Kartal, son 50 yılını darbeler ve terörle geçiren Türkiye’nin birden bire hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağını ifade etti.
Yeni yargı paketinden özel yetkili mahkemelerin çalışma usullerini belirleyen CMK’nın 250. maddesinin değiştirilmesinin hedeflendiğini söyleyen BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, özel yetkili mahkemelerin uzun zamandır bazı çevrelerin itirazları olduğunu hatırlattı. Mahkemelerden özellikle darbe yargılamalarından rahatsız olan çevrelerin hedefinde olduğunu belirten Kartal, Ergenekon davası başlamadan önce birçok kişinin mahkemelerin varlığından bile haberdar olmadığını dile getirdi.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde belli suçlara bakan ihtisas mahkemeleri olduğunu belirten Kaptan Kartal, “Bu hem belli konularda ihtisaslaşmış yargıçların, daha doğru, daha çabuk karar vermesini sağlıyor, hem de yargının işini kolaylaştırıyor.” dedi.
Adaletin gecikmesinden şikayet edenlerin yargının yavaş işlemesinin temel sebeplerinden birisinin ihtisaslaşma eksikliği olduğunu unutmaması gerektiği ifade eden Kartal, “Yıllarca ceza davalarına bakan bir hakim, bir görevlendirme ile hukuk mahkemelerinde geçebiliyor. Ceza mahkemelerinde pratikleşen yargıç, birden bire hukuk davalarına girince yabancı olduğu bir alanda bocalamaya, yanlış kararlar vermeye başlıyor. Kararlar bir, bir Yargıtay’dan dönünce de uzun zaman kayıpları meydana geliyor. Onun için örgütlü suçlara bakan mahkemelerin yanında ceza ve hukuk mahkemeleri alanında da ayrı, ayrı ihtisas mahkemelerinin kurulması şarttır. Birilerinin nasırına basıldı diye uzmanlaşmış mahkemeler ihtiyaç olmaktan çıkmazlar.” diye konuştu.
‘SON YILINI DARBELERLE GEÇİREN TÜRKİYE HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANAMAZ’
Son 50 yılı darbeler, terör ve kanla geçen Türkiye’nin birden bire hiçbir şey olmamış gibi davranmasının mümkün olmadığını dile getiren Kartal şöyle konuştu: “Hukuk o ülkenin şartlarıyla bağlıdır. Terör can almaya devam ederken, her gün yeni ses kayıtları -darbe heveslilerinin aynı noktada durduklarını ihtar ederken- bu iş bitti havasıyla yargılamaları akamete uğratacak düzenlemeler yapmak intihardır. En tehlikeli suçlular, caydırılacak kadar cezalandırılmamış suçlulardır. Siyaset kurumunun denetleyemediği bir kurumun darbelere karışmış kimi mensuplarını salıverecek düzenlemeler yapması, demokrasi vitesini geri alması demektir. KCK tutuklamaları, darbe ve darbeye teşebbüsten yargılanıp tutuklu olanların çoğu ve bunları savunanlar bu mahkemelerden şikayetçi iken bu düzenlemeyi yapanların bir daha düşünmesi gerekir.”
Tutukluluk sürelerinin çok uzayıp ceza halini alması elbette tasvip edilemeyeceğini ancak, örgütlü suçlarda, sanık sayısının fazlalığı,zamansal derinlik ve delil toplama zorluğu bu gecikmenin temel sebeplerinin başında geldiğini aktaran Kartal, “Tutukluluk süreleriyle ilgili belki bir düzenleme yapılabilir ama darbeciler için izin şartının getirilmesi, darbelerin özel yetkili mahkemelerin görev alanından çıkarılması canavarı yaralı bırakıp toplum içine salmak olur. Üstelik bu, darbelerle, bu milletin manevi dünyasına Rus gibi, Yunan gibi saldıranları kimsenin affetmeye hakkı yoktur. Darbeler Millete yapılmıştır affedecekse millet affetmelidir.” şeklinde konuştu.
‘MAHKEMELERİN KALDIRILMASI YAZICIOĞLU DAVASINI AKAMETE UĞRATIR’
BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu davasının henüz çözülemeden mahkemelerin kaldırılmasının, davayı akamete uğratacağına işaret eden Kaptan Kartal sözlerini şöyle tamamladı: “Ulaştırma Bakanı kendi personeline sahiplenme adına, yargı sisteminde ihtiyaç duyulan bu mahkemeleri kamuoyunda suçlaması ise camiamız ve kamuoyunda hoş karşılanmamıştır. Darbe ve terör suçluları ile mücadele de kör topal mesafe alınmışken bundan bile geri dönülmesi ileride demokrasimiz de derin yaralar açar.”