Çetin Tekindor, Türk tiyatro, sinema, dizi oyuncusu ve seslendirme sanatçısı.
1970 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’ndan mezun oldu. Tiyatro sahnelerine IV. Murat oyunu ile giriş yaptı. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda “Sahne ve Diksiyon” dersleri veren Tekindor, daha sonra aynı görevini 1998 yılına dek Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde sürdürdü. Onun daha büyük kitlelerce tanınması, TRT televizyonunda 1976-1977 yıllarında yayınlanan ‘Mc Millan ve Karısı’ dizisindeki, Rock Hudson’ın oynadığı Emniyet Müdürü Stewart McMillan karakterini seslendirmesiyle oldu. Daha sonra Yücel Çakmaklı`nın yönettiği 1983 yapımı Küçük Ağa dizisiyle çok tanınan bir sima oldu.
Beyazperde ile ilk tanışması ise Başar Sabuncu’nun yönettiği ve Müjde Ar ile başrollerini paylaştığı Kaçamak (1987) filmi ile oldu. Bir taraftan tiyatro oyunlarında rol alıp, TRT’de yayınlanan yabancı film ve dizi filmleri için seslendirme yaparken, diğer taraftan Dönemeç (1988), Önce Canan (1988) gibi dizilerde ve Son Türbedar (1996), Kerem (1999) gibi TV filmlerinde rol aldı. Ardından oldukça büyük izlenme oranlarına ulaşma başarısı yakalayan Yılan Hikayesi (1999) dizisinde Sinan adında Kral lakaplı önemli bir rol üstlendi.
Bunu Tutku Çemberi (2000), Üzgünüm Leyla (2002) ve Çaylak (2003) dizileri takip etti. Aynı yıl, kariyerinin ikinci sinema filmi Karşılaşma ‘da oynadığı rol ile 2003 Ankara Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Yine 2003 yılında rol aldığı Bir İstanbul Masalı dizisi, televizyon ekranlarında oldukça önemli başarılar elde etti. 2004 yılında, Ahmet Ümit’in aynı adlı polisiye romanından uyarlanan Şeytan Ayrıntıda Gizlidir adlı dizide rol aldı. Aynı yıl iki sinema filminde birden rol aldı.
Bunlardan ilki 5 farklı Türk yönetmeninin 5 farklı öyküye imza attığı Anlat İstanbul, diğeri ise Türkiye’de çok büyük bir gişe başarısı elde eden, Çağan Irmak’ın yönettiği Babam ve Oğlum ‘du. İzmirli köy ağası Hüseyin Efendi’yi canlandırdığı bu film, Tekindor’a 27. SİYAD Türk Sineması Ödülleri’nde ve 13. ÇASOD Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülleri kazandırdı. Çetin Tekindor, sinema ve dizi oyunculuğuna halen devam etmektedir.
Donna Summer (Gerçek adı: La Donna Adrian Gaines) (d. 31 Aralık 1948, ABD, Boston, Massachusetts; ö. 17 Mayıs 2012), Amerikan şarkıcı, besteci (söz yazarı) ve aktristtir.
1970’lerde Disco Kraliçesi ünvanını kazandı. En ünlü parçalarından biri Hot Stufftır
Demet Akbağ 23 Aralık 1959 tarihinde izmirde doğmuştur. Demet Akbağ Ünlü olmaya ilk adamı Yılmaz Erdoğan ile ortaklaşa oynadığı Bir Demet Tiyatro adlı komedi, güldürü tiyatro ile atmıştır.Demet Akbağ Geçen yıl yayınlanan istanbulun altınları dizisinde başrol oynamıştır.Demet Akbağ Ayrıca Ölümsüz Aşk dizisinde de rol almıştır.
Demet Akbağ Yılmaz Erdoğan ile sadece Bir Demet Tiyatro isimli tiyatroda çalışmamıştır,Bana Bir Şeyler Oluyor, Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü isimli oyunlarındada oynamıştır
Demet Akbağ’ın Aldığı Bazı Ödüller
-Magazin Gazetecileri Derneği – Komedi Sanatçısı Ödülü (1996) – Altın Kelebek – Yılın Komedi Sanatçısı (1997) – Magazin Gazetecileri Derneği – Komedi Sanatçısı Ödülü (1997) – Altın Kelebek – Yılın Komedi Sanatçısı (1998) -Antalya Altın Portakal – En İyi Kadın Oyuncu (2001) -Antalya Altın Portakal – En İyi yardımcı Kadın Oyuncu (1993) – Altın Kelebek – Yılın Komedi Sanatçısı (1996)
Manisa’da doğdu. Oyunculuğa 17 yaşındayken, Manisa’daki amatör bir topluluk olan Afsem Tiyatrosu’nda başladı. Sahneye ilk kez Ray Cooney’nin Kaç Baba Kaç oyunuyla çıktı. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nü bitirdi. Konservatuvar eğitimi sırasında arkadaşlarıyla Tiyatro Kılçık adında bir topluluk kurdu. Bu toplulukta oyuncu ve oyun yazarı olarak çalıştı. Kenter Tiyatrosu’nda ‘Aşk Çemberi’ adlı oyunda ve “Tiyatro Kılçık”ta “Takanlar ve Takılanlar” ve “Ayşegül Hindistan’da” adlı oyunlarda rol aldı.
“Aslı ile Kerem”, “Bütün Çocuklarım” ve “Emret Komutanım” adlı televizyon dizilerinin yanı sıra “Banyo” ve “Beyza’nın Kadınları” isimli sinema filmlerinde oynadı. 2007′de, Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenen Rock Müzikalleri’nde rol aldı.
50 Cent, 6 Temmuz 1975 yılında dünyaya gelmiştir.Ünlü bir ABD’li rap müzik sanatçısı, albüm yapımcısı ve oyuncu olan şarkıcı, 2000’li yılların en çok satan siyahî sanatçıları arasında yer almaktadır.
Hayatı: Curtis Jackson, New York’un Queens mahallesinde zor şartlar altında büyümüştür. Küçüklükten beri en iyi arkadaşı Gaolrp Kemr’dir. Babasını tanımayan Curtis, 8 yaşına kadar annesinin yanında büyür. Annesi bir uyuşturucu satıcısıydı ve Curtis 8 yaşında iken annesi öldürüldü. Annesinin bir arkadaşı onu uyuşturucu konusunda bir sorun çıkartmış ve onu öldürmüştür. Annesinin ölümünden sonra Curtis büyükannesinde kalmaya başlar. Annesinin sayesinde uyuşturucu satıcılarına bağlantısı olan Curtis 12 yaşında iken o da uyuşturucu satmaya başlar. Lise yıllarında birkaç defa kısa süre için hapise düşen Curtis ilk ağır cezasını 19 yaşında alır. 21 yaşında iken şu an 13 yaşında olan oğlu Marquise dünyaya gelir. 50 Cent, ilk önce rap camiasında tanınmış prodüktör ve Run-DMC grubunun üyesi olan Jam Master Jay ve daha sonra dünyaca ünlü olan prodüktör Dr.Dre tarafından keşfedilir. Jam Master Jay’in yardımıyla ilk müzik anlaşmasını Columbia Records ile imzalar. İlk klip çekiminden önce 9 kurşun yiyerek hastanelik olan Jackson’un anlaşması bu olaydan sonra Columbia Records tarafından iptal edilir ve “Power of the Dollar” adlı albümü piyasaya sunulmaz. Azmini kaybetmeyen Curtis Jackson demo ve mixtape çıkarmaya devam eder. Tesadüfen cd’lerden birtanesi Eminem’in eline geçer. Jackson’un cd’sini beğenen Eminem, onunla bir anlaşma yapar. Bu kontrattan Jackson 1.000.000 $ alır ve “Get Rich or Die Tryin'” adlı ilk resmi albümünü müzik piyasasına sürer. “In da Club”, “P.I.M.P.” ve “If I Can’t” gibi şarkılarıyla rap ve hip-hop dünyasında kendisine bir isim yapar. 2006 yılında 32 milyon dolar, 2007 yılında 34 milyon dolar kazanarak yılda en fazla para kazanan 2. rapçidir.Forbes dergisinin 2007 ‘de belirlediği “En Zengin Hip-Hop”çılar sıralamasında Jay-Z ve Eminem’den sonra üçüncü sıradadır. Forbes’in Ağustos 2008’de açıkladığı geçen yıldan bu zaman geçen zaman dilimi içerisindeki kazançlarına göre sıralama yaptığı hip&hop yıldızları sıralamasında 50 cent 150 milyon $’lık kazancıyla Jay-Z ve P.Diddy’i geride bırakmıştır.Son Albümü Curtis’ide Ailenin üçüncü oğlu ve kendisinin üçüncü albümü olduğu için Curtis koymuştur.
1972 yılında Rize’de doğdu.Memur bir baba ile ev hanımı bir annenin 11 çocuğundan yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Genç yaşında anne ve babasını kaybettikten sonra bir dönem futbola merak saran sanatçı, Rize Belediye Spor, Salaha Spor gibi amatör futbol klüplerinde 6 yıl futbol oynadı.
Ancak, içindeki müzik sevgisinin önüne geçemeyerek 1991 yılında İstanbul’a gelen Davut, İstanbul’da çeşiti ticari faliyetlerde bulunduktan sonra (fırın, market, sürücü kursu vb…) ailesinin büyük desteğiyle 1998 yılında ilk albümü “Sarılsam da olmayi” ile müzik dünyasına merhaba dedi. Ancak Güloğlu, ilk alübümüyle beklediği başarıyı elde edemedi.Ancak Güloğlu yılmadı.
Değerli sanatçı Arif Sağ’ın açtığı kurslara devam ederek müzik birikimini geliştirdi. Özel kurslarla çalışmalarına devam etti. Bu müzikal eğitimi kendi bilgi ve yetenekleri ile birleştirdi. Karadeniz ritimlerini günümüz müzik anlayışıyla yoğurarak albümünde kendi müziğini buldu.
Bir çok eser besteleyen sanatçı bu albümünde kendi eserlerini seslendirirken diğer besteci ve söz yazarlarının eserlerini de yorumladı. ” NURCANIM ” albümünde dört eserin söz ve müziği, bir eserin müziği, bir eserin sözü kendisine aittir.
İlk albümü için ” ben beni yansıtamadım ” diyen sanatçı memnuniyetsizliğini dile getirirken, sanatın eğitim ve çalışmalara gebe olduğunu kendisine bir kez daha kanıtlamış oldu. Bu doğrultuda uzun süren çalışma ve araştırmalar neticesinde ” NURCANIM ” albümünü yaptı.
2001 yılının ocak ayında çıkan bu albümün ilk klibini , ” NURCANIM ” ikincisini ise ” BENİM BÜYÜK ALLAHIM ” adli parçalarına çekti. Son zamanlarda en çok satan albüm listelerinde uzun bir süre baş sırayı çeken bu albüm çekilen her yeni klip ile de satış grafiğini yükseltiyor ..
2,5 yıl aradan sonra bomba gibi bir albümle geri döndü. “Katula, Katula” ismini verdiği albümünü 2003 senesinde çıkaran Davut Güloğlu albümde söz yazarlığını da ortaya çıkardı. On iki şarkıdan oluşan albümün aranjörü Suat Aydoğan. Davut Güloğlu’nun , bir şarkıda söz ve müzik, üç şarkı da ise söz yazarlığı yaptığı albüm 1,5 senelik bir çalışmanın ürünü…Albümün stüdyo çalışmaları ise tam 1500 saat sürmüş. İlk albümdeki uğurun bozulmamasını isteyen sanatçı bu albümde de a’dan z’ye aynı ekiple çalıştı.
Zeynel Abidin’in çektiği fotoğraflarla yazın her rengini albüme taşıyan Davut Güloğlu ekranlara çıktığı ilk andan itibaren halkın büyük ilgi ve sevgisiyle karşılaştı. Her geçen gün sevenleri ve dinleyicileri artan sanatçı bu büyük ilgiyi verdiği her yeni konserde çok daha yoğun hissediyor.
Sanatçının en büyük hedefi ise kendini özünü ve kişiligini hiç bozmadan sanatında her geçen gün daha başarılı olmak ve bir gün Karadeniz müziğini Avrupa’ya taşıyıp sevdirmek.
Ünlü aktör 31 Aralık 1937 senesinde Güney Galler’de dünyaya geldi.Orta seviyeli bir ailenin tek oğlu olan Anthony, babasının fırıncılık mesleği ile geçimlerini sürdürmekteydiler.17 yaşına kadar babasına ayrdımcı olan ünlü aktör bir süre sonra Londra Royal Academy of Dramatic Arts’ta aktörlük eğitimlerini alır.1960 senesinde rol aldığı “The Quare Fellow” ile ilk kez sahne deneyimini tadar.4 sene boyunca şehrin bölge tiyatrosunda gösterilen gösterilerde ön plana çıkar.Seyirci ile ciddi anlamda tanışması ise “Kulius Caesar” ile Londrada gerçekleşmiştir.
Tiyatro kültürü bakımından İngiliz tiyatroculuğu geleneğini benimseyen ünlü oyuncu, öfkeli genç adam imajını kendiyle birleştirmeyi başarınca birçok eski veya yeni modern oyunlarda teklifler almaya başladı. Ünlü aktörün sinemada ilk deneyimi herkes tarafından söylenenin tersine 1968 senesinde rol aldığı “The Lion in Winter” adlı eser değil, 1967 yılındaki “The White Bus” filmiyle olmuştur.Devamında 1871 senesinde “Young Winston” adlı sinema filminde aldığı rol ile Amerikalı izleyicinin beğenisini kazanmış ve dikkatleri de üstüne çekmiştir.Bunun üzerine Amerika’daki sinemanın usta isimleri Anthony Hopkins’i takibe almışlar ve 1974 yılında bir TV dizisi olan “QB 7” de üslendiği Nazi yanlısı doktor rolü ile ses getirmiştir.
Aynı senelerde “Equus” oyunu sayesinde Broadway ile nihayet tanışan Anthony, 1977 senesinde bu oyunun sinema filmi uyarlanması sonucu çekimlerde yönetmen koltuğuna oturdu.Ünlü aktörün daha çok asabi, ciddi, soğuk kanlı rollerle akıllarda yer etmesi bu tarz filmlerin başrol oyunculuğunu da beraberinde getirdi.Ünlü aktörün rol aldığı bazı filmlere bakacak olursak; 1976 yılı yapımı “Audrey Rose” deki ruhu bir başka çocuğun ruhuyla değişen bir kızın psikolojik takıntılı babası Eliot Hoover rolünde görmekteyiz.1978 yapımı “Magic” adlı eserde Corky rolünde.Mel Gibson ile aynı başrolü paylaştığı film “Bounty” iftiraya maruz kalmış Kaptan Bligh rolünde görmekteyiz.
Daha sonraları birçok televizyon dizilerinde boy gösteren Anthony Hopkins televizyon da sinemaya göre daha farklı karakterlerde rol almıştır.Bunlardan birkaçı Adolf Hitler,çocuk hırsızı,Bruno Richard Hauptman, ve Notre Dame’ın Kamburu, 1991 senesinde Oscar ödülü kazanmayı sağlayan “Kuzuların Sessizliği” adlı sinema filminde oynadığı Jodie Foster karakteri ile başrollerini unutulmaz eser “Cannibal Lecter’ cani gibi birçok rolü başarılı bir şekilde canlandırmıştır.
The Remains of the Day filminde İngiliz Lordu Darlington’un aşırı disiplinli kahyası Stevens karakteri ile sinema severler ile 1993 yılında buluşmuştu.Yine aynı sene “Shadowlands” filminde merhametli bir yazar olarak oyunculuğunu sergilemiştir.1995 senesine geldiğimizde usta yönetmen Oliver Stone’un yönetmen koltuğuna oturduğu “Nixon”daki Başkan Richard M. Nixon karakteri ile izleyenlerin ilgisini bir kez daha üstüne çekmiştir.O senede birçok dalda Oscar adayı olarak gösterilmiştir.James Ivory’nin unutulmaz eseri “Surviving Picasso” adlı filminde Pablo Picasso ile ses getirdikten sonra 1997 senesinde Spielberg sinema filmi olan “Amistad”daki oyunculuğu ile Oscar’da “En iyi yardımcı erkek oyuncu” dalında aday sunuldu.
Aktörlük başarısının devamı olarak ses getirecek sinema filmlerinde bir bir baş rolleri kapmaya başladı.”Baba” rolleriyle izleyici karşısına çıkan ünlü oyuncu, 1998 senesinde oynadığı “Meet Joe Black” filminde William Parrish karakterini, “Mask of Zorro” da ise Don Diego Vega/Zorro karakteriyle boy gösterdi.Bu filmdeki rol paylaştığı arkadaşları ise Antonio Banderas ve Carherine Zeta-Jones’di.
Jon Turteltaub’un yönetmen koltuğuna oturduğu, 1999 senesi yapımı olan “Instinct”te herkesin bildiği antropolog ve primatolog Ethan Powell karakteriyle beğeni topladı.Ardından 2000 yılında vizyona giren “Grinç” sinema filmindeki etkileyici sesiyle herkesi hayran bırakan Anthony öykücülük işini de iyi yaptığını kanıtladı.Bunun yanı sıra yine aynı senelerde usta yönetmen John Woo’nun yönettiği, başrollerin de Tom Cruise, Thandie Newton ve Dougray Scott’un üstün performansını birleştirdiği “Mission İmpossible 2” adlı sinema eserinde izleyiciyi tekrar tekrar büyüledi.
Kuzuların Sessizliği sinema filminin devamı olarak gelen “Hannibal” adlı efsane filmde tekrar Hannibal Lecter’i canlandırdı.Bu kez filmde diğer filme göre başrolü Foster ile değil, Julianne Moore ile paylaştı.Daha sonraları “Hearts in Atlantis” ve “The Devil and Daniel Webmaster” isimli filmlerde rol şansı buldu.
Belli bir aktörlük kariyerine ve olgunluğuna erişene kadar sayısız birçok ödüle laik görüldü.Bu süreçte Bafta ödülleri, Akademi Ödülleri, Altın Küre Ödülleri, Emmy Ödülleri gibi festivallerin vazgeçilmez ismi oldu.Televizyonda en iyi aktör,sinemada en başarılı oyuncu gibi unvanlar birçok organizasyon kuruluşları tarafından yakıştırıldı.Hayatına birçok kadın girdi ve toplam 3 evlilik yaptı.İlk evliliği Petronella Barker ile oldu (1976- 1972).Daha sonrasında Jennifer Lynton ve Stella Arroyave ile evlilikler yaşadı.Günümüzde halen son karısı ile olan beraberliği sürmektedir.
Alıç: Alıç, gülgiller ailesinden olan, genelde yabani yetişen, dikenli, pembeli beyazlı çiçekli, 5 metre kadar uzayabilen bir tür ağaçtır. Alıç ağacının meyveleri muşmulaya benzeyen, kırmızı renkli, mayhoş tatlıdır.
Faydaları: -Alıç kalp, kalp krizi riskini azaltır zira kalp damar sağlığında son derece faydalıdır. -Yüksek tansiyon hastaları alıç çayını, tansiyon düşürücü etkisi ile kullanabilirler. -Düzensiz uyku uyuyan ya da gece uykusu alamayan kişiler için, -alıç çayı son derece Kuvvetli bir ateş düşürücü olan alıç, aynı zamanda çay olarak tüketildiğinde ishali önlemek için oldukça etkilidir. -Aşırı sinirli kişilerin gün içersinde tükettikleri bir bardak alıç çayı, sakinleştirici etki gösterir. -Alıç, kandaki yağlanma oranını düşürmeye fayda sağlar. -Spazm giderici olarak da alıç çayı oldukça faydalıdır. -Alıç, lapası yaparak bazı ağrılı bölgelere uygulandığında tedavi edici etki gösterir.