Posts Tagged ‘önümde’

Rüveyda

Cuma, Haziran 22nd, 2012


fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı
yetim çığlıklarımı duyurmak üzere sana
koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına

adını söylemek istemiyorum
her hecesi amansız bir kor dudaklarımda
her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım
zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım
adını söylemek istemiyorum
Rüveyda dediğim zaman
anla ki, senin için yürüyor kelimeler
çığlığımın atardamarlarından

hangi yıldızdır bilmem, gözlerin
kayar da üzerime Rüveyda
önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime
sonra açılır önümde ıstırab vadileri
silik renkleriyle adımlarıma
çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
hayalin bittiği menfeze doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

uslanmaz bir yürek taşıdığıma dair
yaygın bir kanaat dolaşır aynalarda
oysa Rüveyda
baştan başa ben
kevser akan, gül kokan bir kalbin filiziyim

kitaplara sürdüğüm kapkara lekelerden
bir anlatsam nasıl utandığımı
bir doğrulsam eğrildiğim yerden
ağarır tanyeri nilüferlerin
alaca bir at koşar içimde
ezer toynaklarıyla anılarımı

sular köpürmemeliydi Rüveyda
kırılmamalıydı ıslak dalları hasret selvilerinin
ben zehire alışkınım, şerbete değil
rüyalar nefret eder avare duruşumdan
kabuslar çekerek ancak derdimi yeryüzünde
sen gün boyu simsiyah bir ufukla beraber
ben her gece bir mehdi türküsüyle çilekeş
yargılamak için zeval kayıtlarını
inkilap bekliyorum

hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin
uzanır da gönlüme Rüveyda
derinden bir ok saplanır bağrıma
beynimi çağıran bir sese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

varlığın cinayettir memleketimde işlenen
akıtır kanını asil pehlivanların
yokluğun sükunettir kuşatır evrenimi
varlığın ve yokluğun ölümüdür baharın

artık eskisi gibi bakamıyorsun
göklerinde bir belkıs otururdu Rüveyda
binlerce gökkuşağı olurdu kirpiklerin
güneş bir ane gibi dururdu başucunda
artık dokunamıyor kakülün bulutlara
karalara bürünmüş saçlarında dolunay
BEN BU KADAR ZULME LAYIK MIYIM RÜVEYDA

hangi ressamı vurur bilmem, endamın
sarar da benliğimi
ben beni tanımam kaldırımlarda
kafesleri yutan kafese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

kırmızı bir kurdela bağlayarak alnına
duydun mu orkideye dua eden birini
bu ısmarlama yüzler yok mu Rüveyda
bu yapmacık bebekler
gözyaşı akıtırken gülenler yok mu
beni kahrediyor geceler boyu

hangi çağın gelişidir bilmem, gülüşün
soluk bir dünyanın mezarlarına
gömerek gurbetimi
kapadı karanlığa Yesrib, kapılarını
meydan okuyuşun çağın ordularına
bilmem hangi mevsimin başlangıcıdır
doruklarından öte hevese doğru
alaca bir at koşar içimde
zamansız, mekansız nefese doğru

yasını tutuyorum kararttığım düşlerin
yıpranmış divaneler gibiyim sokaklarda
amansız bir ütopya üfleyen pencereler
lif lif yoluyor dram seyyahı bedenimi
önümde, haksızlığın hesaba çekildiği
hiç kimsenin kimseyi tanımadığı mahşer
arkamda, kare kare ömrümü belirleyen
hatırladıkça yanıp tutuştuğum resimler

söyle, nasıl aşarım pişmanlık dağlarını
yeniden bir Nil olup taşar mıyım çölllere
kim giydirir başıma tacını nihayetin
kim takar bileğime hürriyet künyesini
karada balık gibi nasıl yaşarım, söyle
Rüveyda, seziyorum; tahammülün kalmadı
ama dur, boşaltayım bütün çığlıklarımı
asırlardır köhne barınaklarda
küflenen, çürüyen çığlıklarımı

at vuruldu içim paramparça Rüveyda
gölgelerin ardına sakladım kusurumu
sen orada kayıtsızca gülümsüyor gibisin
ben burda damla damla eriyip akıyorum
yine de, çiğnetmem kimseye gururumu
istenmediğim yeri sessizce terk ederim
hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim

Nurullah Genç

Nasihat Sözleri

Salı, Haziran 19th, 2012

Nasihat Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Nasihat Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Nasihat Sözleri
Nasihat Sözleri

Nasihat Sözleri Kısa

* Allah namına ver Allah namına al Allah namına başla Allah namına işle Vesselam.

* Biriyle tanistigin zaman elini uzat ve adini söyle ama bil ki, bunu aklinda tutmayacaktır.

* Hak ile kendini meşgul etmezsen batıl seni işgal eder.

* Neler yedi bu diş, ne altın oldu ne gümüş.

* En büyük ceza evi cahil insanların kafasının içidir.

* Her bildiğini söyleme fakat her söylediğini mutlaka bil.

* Sabır kara bir dikeni yutmak diken içini parçalayıp geçerkende hiç ses çıkarmamaktır.

* Dağlar önümde eğilirken, kayalara yalvarmam.

* Sana yapılan tepkiye verebileceğin en iyi tepki tepkisizliğindir.

* Sevdim oda Sevdi. Ben Daha çok Sevdim O sevmeye Devam etti. Ben Ölümüne Sevdim O sevmekten Vazgeçti.

* Yolun sonunda uçurumu görüyorsan ya o yola hiç girme, ya at kendini o uçurumdan bir daha dönme.

* Hayatta ya tozu dumana katarsın yada tozu dumanı yutarsın.

* Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin.

alıntı

Kierkegaard Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Kierkegaard Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Kierkegaard Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Kierkegaard Sözleri
Soren Kierkegaard sözleri
kierkegaard kimdir felsefesi sözleri eserleri

Kadının erkekten daha duyusal olduğunu, onun vücüt yapısı bile gösteriyor.

Çünkü ebediyen vazgeçmiş olan kendi kendine yeter.

An, zamanın ve ebediyetin birbirini dokundukları bir belirsizlik.

Benim için hakiki olan bir hakikat bulmalıyım. Yaşayıp uğruna ölmek isteyeceğim bir fikir.

Bir kızı baştan çıkarmak bir şey değil, ama baştan çıkarılmaya değen bir kız bulursan şanslısın.

Felsefenin dediği doğru. Hayat geriye doğru anlaşılır. Ama burada bu cümleyi unutuyoruz: İleri doğru yaşanmalı!

Süpürün beni.( Son sözleri – 11. Kasım 1855)

Evlen! Pişman olacaksın. Evlenme… Yine pişman olacaksın.

Akıl azaldığı oranda kaygı da azalır.

Canı sıkılan herkes değişim istiyor.

Nedir bir şair? İç çekmelerini ve çığlıklarını güzel bir müziğe dönüştüren dudaklara sahip olan, fakat ruhunda gizli acılar barındıran mutsuz bir insan.

Neler gelecek? Gelecek ne getirecek? Bilmiyorum, hiç bir tahminim de yok. Bir örümcek sabit bir noktadan nedenlerden dolayı sonuçlara doğru düşerken önünde hep boş bir mekan vardır ve hiç bir yere tutnamaz, her ne kadar çırpınsa bile. Ben de kendimi öyle hissediyorum; önümde hep boş mekan; ileri doğru sonuçlara doğru yol almamı sağlayan arkamda kalmış nedenler var. Bu hayat korkunç, dayanılacak gibi değil.

Her kötülüğün başı can sıkıntısıdır.

Aslında avarelik hiç de kötülüklerin anası değildir, tam tersi, neredeyse tanrısal bir hayattır, yeterki can sıkıntısına kapılma.

Büyüklük şu ya da bu olmak değil, kendin olmaktır.

Karşılaştırma eylemi mutluluğun terki ve memnuniyetsizliğin başlangıcıdır.

Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir.

Bir erkek hiç bir zaman bir kadın kadar acımasız olamaz.

Bütün düşüncenin en yüksek çatışkısı, düşüncenin, düşünemeyeceği bir şey bulma çabasıdır.