Kalb gevşeme ve sıkışma (sistol ve diyastol) nöbetleri içindeçarparlar. Kulakçıkların sistolu esnasında karıncıklar gevşemehalindedir. Bu hareketi şöyle sıralıyabiliriz:
Büyük toplar damardan kan kulakçıkları dolar. O zaman kulakçıklar kasılır ve kanı o esnada gevşek halde bulunan karıncıklara iter. Bu sırada kulakçıklarla karıncıklar arasında bulunan kapaklar açık bulunurlar. Kulakçık kasılmasının bitiminden sonra gevşer, karıncıklar kasılmaya başlar. Bu esnada kalb kapakları kapanır.
Karıncık kasılması en yüksek seviyesine varınca damar kapakları açılır ve böylece kan damarlara atılır. Karıncık kasılması bitince kalbin istirahat devri başlar ve damar kapakları kapanır.
Her vuruşta kalbimiz elli altmış santimetre küb kan fırlatır. Bir vuruşta kalbin gördüğü iş 1,4 kilogram metredir. Kalb dakikada 4-6 litre kan fırlatır. Kan dakikada bütün vücudu 6 defa dolaşır. Böylece kalbin bir günde gördüğü iş 20 bin kg. metreye varır. Yâni bu enerji ile 20 kilogram bir yük bin metreye kaldırılabilir.
Çağdaş teknik bile yumruk kadar bir hacim içinde bu kadar iş görebilen bir makine icad edememiştir. îşin mühim tarafı şudur ki kalb bu ağır işi bir ömür boyunca ve bir tamir gör-meksizin yapar.
Kalb adelesinin özelliği, irademize tâbi olmadığı halde çizgili adale neviden olmasıdır. Bu adaleler vücudumuzda en ağır işi gören adalelerdir. Bu sebeple de en çok gıdaya ve oksijene muhtaçtırlar.
Bu gıdayı kalb adalesine taç damarları verir. Sükûn halinde bile bütün dolaşım kanının yüzde onu kalbi beslemek vazifesini alır. Taç damarlarınınö nemi bundan anlaşılır. Budamarardan büyükçe bir dalın âni olarak tıkanması ölüme kadar varabilen vahim akibetler doğurur.
OZON NEDİR Aktif oksijen ( Ozon O3 ) bilinen en etkili mikrop öldürücü ve koku gidericidir. Güneşin ultraviyole ışını ve yıldırım anında ortay çıkan elektrik arkları ile oluşan ozon, dünyanın etrafında koruyucu kalkan olarak mevcuttur ve canlıları güneşin radyasyon etkisine karşı korur. Yıldırımlar sonucu oluşan ozon, havayı temizler.Özellikle yükseltilerde ve deniz kenarlarında, taze hava kokusu diye içimize çektiğimiz, havada bu hissi yaratan, yıldırımlar sırasında meydana gelmiş olan ozondur. Günümüzde, ozonun birçok faydasından yararlanmak amacıyla ozon üretim teknolojileri geliştirilmiştir ve ozon terapi Almanya, Fransa, Kanada, Rusya ve Japonya gibi birçok ülkede kabul görmüştür. Bu ülkelerde sadece ozonterapi yapan binlerce klinik vardır.
OZONLU YAĞIN TARİHİ Doğal olarak beliren ozon gazı dezenfektan ve arındırıcı olarak ilk 1881 de kullanıldı. 1926 da, Berlin’deki Kaiser Institute’ ten Dr. Otto Warburg kanserin sebebinin hücresel boyuttaki oksijen eksikliği olduğunu duyurdu. 1931’de Nobel Tıp Ödülünü, ardından tekrar 1944’te aynı ödülü kazandı. Tıp dalında 2 Nobel Ödülü kazanmış tek kişidir. 1950’lerin başlarında, ABD’de ozonlanmış yağ sıvı yağın bir formu olarak pazarlanmaya başladı. Yara temizliğinde dezenfektan olarak büyük takdir topladı. Fakat o zamanlar ticari kullanıma uygun olmadığı için rabet edilmedi. O günlerde ozon jeneratörleri yeteri kadar güçlü değildi ve zeytinyağı yeterli seviyede ozonlanamıyordu.
Ozon Yağı Göz Çevresine Sürülürmü Ozon yağı; yüz, boyun, abdomen ve uyluklardaki belirli aktif noktalara uygulanarak hücrenin vital proseslerini stimüle eden ve böylece dokuları gençleştiren hücre katalizör görevi görür. Uygulandığında bölgedeki kan akışı artar ve yaşlı hücrelerin ölmesi hızlanır. Yaşlılığa ve yüz hareketlerine bağlı olarak ortaya çıkan kırışıkların düzelmesine yardım eder, Göz etrafındaki şişlik ve halkaları yok eder. Cildin elastikiyetini düzeltmek için ozonlanmış yağ birebirdir. Ozonlanmış yağ başarılı bir şekilde selülit tedavisinde de uygulanır. Ozonlanmış yağ masaj yoluyla uygulanabilir ve olumlu etkileri kısa sürede gözlenebilir.
Burun Ameliyatı Nasıl Yapılır: Yapılacak işlem bir estetik ameliyat olduğu için ameliyat öncesi hastanın değişik açılardan fotoğrafları çekilir. Bu fotoğraflar üzerinde, geliştirilen bazı bilgisayar programlarıyla hastanın ameliyat sonrası hali de gösterilebilir. Ancak bunları sadece bir fikir versin diye kullanmak gerekir. Hiçbir zaman hastayı senin burnun böyle olacak şeklinde beklentiye sokmamak gerekir. Hastanında yapılacak işlemin bir ameliyat olduğunun farkında olması gerekir. Ameliyat lokal ya da genel anestezi altında yapılabilir. Ancak daha çok genel anestezi tercih edilmektedir. Ameliyatta yapılacak işlem burundaki şekil bozukluğuna göre değişir. Burun kanatlarını oluşturan kıkırdaklar, eşit şekilde ve burun kanatlarında çökmeye yol açmayacak şekilde çıkarılır. Diğer kıkırdaklarda da mevcut şekil bozukluğu değerlendirilerek düzeltmeler yapılır. Burun kemiği değişik yerlerden kırılarak şekil bozukluğuna yol açan kısmı çıkarılıp diğer kısımlarına uygun şekil verilir. Küçük çıkıntılar törpülenir. Çıkarılan kıkırdaklar veya bazen kemikler, cerrahın ameliyat sırasındaki kararları doğrultusunda çeşitli yerlere tekrar konarak destek sağlanır. Bazen burun içindeki bölmeyi oluşturan kıkırdak ta destek amacıyla kullanılır. Burnun kendi kıkırdak veya kemiklerinin yeterli veya uygun olmadığı durumlarda vücudun başka bölgelerinden faydalanılabilir. Bu amaçla kulak kıkırdakları, kaburga kıkırdakları veya leğen kemiği kullanılabilir. Amaliyatın sonunda burun içine tampon konur, burun dışına da alçı yapılır. Komplikasyon olmaması halinde hasta aynı gün ya da ertesi gün taburcu edilir. Burun estetiği yapılırken burun içindeki deviasyon, et büyümesi gibi durumlarda düzeltilebilir.
Burun Ameliyatının Risk ve Komplikasyonları Nelerdir : Yapılan işlem estetik amaçlı da olsa önemli bir ameliyattır. Bu nedenle her ameliyatta olduğu gibi komplikasyonları olabilir. Üzerinde durulacak en önemli konulardan biri ameliyat sonrasında hastanın tatminidir. Ameliyat ne kadar başarılı geçerse geçsin, hastanın psikolojisi ve beklentileri önemlidir. Bu nedenle ameliyat öncesi hastanın beklentileri iyice öğrenilmeli, ameliyat hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Hastanın hayalindeki burnu oluşturmanın hiçte kolay olmadığı belirtilmelidir. Ameliyattan sonra ortaya çıkabilecek problemler olarak, düzeltilen kemik ve kıkırdaklarda yerinden kayma, burun şeklinin istenildiği gibi verilememiş olması, kanama sayılabilir.
Burun Ameliyatından Sonra Nelere Dikkat Edilmeldir: Hastanın ameliyattan sonra dikkat edeceği en önemli konu burnuna ve yüzüne bir darbe almamasıdır. Ameliyat sonrası hasta istediği gibi beslenebilir. Vücudunu yıkayabilir, saçlarını yıkarken de başını geriye atarak alçıya zarar vermemeye çalışmalıdır. Burun içine konan tamponlar 2. ya da 3. günde, alçı da genellikle 1 hafta sonra çıkarılır. Bazen ikinci bir alçı yapmak gerekebilir. Ameliyat sonrası burun sırtında, göz altlarında ve yüzde morarma ve ödem oluşur. Morluklar genellikle 10-15 günde azalır, ödem ise 2-3 haftada önemli kısmı yok olurken tamamen kaybolması 6 ay- 1sene sürebilir.
Regl döngüsünün sivilcelere etkileri üzerine yapılmış en kapsamlı araştırma bu etkinin gerçekten var olduğunu ortaya koyuyor. 12 ile 52 yaşları arasındaki 400 hastanın üzerinde yapılan araştırmaya göre hastaların %44’ünün âdet öncesi dönemde sivilceleri artıyor.
3 yaş ve üstü kadınlarda gençlere oranla âdet dönemi esnasında daha fazla sivilce çıktığı görülüyor. Etnik kökenlerin ise sivilce oluşumunda bir etkisi olmadığı gözleniyor. Adet döngüsünün sadece mevcut lezyonları değil ayrıca iltihaplanmayı da arttırdığı görülüyor.
Regl döneminde ki sivilcelerden kurtulmak için aşağıdaki sivilceler için özel tarifi uyguluyabilirsiniz.. Bir çay kaşığı kuru maya,
Bir toz haline getirilmiş Aspirin ve
Bir çay kaşığı oksijenli suyu karıştırın.
Bunu sivilceli bölgeye sürüp 20 dakika bekletin. Ilık su ile cildinizi temizleyin.
Normal koşullarda adet görürken hamile kalmak hemen hemen mümkün değildir. Fakat literatürde yumurtlamanın bu tarihte olduğu veya bu tarihte ikinci bir yumurtlama olması nedeniyle gebeliğin görüldüğü yazılıdır. Ama bunun çok çok nadir bir durum olduğu söylenebilir…
Kadının yumurtlama dönemi genellikle iki adet döneminin ortası olarak bilinir ve kabul edilir. Bu tarih değişiklik gösterebilir. Kadının adet dönemi döngüsel olarak ortalama 28 günde bir gerçekleşir ve kadının yumurlama dönemi adet döneminden itibaren 8. ve 16. günler arasında olması mümkündür.
Adet döneminde hamile kalmanın mümkün olup olmadığı sorusu ise kesin cevapları olmayan bir sorudur. Ülkemizde her 100 kadından 10′u adet döneminde girile cinsel ilişkilerden hamile kalmaktadır.
Adet döneminde hamile kalmak çok düşük bir ihtimalde olsa görülen ve yaşanan bir durumdur.
Tugbam sitesinde en güzel Korkuyla İlgili Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Korkuyla İlgili Sözler Korkuyla İlgili Sözler kısa Korkuyla İlgili Sözler facebook
Başkalarını korkutanın, kendisi de hep bir korku içinde yaşar. A.Claudius
Çok defa korku, yalan söylemesini öğretir. Alfred de Vigniy
Dünyada yapılacak en büyük iyilik, korku içinde yaşayan bir kimseyi emniyete kavuşturmaktır. Beydeba
Etrafa korku salanın kendisi de korkuyordur. Epukuros
Hak’dan korkan, halktan korkmamalı, işini düzgün yapanın içi de düzgün olur. Süleyman Hilmi Tunahan
İnsan, sevdiğinden korkar, fakat korktuğunu sevemez. Cenap Şehabettin
Kendinden çok kişinin korktuğu kimse, çok kişiden korkmalıdır. Publilius Cyrus
Korkacağımız tek şey, korkunun kendisidir. Goethe
Korku içinde yaşayan asla hür değildir. Horatius
Korkak insanlar, başaklı buğday sapını bile yılan sanır. G.Gardony
Korkak, tehlike olmadığı zamanlarda yumruğunu sallar. Goethe
Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir. Eflatun
Korku bazen kafasızlıktan gelir, yüreksizlikten de geldiği gibi. Montaigne
Korku nedir, utanma nedir bilen bir adam için daima bir kurtuluş yolu vardır. Sophokles
Korku, yalan doğurur. Dostoyevski
Saygı olan yerde korku olur ama, korku olan yerde her zaman saygı olmaz. Eflatun