu söylemekten de hiç bir zaman sakınmadım.

2012 Fanta Gençlik Festivali Konser Takvimi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Fanta Gençlik Festivali Konser Takvimi 2012


Fanta Gençlik Festivali 2012 Konser Tarihleri

Bu sene 11.si düzenlenecek olan 2012 fanta gençlik festivali’nde Tarkan ve Emre Aydın sahnede olacak. Toplam 16 şehirde yapılacak olan fanta konserleri 9 haziran’da başlayıp 12 temmuz 2012′de sonra erecek.

9 Haziran 2012 ANKARA (Hipodrom)

11 Haziran 2012 SAMSUN (Batıpark)

13 Haziran 2012 TRABZON (Karadeniz Teknik Üniversitesi)

15 Haziran 2012 ERZURUM (Atatürk Üniversitesi Stadı)

18 Haziran 2012 ELAZIĞ (Fırat Üniversitesi)

20 Haziran 2012 ŞANLIURFA (GAP Arena Şenlik Alanı)

22 Haziran 2012 KAHRAMANMARAŞ (Hanefi Mahçiçek Stadı)

25 Haziran 2012 ADANA (Tüyap Fuar Alanı)

27 Haziran 2012 KONYA (M1 Merkez Konya AVM)

29 Haziran 2012 ANTALYA (Beachpark)

1 Temmuz 2012 DENİZLİ (Pamukkale Üniversitesi)

3 Temmuz 2012 İZMİR (İnciraltı)

5 Temmuz 2012 BURSA (Merinos Park)

7 Temmuz 2012 İSTANBUL (İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral)

10 Temmuz 2012 ÇANAKKALE (18 Mart Stadı)

12 Temmuz 2012 EDİRNE (Saraçhane Stadı)

İstanbul şiirleri kısa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

kısa istanbul şiirleri,istanbul kısa şiirler,istanbul hakkında kısa şiirler,istanbul şiirleri kısa,istanbul konulu şiir kısa

İstanbul Şiiri

Evin içinde bir oda, odada İstanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul
Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede İstanbul, masada İstanbul
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul
İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım
Nereye gidersen git, orada İstanbul.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Orhan Veli Kanık / İstanbul’u Dinliyorum

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstanbul’u Dinliyorum

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul’u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık

Unut…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Unut
Yağmur tanesini
Unut
Saçların rengini gözlerin karasını
Unut
Şarkıları
San defter yapraklarını
Baktığın aynaların arkasını unut
Unut
Kahverengi fotoğrafları
Adresleri unut
Rüzgarı
Rüzgar değince ağlatan saçlarını
Unut
Sil bütün isimleri
Yak şiirleri
Olmasınları olmayacakları olmadıları unut
Bak yoksun
Yokluğunu unut
Bak gitmişin
Gitm…eleri unut
Varsın keşke desin bir ses içinden
Keşkeleri unut oysaları unut
Gözlerini unut
Bu şehri unut
Kor gibiyken içimde
Kendin gidip beni burda kor gibilerini unut
Unut
Unuttuğunu
Islak incir tanelerini
Zeytinin rengini
Ekmeğin buğusunu
Sen mi geldinleri unut
Unut işte
Unutmak en iyisi
Unut iyisi mi
Hep ellerin sıcaktı ya
En sıcak ellerindi
Elin elime değdiğini unut
Unut
Yıldız yıldız
İstanbul istanbul
Akşam akşam
Yavaş yavaş
Şarkı şarkı
Nasıl diyorlarsa nereye koyarsın böyle bir aşkı
Öyle unut
Hiçbir yere koyamadığım bu aşkı..!

İbrahim Sadri

İstanbul’un Fethi ile ilgili şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstanbul’un Fethi ile ilgili şiirler,
İstanbul’un Fethi şiirleri,
istanbulun Fethi Şiir,

İstanbul’un Fethi

Aştık geçilmez dağlar üstünden
Öyle vakur, öyle heybetli
Vardık ot bitmeyen vadilere
Ayağımız değdi yeşerdi!

Gönlümüzde büyüklüğü Asya’nın
Yıktı köhneliğini orta zamanın
Zamanın karanlığı ortasında
Şimşek örneği parlayan kılıcımız
Nur yağdırdı aydınlık yeni günlere
Eskilik, karanlık düşüverince yere,
Dağlar, denizler misali,
Yol verdi gemilere!

Sustu kulakları tırmalayan çan;
Burca bayrak dikince Ulubatlı Hasan!

İbrahim MİNNETOĞLU

BİZANS GÖRÜNDÜ KARŞIDAN

Geldik surların önüne,
İçimizde garip bir sevinç
Tamamlamışız vuslatın tadını
Böyle hiç.

Yeditepe kardeş kardeş gülümser,
Boğaz’ın mavi rüzgârları,
Bir esinti sarhoşluğu içinde
İstanbul sizin der.

Elbet bizim olacak İstanbul,
İnanmışız,
Denizlerden, dağlardan, ovalardan gelen
Bu nurlu bahar içinde yıkanmışız.

Temiz ellerimizde açacak,
İstanbul çiçek çiçek.
Şimdi surlar önünde dalgalanan bayrak,
Yarın Bizans göklerine yükselecek.

Arif Hikmet PAR

GAZEL
İmtisâl-i câhidû fillâh olubdur niyyetüm
Dîn-i İslâm’un mücerred gayretidür gayretüm

Allah için küfürle cihadın misalini vermektir niyetim;
Mücerret gayretim, (sadece) İslâm dini içindir.

Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâlullâh ile
Ehl-i küfri ser-te-ser kahr eylemekdür niyyetüm

Hakk üstünlüğü ve Allah’ın yücelttiği veliler himmetiyle
Kâfirleri baştan sona kahreylemektir niyetim.

Enbiyâ vü evliyâya istinâdum var benüm
Lutf-ı Hak’dandur hemân ümmîd-i feth ü nusretüm

Peygamberlerle velilerdir istindım benim;
Hakk’ın lütfundandır, fetih ve başarı ümidim.

Nefs ü mâl ile n’ola kılsam cihânda ictihâd
Hamdülillah var gazâya sad hezârân ragbetüm

Nefis ve malla cihadıma şaşılmasın;
Hamdolsun, gazaya binlerce rağbetim var.

Ey Mehemmed mu’cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile
Umaram gâlib ola a’dâ-yı dîne devletüm

Ey Mehmet, Seçilmiş Ahmed’in mucizeleriyle
Umarım, galip gelir din düşmanlarına devletim.

Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım…

İstanbul,
İstanbul…

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik…

Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..

Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet…

O manayı bul da bul!
İlle Istanbul’da bul!

İstanbul,
İstanbul…

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca’da, yerdedir göklerin derinliği.

Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar…

Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir “Katibim” i…

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.

İstanbul,
İstanbul…

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…

Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.

Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar…

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,
İstanbul…

Necip Fazıl KISAKÜREK

Fetih Zamanı
Havanın mavisinde, denizin yeşilinde
Bir türkü, Ortaasya’dan beri duymuşuz.
Anamızın sütünden bayraklara kadar
Yüce fetihle büyümüşüz.

Yakmış gecemizi yıldızlar
Burçlardan yana uyanmışız.
Bir yazı gibi tepeler alnında
Yazılmışız, silinmişiz.

Nur ile kuvvet ile aşk ile
Kaderin büyüsünü bozmuşuz.
Görmüşüz suretini güzelliğin
Koca feleklere görünmüşüz.

Cihanın yarısı gök;
Önünde şehit şehit durmuşuz,
Cihanın yarısı İstanbul
Almışız.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

İstanbul
Boğazı bir başka
Gören düşer aşka
İnsanları bir başka
Ey istanbul, ey istanbul

Haydar paşa’dan kalkar tren
Gemiler öttürür siren
Bu güzelliği Tanrıdır veren
Ey istanbul, ey istanbul

Adı çıkmış beyoğlunun
Bunları yazan, ben kulunun
Gözdesisin sen
Ey istanbul, ey istanbul

Kadıköyü, üsküdarı
Zengini, hem fukarası
Yetmiş iki millet burası
Ey istanbul, ey istanbul

Beyazıtı, aksarayı
Konağı, kevransarayı
Gece sanki, fener alayı
Ey istanbul, ey istanbul

Babıali yokuşu
Göztepesi, feneryolu
Kötülüklerin, her bir yolu
Ey istanbul, ey istanbul

Fatih yaptırmış hisarı
Yedikule zindanları
Hanları, hamamları
Ey istanbul, ey istanbul

Güzel heybeli adası
Güzellerin çoktur edası
Bilen sürer, sefasını
Ey istanbul, ey istanbul

Ayasofya, selimiye
Tanrıdan bize hediye
İnsanları çoktur niye
Ey istanbul, ey istanbul

Kilyosu, kumburgazı
Sulukule çalar defi, sazı
Çekilmez kızların nazı
Ey istanbul, ey istanbul

Emirganı, yıldız parkı
Yeşil anadolu kavağı
Gezilecek yer rumeli kavağı
Ey istanbul, ey istanbul

Görürsün var kiliseler
Yapılsın hep abideler
İnsandır hep faniler
Ey istanbul, ey istanbul

Işıl, ışıl galata kulesi
Bitmez bu şehrin hilesi
Bitsin artık halkın çilesi
Ey istanbul, ey istanbul

Kumkapıda balıkçılar
Kol kola gezer aşıklar
Gece çok güzeldir ışıklar
Ey istanbul, ey istanbul

Boğazdadır kız kulesi
İnsanın çok çilesi
Dolmaz halkın filesi
Ey istanbul, ey istanbul

Beşiktaşı, tophanesi
Eyüp sultan türbesi
Padişahlar manzumesi
Ey istanbul, ey istanbul

Bakırköyü, topkapısı
Binaları kul yapısı
Yok çoğunun tapusu
Ey istanbul, ey istanbul

Kasımpaşa, şişanesi
Şehrin çoktur birahanesi
Bu serdarın bir nağmesi
Ey istanbul, ey istanbul

(Serdar Sayıl-2005)

İstanbul Destanı
…var ki İSTANBUL /…yok ki İSTANBUL

Sana bilmem hangi yönden bakayım
Gece başka gündüz başka güzelsin
Kâinatta eşsiz tek ve özelsin
Çağlar değiştirdi sevdan İSTANBUL

Efendimiz malum ezelden tanır
Binlercesi şehrin can kıskanır
Sinende yaşayan cennettir sanır
Cihanda emsalin yok ki İSTANBUL

Kalbini son defa fethedenlere
Elveda deyip de gitmeyenlere
İmkân bulamayıp gelmeyenlere
Engin hoşgörünle kızma İSTANBUL

Kâbe-i ziyaretgâhların vardır
Şühedadan namazgâhların yardır
Âlem-i insanlar çok arzu-dardır
Sevenin koynunda sar ki İSTANBUL

Köklü medeniyetlerin evisin
Tarihler boyunca ananevisin
Mukaddesatını yâd el de bilsin
Sırr-ı nikabını aç ki İSTANBUL

Her dinin mensubu ibadet eder
Havra Kilise ve Cami’ye gider
O insanlar gönül diliyle ne der
Sessiz niyetleri duy ki İSTANBUL

Tüm insanlar âlâ şeyler yazmışlar
Anlatacak bir söz bırakmamışlar
Nesillere misal hep taşımışlar
Ölçülmez değerin var ki İSTANBUL

Arz ile deniz ve mehtap bakıyor
Gerçek yıldızlardan taçlar takıyor
Her gönülde sevdan ataş yakıyor
Türlü dillerdesin bil ki İSTANBUL

Elbet ben de bir gün gelir geçerim
İlahi yasaya ben de naçarım
Yardan ya da senden vaz mı geçerim?
Bir eser de benden al ki İSTANBUL

Çınlar Cami’lerden ezan(ı)salası
Yıkar nefisleri def-i belası
Zeki’midir sanki tek müptelası
Eyyüb Sultan başta say ki İSTANBUL

İSTANBUL
Zeki İ.KIZILIŞIK

Şiir Yarışması 2010

Cuma, Haziran 22nd, 2012

2010 Şiir Yarışmaları
2010’Daki şiir Yarışmaları

SERVER VAKFI EDEBİYAT ORTAMI 2010 ŞİİR ÖDÜLÜ

Bu ödül genç yetenekleri edebiyatımıza kazandırmak amacıyla düzenlenmektedir. Ödül, dosya ya da ilk kitap bazında verilecektir. Ödüle, kitap bütünlüğü taşıyan şiir dosyasıyla aday olunabileceği gibi ilk şiir kitabıyla da aday olmak mümkündür. İlk şiir kitabının 2010 yılı içerisinde basılmış olması gerekir. Önceki yıllarda yayınlanmış kitaplarla ödüle aday olunamaz.

ÖDÜL KOŞULLARI

* Ödüle aday olabilmek için son katılma tarihi 30 EYLÜL 2010’dur.

* Ödüle 01.01.1979 tarihinden sonra doğmuş olanlar aday olabilir.

* Şiir dosyası ya da kitap 6 nüsha olarak, adayın özgeçmişi, fotoğrafı ve iletişim bilgilerinin yer aldığı ikinci bir zarfla birlikte büyük bir zarf içerisine konulmalı ve (SERVER VAKFI EDEBİYAT ORTAMI 2010 ŞİİR ÖDÜLÜ- GMK Bulvarı No:24/7 Kızılay/ANKARA) adresine gönderilmeli veya elden teslim edilmelidir.
*Ödül tutarı 3.000 TL.dir. Uygun görüldüğü takdirde 2 kişiye de jüri özel ödülü verilecektir. Jüri özel ödülü her bir dosya/kitap için 500’er TL. dir.

*Kazananlar 10 Aralık 2010 tarihinde açıklanacaktır.

*Önceki yıl bu ödülü almış olanlar aday olamazlar.

SEÇİCİ KURUL

1. Ali ÇOLAK (Yazar)
2. Hüseyin ATLANSOY (Şair)
3. Mehmet Ali BULUT (Server Vakfı Temsilcisi)
4. Ömer ERDEM (Şair)
5.Turan KARATAŞ (Eleştirmen-Yazar)
6. Mustafa AYDOĞAN (Şair)

Recep Küpçü Şiir Ödülü 2010

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstanbul Şiir Akademisi tarafından düzenlenen Recep Küpçü Şiir Ödülü 2010

Yarışmanın amacı Türk Kültür ve Sanatına katkıda bulunacağına inanarak Türkiye ve Yurt dışında şiir yazan şairlerimizi Recep Küpçü’nün aramızdan ayrılışının 34. yılı anısına Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi işbirliği ile düzenlenen şiir yarışmasına teşvik ederek, sesini duyuramamışşairlerimizi gün ışığına çıkartarak, toplumumuza kazandırmaktır. Ayrıca yarışmaya katılan şairlerin şiirleri “İstanbul Şiir Akademisi Antolojisi 2010” adlı eser kitap olarak yayınlanacaktır ve her katılımcıya 3 adet gönderilecektir.
Şiir dünyası yeni neferlerini arıyor!!

TOPLAM ÖDÜL TUTARI 10.000 TL

SON BAŞVURU TARİHİ 25 HAZİRAN 2010

AYRINTILI BİLGİ İÇİN:

www.istanbulsiirakademisi.com

istanbulsiirakademisi@hotmail.com

Kadın ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kadınlar İle İlgili Şiir
Kadın Konulu Şiirler
Kadın Şiir

ADIM KADINDIR BENİM

Başımdaki yazmayı devrim ile düşürdüm
Toprak kokan saçımı rüzgar ile uçurdum
Orak vurdum ekine bebeme süt içirdim
Salın benim peşimi adım kadındır benim

Eylemlemlerde eşime omuz verdim el ele
Saçlarımı yoldular cehalete bak hele
Panzerler ezdi geçti of demedim bile
Ezdirmedim eşimi adım kadındır benim

İki evlat büyüttüm gözlerim,den sakındım
Asker verdim vatana tezkereye bakındım
Bana tabudu geldi öle öle dokundum
Toprak aldı koçumu adım kadındır benim

Bir yavrum,da mapusta yargı günü bekliyor
Ölüm orucu tutmuş bir damla su çekmiyor
Duyan yok feryadımı kimse dönüp bakmıyor
Kafesledim kuşumu adım kadındır benim

Yüreğimde yükselir eşsiz banaz kalesi
Emektir alın terim bir damla yok hilesi
Vurun boynumu ulan olmam hınzır kölesi
Yapacağım işimi adım kadındır benim

Bir daha doğsam yine kadın doğardım
Ne türbanı dolardım ne çarşafa sığardım
Pir Sultan la Bedrettin le Nazım ile göğerdim
Eğemezler başımı adım kadındır benim

GÜLESER YORULMAZ



YALNIZ BİR KADINA

Bir istasyon sessizliğinden iniyordun
Yalnız gelmiştin bu şehre belli ki
Saçlarına bir yağmur hoş geldin diyordu
Kaçak bir yolcu gibiydi o gün İstanbul
Konuşmuyor, ağırdan alıyordun
Bir istasyon sessizliğinden iniyordun

Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun
İstanbul seni tanımaya çalışıyordu
Sen ser verip sır vermiyordun
Bilmediğin sokaklara giriyordun
Yüzünde tarifsiz şüpheler taşıyordun
Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun

Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun
Üsküdar’a nerden, neden geçiyordun
Üç yüz altmış beş derece dönüyordu
Etrafında İstanbul
Sanırım git gide kayboluyordun
Az sonra dönüp geriye
Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun

Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun
Yağmurda duruyor, rüzgârda geçiyordun
Pek tekin olmayan muhitlerindeydin yalnızlığın
Ellerin sıcak bir çay bardağına dokunuyordu
Fiyakalı bir geceye iskemle çekiyordun
Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun

Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum
Sen de diğer insanlar gibi konuşabiliyor muydun?
Sen yine bana bakıyor ve sigara yakıyordun
Gece müsaade isteyip kalkıyordu yanından
İstanbul’a sığdıramadığım bir sabah oluyordu
Bakınca geceden yalnız gözlerin görünüyordu
Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum

Kadın İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kadına Dair Şiirler,

Kadın Şiirleri Kısa,

ADIM KADINDIR BENİM

Başımdaki yazmayı devrim ile düşürdüm
Toprak kokan saçımı rüzgar ile uçurdum
Orak vurdum ekine bebeme süt içirdim
Salın benim peşimi adım kadındır benim

Eylemlemlerde eşime omuz verdim el ele
Saçlarımı yoldular cehalete bak hele
Panzerler ezdi geçti of demedim bile
Ezdirmedim eşimi adım kadındır benim

İki evlat büyüttüm gözlerim,den sakındım
Asker verdim vatana tezkereye bakındım
Bana tabudu geldi öle öle dokundum
Toprak aldı koçumu adım kadındır benim

Bir yavrum,da mapusta yargı günü bekliyor
Ölüm orucu tutmuş bir damla su çekmiyor
Duyan yok feryadımı kimse dönüp bakmıyor
Kafesledim kuşumu adım kadındır benim

Yüreğimde yükselir eşsiz banaz kalesi
Emektir alın terim bir damla yok hilesi
Vurun boynumu ulan olmam hınzır kölesi
Yapacağım işimi adım kadındır benim

Bir daha doğsam yine kadın doğardım
Ne türbanı dolardım ne çarşafa sığardım
Pir Sultan la Bedrettin le Nazım ile göğerdim
Eğemezler başımı adım kadındır benim

BENİ AĞLATAN KADIN

Beni ağlatan kadın;
Sen kimsin,
Bir melek mi!
Bir huri mi!
Yoksa beni benden çalan
Bir şeytan mı?
Sen kimsin?
Gecemin karanlığında
Yıldızım mı!
Gündüzüm de
Güneşim mi?
Aşımda ekmeğimde
Tuzum biberim
Acım zehirim
Sen kimsin…
Saatim yoluna ayarlı
Kalbim yürüyüşüne atıyor.
Gözlerim cemaline hayran
Bütün şarkılar bizi,
Bütün şiirler ikimizi
Bütün geceler benliğimizi
Aşkımız,telefon tellerine kilitlenmiş
Rüyalarım,uyur gezer
Şu koskoca dünyada
Kimse beni ağlatamadı
Bir sen yaptın bu işi,
Beni ağlatan kadın,
Sen kimsin!…
Kimsin?
Necisin?
Gülüp kaçıverdin bir ahu mu?
Hücrelerimi uyuşturan
Peri mi!…
Söyle Allah aşkına;
Beni ağlatan kadın
Sen kimsin…

O Kadın

Bunca nefret, kızgınlık
Ve yatağıma giren onca kadın
Silmeliydi, bir ölü gibi ismini
Bu kadar uykusuzluk çekmemeliydim
Resimlerini;
Bıyıkları yeni terleyen bir çocuğun
Sigara paketini saklar gibi, saklamamalıydım.
Her gece, Evet! Her gece,
İlk defa içer gibi,
O resimlere duyduğum heyecanım.

Ağacına tutunan bir sarmaşık,
Tanrıya sığınan bir günahkar gibiyim.
Ben sana anlatamam
Anlatırsam, anlarsın.
Anlatırsam, acırsın.
Yeniden sevmek istersin, dokunamazsın
Çünkü hiçbir şey, bıraktığın yerde değildir
Toplamak istersin, dağılırsın.
İşte bu yüzden, ben sana anlatamam.
Anlatırsam, ağlarsın

SEN İSTANBUL GİBİ GİZEMLİ KADIN

geceler agladı hep karanlıklarda
gözlerinin güzelligine.
yapraklar sarardı,güller kurudu,
dudaklarının muhteşemligine.
denizler kudurdu,rüzgar çıldırdı,
saçlarının özelliginden.
dar geldi dügmelere gömlegin dikişleri,
minik şehvetlerin yaktı, kül etti.
çizgisi,hatı,işvesi, nazı,
çıldırdı tüm güzeller,hurileri kızdırdı.
yerler sarsıldı, çatladı alem,
bastıgın yerlerde acı güller fışkırdı,
günler gece oldu, lal oldu o şuh diller.
kuşlar gülüşüne hep hayran oldu,
mecnuna unutturdu bekleyen leylasını,
aşıklar hep mecnun, kerem deli divane.
nice kem gözler hep sana kızgın,
adını duyup ta kalan olmadı,
sesini duyupta giden olmadı.
sen bir ahu derya, afeti güzel,
sen güzeller güzeli,abu hayatım,
söyle, giderken ne bıraktın ellerime
senden hatıra.
kadınlar içinde muhteşem kadın,
sen, istanbul gibi muhteşem kadın.

YALNIZ BİR KADINA

Bir istasyon sessizliğinden iniyordun
Yalnız gelmiştin bu şehre belli ki
Saçlarına bir yağmur hoş geldin diyordu
Kaçak bir yolcu gibiydi o gün İstanbul
Konuşmuyor, ağırdan alıyordun
Bir istasyon sessizliğinden iniyordun

Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun
İstanbul seni tanımaya çalışıyordu
Sen ser verip sır vermiyordun
Bilmediğin sokaklara giriyordun
Yüzünde tarifsiz şüpheler taşıyordun
Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun

Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun
Üsküdar’a nerden, neden geçiyordun
Üç yüz altmış beş derece dönüyordu
Etrafında İstanbul
Sanırım git gide kayboluyordun
Az sonra dönüp geriye
Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun

Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun
Yağmurda duruyor, rüzgârda geçiyordun
Pek tekin olmayan muhitlerindeydin yalnızlığın
Ellerin sıcak bir çay bardağına dokunuyordu
Fiyakalı bir geceye iskemle çekiyordun
Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun

Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum
Sen de diğer insanlar gibi konuşabiliyor muydun?
Sen yine bana bakıyor ve sigara yakıyordun
Gece müsaade isteyip kalkıyordu yanından
İstanbul’a sığdıramadığım bir sabah oluyordu
Bakınca geceden yalnız gözlerin görünüyordu
Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum

ADI KADIN YÜREĞİ YANGIN

Adı kadın
Anadır bacıdır kadın
Candır cananadır, eşdir kadın
Eli öpül esidir, duygu selidir kadın

Anlattıkça çoğalan, çoğaldıkça güçlenen kadın
Adı kadın yüreği yangın, acılarla yoğrulan kadın
Gözyaşlarını içine akıtan kadın
Eşinin şekillendirdiği kalıba giren kadın

Sorgusuz sualsiz istenileni yapan kadın
Gözü yaşlı, bağrı yaslı kadın
Daha küçücük bir kızken gelin edilen kadın
Ne olduğunu anlamadan bebe karnına koyulan kadın

Küçücük bir çocukken çocuk doğuran kadın
Ummanda kaybolan kadın
Adı kadın
Yüreği yangın kadın…

Kadın Vardır

Kadın vardır,kocasını şah eder
Kadın vardır,padişaha ah eder
Kadın vardır,geceyi sabah eder
Kadın vardır,koca illallah eder

Kadın vardır,dikenini gül eder
Kadın vardır,gülüde diken eder
Kadın vardır,insanı bülbül eder
Kadın vardır,yakar,yıkar kül eder

Kadın vardır,samanlığı seyran eder
Kadın vardır,sarayıda viran eder
Kadın vardır,her haliyle hayran eder
Kadın vardır,hayatı zindan eder

Kadın vardır,alay misafir eder
Kadın vardır,biride kafir eder
Kadın vardır,ilhamdır şair eder
Kadın vardır,hayatı zehir eder

Kadın vardır,yuva için cenk eder
Kadın vardır,düşmanına denk eder
Kadın vardır,aşk ile ahenk eder
Kadın vardır,hayatını felç eder

2 Kıtalık İstanbul Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstanbul Şiirleri


İstanbul Şiirleri 2 Kıtalık


İSTANBUL

Evin içinde bir oda, odada İstanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul

Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul

Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul

Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede İstanbul, masada İstanbul

BENİM ADIM İSTANBUL

istanbul benim şehrim
aynaya yansıyan yüzüm
istanbul benim şehrim
durmadan kanayan yaram

istanbul aglayan kadınım
aldatan erkek
istanbul aglayan kadınım
aglayarak ürkek


SULTAN ŞEHİR

İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem,
Bilir misin dostum İstanbul olur benim, benim şehzadem,
Ya İstanbul beni alır, ya da ben İstanbul’u alırım be diyen,
İstanbul gözlerimde nem, İstanbul o peygambere kadem.

Söylesene, İstanbul değil miydi, böyle asırlarca özlenen,
Söylesene, İstanbul değil miydi böyle asırlarca beklenen,
İstanbul Galata Kulesi’dir, Hezarfen Ahmet Çelebi diyen,

CENNETTEN BİR KÖŞE İSTANBUL

Yerde sararmış bir yaprak görürsen eğer,
İstanbul seyretmeye değer,
Gel ara beni,
Gel İstanbul,
İstanbul canım İstanbul,
İstanbul Mevla dan almış güzelliğini,
Sana borçluyum güzelliğimi,
Ah! Canım İstanbul,
Gel ara beni,
Bul,İstanbul,
Tepelerin var,tane tane,
Geceleri pişer sokaklarında kestane,
Canım İstanbul,
Şarkılarda dolanır dillere,
Bebek ve Aşiyan,
Ne mutludur senin ile iç içe yaşayan,


İSTANBUL, İSTANBUL

İstanbul, hayallerim
İstanbul, emellerim
İstanbul, sevdiklerim
İstanbul, İstanbul

İstanbul, emek
İstanbul, ekmek
İstanbul, sevmek
İstanbul, İstanbul

GÖRDÜN MÜ İSTANBUL

Sen böyle acı gördün mü İstanbul
Sen böyle yalnızlık gördün mü
Öfke kusan,damar damar kan akan
Böyle ölüm gördün mü İstanbul

Geceleri bana mahrum ettin İstanbul
Geceleri beni mahkum ettin İstanbul
Sen böyle zulüm gördün mü İstanbul
Sen böyle aşk gördün mü İstanbul
Neler istiyorum İstanbul biliyormusun


HEP İSTANBUL

Nereye bakarsam karşımda hep o
Dağlarda İstanbul,yolda İstanbul;
İlmek,ilmek nakış,nakış işlenmiş
Kovanda istanbul,balda istanbul

Ellerimi açsam dualarımda
Gözümü kapasam rüyalarımda,
Her sabah her akşam hülyalarımda,
Tavırda İstanbul,halda İstanbul

Anneler Günü Fuar

Perşembe, Haziran 21st, 2012

2010 Anneler Günü Fuarı
Anneler Gününe Özel Fuar
Anneler Günü Fuarı

İstanbul / Harbiye-Askeri Müze’de Anneler Günü’ne özel düzenlenen Hediye Festivali, her yıl olduğu gibi bu yıl da düzenlenecek. Anneleri için ayrıcalıklı ve günün anlamına yakışır hediye almak isteyenler yıllardır Harbiye Anneler Günü Hediye Festivali’ni tercih ediyor.

Tarih : ( Tarih açıklandığı an bu başlık altında bulabilirsiniz)
Yer : Askeri Müze ve Kültür Sitesi
Şehir : İstanbul Avrupa

Kız Arkadaşa Sevgililer Günü Hediyeleri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Kız Arkadaşa Sevgililer Günü Hediyeleri

Sevdiğinizin ismine özel mutfak önlükleri, kişiye özel paketlenmiş çikolatalar, kremler, kalpli yastıklar, aşk temalı kupalar, kırmızı sıcacık polar battaniyeler, nefis kurabiyeler ve daha birçok kişiselleştirilebilir yaratıcı hediye seçeneği Caramel İstanbul’un Sevgililer Günü özel ürünleri arasında yerlerini aldı.

Stil sahibi mutluluk elçisi Caramel İstanbul, özel anları yaratıcı hediyelerle paylaşma imkanı sunuyor. Birbirinden değişik seçenek arasından sevdiğinize sımsıcak ve özel bir aşk hediyesi seçin.

Caramel İstanbul, sevdiğiniz için hiçbir yerde bulamayacağınız, tamamen kişiye ve isme özel, çok şık ve gösterişli birçok hediye seçeneği sunuyor. Üstelik hediyenizi oturduğunuz yerden seçip satın alabilirsiniz! Caramel İstanbul seçtiğiniz hediyeleri ister kalp, ister kare şeklinde çok şık ahşap kutularda size ulaştırıyor.

Caramel İstanbul’un Sevgililer Günü için sunduğu hediyeler özenle hazırlandı. Bu ürünler arasında dilediğiniz yazıyı oluşturabileceğiniz harf ve sayı kurabiyeler, kalp kurabiyeler, isme özel çikolatalar, kalpli, yazılı ve isme özel, monogramlı mutfak önlükleri, isme özel havlular ve nevresim takımları, içerisinde kişisel bakım seti bulunan isme özel monogramlı makyaj çantaları, kalpli yastıklar, aşk temalı ikili kupalar, Sevgililer Günü’ne özel kırmızı polar battaniyeler yer alıyor. Caramel İstanbul’un özenle seçip hazırladığı bu ürünler dilerseniz özel ahşap kutularda size ulaştırılıyor. El yapımı olan ve özel bir teknikle boyanan ahşap kutular sadece Caramel İstanbul’da bulunuyor ve Sevgililer Günü’ne özel tasarımlarda sunuluyor.

Pudra.com

Tarihte Bugün 14 Ocak

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Tarihte Bugün
14 Ocak
Tarihte Bugün 14 Ocak

14/01/1850 Bir süre İstanbul’da da yaşamış olan Fransız romancı Pierre Loti.

14/01/1861 Son Osmanlı Sultanı Mehmed Vahideddin.

14/01/1875 1952 Nobel Barış Ödülü sahibi Alman din bilgini, filozof, orgcu, ve misyoner doktor Albert Schweitzer.

14/01/1892 Tanınmış Nazi karşıtı dinbilgini ve vaiz, Bekennende Kirche’nin (İtiraf Kilisesi)kurucusu Friedrich Gustav Emil Martin Niemöller.

14/01/1896 Birinci Dünya Savaşı sonrası “kayıp kuşak”ın önde gelen yazarlarından, ülkesinin yaşam tarzına yönelik sert eleştirilerini yansıttığı Amerika üçlemesiyle tanınan Amerikalı yazar John Dos Passos.

14/01/1923 Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, İzmir’de öldü.

14/01/1923 Mustafa Kemal, Batı Anadolu’da geziye çıktı.

14/01/1923 Londra- New York arası ilk telefon görüşmesi yapıldı.

14/01/1923 Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım.

14/01/1932 Amerika Birleşik Devletleri’nde işsizlerin sayısının 8,2 milyona ulaştığı açıklandı.

14/01/1938 Türkiye- Irak – İran – Afganistan arasında imzalanan Sadabad Paktı Türkiye Büyük millet Meclisi’nde onaylandı.

14/01/1938 Dışişleri Bakanlığı kuruluş kanunu kabul edildi.

14/01/1941 İstanbul Valiliği Üniversite Talebe Birliği tüzüğünü onayladı; Talebe Birliği faaliyete geçti.

14/01/1941 Gergin ve izleyiciyi kendine çeken icrasıyla ünlü Amerikalı kadın sinema oyuncusu Faye. Dunaway.

14/01/1941 Türkiye’de ilk sinemayı açan ve filmcilik konusunda ilk girişimde bulunan, Kemal Film’in sahibi Kemal Seden.

14/01/1943 Sir Winston Churchill, Franklin Roosevelt ve Charles De Gaulle Casablanca Konferansı’nda bir araya geldiler.

14/01/1944 Şair Mehmet Emin Yurdakul.

14/01/1945 Ekmek istihkakı kişi başına 450 grama çıkarıldı.

14/01/1953 Josip Broz Tito Yugoslavya devlet başkanı oldu.

14/01/1957 “Casablanca” filmindeki performansıyla film dünyasının unutulmazları arasında yer alan Amerikalı sinema oyuncusu Humphrey Bogart.

14/01/1963 Fransa Cumhurbaşkanı Charles De Gaulle İngiltere’nin Ortak Pazar’a girmesini reddetti.

14/01/1964 Meclis, Ortak Pazar anlaşmasını onayladı.

14/01/1966 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Lyndon Johnson’ın eski Başbakan İsmet İnönü’ye gönderdiği mektup Meclis’te görüşüldü. Mektupların kamuoyuna açıklanması istendi.

14/01/1970 Mahkum aileleri “genel af” için yürüyüş yaptılar.

14/01/1970 Milli Mücadele kahramanlarından, Genelkurmay ikinci başkanlarından Orgeneral Asım Gündüz öldü.

14/01/1974 Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Seyfi Demirsoy.

14/01/1974 Antalya Gazeteciler Cemiyeti kuruldu.

14/01/1975 Tüm Üniversite, Akademi ve Yüksek Okullar Asistanları Birliği (TÜMAS) kuruldu.

14/01/1977 Güncesiyle tanınan Frnasız kökenli Amerikalı yazar Anais Nin.

14/01/1983 Cumhurbaşkanı Kenan Evren’e fahri profesörlük ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin fahri hukuk doktorluğu unvanları verildi.

14/01/1986 Yazar Enver Naci Gökşen.

14/01/1987 Yapımcı ve film yönetmeni Turgut Demirağ.

14/01/1987 Uluslararası Ticaret Odası Vehbi Koç’u “Dünyada Yılın İşadamı” seçti.

14/01/1990 Eski Milli kaleci, iş adamı Sabri Dino, Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar etti.

14/01/1993 Nubar Terziyan, Ankara Uluslararası Film Festivali’nde “Emek Ödülü”ne değer bulundu.

14/01/1994 4 şehirlerarası yolcu otobüsüne yerleştirilen bombaların patlaması sonucu 3 kişi öldü,17 kişi yaralandı. Eylemleri PKK’nın (Kürdistan İşçi Partisi) askeri kanadı ARGK (Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu) üstlendi.

14/01/1994 Sinemamızın karakter oyuncusu Nubar Terziyan.

14/01/1995 İlk kez düzenlenen Uluslararası Nazım Hikmet Şiir Ödülü, İstanbul’da yapılan bir törenle Lübnan’lı şair Adonis’e verildi.

14/01/1996 Besteci Onno Tunç, Bursa’dan İstanbul’a gelirken kullandığı tek motorlu uçağın Armutlu, Bozburun’da düşmesi sonucu yanındaki Hasan Kanık’la birlikte öldü.

14/01/1998 Ses sanatçısı Safiye Ayla.

14/01/2005 Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti harekatına katılarak, Kabil Çok Uluslu Tugay Komutanlığı görevini 27 Ocak’ta 6 ay süreyle üstelenecek 28’inci Mekanize Piyade Tugayı için uğurlama töreni düzenlendi.

14/01/2005 Avrupa Uzay Ajansına (ESA) ait Huygens sondası, Satürn’ün gizemli uydusu Titan’a inişe geçti.

kurban Bayram Namazı Vakitleri 2012

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Bayram Namazı Saatleri
İl il Kurban Bayramı Namazı vakitleri 25 Ekim 2011
25.10.2011 Kurban bayramı namaz saatleri

Kurban Bayramı Namaz Saatleri 25 Ekim 2012 Perşembe Günü bayram namazı kılınacak Bayram namazı saatleri şöyledir..

İL İL Kurban Bayram Namazı Saatleri 2012NAMAZA SAATİ
Adana Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:48
Adıyaman Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:38
Afyon Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:11
Ağrı Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:23
Aksaray Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:56
Amasya Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:54
Ankara Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:04
Antalya Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:06
Ardahan Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:28
Artvin Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:32
Aydın Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:20
Balıkesir Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:24
Bartın Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:11
Batman Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:27
Bayburt Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:36
Bilecik Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:16
Bingöl Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:31
Bitlis Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:24
Bolu Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:11
Burdur Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:09
Bursa Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:20
Çanakkale Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:31
Çankırı Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:03
Çorum Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:58
Denizli Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:14
Diyarbakır Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:30
Düzce Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:13
Edirne Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:34
Elazığ Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:36
Erzincan Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:37
Erzurum Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:31
Eskişehir Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:13
Gaziantep Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:40
Giresun Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:45
Gümüşhane Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:39
Hakkari Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:15
Hatay Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:43
Iğdır Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:20
Isparta Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:08
İstanbul Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:23
İzmir Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:24
Kahramanmaraş Kurban Bayramı Namaz Saati 2011 6:43
Karabük Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:09
Karaman Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:56
Kars Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:25
Kastamonu Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:04
Kayseri Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:51
Kilis Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:40
Kırıkkale Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:02
Kırklareli Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:32
Kırşehır Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:57
Kocaeli Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:18
Konya: Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:01
Kütahya Kurban Bayramı Namaz Saati 2011 7:15
Malatya Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:39
Manisa Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:23
Mardin Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:27
Mersin Kurban Bayramı Namaz Saati 2011 6:50
Muğla Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:16
Muş Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:27
Nevşehir Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:54
Niğde Kurban Bayramı Namaz Saati 2011 6:52
Ordu Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:47
Osmaniye Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:44
Rize Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:37
Sakarya Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:16
Samsun Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:54
Siirt Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:23
Sinop Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:01
Sivas Kurban Bayramı Namaz Saati 2011 6:47
Şanlıurfa Kurban Bayramı Namaz Saati 2011 6:34
Şırnak Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:20
Tekirdağ Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:28
Tokat Kurban Bayramı Namaz Saati 2011 6:51
Trabzon Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:40
Tunceli Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:36
Uşak Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:15
Van Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:19
Yalova Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:21
Yozgat Kurban Bayramı Namaz Saati 20116:56
Zonguldak Kurban Bayramı Namaz Saati 20117:13

Ankara’nın başkent oluşu 13 Ekim 2011 Kutlamaları

Perşembe, Haziran 21st, 2012

13 Ekim Ankara’nın Başkent Oluşu
13 Ekim Ankara’nın Başkent Oluşu etkinlikleri

Ankara’nın başkent oluşu 13 Ekim

Her yıl 13 Ekim günü Ankara’nın başkent oluşu, düzenlenen büyük törenlerle kutlanır. Ankara Kalesi’nde başlayan bu törene özel giysileri içinde seymenler, öğrenciler, çeşitli dernek temsilcileri katılırlar. Törende yapılan konuşmalarda Ankara’nın başkent oluşunun anlam ve önemi belirtilir.

Ankara’nın başkent olması
Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra, Padişah VI. Mehmet tarafından 30 Nisan 1919’da 9. Ordu Müfettişliğine atandı.[46] 19 Mayıs 1919’da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), ‘Ayıcı’ Mehmet Arif Bey ve Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte Samsun’a çıktı. Anadolu’da Havza ve Amasya Genelgesi’ni yayınlayan ve Sivas ile Erzurum Kongresi’ni düzenleyen Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti ile Amasya Protokolü’nü imzaladı. Bu protokol üzerine Meclis-i Mebusan açılmıştır. Mustafa Kemal, meclis çalışmalarını daha yakından izleyebilmek için 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiştir. Ankara’ya gelmesinin nedenleri arasında buranın demiryolu ağına sahip olması, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmemiş olması, merkezi bir konumda bulunması ve Batı Cephesi’ne yakınlık gibi nedenler de etkili olmuştur. Meclis, 28 Ocak 1920’de oybirliği ile Misakımillî’yi kabul etmiştir. Bunun üzerine İstanbul işgal edilmiş ve meclis kapatılmıştır. Mustafa Kemal, 19 Mart 1920’de illere ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiş ve Ankara’da olağanüstü bir meclisin açılacağını duyurmuştur. Seçimlerin ardından 23 Nisan 1920’de TBMM açılmış ve hükümet kurulmuştur. Türk Kurtuluş Savaşı bu meclisten yönetilmiş, savaşın kazanılmasının ardından Lozan Antlaşması imzalanmış ve I. TBMM seçim kararı almış ve yerini II. TBMM’ye bırakmıştır. İnkılap Meclisi olarak da anılan bu meclis 13 Ekim 1923’te Ankara’yı başkent ilan etmiştir

Ankaranın başkent oluşu ile ilgili şiir

ankaranın başkent oluşu ile ilgili resimler