Duâ, Vesile-i Rahmettir İnsanı maddi ve mânevi sıkıntılardan kurtarır Yunus’ (AS)’u balığın karnından en sıkışık ve sıkıntılı olduğu bir durumdan kurtarmaya vesile olan duâsını ruhumuzun sıkıldığı, içinden çıkamadığımız sıkıntılara düştüğümüz anlarda biz de tekrar edelim ve Allah’ın kudret ve rahmetini celb edelim: “Lâ ilâhe illa ente sübhaneke inni küntü minez’zalimin…”
Bilindiği gibi Hz Eyyub (as) sabır ve metaneti ile dillere destan olmuştu Bir rivayete göre o meşhur hastalığını on sekiz sene çekmişti Hiçbir zaman isyan etmeyen Hz Eyyub (AS)’e hanımı bir gün şöyle sorar:
“ Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakk’a duâ etsen olmaz mı? der
Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır“ Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır Bu durumda ben Allah’tan utanırım Ona (cc) bu halin üzerimden gitmesi için nasıl duâ ederim ki?
Bütün Peygamber ve nebilerin tek silahı olan duâ, günümüz insanı için de aynı görevi görmektedir Ve kıyamete kadar da görecektir Peygamber Efendimiz (SAV) buyurmaktadır ki: “Duâ Mü’min’in silahıdır”Yine sevgili Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurmaktadır: “İki duâ reddolunmaz, yahut nadir olarak reddolunur: (Biri) Ezan okunurken yapılan duâ, diğeri de savaş şiddetlendiği zaman harp esnasında süngü süngüye yapılan duâdır”
Duâ’nın amaçlarını ve hedeflerini şöyle sıralamak da mümkün:
Duâ, mü’min’in silahıdır Duâ, ibadetin aslı ve özüdür Duâ, ömrün bereketini artırır Duâ, dinin temel ilkelerindendir Duâ, Allah katında duâdan makbul bir şey yoktur Duâ, kısaca istemektir İstemesini de bilmektir
Duâ ve zikirlerin ana kaynağına bakıldığı zaman, sevgili Peygamberimiz vardır Ana kaynak Hadis-i Şerifler olup günümüze kadar gelebilmiş ve kıyamete kadar da gidecektir Bir söz vardır: “Yer gök duâ üzerine durmaktadır” evet, bunu gören göz, duyan kulak, anlayan kalp, zikreden dil daha iyi görmektedir
Hem size kim diyor ki yan gelip yattın? Asıl insan Yaradanına muhtaçtırAkıl derki; geriye iyi bakmak gerekir Hani dünya malı için koşan, şan şöhret sahibi kişiler nerede? Herkesin gideceği yer belli değil mi? Madem belli! O halde neden bu dünyalık için telaş? “Muhannete muhtaç mı olalım?” diye bir deyim akla hakim olabilir Kimsenin muhannete muhtaç olması söz konusu değil Gayrisi palavradır “Yattığımız yerde rızk ayağa gelmiyor ki?”denilebilir; elbette gelmeyecek İnsana düşen şudur ki; çalışacak, tevekkül edecek, hamd edecek, şükredecek, yarın azığım yetmez telaşına düşmeyecek “ çünkü yarına çıkmaya kimsenin senedi yoktur” haram yemeyecek, başkasının rızkına-namusuna göz dikmeyecek, hayat çizgisini yaratanın istediği doğrultuda çizerse, hiçbir zaman dünya korkusu olmaz İnsan kendisini yaratana teslim olup, O’na sığındığı zaman korkmasına gerek yoktur Ki, bu dünyaya imtihan için geldik, eğlenmeye, mal-mülk yığmaya değil!
Varlıkta bir imtihan şekli, yokluk da bir imtihan şeklidir Sağlık da bir imtihan şekli, hastalıkta Bunu böyle bilip, buna göre yaşamak zorundadır insan
İnsanoğlu biraz nankörleşerek “ bunun sebebi de daha fazla kazanmak hırsıdır” kainatın, yaşadığı ortamın düzenini bozabilir Bu da yine kendisine ve başka canlılara zarar verecektir Muhtaç olan sadece ve sadece insandırKâinatı yaratan Allah’û Zü’l-Celal hiçbir şeye muhtaç değildir İnsan harici iki mahlukatın birbirine zarar vermesine insanın hayıflanması bile gerekmez, asıl onda hikmet araması gerekir Çünkü akıl sadece insana verilmiştir Diğer canlıların yaptıkları sadece insana ibret vermesi içindir Madem ki yüce Allah’a inanıyoruz, haşa, kuşku duymak neden? Başka canlılar arasındaki yok oluşa sadece ibret ve hikmet aşkı için bakmalıyız Kainatta bir zerre dahi, Rabbim’den habersiz hareket imkanı bulamazken, cüzi akıl ve olanak ile insan buna engel olma imkanı asla bulamaz ve verilmemiştir de Başka canlıların helakı ise, kendi sonunu hazırlayacaktır İnsan, hayatta bir imtihan için vardır İşte bu nedenle başına gelen bir musibet karşısında hiddetlenmeyip, en büyük silahı olan duaya sarılarak, kendisinin ve kâinatın sahibi olan Allah’a duâ etmek, yalvarmak olmalıdır Bir başka canlıdan medet ummak yerine, kendisini yaratandan istemek zorundadır Bu da halis ibadet ve halisane duâ ile olur Gayrisi nafiledir
İnsanlar görür diye ameli bırakmak riyadır ve insanlar görsün diye amel etmek ise şirktirDuâ, yapacağınız zaman, abdestli olmaya dikkat etmeli, birileri görsün diye değil, sadece durumunuzu Allah’a havale etmelisiniz Öyle ise bunlardan uzak durarak, yalnız siz ve Allah olmalı duâ esnasında Duâ ederken bir aracı koymaya da gerek yoktur Eğer bir aracı konulmak istenmişse, Allah’ın sevgililer mertebesindeki kullar hürmetine demek, duâyı daha da güzelleştirir Bunu söylemekte bir beis yoktur Duâ içten ve samimi olmalıdır Riya ve şirk asla bulaşmamalıdır Duanız sizin verdiğiniz, zikriniz kabul oluncaya kadar devam edin Ta ki, kanınızın her damlası bunu kabul etmiş olsun Siz dille söylemezken, vücut diliniz zikretsin Yolda yürürken , bir iş yaparken hatta uyurken bile vücut diliniz devam edebilsin Bu o kadar zor bir şey değil İnanarak, samimi bir şekilde yapılan duâ, siz isteseniz de istemeseniz de vücudunuzdaki tüylerin ayaklanmasına vesile olacaktır! İşte duanın doruk noktası da burasıdır Bu noktaya erişebildiğiniz zaman, ağzınızdan hep hayırlı söz çıkar, çevrenizde hayranlık uyandırırsınız ..
Cuma namazı için cemaatın en az Kişi Sayısı, imamdan başka üç kişidir. İmam Ebû Yusuf’a göre, imamdan başka iki kişidir. (İmam Malik’den bir rivayete göre otuz, İmam Şafiî ile İmam-ı Ahmed’in mezheblerine göre de kırk kişidir.) Cemaatın aklı yerinde ve erkek olması ve en az bu üç kişinin birinci secdeye kadar hazır bulunması da İmam Azam’a göre şarttır.
Buna göre yalnız kadınların veya çocukların cemaatiyle veya birinci secdeden önce dağılıp da azınlıkta kalan cemaatle cuma namazı kılınamaz. Cemaatın huzuru, iki İmama göre tahrimeye kadar şarttır. İmam Züfer’e göre, hiç olmazsa ka’dede teşehhüd miktarı duruncaya kadar cemaatın hazır bulunması şarttır. Cemaat bundan önce dağılacak olsa, geriye kalan bir veya iki kişinin öğle namazını kılması gerekir. Cemaatın mukim veya hür olmaları şart değildir. Öyle ki, misafir veya köle olan bir müslüman cuma namazını kıldırabilir.
Cuma günü İle İlgili hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
– Cuma, müminlerin bayramıdır Bugün yapılan ibâdetlere en az, iki kat sevab verilir Bugün işlenen günahlar da, iki kat yazılır
-Sevablar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de, Cuma günü ve gecesinde işlenilenden daha kötüsü yoktur Ramuz
-Cuma günü selametle geçerse, diğer günler de selametle geçer İGazali
-Cuma günü, kuşlar, vahşi hayvanlar birbirine, “Selam size, bugün Cumadır” derler Deylemî
-Cuma diğer Cumaya kadar ve fazladan üç gün içinde işlenen günahlara kefaret olur Çünkü iyi bir amel işleyene on kat sevab verilir Taberânî
-Cuma günü veya gecesi ölen, şehit olur, kabir azabından kurtulur Ebu Nuaym
-Büyük günah işlenmediği müddetçe, beş vakit namaz ile Cuma namazı, öteki Cumaya kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir Müslim
-Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur Tirmizî
-Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur Taberânî
–Cuma günü sabah namazından önce, “Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh” okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa, bütün günahları affolur İbni Sünni
-Böyle büyük mükâfat verilebilmesi için, o kişinin, düzgün itikada sahip olması, kul hakkını, kazaya kalan farzlarını ödemesi ve haramlardan vazgeçmesi şarttır
–Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn yani iki Kul euzüyü okuyan kimseyi, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, belâdan, kötü işlerden korur İbni Sünni
-Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur Dare Kutni
–Cuma namazını kılmayan kimsenin kalbi mühürlenir iyilik yapamaz olur, gafil olur – Müslim
–Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cuma namazını farz kıldı Adil veya zâlim bir imam başkan zamanında küçümseyerek veya inkar ederek Cuma namazını terkedenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekâtı, haccı, orucu ve hiçbir ibâdeti kabul olmaz ibni Mace
–Allaha ve ahırete inanan, Cuma namazına gitsin! Taberânî
– Kendisine Cuma namazı farz olan her müslümanın alış-verişini bırakıp namaza gitmesi farzdır Özürsüz Cumaya gitmemek haramdır Ezan okunurken de, alış-veriş yapmak mekruhtur Hâlbuki alış-verişin kendisi helaldir Yani alınan mal mekruh değil, helaldir Fakat ezan okunurken alış-veriş yapılması mekruhtur
– Seferi olana Cuma kılmak farz değildir, kılarsa farz sevabını alır Hindiyye
– Cuma namazı kılınmayan çok küçük köylerde ve kâfir ülkelerinde, cemaatle öğle namazı kılınır ve ikamet okunur
-Cumanın sahih olduğu yerlerde, öğleyi cemaatle kılmak ve ikamet okumak mekruh olur Fetava-i Abdurrahim
– Mahkumlara Cuma namazı farz değildir Öğle namazını cemaatle kılabilirler
– Cuma namazı yalnız erkeklere farzdır Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi şöyle:
-Cuma namazı kılmak, köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her müslümana farzdır Hakim
-Cumaya gelmeyen erkeklerin evlerini yıksam diye düşündüm Buharî
– Kadınların Cuma günü, öğle namazını evlerinde kılmak için cemaatin camiden çıkmasını beklemeleri şart değildir Hidaye
Cuma günü oruç tutmak müstehaptır Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Cuma günü oruç tutana, on ahıret günü oruç sevabı verilir- Beyhekî
Bazı âlimlere göre de yalnız Cuma günü oruç tutmak mekruhtur Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Yalnız Cuma günü oruç tutmayın! Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutun Buhari Sünnet ve mekruh olduğu bildirilen bir işi yapmamalıdır! Bunun için Cuma günü orucu perşembe veya cumartesi ile birlikte tutmalıdir
-Cuma namazını kılmayan kimsenin kalbi mühürlenir iyilik yapamaz olur, gafil olur – Müslim
-Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cuma namazını farz kıldı Adil veya zâlim bir imam başkan zamanında küçümseyerek veya inkar ederek Cuma namazını terkedenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekâtı, haccı, orucu ve hiçbir ibâdeti kabul olmaz ibni Mace
-Allaha ve ahırete inanan, Cuma namazına gitsin! Taberânî
– Kendisine Cuma namazı farz olan her müslümanın alış-verişini bırakıp namaza gitmesi farzdır Özürsüz Cumaya gitmemek haramdır Ezan okunurken de, alış-veriş yapmak mekruhtur Hâlbuki alış-verişin kendisi helaldir Yani alınan mal mekruh değil, helaldir Fakat ezan okunurken alış-veriş yapılması mekruhtur
– Seferi olana Cuma kılmak farz değildir, kılarsa farz sevabını alır Hindiyye
– Cuma namazı kılınmayan çok küçük köylerde ve kâfir ülkelerinde, cemaatle öğle namazı kılınır ve ikamet okunur
-Cumanın sahih olduğu yerlerde, öğleyi cemaatle kılmak ve ikamet okumak mekruh olur Fetava-i Abdurrahim
– Cuma, müminlerin bayramıdır Bugün yapılan ibâdetlere en az, iki kat sevab verilir Bugün işlenen günahlar da, iki kat yazılır
-Sevablar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de, Cuma günü ve gecesinde işlenilenden daha kötüsü yoktur Ramuz
-Cuma günü selametle geçerse, diğer günler de selametle geçer İGazali
-Cuma günü, kuşlar, vahşi hayvanlar birbirine, “Selam size, bugün Cumadır” derler Deylemî
-Cuma diğer Cumaya kadar ve fazladan üç gün içinde işlenen günahlara kefaret olur Çünkü iyi bir amel işleyene on kat sevab verilir Taberânî
-Cuma günü veya gecesi ölen, şehit olur, kabir azabından kurtulur Ebu Nuaym
-Büyük günah işlenmediği müddetçe, beş vakit namaz ile Cuma namazı, öteki Cumaya kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir Müslim
-Ana-babanın kabrini, Cuma günleri ziyaret eden kimsenin günahları affolur, haklarını ödemiş olur Tirmizî
-Cuma günü gusleden kimsenin günahları affolur Taberânî
-Cuma günü sabah namazından önce, “Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh” okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa, bütün günahları affolur İbni Sünni
-Böyle büyük mükâfat verilebilmesi için, o kişinin, düzgün itikada sahip olması, kul hakkını, kazaya kalan farzlarını ödemesi ve haramlardan vazgeçmesi şarttır
-Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn yani iki Kul euzüyü okuyan kimseyi, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, belâdan, kötü işlerden korur İbni Sünni
-Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur Dare Kutni
İslam Dini, her sahada olduğu gibi evlilik konusunda da ince eleyip sık dokumaktadır. Çünkü aile, İslam toplumunun can damarı, sarsılmaz temeli ve köşe taşı konumundadır. Aile yapısı ne kadar sağlam olursa, toplum o denli sağlam ve sağlıklı olur. Ailenin temel taşları, dikili direkleri ise anne ve babadır.
Sağlam ve sağlıklı, huzurlu ve mutlu, kalıcı ve sürekli, tutarlı ve dengeli bir toplum hedefleyen İslam, bu toplumu oluşturan ailelerin kuruluşunda izlenecek yolu, çok açık bir biçimde ortaya koymuştur.
Ailenin oluşumunda en önemli öğe, eş seçimidir. Kadın olsun erkek olsun eş seçimi, mü’minlerin en çok dikkat etmeleri gereken hususların başında gelmektedir. Eş konusunun çok titiz bir şekilde çözümlenmesinden sonra Müslüman için hayat daha anlamlı, daha kolay ve daha rahat olacaktır. Herşeyden önce yüce Allah’ı razı etme konusunda, bu durum çok açık bir şekilde kendisini gösterecektir.
Alemlerin Rabb’i olan yüce Allah’ı razı etme konusunda Müslüman eşler, birbirlerine yardımcı olacak, birbirlerinin eksikliklerini giderecek, birbirlerini teşvik edecek ve ideal Müslüman bir aile örneğini ortaya koyacaklardır. Böyle bir aile ortamında filizlenip yeşerecek çocuklar da toplumda örnek insanlar olacaklardır. Böyle insanlardan teşekkül edecek bir toplum ise, diğer toplumlar içinde örnek bir toplum olarak varlığını idame ettirecektir.
Kur’an’ı Kerim, sağlam prensipler ve temeller üzerine bina edilecek bir evliliğin, hayırlara vesile olacağını bildirmiş, bunun için aynı davaya inanan insanların bir araya gelmelerini istemiştir.
“Müşrik kadınlarla, onlara inanıncaya kadar, evlenmeyin. (Müşrik kadın) hoşunuza gitse dahi, mü’min bir câriye, müşrik (hür) bir kadından iyidir. Müşrik erkekler de inanıncaya kadar, onları(mü’min kadınlarla) evlendirmeyin. (Müşrik erkek) hoşunuıa gitse dahi, mü’min bir köle, müşrik bir adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. Allah ise izniyle cennete ve mağfrete çağrıyor. İnsanlara ayetlerini (böyle) açıklıyor ki öğüt alsınlar” (2 BAKARA, 221)
İslam, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçiminin yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı güvene dayanan prensipler üzerine bina edilmesi için, bu yuvada din unsurunun ön planda olması gerekir. Çünkü din unsuru, insan yaşlandıkça artar, güzelleşir, gelişir ve bağları kuvvetlendirir. Oysa zenginlik, güzellik, soy-sop gibi unsurlar, hem geçici hem de insanın kibrini artırdığı için, huzursuzluğun temel nedeni sayılmaktadır.
İşte bu nedenle; Hz. Peygamber(a.s): “Kadın, dört şeyi için nikah edilir; malı, soyu, güzelliği ve dini; sen dindar olanını seç ki, evin bereket bulsun” buyurmuştur. (Kütüb-i Sitte ve İmamı Ahmed’in Müsned’i ile İslam Fıkıh Ansiklopedisi)
Diğer bir hadisi şerifte de Rasulullah(a.s), malın ve güzelliğin getirdiği problemlere dikkat çekerek evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır.
“Kadınları güzellikleri için nikahlamayınız, olur ki güzellikleri ahlakça düşmelerine sebep olur. Onları malları içinde nikahlamayın, zira malları azgınlıklarına yol açabilir. Kadınları dindarlıktan dolayı nikahlayın. Şüphesiz dindar olan yırtık elbiseli bir cariye (böyle olmayanlardan) daha üstündür.” (İslam Fıkıhı Ansiklopedisi 9.C SH. 14)
Kur’an ve Sünnet’in ortaya koyduğu esaslardan anlaşılacağı gibi, sağlıklı bir İslam toplumurıun oluşabilmesi için, mü’min erkek ve kadınların birbiriyle evlenmeleri esastır. Ancak böyle bir evlilik sonunda, İslami esaslar insanlara daha iyi bir şekilde ulaştırılabilir.
Erkek veya kadından birinin, mücadeleci ve davetçi bir Müslüman, diğerinin ise bunun zıddı olması, o mücadeleci Müslüman için en büyük zulüm, İslami esaslara vurulmuş çok büyük bir darbe ve İslami hareketi daha başında iken akamete uğratmaktır. Müslümanlar, evlilik konusunda çok hassas olmalıdırlar. Her ne olursa olsun, yeter ki evlilik olayı vukubulsun amacıyla evliliğin yapılmasını, İslam hoş görmemektedir. Her konuda olduğu gibi evlilik de, Müslümanların Allah’a yaklaşmasını temin eden bir vasıta olmalıdır. Aksi halde Müslüman, kendi tekerinin önüne kendisi taş koyacak ve kendi kendisini Allah yolundan alıkoyacaktır. Güzellik veya yakışıklılık, mal, servet için yapılan bir evlilik, İslami hareketin önüne konulmuş en büyük engeldir. Çünkü, evlilik olayı başka bir şeye benzemiyor ki, beğenmediğin zaman bozup yeniden iyisini yapasın. Mesela eş alımı, bir ayakkabı, bir elbise, bir araba alımı gibi değildir ki bozuk arızalı çıktı diye gidip yenisiyle değiştirilsin. Hiç kimse eşi geçimsiz, kendisini beğenmişin biridir diye, ailesine gidip ‘kusura bakmayın bu iyi çıkmadı, bana varsa daha iyi birini verin diye talepte bulunamayacağı için, işi baştan sağlam tutmak en iyisidir.İşte bunun için İslam, işi baştan sağlam tutarak, mü’minlerin birbirleriyle evlenmeleri emretmiştir.
Müminler, içinde yaşadıkları toplumun değer yargılarını değil, İslami değer yargılarını esas almalıdırlar. Allah ve Rasulü’nün ortaya koyduğu değer yargıları, toplumun değer yargılarındarı daha üstündür. Bir evlilik olayında, toplumun değer ölçülerine göre değil, Allah ve Rasulünün ortaya koyduğu değer ölçülerine göre hareket esas olmalıdır. Çünkü Allah ve Rasulû’nün ortaya koyduğu ölçüleri, nefsani istekler için terketmek, apaçık bir sapıklıktır. Sapıkların ise Müslüman olmaları şöyle dursun, Allah ve Râsulü’ne savaş açan kafirler olduğu gerçeğini, Kur’an bize bildirmektedir.
“Allah ve Rasülü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık mü’min bir erkek ve kadına, o işi -kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (33 AHZAB, 36)
Bu yüce uyarının nuzül sebebi, siyak ve sibakı incelendiği zaman, Allah ve Rasulü’ne iman edip teslim olan mü’minlerin, evlenme ve boşanma konusunda da Allah ve Rasulü’ne tabi olmaları gerektiği anlaşılmaktadır. Bu uyarıdan hemen sonra gelen ayette, Hz. Zeyd bin Harise ile Hz. Zeyneb binti Cahş’ın evliliğindeki olumsuz durumlar ortaya konulmakta, uymaları gereken kurallar bildirilmektedir.
Allah ve Rasulü’nün hükümleri, her konuda olduğu gibi, evlilik konusunda da bugünkü Müslümanları bağlamaktadır. Heva ve heveslerine uymuyor diye, Allah ve Rasulû nün hükümlerini gözardı edenlerin, Müslüman olmaları mümkün değildir.
Şimdi Kur’an ve Sünnet, evlenecek eşlerde dindarlık hususunu ararken, Müslüman olduklarını söyleyenler yakışıklılık, güzellik, zenginlik, soy-sop gibi özelliklere aldanarak eş seçmeye kalkışmaktadırlar. Hele bu özelliklere sahip olanların tevhidi görüşte olup olmadıklarını araştırmayanlar, kendi ateşlerini ellerine alarak cehennemin yolunu tutmuşlardır.
İslam, bir yaşam biçimidir; evlenmekten boşanmaya, yemeden içmeye, yürümekten oturmaya, ibadetten çalışmaya, ticaretten siyasete, barıştan savaşa kadar tüm hareketlerini, İslami esaslar doğrultusunda düzenleyenler, gerçekten Müslüman olanlardır. İslami esasların bir bölümünü alıp bir bölümünü bırakanların ise, müşrik olduklarını Kuran’ı Kerim bildirmektedir.
Başlangıçta Survivor Ünlüler Gönüllüler 2012 yarışmasına gönüllüler takımında bulunan ancak yapılan oylamayla ünlüler takımına geçmişti Anıl. Kısa zamanda büyük bir hayran kitlesine sahip olan Anıl 1991 yılında İstanbul Küçükçekmece’de doğdu.
Kadir Has Üniversitesi’nde Amerikan Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyor. Aynı zamanda bir motor sporcusu olan Anıl ailesinin itirazlarına rağmen 4 ayda 100 kilodan 75 kiloya kadar düşerek çocukluk hayalini gerçekleştirmek için motor sporları dersleri almaya başladı. Motor sporlarında birçok derece ve başarı elde etti. İki kez Türkiye birinciliği ve son olarak Doğu Avrupa Pist Şampiyonası’nda da birincilik elde ederek üçte üç yaptı.
Kürt kökenli olan Ayşe Şasa, 1941 yılında İstanbul’da doğdu. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okudu, 1960 yılında mezun oldu. Robert Kolej’in İdari Bilimleri Bölümü’ne devam etti(1963-1965). 1963 yılından itibaren senaristlik yaptı. Bu yıllarda kendisini Marksist olarak tanımlıyordu. Kemal Tahir ile güçlü bir dostluk kurdu ve bu dostluğun onun üzerinden derin etkileri oldu. Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul, Utanç ve Gramofon Avrat gibi filmlere imza attı. 1993 yılında sinemayla ilgili Yeşilçam Günlüğü adlı denemeleri yayınlandı. Bu ana kadar başından 2 evlilik geçti. İkinci evliliğini Ünlü Yönetmen Atıf Yılmaz ile yaptı.
Aytunç Altındal 1945 yılında İstanbul’da doğdu. Bugüne kadar 16’i telif 11’içeviri 27 kitabı, 400’den fazla da makalesi yurtiçi ve yurtdışında yayınlandı.Aytunç Altındal 1969-71 seneleri arası Gurnsey Writer’s School’da, 1977 senesinden itibaren ise Fransa Sorbon Üniversitesi Fransızca Eğitim bölümünde tahsil gördü.Aytunç Altındal 1977’de Havass Yayınlarını, 1980 yılında ise Süreç Yayınlarını kurdu ve Süreç dergisini çıkardı.1983’de İsviçre’de MODUS VİVENDİ Kültür Merkezi’ni kurarak 10 yıl yönetti.Aytunç Altındal 1989 yılında Rusya’da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı.
Aytunç Altındal Ünlü Fizikçi Isaac NEWTON’un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu’nun Sakıncasız adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.
Prof.Aytek Namitok 1892 yılında Kafkasya’da doğdu.1916 yılında Petersburg Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 1921’de de Sorbonne(Fransa) Üniversitesinden mezun oldu.1917 İhtilalinden sonra da Petrograd’da kalarak “Birleşmiş Kafkasya Dağlıları Birliği”nin temsilcisi oldu. Bu görevin ardından Rusya Kurucu Meclisi’nde görüşmelere katılarak meclis üyeliğine seçildi.Rusya’da Bolşevik anarşisinin başlaması üzerine Kafkasya’ya döndü.Kafkasya Bolşevikler tarafından işgal edildikten sonra Paris’e dönmek zorunda kaldı.1921-1922 yıllarında Prag’da, Mayıs 1924’e kadar da Türkiye’de yaşadıktan sonra tekrar Paris’e döndü ve 1942 yılına kadar Paris’te yaşadı.
bu yıllar içerisinde Kafkasya halklarının tarihi, Adige dili ve folkloru konularında önemli araştırmalar yaptı.A.Namitok, “Sovyetler Birliğini Öğrenme Enstitüsü” tarafından Münih’de İngilizce olarak yayınlanan “Caucasian Review” (Kafkasya Dergisi) başta olmak üzere Batı’da İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça vs. dillerde çıkan bilimsel dergilerde yayımlanan ve Kafkasya halklarının dil, edebiyat ve tarihini inceleyen birçok makalenin de yazarıdır.
Cemil Meriç 12 Aralık 1916 doğumlu yazar ve düşünürdür. Gerçek ismi Hüseyin Cemil’dir.
12 Aralık 1916’da Hatay, Reyhanlı’da Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Antakya Lisesi’nde eğitimini sürdürdükten sonra İstanbul’a geldi ve Pertevniyal Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi. Öğrenimini tamamlayamadan Hatay’a döndü. Bir süre ilkokul öğretmenliği, Nahiye Müdürlüğü ve Tercüme Kalemi’nde reis muavinliği yaptı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Elâzığ Lisesi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı (1942-1945). İstanbul Üniversitesi yabancı diller okulunda okutman olarak çalıştı (1946).
1955’te görme yeteneğini kaybetti. Fakat öğrencilerinin yardımıyla çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü. 1974 senesinde İstanbul Üniversitesi’nden emekli oldu. 13 Haziran 1987 günü İstanbul’da vefat etti. Kızı Sosyoloji Prof. Ümit Meriç’tir.
Cemil Meriç’in anısına İstanbul-Kağıthane’de ismini almış bir ilköğretim okulu ve Sakarya’da yapılmış bir sosyal bilimler lisesi vardır.
Ömer Seyfettin kimdir Ömer Seyfettin hakkında bilgi
Ömer Seyfettin 11 Mart 1884’de Balıkesir/Gönen’de doğmuştur. Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Asker, şair ve güçlü bir edebi yeteneği olan bir öğretmendir. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularındandır. Türkçe’de sadeleşmenin savunucusudur. Kısa ömrüne pek çok sayıda eser sığdırmıştır. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey’le, Fatma Hanım’ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan birisidir. Öğrenimine Gönen’de bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Bey’in görevinin nakli dolayısıyla Gönen’den ayrılan aile İnebolu ve Ayancık’tan sonra İstanbul’a geldi. Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanî’ye, 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesi’ne kaydedildi. Bu okulu 1896’da tamamlayarak Edirne Askerî İdadîsi’ne devam etti. 1900’de İdadî’yi bitirerek İstanbul’a döndü. Burada Mekteb-i Harbiye-i Şahâne’ye başladı. 1903 yılında Makedonya’da çıkan karışıklık üzerine “Sınıf-ı müstacele” denilen bir hakla imtihansız mezun oldu. Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik’te bulunan Üçüncü Ordu’nun İzmir Redif Tümeni’ne bağlı Kuşadası Redif Taburu’na tayin edildi. 1906’da İzmir Jandarma Okulu’na öğretmen olarak atandı. Bu, Ömer Seyfettin için önemlidir; zira bu vesileyle İzmir’deki fikrî ve edebî faaliyetleri takip edecek ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışacaktır. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik’ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü; Necip Türkçü’den ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda önemli fikirler aldı. Ömer Seyfettin Ocak 1909’da Selanik Üçüncü Ordu’da görevlendiridi. Selanik’te çıkmakta olan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncu’nun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemler’e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911’de Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayımlandı. Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrıldı, Yanya Kuşatması’nda esir düştü. Nafliyon’da geçen 1 yıllık esareti sırasında sürekli okumuştu. “Mehdi”, “Hürriyet Bayrakları” gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdu’nda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yaşayarak yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı. Ömer Seyfettin 1913’te esareti bitince İstanbul’a döndü. 23 Ocak 1913’te Enver Paşa’nın organize ettiği Babıali Baskını’na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrıldı, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı. 1914 yılında Kabataş Sultanisi’nde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü. 1915’te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey’in kızı Calibe Hanım’la evlenmiştir. Bu evlilik Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen bozulunca tekrar yalnızlığına döndü. 1917’den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920’ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır. Bu dönemde 10 kitap dolduran 125 hikâye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayımlandı. Bir yandan öğretmenlik yapmayı sürdürdü. Hastalığı 25 Şubat 1920’de artınca yazar, 4 Mart’ta hastahaneye kaldırıldı. 6 Mart 1920’de hayata gözlerini yumdu. Önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı’na defnedilir. Daha sonra mezarı buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle 23 Ağustos 1939’da Zincirlikuyu Mezarlığı’na nakledildi. En yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan, en kuvvetli hikâyelerini içeren Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı ve bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basılmıştır ve bu hikâyeler günümüzde de okunmaktadır. Eserleri;
Romanları: Ashâb-ı Kehfimiz (1918) Efruz Bey (1919) Yalnız Efe (1919, 1988)
Risale: Yarınki Turan Devleti
Öyküleri: Acaba Ne idi?-Acıklı Bir Hikâye-Aleko-And-Antiseptik-Aşk Dalgası-Aşk ve Ayak Parmakları-Apandisit-At-Ayın Takdiri-Ay Sonunda-Baharın Tesiri-Bahar ve Kelebekler-Balkon-Başını Vermeyen Şehit-Bekarlık Sultanlıktır-Beyaz Lale-Beynamaz-Birdenbire-Binecek Şey-Bir Hatıra-Bir Hayır-Bir Kayışın Tesiri-Bir Temiz Havlu Uğruna-Bir Vasiyetname-Bit-Bomba-Büyücü-Cesaret-Çanakkale’den Sonra-Çakmak-Çirkinliğin Esrarı-Dama Taşları-Devletin Menfaait Uğruna-Diyet-Dünyanın Düzeni-Düşünme Zamanı-Eleğimsağma-Elma-Efruz Bey-Falaka-Ferman-Fon Sadriştayn’ın Karısı-Fon Sadriştayn’ın Oğlu-Forsa-Gizli Mâbed-Gürültü-Havyar-Hafiften Bir Seda-Horoz-Hürriyet Bayrakları-İffet-İki Mebus-İlk Cinayet-İlk Düşen Ak-İlk Namaz-İnsanlık ve Köpek-İrtica Haberi-Kaç Yerinde-Kaşağı-Kerâmet-Kıskançlık-Kızıl Elma Neresi?-Koleksiyon-Korkunç Bir Ceza-Kumrular-Kurbağa Duası-Kurumuş Ağaçlar-Külah-Kütük-Lokanta Esrarı-Makul Bir Dönüş-Mehdi-Mehmaemken-Memlekete Mektup-Mermer Tezgah-Miras-Muayene- Muhteri-Müjde-Nakarat-Namus-Nasıl Kurtarmış?-Nadan-Nezle-Niçin Zengin Olmamış?-Nişanlılar-Nokta-Öpücüğün İlkel Bİçimi-Pamuk İpliği-Pembe İncili Kaftan-Perili Köşk-Pireler-Primo Türk Çocuğu-Ruzname-Rüşvet-Rütbe-Sivrisinek-Şefkate İman-Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür-Tavuklar-Teke Tek-Terakki-Teselli-Topuz-Tos-Tuhaf Bir Zulüm- Tuğra-Türbe-Türkçe Reçete-Uçurumun Kenarında-Uzun Ömer-Üç Nasihat-Velinimet-Vire-Yalnız Efe-Yeni Bir Hediye-Yemin-Yuf Borusu Seni Bekliyor-Yüksek Ökçeler-Yüzakı- Zeytin Ekmek-Akşam Sefası-Yiğit Çocuk-
Ömer Seyfettin 1884 yılında Balıkesir’in Gönen ilçesinde dünyaya gelen Ömer Seyfettin, öğrenimine Gönen’de başladı. Daha sonra Ayancık’ta ve İstanbul’daki Mekteb-i Osmaniye’de devam etti. 1893 yılında Askeri Baytar Rüşdiyesi’ne geçti ve 1896 yılında bitirdikten sonra, babasının asker olmasının da etkisiyle, Kuleli Askeri İdadi’sine kayıt oldu. Bir süre sonra Edirne Askeri İdadisi’ne geçti ve eğitimini bu okulda tamamladı.
Ömer Seyfettin 1900 yılında Edirne Askeri İdadisi’nden mezun olduktan sonra İstanbul’daki Mekteb-i Harbiye’ye kayıt oldu ve buradan piyâde asteğmeni rütbesiyle mezun oldu. Teğmen rütbesiyle 1903-1909 yılları arasında İzmir’de, üsteğmen rütbesiyle de Rumeli’de görev yaptı.
Askerlikten ayrılmasının ardından Selanik’e geçen Ömer Seyfettin, Genç Kalemler dergisinde yazı yazmaya başladı. İlk yazısı “Yeni Lisan”, 1911 yılında Genç Kalemler dergisinde yayımlandı. Balkan Savaşının başlaması üzerine askerliğe geri döndü ve bir yıl süreyle Yunanlıların elinde esir kaldı. Esaret hayatı süresince okumaya ve yazmaya önem verdi. Bu dönemde yazdığı en önemli hikayeler olan “Mehdi” ve “Hürriyet Bayrakları” Türk Yurdu dergisinde yayımlandı.
1913 yılında esirlikten kurtuldu ve İstanbul’a döndü, kısa bir süre sonra da askerlikten yine ayrıldı. Hayatına yazarlık ve öğretmenlik yaparak devam etmeye başladı. Türkçü bir akım izleyen “Türk Sözü” dergisinin başyazarlığına getirildi. 1914 yılında Kabataş Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak başladığı görevini ölümüne kadar sürdürdü.Ömer Seyfettin 6 Mart 1920 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti. Ömer Seyfettin’in Eserleri
Roman:Ashâb-ı Kehfimiz, Efruz Bey, Yalnız Efe
Öykü:Harem, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabed, Beyaz Lale, Asilzâdeler, İlk Düşen Ak, Mahçupluk İmtihanı, Dalga, Nokta, Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür
Dünyada Birçok insan vardır Kimi Mutlu Kimi Mutsuz Kimi Gülüyor Kimi Ağlıyor Ama Tüm Güzelliklere Ve Mutluluklara Layık Biri Var O Da şu Anda Bu Mesajı Okuyor.
Bu Sabah Mavi Bulutları Avucuna Mutlulukları Gönlüne Sevgimi Usulca Kalbine Bırakıyorum. Güneş Her Zaman Senin için doğsun En Güzel Günler Seninle Olsun…
Avuçların Açıldığı Gözlerin Yaşardığı ilahı Esintilerin Kalpleri Okşadığı Anın Bir Asra Bedel Olduğu Bu Gece Dualarda Birleşmek Dileğiyle Kandilinizi Kutlarım…
Bir Umut Serpilsin Yüreğine Bin Mutluluk Doğsun Günlerine Her şey Kendin Gibi Ve Gözlerin Kadar Güzel Olsun…
Üzüntüleriniz Kum Tanesi Kadar Küçük sevinçleriniz Nisan Yağmurları Kadar Bol Olsun. İyi Günde Kısmetiniz Bol Olsun.
Rüzgârın Kemanı Vurduğu ılık Bir Gecede Yağmur Damlaları Cama Vururken Yatağına Uzanarak Hayalini Kurduğun Ve Keşke Dediğin Tüm Güzellikler Senin Olsun…!
Başarılar Ve Her Daim Mutluluklar Seninle Olsun. Aramıza Hoş geldin.
Aramızdan Ayrıldığın için Üzgünüz Ama Dünyanın Sana ihtiyacı Var. İş Hayatında Başarılar Dilerim.
Yeni işinizin Size Mutluluk Getirmesi Dileğiyle…
İnsanı Büyük Yapan Kendi Azmi Ve Sabrıdır. Yeni Görevinde Başarılar Dileriz.
Büyük insanlar Olmadan Büyük işler başarılamaz daha Nice Başarıları Birlikte Kutlamak Dileğiyle
Yeni Görevinizde Başarılar Dileriz. Başarı Ve Huzur Diliyorum. Sevgiler…
Yeryüzündeki binlerce çiçek arasından en güzeli ve anlamlısı olan anneme,seni çookk ama çok çok seviyorum…en anlamlı günde yanında olabilecek olmak çok güzel…
Benim annem, canım annem. Sen benim hayatımın, en büyük varlığısın. Sensiz bir hayat düşünemiyorum senin varlığın, beni hayatta en mutlu eden şey. İyi ki varsın ve iyi ki benim annemsin, senin gibi bir annem olduğu için gurur duyuyorum. Anneler günün kutlu olsun annem…
Canım Annem, benim senin varlığın her şeyiyle bana hayat veriyor. Senin o sıcacık sevgin vazgeçilmez sıcaklığın her zaman beni ısıttı, hep nerde zorda kalsam bana bir çıkar yolu buldun karanlıkta kaldığımda ay gibi parlayan ışığım, soğukta üşüdüğümde içimi sıcacık ısıtan sevginle her zaman yanımda oldun. iyiki varsın iyiki benim annemsin senin gibi annem olduğu için Allahıma sonsuz şükürler olsun seni çok seviyorum. Can özüm biricik anacığım, anneler gününü canı gönülden kutlarım, ellerinden öperim… Anneler Günün Kutlu Olsun…
Annecim, biriciğim.. Sonsuz sevgini, bitmez tükenmez sabrını ancak anne olunca anlayabileceğim herhalde.. Seçme şansım olsaydı yine senin annem olmanı istedim.. SENİ ÇOOOOKK SEVİYORUMM… Anneler günün kutlu olsun!!!
Bu dünyadaki en güvenli sığınağım senin kucağın. Benim annem olman bu dünyadaki en büyük şansım. seni seviyorum annem.. annerler günü kutlu olsun annem.
Meğer dilimdeki ve beynimdeki en güzel kelime senin adınmış. Sana her seslenişimde ya acım diniyor ya da sevgim coşuyor. Anneler günü kutlu olsun canım annem
Sen hayatımın kutup yıldızı oldun. Nereye gidersem gideyim ışığının altında sevginle uyudum. Doğru yolu buldum. Seni seviyorum anne. Anneler günün kutlu olsun canım annem
Anneciğim, bir günümde değil her günümdesin. Annem olman dünyadaki en büyük şansım, iyi ki varsın. Anneler günün kutlu olsun
fedakârlık, sevgi, sabır ve güzellik ne demek tarif et derlerse; annem derdim canım annem seni bir gün değil her gün çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun canım annem
Yüreğindeki sınırsız sevgi ve sabır için çok teşekkürler canım anneciğim… Anneler günün kutlu olsun!
Mesafeler uzak olsa da yüreğim hep seninle canım annem… Anneler günün kutlu olsun!
Sen varken ben yoktum. Sen açken ben toktum. Şimdi de, sonra da basımın tacı annem. Seni hep seveceğim benim canım annem.
Seni unutmadığımı bugünde bilmeni istedim. Anneler günün kutlu olsun dünyanın en güzel ve özel annesi…
Bir günümde değil her günümdesin. Her gün her saniye benimlesin. Her zaman bana destek oldun. Sen benim için çok özelsin. Anneler günün kutlu olsun…
Benim için her şeye katlanan, her zaman yanımda olan, değeri biçilemeyen dünyanın en güzel annesine… Anneler günün kutlu olsun canım annem…
Dün sana kızdıklarımı bugün ben yapıyorum Anne.
Çünkü aslında senin küçük bir kopyanım. Umarım senin kadar sevgi dolu olurum, Anneler günün kutlu olsun canım annem…
Benim için her şeye katlanan her zaman yanımda olan değeri biçilemeyen dünyanın en güzel annesinin, anneler günü kutlu olsun…
Anneciğim, bir günümde değil her günümdesin. Annem olman dünyadaki en büyük şansım, iyi ki varsın. Seni çok seviyorum annem.
Sen hayatımın kutup yıldızı oldun. Nereye gidersem gideyim ışığının altında sevginle uyudum. Doğru yolu buldum. Seni seviyorum annem.
Eğer bana gözlerinle değil de kalbinle bakmış olsaydın, seni ne kadar sevdiğimi çok iyi anlardın… Anneler günün kutlu olsun canım annem…
Canım annem, sultanım… Aldığım son nefese yaşadığım son güne kadar ben sana sende bana aitsin annem. Anneler günün kutlu olsun sultanım.
Canım Annem benim senin varlığın herşeyiyle bana hayat veriyo senin o sıcacık sevgin vazgeçilmez sıcaklığın herzaman beni ısıttı hep nerde zorda kalsam bana bir çıkar yolu buldun karanlıkta kaldığımda ay gibi parlayan ışığım, sogukta üşüdüğümde içimi sıcacık ısıtan sevginle herzaman yanınmda oldun iyiki varsın iyiki benim annemsin senin gibi annem olduğu için Allahıma sonsuz şükürler olsun seni çok seviyorum canozüm biricik anacığım anneler günü canı gönülden kutlarım sevgi vede saygılarımlaa
Canım babam! Varlığın hep yüreğimi ısıttı, bana mutluluk ve güven verdi. Seni seviyorum baba…
Ailemin reisi, büyük aşkım. Babalar günün kutlu olsun.
Sevgili babacığım gurbet uzak olsa da sevgin o kadar yakın ki bilmelisin ellerinden öperim sevgiler.
Bugün başardığım ve elde edebildiğim her şeyde senin payın var. Babalar günün kutlu olsun.
Biricik babama sevgilerimle!… Babalar günün kutlu olsun.
Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim sevgili babam…
Canım babam!… Seni çok seviyorum. Babalar günün kutlu olsun babacım.
Evimizin güneşi bir tanecik babacığıma kucak dolusu sevgiyle… Canım babacığım, sen bizim herşeyimizsin. Babalar günün kutlu olsun bir tanecik babacık.
İlk adımlarımı atarken ellerimden tutuyordun. Şimdi fark ediyorum ki babacığım, ellerimi hiç bırakmamışsın. Babalar günün kutlu olsun…
Evimizin yakışıklısı… Babamız canımız bir tanemiz. Bil ki seni hergün daha çok seviyoruz. Varlığınla gurur duyuyoruz. Sen bizim herşeyimizsin. Babalar günün kutlu olsun. Ailen.
Mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sevgisini her zaman üzerimde hissettiğim dün de bugün de yarın da hep yüreğim kadar yakınımda olan babacığım seni çok seviyorum.
Bana yaptığın dünyadaki en büyük iyilik bana dünyanın en iyi örneği olmandır. Babaların en iyisi, bu gün sadece senin… Babalar günün kutlu olsun.
Senin gibi bir babaya sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu her zaman bileceğim. Seni seviyorum canım babacım.
Baba sevgisini koru. O sevgiyi kesip atarsan, Tanrı da senin mutluluk ışığını söndürür. “Hz. Muhammed (s.a.v)”
Babam olduğun için mutluyum, sahip olduğum en iyi arkadaşsın… Babalar günün kutlu olsun babacım.
Hayatın anlamı ve tüm güzelliklerini öğreten adam, benim sevgili babam… Babalar günün kutlu olsun.
Sensiz bir babalar günü geçiriyorum ve inan bana, kendimi çok yalnız hissediyor, çok üzülüyor ve çok üşüyorum… Sen benim arkadaşım, sevincim ve ışığımsın. Babalar günün kutlu olsun baba.
Evimizin güneşi bir tanesi olan canım babama kucak dolusu sevgi ve saygılarımla… Babacığım bir günümde değil her günümdesin. Babalar günün kutlu olsun.
Babalar günün kutlu olsun dünyanın en iyi babası…
Sen olmadan ben asla varolamam baba. Seni seviyorum. Babalar günün kutlu olsun canım babam.
Aslan babam, babalar günün kutlu olsun…
Hayatın anlamı ve tüm güzelliklerini öğreten adam, benim sevgili babam. Babalar günün kutlu olsun…
Kalbi sevgi dolu, sevecen, cömert, kibar, kucağı sıcak, anlayışlı, şefkatli. Bu vasıfların tümünü taşıyan tek erkek… Ben ona baba diye sesleniyorum. Benim için dünyadaki en özel erkek! Babalar günün kutlu olsun canım babacım…
Koklanacak gül, açılacak gonca, yaşanacak hayat ve alınacak nefes olan sevgili babam. İkliminden tasasızlık, sevginden cesaret ve gözlerinden esaret aldığım günleri hep yaşamak isterim.
Kollarından daha huzurlu, daha güvenli, yüreğinden daha sıcak ülke yokmuş babacım. Babalar günün kutlu olsun.
Bizim bugünlere gelmemizi sağlayan ve hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz babamızın babalar günü kutlu olsun…
Sen dünyanın en iyi babasısın. Seni çok seviyorum canım babam. Babalar günün kutlu olsun babacım.
Bana uçabileceğim kanatlar verdiğin için teşekkürler, sevgin ve anlayışınla hep yanımdaydın, daima sığınağımdın. Benim için ne kadar paha biçilmez bir değerde olduğunu asla unutmuyorum. Babalar günün kutlu olsun.
Sen güçlü bir çınar gibisin… Arkamı ne zaman sana yaslasam sanırım ki dünyayı bile fethedebilirim… Çünkü bana hep güç veriyorsun… Babalar günün kutlu olsun…
Bana güç verdin, destek verdin, her zaman ama her zaman yanımdaydın, hayat boyu bütün bunlar için sana teşekkür edebilmem imkansız. Fakat yine de deneyeceğim. Teşekkür ederim baba. Seni çok seviyorum.
Derdimi, neşemi paylaştığım en iyi arkadaşım. Babalar günün kutlu olsun!
Üzerine sabır tohumu ekip sevgiyle suladığın gülünün bilmeni istediği bir şey var. Seni çok ama çok seviyorum. Babalar günün kutlu olsun.
Hatırlar mısın doğduğun günü… Sen ağlarken herkes gülüyordu. Öyle bir ömür yaşa ki öldüğünde herkes ağlasın sen mutlulukla gülümse. İyi ki doğdun…
* Bugün belki de çok kişiden doğum günü mesajı alacaksın ancak şu an okuduğun en farklısı. Çünkü tümüyle sevgiyle yazılmış bir mesaj. İyi ki varsın…
* 160 kısa karaktere neler sığdırabilirim diye düşünüyorum ancak aklıma mutlu bir yaş ve sevgi dolu nice yıllar dilemekten başka bir şey gelmiyor. Seni seviyorum.
* Sesim güzel olmadığı için sana bir doğum günü şarkısı söyleyemiyorum. Bu yüzdendir ki böyle kısa bir mesaj çekiyorum. Mutlu yıllar!
* hmmmm bu mesajı neden çekiyorum unuttum inan hiç hatırlamıyorum. Dur bakayım… Dur dur buldum doğum günün kutlu olsun!…
* Dileğim bugün dilediğin tüm dileklerin gerçek olması. Belki yanında değilim ama bil ki kalbimin en derin yerinde bugünü seninle kutluyorum. Nice yaşlara…
* Bugün doğum günün olduğu için farklı ve özel olduğunu mu sanıyorsun sen? Oysa sen benim için sadece bugün değil her gün farklı ve özelsin. İyi ki varsın…
* Doğduğun gün bulutları yırtarak bir güneş gibi etrafına aydınlık saçarak girdin hayata. Hep sevgiyle yaşa! Nice yaşlara…
* Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Nice seneler…
* Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yaşar başarı merdivenlerini tırmanırsın ve dilerim yüzün hep güler neşeni hiç yitirmezsin. Doğum günün kutlu olsun!
* Dünyada eşsiz bir güzellik varsa o da kalbindedir. Hayatının bundan sonrası kalbinin güzelliği gibi geçsin. İyi ki varsın ve iyi ki doğdun!
* Yaşa. Sev. Gül! Bunlar eksik olmasın yaşamında. Yaşın kaç olursa olsun her şeyin en güzeli seninle olsun. Nice mutlu neşeli ve yaşam dolu yaşlara…
* Bugün bir yaşını daha doldurmanın mutluluğunu yaşarken geleceğin sana kalbindeki tüm dilekleri vermesini diliyorum. Doğum günün kutlu olsun.
* fluuuppp! Bu bir sms sürprizi. Sana şans getirmek için burada. Bu yüzden hemen gözlerini kapat ve bir şey dile. Mutlu yıllar sana mutlu yıllar sana.
* Kısa bir mesaj olmalı bu. Sana binlerce öpücük ve sevgi yolluyorum buradan… Bil ki unutulmadın… Doğum günün kutlu olsun!
* Arkadaşlar yıldızlar gibidir onları her zaman göremezsin ama senin için her daim var olduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremezsen de bil ki yanındayım! Doğum günün kutlu olsun… İyi ki varsın… Birlikte daha nice yaşlara…
* Dikkat! Bu mesaj sevgi neşe ve iyi dilek içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Bu mutluluğun her zaman sürsün. İyi ki doğdun. Nice mutlu yaşlara…
* Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yaşar başarı merdivenlerini rahatlıkla tırmanırsın ve dilerim yüzün hep güler neşeni hiç yitirmezsin. Sevgi dolu kalman ve mutlu olman dileğiyle… Doğum günün kutlu olsun!
* Biraz şans biraz sevgi ve sabır birer parça zaman başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir “hayat pastası” yapabiliriz sanırım… Nice yaşlara!
* Bir yıl daha bitti ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye… Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım “harika bir yıldı” dersin… Tüm dileklerinin gerçekleşmesi dileğimle… Nice yıllara…
* 365 sayfalık bir öykü daha başlıyor her güne bir yaprak sakla her yaprağa bir öykü sığdır mutluluk de adına. Nice güzel öyküler senin olsun. İyi ki doğdun.
* Güneş kadar sıcak kar tanesi kadar berrak yağmur kadar saf ve temiz bir ömür dileğiyle.
Siz Kara Goklerin Yildizlari, Isitin Yurdumuzu Sabaha Kadar! Ama Duse Kalka, Ama Yigit, Ama Umutlu… Alin Benim Gonlumden De O Kadar. Ve Onlar, Yildizlar Gibi Gozleri Isil Isil Yananlar! Oyuncak Icin Degil, Kagit Kalem, Kitap Icin Aglayanlar. Cahit Kulebi
Ögretmen, Bir Bahcivandir. En Guzel Gulleri O Yetistirir. Hic Yorulmadan, Bikmadan, Usanmadan Bahcesindeki Gullere Su Verir Ve Onlarin Bakimini Titizlikle Yapar.
Bir Ulusun Cagdas Ulkeler Duzeyine Erisebilmesi; Egitim Ve Ogretimin Kaliteli Ve Bilimsel Yontemlerle Yurutulmesi Ile Ancak Mumkun Olabilir. ögretmenler Gunun Kutlu Olsun
Dunyanin En Degerli Varliklari Olan Siz Ogretmenler! Bugun, Turk Ogretmeninin Seref Gunudur. Ona Olan Saygiyi Yenileme, Onun Yuceligini Anma Gunudur. Boyle Anlamli Bir Gunde Hepinizi Sevgiyle, Candan Kutluyoruz
Okulun Verecegi Ilim Ve Fen Sayesindedir Ki, Turk Milleti, Turk Sanati, Ekonomisi, Turk Siir Ve Edebiyati Butun Guzellikleri Ile Gelisir. Atatürk
Milletleri Kurtaranlar; Yalniz Ve Ancak Ogretmenlerdir. Ögretmenden, Egiticiden Yoksun Bir Millet; Henuz Millet Adini Almak Kabiliyetini Kazanmamistir. Atatürk
♥ Yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor, sensizlik ölüm kadar acı,sen nefes kadar önemli, canım kadar değerlisin, iyiki doğdun bir tanem.
♥ Bir yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye… Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım “harika bir yıldı” dersin.. Dileğim bugün dilediğin tüm dileklerinin gerçek olması. Geleceğini oluşturacak her yeni gün, bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olsun! Belki yanında değilim ama bil ki kalbimin en derin yerinde bugünü seninle kutluyorum. Nice yaşlara…
♥ Bugün belki de çok kişiden doğum günü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı çünkü tümüyle sevgiden ve dostluktan oluşmuş bir mesaj. Sesim güzel olmadığından sana bir doğum günü şarkısı söyleyemiyorum. Bu yüzdendir ki böyle kısa bir mesaj çekiyorum. Hep olduğun gibi sevgi dolu ve neşeli kal. Nice mutlu yaşlara…
♥ Dikkat! Bu mesaj sevgi, neşe ve iyi dilekler içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Şimdi bu mutluluğuna sımsıkı sarıl ve ümidini koskoca bir yıl boyunca hiç yitirme! Aşkta, parada, sağlıkta her zaman kazanmanı dilerim. Sensiz bir hayatta kime gerçekten “dostum” diyebilirdim bilmiyorum. İyi ki dogdun. Nice mutlu yaslara…
♥ Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her zaman varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremesen de bil ki yanındayım… Senin gibi dosta sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Hayatın tüm kötülüklerinin senden uzak olmasını dilerim. İyi ki varsın ve iyi ki dostumsun! Hep birlikte nice senelere… Doğum günün kutlu olsun!
♥ Bir yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye… Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım “harika bir yıldı” dersin.. Tüm dileklerinin gerçekleşmesi dileğimle.. Nice yıllara…
♥ Biraz şans, biraz sevgi ve sabır, birer parça zaman, başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere, hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir “hayat pastası” yapabiliriz sanırım… Nice yaşlara!
♥ Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yaşar, başarı merdivenlerini rahatlıkla tırmanırsın ve dilerim yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Sevgi dolu kalman ve mutlu olman dileğiyle… Doğum günün kutlu olsun!
♥ Sakın üzülme hayatın hızına, en güzel yıllar çabuk geçenlerdir… Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Yüzünde her zaman bir gülümseme olsun çünkü sana çok yakışıyor. Daha nice mutlu yıllara…
en güzel doğum günü sözleri, en güzel doğum günü mesajları en güzel doğum günü yazıları Doğum Günü Kutlama Mesajları
Bugün; bir yaşını daha doldurmanın mutluluğunu yasarken geleceğin sana kalbindeki tüm dilekleri vermesini diliyorum. Doğum Günün Kutlu Olsun.
Doğduğun gün bulutları yırtarak, bir güneş gibi etrafına aydınlık saçarak girdin hayata. Hep sevgiyle yaşa! Nice yaşlara..
Dileğim bugün dilediğin tüm dileklerin gerçek olması.. Belki yanında değilim ama bil ki kalbimin en derin yerinde bugünü seninle kutluyorum. Nice yaşlara..
Dünyada essiz bir güzellik varsa o da kalbindedir. Hayatinin bundan sonrası kalbinin güzelliği gibi geçsin. İyi ki varsın ve iyi ki doğdun!
Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Nice seneler.. Hmmmm bu mesajı neden çekiyorum, unuttum, inan hiç hatırlamıyorum. Dur bakayım.. dur dur buldum.Doğum günün kutlu olsun !
Yaşa.. Sev.. Gül..! Bunlar eksik olmasın yaşamında. Yaşın kaç olursa olsun her şeyin en güzeli seninle olsun. Nice mutlu, neşeli ve yaşam dolu yaşlara..
Bir yıl daha bitti, ama sakin üzülme zaman çabuk geçiyor diye.. Unutma ki herkes ayni şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım harika bir yıldı dersin.. Tüm dileklerinin gerçekleşmesi dileğimle.. Nice yıllara…
Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yasar, basari merdivenlerini rahatlıkla tırmanırsın ve dilerim yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Sevgi dolu kalman ve mutlu olman dileğiyle… Doğum günün kutlu olsun!
Yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor, sensizlik ölüm kadar acı, sen nefes kadar önemli, canım kadar değerlisin, iyi ki doğdun birtanem.
Bugün doğum günün olduğu için farklı ve özel olduğunu mu sanıyorsun sen? Oysa sen benim için sadece bugün değil her gün farklı ve özelsin.. Dostluğunun, arkadaşlığının verdiği keyfi sana anlatmam çok zor. Kalbim hep seninle. İyi ki varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…
Tonton bir Nine olduğunda bahçendeki sandalyene oturup eski günlerine daldığında hatırlamak istediğin kadar güzel günler seninle olsun. Doğum günün kutlu olsun.
FLUUUPPP! Bu bir sürpriz. Sana şans getirmek için burada. Bu yüzden hemen gözlerini kapat ve bir şey dile. Mutlu yıllar sana, mutlu yıllar sana.
Kelimelere neler sığdırabilirim diye düşünüyorum ancak aklıma mutlu bir yaş ve sevgi dolu nice yıllar dilemekten başka bir şey gelmiyor. Seni seviyorum.
Kısa bir mesaj olmalı bu. Sana binlerce öpücük ve sevgi yolluyorum buradan.. Bil ki unutulmadın.. Doğum günün kutlu olsun!
Doğum gününün sana tıbbı şaşırtacak kadar sağlık, melekleri kıskandıracak kadar mutluluk getirmesi dileğiyle nice yıllara..
Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her zaman var olduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Doğum günün kutlu olsun…
Güneş kadar sıcak… Kar tanesi kadar berrak… Yağmur kadar saf ve Temiz bir ömür dileğiyle.. Doğum Günün Kutlu Olsun…
Dalgalar vuruyor sahile,yıldızlar parlıyor sonsuz mavide bende bitmez sevgimle koşuyorum hep gecelerde. Doğum günün kutlu olsun..
Doğduğun gün bulutları yırtarak, bir güneş gibi etrafına aydınlık saçarak girdin hayata. Hep sevgiyle yaşa! Nice yaşlara…
Sakın üzülme hayatın hızına, en güzel yıllar çabuk geçenlerdir.. Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Yüzünde her zaman bir gülümseme olsun çünkü sana çok yakışıyor. Daha nice mutlu yıllara…
Yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor, sensizlik ölüm kadar acı, sen nefes kadar önemli, canım kadar değerlisin, iyi ki doğdun birtanem.
365 sayfalık bir öykü daha başlıyor her güne bir yaprak sakla her yaprağa bir öykü sığdır mutluluk de adına. Nice güzel öyküler senin olsun. İyi ki doğdun.
Güneş kadar sıcak kar tanesi kadar berrak yağmur kadar saf ve temiz bir ömür dileğiyle..
Sevgililer günü Sözler, Sevgililer günü sms mesajlar, Sevgililer Günü güzel sözler, Sevgililer günü için aşk sözleri,
♥Seni tahmin edeceğin kadar değil, tahammül edemeyeceğin kadar çok seviyorum. Sana “Sevgilim!” diyebildiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.
♥ Gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde, aşkın içimde ve ruhun bedenimde olduğu sürece seni sevmeye devam edeceğim. Sevgililer günün kutlu olsun!
♥ Biliyorsun her gökkuşağının bittiği yerde bir hazine saklanırmış. Eskiler böyle der. Gökuşağını takip ettim geçenlerde sende bitti… En değerli hazinemsin benim, canımsın. Sevgililer günümüz kutlu olsun.
♥ Kuyruklu yıldızlar vardır, dünyaya yetmiş yılda bir gelirler. İnsanlar onu hayatı boyunca belki bir kez görürler. Ben o yıldızı gördüm, o da sensin birtanem.
♥ Ayrılık küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını güçlendirdiği gibi… Bizim de sevgimiz hep yaşayacak ve daha da güçlenecek sevgilim. Nice sevgililer günlerinde birlikte olmak dileğiyle…
♥ Sen dünyaya sürgün bir meleksin ve ben seni o kadar çok seveceğim ki bir daha cennetine geri dönmek istemeyeceksin… Sevgililer günün kutlu olsun!
♥ @–)–) sana dijital bir gül yolluyorum, çünkü uzaklarda elimden ancak bu kadarı geliyor. Ama bil ki gerçeğini, gözlerinin içine bakarak vermek isterdim. Ve seni sevdiğimi fısıldamak.. Sevgililer günümüz kutlu olsun! Seni denizdeki kumlar, gökteki yıldızlar kadar çok seviyorum.
♥ Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağınaufacık bir öpücük kondurdu. Hissettin mi? Sevgililer günün kutlu olsun!
♥ Doğan her günün sabahında içimde gözlerini görebilmek aşkı olmasa, inan hiçbir şeye değmezdi yaşamak. Sevgililer günün kutlu olsun!
♥ Bir yudum sevgi koskoca bir okyanusa bedeldir. Şimdi uzaklarda senin bir yudum sevgine hasretim sevgilim. Seni hasretimi tüketircesine kucaklıyorum.
♥ Sana yıldızlar kadar yakın olmak isterdim her baktığında beni görebilmen için, sana bulutlar kadar yakın olmak isterdim üzüldüğünde gözyaşlarını yağmur olup silebilmek için, sana sen kadar yakın olmak isterdim ki beni, seni sevdiğim kadar sevebilmen için. Sevgililer günün kutlu olsun biriciğim.
♥ Seni denizdeki kumlar, gökteki yıldızlar, ormandaki ağaçlar, dünyadaki insanlar, okyanustaki sular ve güneşin ışıklarından daha çok seviyorum.
♥ Bulutlara yükledim hasretimi, rüzgarlarla yolladım sevgimi, yağmurlar yağdırdım gözyaşlarımla küçük melekler gönderdim seni öpmeye! Sevgililer günün kutlu olsun!
♥ Bir kuş olup gitsem, aşsam şu enginleri, varsam senin yanına. Öpsem doyasıya, koklasam seni, en büyük hediye odur bana.
♥ Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için aşığım sana!.. Sevgililer Günün kutlu olsun birtanem, seni çok seviyorum.
♥ Bir Ve tek Sözümsün Sen benim Hayataki Tek Gözümsün Seviyorum Seni Bebeğim Sen Benim özümsün.
♥ Aşkı Sana Dair Şarkılarda Arıyorum Ama Hiç bir Şarkı Seni Anlatamıyor Bana Sen Kelimelerle Anlatılamayan insansın..
♥ Nefes Aldığım her Zaman isminle hayata Başlıyacağım Aşkım resmine bakıp dua edicem bebeğim.
♥ Şimdi Seni Düşünüyorum Gülüşünü gözlerini ve bana Aşkım deyişini.
♥ Ben Aşkı uzaklarda Değil bebeğim Senin Gözlerinde Aradım Ellerinde Hissettim Nefesinde Farkına Vardım.
♥ Çıkar Beni Dipsiz Kuyuların Karanlık Sessizliğinden Kalbinle ışık Ver hayatıma gözlerinle heyecan ver damarlarıma Aşkım.
♥ Seninleyken Kısa Süreli Zamanlarımızda uzun ömürlü Anılara imza Atıyorum bebeğim.
♥ Benim için Hayat Sen, Nefes Sensin bebeğim.
♥ Aşkın nedemek olduğunu bilen tek insansın seni bu yüzden seviyorum
♥ Aşk Seninle Yaşanacak Kadar Güzel Sensiz Yaşanmayacak kadar iLLet bir Acı ve tutku.
♥ Eğer Dünyada Aşk Olmasaydı Kimsede Acıma Vicdan Duygusu Olmazdı.
♥ Bir gülüşüne Bu Hayatımı fedaa Ederim Klasik Lafların Tek Kralıyım.
♥ Odalarımdaki Sessiz ve Boş Duyguların Adamı Oldum, Seninle Hayat Buldum Ve Sensiz yeniden Odamda işe yaramaz Oldum.
♥ Gel Bu Hayata Birlikte Gülelim hayat Bile Kıskansın Aşkımızı inadına güLeLim hayata Belki ozaman anLar Acıların içinde Gülmeyi..
♥ Sen Zaten Artık içimde bir Alevsin Kalbimde Merkezsin beynimdeki Düşüncelersin Nefesimdeki Ses’sin, Sen benim içimdeki BEN’sin Aşkım.
♥ Terk Edilmiş Sohbaharların Duygusuz Kalmış Veysimlerin Adamıyım bana Yaz Yaşatmak iStermisin Bebeğim?
♥ Gülsün Yüzün üzülmesin Sıcak kalsın Ellerin titremesin bana baksın gözlerin Gülsün Yada Ağlasın Ama Sadece Bana Baksın Aşkım..forumdas.net
♥ Bensiz Gitme Uzaklara ben Seni gecelerin Koynunda Unutmadım Seni Severek Yaşadım Seni Bekliyorum Hayatım.
♥ Sen Benim Aşk Oyunum Değil Hayatımdaki En Büyük Oyunsun Bebeğim, Sen OLmazsan ben Olamam Bu hayat oyununda Sevgilim.
♥ Sana Vereceğim tek Emanet kalbim kaldı ister Vur ister Parçala ister sakla ben Seni Seviyorum bunu unutma.
♥ Aşk Gözlerinde Cenneti Yaşamak Aşk Sözlerinde hayata tutunmak ve Aşk Ellerinde Kalbimin Bir Serçe Canı iLe yaşaması.
♥ Ben kalbimi Sana Sende Ellerini bana Ver Aşkım Hayat Kısa Sanada banada Kalmaz Bu dünya.
♥ Sen Kısa hayatımın öz Aşkısın Sen Sözlerimdeki Tek Canlısın Aşkım..
♥ Seninle Olan Dünyayı Ve Seninle yaşanacak Hayatı Sevdim Sensiz Neyleyim Söyle Bebeğim?
♥ Herzaman Senin hayalinle girdim Yatağa Senin Adınla Uyandım Her Sabaha Sen hayatsın benim için unutma.
♥ Tut Elimden Aşkım Cesaretin Varmı Bakalım öLüm benim diğer adım..
♥ Sen Sadece Sözlerimde Değil Hayatımda ve bedenimde yaşattığım iLahımsın..
♥ Aşk Soğuk bir Sabahın Melteminde Sıcak Rüzgarların Esmesidir.
♥ Aşk insanı Hayata Bağlar Hayat iSe insanı Aşka Bağlar.
♥ Aşık Olan Bir insan herzaman Mutludur.
♥ Aşk uğruna öLünecek kadar Şehvetli Bir Duygu Geceleri Ağlatacak kadar Duygusal Duygu Yoğunlaşması Hissettirir.
♥ Herkez Aşık olabilir fakat Herkez Aşık olduğuna Sadık Olmaz.
♥ Ben Seni Sevdim ben Sana Hasret kaldım ben Sana yetim kaldım Ama Ben hep Seni Sevdim Aşkım…
♥ Kalbimin en ince damarlarında hissediyorum seni bebeğim
♥ Aşkımı Anlatsamö haykırsam Dünyaya, Dünya Yine Dönecek umarsızca, Beni Sadece Sen Duy Sen Anla Bebeğim.
♥ Aşkı Gözlerine Bakarak Yaşamak Sözlerine Bakarak Hayata Adım Atmak isterim Aşkım.
♥ Ben Seni uzun Gecelerde Sabahlarken ismini Duvarşara Yazarak Sevdim Aşkım.