‘Privacy’ birçoğunun Facebook kariyerine başladığında umursamadığı bir seçenektir. Ancak başlangıç ayarlarına göre ağınızda (network) olan herkes, size ait olan her şeyi görebilir. Türkiye’den yola çıkalım; Türk kullanıcıların büyük çoğunluğunun ‘kafadan’ Türkiye ağına üye olduğunu düşünürsek, bu ağdaki herkes, size ait olanları arkadaşlarınız kadar görebilir. Bir ağın mensubu değilseniz, bilgilerinizi sadece arkadaşlarınız görebilir. Ama ben mesela Türkiye ağına üyeyim, o halde yapmam gereken Privacy başlığı altındaki Profile’e girip, çıkan ekranda ‘profile: only my friends-yalnızca arkadaşlarım’ şıkkını seçmektir. Bu ekrandan e-posta adresinizi yalnızca arkadaşlarınızın görebileceği şekilde düzenlemeniz hatta ‘Profile’ başlığı altındaki birçok maddeyi arkadaşlarınıza özel olacak şekilde ayarlamanız menfaatiniz icabınadır.
Posts Tagged ‘olan’
Facebookda Gizlilik Ayarı
Cuma, Haziran 22nd, 2012Facebook Guild Wars 2
Cuma, Haziran 22nd, 2012facebook guild wars 2 oyunu
facebook guild wars 2 nasıl oynanır
facebook guild wars 2 oyna
facebook guild wars 2 hileleri
Uzun zamandır oyunseverler tarafından merakla beklenen ve World of Warcraft benzeri bir MMOPRG oyunu olan Guild Wars 2, henüz kullanıcılara sunulmamış olsa da, oyuna ait bazı konsept çizim ve görüntüler gün yüzüne çıktı.
Dünyanın en popüler sosyal ağ platformu olan Facebook’ta kendisine açılan özel bir sayfayla ziyaretçileriyle buluşan Guild Wars 2’nin yeni resimleri de aynı şekilde bu sayfada yer aldı.
Happy Aquarium da level atlama
Cuma, Haziran 22nd, 2012Happy Aquariumda kolay level atlama
Oyunda XP denilen tecrübe puanı bulunmaktadır. Tecrübe puanlarınız yükseldikçe seviye (level) atlıyorsunuz ve hem baştan kilitli olan ürünler (balık, bitki vb.) açılıyor hemde zamanla akvaryumunuzu genişletip yeni akvaryumlara sahip olabilirsiniz.
Happy Aquarium level
Cuma, Haziran 22nd, 2012Happy Aquarium level atlama
Happy Aquarium kaç level
Bu oyunun kaç level olduğunun bilinmediğini diğer konularda belirtmiştim.
Oyunda XP denilen tecrübe puanı bulunmaktadır. Tecrübe puanlarınız yükseldikçe seviye (level) atlıyorsunuz ve hem baştan kilitli olan ürünler (balık, bitki vb.) açılıyor hemde zamanla akvaryumunuzu genişletip yeni akvaryumlara sahip olabilirsiniz.
Facebook oyunu tuzak oldu!
Cuma, Haziran 22nd, 2012Bu oyunu oynayanlar dikkat !
Gökay Özbudak
9 milyon kullanıcısı olan Facebook oyunu nasıl büyük bir tuzağa dönüştü? İşte o oyun ve yaşananlar.
Bilgisayarınızı taradığını ve virüs bulduğunu söyleyen bu tip reklamlara inanmayın.
9 milyon kullanıcısı olan Facebook oyunu, kullanıcılarını kötü yazılım yüklemelerine yönlendiren reklamları yayınlarken yakalandı.
Farm Town oynayan yüzlerce kullanıcı reklamları gördüğünü bildirdi. Reklamlar, bilgisayarınızda virüs olduğu uyarısını yapıyor ve yalnızca reklamdaki anti-virüs yazılımını indirirseniz sorunun çözüleceğini söylüyor. Farm Town’un geliştiricisi, reklamları görmezden gelmeleri konusunda uyardı, ancak üçüncü parti reklamları engellemeyi başaramadı.
Anti-virüs yazılım uzmanları, üçüncü parti reklam ağlarının kötü yazılım yaymasının Farm Town’un suçu olmayabileceğini, ancak sorun giderilene kadar kullanıcıların oyunu oynamamasını tavsiye etti.
Bugüne kadar The New York Times, MySpace gibi sitelerde de böyle reklamların çıktığı görülmüştü. Eğer oyunu oynuyorsanız kendi anti-virüs yazılımınızı güncellemekte fayda var. chip
Face’te bu 7 şeye dikkat edin !
Cuma, Haziran 22nd, 2012Face’te bu 7 şeye dikkat edin !
Sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta 7 maddeye dikkat edin.. !
Dünyanın en büyük sosyalleşme platformu olan Facebook’da aşağıdaki 7 noktaya dikkat etmezseniz Facebook size Cehennem olabilir..
1- Basit şifre kullanmayın: Basit şifrelerden bir sözlük kullanarak kurtulabilirsiniz. Hatta şifrenin sonunda yani harflerin arkasından bir rakam kullanmak da faydalı olabilir. Tüm bunlara bir de büyük ve küçük harfleri karışık kullanarak şifrenizi oluşturmayı eklerseniz şifre kırma olaylarından bir adım daha uzaklaşırsınız. Yüksek güvenlikli denebilecek bir şifre en azından 8 karakterli olmalı. Rakamları bir kelimenin ortasına yerleştirmek de iyi bir seçenek olabilir. İşte size güzel bir şifre örneği: TeL28efON
2- Doğum tarihinizi gün, ay ve yıl olarak profilinizde paylaşmayın: Eğer paylaşırsanız kimlik hırsızları için çok güzel bir av haline gelirsiniz. Hakkınızda biraz daha fazla bilgi sahibi olan bir kimlik hırsızının banka hesabınızı bile ele geçirme ihtimali artar. Eğer profilinizde tam doğum tarihiniz varsa, hemen profil sayfanıza gidiyorsunuz, Info (Bilgiler) sekmesini tıklıyorsunuz. Sağ üstteki Edit Information’ı (Bilgileri Düzenle) tıklıyorsunuz. Eğer sadece arkadaşlarınız doğum gününüz hakkında bilgi sahibi olsun istiyorsanız, sadece gün (day) ve ay (month) seçeneklerini işaretliyorsunuz.
3- Kullanışlı Gizlilik Ayarları’nı görmezden gelmeyin: Facebook’un kullanıcı bilgilerinde gizlilik konusunda çok hassas olup olmadığı tartışılır. Fakat adamlar sonuçta Hesap (Account) bölümüne gizliliği kişisel hale getirmek için çok güzel bir özellik de koymuş. Arkadaşlarınızla bile sadece belirli bilgilerinizi paylaşabilir, fotoğraflarınızı bile görmemesini sağlayabilirsiniz. Bunu sadece belirli arkadaşlarınız için de yapabilirsiniz. Sonuçta arkadaş listenizdeki herkesle aynı tanışıklık derecesine sahip değilsiniz. Kimi sadece iş bağlantısı olarak listenizde duruyorsa, o zaman özel fotoğraflarınızı da görmesi çok da gerekli değil. Hele hele telefon numaranızı buralarda paylaşmak… Aklınızdan bile geçirmeyin. Ne kadar özel hayat, o kadar güzel Facebook!
4- Çocuk sapıklarına karşı önleminizi alın, sakın çocuğunuzu ‘tag’lemeyin: Bir fotoğrafta eğer çocuğunuz da varsa, kesinlikle adını ‘tag’lemeyin. Eğer başka birisi bunu yapmışsa, hemen girip Remove Tag (Tag’i sil) seçeneğinden silin. Eğer çocuğunuz Facebook’ta yoksa ve birisi onun ismini ‘tag’lemişse, o kişiye silmesini söyleyin.
5- Evde olmadığınızı kesinlikle durum bildirimlerinizde veya herhangi bir bölümde paylaşmayın: Bunun evinizin kapısına “Sayın hırsız, biz evde yokuz, rahat olun” demekten hiçbir farkı yok. Arkadaşlarınızla tatilde olduğunuz veya tatilde yaşadıklarınızı paylaşmak için dönüşe kadar sabredin ki eve döndüğünüzde ilk iş olarak polisi aramak zorunda kalmayasınız.
6- Facebook aramalarında birazcık da hayalet olun: İsterseniz Facebook aramalarında hiç kimseye görünmeyebilirsiniz. Hatta bunu istemekte büyük de fayda var. Bunun için Facebook Gizlilik Ayarları bölümünde “Arama” (Search) bölümünü açın. Facebook arama sonuçları bölümüne “sadece arkadaşlarım” tercihini aktif edin. Kesinlikle “Herkese açık arama sonuçları” bölümünün işaretli olmadığından emin olun. Yoksa sırf güzel bir fotoğrafınız yüzünden arkadaşlık teklifi bombardımanına hazır olun. Sonuçta Facebook bu, otu da kullanıyor, bir hoşu da…
7- 13 yaşın altındaki aile üyelerinize Facebook kullanma izni vermeyin, veriyorsanız da kontrol sizde olsun: Facebook prensip olarak 13 yaşın altında olanlara Facebook’u kullanma izni vermiyor. Fakat bugünlerde bu yaşın altındaki birçok çocuk Facebook kullanıyor. Eğer 13 yaşın altında olan bir aile üyeniz varsa ve arkadaşlarıyla iletişim kurmak için Facebook kullanmak istiyorsa, o zaman bütün bağlantı bilgilerine (en önemlisi e-mail adresi) kendi bilgilerinizi yazmak faydalı olacaktır. Böylece Facebook’ta neler yaptığı bilgisini her gün mail kutunuzdan izleyebilirsiniz.
FarmVille Telefonda
Cuma, Haziran 22nd, 2012Facebook FarmVille Oyunu Telefona Taşınıyor.Kullanıcılar telefondan da FarmVille girebilecek.
Facebook’ta binlerce insanı kendine bağlayan FarmVille oyunu başka platformlara da taşınıyor. İşte çiftçiliğin en son halleri..
Zynga isimli bir firmadan çıkan FarmVille oyunu, Facebook’un fenomenlerinden biriydi. Sanal bir çiftlik olan bu oyunda, yaratılan karakterle ekin ekilip, hasat yapılıyor. Kısa sürede binlerce kişinin oynadığı oyun büyük ilgi sebebiyle giderek genişledi.
Son zamanlarda milyonlarca oyuncusu olan FarmVille, yapımcısının büyük bir servet kazanmasını sağladı. Alternatifleri karşısında pazar payını kaybetmek istemeyen Zynga çiftlik farklı platformlara da yaşamını götürmeyi hedefliyor.
İşte Firmanın başka projeleri;
Kullanıcılarını Facebook’a girme zorunluluğundan kurtaran sitenin bir sonraki adımı ise oyuncuları bilgisayardan kurtarma konusunda olacak.
Zynga nın yaptığı açıklamaya göre firma, FarmVille’in mobil platformlardan da oynanabilmesi için yatırım yapıyor. Firma, farmvilleandroid.com, farmvilleiphone.com, farmvilleipad.com ve farmvillesms.com adlı sitelerin isim hakları satın alınmış bile.
Mobil FarmVille yapımcıların bu konudaki tek projesi de değil , firma bu platformda yeni oyunlar da hazırlayacakmış.
Sizce FarmVille’in bu kadar büyümesi olumlu bir gelişme mi?
facebook çevrimiçi olamıyorum
Cuma, Haziran 22nd, 2012Facebook çevrimiçi nasıl olurum
Facebook çevrimiçi ayarları
Facebook’ta nasıl çevrimiçi olunur?
Eğer çevrımiçi ol tuşuna bastığınızda herhangi bir şey olmuyor ve hala çevrim dışı iseniz, facebook serverlarında geçici bir sıkıntıdan dolayı olamıyorsunuz demektir, sizinle ilgili bir sıkıntı değil genel bir sıkıntıdır yani.Yada kullandığınız tarayıcıyı kapatıp başka bir tarayıcıda hesabınızı açıp deneyebilirsiniz.
Herhangi bir Facebook sayfasının sağ alt köşesindeki Sohbet menüsüne tıklayarak çevrimiçi olan arkadaşlarınızı görebilirsiniz. Çevrimiçi ve sohbet için müsait olan arkadaşlarınızın yanında yeşil bir nokta, bir süredir işlem yapmayan arkadaşlarınızın yanında ise yarım ay simgesi belirir. Profillerde ve sitenin başka herhangi bir yerinde, sohbet simgesine tıklamak, o kişiyle konuşma başlatır.
Sohbet mesajı göndermek için, mesajınızı yazıp klavyenizde “Enter” veya “Return” tuşuna basmanız yeterlidir.
Facebook Sohbet’i kullanarak yalnızca onaylanmış arkadaşlarınıza mesaj gönderebileceğinize lütfen dikkat edin.
Cevdet bağca / Bilesin
Cuma, Haziran 22nd, 2012Saçlarında rüzgarları bulduysam
Gözlerinde yağmura dokunduysam
Yakınım sen uzağım sen olduysan
Sana olan sevdamdandır bilesin
Dağlarını yol edip yürüdüysen,
Tuzunu yarama melhem bildiysem
Yollarıma milyon kere öldüysem
Sana olan sevdamdandır bilesin
Yar diye koynuma seni aldıysam
Seninle tutuşup senle yandıysam
Günü gelip bir başıma kaldıysam
Sana olan sevdamdandır bilesin
Cevdet Bağca / Bilesin
iki gülücükk
Cuma, Haziran 22nd, 2012Ne gidecek kadar cesur,
Ne kalacak kadar güçlü
Kendi kendime yabancı
Bir masal yolcusuyum…”
Şahdamarımın atışında bir aşk bu…Bir masal perisinin sihirli değneğinin
ucundaki ışıltılı yıldız..”.Hayır” diyemez insan bu parlak coşkuya…Sonra bir
gün gelir yeniliverir kahraman, yüreğini kötülüğün bürüdüğü devin
hoyratlığına…Al ipekli, gümüş sicimlerle sardım sarmaladım seni bir kuytu
köşede, ellerin uzanamayacağı bir saraya…Hapsoldun sevdama çarpışan iki gözün
yarattığı bir zindanda…Gönüllü tutsağın oldum, esaretinde seni yalnız
bırakmamak adına!
“Alazlanan bir yüreğin
Çatlak sesi kulaklarımda
Özünü eritip akıtmış
Yangınımın en alevli yerine.”
Emanetin; yüreğin, gözyaşların sımsıkı tutundu sevdalı gecelerime. Korkma
birtanem, hiç üzer miyim kanımla adını yazdığım, alt tarafı bir yumruk
büyüklüğündeki parçamı…Kanatır mıyım sanıyorsun? Boğar mıyım gözyaşlarını
kanımla…Kutsal tüm bedenim. Dudaklarınla mühürledin
“Ben sende saklı,
Sen kaderime büyük harflerle yazgılı
Yenilmeyen bir de AŞK var
Yaman mı yaman bir deli savaşçı”
Zamanın acımasız hükümdarlığına yenilir bu aşk dediler. Kilometrelerin koca
kuyusunun içinde yitip gider…Gözden ırak olan gönülden de ırak olur diye
kandırmaya çalıştılar…Birbirimizin yapraklarına dolanan iki sarmaşık olduk.
Mesafeler uzayınca, yeşillerimiz yeni filizler verdi. Denizler ayırmaya kalksa,
sarmaşıklar yüzmeyi öğreniverdi! Yoklukları, barındırdığı o deli tutkuyla
varlığa çevirdi. Ve asla yenilmedi…
“Gözbebeğinle seviştim ben ilkin,
Kalbimi öptü gülen bir çift kahve çekirdeği
Belki bu yüzden hiç silinmedi bedenimden
Kırıldım Aşka Ama Onun Haberi Yok
Cuma, Haziran 22nd, 2012 Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum… Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum… Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda…
Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine… Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor… Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum… Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum… Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum…
İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı…
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında… Isınabilmek için onlara sarılıyorum…
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum… Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı…
Belki de görmeyi istemek gerekiyordu… Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma… Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda… Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil…
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında… Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum…
Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor… Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana…
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda… Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi…
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana…
Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım… Ayak uyduramadım
yorgunluğuna… Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım…
Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan… Ama! En çok da imkânsızın oldum…
Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum… İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum… Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum…
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum… Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken
belki de hiçbir şeyin oldum… Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim…
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?
Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk… Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum… Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum…
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi… Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak…
Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor …
Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor… Görüyorsun işte, aşk’a ve sana ihanet etmiyorum
benim kırgınlığım aşk’a… Sen üstüne alındın…
Pelin Onay
can dündar’dan
Cuma, Haziran 22nd, 2012İnsan 5 yaşına gelmeden anlıyor; açlığın öldürdüğünü, soğuğun dondurduğunu,
ateşin yaktığını…
Sevgisizliğin insanın canını acıttığını…
Duyguları, nesneleri, kişileri, çevresini tanıyor.
Her şey ona çok büyük görünüyor:
Ev, masa, anne, baba…
10´una gelmeden oyunla, sayılarla, harflerle tanışıyor. Azgın bir iştahla
öğreniyor. Kız ya da erkek olduğunu fark ediyor. Dünyanın evde, okulda
kendisine anlatılandan da büyük olduğunun ayırdına varıyor.
15´inde, tam da en çok kendini sevdireceği çağda, sivilcelenen yüzünden,
değişen bedeninden utanırken aşkı keşfediyor.
Dış dünya kadar iç dünyanın da büyük salonları ve kendisinin bile bilmediği
odaları olduğunu, açıldıkça o odalardan devasa bahçelere çıkıldığını
hissediyor, büyüleniyor. Şarkıların içinde sevdalar gezdirdiğini, şiirin her
türden hasreti dindirdiğini anlıyor. Aşk acısını öğreniyor. Yine de seviyor;
ille seviyor, inadına seviyor.
20´sinde putlarını yıkıyor, başkaldırıyor, kanatlanıyor. Her şey ona küçük
görünüyor:
Ev, masa, anne, baba…
“Dünya küçükmüş; büyük olan benim” efelenmeleri başlıyor. Lakin dünya bunu
bilmiyor.
25´inde ayaklar biraz yere değiyor. Okul bitiyor, iş telaşı başlıyor.
Sınıfta öğrenilenlerin akı, sokaktaki gerçeklerin karasına çarpıp
grileşiyor.
Yolu hızlı gelenler çabuk yorularak, sevdiğini bulanlarsa kalbinden
vurularak evleniyor genelde… 5 yıl önce uzak bir ülke olan “istikbal”,
daha yakına geliyor. “Bir denizde yangın çıkarma” hayali erteleniyor.
“Dünya zor”laşıyor.30´unda muhasebeye başlıyor insan:
“Dünya hâlâ beni tanımadı, üstelik galiba ben de dünyayı tam tanımıyorum”
dönemi…
Mevcut bilgilerin sorgu yeri…
Kuşkunun beyliği…Tehlikeli yaşlar: “Bunun nesine hayran oldum ki ben”
pişmanlıkları, “Hakkımı yediler” sızlanmaları, sırta saplanan hançerler,
çelmeler, dost kazıkları, ağır ağır olgunlaştırıyor insanı…
35, yolun yarısı…
Hiç okul asmadan, evden kaçmadan, bir terasta sevdiğiyle öpüşüp bir çadırda
uyanmadan 20´sine gelenler için gecikmiş telafi çağları…
Daha önce hiç yüz verilmemiş ana-babaların sözüne yeniden kulak kabartılan
yaşlar… Olgunluğun karasuları…
40´ında eski kotlar dar gelmeye, saçlara ak düşmeye, aile büyükleri yaşlanıp
ölmeye başladığında bocalıyor insan…
Panik, kadınları kuaföre sürüklüyor, erkekleri araba galerilerine; ve
ikisini birden yeni sevda hayallerine…
Yiten gençliğe, boyalı saçlarla, içe çekilen karınlarla, kırmızı arabalarla
çare aranıyor.
45´inde “istikbal” denilen o uzak ülkenin toprağına ayak basıyor insan…
Hem ölüm yarınmış gibi, hem hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamasını öğreniyor. Eski
dostlar, hatıralar kıymete biniyor.
Didişmenin yerini sükûnet, böbürlenmenin yerini nedamet, kinin yerini
merhamet alıyor. “Keşke”ler “iyi ki”lerle, hırslar hazlarla yer
değiştiriyor.
Bu dünyayı silkelemekten, daha iyi bir dünya için kavga vermekten
vazgeçmeseniz de, öbür dünya umuduna da kulak kabartıyorsunuz, ara sıra…
Genellenemez tabii; bunlar benim yaşlarım.
Sonrasını bilmiyorum henüz; öğrendikçe yazarım.
Can DÜNDAR
Yalnızlık Bir Tarihtir
Cuma, Haziran 22nd, 2012Yalnızlık bir tarihtir ikimiz
Dururuz odalarda bir giysi gibi
En kalın soluklarla çekiyor ipi
Kimbilir kimlere kalmışlığımız
Yalnızlık bir tarihtir sen misin
Bir geçmişi sürüp giden ak turna?
Ya benden önceydi ya da çok sonra
Bir halk türküsüne gül olan sesin
Yalnızlık bir tarihtir onlarla
Gök dediğin iki kuşun arası
Ey ilkyazlı gülüşlerin sonrası
Ansızın donuyor gül, bakışlarda
Hilmi Yavuz
Mevsimlik Sevda
Cuma, Haziran 22nd, 2012Her mayıs akşamında‚ ürperişim.
Bil ki o… Vefasız gidişin.
Seni sevmemin tek nedeni yalancı suretinin‚
Altında ki o… masum gülüşündür.
Para etmez gönlümde ne sen nede sahte bir sevgili‚
Sevgini çöpte bulsam değerini kaybetmezdi.
Sahte aşkını parlatsan çeyrek sevgi etmezdi.
Bir bir yaksam da umut mumlarını‚
Verdiğin sevgi sevgi olmazdı.
Giden gitti ben yolumu aldım‚ unutma giden geri dönmez.
Bir daha sana geri.
Sana seni seven değil lazım olan‚
Cebi servet dolu bir serseri.
Mevsimlik sevda buda bitti‚sevgi adı altında umutlar.
Hepsi çöpe gitti zamansa eridi.
Mum gibi tükenip bitti mevsimlik sevda bu‚
Diğerleri gibi yok olup gitti.
By: Oğuz Demirci.