Posts Tagged ‘kolaydı’

Kalp kırıldığında nasıl bir ses çıkarır sizce?

Cuma, Haziran 22nd, 2012
güvercinin telaşlı kanat çırpışındaki ses mi?

yoksa,
kelebeğin kanadındaki inadına sessiz bir çığlık gibi mi?

ya da, tuz-buz olan bir sırçanın
haykırışı gibi mi?

nasıl bir sestir ki,perişan eder bizi duyduğumuzda??

ne kalpler kırdık
bilmeden..
ya da bile bile……

ne setler koyduk aramıza bu kırılmış kalplerden de..

sonra aşmaya çabaladık durduk çok…

dokunmak istedik,ulaşamadık….

ulaşmak istedik,kendi ellerimizle kurduğumuz

setler engel oldu yine kendimize…..

oysa,
nasıl da kolaydı yıkıvermek han duvarlarını….

sıcacık bir gülümseme,

içten bir çift gözle birleştiğinde,eritmez mi en büyük buzulları???

esirgedik birbirimizden maliyeti sıfır olan
gülümsemelerimizi…

kolay geldi bencillik en dar anlarda..koyuvermek..koyuup kaçıvermek….
kaçarken bakmamak ardımıza

ya da,
bakıp da görmemek…görmek istememek…

her ne varsa…

oysa,ne de kolaydı düşmanlığı yoketmek,
sıcacıık bir gülümsemeyle…
olmaz dedik.

o bana düşman

denemedik bile hiç..
korktuk belki de yanılacağımızdan..

oysa hayat ne de kısa..

düşünmek
için bile vakit yokken….
bile bile zehir ettik günlerimizi..
kavgalarla..
itişip kakışmakla harcadık
dünlerimizi…
ziyan ettik hem düne.. hem bugüne.. hem de yarınlarımıza..

sahi,kalp kırıldığında nasıl
bir ses çıkarır?
duydunuz mu hiç?

Geri Gelen Mektup

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Geri Gelen Mektup

Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu…

Gün senden ışık alsa bir renge bürünse;
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan
Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse…

Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!..
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince,
Çehren bana uğrunda ölüm hâzzı verince,
Gönlümdeki azgın devi rüzgârlara attım;
Gözlerle günâh işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlâh’ın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silâhın,
Vur şanlı silâhınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!

Bir başka füsûn fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden…
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönlün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbâdan eğer mümkün olaydı.

Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler…
Halâ yaşıyor gizlenerek rûhuma “Kaabil”;
İmkânı bulunsaydı, bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Mehtaplı yüzün Tanrı’yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur,
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik!

Hüseyin Nihal Adsız