Posts Tagged ‘Kısaca’

Ayşe Şasa Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ayşe Şasa kimdir

Ayşe Şasa hakkında kısa bilgi

Kürt kökenli olan Ayşe Şasa, 1941 yılında İstanbul’da doğdu. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nde okudu, 1960 yılında mezun oldu. Robert Kolej’in İdari Bilimleri Bölümü’ne devam etti(1963-1965). 1963 yılından itibaren senaristlik yaptı. Bu yıllarda kendisini Marksist olarak tanımlıyordu. Kemal Tahir ile güçlü bir dostluk kurdu ve bu dostluğun onun üzerinden derin etkileri oldu. Son Kuşlar, Ah Güzel İstanbul, Utanç ve Gramofon Avrat gibi filmlere imza attı. 1993 yılında sinemayla ilgili Yeşilçam Günlüğü adlı denemeleri yayınlandı. Bu ana kadar başından 2 evlilik geçti. İkinci evliliğini Ünlü Yönetmen Atıf Yılmaz ile yaptı.

Aytaç Arman Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aytaç Arman Kimdir

Aytaç Arman Hayatı Kısaca

Aytaç Arman gerçek adı; Veysel İnce 22 Haziran 1949 Adana doğumlu. Sinema ve dizi oyuncusu.

Aytaç Arman, erkek sanat Enstitüsü’nü bitirdi. Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi’nde okurken; 1969’da Ekstra Ekspres gazetesinin açtığı şikeli artist yarışmasında (yarışmanın birincileri önceden belirlenmişti) erkek adaylar arasında 2. seçildi.

Aytaç Arman , 1971 yılında SES dergisinin açtığı ciddi Kapak Yıldızı Yarışması’nda, erkeklerde Tarık Akan’ın ardından 2. seçilerek sinema oyunculuğuna 2. derece rollerle başladı. Sinema oyuncusu hemşehrisi Yılmaz Güney’in “Baba” filminde oynayarak dikkat çekti.

Aytaç Arman , kısa sürede baş rol oyunculuğuna yükseldi. Sinemada ilk ödülünü 1981’de senaryosunu Yılmaz Güney’in yazdığı “DÜŞMAN” adlı filmle SİYAD (Sinema Yazarları Derneği; En İyi Erkek Oyuncu) ödülü olarak aldı. Sinema kariyerinde, sıradan filmler yanında, dikkat çeken, festivallerde ödüller alan filmlerde rol aldı.

11. Antalya Altın Portakal Film Yarışması’nda 1974’te; Süreyya Duru’nun yönettiği, baş rollerin Perihan Savaş’la paylaştığı, Bekir Yıldız’ın öyküsünden sinemaya uyarlanan “BEDRANA” adlı film, “En iyi 2. Film” ödülü aldı. 1977 yılnda baş rolünü Semra Özdamar’la paylaştığı; Süreyya Duru’nun yönettiği “KARA ÇARŞAFLI GELİN” 14. Antalya Altın Portakal Film Yarışması’nda “En İyi Film” ödülü kazandı. 1988 Antalya Altın Portakal Film Yarışması’nda, baş rolünü oynadığı, Ömer Kavur’un “GECE YOLCULUĞU” filmi “En İyi Film” ödülünü alırken, Aytaç Arman da “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı. Bunları, sinema kariyerinde aldığı diğer ödüller takip etti. İlerleyen yıllarda oyunculuğunu sinemanın yanında televizyon oyunculuğu ile sürdürdü.

kaynak:wikipedia

Aytunç Altındal Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aytunç Altındal Kimdir


Aytunç Altındal Kimdir Kısaca Hayatı

Aytunç Altındal 1945 yılında İstanbul’da doğdu. Bugüne kadar 16’i telif 11’içeviri 27 kitabı, 400’den fazla da makalesi yurtiçi ve yurtdışında yayınlandı.Aytunç Altındal 1969-71 seneleri arası Gurnsey Writer’s School’da, 1977 senesinden itibaren ise Fransa Sorbon Üniversitesi Fransızca Eğitim bölümünde tahsil gördü.Aytunç Altındal 1977’de Havass Yayınlarını, 1980 yılında ise Süreç Yayınlarını kurdu ve Süreç dergisini çıkardı.1983’de İsviçre’de MODUS VİVENDİ Kültür Merkezi’ni kurarak 10 yıl yönetti.Aytunç Altındal 1989 yılında Rusya’da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı.

Aytunç Altındal Ünlü Fizikçi Isaac NEWTON’un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu’nun Sakıncasız adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.

Aytek Namitok Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aytek Namitok Kimdir

Aytek Namitok Biyografisi (1892-1963)

Prof.Aytek Namitok 1892 yılında Kafkasya’da doğdu.1916 yılında Petersburg Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 1921’de de Sorbonne(Fransa) Üniversitesinden mezun oldu.1917 İhtilalinden sonra da Petrograd’da kalarak “Birleşmiş Kafkasya Dağlıları Birliği”nin temsilcisi oldu. Bu görevin ardından Rusya Kurucu Meclisi’nde görüşmelere katılarak meclis üyeliğine seçildi.Rusya’da Bolşevik anarşisinin başlaması üzerine Kafkasya’ya döndü.Kafkasya Bolşevikler tarafından işgal edildikten sonra Paris’e dönmek zorunda kaldı.1921-1922 yıllarında Prag’da, Mayıs 1924’e kadar da Türkiye’de yaşadıktan sonra tekrar Paris’e döndü ve 1942 yılına kadar Paris’te yaşadı.

bu yıllar içerisinde Kafkasya halklarının tarihi, Adige dili ve folkloru konularında önemli araştırmalar yaptı.A.Namitok, “Sovyetler Birliğini Öğrenme Enstitüsü” tarafından Münih’de İngilizce olarak yayınlanan “Caucasian Review” (Kafkasya Dergisi) başta olmak üzere Batı’da İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça vs. dillerde çıkan bilimsel dergilerde yayımlanan ve Kafkasya halklarının dil, edebiyat ve tarihini inceleyen birçok makalenin de yazarıdır.

Bağdik Avedisyan Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bağdik Avedisyan Kimdir Kısaca


Bağdik Avedisyan Hayatı

Çevirmen. Prof.Dr. Levon Haçikyan’ın, Karadeniz Bölgesi’nde yaşayan ‘Hemşinli’ vatandaşlarımızla ilgili bir araştırmasını ‘Hemşin Gizemi’ adıyla Türkçeye çevirdi. Kitap Belge yayınları tarafından piyasaya sürüldü.

Kaynak:Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000

Bahaeddin Hurş Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahaeddin Hurş Kimdir

Bahaeddin Hurş Hayatı Kısaca

Dağıstanlı (Çoh köyünden) asker, toplum adamı ve yazar. Askeri okullarda okuyarak subay çıktı. 1917 Devrimi sonrasında Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin ulusal ordusunda görev aldı. Kafkasya’nın Kızılordu tarafından işgali üzerine yurdunu terk etmek zorunda kalarak Türkiye’ye iltica etti. Daha sonra Polonya’ya giderek Polonya ordusunda görev aldı ve Kurmay Albay rütbesine kadar yükseldi. 2.dünya savaşında Almanlara esir düştü. Kuzeni Hasan Arslanbek’in (Magoma başkanlığındaki Kuzey Kafkasya Milli Komitesi üyesi) girişimiyle kurtuldu. Polonya ve diğer Avrupa ülkelerindeki Kafkasya politik örgütlerinde ve bunların yayın çalışmalarında görev aldı. “Gortsı Kavkaza” (Kafkasya Dağlıları) ve “Severnıy Kavkaz” (Kuzey Kafkasya) gibi dergilerde yayımlanan Kuzey Kafkasya’nın askeri tarihine ilişkin “Gergebil Savunması”, “Ahulgoh Avulu”, “Saltı Savunması”, “Dağıstan’da 1843 Yılı Askeri Harekatı” gibi makaleleri, bu konuların bir kurmay görüşüyle yazılmış en güzel örnekleridir. “Kuzey Kafkasya Milli Yayınları” arasında yayımlanan “Ahulguh” (Rusça, 1938) kitap halinde yayınlandığını bildiğimiz tek eseridir.

İkinci Dünya savaşı sonunda iltica ettiği Mısır’da ölmüştür.

alıntı

Bahaeddin Ögel Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahaeddin Ögel Kimdir Kısaca


Bahaeddin Ögel Hayatı

Son devir tarihçilerinden. 1924’te Elazığ’da doğdu. Türklerin Müslüman olmadan önceki dönemlerdeki tarih ve kültürleri üzerine yaptığı araştırmaları ile tanındı. 1945’te Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesini bitirdi. Erzurum Lisesinde ve Hasanoğlan Köy Enstitüsünde tarih öğretmenliği yaptı.

Şemseddin Günaltay ve Afet İnan’ın okuttukları Orta Asya Türk Tarihini esas alarak bölümüne devam etmiş; Arkeoloji, Sinoloji ve Rusça derslerini de yardımcı branş alarak, 1944-45 yılında fakülteden mezun olmuştur. Mezuniyetinden sonra MEB’e başvurmuş, 30.06.1945’te Erzurum Lisesi Tarih-Coğrafya öğretmenliğine tayin edilmiş ve 31.10.1947 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür. 1947 yılında çıkan bir kanundan faydalanarak Prof.Dr. Wolfram Eberhard’ın yanında doktora çalışmasına başlamış; “Uygur Devletinin Kuruluşu” isimli tezini hazırlayarak 1948 yılında doktor ünvanı almış, 1949 yılında G.T.T. kürsüsüne asistan olarak atanmıştır.
Bahaeddin Ögel, çıkan bir yasa sonucu bilgi ve görgüsünü arttırmak üzere dört aylığına İran’a gönderilmiş, aynı yıl Alman Hükümeti’nin bursundan faydalanarak Almanya’ya gönderilmiştir.Almanya ve Türkiye’deki çalışmaları sonucu “Liao Devrinden Önceki Kitanlar” isimli doçentlik tezini hazırlamış ve 1957 yılında Eylemli Doçentliğe atanmıştır. “Alexandre Von Humbold Vakfı” bursundan faydalanarak 1959 yılında tekrar Almanya’ya gitmiştir. 1961 yılında Taiwan Hükümeti’nden Tai-pei’de ki “National Cheng-chi Üniversitesi”nde misafir öğretim üyeliği daveti almış, 1962-64 yılları arasında Taiwan’da görev yapmıştır. Sino-Turcica adlı eserini tez olarak sunmuş ve 1964 yılında Profesör ünvanı almıştır.

42 yıllık akademik hayatını Ankara Üniversitesi’nde geçirmiş, bölüm başkanlığı yapmış; MEB, MGK, TRT, DPT, TİB, TTK gibi pekçok kuruluşta danışman, raportör, üye veya idareci olarak görev almış; pekçok araştırma enstitüsünde çeşitli ünvanlarla faaliyet göstermiştir. Bahaeddin Ögel, Orta Asya Türk Tarihi ile ilgili Çin arşivlerine inerek araştırmalar yapan sayılı tarihçilerdendir. Özellikle Türk Kültür Tarihi alanında önemli çalışmalar hazırlamıştır. Alman ekol ve metotlarını Türk araştırmacılara tanıtmış ve Türk metotları ile kaynaştırarak özgün bir metot geliştirmiştir. Türk tarihinin bütünlüğü, Türklerin göçebeliği, Türk-Moğol meselesi gibi pekçok tarihsel mesele hakkında tezler ortaya atmıştır. Alanıyla ilgili 20 cilt kitap ve 120’den fazla makale yazmıştır. Almanya, İngiltere, İtalya, Danimarka, Macaristan, Avusturya, İran, Milliyetçi Çin(Taiwan), Moğolistan, SSCB(Türkmenistan,Tacikistan ve Azerbaycan) gibi ülkelerde ilmi çalışmalar yürütmüştür.

Almanca, İngilizce, Çince, Farsça, Rusça, Moğolca bilmektedir ve Çağdaş Türk Lehçeleri’ne vâkıftır. 7 mart 1989 günü akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybetmiştir.

Bahattin Özülker Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahattin Özülker Kimdir Kısaca

Bahattin Özülker Hayatı

1914 yılında doğdu. Deniz Harp Okulu mezunudur. 1933 yılında Deniz Asteğmeni olarak katıldığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda çeşitli kademelerde görev yapmış, 1960 yılında Tuğamiralliğe yükselmiştir. Aynı yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı’na vekalet etmiş, 1961 yılında Boğazlar ve Marmara Deniz Kolordu Komutan Vekilliği’ne atanmıştır.

1964 yılında Koramiral rütbesiyle Donanma Komutanı olmuş, 1966 yılında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevine atanmış, 1 Ekim 1966 tarihinde Koramiral rütbesiyle ve kendi isteği ile emekliye ayrılmıştır.
28.02.1974 tarihinde MİT Müsteşarlığı görevine getirilmiş, 26.09.1974 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir.

Bahri Savcı Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahri Savcı Kimdir


Bahri Savcı Kimdir Hayatı

Bahri Savcı 1914 doğumlu siyaset bilimcisidir.Basri Savcı Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde doğdu. İstanbul Erkek Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi.Basri Savcı Aynı fakülteye öğretim üyesi olarak girdi ve 1945 yılında profesör oldu.

Basri Savcı Kurucu Meclis’te Üniversite Temsilciliği (6 Ocak 1961 – 15 Ekim 1961) ve aynı mecliste 1961 Anayasası’nı hazırlayan komisyonda bulundu. 9 Mart 1971 cuntacılarının hazırladıkları Devrim Konseyi ve Bakanlar Kurulu listesi içerisinde ismi bulunduğu iddia edildi.12 Mart döneminde tutuklandı. Basri Savcı 1983 yılında 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasası’na dayanılarak öğretim üyeliğinden uzaklaştırıldı. Ayrıca Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucu üyelerindendir.

Bahattin Şakir Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahattin Şakir Kimdir Kısaca


Bahattin Şakir Hayatı

Dr. Bahattin Şakir (d.1874- ö. 17 Nisan 1922), Türk doktor, siyasetçi.

II. Meşrutiyet döneminde, mebus veya nazır unvanı taşımamış olmakla birlikte, İttihat ve Terakki’nin Katibi Mesul’lerinden biri olarak devrin öndegelen siyasetçileri arasında yer almıştır. İttihat ve Terakki içindeki ünlü “Doktorlar grubu”nun üç önemli isminden birisi olmuş (diğerleri Doktor Nazım ile Doktor Rüsuhi Dikmen’dir); Cemiyet’in Türkçü-Turancı kanadında yer almış, bir ideolog olmaktan çok teşkilatçı kimliğiyle ön plana çıkmıştır.
Teşkilât-ı Mahsusa’nın kurucularından olan Bahattin Şakir, örgütün siyasi bölüm şefi olarak görev yapmıştı.
Türkiye’de Adli Tıp’ın kurucularındandır ve ülkedeki ilk telif Adli Tıp ders kitabının yazarıdır.

1874’te İstanbul’da doğan Bahattin Şakir, Askeri Tıbbiye’yi 1896’da tabip yüzbaşı olarak bitirdi 1900’de aynı okulun tıbbi kanuni muallim muavinliğine getirildi Bu görevine ek olarak Şehzade Yusuf İzzettin Efendi’nin özel hekimliğini de yapıyordu Bu arada Ahmed Celalettin Paşa’nın maiyetine girdi Ahmet Rıza ve İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenleri ile ilişki kurdu Ahmed Celalettin Paşa’nın muhalefete katılmasından sonra İttihatçilerle ilişkili olmasından ve meşrutiyeti savunuyor olmasından dolayı Erzincan’a sürgüne gönderildi Cemiyete gönderdiği yardımın ortaya çıkması üzerine tutuklandı, ardından da Trabzon’a sürüldü 1905’te Mısır’a, oradan da Paris’e kaçtı Paris’te ve bir ara gizlice geldiği İstanbul’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalışmalarının canlandırılmasında Ahmet Rıza ile birlikte etkin rol oynadı 1908’de II Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a ve Askeri Tıbbiye’deki eski görevine döndü Daha önce Kahire ve Paris’te çıkan Şura-yı Ümmet gazetesinin yayımını İstanbul’da sürdürdü Bu arada “Ali Kemal Davası” ve “Kanuni Esasimizi İhlal Edenler” adlarıyla imzasız olarak yayımladığı kitaplarında karşıtlarını sert bir dille eleştirdi

1909’da askeri ve sivil tıbbiyelerin birleştirilmesi ile kurulan Haydarpaşa Tıp Fakültesi’nde adli tıp müderrisi oldu Ertesi yıl tıp fakültesi ikinci reisliğine seçildi Balkan Savaşında Edirne’nin Bulgarlar tarafından kuşatılması sırasında oradaki hastanede başhekim olarak çalıştı (1912) Edirne’nin işgali üzerine tutsak düştüyse de bir süre sonra serbest bırakıldı 1913’te Teşkilatı Mahsusa’nın siyasi bölüm şefliğine getirildi Aynı yıl Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiyesi’ne bağlı olarak kurulan Tababet-i Adliye Müdürlüğü’ne ve Tababet-i Adliye Encümeni reisliğine getirildi 1 Dünya Savaşı yıllarında Erzincan ve yöresinde Teşkilat-ı Mahsusa yöneticisi olarak görev yaptı ve Ermeni Tehciri içinde etkin rol oynadı Mondros Mütarekesi’yle birlikte savaş suçlusu ilan edilince 2 Kasım 1918’de Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte bir Alman savaş gemisiyle Sivastopol üzerinden Berlin’e kaçtı Eylül 1920’de Bakü’de toplanan Doğu Halkları Kurultayı’na katıldı.

1920’de İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı’nın Bakü temsilcisi oldu 1921 ilkbaharında bu örgütün Moskova’da yapılan kongresine katıldıktan sonra Almanya’ya döndü 17 Nisan 1922 günü Berlin’de Cemal Azmi Bey ile birlikte Ermeni suikastcılar tarafından öldürüldü

Baki Dökme Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Baki Dökme Kimdir Kısaca


Baki Dökme Hayatı

Uzm. Dr. Baki Dökme, 1947’de Silifke’de doğdu. 1975’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdi.

1975-78 ve 1980-84 yılları arasında Almanya’ da anestezi ihtisası ve akupunktur öğrenimi gördü. Türkiye’ye döndüğü 1984 yılından beri İstanbul’da akupunkturla ilgili çalışmalarına devam etmektedir.

Dr. Baki Dökme Akupunktur Üst Komisyon üyeliği yaparak, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Akupunktur Yönetmeliği’nin hazırlanmasında katkıda bulunmuştur

Evli ve üç çocuk babası olan Dr. Dökme ‘nin çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış makaleleri ile, akupunktur kurslarında öğrenim kitabı olarak kullanılan Kulak Akupunkturu I, Kulak Akupunkturu II , Kulak Akupunkturu III ile ; Sorularla Akupunktur ve Sohbetlerim adlı kitapçıkları mevcuttur.

İstanbul Akupunktur Derneği’nin yayın organı olan Akupunktur Dergisi’nin genel yayın müdürlüğünü yürüten Dr. Dökme, aynı zamanda İstanbul Akupunktur Derneği’nin Kurucu Üyesi ve Genel Sekreteri’dir.

Evli ve üç çocuk babasıdır.

Para Para Para …

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Para

Onun gücünü sakın yadsıma.
Aşk masal,sevgi de bir palavra.
Samanlık seyran olmaz sakın ha!
İnanma inanma,her şey para.

Para para para,ah bu para.
Gez para,otur para,kalk para.
Anayı kızında ayırmış ya
Para para para,ah bu para.

Doktor der”para”.Doğumda para,
Meme para,bez para,ya mama? …
Bebeğim ağlıyor para para.
Beşikten mezara kadar para.

Para para para,ah bu para.
Gez para,otur para,kalk para.
Anayı kızından ayırmış ya
Para para para,ah bu para.

Kısaca yaşamak para para.
Korkup öleyim demesakın ha.
Kefen para,tabut para,mezar para.
İster öl,ister yaşa hep para.

Para para para,ah bu para.
Gez para,otur para,kalk para.
Anayı kızından ayırmış ya
Para para para,ah bu para.

Nesrin Olcay

şair nevzat bilgiç’in tanıtımı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

MERİÇ KÖPRÜSÜ ” Edirne/Turkey

Meriç Köprüsü ‘ nün altindan,
gönül gözüyle egil, bak,
Neler akip gider, göreceksin,
o sularla birlikte.
Ne kadar güçlü ugras, verirsen ver,
akintiya inat,
Nice eski sevdalar, kayip gider,
kumlarla birlikte.

Nevzat Bilgiç

Memleket Şairi Nevzat Bilgiç’inTANITIM YAZISI

Sıla Benim, Gurbet Benim ‘ Memleketime Şiirler ‘ ve Onun Yazarı
Nevzat Bilgiç Hakkında

Yazan: Araştırmacı, Gazeteci, Yazar Nazif Karaçam

Şair büyük insandır. Özellikle Memleket Şairi ise, daha büyüktür.
Memleket Şairi olmak da kolay değildir.
Bu tür şairlerde öncelikle Yurt ve Ulus sevgisi, geçmişin değerlerine
bağlılık, Tarihe sevgi, Kahramanlara saygı başta gelir.
Bizim edebiyatımızda böyle bir kaç şair vardır. Behçet Kemal Çağlar,
Faruk Nafiz Çamlıbel, Mehmet Akif Ersoy ve tabii Yahya Kemal …
Bu şairlerde Yurt güzellemesi, Tarih ve Ecdat sevgisi ,fazlasıyla
dile gelmiştir. Ancak son yıllarda edebiyatımızda Memleketi terennüm
eden şair pek görünmez olmuştur. Nevzat Bilgiç “ Az görüldüğünü
söylediğim ” şairlerden biridir.
“ SILA BENİM, GURBET BENİM, MEMLEKETİME ŞİİRLER “ onun üçüncü
şiir kitabı olmaktadır. Daha önce
“ KIRKLARELİ ’ NE ŞİİRLER ”,
“ EDİRNE ’ YE ŞİİRLER ”
adlı kitapları çıkmış olan şairin şimdi
“ MEMLEKETİME ŞİİRLER ” kitapları ;
Nevzat Bilgiç ’ in hayatında yer alan , öncelikli yerlere yazdığı
şiirleri içermektedir.. Bundan sonra şairin
“ SAKARYA ’ YA ŞİİRLER ” i
de yazması gündemde olabilir.
Bildiğim kadarı ile Nevzat Bilgiç ; saygısı, bağlılığı ve
vefası olan insandır.
Şüphesiz Nevzat Bilgiç bu yerleri ezbere şiir konusu yapmıyor.
Çünkü yazdığı şiirlerde duygunun, coşkunun ötesinde bilgiler
ve betimlemeler (tasvir) var. Görev gereği, Yurdu tanımak istek ve
düşüncesiyle yöreleri gezip görmüş, fotoğraflamış ve sonrada oturup
şiirleri yazmıştır. Yani Nevzat Bilgiç ; şiir yazmak için
ilham Perisi ’ nin gelmesini beklememiş, duygulandıkça, düşündükçe
şiir yazmıştır. Bu nedenle , genelde Nevzat Bilgiç ’ in şiirleri
didaktiktir. Şiir onda öğrenmek, duygulanmak için bir araçtır.
O, düşünen şair olmaktan çok duygu, coşku, inanç ve bilinç, tarih
ve doğa şairidir. Tabii aynı zamanda bir Fotoğraf sanatçısı ’dır.
Yurdunun güzelliğini fotoğraflamak, şiirleştirmek ; şair
Nevzat Bilgiç ’ te adeta bir tutkudur.
Nevzat Bilgiç ’ in şiirlerinde Tarih ile Tarih sevgisi, Ulus ve
Atatürk sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık ve saygı, ondaki
Tarih Bilinci ’ nin bir yansımasıdır.
Kendisi Rumeli kökenli bir şairdir. Ataları Balkanlar ’dan
gelmiştir.Bu nedenle Nevzat Bilgiç ’ te, biraz Yahya Kemal havası
vardır.
Vatan şairi Namık Kemal tavrı vardır.
“ Ben gurbette değilim gurbet benim içimde ” deyişi vardır.

Yani kısaca şair ; çok yönlüdür. Karşılıksız Yurtsever ‘ dir,
Gıllıgışsız Atatürk sevdalısıdır.
Kısaca bir Türkiye ve Ulus milliyetçisi ‘ dir.
Onda Türklük; onur ve gurur kaynağıdır.
Irkçılığa dayanmayan bir insan sevgisi şairidir.
Nevzat Bilgiç daha ziyade, genç kuşaklar için şiir yazan bir şairdir.
Onları Ulusal değerlerde yetişmiş görmek idealidir.
Şiirlerinde tarih ve coğrafya bilgisini öne çıkaran şair,
coğrafyadan Vatan ‘ a bir yol olduğunu göstermeye çalışmaktadır.
Kırklareli ‘ li olup, Edirne ’ de yaşamak, Edirne ’ den Yurdu
düşünmek, Nevzat Bilgiç için bir MEMLEKET AÇILIMI ’ dır.
Şairin bu yüce ülkü ve emelini selâmlamak bize vazifedir.

“ Bu topraklardan şair Nevzat Bilgiç Geçti ”
demek bizim için tarihi bir tespit ve teyittir.

Nazif KARAÇAM
” Araştırmacı,Gazeteci,Yazar. . . “

Alkol Bağımlılığı Kısaca

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Alkol Bağımlılığı Nedir

Alkolizm Nedir

Alkollü içkilere kişinin tutkunluk derecesinde bağlı olması durumuna alkolizm denir. Alkolizm sorunu olan kişi ise alkolik olarak tanımlanır. Alkolik, alkolün kendisine zararlı olduğunu bildiği halde içmekten, kendini alamayan kişidir. Anne ve babasında alkolizm sorunu olan çocuklarda alkolizm görülme oranı, ebeveyni alkol kullanmayanlara göre, daha yüksektir.

Alkole alışkanlık kazanmış kişinin kontrolü kaybetmesi ve davranışlarını özürlerle kapatmak istemesi kritik devrede olduğunun işaretleridir. Saldırgan olur, içki depolar ve sabahları alkol alma alışkanlığını kazanır. Bu noktadan sonra işini de ihmal etmeye başlar ve kendisinde titremeler, düşünme yetersizliği baş gösterir. Alkol alışkanlığının soya çekime bağlı olduğu söylenmişse de bugün bütün dikkatler olayın psikolojik ve sosyal (toplumsal) sebeplerine çevrilmiştir.

alıntı