Posts Tagged ‘Şairler’

Seni Saklayacağım

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde
Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmeyecek seni,
Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı,
Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır,
Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya…
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım…
Anlayacaksın.

Özdemir ASAF

Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

ünlü şairler
tanınmış şairler
meşhur şairler
şiir üstadları


Mevlana


Yunus Emre


Fuzuli

Mehmet Akif Ersoy


Necip Fazıl Kısakürek


Rıfat Ilgaz


Yahya Kemal Beyatlı


Orhan Veli Kanık


Ahmet Haşim


Faruk Nafız Çamlıbel


Tevfik Fikret


Nazım Hikmet Ran

Lirik şiir şairleri kimlerdir – Lirik şiir yazan şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Lirik şiir şairleri kimlerdir – Lirik şiir yazan şairler

Batı edebiyatında Rönesans devri şairlerinden daha sonra , ilke olarak içe dönüklüğü benimseyen romantik şairlerin duygusal ve öznel bir nitelik gösteren şiirleri bu türün başarılı örnekleridir Lirik şiir, Türk edebiyatında da en çok kullanılan şiir türlerinden biri olmuş; Divan edebiyatında, Halk tasavvuf edebiyatında , din-dışı Halk edebiyatında ve yeni edebiyatta bu alanda büyük şairler (ozanlar) yetişmiştir

Lirik Şiir Şairleri

Anadolulu Alkman

Lesboslu Sappho

Arion

İbikos

Semonides

Terpandros

Timokreon

Korinna

Pindaros

Fuzuli

Nedim

Yunus Emre

Karacaoğlan

Yahya Kemal

Lamartine

Hugo

Musset

Yalnızlık Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ünlü Şairlerin Yalnızlık Şiirleri,
Ünlü Şairlerin Yalnızlıkla İlgili Şiirleri

ORHAN VELİ KANIK Yalnızlık şiiri

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

Necip Fazıl Kısakürek Yalnızlık şiir

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.


Özdemir Asaf

Yalnız

Yanlızlık paylaşılmaz
Paylaşılırsa yanlızlık olmaz
Yanar sobasında
Yalnız’ın üşüyen bakışları
Lambasında karanlığa dönük
Bir ışık titrek sönük sönük
Penceresi dışına kapanmıştır
Kapısı içine örtük
Bir sözde saklanmış bir yalanı
Bir gözde okuduğundan
Bakmaz kendi gözlerine bile

Ölüm Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ünlü Şairlerin Ölüm Şiirleri
ünlülerin ölüm şiirleri
şairlerden ölüm şiirleri

Ölümün sırrı

Ölümün sırrını sordum bir gence
Güldü de bu ani suale önce
Ölüm dedi, ölüm bir hiçtir bence
Gençliğimi yalnız aşk ile ördüm

Rast geldim ak saçlı bir ihtiyara
Lanetler ederdi bir eski yare
Sorunca ölümü dedi bir çare
Çünkü rüya gibi bir hayat sürdüm

Bu sırrı sormağa karar verdim ben
Hayatı hicranla dolu ölüden
Baktı boş gözlerle ayet okurken
Dedi ben hayatı ölümde gördüm

Nazım Hikmet

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM…

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey:
belki diyor.
18 ŞUBAT 1945
PİRAYE NAZIM HİKMET.

Ölüm ve Oğlum
Ne yaman çiğköfteymiş ki bu ölüm
Şalgam suları iniyor şakaklarımdan
ben hala susuyorum
Gözlerimle taşlarcasına bir kör kuyuyu…
Nerde kaldı bire saka kuşu
Su gibi bildiğin o su kasidesi?
Ve dudaklarımı sevsinler
bir barut bulutuyla sanki
ortadan biçilmiş bir güneş
Aynı çığlığı mı ezberleyecek dersin
akşamcılar akşama tövbe edinceye dek

Düzayaktı Attar A’met Efendiden Kartal Baba Tekkesine
Bu seferki yolum ise
ardımdan gelen kolun
ölüsıra yürüyen
kilden, kirloz bir bayrak
epiy de yokuş üstelik
ve giderayak
Sırtına vurmuş yada
buruşuk bir şipka biberini
Meyvahoşa koşturuyor
mork çizmeleriyle bir kırkayak
Nasıl koşturduysa tulumbacılar eskiden
yeşil karga tulumbalarını yangına
Yandım diye böğürmüşüm
Böğrüm yiyince böğrümden
o çiğköfteyi
YANDIM

Öylebi kuşaktık ki biz oğlum
yine de sen ölüyorsun
boynuna sarılınca ben
Ve o domuz var ya İncildeki
cümle günahı yüklenip
uçuruma atlayan domuz
Biz öyle bilem olamıyoruz…
Meşksiz aşklarla senlerin
başına tacettiğimiz
o güzelim elmayı
Utanmadan o ulusal
akbabamıza sunuyoruz
kellerinizle birlikte
Bu gidişle korkarım
bi tek ses kalacak bizden
tıkırtısı farenin
Kendi tahta kuyruğunu kemiren

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Yandım diye böğürüyorum
Ama bu kırkayak oynunda
Öyle yakın ki ölümle oğlum
Uyak oluvermişler adeta
Ben ne demeye hala
Sözümona bir inci gibi
Acının yanardağ bardağında
Kendi kendime eriyim?
Oysa bu dünya denen ağacın
Türkiye denen çatağında
Öyle bir oğul var ki oğul
Ölüme değil, ölüme
Yaşanmaya bi ölüm bal

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Gayrı adam oldu diye babam
Oğlum beni sevse ya

CAN YÜCEL

Baharla Ölüm Konuşmaları – Can YÜCEL

I

Memelerim koparıyor

Yüzyıl süren bir yalnızlık

dile gelmişçesine

Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi!

Ve ağrıya

ağrıya tabi,

ağraya

ağraya ağbi

Nakkaş Tepe de ancak

bezmimize böyle gelmiştir

Gelincikleri ve Nazım Hikmet’leriyle

Yerbilimsel bir hapisten sonra

II

İçimdeki karanlığı patlatacağım

Zifiri bir Su akacak

kamışımdan toprağa

Bir kedi yavrulayacak

köpek dişli bir kedi

Ve böğürtlenler köpürecek ağzından

Yedikçe

kendi

kendini

mayhoş

Ya da Posta Nazırı dedemden kalma

Mors’un en morundan bir karga

Konacak karşıki direğin doruğuna

Düşmanlarım öyle doldurmuşlar ki onu

Ne kadar taşlasan boş

oynamıyor yerinden

Ben kargadan korkmam ama

bunun gözleri baykuş

Ve tüyleri güngörmedik deniz dipleri kadar ıslak

can dündar

Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi
Artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi…
Yatıyor yatağında dimdik, upuzun, ölü;
Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam; mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an;
Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm

Necip Fazıl Kısakürek

Türkiye Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

ünlü şairlerden türkiyeyi anlatan şiirler,
türkiyeyi anlatan şiirler

En Güzel Türkiye Şiirleri

Güzel Türkiye

Uzunca yürüdüm yollarında
Deresinden köprüsünden geçtim
Dağlarından akan pınarlarında
Buz gibi akan sularını içtim

Türkiye Zümrütten yeşil
Göllerinden,ırmaklarından geçtim
Dağlar,ovalar,ormanlar yemyeşil
Türkiye`mi yıldızlara bakarak seçtim

Türkiye denizlerin ne güzel
Denizlerinin üzerinden geçtim
Türkiye şehirlerin ne güzel
Türkiye körfezlerinde güzelliği seçtim

Türkiye tarihi eserlerine hayran kaldım
Öyle güzelsinki güzel Türkiye
Tarihi eserlerinden, rüyalara daldım
Dünya`yı dolaştım,seni seçtim,Türkiye

Mustafa Cemil Dirier

Yok ki Başka Türkiye

Memleket bizimdir,insanlar bizim
Hepimiz aynıyız salkımda üzüm
Hoşgörü,kardeşlik en iyi çözüm
Akıllı ol yok ki başka Türkiye

Türkiye karışsın ister ecnebi
Karışsında farketmez ki sebebi
Unutma hoşgörü denen edebi
Akıllı ol yok ki başka Türkiye

İsimlerimiz bir, birdir dinimiz
Aynı denizlerde yüzer gemimiz
Ayrılık demeye varmaz dilimiz
Akıllı ol yok ki başka Türkiye

Saygı gösterirsen saygı görürsün
Bölmeye kalkarsan elbet ölürsün
Kötü düşünenler her gün sürünsün
Akıllı ol yok ki başka Türkiye

Ozan Kasım bende ülke evladı
Başka memlekette bulmadım tadı
Her daim yaşasın Türkiye adı
Akıllı ol yok ki başka Türkiye

Kasım Kol

Can Türkiye’m

Dağlarında soğuk suyun
Çanakkale’dir can ruhun
Dumlupınar, İstanbul’un
Öz mekanım can Türkiye’m.

Can Türkiye’m, can Türkiye’m
Toprağın kutsal Türkiye’m
Al bayrağım göklerinde
Dalgalansın can Türkiye’m.

Gökten bayrak inmeyecek
Ezanlar hiç dinmeyecek
Bu meş’ale sönmeyecek
Canım cananım Türkiye’m.

Değişmem seni dünyaya
Selamlar olsun ataya
Hacı Bektaş, Mevlana’ya
Dergah olan can Türkiye’m.

Celal Sevencan

Türkiye’m

Sırtımı dayadım karlı dağına
Ormanın güzeli sende Türkiye’m
Vuruldum bahçene hem de bağına
Meyvenin güzeli sende Türkiye’m

Sevgi dolu dost canlısı insanın
Rağbet görmez hiç birisi kavganın
Kalbimizde yeri başka sevdanın
Aşkların güzeli sen de Türkiye’m

Ovası yaylası güzel yurdumuz
Gönülden sevdalı sana ferdimiz
Barış için savaş eder ordumuz
Askerin yiğidi sende Türkiye’m

Zengin toprakların bakir dağların
Denizi arzular coşkun suların
Demir kömür daha nice madenin
Zenginliğin hepsi sende Türkiye’m

Gönül arzular ki hep böyle olsun
Nefret çıksın kalpler sevgiyle dolsun
Güzel insanımın yüzü hep gülsün
Dilekler umutlar sende Türkiye’m
Osmaniye 15.06.2006

Mustafa Kuruldak