Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Bağımsız Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana’nın görüşmesini değerlendirdi.
Oktay Vural, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ”Meclis’te partiler bir araya gelsin Kürt meselesini çözelim” çağrısını ve Erdoğan’ın Zana ile görüşmesini, ”aynı sudan içmişlerin buluşması” olarak nitelendirdi.
Başbakan Erdoğan’ın, görüşmenin ardından, ”Açıklamaları Leyla Zana yapacak” diyerek, Zana’nın açıklamalarını adeta kabul ettiğini ileri süren Vural, ”Bugün yapılan bu açıklamada da Türkiye’nin çözülmesine yönelik sözde çözümlerin millete hazmettirilmek istendiğini esefle gördük. Televizyonlarda ‘Leyla ile Mecnun’ adlı bir dizi vardı. Kılıçdaroğlu ile Başbakan’ın buluşması bu diziye de konu olmuştu. Ondan önce de Ahmet Türk ile bir araya gelmişti, Ferhat ile Şirin’in buluşması… Bugün de anlaşılan o ki Leyla ile Mecnun’un buluşması… Büyük bir hasret gidermişler herhalde. Sizi buluşturan ne? ‘Analar ağlamasın’ sosuyla yaptığınız bölücülük reçetesini bu millete hazmettirmek istiyorsunuz” diye konuştu.
Zana’nın, görüşmeye ilişkin bugün yaptığı açıklamaları değerlendiren Vural, şöyle devam etti:
”Sayın Başbakan ile Zana’nın buluşması sonucunda ne çıkmış: Oslo’daki müzakereler devam etsin. Uzlaştıkları noktalara bakın. Yani ‘bu protokolleri hayata geçirelim’ anlamı taşıyor. Terör örgütü ile yapılan kirli ve pis pazarlıkları meşrulaştırmanın aracı olarak sunuluyor. Sonra, ‘büyük buluşma’ diye bu millete hazmettirilmek isteniyor.
Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü Oslo’da pazarlık konusu yapılırken, PKK’nın milis gücü kurması, sözde Kürdistan diye özerk bölgenin oluşması, Anayasa’dan ‘Türk Milleti’ lafının çıkarılması gibi hususlar protokole bağlanmış, ‘Bu protokolleri hayata geçirin’ diye konuşmuşlar. Meğer Oslo’nun devamı bu görüşmeler.
PKK terör örgütünün nasıl katliam yaptığını bütün millet görürken, PKK terör örgütünü adeta Kürtlerin temsilcisiymiş gibi gösteren bir zihniyetle Başbakan’ın bir araya gelmesi, Türkiye’nin nasıl bir çözülmeye götürülmek istendiğini ortaya koymaktadır.
Yetmiyor, diyor ki ‘Devlet özür dilemeli.’ Özür dilemesi gereken, PKK’yı Kürtlerin temsilcisiymiş gibi gösteren zihniyettir, PKK’yı sorun olarak görmeyip de Kürt kökenli insanları sorun olarak görenlerdir, polisimize, askerimize kurşun sıkanlardır. Doğu ve Güneydoğu’daki insanları öldürenler, bugün kalkmış karşımıza, ‘devletin özür dilemesini’ istiyor. Asıl siz özür dileyin bu milletten.
Pazarlıklara bakın, ‘Öcalan’ı ev hapsine alın…’ , Leyla ile Mecnun’un hangi eksende buluştuğunu gösteren bir tablo. Bu milleti birbirinden ayırmak isteyen bir proje. PKK’yı meşrulaştırmak, PKK’ya af, Öcalan’a siyaset yolunu açmak isteyen bir yol haritası üzerinde çalışıldığını ortaya koyuyor.”
Zana’nın açıklamasındaki anadilde eğitim talebi konusuna da değinen Vural, ”Bu ülkede ana dilde eğitim yapmak Doğu ve Güneydoğu’daki insanları yerelleştirmek, millet yapısından koparmak demektir” dedi.
”AK Parti’ye oy verenleri rencide etti”
Oktay Vural, ‘Türkiye halkları” diyerek, Türk milleti milli kimliğini ortadan kaldırmak isteyen Leyla Zana’nın, Başbakan Erdoğan ile görüşmesinin, her şeyden önce AK Parti’ye oy verenleri rencide ettiğini ileri sürdü.
Görüşmenin çözüm amacı değil Türkiye’nin çözülmesi ve bölücü zihniyetlerin meşrulaştırma amacını taşıdığını iddia eden Vural, ”Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ının makamının ve sıfatının böyle bir meşrulaştırma aracı olarak kullanılmasını kınıyorum” dedi.
Vural sözlerine şöyle devam etti:
”Ne diyor, ‘PKK’yı muhatap al, Oslo’da imzaladığımız protokolleri hayata geçir’ diyor. Başka? ‘Öcalan ev hapsine gelsin.’ Bu milletin en önemli problemi PKK’dır ve PKK’yı meşrulaştırmak isteyen bu gibi zihniyetlerdir.
Terör örgütünün amaçlarını meşrulaştırması ve onu siyasallaştırması, İmralı canisinin ev hapsine alınması konusu eğer Başbakan ile görüşülebiliyorsa, herkesin düşünmesi gereken bir nokta var, Türkiye’yi nereye götürmek istiyorlar?
Seçmeli Kürtçe dersi, aslında anadilde eğitimin bir basamağı olacağı tablosu ortaya çıkmıştır. Bu kirli ve pis pazarlıkların tek amacı, Türk milletinin çözülme projesidir. Sayın Başbakan, bu devlet ve millet yöneticilere emanettir. Emanete ihanet etmemek lazım. Elinizde devletin imkanları var. Terör örgütü 2002 yılında nasıl sıfırlandıysa, bunu sıfırlandıracak imkan ve güç sizin elinizde vardır. Bu gücünüzü kullanın.
Kan üzerinden Meclis’teki koltuklarda oturanların projeleri ve onlarla yapılan görüşmelerin, Türkiye’yi bir çözülmeye doğru götüreceğini görün. Gittiğiniz yol, yol değildir. Kanını ve canını veren, çocuklarını bu ülke için şehit veren gazi olan insanlarımızın koruduğu milli ve manevi değerler vardır. Bu değerlerin içini boşaltarak, şehit veren anaları daha fazla ağlatmış olursunuz. İmralı’nın, Kandil’in etekleri altında siyaset yapanların Türkiye’ye bir çözüm planı dayatmasına karşı, Başbakan olarak, bu milletin ve devletin yanında olamalısınız.”
”Ev hapsinin basamakları oluşturuluyor”
TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden ”3. yargı paketi” tasarısına değinen Vural, ”AKP ile BDP’nin, PKK’nın arzu ve istekleri doğrultusunda, İmralı canisinin yeniden yargılanmasına yönelik bir önerge üzerinde çalıştığını ifade etmek istiyorum. Maalesef AKP, kendisine oy veren insanların ruhunu değil, dışarıdan dayatılan bir takım projelerin yerine getirilmesi için çalışıyor” dedi.
Tasarıda, terör örgütü propagandası yapmak suçunun af kapsamına alınmak istendiğini belirten Vural, terör örgütü PKK’nın yol haritası çerçevesinde bir takım adımlar atıldığını ileri sürdü. Oktay Vural, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanması yolunun açılmasının, ev hapsi ile ilgili sürecin basamaklarının oluşturulması anlamına geleceğini savundu.