ürkütücü Sözler Fahişeleri öldürmek bende saplantı olmuştu. Kendimi durduramıyordum,Uyuşturucu gibiydi. Peter Sutcliffe
Ben sadece sokakları temizliyordum. Peter Sutcliffe
insanlar kurtçuklara benzer. Küçük, kör ve değersiz. David Smith
Bana göre bir ceset, canlı bir bedenin taşıyamayacağı bir güzellik ve saygınlık taşır. John Christie
ölümlere sebep olan rüyalar üretiyordum, benim suçum buydu. Dennis Nilsen
insanların dikkatini çekecek ve dünyayı ayağa kaldıracak bir suç işlemek istiyordum. Susan Atkins
Ben kimseyi öldürmedim, kimseyi öldürtmedim, bıçaklarıyla üzerinize gelen çocuklar, onlar sizin çocuklarınız, onlara ben öğretmedim. Siz öğrettiniz. Charles Manson
Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz.Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz.Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz. Charles Manson
Bana kadın düşmanı olarak hitap etmeniz beni derinden yaralıyor.Değilim, ben bir canavarım. Ben Sam’ın oğluyum. Ben küçük yaramaz bir çocuğum. David Berkowitz
Onları incitmek istemedim. Onları sadece öldürmek istedim. David Berkowitz
Ben hasta bir insanım bunu biliyorum. Normal biri benim yaptıklarımı nasıl yapabilir? Sanki içimde başka biri var gibiydi. Albert de Salvo
Fahişeleri öldürmek istemedim, fahişeleri severim. Albert de Salvo
Belki bir parça tuhafım. George Joseph Smith
Bir palyaço bile katil olabilir. John Wayne Gacy
Disneyland’da görüşürüz. John Wayne Gacy
Her insanın kendi zevkleri vardır. Benimkide cesetler. Henry Blot
20 kişiyi öldürdüm. Kanı severim. Richard Ramirez
Zamanımı gerçekten boşa harcadım. Jeffrey Dahmer
Acele et. Sen etrafta ahmakça dolaşırken, ben bir düzine adamı asardım. Carl Panzram
Yaşayan bedenindeki soluğu hissediyorsun. Onların gözlerine bakıyorsun. Bu pozisyondaki insan tanrıdır Ted Bundy
Yaşama ve ölüme hükmetmek istiyorum. Ted Bundy
Bir insanın ölüm ve yaş – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime – Yasak, KeLime karar verebilme gücünden daha büyük ne olabilir ki? Ted Bundy
Ben şimdiye kadar karşılaştığınız en soğukkanlı katilim. Ted Bundy Bazen kendimi vampir gibi hissediyorum. Ted Bundy
Biz seri katiller sizin oğlunuzuz ve sizin kocanızız biz her yerdeyiz. Ve gelecekte daha çok çocuğunuz ölmüş olacak. Ted Bundy
Sokakta yürüyen güzel bir kız gördüğünde ne düşünürsün? Bir tarafım onunla flört etmeyi, onunla iyi vakit geçirmeyi, diğer tarafım ise kazığa geçirilmiş kafasının nasıl duracağını düşünür demişler
“Şimdi değilse ne zaman?”, “Böyle olacağını tahmin edemezdi”, “Göreceksin…”, “Bazen olur öyle” gibi mesajların ne olduğunu kimse anlamaz. Kendi kendine mırıldanır gibi mesajlar yazan bir Facebook modelidir, zararsızdır. Gizemliden ziyade manasız mesajlar yazar.
Spamci Devamlı yeni bir Facebook uygulaması bulup listesindeki herkesi çağırır. Sizi türlü yardıma, sayfaya, gruba ve oyuna çağırıp durur ve “Cheap Viagra” e-postaları kadar spam’cidir. Kötü niyetli değildir ama canı sıkılmıştır.
Quizci Kronik davetkar semptomları da gösterebilen, canı sıkılmış bir başka Facebook gezginidir. Bu can sıkıntısını iyi kötü ayırt etmeden bütün testleri çözmekle geçirir. Aynı zamanda kronik davetkarsa size bütün bu quizleri yollayarak “büyük bir iyilik” yapar.
Zombi “Sabah uyandım”, “Dişlerimi fırçaladım”, “Kahvaltıda yağda yumurta yedim”, “İşten sıkıldım”, “Trafikte sıkıştım”… Ne kadar ilginç mesajlar değil mi? İnsanın gününe renk katıyor böyle şeyler! Karşınızda ne kadar hayatla ve düşünceyle dolu bir insan var artık anlayın.
Pazarlamacı İnsanın başarılarını sevdikleriyle paylaşması güzel bir şey olabilir ama devamlı, devamlı ve devamlı yaptığınız işlerin ne kadar süper olduğundan bahsedenler insanların canını sıkar. Blog’undaki her yazıya bir bağlantı veren, çektiği her fotoğrafı yükleyen, yaptığı tabloyu koyan, sınav notlarını veya iş yerinin yaptığı her kampanyayı Facebook’a koyanlar ve bunu iflah olmaz. Facebook yeteneklerinizi tanıtmak ve pazarlamak için iyi bir yer olabilir ama kimse sadece reklamları izlemek istemez.
Arşivci Sıradan bir Facebook kullanıcısının 100, bilemedin 200 arkadaşı vardır. Ama sosyal kelebeklerin arkadaş sayısı 1000’e kadar çıkabilir. Allah aşkına kim bu kadar insanı tanıyabilir? Ne derece tanıyabilir? Hayatta konuşmayacağı insanları ekleyenler bu kalabalığın içinden hiç kimseyi hatırlamadan boş kalabalık oluşturuyorlar. Hiç konuşmayacaksan niye ekliyorsun?
Haberci “Michael Jackson öldü!!! Bunu ilk benden duydunuz, ben söyledim! Herkes benden duydu! Ben ilkim! Herkese ben haber verdim!” Ne kadar sinir bozucu değil mi? Sanki milyonlarca insanla birlikte haberi televizyonda görmemiş gibi… Bu model sinir bozucu olmanın ötesinde zararlı da oluyor. Yalan yanlış haberler saçarak insanları yanlış yönlendirebiliyor. Daha da kötüsü bir kez yalan haberi belleyenlerin, bu yanlışta diretmeleri.
Patavatsız “Falanca eczaneye basur kremi almaya gitti” türünden mesajlar yazabilen patavatsızlar ne var ne yoksa sayıp döker, insanları rezil ederler. “Filanca geçen falancayla öpüşüyordu” der, ilişkileri parçalar. Dedikoducudur ama art niyetliden ziyade boş gevezedir. İlginç olsun diye kimseyi ilgilendirmeyen iğrenç detaylar anlatabilir.
Türkçe özürlü “Nbr şkrm?” Bu ilk örnek, SMS yazıp durmaktan sesli harfleri yutacak şekilde evrimleşmiştir. Bir başka alt model senelerdir klavye kullanmayı öğrenememiştir veya çok iri parmaklara sahiptir “Abi mne zamna yola ıçkıcas?” Yazım yanlışları bir miktara kadar doğaldır ama kasıtlı olarak “shey bak ne dichem” tarzı konuşanlar… onlar başka bir dünyanın insanı.
İlgi hastası “Bugün çok hastayım”, “Bir gün daha bitti oh be”, “İyi haberlere ihtiyacım var” türü mesajları zaman zaman herkes yazar. Ancak birileri her gün bu tarz mesajlar yazıyorsa ortada bir sorun var demektir. Sempati avcıları gerçekten sorunludur ama yazdıkları sebeplerden değil. Devamlı ilgi ve alaka çekmeye çalışırlar, çocuk gibidirler.
Sessiz takipçi İlgi hastasının zıttı karakterde bir karakter. Ses çıkarmazlar, yazı yazmazlar, durum güncellemezler, fotoğraf yüklemezler. Bununla birlikte herkesi takip ederler. Nereden mi anlarsınız? Denk gelir ve bir gün konuşurken daha önce yazdığınız bir yazıyla veya yayınladığını fotoğrafla ilgili bir yorum gelir. Sessizce takip ederler, bu sessizlik ürkütücüdür…
Paparazzi Facebook’ta çekildiğinin farkında bile olmadığınız fotoğraflara rastladıysanız, bu modeli de anlarsınız. Bir partide sarhoş hallerinizi çekip, sizi etiketlemeden yayınlayabilir. Siz fark etmeseniz de paparazzi her yerde, her şeyi çekmektedir. Bu modelin bir alt kolu da yüzlerce fotoğrafınızı yükleyip sizi etiketler. E-postayla uyarıyı kapatmadıysanız sizi uzun bir temizlik bekliyor demektir.
Sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta 7 maddeye dikkat edin.. !
Dünyanın en büyük sosyalleşme platformu olan Facebook’da aşağıdaki 7 noktaya dikkat etmezseniz Facebook size Cehennem olabilir..
1- Basit şifre kullanmayın: Basit şifrelerden bir sözlük kullanarak kurtulabilirsiniz. Hatta şifrenin sonunda yani harflerin arkasından bir rakam kullanmak da faydalı olabilir. Tüm bunlara bir de büyük ve küçük harfleri karışık kullanarak şifrenizi oluşturmayı eklerseniz şifre kırma olaylarından bir adım daha uzaklaşırsınız. Yüksek güvenlikli denebilecek bir şifre en azından 8 karakterli olmalı. Rakamları bir kelimenin ortasına yerleştirmek de iyi bir seçenek olabilir. İşte size güzel bir şifre örneği: TeL28efON
2- Doğum tarihinizi gün, ay ve yıl olarak profilinizde paylaşmayın: Eğer paylaşırsanız kimlik hırsızları için çok güzel bir av haline gelirsiniz. Hakkınızda biraz daha fazla bilgi sahibi olan bir kimlik hırsızının banka hesabınızı bile ele geçirme ihtimali artar. Eğer profilinizde tam doğum tarihiniz varsa, hemen profil sayfanıza gidiyorsunuz, Info (Bilgiler) sekmesini tıklıyorsunuz. Sağ üstteki Edit Information’ı (Bilgileri Düzenle) tıklıyorsunuz. Eğer sadece arkadaşlarınız doğum gününüz hakkında bilgi sahibi olsun istiyorsanız, sadece gün (day) ve ay (month) seçeneklerini işaretliyorsunuz.
3- Kullanışlı Gizlilik Ayarları’nı görmezden gelmeyin: Facebook’un kullanıcı bilgilerinde gizlilik konusunda çok hassas olup olmadığı tartışılır. Fakat adamlar sonuçta Hesap (Account) bölümüne gizliliği kişisel hale getirmek için çok güzel bir özellik de koymuş. Arkadaşlarınızla bile sadece belirli bilgilerinizi paylaşabilir, fotoğraflarınızı bile görmemesini sağlayabilirsiniz. Bunu sadece belirli arkadaşlarınız için de yapabilirsiniz. Sonuçta arkadaş listenizdeki herkesle aynı tanışıklık derecesine sahip değilsiniz. Kimi sadece iş bağlantısı olarak listenizde duruyorsa, o zaman özel fotoğraflarınızı da görmesi çok da gerekli değil. Hele hele telefon numaranızı buralarda paylaşmak… Aklınızdan bile geçirmeyin. Ne kadar özel hayat, o kadar güzel Facebook!
4- Çocuk sapıklarına karşı önleminizi alın, sakın çocuğunuzu ‘tag’lemeyin: Bir fotoğrafta eğer çocuğunuz da varsa, kesinlikle adını ‘tag’lemeyin. Eğer başka birisi bunu yapmışsa, hemen girip Remove Tag (Tag’i sil) seçeneğinden silin. Eğer çocuğunuz Facebook’ta yoksa ve birisi onun ismini ‘tag’lemişse, o kişiye silmesini söyleyin.
5- Evde olmadığınızı kesinlikle durum bildirimlerinizde veya herhangi bir bölümde paylaşmayın: Bunun evinizin kapısına “Sayın hırsız, biz evde yokuz, rahat olun” demekten hiçbir farkı yok. Arkadaşlarınızla tatilde olduğunuz veya tatilde yaşadıklarınızı paylaşmak için dönüşe kadar sabredin ki eve döndüğünüzde ilk iş olarak polisi aramak zorunda kalmayasınız.
6- Facebook aramalarında birazcık da hayalet olun: İsterseniz Facebook aramalarında hiç kimseye görünmeyebilirsiniz. Hatta bunu istemekte büyük de fayda var. Bunun için Facebook Gizlilik Ayarları bölümünde “Arama” (Search) bölümünü açın. Facebook arama sonuçları bölümüne “sadece arkadaşlarım” tercihini aktif edin. Kesinlikle “Herkese açık arama sonuçları” bölümünün işaretli olmadığından emin olun. Yoksa sırf güzel bir fotoğrafınız yüzünden arkadaşlık teklifi bombardımanına hazır olun. Sonuçta Facebook bu, otu da kullanıyor, bir hoşu da…
7- 13 yaşın altındaki aile üyelerinize Facebook kullanma izni vermeyin, veriyorsanız da kontrol sizde olsun: Facebook prensip olarak 13 yaşın altında olanlara Facebook’u kullanma izni vermiyor. Fakat bugünlerde bu yaşın altındaki birçok çocuk Facebook kullanıyor. Eğer 13 yaşın altında olan bir aile üyeniz varsa ve arkadaşlarıyla iletişim kurmak için Facebook kullanmak istiyorsa, o zaman bütün bağlantı bilgilerine (en önemlisi e-mail adresi) kendi bilgilerinizi yazmak faydalı olacaktır. Böylece Facebook’ta neler yaptığı bilgisini her gün mail kutunuzdan izleyebilirsiniz.
Memorial Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Kani Gemici, kalp pillerinin hamilelik sürecine etkileri hakkında bilgi verdi.
Birçok hasta grubu gibi ritim bozukluğu nedeniyle kalbine pil takılan hastalar da, hamilelik öncesi aynı korkuyu yaşıyor.
Ancak yaşadıkları bu korku tamamen yersiz. Çünkü kalbinde pille yaşayan kadınlar hamile kalabiliyor, normal doğum ya da sezaryen ile bebek sahibi olabiliyor.
Dünyada milyonlarca kişi kalp pili ( pacemaker) taşımaktadır. Bu ileri teknoloji ürünü küçük cihazlar, kalp hızının yavaşlamasını engellemekten kalp yetersizliğini tedavi etmeye, kalbe pompa görevi yapmaktan ani ölümleri engellemeye kadar birçok amaç için kullanılmaktadır. Takıldıktan sonra yaşanılan şikayetleri ortadan kaldıran cihaz, hastanın yaşam kalitesini artırarak normal hayata dönmesine yardımcı olmaktadır. Kalp pili ile yaşayan kişiler işlerini yapabilir, araba kullanabilir, yolculuk edebilir, yüzebilir, hobilerine ve cinsel yaşamlarına devam edebilir hatta anne olabilirler.
Kalbine pil takılmış olan hastaların büyük bir kısmını, ritim bozukluğu sorunu yaşayanlar oluşturmaktadır. Aritmi yani ritim bozukluğu, kalp vuruşları arasındaki düzenin kaybolması bununla birlikte ya da yalnız başına ritmin normal sınırların üzerinde hızlanması ya da belirgin seviyede yavaşlaması durumudur. Özellikle kadınlar, daha çok hormonal sebeplere bağlı olarak ritim bozukluğu sorunu ile karşı karşıyadır. Ritim bozukluğu, çocukluktan itibaren var olan altyapıyı tetikleyen; aşırı stres, yoğun efor, korku ve gerilim gibi nedenlerle ortaya çıkabildiği gibi, genç kızlık döneminde ilk adet ile birlikte, bunu takip eden regl dönemlerinde ve hamilelikte de ortaya çıkabilir.
Ritim bozukluğu kendini nasıl gösterir?
Hastalar; ‘çarpıntım var’, ‘kalbim tekliyor’, ‘göğsüme yumruk hissi var’, ‘göğsümde kuş çırpınıyor’, ‘kalbim sürekli koşuyor’ gibi şikayetlerde bulunur. Ritim bozukluğu ilk ortaya çıktığı anda ölümcül olabileceği gibi, artıp şiddetlenerek kalp fonksiyonlarında hasara hatta kalp yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle altta yatan neden mutlaka araştırılmalı, EKG, EKO, efor, Holter gibi tetkiklerle aritminin sebebi belirlenmelidir. Ailesinde ani kalp ölümü hikayesi olan kişilerin ritim bozuklukları ise, genetik incelemeler ile birlikte yapılarak altta yatan neden detaylı olarak araştırılmalıdır.
Ritim bozukluğu gebelik döneminde ortaya çıkabilir mi?
Gebelik döneminde gebeliğin verdiği stres ve yük nedeniyle bazı ritim bozuklukları ortaya çıkabilir. Bu aritmilerde betabloker ilaçlar kullanılmaktadır. Bu grup ilaçlar, yan etkileri diğer ilaçların yan etkileri göz önüne alındığında, güvenilirdir. Radikal olan ve tedavi edilemeyen ritim bozukluklarında kullanılan öteki antiaritmik ilaçlar gebelik sırasında kesilmektedir. Bu ilaçlar daha az yan etkisi olan diğer ilaçlarla değiştirmek zorunda kalınabilir. Hamilelik döneminde özellikle bradikardiler, yani kalbin yavaş çalıştığı durumlar çok önemlidir. Normal yaşamda tolere edilebilen bazı kalp hızları
(45-50) hamilelik döneminde bebeğin beslenmesini olumsuz etkilemekte, düşük kalp hızları bebek için tehlike oluşturmaktadır.
Aritmi sorunu yaşayan bir kadın anne olabilir mi?
Gebelik döneminde normal bir kalpte bile ritimde bazı düzensizlikler olabilir. Ancak bu tolere edilebilir sınırlardadır. Çoğu zaman hastanın endişelerinin giderilmesi yeterli olmaktadır. Ancak hastanın daha önceden belirlenen bir ritim bozukluğu varsa ve gebelik planlanıyorsa, hastanın yakın takip altında olması gerekir. Çünkü ritim bozukluğu için kullanılan ilaçlar, betablokerler dışında, bebek için güvenli olmayan ilaçlardır. Bunun için ritim bozukluğunu radikal olarak kökten tedavi etme şansı varsa; elektrofizyolojik işlem ve radyofrekans kateter ablasyonu gibi girişimsel yöntemlerle bu mümkün olabiliyorsa, hastaların gebelikten önce bu tedavileri uygulatmaları gerekir. Çünkü işlem sırasında yoğun radyasyon alınmakta ve bu miktar da bebek için tehlike oluşturmaktadır. Bebek çok özel korumalarla, kurşun önlüklerle korunabilir ancak bu durum, hekimler tarafından tercih edilmemektedir. Bu nedenle hastaların bu işlemleri gebelik öncesinde yaptırmaları önemlidir.
Tedavi için hamilelere kalp pili takılabilir mi?
Tedavi bakımından, ‘henüz kalp pili takılması için erken’ gibi düşünülen ancak artık gebeliği gündemde olan bir kişinin kalbine pil takılması, gebelik öncesine alınabilir. Takılan kalp pili ile bebeğin yaşamının önündeki risk de engellenmiş olur. Kalp pili takılması işlemi anjiyo – elektro fizyoloji laboratuvarında yapılmakta, anne az da olsa radyasyona maruz kalmaktadır. O nedenle pil işleminin gebelik öncesine alınması bir avantajdır.
Kalbinde pille yaşayan bir kadın anne olabilir mi?
Bebeklik döneminde bile hastalara kalp pili takılabilmektedir. Birkaç aylık, hatta birkaç günlük bir bebeğe kalp pili takılabilir. Gençlerde de sıklıkla kalp pilinin takılmasının gerekli olduğu durumlar ortaya çıkabilir. Kalbinde pil olan kişiler sosyal yaşamlarında evlilik ve sonrasında çocuk sahibi olmak isteyebilirler. Bu kişilerin evlenmelerinde ve çocuk sahibi olmalarında bir sakınca yoktur. Kalbinde pille yaşayan kadınların anne olmalarının önünde bir engel bulunmamaktadır. Ancak bu durumdaki anne adaylarının normal gebelere göre yakın takibi yapılmalıdır. Kalp pili taşıyan hastaların pil kontrolleri zaten periyodik olarak 6 ayda bir yapılmaktadır. Kalp pili olan gebelerde hastanın ihtiyacına göre değişmek kaydı ile bu kontroller 3 ayda bir yapılabilir. Ancak bazı durumlarda ayda bir de yapılabilir. Buna doktoru karar verir. Bu kontrollerin hastaya ya da bebeğe bir zararı yoktur. Sadece kalp pilinin iyi bir şekilde çalıştığını ve yeterli desteği verdiğini görmek bakımından çok önemlidir.
‘Eyvah anne olamayacağım’ korkusu yaşamayın!
Kalp pilinin çocuğa da bir zararı bulunmamaktadır. Aksine, aritmi nedeniyle zarar görebilecek olan çocuğun anne karnında sağlıklı bir şekilde büyümesi için annenin kalbine pil takılmaktadır. Kalbinde pille yaşayan hamilelerin kardiyolog ve kadın doğum uzmanı ile iyi bir işbirliği içinde takipleri ve sağlıklı bilgi alış verişi yapıldığında, anne adayı için herhangi bir sorun yoktur. ‘Eyvah anne olamayacağım’ korkusu yaşamaları yersizdir. Kalp pili taşıyan hamileler normal doğum ya da sezaryen ile bebeklerini dünyaya getirebilir. Hamilelik süresince de normal sağlıklı anne adaylarının dikkat etmesi gerekenler dışında bir kurala da uymaları gerekmez.
Defibrilatör kullananlar dikkat etmeli!
Pek çok çeşit kalp pili vardır. Genellikle defibrilatörler dışındaki kalp pilleri için annenin ve bebeğin hayatını tehdit edici bir engel yoktur. Ancak defibrilatörler konusu biraz daha özel bir alanı ilgilendirmektedir. Defibrilatörler hayatı tehdit edici özelliği olan ritim bozukluklarında takılan kalp pilleridir. Elbette yaşamı tehdit edici ritim bozuklukları gebelik döneminde ve doğum esasında bir risk oluşturabilir. Bu hastalarda ancak çok özel durumlarda, çok dikkatli ve iyi bir değerlendirme sonucu bir gebeliğe karar verilmelidir.
VSD’li hastaların cerrahi tedavisi için gerekli kriterler defektin büyüklüğüne, şikayetlerin mevcudiyetine ve hastanın yaşına göre belirlenir. Yenidoğan döneminde şikayeti olmayan küçük VSD si mevcut hastalara6 aylık aralıklarla takip önerilir.
Çünkü küçük çaplı VSD yaşamın ilk yılında küçülerek kendiliğinden kapanabilir . 5 yaşından sonra kapanma ihtimali gittikçe düşer. Küçük çaplı VSD li hastalar kendiliğinden kapanma özelliğinden dolayı 10 yaşına kadar takip edilirler.
Şikayeti olmayan orta VSD li hastalar da akciğer atardamar basıncı 50 mmhg dan küçük ise kendiliğinden kapanma özelliğinden dolayı 5 yaşına kadar 6 aylık takipler önerilir. Değişim olmuyorsa cerrahi tedavi ile VSD kapatılır. Yaşamın ilk 3 ayında kalp yetmezlikli hastalar ilaç tedavisi ile 6 aya kadar beklenebilir. İlaç tedavisine yanıt alınamıyorsa cerrahi tedavi ile VSD kapatılır .
Kalp Büyümesi Nedir Tedavisi, Kalp Büyümesi belirtileri, Kalp Büyümesi Neden olur
Kalp Büyümesi Nedir? Kalp Büyümesi Nedenleri
Kalp büyümesi genellikle kalp boşluklarının büyümesi sonucu oluşur. Burada kalp kapaklarının büyümesi söz konusu değildir. Kalp boşlukları büyük olmaksızın da röntgen filimlerinde kalp büyük görünebilir. Her kalp büyüklüğü ciddi problemlere neden olmayabilir. Önemli olup olmadığı altta yatan nedenle ilgilidir ve tedavi de ona göre değişir. Önemli olanlardan biri kalp yetmezliklerinde görülen kalp büyümesidir. Kalbimiz bildiğimiz gibi yaşamamız için gerekli oksijen ve besin maddelerini taşıyan kanı vücudumuza pompalayan yaşamsal öneme sahip bir organımızdır. KY dendiğinde kalbin çalışmaması anlaşılmamalıdır. Kalbin pompalama gücünün olması gerekenden daha az olması KY olarak bilinir. KY durumunda kalp kanı yeterli miktar ve hızda organlarımıza gönderemez ve kalp içindeki basınç artar. Sonuç olarak kalp vücudun ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli miktarda oksijen ve besini vücuda pompalayamaz. Bu duruma karşılık olarak kalp boşlukları gerilip daha fazla kan pompalamak için daha fazla kanı tutmaya başlar. Bu başlangıçta dolaşımın devam etmesine yardımcı olur ancak zamanla kalp kası zayıflar ve güçlü kasılmamaya başlar. Bir korunma mekanizması olarak böbrekler bu duruma sıvı (su) ve tuz tutarak cevap verir. Kollarda bacaklarda ayaklarda akciğerlerde ve diğer organlarda sıvı birikimi olduğunda da konjestif kalp yetmezliği denen durum ortaya çıkar. Kalp krizinde şikayetin esasını göğüs ağrısı oluşturur • Göğüs ağrısı:1 Göğüs kemiğinin arkasındaki göğüs ağrısı kalp krizinin en önemli belirtisidir; fakat özellikle diyabet hastalarında ve yaşlılarda bu ağrı çok belirsiz olabilir yada hiç hissedilmeyebilir (sessiz kalp krizi). Ağrı sıklıkla göğüsten omuz yada kollara ense dişler çene karın veya sırta doğru yayılır. Bazen ağrı sadece bu bölgelerden birinde hissedilir Ağrının özellikleri: • Ağrı 20 dakikadan fazla genellikle saatlerce sürer ve genelde dinlenme yada nitrogliserinle geçmez • Ağrı şiddetli ve künt vasıftadır. Fakat keskin veya belirsiz olabilir • Ağrı sıkıştıran ağırlık baskı yapıcı tarzda olabilir • Göğüste daralma hissi uyandırabilir • “Göğüsde fil oturuyormuş” gibi veya • Hazımsızlık olarak da hissedilebilir. Beraberinde sıklıkla soğuk terleme ve ölüm korkusu da vardır. Kendi başına yada göğüsteki ağrıyla birlikte hissedilebilen diğer belirtiler şunlardır: • Nefes darlığı • Öksürük • Baş dönmesi ve sersemleme • Bayılma • Mide bulantısı ve kusma • “Kıyametin geldiği” hissi • Sıkıntı.
kardiyomyopati belirtileri nelerdir kardiyomyopati belirtisi kardiyomyopati nasıl tedavi edilir
Kalp kasının (miyokard) güçsüzleşmesini içeren herhangi bir kalp hastalığı kardiyomiyopati olarak adlandırılabilir. Bu, tamamı kalp kasının hasar görmesine ve kalp fonksiyonunun bozulmasına neden olabilecek birçok hastalığı içeren geniş bir terimdir.
Kardiyomiyopatinin bazı türlerinde güçsüzleşmiş olan kalp kası incelir; diğer türlerinde ise anormal bir şekilde kalınlaşır. Bu durumlardan herhangi birinde ventriküller (karıncıklar) artık etkin bir biçimde kanı pompalayamaz. Kan, kalpte hareketsiz kalır ve bu da kanın pıhtılaşma olasılığını arttırır. Pıhtılar serbest kalıp arteriyal emboliye neden olabilir.Ayrıca, abluka altında olan kalp kası, potansiyel olarak tehlikeli olan anormal kalp ritimlerine (ritim bozukluklarına) karşı daha açık bir hale gelir. Sıklıkla konjestif kalp yetmezliği gelişir. Bazen kardiyomiyopatiye, kalp kasının iltihaplanması olan miyokardit neden olur. Genel¬likle bir enfeksiyon, sorunun kaynağıdır. Coxsackie B virüsü ve ekovirüs, miyokarditin en sık rastlanan nedenleridir.
Daha yakın zamanlarda yapılan araştırmalar, mutant (türeşik) bir Coxsackie B virüsü türünün miyokardite ve kardiyomiyopatiye neden olma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. İnsan immun yetmezlik virüsü, Lyme hastalığı ve Ttypanosoma cruzi olarak adlandırılan tropikal bir parazit de sorumlu olabilir.
Lupus ve bir kalp naklinden »sonra gelişen reddetme reaksiyonları gibi kronik enflamatuar (iltihaplı) hastalıklar da miyokardite neden olabilir. Koroner arter hastalığı da, kalbin büyük bir kısmına kan akışının azalmasına (iskemik kardi¬yomiyopati) neden olarak kalıcı (sürekli) bir kalp kası güçsüzlüğüne yol açabilir. Bu, koroner arter hastalığı bir kalp krizinden dolayı herhangi bir kalp kasının ölümüne neden olmamış olsa bile meydana gelebilir.
Diğer kişilerde kalp kası hasarı, çok fazla alkol almaktan kaynak¬lanan toksik etkilerden dolayı meydana gelir (alkolik kardiyomi¬yopati). Bu, ömür boyunca aşırı alkol almadan ya da 5 ila 10 yıldır bir sürede günde dört ya da beş alkollü içecek tüketmenin yarattığı kümülatif etkiden kaynaklanabilir.
Genellikle alkolizme eşlik eden zayıf beslenmenin neden olduğu vitamin eksiklikleri de kalbi güçsüzleştirebilir. Erken safhalarında, alkolden uzak durarak alkolik kardiyomiyopati yok edilebilir. Ancak, hastalık ilerledikçe, kalp kası hasarı kalıcı bir hal alır Restriktif kardiyomiyopati bir diğer türdür. Kalp kası ya kalınlaşır ya da anormal hücreler veya diğer maddeler tarafından istila edilir. En yaygın olarak görülen şekli, yüksek kan basıncına (tansiyona) ya da yüksek dirence (kalp, bu yüksek dirence karşı pompalama yapmak zorundadır) neden olan diğer hastalıklara bir tepki olarak gelişebilen genişlemedir aortik stenozdur. Hipertrofik kardiyomiyopati olarak adlandırılan ve sıra dışı kalıtımsal bir hastalık, özellikle iki ventrikülün (karıncığın) arasındaki duvar olmak üzere kalp kasının kalınlaşmasına neden olur. Şiddetli vakalarda, kasın aşırı kalınlaş¬ması kanın kalpten dışarı akmasını engeller ve bayılma ya da hatta ani ölüme neden olabilir.Bu hastalık genellikle 40 yaşından önce gelişir ve 10 yaşın¬daki çocukları bile görülebilir. Birçok genç sporcunun ölümünden bu hastalık sorumludur. SEMPTOMLAR Kardiyomiyopati erken safhalarında semptomlara neden olmayabilir. Başka bir hastalığı teşhis etmek için çekilen göğüs röntgeni kalbin genişlediğini gösterdiğinde tesadüfen keşfedilebilir.Kardiyomiyopati semptomlara neden olduğunda, bunlar artık zayıf (sorunlu) bir kalbin neden olduğu semptomlar: halsizlik, güçsüzlük ve çok az efor sarf edildiğinde veya uzanırken bile oluşan nefessiz kalma.
Kardiyomiyopati anormal kalp ritimlerine (ritim bozukluklarına) neden olduğunda; semptomlar çarpıntı, sersemlik hali, bayılma ve hatta ani ölümü kapsayabilir. Hipertrofik kardiyomiyopitisi olan kişilerde göğüs ağrısı da gelişebilir. TEDAVİ SEÇENEKLERİ Fiziksel bir muayenenin sonuçlan olan semptomlara (özellikle kalp yetmezliği sinyalleri) ve bir göğüs röntgeni, ekokardiyogram ve elektrokardiyogramın sonuçlarına bakılarak kolayca kardiyomiyopati teşhisi konabilir.
Nadiren, endomiyokardiyal biyopsi olarak adlandırılan bir teste gerek duyulur. Bu testte, boyundaki bir vene (toplardamara) bir kateter sokularak kalbe inilir. Kateterin ucunda bulunan küçük bir alet kullanılarak kalp duvarının iç kısmından küçük bir parça alınır. Daha sonra bu kalp dokusu örneği mikroskop altında incelenir. Semptomların en yaygın olarak görülen iki nedeni olan kalp yetmezliği ve anormal kalp ritim¬leri de (ritim bozuklukları da) dahil olmak üzere kardiyomiyopatinin tüm türleri için tedaviler mevcuttur. Alkolik kardiyomiyopatisi olan kişiler, alkolün etkilerine karşı özellikle hassas gibi görünmektedirler.
Bu hastalığın tedavisindeki en önemli adım, alkolü bırakmaktır. Alkol bırakıldıktan sonra, kalp yetmezliği semptomları ilaçlar ve diyet (beslenme) değişiklikleriyle kontrol edilebilir.Hipertrofik kardiyomiyopati tedavisi, göğüs ağrısı ve nefessiz kalma semptomlarını kontrol etmeye yardımcı olabilir. Daha da önemlisi, bu tedavi ani kardiyak ölüm riskinizi azaltır. Bu genellikle beta blokörlerin ya da kalsiyum kanal blokörlerinin kullanılmasını gerektirir.
Anormal kalp ritimlerini (ritim bozukluklarını) önlemek için de ilaç almanız gerekebilir. Aşın yorucu egzersizlerden kaçınınız çünkü bu ani kardiyak ölüme neden olabilir.
Bazen, kalp ritimlerini düzenli tutmak için bir kalp pili (pacemaker) ya da vücuda yerleştirilebilen bir defiralatör kullanmak gerekir. Kalpteki kan akışı kalınlaşmış kalp kası tarafından şiddetli bir şekilde sekteye uğratılıyorsa, bu sorunu ortadan kaldırmak için kalp kasınızın bir kısmının cerrahi yolla alınması gerekebilir.
Aile bireylerinizde hipertrofilik kardiyomiyopati varsa, hiçbir semptom görülmüyorsa bile sizde de hipertrofilik kardiyomiyo¬pati olup olmadığını anlamak için muayene olmanız gerekir
Kalp Kapakçığı Hastalıkları Belirtileri Kalp Kapakçığı Hastalıklarının Belirtileri
Kalp Kapakçığı Hastalıkları Belirtileri Kalp kapak hastalıklarının belirtileri hangi kapağın hasta olduğuna bağlı değişkenlik gösterir. Hafif derece kapak darlığı veya yetersizliği olan hastaların yıllarca hiçbir şikayeti dahi olmayabilir.
Kalpte oluşan büyüme, sol kulakçık ile sol karıncık arasında yer alan mitral kapakta yetmezliğe neden olabilir. Bu tür bir durum da kalbin her kasılmasında bir miktar kan geriye kaçacağı için kalp yetmezliğine neden olabilir. Bu, başlangıçta hastada; çarpıntı, nefes darlığı ve çabuk yorulma gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Ancak hastalık ilerledikçe kalbe giderek daha fazla ilave iş yüklenir ki bu kişinin yorgunluk, tıkanma ya da çarpıntı hissetmesine neden olur. Akciğerlerde biriken sıvı nefes darlığına, vücudun aşağı kısımlarında biriken ise karın ve bacaklarda ödemlere yol açabilir. Kalbi besleyen damarlara kan akımı yetersiz kalarak göğüs ağrısı gelişebilir. İleri derece kapak darlıklarında baş dönmesi, baygınlık hissi hatta bayılma nöbetleri olabilir.
Kalp Ağrısı hakkında bilgi Kalp Ağrısı nedir Kalp Ağrısı nedenleri
Angina pedoris yani kalp ağrısı koroner arter hastalığının en önemli belirtisidir. Koroner arterlerdeki daraltıcı hastalık sonucu kalp kasındaki beslenme bozukluğunu gösterir. Kalp kasındaki beslenme bozukluğu sonucu ortaya çıkan bazı maddeler sinirleri uyararak ağrının hissedilmesine sebep olurlar. Kalp ağrısı genellikle tipik olarak % 80-90 vakada göğsün ortasında göğüs kemiğinin üzerinde veya solda kalp bölgesindedir. Ayrıca: – her iki omuzda, – her iki kolda (daha çok sol omuz ve sol kolda), – sırtta her iki kürekkemiği arasındaki kısımda veya sol kürekkemiği altında, – boyunda, – çenede ve dişlerde, – mide bölgesinde, – sağ göğüs ve kolda olabilir. Ağrı baskı tarzında sıkıştırıcı özelliktedir. Hasta göğsünde veya omuzlarında çok ağır bir yük hisseder. Beraberindeki korku hissi, endişe ve huzursuzluk vardır. Kunt ve sıkıştırma tarzında bir ağrıdır. Bıçak saplanır tarzda veya iğnelenme tarzında, anî, keskin, gelip geçici bir ağrı değildir. Eforla ve yorulmayla ortaya çıkar. Efor sırasında ortaya çıkan ağrı istirahatle geçer. Efora devam etmekle geçmez, aksine şiddeti artar. Efora devam edilemez. Eforun derecesi damardaki darlık derecesiyle orantılıdır. Bazı hastalar 2-3 kat merdiven çıkmakla ağrı hisseder. Diğer bazı hastalardaysa çok kısa yürümekle en ufak eforla bile ağrı meydana gelebilir. Hastalığın ilerlediği durumlarda, istirahatte sırasında da ağrı görülür. Egzersiz sırasında olabildiği gibi heyecanlanma, sinirlenmeyle kan basıncının yükselmesi ve yemek sonrası ortaya çıkabilir. Anî soğuk havayla temasta, rüzgâra karşı yüründüğünde meydana gelebilir. Koroner yetersizliğinden kaynaklanan ağrı damar genişletici Tirinitrine ve İsordil gibi ilaçlarla kısa sürede geçer. Ağrı genellikle 3-5 dakikadır. Ancak 15-20 dakikada sürebilir. 30 dakikayı aşan ağrılarda enfarktüs olabilir. Efor veya egzersiz sonucunda çıkmaz. Yani bir kimse gün boyu yaptığı fizik egzersizden sonra evde dinlenirken prtaya çıkan ağrı, kalp ağrısı değildir. Bu tip ağrılar, kas ağrılarıdır. Genellikle hanımlarda gün boyu yapılan temizliklerden sonra görülen, göğüs yerinde ve sırtta duyulan, günlerce süren ağrılar da «angina pectoris» değildir.
Kalp ağrısı (angina pectoris) nefes alıp vermekle geçmez veya artmaz. Derin nefes almakla artan veya derin nefes almayı engelleyen bir ağrı değildir. Ağrı, sağ ve sola yatmakla göğsün ve sol veya sağa, öne ve arkaya yapılan hareketlerinde ortaya çıkmaz. Bu hareketlerde artmaz. Göğsün ortasında ve sol tarafta sırtta duyalan ağrıların hepsi «angina pectoris» değildir. Bu ağrıların bir kısmında göğüs boşluğundaki ve göğüs duvarındaki organlar sorumlu olabilir (mesela: kalp ve akciğer zarı, iltihaplanarı kaburgalar, sırt kemiklerindeki kireçlenmeler). Bu ağrılar genellikle batıcı ve keskindir. Devamlıdırlar, nefes alıp vermekle artarlar. Mide ağrıları, yemekborusu spazmları da kalp ağrısıyla karışabilir. Bu ağrıların süresi daha uzundur. Yemek yemek veya süt içmekle, mide asidini gideren ilaçlarla geçerler. Boyun ve sırt eklemleriyle ilişkili ağrılar da saatlerce sürer, ancak ağrı giderici ilaçlarla geçerler. Hareketlerle artarlar. Koroner arter hastalıklarının diğer belirtileri. Koroner arter hastalığı genellikle eforla gelen tipik ağrılarla başlar. Bazen anî olarak enfarktüs meydana gelir. Çoğunlukla enfarktüsten önce birtakım belirtiler olabilir. Ancak hasta bunları önemsemez ve enfarktüs durumda hastaneye müracaat eder. İlk belirti çarpıntı olabilir. Hasta, eforla veya istirahatle gelen çarpıntı hissedebilir ve doktora müracaat edebilir. Bunların dışında eforla nefes darlığı, nadiren yorgunluk hissi de başlangıç belirtileri olabilir. Hastalığın ilerlediği devrelerde kalp yetmezliğini gösteren belirtiler vardır. Nefes darlığı belirginleşir. Hem eforda hem de istirahatte olabilir. Vücutta, karında ve bacaklarda şişmeler meydana gelebilir. Koroner arter hastalığı uzman hekimlerce hastanın şikâyetinin dinlenmesi, muayene ve uygulanan testler sonucunda teşhis edilebilir. Hastalığın tedavisi ise yine uzman hekimlerce verilecek ilaçlarla veya cerrahî olarak yapılır.
Kalp Krizi Belirtileri nedir Kalp Krizinin Belirtileri
Kalp Krizi Belirtileri
Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı olur.
Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır
Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.
Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı vardır.
Nefes darlığı olur.
Bazı insanlarda belirtiler çok gizli olabilir. Örneğin diyabet hastaları hemen hemen hiç ağrı duymazlar ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olur. Bazı hastalarda mide ülseri veya pankreatit ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir, ülser lehine yanlış yorumlanabilir.
Tiroid bezi vucudumuzda boyun on tarafında bulunan bir organımızdır. Tiroid bezi T3 ve T4 hormonları salgılar. Tiroid bezinin bazı hastalıkları kişide değişik belirtiler yapar. Bu belirtile hastalığın türüne ve tiroid hormonlarının az veya çok salgılanmasına bağlı olarak değişir.
Bazı belirtileri şöyle sıralayabiliriz:
1. Tiroid bezinde büyüme: Bezin büyümesine guatr denir. Karşıdan bakıldığında boyundaki şişlik göze çarpar.
2. Boyunda tiroid bezinde şişlik olması: nodul nedeniyle olur.
3. Tiroid bezinde boyunda ağrı olması: tiroid bezi iltihabında olur.
4. Gözlerde büyüme: Graves hastalığı denen zehirli guatr tipinde olur.
5. Kilo alma: Tiroid yetmezliğinde olur.
6. Kilo verme: Zehirli guatrda olur.
1. TİROİD YETMEZLİĞİ-HİPOTİROİDİ BELİRTİLERİ:
Tiroid bezi yetmezliğine ait şikayetler hastalığın şiddetine göre değişir. Bazen hiçbir şikayet yok iken bazı hastalarda çok şiddetli belirti ve şikayetler ortaya çıkar. Bazı belirtiler özellikle yaşlı kişilerde yaşlılığa bağlanır ve hastalık akla gelmez ise atlanır. Tiroid bezi az çalışan ve tiroid hormonları kanda azalan bir kişide şu belirtiler olabilir:
Kolay yorulma, yorgunluk, bitkinlik, enerji azlığı (yaygın) Hatırlamada zorluk, unutkanlık, yavaş düşünme, konsantre olamama Hareketlerde yavaşlık Sabahleyin uyanmada zorluk, daha çok uyku isteği, gün içinde uyuklama Üşüme veya kendini soğuk hissetme Terlemenin azalması Kuru, soğuk, kalın ve kaşınan bir deri Sarı veya portakal renginde bir deri Kuru, kaba ve kolay kırılan tırnaklar Saç dökülmesi, saçlarda azalma, kaşlarda dökülme İştah kaybı Kilo alma ve kiloyu verememe Horlama başlaması Kas krampları ve eklemlerde ağrı oluşması Kaslarda iğne batması hissi veya karıncalanma Kabızlık olmaya başlaması Göz etrafının ve göz altının şişmesi El, ayak ve eklemlerde şişlik Karpal tünel sendromu denilen el bileğinde sinir sıkışması ve ağrı Adet kanamalarının daha fazla miktarda olması, adetlerde kramp olması ve adet öncesi dönemin kötü geçmesi Bazı kadınlarda adet sıklığının azalması veya adetlerin kesilmesi Depresyon gelişmesi ve hiçbir şeyle ilgilenmeme Sesin kalınlaşması ve ses kısıklığı İşitmede azalma oluşması Guatr oluşması (Hashimoto hastalarında olur) Tiroid bezinin küçülmesi (tiroid bezi iltihaplarına veya Hashimotonun son evresine bağlı olarak) Kalp hızının ve nabız sayısının azalması Kan kolesterol düzeyinde artma Gebe kalamama (kısırlık) Libido (Cinsel istek) azlığı ve empotans Reflekslerin yavaş olması Kekemelik
2. ZEHİRLİ GUATR BELİRTİLERİ:
Hareketli olma, huzursuzluk Çarpıntı (hızlı ve düzensiz kalp atımı olması Yorgunluk Güçsüzlük (ağır eşyaları kaldıramaz, merdiven çıkarken zorlanır) Ellerde titreme Saç dökülmesi Sinirlilik, kolay heyecanlanma ve kolay öfkelenme Canlı bakış, gözlerde büyüme, göz kapağında çekilme Uykusuzluk, dikkat bozukluğu Derinin sıcak, nemli ve ince olması İshal İştah artışı Susama Ağız kuruluğu Sık idrara çıkma Kilo kaybı (zayıflama) Adetlerde azalma veya kesilme Cinsel istekte azalma, sperm sayısında azalma Erkeklerde meme büyümesi (jinekomasti) Kemik erimesi Kaslarda güçsüzlük Çabuk yorulma
3. TİROİDİT-TİROİD BEZİ İLTİHABI BELİRTİLERİ:
Tiroid bezindeki iltihap boyunda ağrı ile kendini gösterir ve bezde depolanmış hormonların kan dolaşımına dökülmesine ve hormonların yükselerek çarpıntı, terleme ve zayıflama gibi şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olur. İltihap çoğu hastada kendiliğinden düzelir ve hormonlar normale gelir. Bu durum geçici bir iltihap olayıdır.
Virüslerin yaptığı tiroid bezi iltihabının en önemli özelliği boyun ön bölgesinde şiddetli ağrı olmasıdır ve bu ağrı tek taraflı olarak kulak ve çeneye yayılır. Ağrı ortaya çıkmadan bir kaç hafta önce kas ağrısı, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ve yutkunmakta zorluk bulunabilir. Bazen hastalık farenjit ve boyunda ağrı ile başlar ve ağrı ve hassasiyet giderek artar. Ateş 37.5 ºC-38.3 ºC ve hatta 40 °C olur. Bazı hastalarda halsizlik, yorgunluk, ateş ve eklem ağrıları olabilir. Ağrı tiroid bezinin bir tarafından öbür tarafına kayabilir. Bazen ağrı yayılmadan olduğu yerde kalır. Bazı hastalarda ağrı çene ve kulaklara yayılır ve ağrı yutkunmakla, öksürmekle ve baş hareketiyle artar. Ağrı bazı kişilerde gece daha fazla olur. % 50 hastada çarpıntı, kilo kaybı, sinirlilik, ellerde nemlilik ve titreme olabilir. Tiroid bezinde hassasiyet, sertlik, nodül gelişimi ve büyüme olabilir. İltihabın olduğu bölge hassas ve serttir. Tiroid bezi o kadar ağrılıdır ki hasta muayene edilmesini ve elle dokunulmasını istemez. Bu hastalık 6 hafta veya bazen 2-5 ay sürebilir ve çoğunlukla kendiliğinden düzelir.
4. NODUL BELİRTİLERİ:
Nodüllerin çoğu hiçbir belirti vermez ve şikayet yapmaz. Nodüller sıklıkla hasta veya doktor tarafından rasgele fark edilir ve nadiren yemede zorluk, nefes darlığı, ses kalınlaşması veya çatallaşma veya boyunda ağrı yapar. Ancak çoğunun hiçbir belirtisi yoktur. Nadiren nodül içine kanama olursa ağrı ve hassasiyete neden olur. Bu tür kanamalar nodülün kendiliğinden yok olmasına neden olabildiği gibi sıklıkla kist oluşumuna da neden olur. Bazen akciğer ve beyin tomografileri sırasında veya boyundaki damarların ultrason ile incelemesi sırasında da tesadüfen nodül olduğu fark edilir.
5. TİROİD KANSERİ. Tiroid kanserli hastaların çoğunda hiçbir belirti veya şikayet yoktur. Bir kısmında boyunda bir şişlik gelişir ; çoğunda ise bir nodülden yapılan biyopsi sonucu kanser saptanır. Biyopsi normal çıktığı halde ameliyat edilen bezin nodül dışındaki bir alanında bazen milimetrik boyutta küçük kanser odağı saptanabilir. Tiroid bezinin hızlı büyümesi ve sert olması kanser şüphesini artırır. Ses kısıklığı ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi de tiroid kanser şüphesini artırır. Bazen özellikle çocuklarda boyundaki lenf bezlerindeki büyüme ilk bulgu olabilir. Çok nadiren bir kanser ağrılı ve baskı şikayetleri dediğimiz ses kısıklığı, nefes darlığı veya yeme zorluğu ile ortaya çıkar. Bazen hastalar ilk olarak vücudun diğer tarafındaki lenf bezi büyüklüğü, kemik kırıkları veya çok nadiren tiroid bezi fazla çalışması (hipertiroidizm) ile karşımıza çıkabilir. Bununla beraber çoğu hastada hiçbir şikayet yoktur. Boyundaki kitlenin veya nodülün nefes borusuna yapışık olması, sert olması, son zamanlarda hızlı büyümesi, yeme zorluğu, ses kısıklığı veya ses kalınlaşması ve büyümüş lenf bezleri kanser olasılığını kuvvetlendirir.
– Şizofreni (İçe kapanıklık, gerçeklere kayıtsızlık ve şahsiyet ikileşmesi, zihin bölünmesi, içe yönelik düşünce yapısının yerleşmesi şeklinde beliren tablo)
– Mani (kişinin kendisini olağanüstü iyi hissettiği bir hastalık tablosu)
– Reflü (mide içeriğinin yemek borusuna kaçması ile oluşan göğüste yanma hissi)
– Koah (kronik obstrüktif akciğer hastalığı)
– Astım
– Apne (uykuda nefes durması)
– Beyin tümörleri (Dikkat edin lütfen her uykusuz olanda beyin tümörü vardır anlamına gelmiyor. Eğer tümör varsa bu sizde uykusuzluğa neden olabilir.)
sabah uyanamama problemi sabahları uyanabilmek için en etkin yöntem erken yatmaktır.Eğer erken yattığınız halde sabahları uyanmakta zorluk çekiyorsanız bunun başka nedenleri olabilir.
Sabahları zor uyanıyorsanız, ne kadar uyusanız da hep yorgunsanız, işinize konsantre olmakta güçlük çekiyorsanız bir kulak burun boğaz veya nöroloji uzmanına başvurmanızda fayda var.Çünkü Kronik yorgunluğa neden olan; ancak farkında olmadığımız kulak burun boğaz hastalıkları veya uyku hastalığı ile ilgili bir probleminiz olabilir.
Balık Yağı Kullanırken Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar
Denizdeki veya yetiştirildiği yerdeki kirlilikten dolayı civa, arsenik, kurşun, kalsiyum formları, dioksin, PCB gibi zehirli bileşikler balıkların vücutlarında depolanır. Bu yüzden balık yağı elde edilirken mutlaka rafine edilip saflaştırıldıktan sonra şurup veya hap haline getirilir. Balık yağı şurubu ya da hapı mutlaka eczanelerden veya onaylı yerlerden alınmalıdır.
Aşırı doz balık yağı kullanımı vücutta alerji gibi yan etkilere sebep olabilir. Normal dozdan fazlası için mutlaka doktorunuzun onayını alın.
Balık yağı A ve D vitaminleri bakımından zengindir. Uzun süre veya aşırı doz balık yağı kullanmak bu vitaminlerin karaciğerde birikerek tahribata ve zehirlenmelere neden olabilir.
Aşırı doz ya da çok uzun süre balık yağı kullanımı E vitamini eksikliğine neden olabilir. Bu kayıp E vitamini takviyesi ile giderilmelidir.
E vitamini antioksidan olduğundan, balık yağının oksidasyonuyla meydana gelen ve zararlı olan serbest radikallerin oluşumunu önler.
Her yıl satın aldığınız hediyeden farklı bir hediye hazırlayarak sevgilinizi şımartmaya ne dersiniz?
14 Şubat yaklaştıkça “ne alacağım” telaşı yaşayanlardan mısınız? Bu yıl klasik hediyenin dışına çıkmaya ne dersiniz? İşte size, kendi hediyenizi yaratma fırsatı! Standartlarınızı zorlayın ve ona romantik, bir o kadar da sıra dışı bir hediye verin. Peki bu özel hediye ne olabilir?
Aşk sözleri Romantik sözlerle, sevdiğiniz şarkı sözleri ya da şiirlerden alıntılar yaparak hazırlayacağınız bir kart, basit ama bir o kadar da değerli… Üzerine ne yazdığınız önemli olan. Bir hediyeyi, ömür boyu saklanmaya değer kılan başka ne olabilir ki! İşte size usta şairlerin unutulmaz mısralarından ve şarkı sözlerinden seçmeler…
Ellerin var beyaz güller gibi küçücük Mutlak kalbin tomurcuklardan pembe Sanki yeşil yaylalardır gözlerin Alnımda ter ve kuvvetsin içimde (Cahit Külebi)
Ben şair, sen baştan ayağa şiir Birbirimiz için yaratılmışız (Ümit Yaşar Oğuzcan)
Dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor Yarısı sen oluyorsun, yarısı ben Sonra ikimiz bir bütün oluyoruz Kimseye sezdirmeden (Özdemir Asaf)
Ben seni düşünüyorum seni Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi Kalbim diyorum kalbim Daha dün tezgahtan çıkmış bir su sayacı gibi Aşkı anılar besliyor düşler kadar Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır Sevgi eskidikçe sevgi (Cemal Süreya)
Dudaklarımda bir ateş Avuçlarımda alevsin Sensiz yalnız sensiz içim İlahımsın sevgilimsin Sen benim her şeyimsin (Tanju Okan-Dudaklarımda Bir Ateş)
Fotoğraf kolajı Bugüne dek birlikte çektirdiğiniz fotoğraflarınız arasından en romantik olanları seçin ve bir kolaj yapın. Sadece ikinizin fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf albümü de hazırlayabilirsiniz. Her bir fotoğrafın altına ona olan sevginizi ifade eden cümleler eklerseniz bundan daha romantik bir hediye olamaz!
Fotomontajlı film posteri Sevdiğinizle izlediğiniz ve ikinizin de çok sevdiği özel bir film varsa, başrol oyuncularının yüzleri yerine sizin yüzlerinizi montajlayarak özel posterler hazırlatmak da farklı bir Sevgililer Günü hediyesi olabilir.
Hafta sonu kaçamağı Sevdiğiniz için, hani o çok istediği hafta sonu kaçamağını sürpriz bir organizasyonla hediye haline getirmeye ne dersiniz? Yemyeşil bir ormana yaslanmış Ağva, en güzel kar tatili imkanı sunan Kartepe, yeşil ve mavinin farklı tonlarını barındıran Sapanca, her türlü doğa sporunu yapabileceğiniz Kerpe, eşsiz manzarası ve temiz havası ile Abant; İstanbul’a yakın yerler olarak en iyi kaçamak alternatifleri gibi görünüyor.
Aşk şarkıları CD’si Sevgilinize en güzel aşk şarkılarından oluşan bir CD hediye edebilirsiniz. Üstelik bu CD’yi üzerine sevgi mesajı yazdıktan sonra, ummadığı bir şekilde, iş yerine göndermek güzel bir sürpriz olacaktır. İşte önereceğim aşk şarkıları…
Dön Gel – Funda Arar İlla – Leman Sam Yerine Sevemem – Gökhan Kırdar Sen Benim Şarkılarımsın – İlhan Şeşen Kadınım – Levent Yüksel Limon Çiçekleri – Mustafa Ceceli Aşk Durdukça – Yüksek Sadakat İncelikler Yüzünden – Sertab Erener Can’t Take My Eyes Off You – Frankie Valli Everything I Do – Bryan Adams Take My Breath Away – Berlin Every Breath You Take – Police If You Go Away – Patricia Kaas Strangers in the Night – Frank Sinatra Goodbye My Love Goodbye – Demis Roussos Because The Night – Patti Smith All I Want is You – U2 Wonderwall – Oasis I Want You – Bob Dylan
Aşk kurabiyeleri Sıradan kurabiyeleri aşk kurabiyelerine dönüştürmek için, her birine “seni seviyorum” sözünü oluşturan harflerin şeklini verin. Pişirdiğiniz kurabiyeleri kutunun içinde yan yana dizip “seni seviyorum” yazısını oluşturun. Sevgililer Gününü lezzetlendirmek için iyi bir yol, değil mi?
Konser bileti Sevgilinizin ya da eşinizin en sevdiği sanatçı kim, bir düşünün. Sonra da hızlı bir internet taraması ile yakın zamanlarda bir konseri ya da gece kulübü sahnesi olup olmadığını öğrenin. Ve tabii iki kişilik bileti hemen satın alın. Bu hediyeyi sunma biçimi açısından güzel bir fikrimiz var: Biletin arkasına minik bir sevgi mesajı not edip, cebine o görmeden yerleştirin.
Özel kitap ayracı Sevdiğinize hediye etmek üzere bir aşk romanı alın.Kitabı vermeden önce ayraç biçiminde kestiğiniz bir kartonun üzerine ikinizin birlikte çekilmiş fotoğrafının küçültülmüş halini yapıştırın. Ayracın arkasına “seni seviyorum” sözünü ya da bir aşk şiiri mısrasını ekleyerek ayracı kitabın arasına koyun. Kitabın değeri bir yana, ona kattığınız artı değerle unutulmaz bir hediye sunmuş olacaksınız.
Özellikle erkekler için sevgililerine ya da eşlerine hediye almak zor iştir. Bizim de çorbada tuzumuz bulunsun, haydi erkekler bu öneriler sizin için! Karşınızdaki kadının ilgi alanına göre hediye seçmeye ne dersiniz?
Kozmetiğe düşkünlere; Bu tip birine hediye almak en kolayı. Kokudan, cilt bakımına; makyajdan sevimli masaj aletlerine kadar türlü seçenek var. Parfüm, her zaman kurtarıcı bir hediye olsa da eşiniz işin kolayına kaçtığınızı düşünebilir. Bu nedenle parfüm alırken yeni bir koku almayı unutmayın…
Saç şekillendiriciler de bir alternatif. Bu konuda Rowenta ve Philips’e bakabilirsiniz.
Eşinizin özellikle vazgeçemediği bir ürün varsa, o ürününün alarak sevdiğinize onu ne kadar düşündüğünüzü bir kez daha hatırlatabilirsiniz.
Spor yapmayı sevenlere; Kayak kıyafetleri ya da yürüyüş ayakkabısı iyi bir hediye olabilir. Nike’ın kadınlarına hareket özgürlüğü kazandıran “Sister” koleksiyonundaki modelleri, renkleriyle stillerinden ödün vermeyen kadınlara uygun alternatifler sunuyor.
Ayrıca, kar keyfinin doyasıya yaşanacağı şu günlerde Helly Hansen kayak kıyafetleri de kız arkadaşınızın veya eşinizin içini sımsıcak yapacak. Beyaz renkli kar takımına özellikle dikkat!
İngiliz ekolü ve Fransız yaratıcılığı ile birleşen Adidas’ın yeni sezon koleksiyonunda da harika tasarımlar var, aklınızda olsun.
Mutfağına düşkünlere; Yemek yapmayı çok seven ve mutfakta uzun vakitler geçiren birine ne hediye alınabilir? Orjinal bir hediye olsun derseniz, Arzum’un yepyeni ürünü “Pizzacı”, pizzaseverlere kendi pizzalarını kendi mutfaklarında pişirme imkanı veriyor.
Felix’in pandora ızgara ve tost makinesi de aynı anda dört adet tost pişirme olanağı sağlayarak, zamandan tasarruf edip, kahvaltı keyfinize daha fazla zaman ayırmanıza yardımcı oluyor.
Kalıcı bir hediye vermek isteyenler için Pierre Cardin de en doğru adreslerden biri… Yeni yıl hediye seçenekleri arasında yer alan kahvaltı setleri, çay ve kahve takımları sizleri bekliyor.
Evine düşkünlere; Dekoratif hediyeler olabilir. Doğru seçenekler bulunabildiğinde, hediye almak tatlı bir keyfe dönüşür. Birbirinden ayrıcalıklı dekoratif seçenekleri ve koleksiyoner parçaları ile dekorasyon dünyasının ünlü markalarını bünyesinde barındıran Prestige’ e mutlaka bakmanızı tavsiye ederim. Eşinize buradan alacağınız bir hediye, eminim ki onu çok sevindirecektir.
Sarev’in zarif yatak örtüleri ve şık battaniyelerini de es geçmemek lazım. Ama Habitat’a uğramadan olmaz. Banyo aksesuarlarından, dekoratif eşyalara kadar herşeyi bulabileceğiniz Habitat’ta kendinizi kaybedeceksiniz!
Moda takipçilerine; Matraş’ın çok satan kırmızı çantası indirimde! Bu çantayı kendisine hediye ettiğinizde eşiniz size tekrar aşık bile olabilir!
RB markasının yaratıcıları Rana ve Berna Canok, akışkan kumaşlarla beraber kullandıkları parıltılı payetlerden, tüllerden, işlemeli bordürlerden ve ipeklerden oluşturdukları kıyafet ve aksesuar koleksiyonlarını Galata’da açtıkları ilk mağazalarında sergilemeye başladılar. Özel tasarım ve bohem hediye isteyenlere…
İç çamaşırı da çok seksi bir seçenek. Kom’un saten ve dantel sütyen -külot takımları, şık askıları ve sevimli fiyonkları ile gönülleri fethediyor.
Bütün bunlara ek olarak; okumayı seven, hobileri olan bir eşiniz varsa, ona 2009’un en çok satan kitaplarından bir derleme yapabilir ya da bir dans kursuna üyelik hediye edebilirsiniz. Anantara Spa gibi şık bir yerde, bakım ve masaj terapileri de yaratıcı seçenekler.
Mücevheri atlamayalım, o her kadının hayalindeki hediye! İster pırlanta, ister elmas… E tabi biraz masraf!
Kadınlarda Kasık Ağrısı Nedenleri Şiddetli Kasık Ağrısı sebepleri
Kasık ağrısı neden olur? Sebepleri nelerdir? – Kadın üreme organlarını (rahim, yumurtalık, tüp) ilgilendiren endeksiyonlar, iltihaplar ve abseler. Pelvik enflamatuar hastalık (PID), salpenjit, endometrit, tubaovarian abse v.b… – Yumurtalık kistlerine bağlı veya bu kistlerin burkulması, patlamasına bağlı olabilir – Myom: 2-3 cm kadar küçük myomlar kasık ağrısına nedne olmaz. 5-6 cm ve daha büyük ve özellikle rahmin dış duvarında olan myomlar kasık ağrısına neden olabilir. – Endometriozis – Adenomyozis – İdrar yolu enfeksiyonları, sistit, interstisyel sistit, kronik üretrit – Anormal mesane fonksiyonu (Detrüsör instabilitesi) – İdrar yollarında taş ve kum olması – Apandisit – Barsaklarla ilgili patolojiler, divertikülozis, divetikülit – Fıtık – Gebelikte rahmin büyümesine ve bağların kerilmesine bağlı kasık ağrısı olabilir. – Dış gebelik – Düşük veya düşük tehtidine bağlı kanamalarda kasık ağrısı olabilir – Yumurtlama (ovulasyon) günlerinde kasık ağrısı olması normaldir – İrritabl barsak sendromu – Normal doğum ve sezaryen ameliyatından sonra erken dönemlerde kasık ağrısı olabilir, bir iki haftada sıklıkla kendiliğinden geçer. – Cinsel ilişki sırasında ve sonrasında şiddetli ağrı (disparoni) varsa sebebinin araştırılması için muayene olmanız gerekir. – Daha önce karın ameliyatları (sezaryen, apandisit, kist, myom ameliyatı, barsak ameliyatı v.b) geçirmiş olanlard karın içerisinde oluşan yapışıklıklara bağlı kasık ağrıları olabilir – Pelvik konjesyon sendromu – Pelvik tüberküloz (günümüzde çok nadirdir) – Dismenore (Şiddetli adet ağrısı, adet sancısı) – Servikal stenoz: Geçirilmiş ameliyat veya diğer müdahalelere bağlı rahim ağzının daralması – Endometriyal polipler – İleri derecede organ sarkmaları (sistosel, rektosel, uterin prolapsus…) – Spiral kullanan bazı hastalarda kasık ağrısı meydana gelebilir – Kas ve iskelet sistemine bağlı hastalıklar: Omurga kırıkları, fibromyalji, kasların zorlanması veya burkulması, karın ön duvarı kaslarına bağlı patolojiler… – Kabızlık da sürekli kronik olarak mevcutsa kasık ağrısına neden olabilir – İnflamatuar barsak hastalıkları (ülseratif kolit, chrone hastalığı) – Bel fıtığı ve bu bölgedeki sinirlere bağlı bazı patolojiler – Psikolojik rahatsızlıklar, depresyon, uyku bozuklukları, seksüel taciz…
14 Şubat Sevgililer Günü Süpriz hediye 14 Şubat Sevgililer Günü Süpriz fikirleri
İşte size 14 şubat sevgililer günü ile ilgili fikir ve öneriler:
1. Gül Yaprakları Gül yapraklarını her yerde kullanmanız mümkün. Evin içinde yatağınıza gül yapraklarından bir yol yapabilirsiniz. Gül yapraklarını yatağınıza serpebilirsiniz. Yatakta gül yaprakları inanılmaz bir romantizm yaşatır. Bulunduğunuz ortam müsaitse ve birine yaptırma imkanınız varsa, muhabbetinizin en romantik anında üstten masanıza ya da hemen yanınıza gül yaprakları serptirebilirsiniz. Evlenme teklif edecekseniz hayır demesi imkansız 🙂 2. Fotoğraf Sürprizi Birlikte çekilmiş en sevdiğiniz fotoğrafları bir fotoğrafçıya giderek çerçevelettirin. Fotomontaj yoluyla ikinizin fotoğrafına çok güzel bir hava katabilirler. Mesela kalp içinde ikinizin fotoğrafı. En sevdiğiniz fotoğraflardan küçük bir albümde hazırlamanız hoş olabilir.
3. Aşkınızı Çizin Eğer resim yapabiliyorsanız ya da çiziminiz kuvvetliyse, aşkınızı kağıda yansıtmaya ne dersiniz? Onun fotoğrafını en zarif çizgilerle kağıda dökün. 4. Mum Işığında Yemek Belki biraz klasik, ama hala en romantik alternatiflerden biri mum ışığında bir akşam yemeği. İster bir restoranda, isterseniz en sevdiği yemeklerden oluşan bir mönü eşliğinde evde; hafif bir müzik eşliğinde bu gecenin keyfini çıkarabilirsiniz.
5. Romantik Mum Yolu Mumların romantik gücü tartışılmaz! Evinizin giriş kapısından başlayarak yatak odanıza kadar yere küçük, renkli mumlar yerleştirerek bir ‘mum yolu’ yaratın. Eşiniz yatağınızın kenarındaki son muma ulaştığında kendisini orada bekliyor olun. Bunu gül yapraklarıyla daha romantik hale getirmeniz mümkün.
6. Küçük Tatlı Hediye İstediğiniz boyda bir ayakkabı kutusu edinin ve üzerini resim, yazı, fotoğraf, çiçek, vs. ile süsleyin. İçine de en sevdiği şekerlerden veya çikolatalardan doldurun. Bir de ‘sen bunlardan çok daha tatlısın’ yazılı bir kart eklemeyi unutmayın. 8. Aşkınızı Anons Edin O gün birlikte bir mağazaya alışverişe gidin, sonra birden ortadan yok olun ve onu ne kadar çok sevdiğinizi mağazada mikrofonlar aracılığıyla anons edin. Elbette tüm bunları mağaza yetkilileriyle önceden organize etmeyi unutmayın.
10. Nostalji Yaşatın Onu eski zamanlara geri götürmek ve gülümsetmek istiyorsanız, kenarda köşede unutulmuş mutlu bir çocukluk fotoğrafını büyüttürüp çerçeveletin.
11. Bir Tekne Kiralayın Eğer sevgiliniz denizi seviyorsa, onun için küçük bir tekne kiralayabilirsiniz. Ay ışığında yapacağınız romantik bir gezi hoş bir sürpriz olabilir.
12. Ona Özel Şiir Eğer gerçekten romantizm rüzgarları estirmek istiyorsanız, sevdiğiniz için bir şiir yazmayı deneyebilirsiniz. Kırmızı bir kağıda dökeceğiniz satırlardan oluşan şiiri küçük bir kalp kutuda hediye edebilirsiniz. Çok harika bir şiir olması o kadar da önemli değil, önemli olan içinizdeki duyguları ona yansıtmanız.
13. Evde Piknik Bahar aylarında yemyeşil kırlarda piknik yapmak çok güzel olabilir. Ama bu mevsimde de imkansız değil. Salonunuzda kocaman bir alan açın ve yere bir piknik sofrası kurun. Kokulu mumlar, loş bir ışık ve romantik bir müzik ortamı daha da farklılaştıracaktır.
14. Kendi Puzzlenızı Yapın Büyük bir kartondan kalp şekli yapın ve üzerine bir aşk sözcüğü yazın. Sonra bu kartonu dilediğiniz kadar küçük parçalara bölüp şık bir kutunun içinde ona armağan edin. Ardından bu parçaları birleştirerek puzzle yapmasını isteyin.
16. Aşkınızı Kaydedin Bir kaset veya CD’ye onu ne kadar sevdiğinizi ve sizin için ne kadar önemli olduğunu anlatan bir konuşma kaydedip ona hediye edin. Bunu resimlerinizle birlikte bir video şeklinde yapmanız daha da güzel olacaktır. Tabi videoya güzel bir fon müziği eklemeyi unutmayın.
17. Arabasını Süsleyin Arabasına çiçekler, çikolatalar ve aşk sözcüklerinin bulunduğu minik notlar yerleştirin. Sonra da bir bahane uydurup onu arabaya gönderin.
18. Aşk Balonu Ona aldığınız hediyenin ucuna üzerinde ’seni seviyorum’ yazan kocaman bir balon bağlayıp yatak odasında yatağın üzerine koyabilirsiniz. 19. Ona Özel Aşk Şarkısı Müzikle aranız iyiyse, ona aşkınızı anlatan bir şarkı yapmaya ne dersiniz? Tabii şarkıyı da kendiniz söylemek şartıyla. 20. Radyodan Aşk İlanı Sürekli dinlediği bir radyo programı varsa, ona bu program aracılığıyla da aşkınızı ilan edebilir ve şarkınızı gönderebilirsiniz. Elbette bunun organizasyonunu önceden planlamalısınız. Bunu başka ortamlarda da organize etmek gayet mümkün.
21. Sade ve Romantik İster çalıştığı işyerine, isterseniz eve; ona ‘Seni seviyorum’ notuyla göndereceğiniz tek bir kırmızı gül kalbini ısıtacaktır. Yalnız size gül için bir önerim olacak. Gülün yanına bir şiir iliştirebilirsiniz ve gül kutusuna gül yapraklarıda koymanız çok daha romantik bir ortam oluşturacaktır. Hiçbir kız gül yapraklarına dayanamaz.
22. Ona Özel Havai Fişek Gösterisi Maddi durumunuz elveriyorsa, onun için bir havai fişek gösterisi düzenleyebilirsiniz.
23. Sevginizi Örün En sevdiği renklerden oluşan bir atkı veya bere örüp, soğuk kış aylarında içinin ısınmasını sağlayabilirsiniz. 24. Gazeteye İlan Verin Her Sevgililer Günü’nde gazetelerde aşk ilanları yayınlanıyor. Siz de gazeteye bir ilan vererek, ona olan aşkınızı herkese duyurabilirsiniz.
25. Aşk Pastası Sevgililer Günü’ne özel bir pasta yapabilirsiniz. Kırmızı gıda boyası kullanarak kalp şeklinde bir pasta yapın ve üzerine krem şantı ile ’seni seviyorum’ yazın.
27. Şarkılarınızı Kaydedin Sizin için özel olan bütün şarkıları bir kasete veya CD’ye kaydedin. Kapağını da birlikte çekilmiş bir fotoğrafınızla süsletin.
28. Ofiste Sürpriz İş yerindeki çekmecesine, odasının duvarlarına, sandalyesine, dolaplarının üzerine yani kısaca onun ulaşıp görebileceği her yere tatlı sevgi mesajları yerleştirebilirsiniz.
29. Küçük Bir Tatil Eve dev bir dünya haritası alın ve en sevdiği ülkeleri kalplerle işaretleyin. Bir kalbin içine de ‘çekmeceye bak’ ya da benzeri bir not yazın. Çekmeceye de o ülkeye gitmek için iki tane uçak bileti koyun.
30. Posterini Asın İkinize ait en sevdiğiniz resmi poster olacak kadar büyüttürün ve bu posteri gideceğiniz mekana asın.
31. Minik Bir Dost Eğer uzun zamandır kedi, köpek, kuş veya balık sahibi olmak istiyorsa, neden Sevgililer Günü’nde olmasın?
32. Sahnede Aşk Sadece ikiniz için bir tiyatro salonu kiralayın ve sahneye şık bir sofra kurun. Perde açıldığında ve garson sizi sahneye davet ettiğinde tüm salonu romantizm kaplayacaktır.
33. Yollarına Gül ya da Gül Yaprakları Serpin Eğer bir restoranda yer ayırttıysanız, kapının girişinden masanıza kadar olan yola önceden gül döktürün ve gül yaprakları arasında ona masaya kadar eşlik edin.
34. Size Özel Takı İster başharflerinizden oluşan bir kolye ucu, isterseniz isimlerinizin yazılı olduğu bir yüzük ya da herhangi başka bir takı. Önemli olan sadece size özel olması.
35. Hikayenizi Yazın Nasıl tanıştığınızı ve onu ne kadar çok sevdiğinizi satırlara döküp bunu küçük bir mektup olarak bastırabilirsiniz.
36. Aşkınızı Gökyüzüne Yazın İmkanınız varsa küçük bir uçak kiralayın ve kuyruğuna aşkınızı anlatan bir afiş astırın.
Regl düzensiliği ile 21 günden kısa veya 35 günden uzun süren sikluslar anormal olarak değerlendirilir.
ünde 2-4 ped arası kanama olması da doğaldır. Ortalama 28 gün olan adet döngüsünün 26-32 günden farklı sürelerde olması, adet düzensizliği olarak nitelendirilebilir.
Kadınlarda Ne Tür Adet Düzensizlikleri Oluyor
Sık adet görme 15-20 günde bir seyrek adet görme, 35 günden uzun (2-3 ayda bir). Adet dışı dönemlerde kanamalar olur, fazla miktarda adet görebilir, süresi uzayabilir, miktarı çok fazla olabilir, 8-10 gün devam edebilir, günde 6-12 ped kullanılabilir.
Adet miktarının çok az olması, bu da her zaman patolojik değildir. Doğum kontrol hapı ve benzeri ilaç kullanan kadınların adet miktarı azalır, bazı özel hormonlu spirallerde de adet miktarı azalabilir.