Posts Tagged ‘mahkeme’

Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 3. bölümünde yer alan maddeleri kabul edildi.

”Temel kanun” olarak ele alınan ve 4 bölümden oluşan tasarının kabul edilen 3. bölümüne göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu’nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare idare mahkemesinde açılabilecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinde görülecek davalar

TMK 10. maddesinin başlığı, ”Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi” olarak değiştiriliyor. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine, HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK’ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.

Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek

Türk Ceza Kanunu’nun(TCK), ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan” ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama” ve ”Suç için anlaşma” maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, ”MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır” hükmünü içeriyor.

Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.

Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.

Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.

Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilecek.

Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebilecek. Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.

Ağır ceza mahkemelerinde görülecek davalar

TCK’da yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

”Temel milli yararlara karşı hakaret”, ”Halkı askerlikten soğutma”, ”Askerleri itaatsizliğe teşvik”, ”Savaşta yalan haber yayma”, ”Seferberlikle ilgili görevin ihmali”, ”Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü” ve ”Askeri yasak bölgelere girme” suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:

”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Düşmanla işbirliği yapmak”, ”Devlete karşı savaşa tahrik”, ”Yabancı devlet aleyhine asker toplama”, ”Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma”, ”Düşman devlete maddi ve mali yardım”, ”Anayasayı ihlal”, ”Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç” , ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan”, ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama”, ”Suç için anlaşma”, ”Askeri komutanlıkların gasbı”, ”Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma”, ”Savaş zamanında emirlere uymama”, ”Savaş zamanında yükümlülükler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin belgeler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” ”Siyasal veya askeri casusluk”, ”Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, ”Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, ”Uluslararası casusluk”, ”Devlet sırlarından yararlanma”, ”Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik”, ”Yasaklanan bilgileri temin”, ”Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini”, ”Yasaklanan bilgileri açıklama”, ”Yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama”, ”Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi”, ”Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma.”

Çoçuklara uygulanmayacak

Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali

Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3  yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.

Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.

Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 3. bölümünde yer alan maddeleri kabul edildi.

”Temel kanun” olarak ele alınan ve 4 bölümden oluşan tasarının kabul edilen 3. bölümüne göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu’nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare idare mahkemesinde açılabilecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinde görülecek davalar

TMK 10. maddesinin başlığı, ”Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi” olarak değiştiriliyor. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine, HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK’ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.

Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek

Türk Ceza Kanunu’nun(TCK), ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan” ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama” ve ”Suç için anlaşma” maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, ”MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır” hükmünü içeriyor.

Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.

Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.

Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.

Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilecek.

Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebilecek. Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.

Ağır ceza mahkemelerinde görülecek davalar

TCK’da yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

”Temel milli yararlara karşı hakaret”, ”Halkı askerlikten soğutma”, ”Askerleri itaatsizliğe teşvik”, ”Savaşta yalan haber yayma”, ”Seferberlikle ilgili görevin ihmali”, ”Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü” ve ”Askeri yasak bölgelere girme” suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:

”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Düşmanla işbirliği yapmak”, ”Devlete karşı savaşa tahrik”, ”Yabancı devlet aleyhine asker toplama”, ”Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma”, ”Düşman devlete maddi ve mali yardım”, ”Anayasayı ihlal”, ”Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç” , ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan”, ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama”, ”Suç için anlaşma”, ”Askeri komutanlıkların gasbı”, ”Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma”, ”Savaş zamanında emirlere uymama”, ”Savaş zamanında yükümlülükler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin belgeler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” ”Siyasal veya askeri casusluk”, ”Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, ”Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, ”Uluslararası casusluk”, ”Devlet sırlarından yararlanma”, ”Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik”, ”Yasaklanan bilgileri temin”, ”Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini”, ”Yasaklanan bilgileri açıklama”, ”Yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama”, ”Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi”, ”Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma.”

Çoçuklara uygulanmayacak

Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali

Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3  yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.

Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.

Asil Nadir: Kabullenmek mi, ölmek mi daha zor?

Cuma, Haziran 29th, 2012

Polly Peck adlı şirketin sahibiyken, firmanın iflasının ardından zimmetine para geçirmek ve şirketin hissedarlarını mağdur etmekle suçlanan Nadir’in, Londra’daki Old Bailey Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi.

KKTC’den İngiltere’ye 2010 yılındaki dönüşüyle ilgili, ”Döndüğünü çünkü bu haksızlıkla yaşayamayacağını” dile getiren Nadir, ”Doktorlarım İngiltere’ye dönmemem gerektiğini, sağlığım açısından çok büyük risk aldığımı söyledi. Ama bazen acaba yaşamak ve bu haksızlığı sindirmek mi yoksa ölmek mi daha kötü bilmiyorum” diye konuştu.

Nadir, şirketinin 1990 yılında iflasından sonra kendisine yapılan haksızlığı kaldıramadığını, kalp ve böbrek gibi ciddi sağlık sorunları yaşadığını ayrıca psikiyatri tedavisi gördüğünü ifade etti.

-”Mali zorluklarımı çözmeme müsaade edilmedi”-

Asil Nadir, şirketi Polly Peck kayyuma devredildiğinde 550 milyon sterlin borcu bulunduğunu ve bu borcu ailesinin sağladığı Türk lirası karşılığıyla ödediğini savundu. 

Kıbrıslı Türk iş adamı ayrıca şirketi kayyuma devredilmeden önce, ”Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yönlendirmesiyle, üç büyük Türk bankasından 70 milyon sterlin verilmesinin önerildiğini” iddia ediyor.

Şirketinin ve hissedarların parasını zimmetine geçirdiği iddialarını ifadesinde yalanlayan Nadir, şirketinin karşı karşıya olduğu mali zorlukları çözmesine müsaade edilmediğini belirtti.  

Nadir, önceki günkü ifadesinde de sağlığı elvermediği ve adil yargılanamayacağını düşündüğü için 1993 yılında İngiltere’den KKTC’ye gittiğini söylemişti.

Dünkü ifadesinde ise Turgut Özal’ın, dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’a kendisiyle ilgili mektup gönderdiğini dile getiren Nadir,1990 tarihli mektubu mahkemeye sunmuştu.

Polly Peck adlı şirketin sahibiyken, firmanın iflas etmesi üzerine zimmetine 34 milyon sterlin geçirmek ve 1987-1990 yıllarında 13 farklı dolandırıcılıktan suçlanan 71 yaşındaki Nadir, 2010 yılının Ağustos ayında KKTC’den İngiltere’ye dönmüştü. 

Asil Nadir, 1993 yılında, Polly Peck şirketinin iflas etmesi ve hakkındaki yolsuzluk suçlamalarının ardından, İngiltere’den KKTC’ye kaçmıştı. İngiltere’ye gelişinin ardından şartlı tahliye edilen Nadir’in, Londra’da tutuksuz yargılanmasına devam ediliyor.

KESK Genel Başkanı serbest bırakıldı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin, terör örgütü PKK’nın üst yapılanması KCK’ya yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınanlardan 6’sı daha tutuklandı.

Özel yetkili cumhuriyet savcılarınca ifadeleri alındıktan sonra tutuklamaya sevk edilen 13 kişinin Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliği’ndeki sorguları tamamlandı.

Nöbetçi hakimlik, zanlılardan 6’sının tutuklanmasına karar verirken, KESK Genel Başkanı Lami Özgen ile birlikte 7 kişiyi serbest bıraktı.

Soruşturma kapsamında dün sabah da 22 kişi tutuklanmıştı.

Çanakkale Belediyesi’nin 2 personeli tutuklandı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Çanakkale Belediyesi’nde Mayıs ayında başlayan yolsuzluk operasyonu devam ediyor. Daha önce 23 kişinin tutuklanmasının ardından adliyeye sevk edilen 3 kişiden 2’si daha tutulandı.

Çanakkale Belediyesi Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü’nde yolsuzluk iddiaları üzerine Mayıs ayında düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 91 kişiden 23 kişi tutuklanmıştı. Devam eden soruşturma çerçevesinde Çanakkale Emniyet Müdürlüğü ekipleri, dün Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Handan Özyayla, G.K, İ.K ve M.Ö’yu ifadeleri alınması için emniyete çağırdı. Emniyette ifadeleri alınanlar, bugün Çanakkale Adliyesi’ne gönderildi. Burada savcılık tarafından da ifadeleri alınan zanlılar, mahkemeye sevk edildi. Mahkeme G.K. ve Özyayla’nın tutuksuz yargılanmasına karar verirken, İ.K. ve M.Ö.’yu tutukladı.

Olgun Peker: Kalbim çok acıyor

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Gasp suçlamasını kabul etmediğini, müştekilerin de şikayetçi olmadıklarını belirten Olgun Peker, ”Başkanım duruşmalarda bana ‘biraz sert konuşuyorsun’ dediniz.  Ben Kasımpaşa’da büyüdüm, orada büyüyenler profesör de olsa konuşmaları biraz farklıdır. Bunu bazı siyasilerimizden siz de görüyorsunuz. Siz de sinirlenince fena değilsiniz ” dedi.

Bunun üzerine, sinirlendiklerinde duruşmaya biraz ara verdiklerini belirten Mahkeme Heyeti Başkanı Ekinci, hakim Orhan Karadeniz’in, ”Size en büyük tavsiyem, eğer bir şeye sinirlenirseniz o gün asla karar vermeyin”  şeklinde tavsiyede bulunduğunu anlattı.

Peker’in, mahkemede hiç yalan söylemediğini belirtmesi üzerine Ekinci, soruşturma aşamasında yalan söyleyip söylemediğini sordu. Peker de ”Yalan söylemedim. Sadece soruları aldığım kişiyi orada söylememiştim, size anlattım. Yine size de söylemezdim. O kendince bana bir iyilik yapmış. Sonra öğrendim ki, bu işin patlamasına onlar sebep olmuş. Ben de söyleyelim dedim” diye konuştu.

Savcı Mehmet Berk’e ifade verdiği sırada odaya giren bir kişinin, kimin ifadesini aldığını sorduğunu, savcının da ”Ben ağaların ifadesini alırım” dediğini anlatan Peker,  ”En büyük pişmanlığım, bunu duyunca ifade vermeyi kesmemektir” dedi.

Silahlı örgüt yöneticisi olduğu yönündeki iddiaları reddeden Olgun Peker, ”Gerçekten o anlatılan adam ben değilim, çete kurmak gibi bir hayalim hiç olmadı. Benim hayallerim hep düzgün şeylerdi. İsmi gayri meşru olan bir şeyin içinde bulunmak istemiyorum” diye konuştu.

Rüşvetle ilgili iddianın da gerçeği yansıtmadığını, bu durumun telefon konuşmalarından da ortaya çıktığını savunan Peker, eğer rüşvet vermiş olsaydı bunu söyleyeceğini ifade etti.

Peker’in, menajerlik sınavının sorularını aldığını ancak bunun için para vermediğini söylemesi üzerine Başkan Ekinci, ”Kimsenin bana bir şey ısmarlamasına izin vermem diyordun. Soruları almışsın” dedi.

Peker de ”Başkanım, siz de öğrenci oldunuz. Şimdi ben yapmazdım dersiniz ama size öğrenciyken biri gelip sınavın soruları var dese…” diye konuştu.

Başkan Ekinci ise eğitim gördüğü okullarda bu gibi şeylerin çok sıkı tutulduğunu ifade etti.

Olgun Peker, ”Üniversite sınav soruları çıktı dışarıya, bir sürü öğrenciye ulaştı, bu kadar sorun olmadı” dedi.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını içeren CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasını kabul ettiğini belirten Olgun Peker, ”CMK’nın 231. maddesini kabul ediyorum ama kalbim çok acıyor. Benim bu dosyayla ilgili şöyle bir hayalim var. Ben bu dosyadan beraat etmek ve o beraati gazetelere ilan vermek istiyorum. İçim kanayarak kabul ediyorum. Bize gösterdiğiniz anlayıştan dolayı da teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Bunun üzerine Başkan Ekinci’nin, ”Böyle diyorsunuz, ayrılık vakti gelmiş gibi biz de hüzünleniyoruz” demesi salonda gülüşmelere neden oldu.

Söylediklerinin tutanağa geçirilmesi sırasında, CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına ilişkin ”içim kanayarak” ifadesinin de eklenmesini isteyen Peker’e Başkan Ekinci, ”Kanunda içim kanayarak diye bir hüküm yok” dedi.

Şekip Mosturoğlu da hakkındaki suçlamalardan beraatine karar verilmesini istediğini belirterek, ”CMK’nın 231. maddesinin uygulanması konusunda da, bir hukukçu olarak tavsiye etmezdim bu delil durumuna göre, ancak haktır kullanmak istiyorum. Öngörülemez bir yargılama yapılıyor, hiç içtihadı olmayan, örneği olmayan bir konuda yargılama yapılıyor” diye konuştu.

Haksız kazanca 9 tutuklama!

Salı, Haziran 26th, 2012

Ankara’da suç örgütüne yönelik operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 29 şüpheliden 9’u tutuklandı.

Ankara’da suç örgütü oluşturup haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 29 şüpheliden 6’sı savcılık sorgularının ardından serbest bırakılırken, 23’ü tutuklanma istemiyle nöbetçi Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Mahkeme 23 zanlıdan 9’unu tutukladı. 

Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, suç örgütü oluşturup haksız kazanç sağladığı öne sürülen gruba yönelik Cuma günü düzenlenen operasyonda 29 kişi gözaltına alınmıştı.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan 29 şüpheli sağlık kontrollerinin ardından Ankara Adliyesi’ne sevk edilmişti.

Kemer Belediye Başkanı serbest bırakıldı

Salı, Haziran 26th, 2012

Kemer Belediyesi’nü düzenlenen ihaleye fesat karıştırma operasyonu kapsamında Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ile birlikte tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen 9 zanlı da serbest bırakıldı. 

Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyon kapsamında İsa K. da gözaltına alınarak adliyeye sevk edildi. Böylece gözaltına alınanların sayısı 9’a yükseldi. Cumhuriyet Savcılığı’nda sorgulandıktan sonra nöbetçi mahkemeye sevk edilen Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, danışmanları Hasan Galip Ç, Ramazan Salim U, Fen İşleri Müdürü Nuray M, Zabıta Müdürü İsmail C, Kemer Otelciler Birliği eski Başkanı Turan B, Ar-Ge Şube Müdürü Ömer N, otel sahibi Rusya Federasyonu vatandaşı Alexander İ. ve İsa K. 13 saatlik sorguların ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 

Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü ekiplerince Kemer Belediyesi’ne 23 Haziran’da düzenlenen operasyon kapsamında aralarında Belediye Başkanı Mustafa Gül ile belediye çalışanlarının da bulunduğu 9 kişi gözaltına alınmıştı. Zanlılardan Ruhsat Şube Müdürü Erdoğan O. savcılıktaki sorgusunun ardından serbest bırakılmış Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül dahil 8 kişi ”Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve üye olmak, haksız kazanç elde etmek, rüşvet almak, imar kirliliğine neden olmak, irtikap, ihaleye fesat karıştırmak, resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etme ve gizleme” suçlamalarıyla nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti. 

Faili meçhuller davasında tahliye

Pazar, Haziran 24th, 2012

Diyarbakır’da, bugün görülen faili meçhul cinayetler davasında tutuklu yargılanan Korucubaşı ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ’ın oğlu sanık Tamer Atağ, tahliye oldu. Sanık Atağ, 3 yıla yakındır tutuklu yargılanıyordu.