Süryanilerin göç etmelerinin sebepleri neler?
Gerek komşularıyla yaşadıkları sıkıntılar, gerek geçim derdi yaşamaları, gerekse dini vecibelerini rahatça yapamamalarından göç olayı başlamıştır. Türkiye’de şu anda 15 bin civarında Süryani yaşıyor ancak bu rakam Osmanlı döneminde ya da öncesinde çok daha fazlaydı. Avrupa’ya gidenler ekonomik alanda rahat kavuşarak tahsil de yaparak önemli mevkilere geldi. Mesela İsveç Parlamentosu’nda 6 Süryani milletvekili var.
Avrupa’ya göç eden Süryaniler Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor mu?
Güneydoğu’da yaşayan Süryani halkı, ileride Türkiye’ye geri dönmek adına Avrupa’ya gitmişti, ama gidenler geri dönmedi. Her giden yanına birkaç akrabasını aldı. 1980 darbesi gerçekleşince de Türkiye’de şartlar iyice zorlaştı. 1980’den sonra bölgede Süryanilere yönelik 60’a yakın faili meçhul cinayet oldu. Bu faili meçhullerin de faili bulunamayınca Süryanilerin Avrupa’ya göçü daha hızlı oldu. Ayrıca güvenlik nedeniyle Hakkari, Şırnak, Adıyaman, Mardin ve Urfa gibi yerlerde köyler boşaltılınca Süryaniler, kendilerine farklı yaşam alanları bulma arayışına girdi. Ama günümüzde bu göç olayı durmuş vaziyettedir.
ECEVİT VE AK PARTİ GAYRİMÜSLİMLERE ÖNEM VERDİ
2001 yılında önce Almanya’ya giden bir Süryani, Alman yasalarına göre, iki vatandaşlık taşıyamıyordu. Buraya gidenler Türk vatandaşlığından çıkmak zorunda kalıyordu çünkü Almanya çifte vatandaşlığı kabul etmiyordu. Almanya’ya giden bir Süryani Türkiye’ye döndüğünde sorunlar yaşıyordu. DSP lideri merhum Bülent Ecevit, o zaman bir genelge yayınlatarak Süryanilerin Türkiye’de haklarını güvence altına aldı. Bu Süryaniler arasında olumlu karşılandı. Daha sonra AK Parti Hükümeti zamanında Türkiye, Avrupa Birliği sürecine girince ülkemizde olumlu gelişmeler yaşandı. 2004 ve 2008 yıllarında çıkartılan Vakıflar Kanunu ile sorunların bir kısmı halloldu. Hal böyle olunca Türkiye’de yaşayan gayrimüslimler rahatladı ve ülkesine bağlılığını güçlendirdi. Ama yine de eksiklikler vardır. Mesela bazı vakıflar yönetimlerini oluşturamadıklarından Vakıflar Genel Müdürlüğü o vakıflara el koydu. Bunların geri iadesi hala gerçekleşmedi ancak genel anlamda düşündüğümüzde müspet gelişmeler yaşanıyor. Bunun neticesinde Süryaniler, 2002 yılından sonra Türkiye’ye dönmeye başladı ve bu çok önemsenecek bir durumdur. Bölgede güven ve istikrar oluşursa, insanlar yatırım imkanı bulacak ve bu da göçü hızlandıracak önemli bir olgu olacak.
Mor Gabriel Kilisesi arazisi üzerinde bir sorun yaşanıyor ve olay mahkemelerde uzun yıllar çözüm bekledi. Bununla ilgili son durum nedir?
M.S 397 tarihinde kurulan Mor Gabriel Kilisesi yaklaşık olarak 1600 yıllık bir geçmişe sahiptir. Süryaniler için kutsal olan -Turabdin- bölgesi içerisindedir bu kilise… Kilisenin arazisi üzerinde birçok yerin tapusu olmamasına rağmen, insanlar buranın vergisini vermeye devam ediyordu. 2008’den sonra bölgede tapulandırma işlemleri başladıktan sonra burada arazi sorunu çıkmaya başladı. Çevre köylülerin şikayet etmesiyle hem orman idaresi hem de hazineyle Mor Gabriel Kilisesi arasında anlaşmazlık ortaya çıktı. Köylüler ve orman idaresinin iddiasına göre, Mor Gabriel’e kayıtlı olan araziler aslında ona ait değildi. Bununla ilgili olarak davalar açıldı. 1936’da kilise bütün bu arazilerin kendisine ait olduğuna dair bir mal beyanında bulundu ve 1937’den günümüze kadar olam zaman diliminde de kendisine ait olduğunu iddia ettiği malların vergisini devlete ödemektedir. Hazine ile ilgili davada mahkeme, Mor Gabriel’in haklı olduğuna dair karar verdi. Ormanla ilgili olan dava Mor Gabriel’in aleyhine karar verildi. Bu konuda Türkiye’de bütün hukuki yollar denendi ve dava AİHM’dedir. Hazine ilgili karar Yargıtay tarafından bozuldu, dava tekrar yerel mahkemeye gönderdi ancak yerel mahkeme kararında direnince dava ile ilgili kararı Hukuk Genel Kurulu’nda görüşüldü. Hukuk Genel Kurulu da Yargıtay’ın kararına uydu. Kararlar neticesinde yüzyıllardır bu topraklarda kardeşçe yaşayan Süryani halkının morali bozulmuş ve ülkelerine olan güvende sarsılmıştır. Türkiye’de davalar bitmiş olabilir ancak Süryanilerin haklarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde arayacağını buradan aktarmak istiyorum.
Süryanilerin devletten eğitim konusunda istedikleri ne?
Ermeni ve Rumların ilkokuldan liseye kadar okulları var ki, bunla Lozan Antlaşması’yla güvence altına alınmıştır. Hukuken Süryaniler de bu haklara sahiptir anca pratiğe baktığınızda Süryaniler bunlardan mahrum bırakılmıştır. Süryanilerin 1928 yılına kadar bir okulu vardı, sonra bu okul kapatılmış.
Peki, bu okul neden kapatılmış?
Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, iddiaya göre Süryaniler, devlete başvurup kendileri bu okulu kapattırmış.
Süryanilerin eğitim konusunda ne gibi talepleri var?
Lozan’da bütün haklarımız açık bir şekilde ifade edilmektedir. Diğer azınlıklara verilen haklar neyse Süryanilere de aynı hakların pratikte uygulanmasını istiyoruz. Dil konusundaki ihtiyaçlarımızı gidermek için fazla bir şansımız yok sadece manastırlarda bu ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyoruz.Lozan’ın ortaya çıkardığı var olan haklarımızı kullanamadığımızdan bizde derin yaralar bırakmıştır. Bu süreçte Süryanilerden kaynaklanan sorunlar da varolmuştur. Çünkü bunlar uzun yıllar ne istediklerini tam olarak belirtmemişler, haklarını aramamışlar.
Süryaniler 1928’den sonra bir okul açmayı düşündü mü? Veya Düşündünüz de bir engelle mi karşılaştınız?
Yok, şu ana kadar öyle bir denememiz olmadı.
Avrupa’daki Süryanilerin Türkiye’den toprak satın alarak ‘Büyük Asurlu Devleti’ kurmak istediği iddiası var. Bu iddia ile ilgili olarak ne diyeceksiniz?
Türkiye’de yaşayan halklar içerisinde bu topraklarda ilk yaşamaya başlayan Süryanilerdi. Yakın bir tarihte Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mardin’de yaptığı açıklamada ‘Biz Süryanileri küstürdük, ne edip bu insanları Türkiye’ye döndürmeliyiz, dedi. Devlet de yaptığı hataların bilincindedir. Anavatanları olan Türkiye’de pozitif yönde düzelmeler olunca Süryaniler ülkelerine dönmeye başladı. İnsanların doğup büyüdüğü topraklarda yeniden yaşamak istemesi bizi mutlu ediyor. Kimsenin böyle iddiaları ortaya atmasının hakkı yoktur. Kimse kimsenin anavatanına olan sevgisini engelleme çabası içerisinde olması kabul edilemez bir durumdur. Süryaniler buralardan göç etmiş ancak gönül bağlarını Türkiye’den koparmamışlardır. Bu insanlara saygı göstermek lazım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak demokratik bir ortamda Kürdü, Türkü, Süryanisi, Ermenisi, Lazı, Çerkezi ve Yezidisiyle birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Hepimiz Türkiyeliyiz. Keşke Avrupa’ya göç eden Süryaniler, Kürtler, Lazlar Türkiye’ye dönebilse…
Bahçeli’nin sözlerine yorum: 5 bin kişi öldürseniz sorun bitecek mi? / Sayfa 2’deSayfa: 1 2