Facebook 2007 yılında büyük bir tasarım değişikliğine gitmeden önce, orijinal anasayfada bir adamın yüzü hemen dikkat çekiyordu. Facebook adamı (Facebook Guy) olarak ünlenen bu gizemli adamın kim olduğu yıllarca gizemini korudu. David Kirkpatrick, The Facebook Effect isimli kitabında, bu resmin, manipüle edilmiş bir Al Pacino resmi olduğunu ilk kez açıkladı. Resim, Mack Zuckerberg’in bir okul arkadaşı tarafından hazırlanmıştı.
Facebook’un iptal edilen özelliği Facebook’un ilk zamanlardaki özelliklerinden biri de dosya paylaşımıydı. Arkadaşlar arasında dosya paylaşmak için Wirehog isimli bir dosya paylaşım servisine sahip olan site, bu özelliği, 2006 yılında, telif kaygıları nedeniyle iptal etti. Oysa Wirehog, 2004 yılında hayata geçirilirken, kalıcı bir özellik olması planlanmıştı.
Facebook’a giren ilk dev şirketler Facebook ilk olarak okul arkadaşlarını birbirine bağlamak için kurulsa da, daha sonra dev şirketler için de bir iletişim platformuna dönüştü. Facebook’u kullanan ilk devler arasında Apple ve Microsoft yer alıyordu. EA, Amazon, Pepsi, PricewaterhouseCoopers gibi devler de, Apple ve Microsoft’u takip etti.
Poke kelimesinin anlamı Her ne kadar ülkemizde “Dürtme” olarak çevrilse de, Facebook’un “Poke” seçeneği yıllardır gizemini koruyor. Bu düğmenin ne işe yaradığı biliniyor ama Poke kelimesinin tam olarak ne anlama geldiğini bilen yok, çünkü Facebook, sorulan yüzlerce soruya rağmen bu konuda açıklama yapmıyor. Hatta Zuckerberg, yaptığı bir açıklamada “Eğlenceli olduğu için bu seçeneği koyduk, kullanmanıza bakın ama Poke kelimesinin tam anlamı hakkında bizden bir açıklama alamayacaksınız” demişti.
Facebook’ta ortalama arkadaş sayısı Sizin Facebook’ta kaç arkadaşınız olduğunu bilmiyoruz ama tüm kullanıcıların ortalaması, kişi başına 135 arkadaşa denk geliyor. Bunun yanında, sadece bir ayda Facebook’ta geçirilen toplam sürenin yaklaşık 500 milyar dakika olduğu tahmin ediliyor.
Yemekte ne var?
Facebook çalışanları, her gün 3 öğün yemek ve içecek hakkına sahip. Çalışanlar, günün menüsünde ne olduğunu öğrenmek için yerlerinden kalkmadan, hatta profillerinden çıkmadan öğrenebiliyor; çünkü bunun için bir uygulama var. Lunchtime isimli bu küçük Facebook uygulaması, profil sayfasında yeni bir sekme açıyor ve menüyü ekrana getiriyor.
Zuckerberg’in mezuniyet yalanı Marc Zuckerberg, kendi profilinde Harvard mezunu olduğunu yazmış. Ama Zuckerberg, mezun olamadan üniversiteyi terk etmiş ve Facebook üzerinde yoğunlaşmış. Kendisine bu konuda sorulan bir soruya ise şu şekilde yanıt veriyor: “Okulu yarım bırakanlar için bir seçeneğimiz yok; bu yüzden öyle yazdım.”
Daha dün annemizin Kollarında yaşarken, Çiçekli bahçemizin Yollarında koşarken.
Şimdi okullu olduk, Sınıfları doldurduk. Sevinçliyiz hepimiz, Yaşasın okulumuz !
Okul yurt güneşidir. Bize bilgiler saçar. Annemizin eşidir, Severek kucak açar.
Okul insanlık yolu, Her yanı şeref dolu. Sevinçliyiz hepimiz, Yaşasın okulumuz ! İLKÖĞRETİM HAFTASI
Okulları açıyor, Bize neşe saçıyor, Hafta sonu kaçıyor, İlköğretim Haftası.
Yaşın yediyse tamam, Okul çağın gelmiş tam, Bize en büyük bayram, İlköğretim Haftası.
Çocuklar seni ister, Bilgi yolunu göster, Bütün yurda ışık ver, İlköğretim Haftası.
Fahrünissa ELMALI
SINIFTA
Sınıf kendi evimiz, Tertemiz tutmalıyız. Çamurlanmasın yerler, Sonra bize ne derler. Açık kalsın pencere, Kağıt atmayın yere, Ya öğretmen girerse, Ne ayıp size derse ? Tahtayı kirletmeyin, Duvarı pisletmeyin, Herkes bizi kıskansın, Üçüncü sınıf sansın. Çocuklar uslu durun, Rahat rahat oturun, Kimse sevmez haşarı Kavgacı çocukları!…
İlhami Bekir TEZ
OKULUMUZ
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası.
Güzel kitaplar burada, Bir çok arkadaş burada, İnsan nasıl sevinmez, Böyle yerde okur da ?
Senin çatın altında Girmez kötü duygular, Bilgi giren yerlerde Kalmaz artık kaygılar.
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul Neşe, bilgi yuvası !
İnsan 5 yaşına gelmeden anlıyor; açlığın öldürdüğünü, soğuğun dondurduğunu, ateşin yaktığını… Sevgisizliğin insanın canını acıttığını… Duyguları, nesneleri, kişileri, çevresini tanıyor. Her şey ona çok büyük görünüyor: Ev, masa, anne, baba… 10´una gelmeden oyunla, sayılarla, harflerle tanışıyor. Azgın bir iştahla öğreniyor. Kız ya da erkek olduğunu fark ediyor. Dünyanın evde, okulda kendisine anlatılandan da büyük olduğunun ayırdına varıyor. 15´inde, tam da en çok kendini sevdireceği çağda, sivilcelenen yüzünden, değişen bedeninden utanırken aşkı keşfediyor. Dış dünya kadar iç dünyanın da büyük salonları ve kendisinin bile bilmediği odaları olduğunu, açıldıkça o odalardan devasa bahçelere çıkıldığını hissediyor, büyüleniyor. Şarkıların içinde sevdalar gezdirdiğini, şiirin her türden hasreti dindirdiğini anlıyor. Aşk acısını öğreniyor. Yine de seviyor; ille seviyor, inadına seviyor. 20´sinde putlarını yıkıyor, başkaldırıyor, kanatlanıyor. Her şey ona küçük görünüyor: Ev, masa, anne, baba… “Dünya küçükmüş; büyük olan benim” efelenmeleri başlıyor. Lakin dünya bunu bilmiyor. 25´inde ayaklar biraz yere değiyor. Okul bitiyor, iş telaşı başlıyor. Sınıfta öğrenilenlerin akı, sokaktaki gerçeklerin karasına çarpıp grileşiyor. Yolu hızlı gelenler çabuk yorularak, sevdiğini bulanlarsa kalbinden vurularak evleniyor genelde… 5 yıl önce uzak bir ülke olan “istikbal”, daha yakına geliyor. “Bir denizde yangın çıkarma” hayali erteleniyor. “Dünya zor”laşıyor.30´unda muhasebeye başlıyor insan: “Dünya hâlâ beni tanımadı, üstelik galiba ben de dünyayı tam tanımıyorum” dönemi… Mevcut bilgilerin sorgu yeri… Kuşkunun beyliği…Tehlikeli yaşlar: “Bunun nesine hayran oldum ki ben” pişmanlıkları, “Hakkımı yediler” sızlanmaları, sırta saplanan hançerler, çelmeler, dost kazıkları, ağır ağır olgunlaştırıyor insanı… 35, yolun yarısı… Hiç okul asmadan, evden kaçmadan, bir terasta sevdiğiyle öpüşüp bir çadırda uyanmadan 20´sine gelenler için gecikmiş telafi çağları… Daha önce hiç yüz verilmemiş ana-babaların sözüne yeniden kulak kabartılan yaşlar… Olgunluğun karasuları… 40´ında eski kotlar dar gelmeye, saçlara ak düşmeye, aile büyükleri yaşlanıp ölmeye başladığında bocalıyor insan… Panik, kadınları kuaföre sürüklüyor, erkekleri araba galerilerine; ve ikisini birden yeni sevda hayallerine… Yiten gençliğe, boyalı saçlarla, içe çekilen karınlarla, kırmızı arabalarla çare aranıyor. 45´inde “istikbal” denilen o uzak ülkenin toprağına ayak basıyor insan… Hem ölüm yarınmış gibi, hem hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamasını öğreniyor. Eski dostlar, hatıralar kıymete biniyor. Didişmenin yerini sükûnet, böbürlenmenin yerini nedamet, kinin yerini merhamet alıyor. “Keşke”ler “iyi ki”lerle, hırslar hazlarla yer değiştiriyor. Bu dünyayı silkelemekten, daha iyi bir dünya için kavga vermekten vazgeçmeseniz de, öbür dünya umuduna da kulak kabartıyorsunuz, ara sıra… Genellenemez tabii; bunlar benim yaşlarım. Sonrasını bilmiyorum henüz; öğrendikçe yazarım.
Okuma bayramı Okuma bayramı İle İlgili Şiirler Okuma Bayramı hakkında Şiirler Okuma bayramıyla İlgili Şiir
OKUMAYI ÖĞRENDİM ATATÜRK
Sınıfta en güzel yer Senin köşen Atatürk. Kalbimde en güzel yer Senin yerin Atatürk.
İlk yazıyı öğrendim Seni yazdım Atatürk. Okumayı öğrendim Sevindin mi Atatürk?
OKUMA BAYRAMI
Annem sabah uyandırdı Hani bugün bayram vardı?
Bir sevinçle koşuverdim, Koca yolu aşıverdim.
Hazır sınıf, hazır masa, Okumayan etsin tasa.
Kitap nedir bilemezdim, Daha önce sevemezdim.
Okumayı bilmeyince, Sanki günler birer gece.
Bugün bizim bayramımız, Okuyoruz, yazıyoruz.
Ne güzelmiş okuması, Her kitapla eş olması.
Çalışarak öğreniriz, Her güçlüğü yeneriz biz.
OKUYALIM KARDEŞİM
Okumak geleceğin Yolunu aydınlatır. Okumak insanlara Tüm dünyayı tanıtır.
Bizlere okumaktan Daha yararlı ne var? Bilgili olmak için Okuyalım çocuklar.
VEFA ÇAĞAN
SEVGİLİ ÖĞRETMENİM
Geçen yıl bilmiyordum. Ne okuma ne yazma. Sönmez ışıklar tutan, Siz oldunuz yoluma.
Bir yıl içinde bana, Çok bilgiler verdiniz. Anne sevgisi gibi içimdedir sevginiz.
VEFA ÇAĞAN
Okuma Bayramı Ne okumak, ne yazmak, Bilmiyordum evvelce. Kelimeleri bırak, Yazamazdım A.B.C.
Bütün harfler yüzüme, Alay eder bakardı. Eğri büğrü çizgiler Çok canımı sıkardı.
Bir gün dedim içimden. Alay edin bakalım! Görürsünüz siz beni, Nasıl okur yazarım!
İ.Hakkı TALAS
HOŞ GELDİN
Hoş geldin güzel annem Hoş geldin güzel babam En mutlu gün bugün Okuyup yazdığım gün Dün kitaplar yüzüme Alay edip bakardı Harfler eğlenir bizle Dudak büküp kaçardı Bugün hepsi arkadaş Okuma kitaplarım En hakiki birer dost Sevgili arkadaşlarım
Ziller çalar düş yola Koşuşuyor çocuklar Herkes gider okula Cıvıl cıvıl çocuklar
Çocuk sever ilgiyi Hemen alır bilgiyi İster kalem silgiyi Cıvıl cıvıl çocuklar
Kardeş gibi olunca Sınıflara dolunca Arar bilgi bulunca Cıvıl cıvıl çocuklar
Okur, yazar çizerler Soruları çözerler Güzel güzel gezerler Cıvıl cıvıl çocuklar
Gülücükler yüzünde Sevgi parlar gözünde Çok samimi sözünde Cıvıl cıvıl çocuklar
Muallim Ayhan Bingöl
OKULUMUZ
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası.
Güzel kitaplar burada, Bir çok arkadaş burada, İnsan nasıl sevinmez, Böyle yerde okur da ?
Senin çatın altında Girmez kötü duygular, Bilgi giren yerlerde Kalmaz artık kaygılar.
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul Neşe, bilgi yuvası !
ilköğretim haftası şiirler,ilköğretim haftası şiirleri kısa,ilköğretim haftası şiirleri uzun,ilköğretim şiirleri
OKULUMUZ ŞİİRİ
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası.
Güzel kitaplar burada, Bir çok arkadaş burada, İnsan nasıl sevinmez, Böyle yerde okur da ?
Senin çatın altına Girmez kötü duygular, Bilgi giren yerlerde Kalmaz artık kaygılar.
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul Neşe, bilgi yuvası
Atatürk Gülümsedi
Atatürk gülümsedi öğretmenim Siz sınıfa girince Dağıldı kara bulutlar Açıldı gonca
Baktı ki okul yenidir Siz yenisiniz düşünceler yeni Atatürk gülümsedi öğretmenim Saklayamadı sevincini
Baktı ki gençsiniz bilgili Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince Atatürk gülümsedi öğretmenim Sevindi onca
Baktı ki karışmış aramıza Çiziyorsunuz yolu Atatürk gülümsedi öğretmenim Gözleri dolu dolu
Anlaşılan bütün yaz Atatürk gözünü kırpmamış Çünkü boşmuş sıralar Çünkü harf okunmamış
Kapkara bulutlar inmiş Işıklı gözlerine Bora gibi fırtına gibi Atatürk’üm Sanırım yönelmiş bilgisizliğe
Ama baktı ki gün doğmuş Bir koşu varmışız okula Özlemle açılmış kitaplar Bir iştah kızda oğlanda
Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz Bütün bakışlar sizde Günaydın demiş derse başlıyorsunuz Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde
Baktı ki Türkiyesi Türkiyemiz Aydın ufuklara yürüyor hızla Atatürk gülümsedi öğretmenim Övünüyor bizimle
Dağıldı kara bulutlar Biz sınıfa girince Atatürk gülümsedi öğretmenim Kürsüde kendini görünce.
İLKÖĞRETİM HAFTASI
Hani oyun oynardım geçen yıl sokaklarda. Şimdi okullu oldum, karşımda kara tahta. Öğretmenim anlattı, okumak çok güzelmiş. Bu sayede bu millet, tarihini öğrenmiş.
İlk günden ben ant içtim, çalışıp başarmaya. Küçüğümü severek büyüğümü saymaya. Türk’üm dedim, sonunda, gururla bağırarak Sanki uçtum o anda ne güzelmiş okumak.
Babam da söylüyordu, heyecan duymamıştım. Okulun verdiği şevk evden daha yüceymiş. Şimdi titredi tenim, kendimle barışığım. Arkadaşlar, ben şimdi okumaya aşığım.
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burada, Bir çok arkadaş burada, İnsan nasıl sevinmez, Böyle yerde okur da ? Senin çatın altında Girmez kötü duygular, Bilgi giren yerlerde Kalmaz artık kaygılar. Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul Neşe, bilgi yuvası !
Rakım ÇALAPALA
İLKÖĞRETİM HAFTASI
Yüzyıllarca susadık, Okumaya yazmaya Bütün dünya koşarken, Biz kalmışız pek yaya. Köylerimiz okulsuz, Şehirler okulsuzmuş. Anadolu bakımsız, Anavatan yolsuzmuş. Atatürk bir gün çıkıp, Milleti kurtarmasa, Yüzyıllar aynı gider, Biter miydi bu tasa ? Büyük bir ulus için, Geri kalmak ne acı… İlköğretim Haftası, Bir savaş başlangıcı.
İ.Hakkı TALAS
SINIFTA
Sınıf kendi evimiz, Tertemiz tutmalıyız. Çamurlanmasın yerler, Sonra bize ne derler. Açık kalsın pencere, Kağıt atmayın yere, Ya öğretmen girerse, Ne ayıp size derse ? Tahtayı kirletmeyin, Duvarı pisletmeyin, Herkes bizi kıskansın, Üçüncü sınıf sansın. Çocuklar uslu durun, Rahat rahat oturun, Kimse sevmez haşarı Kavgacı çocukları!…
Okullar 13 Haziran da tatil olacak mı, edilecek mi
Milli Eğitim Bakanlığı, 12 Haziran Pazar günü yapılacak milletvekili genel seçimlerinin ardından 13 Haziran Pazartesi gününün, resmi- özel ilköğretim ve ortaöğretim kurumları ile yaygın eğitim kurumlarında bir gün süreyle tatil edildiğini bildirdi.
MEB’den yapılan açıklamada Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun ”Genel Seçimler” konulu bir genelge yayımladığı belirtildi.
Genelgede, 12 Haziran Pazar günü yapılacak 24. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde oy verme işlemlerinin genellikle Bakanlığa bağlı okul ve kurumlarda gerçekleştirileceğini ifade eden Çubukçu, öğretmenlerin büyük bir bölümünün de sandık kurullarında görev alacağını kaydetti.
Çubukçu, genelgede şunları kaydetti:
”Bazı bölgelerde sayım işlemlerinin gece geç vakitlere kadar uzayabileceği dikkate alınarak okul ve kurumların temizlenip düzenlenerek yeniden eğitim ve öğretime hazır hale getirilebilmesi, sandık kurullarında görev alan öğretmenlerin zamanında ve etkin olarak eğitim ve öğretimi sürdürebilmeleri amacıyla her derece ve türdeki resmi ve özel ilk ve ortaöğretim ile yaygın eğitim kurumları 13 Haziran 2011 Pazartesi günü bir gün süreyle tatil edilmiştir.”