Posts Tagged ‘kim’

Fethullah Gülen ve Hocaefendi okumaları

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Kurucan

Fethullah Gülen ve Hocaefendi okumaları -1
Ahmet Kurucan kaleme aldı.

Yanlış okumadınız; Fethullah Gülen ve Hocaefendi. Genelde bizim örfümüzde herhangi bir şahsa “Hoca; Hocaefendi” nitelemesi iki sebeple verilir; birincisi ve öncelikle dini sahadaki bilgisi ve selahiyeti nedeniyle.

İkincisi de yine ilim ve irfanından dolayı bir saygı ifadesi olarak. Gerçi son bir asırdır gerek temsilcilerinin kifayetsizliğinden, gerekse dine karşı tavır alan kişi ve grupların ideolojik tutumlarıyla amansızca ve sistematik olarak sürdürdüğü düşmanlıktan dolayı neredeyse kavramın içi boşaltılıp itibarı düşük bir hale getirildi. “İtibarsızlaştırma” son asırda dine ve dindara karşı yapılan sistematik bir psikolojik savaş taktiği idi adeta ama bu ameliye bahs-i aher.

Sadede gelirsek; “Hoca” veya “Hocaefendi” gerçekte kelimenin tam anlamıyla alimlere verilen bir sıfattır. Fethullah Gülen, bu vasıfları hakkıyla haiz olduğu için “Hoca” ve “Hocaefendi” onun da sıfatı olmuştur. Fethullah Gülen, zamanla bu vasıfla öylesine bütünleşmiştir ki, “sıfat” ona “isim” olmuş ve bugün Anadolu insanının zihninde “Hocaefendi” dendiği zaman akla gelen Fethullah Gülen olmuştur. Elbette başka hocaefendiler de var.

Halbuki Fethullah Gülen sadece “Hoca”, sadece “Hocaefendi” değildir. Onun entelektüel bir kimliği de var. Çağdaş Batı ve Doğu edebiyatına, siyasi düşünce tarihine, fikir ve felsefe dünyasına yakın âşinalığı var. Dünden bugüne ilim, irfan ve felsefe dünyasını iyi takip eder. Alternatif düşünce üretir, eleştiriler yapar. Kişi, kurum ve olaylar arasında derin analizler, mukayeseler, sür’atle intikaller ve geçişler yapar. Uzun geçmişi düne, dünü bugüne, bugünü de yarınlara ve uzak geleceğe bağlayabilen, ideal ve hatta bir medeniyet projesi üretebilecek seyyal ve kuşatıcı bir zihin dünyası ve kişiliği var. Bu yönüyle entelektüel ve geniş aydın bir kimliği de var.

Diğer taraftan o, yalnızca fikir ve idealleri ile baş başa yaşayan bir entelektüel değildir. Toplumsal pratikte dönüştürücü bir liderlik ve rehberlik profili de var. Özellikle eğitim ve öğretim alanında, küresel düzeyde faaliyet gösteren yüzlerce kurumun öncüsü, yol göstericisi ve rehber hocası olmuştur. Yine toplumsal pratikte dönüştürücü bir aktör olarak çatışan dünyaları barıştırma adına gösterdiği çabalardan hareketle barış gönüllüsü özelliği de vardır. Elbette tüm bunların yanında bir de dünya geneline yayılmış gönüllüler hareketine fikri açıdan mimarlık ve liderlik yapan başka bir özelliği de vardır. Bütün bunlara dayanarak diyebiliriz ki Fethullah Gülen’in “hocaefendi” profili, gelenek ve örfte kullandığımız klasik “hocaefendi” profilini aşmış, daha cami bir profildir. Bu cami şahsı anlamaya çalışırken, çokları bütünden parçaya değil de parçadan bütüne gitmeyi tercih eder ve onun için bu farklı yönlerinden hareketle Gazzali, Mevlânâ ve Nizamu’l-mülk benzetmeleri yapar; kimileri İbni Haldun’u ilave eder; kimileri Seyyid Kutup, Hasanü’l Benna profilinden bakar ama son tahlilde gelinen yer onun cami kimliğidir; işte “Hocaefendi” bunu ifade eder.

Bu kadar uzun girişin sebebi…

Sıfatın isim, ismin müsemma olması bir yana, onun kitaplarını okuma adına bir usul teklif edeceğimiz bu yazıda camiyyetine göre değil, münferid özelliklere göre bir tasnifte bulunacağız. Onun için yazının başlığında bu ayrıma işaretle “Fethullah Gülen Hocaefendi okumaları” yerine, “Fethullah Gülen ve Hocaefendi okumaları” demeyi tercih ettim. Burada ilk yalın haliyle onun bütüncül kimliğine, ikinci haliyle de yani “Hocaefendi” nitelemesi ile de din adamı, alim kimliğine vurgu yapmış olacağız. Ağız alışkanlığı gereği hocaefendi nitelemesini her ismi geçtiğinde kullandığımız için burada alim kimliğini kastettiğim yerlerde geçen “Hocaefendi” vasfını tırnak içinde yazacağım ki yaptığım ayırım okuyucu zihninde netlik kazansın.

Peki böyle bir tasnife gerek var mı? Bence var. Çünkü daha sistematik bir okuma için bunun şart olduğunu düşünüyorum. Buna binaen de aşağıda Hocaefendi’nin kitaplarını kategorize ederken onun din adamlığı ve alim yönünü ön plana çıkartan kitaplarını “Hocaefendi” kitapları, sair alanlardaki kitaplarını da aydın, sivil toplum lideri vb. diye nitelendireceğim. Ama elbette bu tasnif biraz daha derin ve sistematik bir okuma için gerekli. Yoksa daha hazmı kolay okuma biçimleri için illa da bir tasnife gitmeye lüzum görülmeyebilir. Zira Hocaefendi’yi her seviyeden insan okuyor. Onu okuma ve tanıma adına farklı düzeylerde yapılacak okumalar için böyle bir tasnifin şart olduğunu bir kez daha tekrarlıyorum.

Yanlış değerlendirmelere kapı açmaz mı bu? Bence açmaz ve açmamalı. Açmaması için meramımı anlatma adına giriş kısmını bu kadar uzun tuttum.

Öncelikle zorlandığımı ifade etmeliyim. İşin zorluğu şurada; onun “Hocaefendi” özelliğini nazara veren yönü çok daha derin bir çalışmayı hak ediyor. Bilindiği gibi bizde “alim” kimliği, tefsir, fıkıh, kelam, hadis, tasavvuf vb. İslami ilimlerin hemen hepsinde vukufiyeti ifade ediyor. Hocaefendi, doğrudan tüm bu alanlarda eser yazmadıysa da bu arka planla konuşan bir alim. Sohbet, makale ve kitapları, bu zengin arka planla dinlenip okunarak ancak hakkıyla anlaşılabilir. Bazı alanlarla doğrudan ilgili müstakil kitapları var. Bunları değerlendirmek ve tasnif etmek nispeten daha kolay. Ama çeşitli sohbet vesileleri ile dile getirdiği ve birçok yazısında öylesine değerlendirmeleri var ki bunların her birinin ayrı ayrı ele alınması gerekir. Nitekim merhum İbrahim Canan hadis, Suat Yıldırım Kur’an, İsmail Albayrak tefsir, Faruk Beşer fıkıh diyerek bu tür eser ve konuşmalarından yola çıkarak müstakil birer eser kaleme aldılar. Selman Ünlü’nün “Fethullah Gülen’in Eserlerinde Dua” kitabının ve akademik konferanslarda tebliğ konusu olan birçok makalelerin de bu çerçevede zikredilmesi lazım. Kaldı ki bunların yeterli olduğunu söylemek de oldukça zor. İhtimal söz konusu kitapların müelliflerine sorsak bu soruyu; onlar da yazdıklarını yeterli görmeyecek, “kapsayıcı olmadı” diyecek, “sadece bir veçheden muttali olduğumuz kadarıyla bazı yönlerini nazara verdik” türü izahlarda bulunacaklardır. Bir de bunlara yukarıda ifade ettiğimiz gibi Hocaefendi’nin “Fethullah Gülen” olarak kaleme aldığı kitapları ilave edecek olursak, işin zorluğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Mevzum Hocaefendi’yi anlatmak değil; ama F. Gülen ve “Hocaefendi” okumaları için bir usul önereceğimiz yazıda baştan bunların bilinmesi lazımdı bana göre. Yukarıda söyledim; sözü uzatmamın sebebi bu.

Madem sözü uzattım; bir hususa daha işaret ettikten sonra yazıya gireyim; Hocaefendi’nin sözlü müdevvenatı. Henüz matbaa mürekkebiyle dahi buluşmamış; kâğıda-kaleme dökülmemiş vaaz ve sohbetlerini kastediyorum. Bunlar o kadar büyük bir yekün teşkil ediyor ki; gerçekten kelimenin tam anlamıyla “müdevvenat” olarak nitelendirmeye değer. Çünkü Hocaefendi’nin özellikle İzmir hayatından bu yana -ki başlangıcı 1967’dir- neredeyse hiçbir sözü yere düşmemiştir. Kahve sohbetlerinden 1980 ihtilaline kadar sürdürdüğü resmi vaizlik sürecinde yaptığı vaazları; dar ve geniş, hususi ve umumi çevrede gerçekleşen sorulu cevaplı sohbetleri de “Fethullah Gülen ve Hocaefendi” okumaları bağlamında müstakil olarak ele alınması gereken, tasnif ve keşfedilmeyi, umuma mal edilmeyi bekleyen ayrı bir hazinedir. Belki aynı zaviyeden “Fethullah Gülen ve Hocaefendi dinlemeleri” başlıklı ayrı bir usul teklifinin yapılacağı kaleme almak gerek.

Şimdi gelelim zor bir iş dediğimiz işin en zor kısmına…

a.kurucan@zaman.com.tr

20 Ocak 2012, Cuma

zaman gazetesi AA

Kalp İle İlgili Yazı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kalple İlgili Yazı


Kalp İle İlgili Yazılar

Kalp ritmik kasılmalarıyla kan dolaşımını sağlayan, dolaşım sisteminin temel organına verilen ad. Yürek ve gönül olarak da bilinir. Görevinin öneminden dolayı, canlı varlıkların hayat merkezi olarak kabul edilir. Sözlükte, değiştirmek, çevirmek veya değişmek, çevrilmek anlamlarında kullanılır.

Arapça gramer kuralı olarak kalp, (vav) veya (ya) harflerinin (elif) harfine çevrilerek okunmasına denir.

İnsan ve hayvan vücudunun bir parçası olan kalp,kulakçık ve karıncık adı verilen, kanın toplandığı odacıklar ihtiva eder.Balıklarda kalp iki odacıklıdır. Yüreklerinde kirli kan bulunur. Karıncıktan bir aortla çıkan kan, temizlenmek için solungaçlara gider. Buradan temiz olarak vücuda dağılır.Kurbağalarda üç bölmelidir. Üstte iki kulakçık, altta bir karıncık bulunur. Temiz ve kirli kan karıncıkta karışır. Vücutlarında karışık kan dolaşır.Sürüngenlerde de kalp üç gözlüdür. Karıncıkta yarım bir perde bulunmasına rağmen vücutlarında kısmen de olsa karışık kan dolaşır.

Kalp Sağlığınız İçin Sigara İçmeyiniz

Tütün damar büzücüdür. Yâni derinizin sathına yakın ufak kan damarlarını daraltır. Lâkin sigaranın kalp damarlarına ne yaptığı, katiyetle bilinememektedir. Evvelâ şunu söyleyelim ki yapılan incelemelere göre miyokart enfarktüsü sigara içenlerde, ve içmiyenlerde ayni nispette görülmektedir. Demek ki sigara içmek kalb damarlarının sertleşmesinde rol oynamaz. Şayet sigarayı çok fazla seviyor, onsuz yapamıyorsanız hekiminiz sizin, yemeklerden sonra olmak üzere günde 3-4 sigara içmenize müsaade edebilir. Nikotini alınmış sigara içmek daha iyidir. Bazı kimseler nikotine karşı hassastır; sigara içince kalbleri daha çabuk atar ve kalb ağrısı hissederler. Şayet sigaraya karşı en ufak bir hassasiyet varsa tamamen terketmek zaruridir. Ne olursa olsun sigarayı tamamen terketmek en iyisidir, bunu unutmayınız

İklim ve Kalp Sağlığı

Birçok kimseler sıcak iklimin kalbe daha iyi geldiğini sanırlar. Fakat iklimin kalp damarları sertleşmesi üzerine hiçbir tesiri yoktur. Bunun üzerine enfarktüs geçirdim diye daha güneşli bir yere gitmenize lüzum yoktur. Fakat diğer taraftan böyle bir seyahat sizin için çok faydalı olabilir. Ilık iklimlerde soğuk algınlığı, solunum yolu infeksiyonları daha azdır. Öksürmek herkes için bir zorlanmadır, kalp hastası için ise daha kötüdür. Fakat sıcak iklime koşarak bunlardan tamamen kaçınabileceğiniz de hiçbir zaman garanti değildir. Bilhassa Avrupalılar ve Türkler herhangi bir hastalık geçirdikten sonra kaplıcalara, su kenarlarına daha fazla giderler. Burada insan, serbesttir, günlük meşgalelerden uzaktır, yürüyüşler yapar, iyi uyku uyur. işte buraların iyi gelişinin en önemli sebebi budur. Daha önemlisi oraya gidince iyi olacağınız kanaatini beslemenizdir : ruhî. Kalb damarlarını yumuşatacak hiçbir maden, şifalı su yoktur. Hele içmecelere katiyen gitmemelisiniz. İçmecelerin içindeki bol tuz kalbinize gayet kötü gelir. Yüksek yerlere nazaran alçak iklimler, deniz kenarları kalb için daha iyidir. İnce hava kalbi yorar, yani kalb oksijen almak için daha fazla çalışır.
Uçak ile seyahat etmenizde mahsur yoktur : arkada bakiye bir hastalık kalmamış olmak şartıyla!..

Serseri Mesajlar

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Serseri Mesajlar

Tugbam sitesinde en güzel Serseri Mesajlar sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Serseri Mesajlar
Serseri Sözler
Kısa Serseri Mesajlar


Serseriyiz Kalbimiz Atar Saniyede 500 Kere Aşık olursa Kalbimiz Kan Yetmez Bu Bedene…

Arkadaş sen hiç ölümün gölgesinde özgürlüğü yaşadınmı kahpesine ibnesine kurşun yağdırdınmı hiç bir garibanın elinden tutupta kadere rest çektinmi dinle cicikız dinle sen sosyetenin cilalı taşlarında dans ederken ben ise parçalanmış vücudum dağılmış çenemle zulamda cıgaram suskun silahımla gelmeyen özgürlüğümü bekliyordum…

Biz Serseriyiz Güzelim Sevdikmi Gönlümüz Çoşar Aşık Oldukmu Kalbimiz Atar…

Sokakta Bir Serseri içiyor Aşık belli Çekmiş Esrarı Dimliyor Müziği Bu Serseri Aşık Olmuş Belli…

Biz Sokakların Efendisi Olmuşuz Gönüllerin Asi yakışıklısı, Biz Kızların Rüyası Olduk Serseriler Sokaklarda gezer Kızlar Bizi izLer…

Gök Yüzüne Bakarım geceleri Yıldızlar kayar öLür Bir Serseri Bu Aşk Bitirir Bizi Sokaklarda geçer Sevdalarımızın izleri…

Yoktur derdimden Anlayan Serserilerin Kaderidir bu Kimse Olamaz Derman, Hayatın tadı kaçar geceleri Serseri Çekmiş Jileti İçiyor Geceleri…

Biz Serseri Delikanlıyız Akşamları Çorbamızı içeriz Sabahları Hayat Derdine Düşeriz…

ÖLüme Kafa Tuttum Yalnızlık için Hayatla Barışmak istiyorum Senin için…

Bir Kurşun Sıkılsa Beynime Unutucağımımı Sanıyorsun Seni Kalbimi Sökseler Sevmiyecemmi Sanıyorsun? Güzelim Serserinin Aşkı öLsede bitmez Organlarımda Yaşatmıyorum Seni Kanımın içinde oLmuşsun iLham Kimse Gelirse Gelsin Bulamaz Seni inan…

Varmı Bu Aşkın Sonu Serseri , Her Sevgi Kaldıramaz Seni, Harbi Olmak Bizim işimizdir Sanaldan Başka Bişi Değil Gülüşlerin…

Lanet Ediyorum Sana, Bir Serseri Uğruna Oldu feda, Ne Amacım Kaldı Nede Dermanım, Bittim Sayende! Sevdalara Düşmanım…

Vefa Beklerken Kalbim Vefasızlık Gördü Sevgim, FedakârLık beklerken Aşkım, Sayende Oldum Kör Şaşkın…

Takım Elbisemi Giyerim Serseridir Benim iSmim, tesbihim Elimde Sözlerim Dilimde, En Delikanlı Adama Öğrettim Kendimi…

Biz şerbeti Damara Dökenlerden Değiliz Biz Damara Direk Girip Şerbetlendirenlerdeniz…

Zindanlarda Yüreğim , Ağlıyorsa Gözlerim Serserilikse kaderim, Ben Böyle Severim…

Kıymet Bilmeyene Yoktur Bizde Sevgi , Kıymet Bilene Vardır Serserinin Sevgisi…

Biz Ne Ağır Abi Takılırız Ne baba Sözler Neden Rajon Keseriz, Biz Serseriyiz Delikanlı Takılır Kral Gibi Sever Severken saygıda Kusur yapmayız…

Her agladiginda gözlerinden akan her damlanin kalbimi vuran kursun oldugunu düsün,aglarken cok aglamada o kursunlar beni öldürmesin

Biz sevgiliye çiçek verenlerden değil, arkadaşa can verenlerdeniz. biz feleğin çemberinden geçmiş alemci gençleriz…

Delikanlılık ne racon kesmek ne adam öldürmek nede haraç kesmektir. delikanlılık akşam olunca evine ekmek götürmektir…

ÖLmek için sebebim Yoq AmA yasamaq İçİNdE SINIRDAYIM

Eger birgün gelir beni unutursan,bilki silahim artik belimde degil elimde,ama ici bos,cünkü kursunu beynimde….!!!

Kaldırımları üzerimize Yorgan Gibi Çektik.. Bize bir adım gelene biz On adım Gittik.. Oksijenimiz Sigara Mineralimiz yavan ekmek.. Kolay mı Bu dünyada Serseri Damgası yemek.. Kolay mı be Güzelim sevilmeden sevmeK

Dilden sevmesini bilmeyiz bazıları gibi değiliz sevdik mi yürekten ölümüne severiz farkımız tarzımız ……. Serserisiyiz

Yol sen olsan yorulmadan yürürüm. Rüya sen olsan hep uyurum. Gece sen olsan sabahı hiç istemem. Son nefesi m sen olsan şimdi ÖLÜRÜM!

Ya tam severim yada tek kalemde silerim tarihi ben yazdım tarihdende ben silerim

Ben seninle toğrağa girerim diyenleri çok gördüm ben öyle diyenleri toğrağa hep yanlız göndüm.

İstersem bir adamı beyde yaparım, paşada. ve istersem bir adama dünyayı zindanda ederim. Biz nabza göre şerbet verenlerdeniz. Laf kulağıma gelirse, laf getirenin kulağını keser, lafı çıkartana yediririm..

Her genç delikanlının bir sevgilisi olabilir ama, Her genç kızın bir delikanlı sevgilisi olamaz…!!!

Sen benden ayrılmaya karar verecek kadar küçüldüysen Ben senin uğrunda ölümü göze alacak kadar büyüdüm demektir…

Kimine göre adamız, kimine göre yalanız. Hepiniz rahat olun biz adamına göre muamele yaparız…

Aldanma Hayatın Cilvelerine Herşey Bahane Görünüşüm Serseri aMa Gönlüm Şahane.

Yaşamak İçin Yalvarmadık Ölmek İçinde Yalvarmayız.

Mafyada Silahımı Karakolda Resmimi Ceza Evinde İsmimi Bu Alemde Tesbihimi Bıraktım Ama Seni Asla Bırkamadım.

Usturama Jileti Takarım.Gövdeme Derin FaçaLar Atarım İstersen KraL Ol Farketmez Senide Mermi Manyağı Yaparım.

Bizim Fakirlikten Kesemediğimiz Kirli Sakallarımız Şimdi Zengin Çocuklarına İmaj olmuş

Düşmanımız artmış demek ki zamanında değersizlere çok iyi dost olmuşuz
Kaderime tükirim dedim biraz düşünüce kaderin bana yaptıklarının yanında hiç kalır dedim

Beni seversen ömrüne ömür katarım beni aldatırsan ömründen ömür alırım

Seni ben kendime kader saymıştım ; Ugruna herşeyi göze almıştım. Yüreğin taştanmış çok geç anladım. Bir damla göz yaşı DEĞMEZMİŞ SANA!

Beş para edermi varlığın ! Yokluğun beni acıtsın , alem affetsin seni . Ben affetmem . Nerde Unuttuysan Beni Orda Kal !.

Çekmişim esrarı gozlerım kanlı ıskenderun sokaklarında bır delıkanlı kollarında desen jılet yarası oda bır kahpe hatırası

Bilmesekte bir köşede oturup müslüm babayı dinleyip sevdiyimiz hatırlamasını iyi biliriz

Serseriler aşkı bilmez derler sorun bakalım sosyete görünümlü piçlere aşkı kimden öğrenmişler

Ne ferdi ne orhan sen söyle müslüm baba nereden sevdim o zalimi

Sildim anılarımdan seni merak etmiyorum sewiyomusun artık beni kafam ruhum bedenim sensiz eminim mutlusundur bensiz

Alem olmuş oyuncu sokaklarsa sahne bir kız sen,vdim oda olmuş kahbe

Fırtınanın Şiddeti N e Olursa Olsun Martı Sewdiği Denizden Asla VAzgeçmezzzz

Sevqimin Kıymetini Bilmeyeni Yokluqumla Terbiye Ederimm…

Sevqimin Kıymetini Bilmeyeni Yokluqumla Terbiye Ederimm… (biz ölümü qöze aldıkda yanımıızda kimi qötürcez onu düşünüyoruz..)

herkez sevebılır ama serseriler asla cunku mekan bızım cadde bızım serseri

maksat sevgili uğruna ölmek değil uğruna ölünecek birsevgili bulmaktır

yaşamın karanlık yollarında senle yürümek isterdim durmaksızın

seni sevdiğimi bir bilsen her gece içiyorum efes bilsen

DerDi oLaNı DinleriM, DerdiM VarSa DerDe YoL aÇaNı SileR GeçeriM..!

yoku$u ben ciktim yol senin olsun zehiri ben ictim su senin olsun bitane sen buldun bi tanede ben buldum haberin OLSUN!!!

bu da sana kapak olsun…

Eskiden uğruna dünyaLarı yakardım,şimdi bir K!BR!T bile çakmam.

Sevmek bir cay gibi sevilmekse şeker bizim gibi garibanlar cayı şekersiz icer???

hani gözler vardır. sözleri anlatır.hani sözler vardır. gözleri anlatır. birde ASK vardır. seni anlatır..

sen dünyada herhangi birisin;ama herhangi biri için dünyalara bedelsin. suçun seni sonsuza kadar sevmem.cezan ise bunu sonsuza kadar bilmemen.

sokaklarda müzik çalma wurulursun gece trenlere binme kaybolursunne zaman ararsan ara başıma taç olursun sen benim eski degil eskimeyecek kadar değerli dosttumsun

Etkileyici Tanışma Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Etkileyici Tanışma Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Etkileyici Tanışma Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Etkileyici Tanışma Sözleri
Tanışma Sözleri,Güzel Tanışma Sözleri,Komik Tanışma Sözleri,en etkileyici Tanışma Sözleri

Etkileyici Tanışma Sözleri

Selam, uzun zamandır profilinizi inceliyorum ve profil sayfanızda paylaştığınız yazılar, şarkılar sanki bir ortak yanımızın olduğu söylüyor gibi. Ne dersin sence bir ortak yanımız varmıdır?

Ortama göre ..” Bu barın (restoranın) en güzelkızı olmak nasıl bir duygu?”

Oturdunuz, konuştunuz ve kalktı gidiyor..Bir şey unutmadın mı? “Neyi?” “Beni.!

Telefon numaramı unutmuşum, seninkini ödünç alabilir miyim?

Baban hırsız miydi?” “Hayır ! Ne Alaka?!?” Gözlerinin yerine konulan elmasları kim,nerden çaldı o zaman?

Tanıştığımıza sevindim. Ben (Adiniz) sen:- Muhteşem

Benim dördüncü Kız arkadaşıma çok benziyorsun.” Kaç tane kız arkadaşın oldu senin? “ÜC

Siz Cosmo’nun kapağındaki o mükemmel Kız değil misiniz?

Bana yolu tarif edebilir misiniz?” Kız: Ne yolu? Nereye? Kalbine

Affedersiniz! Biz kücükkken farklı okullarda okumamış miydik?