Posts Tagged ‘Oğlu’

Şehit Şiirleri Kısa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Şehitlerle İlgili Kısa Şiirler
Şehitler Hakkında Şiirler
Kısa Şehit Şiirleri



Can Asker

Yollara düşmüş asker
Eline silahını almış,vatan uğruna canını yola koymuş can asker
Ayrılır anasından ocağından
Arkasına dönemez can asker
Sevgilisinden ayrılmıştır zorunludur göreve gidecek can asker
Dudağımda türkün,vatanın evladı
Şapkan bende saygı duyulacak asker
Kucak açmışsın vatana
Seni bekler memleketin can asker
Gözlerin çakmak çakmak bakar
Yakar yüreğimi derinden yaralar can asker
Vatanın seni bekliyor seni istiyor
Atatürk’ün evladı can asker
Yemenim başımda namaz kılarken,gözümden yaş akarken
Seni düşünürüm mehmedim
Seninle gurur duyar,şehit olsan bile yüreğimde yaşayacaksın can asker
Canım benim meleğim
Ulaşayım sana yıldızını takayım
Anan seni bekler,vazgeçme yurdundan
Kanınla besle vatanı can asker

Şiiri Yazan : Gülçin Şahin


Şehit Oğlu Şehit Adım!

Ay yıldızım al üstünde,
Atam ceddim baş üstünde,
Neferlerim iz üstünde,
Şehit oğlu şehit adım!

Allah yolu aynı yoldur,
Sağı solu yine koldur,
Akan yaşlar bana kordur,
Şehit oğlu şehit adım!

Doğu batı, hep bir olduk,
Nerde hain pusu kurduk,
İnlerine çomak soktuk,
Şehit oğlu şehit adım!

Yaramız var, derman vatan,
Bırak sürsün koyun güden,
Pişman olur aciz beden,
Şehit oğlu şehit adım!

Ezeldendir vatan sevgim,
“İman“ dedi `Nur`um benim,
Hak nakşetti ilmiklerim,
Şehit oğlu şehit adım!

Bir öldüm ben bin ölürüm,
Hakikate can sunarım,
Döktüm kanım, al vatanım,
Şehit oğlu şehit adım!

Şiiri Yazan : Kübra Aytürk

ŞEHİTLERİMİZ

Ölüm!ALLAH’ın emri biliriz.
Bu konuda asla!şüpelenmeyiz.
Vatan için,namus için can verdiniz.
Nur içinde yatasınız,KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZ.

Siz yaşıyorsunuz.Ölmediniz.
Hala peşlerinde mehmetçiklerimiz.
Nesilleri tükenecek.Bunu bilesiniz.
Ruhunuz şad olsun,KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZ.

Her zaman vatan sağolsun deriz.
Hiç kimseye bir karış toprak vermeyiz.
Bu vatan sizin, bize emanetiniz.
Nur içinde yatasınız.KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZ.

Hey! siz mehmetçikle baş edemezsiniz.
Ancak kalleşçe,gizlice vurmayı becerirsiniz,
Karşı,karşıya gelin erkekseniz,
Ruhunuz şad olsun.KAHRAMAN ŞEHİTLERİMİZ.

Şiiri Yazan : MARİF NAS

Tevfik Fikret Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Tevfik Fikretin şiirleri
Tevfik Fikret bütün şiirleri

Bana Kimsin Diye Sorma Meleğim

Bana kimsin diye sorma meleğim
Pek güzel dinle de izah edeyim
Nam-ı naçizime `Fikret’ derler
Şi’re de nisbetimi söylerler
Kaldığım varsa da gah ekmeksiz
Kalmadım şimdiye dek mesleksiz
Nur bekler gibi nısf-ı şebde
Bekledim on iki yıl mektebde
Sonra çıktım ne için bilmeyerek
Bu da bir cilve-i baht olsa gerek
Bab-ı Ali’ye müdavimlendim
Ehl-i namus diye mimlendim
Şimdi bir hayli eser sahibiyim
Ahmed İhsan’da musahhih gibiyim
Saye-i lutf-i cihan-banide
Hocayım Mekteb-i Sultani’de…

Balıkçılar

– Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder,
Bugün açız yine; lakin yarın, Ümid ederim,
Sular biraz daha sakinleşir… Ne çare, kader!

– Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim
Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur;
Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta…

– Olur;
Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala;
Ninen baban, iki miskin, biz artık ölmeliyiz…
Cocuk düşündü şikayetli bir nazarla: – Ya biz,
Ya ben nasıl yaşarım siz ölürseniz?

Hala
Dışarda gürleyerek kükremiş bir ordu gibi
Döğerdi sahili binlerce dalgalar asabi.

– Yarın sen ağları gün doğmadan hazırlarsın;
Sakın yedek biraz ip, mantar almadan gitme…
Açınca yelkeni hiç bakma, oynasın varsın;
Kayık çocuk gibidir: Oynuyor mu kaydetme,
Dokunma keyfine; yalnız tetik bulun, zira
Deniz kadın gibidir: Hiç inanmak olmaz ha!

Deniz dışarda uzun sayhalarla bir hırçın
Kadın gürültüsü neşreyliyordu ortalığa.

– Yarın küçük gidecek yalnız, öyle mi, balığa?
– O gitmek istedi; “Sen evde kal!” diyor…
– Ya sakın
O gelmeden ben ölürsem?

Kadın bu son sözle
Düşündü kaldı; balıkçıyla oğlu yan gözle
Soluk dudaklarının ihtizaz-ı hasirine
Bakıp sükut ediyorlardı, başlarında uçan
Kazayı anlatıyorlardı böyle birbirine.
Dışarda fırtına gittikçe pür-gazab, cuşan
Bir ihtilac ile etrafa ra’şeler vererek
Uğulduyordu…

– Yarın yavrucak nasıl gidecek?

şafak sökerken o, yalnız, bir eski tekneciğin
Düğümlü, ekli, çürük ipleriyle uğraşarak
ılerliyordu; deniz aynı şiddetiyle şırak –
şırak döğüp eziyor köhne teknenin şişkin
Siyah kaburgasını… Ah açlık, ah ümid!
Kenarda, bir taşın üstünde bir hayal-i sefid
Eliyle engini guya işaret eyleyerek
Diyordu: “Haydi nasibin o dalgalarda, yürü!”

Yürür zavallı kırık teknecik, yürür; “Yürümek,
Nasibin işte bu! Hala gözün kenarda… Yürü!”
Yürür, fakat suların böyle kahr-ı hiddetine
Nasıl tahammül eder eski, hasta bir tekne?

Deniz ufukta, kadın evde muhtazır… ölüyor:
Kenarda üç gecelik bar-ı intizariyle,
Bütün felaketinin darbe-i hasariyle,
Tehi, kazazede bir tekne karşısında peder
Uzakta bir yeri yumrukla gösterip gülüyor;
Yüzünde giryeli, muzlim, boğuk şikayetler…

Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa için yazdığı şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kanuni Sultan Süleymanın oğlu Şehzade Mustafa için yazdığı şiir

Yapragın döksün ağaçlar bu cihan oldı hazan
Ata oglına kıyar oldı aceb oldı zaman.

Sen Muhibbi olasun sende mahabbet bu mudur
Mustafa gibi ciger-kûşene şefkat bu mudur.

Ol mehün şevkıne eflake atardum külehüm
Şimdi görünmez olupdur kanı ey çarh mehüm..

Volkan Konak Şiirleri-Kuzeyin Oğlu Volkan Konak şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Volkan Konak Şiirleri-Volkan konak martı yüzlü-volkan konağın şiirleri,volkan konak konserlerinde okuduğu şiirler,volkan konak en güzel şiirleri,volkan konak resimli şiirleri

MARTI YÜZLÜ

Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli,
Bir kaptanım çünkü, kağıt gemilerden emekli

Gülemedim ki hiç hasta yatağının başında
Haberi bu yüzden yoktur annemin sol yanağımdaki gamzeden

Komidinin stündeki ilaçların sayıları arttıkça
Kutularından yaptığım gökdelenin uzamasına seviniyorum
Ve bilmezdim
Annemin yaşantısındaki renkliliğin
Yalnızca raflara dizili kavanozların içindeki reçeller olduğunu

Bilerek mi yanına almadın giderken
Başının yastıkta bıraktığı çukuru
Güveniyordum oysa ben sevgimize
Vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar

Beni senin gibi bir de annem terketmişti
Ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur
Sıralanmış saksılar vardı limana bakan penceremizin önünde
Ve çiçekler arkasında ekmek kırıntıları serpen martı yüzlü bir anne

Terasta toplanan kadınlar limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca
Dedikodusunu yapmayı unuturlardı
Tam o saatte sokaktan geçen yazlık sinemadaki biletçi kızın
Annesinin dizlerinin dibinden hiç ayrılmayan uslu bir çocuk gibidir
Limandaki deniz
Ama sokağa çıkıp dalga olmak geçer yüreğinden

Hiç bir bardakta dudak payı bırakmadınız bana
Bir kaşık sesini bile çok gördünüz şekersiz içerek çaylarınızı
İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
Kendi başıma zor sığıyorum bugün
Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?

Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim
Ne de iyileştirebildim bir yaramı
Ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna
Bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna

Büyüklerle ben yapamıyorum
Çocuklar da almıyor beni oyunlarına
Devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim
Açılamıyorum sana

Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen
Sen nasıl sevmezsin eşitliği
Yürürken düşen çoraplarınıaynı hizaya getirmek için
Annen değilmiydi önünde diz çöken

Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp
Harçlığımı atardım
Bu yüzden en çok denizden alacaklıyım…

Sunay Akın