köpek ile ilgili şiirler, köpek şiirleri, en güzel köpek şiiri, köpek şiiri
Köpek
haziran köpeği uzaktan havlıyor ay yolun yarısında nemli dağları yalıyor gri şehrin uzak ışıkları göz kırpıyor, kırpıyor da deniz oluyor martı oluyor tuz oluyor haziran köpeği uluyor deniz yok ki olan bana oluyor
Boy Uzatma Yolları Hakkında Bilgiler Boy Uzatma Yolları Nelerdir
Çocukluk döneminde tüketilen besinler boy uzunluğuna etki etmektedir. Bu sebeple aileler boy uzatma yöntemleri hakkında evlatları daha küçükken bilgilenmeye başlamaktadır.
Süt tüketiminin boyu uzattığı yönündeki kanı kısmen doğru olmakla birlikte süt içmenin doğrudan boy uzunluğu üzerinde etkisi olduğunu söylemek bireyi yanılgıya düşürecektir. Boy uzatma yolları arasında elbette ki gelişim döneminde süt tüketmek ve gerekli besinleri gerektiği miktarda almak bulunmaktadır.
Boy uzatma yolları arasında ortopedi ve özellikle travmataloji dalında oldukça sık kullanılan ‘İlizarov’ yöntemi yer alıyor. Bu yöntem ile doğum sırasında ya da sonradan ayak üzerindeki deformasyonlara çözümler üretilmekte ve boy uzatma konusunda yararlanılmaktadır. Uzmanlık gerektiren özel bir yöntem olan İlizarov yöntemi, boy uzatma yöntemleri arasında yer almaktadır ve alanında başarılı doktorlarca hastaya uygulanmalıdır.
Boy uzatma ameliyatlar gibi zahmetli yollara her zaman başvurmak durumunda kalmıyoruz. Elbette ki daha pratik yöntemler de mevcut ve bunlar da boy uzatma yolları arasında yer almaktadır.
Bir diğer yöntem ise kemik içerisine çivi yerleştirmek suretiyle boy uzatma yoluna gidilmesidir. Günlük olarak daha önceden belirlenen miktarda kemiklerde uzama sağlanıyor.
Boy uzatma yöntemleri arasında ayrıca belirtmek gerekirse televizyon ekranlarında da karşılaşabileceğiniz doğal besin takviyeleri yer alıyor. Fakat kemik dokunun oluşumunu tamamladığı yaşlardan sonra bu ürünlerin kullanımı pek de faydalı olamayabiliyor.
Boy kısalığı bazılarımız için büyük bir sorun olabilir Ama size vereceğimiz tarif sayesinde büyük değil çok küçük bir sorun haline gelecek boy kısalığı Sorun etmeyin kısa olmayı yaşamı sevin yaşamla olmayı , kompleks haline gelmesin boy kısalık sorununuz. Sizlere şifalı bitkilerle yardımcı olmaya çalışıyoruz..
1 tatlı kaşığı toz çemen otu diğer adıyla boy otu 1 çay kaşığı toz karabiber Bir miktar sızma zeytinyağı
Bir miktar zeytinyağına belirttiğimiz miktarlarda çemen otu ve karabiberi karıştırdıktan sonra 5 gün bekletin. Elde edilen yağ ile de eklem yerlerine, dizlerine, dirseklerine, topuklarına sürerek masaj yapın.
Mineral Nedir Ve Vücudumuzdaki Önemi : Doğada yaygın olarak bulunan inorganik maddeler olan mineraller, vücudun %4 gibi çok küçük bir bölümünü oluşturmasına rağmen vücut sıvılarının, kan ve kemiklerin oluşumunda, sağlıklı sinir fonksiyonlarının devamı, kas gücünün düzenlenmesinde rol oynayan çok önemli yapı taşlarıdır.
Enzimleri etkinleştirmekten, kimyasal reaksiyonları harekete geçirmeye ve iyi bir kemik yapısı oluşturmaktan, sağlıklı beyin fonksiyonları sağlamaya kadar fonksiyonları bulunmaktadır. Vitaminlerin aksine mineraller inorganik maddelerdir.
Mineraller Sağlığımız İçin Neden Önemlidir?
* Vücudun kendi kimyasal dengesini sürdürmesi vücuttaki çeşitli minerallerin oranlarına bağlıdır. Vücuddaki her bir mineralin diğeri üzerinde etkisi olduğu için birinin dengesi bozulduğunda, diğer minerallerin de seviyesi etkilenir. Bu dengesizliğin giderilmemesi, hastalığa neden olacak zincirleme reaksiyonları başlatabilir.
* Vitaminler vücudumuzda minerallerin yardımı olmadan fonksiyon gösteremediklerinden, mineral eksikliği vucudumuz için vitamin eksikliğinden çok daha fazla zarar vericidir.
* Mineraller vücut tarafından üretilemediği için besinler yoluyla alınması gerekir. Besinlerin yanısıra mineraller takviye şeklinde de alınabilir. Gıda takviyesi olarak kullanılan desteklerin çoğunda vitamin ve mineral çeşitleri bir arada formüle edilmiştir.
* Vücudumuz, minerallerin emilime hazır hale gelebilmesini sağlamak için, mineralleri sindirim sistemimizde şelat edilmiş hale getirir. Ancak birçok kişide bu süreç olması gerektiği gibi çalışmadığından, mineraller emilememektedir. Bu nedenle, emilimi on kat daha fazla artırabilen şelat edilmiş mineralleri kullanmak daha uygun olabilir.
Minerallerin Faydaları ve Çeşitleri
İnsan vücudunun günlük ortalama 100 mikrogramdan fazla gereksinim duyduğu mineraller makro-mineraller, bu oranın altındakiler mikro-mineraller olarak ifade edilir.
Kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve fosfor makromineraller, demir, selenyum, çinko, sülfür, bakır, germanyum, bor, brom, iyot, manganez, molibden, vanadyum gibi minerallerse mikromineraller olarak adlandırılır. Bütün mineraller ince bağırsaktan emilir, farklı yollarla taşınır ve depolanır. Bazıları gerekli hücrede kullanılır, fazlası idrarla atılır.
Demir Ne İşe Yarar? Kanda oksijenin dokulara taşınmasını sağlar. Vücutta oluşan karbondioksitin akciğerlere taşınıp solunumla atılmasında rol oynar. Büyüme, enerji üretimi ve sağlıklı bir bağışıklık sistemi için gereklidir. Demir Nelerde Bulunur? Kırmızı et, tavuk eti, balık eti, yumurta, kuru meyveler, kuru baklagiller, ıspanak, semiz otu, bezelye, pekmez. Demir Eksikliğinde Ne Olur? Kansızlık, halsizlik, kalp çarpıntısı, zihinsel işlevlerde zayıflama, saç dökülmesi, tırnakların kaşık şeklini alması gibi belirtilere yol açar.
Günlük İhtiyaç; Erkekler 8 mg/, kadınlar 18 mg.
Potasyum Ne İşe Yarar? Hücrelerin ve dokuların düzgün çalışmasında görev alır. Sodyumla beraber vücudun sıvı dengesini kontrol eder. Vücuttaki sıvılar ile hücreler arasında normal su dengesi için gereklidir. Glukozu glikojene dönüştürür. Asit/alkali dengesinin korunmasında rol oynar. Sağlıklı bir sinir sistemi ve düzenli bir kalp ritmi için önemlidir.
Potasyum Eksikliğinde Ne Olur? Kaslarda yorgunluk, halsizlik, tansiyon düşüklüğü,düşük kalp ritmi, vücutta sıvı birikimi, aşırı cilt kuruluğu, akne. Potasyum Nelerde Bulunur? Süt ve süt ürünleri, et, balık, muz, kayısı, şeftali, avokado, hurma, incir, kiraz, kuru üzüm, patates.
Günlük İhtiyaç; Yetişkinler için 2-4 gram
Kalsiyum Ne İşe Yarar? Kalsiyum kemiklerde ve dişlerde, fosforla birlikte kalsiyumfosfat şeklinde bulunur. Sağlıklı kemik, diş ve dişetleri oluşumu için gereklidir. Normal kan basıncının sağlanması, kanın pıhtılaşması, kasların hareketi ve sinirsel mesajların iletiminde görev alır. Kalsiyum Eksikliğinde Ne Olur? Kemiklerde zayıflık, eklem ağrıları, tırnaklarda kırılma, diş çürümesi, yüksek tansiyon, kalp çarpıntısına sebep olabilir. Kandaki kalsiyum 1 desilitrede 9- 11 mg seviyesinin altına düşerse kas kasılmaları, kramplar ve titremeler ortaya çıkar.
Kalsiyum Nelerde Bulunur? Süt, yoğurt, peynir, yumurta sarısı, susam, kuru incir, kuru kayısı, pekmez, şalgam, kuru baklagil ve yağlı tohumlar kalsiyum içerir. Bir bardak sütte 300 mg kalsiyum bulunur. Yeşil yapraklı sebzeler ve tahıllardaki kalsiyumun ise emilimi düşüktür. Günlük İhtiyaç; Yetişkinler için 1000 mg, hamile ve emziren kanlarda ise 1300 mg’dır.
Fosfor Ne İşe Yarar? Kemik ve diş oluşumu, hücre büyümesi ve onarımı, enerji üretimi, sinir ve kas hareketleri, kalp kasının kasılması, böbrek fonksiyonları için gereklidir. Vücut sıvılarının asit ortama dönüşümünü engeller.
Fosfor Eksikliğinde Ne Olur? Bedensel, ruhsal güçsüzlük, kaslarda yorgunluk ve kramplar, böbrek yetersizliği ve bağırsak sorunları ve çocuklarda dişlerin geç çıkması gibi sorunlara neden olur. Fosfor Nelerde Bulunur? Süt, et, tavuk, balık, yumurta, tahıllar, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar.
Kemoterapi, kimyasal ya da biyolojik maddeleri vücuda vererek yapılan bir tedavidir. Burada amaç kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemek. Kanser hücresinin DNA sentezi yapmasını ve mitoz bölünmesini durdurmak için bazı ajanlar kullanılıyor. Bunlar hem ağız yoluyla hem de damar yoluyla verilebiliyor. Kemoterapi basit bir şey değil. Kişinin yaşı, diyabet, tansiyon gibi kansere eşlik eden diğer hastalıkları gibi konuların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Yani tümörün bulunduğu yer ve hastanın özelliklerine göre, kemoterapi uygulamasının nasıl olacağı şekilleniyor.
– Kemoterapi hastalık ilerlemiş dahi olsa iyileşme sağlayabiliyor mu?
İleri evrede dahi, hastalık yayılmış olsa da bazı kanser türlerinde başarı sağlanabiliyor. Özellikle germ hücreli kanser olarak tanımlanan testis kanserlerinde. Bu tümörler akciğer ve karaciğere yayılmış dahi olsa kurtarma şansımız çok yüksek. Bu çok önemli. Testis kanserleri, over kanserlerinin bazı türleri, lenf kanserleri, lösemiler de ve bazı sarkomlarda başarı sağlanıyor. Bunların dışındaki kanser türlerinde 4. evrede tam kür sağlamak mümkün değil. O zaman da amaç mümkün olduğu kadar sağ kalımı, hatta hastalıksız sağkalımı artırmak oluyor.
– Hastanın yaşı tedavinin başarısını etkiliyor mu?
Kemoterapi her yaşta yapılabilmesine karşın çok yaşlı kişiler kırılgan yapılarından dolayı daha fazla etkileniyorlar. Ancak yaşlı hastalarda da kemoterapi yapmak mümkün. Önemli olan yaşlı hastanın performansı. Bunun yanı sıra hastanın kansere eşlik eden farklı hastalıklarının bulunması da ilaç uygulamasını kısıtlayıp sonucu etkileyebiliyor.
– Kemoterapi tedavisinin planlaması neye göre belirleniyor?
Yaptığımız tedavide beklentilerimiz var. Başarı oranımızın ne olacağını yaklaşık tahmin edebiliriz. Amacımızı en başından belirleriz. ‘Hastanın yaşamını mı uzatacağız’, Yaşam kalitesini mi yükselteceğiz’ planlamasını yaparız. Hastanın yaşam süresini artırırken, kalitesini düşürmemek için çok hassas değerlendirmeler yapıyoruz. Medikal onkoloji uzmanı olarak bizler aynı zamanda iç hastalıkları uzmanıyız. Hastalığını değil, hastayı tedavi ediyoruz, onun için hastayı bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor.
– Kemoterapinin yan etkileri neler?
Kemoterapi sırasında kemik iliğinin baskılanması ile kemik iliğinde üretilen akyuvarların (lökositlerin), alyuvarların (eritrositlerin), trombositlerin sayısı düşüyor. Bu da kişinin kendini çok daha yorgun hissetmesine neden oluyor. Lökositlerin belirli bir düzeyin altına inmesi de enfeksiyonlara karşı yatkınlığın oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle hasta takip edilirken tüm bu olasılıklar da değerlendiriliyor.
Kemoterapi alması gereken hastalarda en fazla karşılaştığımız sorunlardan birisi önyargılar. Ancak her hastanın hastalığının farklı olduğunun unutulmaması gerekiyor. Her hastaya kullanılan ilaçlar ve bunların yan etkileri birbirinden farklıdır. Hastaları en fazla etkileyen çevreden duydukları kanser ilaçlarının saç döktüğüne dair söylemler oluyor. Evet, kanser ilaçlarının büyük bir kısmı saç döker ama bu saç da sonradan çıkar. Yine bir başka önyargı bulantı ve kusmada oluyor. Halbuki bu da yanlış bir yaklaşım ve bunu yenmek gerekiyor.
Kemoterapiye bağlı bulantı ve kusmanın önemli bir kısmı da psikolojik oluyor. Önyargılar kemoterapiye verilen reaksiyonu artırıyor. Bu yüzden biz hastalara çevreden gelen duyumlara kapalı olmalarını öneriyoruz.
Anadolu Sağlık Merkezi Onkolojik Bilimler Koordinatörü Prof. Dr. Haluk Onat