Posts Tagged ‘miyim’

Sinir Sözler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sinir Sözler
Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Oğlumun adını mafya koydum, artık bir mafya babasıyım.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

ilahi Azrail, sen adami öldürürsün.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Selam. Ben Aydan Şener. Ben de dünyadan Neil Armstrong.

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Beşbinkere söyledim; abartmayı bırak.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

Bu tüp bebek hatali; hep gaz kaçiriyor

Nefret Senden Gitti Benim İçime Yerleşti-Resimli Şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

nefret şiirleri,resimli nefret şiirleri,nefret şiirleri resimli,aşkın nefrete dönüşmesini anlatan şiir

NeFrEt sEndEn Gitti , bEniM içiMe yErleŞti !!!

NeFrEt sEndEn Gitti , bEniM içiMe yErleŞti !!!

Bittiği gün , sen benden gittiğin gün bakamadım yüzüne !
Ağlardım , dayanamazdım
Dudaklarından alamadım gözlerimi sonra , birşeyler söyleyeceklerdi bana !
Söylemeni istemedim , acı verecekti
Aldattım seni ! Bitti ! dedin
Yıkıldım !!!

Beni sevdiğin yalandı , bütün sevgi sözcüklerin de

Beni sevmek için yanan ellerin
İntikam için mi böyle buz tuttu

İntikam !!! ?
Canın yanmıştı ve bendim seçtiğin kurban
Sevgi neydi senin için ?
Hiçbirşey !!!
Üzdün , kırdın , paramparça ettin , beni de , bendeki seni de !
Suçum neydi benim , söylesene ?
Söyle hadi !
Ben

Seni sevimiştim acı çekiyorum
Günahımı söyle bilmek istiyorum

Konuştukça küçülüyorsun gözümde
Dinledim seni uzun uzun herşeye rağmen
Bir kız yaralamıştı seni , nefretle tanışmıştın
Ağlamıştın , üzülmüştün , kendine kızmıştın ve tüm kızlara !
Nefretini bırakacak bir liman arıyordun
Buldun da sonunda !
Oynadın , aldattın , belki arkamdan binlerce kez güldün !
Oysa , öyle sevmiştim ki seni
Öyle inandırıcı gelmişti ki oynadığın bu oyun bana
Bitti ama !
Oyunu kurallarına göre oynadın ve kazandın !
Nefret senden gitti , benim içime yerleşti !
Şimdi , ben ne yapacağım ?
Ölecek miyim ?
Öldürecek miyim ?

alıntı net

iki gülücükk

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ne gidecek kadar cesur,

Ne kalacak kadar güçlü

Kendi kendime yabancı

Bir masal yolcusuyum…”

Şahdamarımın atışında bir aşk bu…Bir masal perisinin sihirli değneğinin

ucundaki ışıltılı yıldız..”.Hayır” diyemez insan bu parlak coşkuya…Sonra bir

gün gelir yeniliverir kahraman, yüreğini kötülüğün bürüdüğü devin

hoyratlığına…Al ipekli, gümüş sicimlerle sardım sarmaladım seni bir kuytu

köşede, ellerin uzanamayacağı bir saraya…Hapsoldun sevdama çarpışan iki gözün

yarattığı bir zindanda…Gönüllü tutsağın oldum, esaretinde seni yalnız

bırakmamak adına!

“Alazlanan bir yüreğin

Çatlak sesi kulaklarımda

Özünü eritip akıtmış

Yangınımın en alevli yerine.”

Emanetin; yüreğin, gözyaşların sımsıkı tutundu sevdalı gecelerime. Korkma

birtanem, hiç üzer miyim kanımla adını yazdığım, alt tarafı bir yumruk

büyüklüğündeki parçamı…Kanatır mıyım sanıyorsun? Boğar mıyım gözyaşlarını

kanımla…Kutsal tüm bedenim. Dudaklarınla mühürledin

“Ben sende saklı,

Sen kaderime büyük harflerle yazgılı

Yenilmeyen bir de AŞK var

Yaman mı yaman bir deli savaşçı”

Zamanın acımasız hükümdarlığına yenilir bu aşk dediler. Kilometrelerin koca

kuyusunun içinde yitip gider…Gözden ırak olan gönülden de ırak olur diye

kandırmaya çalıştılar…Birbirimizin yapraklarına dolanan iki sarmaşık olduk.

Mesafeler uzayınca, yeşillerimiz yeni filizler verdi. Denizler ayırmaya kalksa,

sarmaşıklar yüzmeyi öğreniverdi! Yoklukları, barındırdığı o deli tutkuyla

varlığa çevirdi. Ve asla yenilmedi…

“Gözbebeğinle seviştim ben ilkin,

Kalbimi öptü gülen bir çift kahve çekirdeği

Belki bu yüzden hiç silinmedi bedenimden

İki gülücüğün kırmızı izi”…

Aşk şiiri ve Güzel sözler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

aşk şiiri
Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak….:f47:

güzel söz

Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi…:f47:

Düşlerim var, rüzgara ters düşen…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Her eğilip baktığımda başımın gövdemden ağır gelmesiyle yerde buluyorum kendimi…
Deyimlerden cıkmış bi cümle olabilir ama kafamın içindekiler, beynimi sömüren anlamsız yada belkide fazla anlamlı düşünceler tasımıyor artık bu bedeni…Her defasında düşmek mi bana yazılan, yada en acısı yerlerde sürünürken bile başımı kaldırabilecek gücü bulup (ki nerden bulduğumu anlamış değilim hala) düştüğüm yüksekliği görmek mi?

Gülücük perisi niye uğramıyorsun yüzüme?
Hala kaçırıyorum gözlerimi insanlardan…
Kaybolmasınlar içimdeki boşlukta diye..

Niye farklı olduğumu devamlı yüzüme vuran kelimeler seçiyorlar benimle konusurken?… Niye hissettiriyolarki bunu? Yüzümdeki tepkisiz maskenin atında devamlı ağlayan bi yüz olduğunu öğrenmek içinmi bütün bu çabalar? Ne zaman acık vericek diye ben kaçtıkca bıkmadan üstüme gelmeleri…
Neden?…

Herşey yalan sadece düşlerim gerçek…
Düşlerim var rüzgara ters düşen…

Her attığım adımda onlara, biraz daha kaybediyorum içimdeki beni… Vardığıma kalacak mıyım?
Bilmiyorum.

Yalnız mıyım? onların dediklerine göre yalnız olamam… Etrafımdalar çünkü…
Ve evet bencede yanlız değilim kimsenin bilmediği 2 kişilik bi dünyam var benim..
Adım hala hayat kitabında yazıyor…
Gerçek cok şeffaf tıpkı, ağladığımda gözlerimin kıpkırmızı kesilmesi kadar…
Kahretsin, acınacak haldeyim yine, kelimelere vurmak bu olsa gerek…

Melekler, duymuyor sesimi
Karanlık işte yine her yer
Gözyaşlarım, keşkeleri yok edemiyor
Korkuyorum
İnancım kalmadı benim….

Rüveyda

Cuma, Haziran 22nd, 2012


fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
yetim çığlıklarımı duyurmak üzere sana
koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

adını söylemek istemiyorum
her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
adını söylemek istemiyorum
Rüveyda dediğim zaman
anla ki, senin için yürüyor kelimeler
çığlığımın atardamarlarından

hangi yıldızdır bilmem, gözlerin
kayar da üzerime Rüveyda
önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
sonra açılır önümde ıstırab vadileri
silik renkleriyle adımlarıma
çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
hayalin bittiği menfeze doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa Rüveyda
baştan başa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim

kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
bir anlatsam nasıl utandığımı
bir doğrulsam eğrildiğim yerden
ağarır tanyeri nilüferlerin
alaca bir at koşar içimde
ezer toynaklarıyla anılarımı

sular köpürmemeliydi Rüveyda
kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
ben zehire alışkınım, şerbete değil
rüyalar nefret eder avare duruşumdan
kabuslar çekerek ancak derdimi yeryüzünde
sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
ben her gece bir mehdi türküsüyle çilekeş
yargılamak için zeval kayıtlarını
inkilap bekliyorum

hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
uzanır da gönlüme Rüveyda
derinden bir ok saplanır bağrıma
beynimi çağıran bir sese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

varlığın cinayettir memleketimde işlenen
akıtır kanını asil pehlivanların
yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi
varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın

artık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu Rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir ane gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kakülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
BEN BU KADAR ZULME LAYIK MIYIM RÜVEYDA

hangi ressamı vurur bilmem, endamın
sarar da benliğimi
ben beni tanımam kaldırımlarda
kafesleri yutan kafese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

kırmızı bir kurdela bağlayarak alnına
duydun mu orkideye dua eden birini
bu ısmarlama yüzler yok mu Rüveyda
bu yapmacık bebekler
gözyaşı akıtırken gülenler yok mu
beni kahrediyor geceler boyu

hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün
soluk bir dünyanın mezarlarına
gömerek gurbetimi
kapadı karanlığa Yesrib, kapılarını
meydan okuyuşun çağın ordularına
bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır
doruklarından öte hevese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

yasını tutuyorum kararttığım düşlerin
yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda
amansız bir ütopya üfleyen pencereler
lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi
önümde, haksızlığın hesaba çekildiği
hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer
arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler

söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını
yeniden bir Nil olup taşar mıyım çölllere
kim giydirir başıma tacını nihayetin
kim takar bileğime hürriyet künyesini
karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle
Rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı
ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı
asırlardır köhne barınaklarda
küflenen, çürüyen çığlıklarımı

at vuruldu içim paramparça Rüveyda
gölgelerin ardına sakladım kusurumu
sen orada kayıtsızca gülümsüyor gibisin
ben burda damla damla eriyip akıyorum
yine de, çiğnetmem kimseye gururumu
istenmediğim yeri sessizce terk ederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim

Nurullah Genç

Tevfik Fikret Bir İçim Su Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Tevfik Fikret Bir İçim Su Şiiri
Tevfik Fikret Bir İçim Su Şiir
Bir İçim Su Tevfik Fikret Şiiri

Bir İçim Su
Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki ortalık yanıyor

Güzel çocuk senin olsun hayatım istersen
Niçin gözüm sana baktıkça böyle yaşlanıyor?

Güzel çoban, ne kadar tatlı söylüyorsun sen
Yalan da olsa içim doğru söyledin sanıyor

Güzel çocuk, bana bak, aldatır mıyım seni ben?
İçin bu yaşları boş anlıyorsa aldanıyor!

Güzel çoban, bir içim, bir yudum su testinden
Bugün sıcak yine pek, sanki her yanım yanıyor!

Sinir Sözler

Çarşamba, Haziran 20th, 2012

Sinir Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Sinir Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Sinir Sözler
Sinir Sözler
Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Oğlumun adını mafya koydum, artık bir mafya babasıyım.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

ilahi Azrail, sen adami öldürürsün.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Selam. Ben Aydan Şener. Ben de dünyadan Neil Armstrong.

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Beşbinkere söyledim; abartmayı bırak.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

Bu tüp bebek hatali; hep gaz kaçiriyor

Sinir Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Sinir Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Sinir Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Sinir Sözler
Sinir sözler kısa
Sinir sözler facebook

Yazılıdan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Şiddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Araba benim, benim üzerime araba, ama ben onun üzerindeydim o gün.

İlahi Azrail, sen adamı öldürürsün.

Selam. Ben Aydan Şener. Ben de dünyadan Neil Armstrong.

Beşbinkere söyledim; abartmayı bırak.

Bu tüp bebek hatalı; hep gaz kaçırıyor

Oğlumun adını mafya koydum, artık bir mafya babasıyım.