İslami Şiirler İslam ile ilgili Şiirler İslamiyet Şiirleri Müslüman Şiirleri
Ey Rabbim !
Yaratmak sadece sana mahsus, Her şey kudret elin de senin. Ol deyince oluverir dilediğin, Yarattığın her şey kusursuz senin.
Sen! Hükmedenler hükmedenisin, Şanın her alem de yüce senin. Arş senin,Kürs senin, Övülmeye layık olan yalnız sensin.
Bütün hazineler,ilimler senin, İsteyeni ilimle yüceltirsin. Dilediğini zenginlikle imtihan edersin İlmin ezelden her şeyi kuşatmış senin
Sen! Her yerdesin,her şeydesin, Tüm Kainat tespihte seni her an. Ne uyku tutar seni,ne yorgunluk duyarsın, Zaman ve mekanların üstünde olan sensin.
İnanan da inanmayan da kulun senin, Hiç kimsenin ibadetine ihtiyacın yok senin. Her canı bedenine emanet verirsin, Eninde sonunda dönülecek olan sensin.
Din gününün sahibi sensin, Her hesabı kolayca görürsün. Mazlumun ahını yer de bırakmazsın, Zalimi zulmün de bir çığlıkta boğarsın.
Dört kitabın sahibi sensin, Levhi Mahfuz’dan verdin hepsini. Sevgilinin kalbine indirdin Kuran’ı Kerim’i Müslümana emrindir yaşamak şeriat rejimini.
Senin gazabından sana sığınıyoruz, Bizi koru, bizi gözet,bizi yalnız bırakma. Son nefeste iman üzere canımızı kabzet, Bizleri Mahşer de sevdiklerinle beraber haşret
Şeref Özen
Selam Sana Ya Muhammed Mustafa
Gelişini haber verdi Nebîler, Son dönemde gelir Ahmed dediler, Melekler yoluna güller serdiler, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Nûr-ı çeşmin gönüllerde zevk sefa.
İsrafil ninniler söyledi cana, Çocuklukta özlem duydun babana, Anam babam feda olsunlar sana, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Ruhu nakşın gönüllere pür şifa.
Gençliğinde cesur, mert bir civandın, Doğruluğa ta yürekten inandın, Muhammedü’l-emin unvanı aldın, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Cemâlin benzerdi hüsn-ü Yusuf’a.
Ceddin İbrahim’in Hanif dininde, Bazen tüccar oldun Kenan ilinde, Yalan yanlış yoktu senin dilinde, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Meleklerde olmaz sendeki vefa.
Mirâcına şahit oldu âlemler, Sevenler müjdeli haberi bekler, Firâkından yandı bütün felekler, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Gelmek istiyorum senin tarafa.
Ağzında dualar, gözlerin yaşlı, Çocukla çocuktun, yaşlıyla yaşlı, Oldukça vakurdun, hep ağır başlı, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Şöhretin yazıldı nurlu Mushaf’a.
Konuşurken sesin gayet sakindi, Bakışın kararlı, gözler emindi, Firdevs dedikleri Cennet tenindi, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Allah remzeyledi mim-i hurûfa.
Tenin gül kokardı, nefesin reyhan, Dünyada sultandın, ukbada sultan, Seni görmek ister bu fakir her an Selam sana ya Muhammed Mustafa, Şefâatin göster koyma A’râfa.
Ahlâkın Kuran’dı âdabın Furkân, Ashâbın ışıktı, Ehl-i beyt nurdan, Resul ayrılamaz çâr-ı yarından, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Ehl-i Beyte canlar feda bin defa!
Şah Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin, Sevdam Zeynep ile Zeynel Abidin, Sensin kıblem, sensin Kevser, sensin din! Selam sana ya Muhammed Mustafa, Her zerrene Halit feda bin defa.
Hürrem Sultan Şiirleri Sultan Hürreme Şiirler Şiir Hürrem Sultan
Kanunî nin Hürrem Sultan’ a aşkını anlatan Hürrem Sultana yazılmış çok güzel şiirler, dizeler…
HÜRREM SULTAN
Bu gördüğüm, sanki düştü Sayılı gün, çabuk geçti Yüreğime, hasret düştü Kızım yurda, uçtu gitti.
Kısa rüzgar, gibi esen Gitmiyorum, kaldım desen Demeyince, umut kesen Dinlemedi, kaçtı gitti
Analar mı , sever fazla? Büyütürsün, binbir nazla Seversin hep, bitmez hazla Bir kuş gibi, göçtü gitti.
Ellerimde, kaldı ısın Şiir gibi, akıcısın Güneş kadar, yakıcısın Işığını, saçtı gitti.
Ocağıma, savrulmuş eş Yıllar mıdır böyle kalleş? Ciğerimde, yanar ateş Yine yara, açtı gitti.
Hürrem Sultan, gönül açar Sıkılınca, forumdas.nethemen kaçar Annesi de, kalır naçar Yolunu da, seçti gitti.
DOST YÜREKTEN
Hasret sardı yüreğimi Özlüyorum ver elini Şimdi ellerin gelini Sen biricik kız evladım
Önceleri anlamadım Şimdi yanlız kalakaldım Sensin benim saltanatım Sen biricik kız evladım
Her gün yüreğimde varsın Sen dertlerime dermansın Sen annene bir sultansın Sen biricik kız evladım
Dileğim mutlu olursun O mutluluğu bulursun Sen mutlu ol annen duysun Sen biricik kız evladım İsmail hakkı bağdat. Banada ilham oldu bu dizeler döküldü…
Yeterki canı sağ olsun, Seven anası varolsun, Bırak dilediği olsun, Sılasına kaçıp gitsin. AHMET ACAR
ÇİRKİN/İ SEVMEZ/Mİ SANDIN..?
İçimi yakar dışıma vuran yıldızların şavkı Ahraz düşünceler sarar dokularımı Ben yabancı dünya yabancı Mısralarımın arasında kelimeler şaşkın Siyah düşer hep bahtıma
Hani sen çirkindin Hani küskün idin güz/e Eyy Cemal/ine yandığım Nasıl tutuşturdun sineyi Ben bilemedim Bilemedim çehrenin dört mevsime denk düştüğünü
Vakit yorgun hazan solgun Güz son demleri yudumlamakta Bilsen ne forumdas.netfırtınalar kopuyor Ruh deprem yaşatıyor Aynalar utangaç aynalar siyaha büründü Aynalar küskün sessizlikte
Ellerin ahh ellerin Kokun tenime denk Ilık nefesinin salıncağından savruluşum Sıcaklığın dem dem yayılırken bedenime
Menekşeler mor/a çalmış Kelimelerdeki oyunlara gelme Parça parça sine Volkan ocağında esir Sıla meçhul çöllerde
Delisin sen gönül Güzel ararken /çirkine kandın Ben har/dım sende yandım Yoksa sen Çirkini sevmez/mi sandın HÜRREM SULTAN (SULTAN HÜRREM)
HAR/DA SEN BUZ/DA
Sırlarla dolu sessiz bir kuyu.. Dibi olmayan yalnızlıklarımla Hikayesi olmayan boş ahraz gölge Kayboluyorum güneşsiz kışın koynunda. Sana gelmek isteyen adımlarıma çelme takıyorum… Susturuyorum kendimi
Kanat takıyorum göğe Senin olmak için can veresim Bir an olsun kaldır bakışlarını Bir an forumdas.net çarpsın sevmeler benliğimde Fakir bir kuşum eşiğinde İster yar de ister köle İstersen esir olsun bu cariye Yeminim var Senden başka adam girmeyecek düşüme
Köpürdü sular Canhıraş ne varsa silip süpürmekte Savrulan gömleğinin düğmeleri açıldı Beyaz bir sine Çöktü içime Sarhoş naraları atan Biri var ben/den öte Sana yakın yakınlığınca yakmakta
Eyy hayatıma anlam katan yar Ruhumun sarmaşıklarına verdiğin anlam da kokular Tek renk hepsi Ha kızıl ha al Kuytu karanlıklarda Sıkıştırıyor tek kalmış nefesi Yusuf musun göz göre göre yakılmışlığım
Tut ellerimi Yusuf”um Sev saçlarımı hazan sarısı yapraklarda Perçemler aralansın gizli salıncakta Ben sendeyim her rüzgar salladığında
Ah yar Seviyorum seni sevmeyi Zararda bu can Tutulmuşum sol çevriğine Görmüyor gözlerim Dilim lâl Boğazımda kement sıktıkça sıkmakta Teneşir soğukluğu üfledi boynuma Har/da sen buz/da
Gel ıslak bir şarkı çalsın keman Tambur damarlarımı tuş etsin Tabirin rüyaları bize gülsün Bilinsin seni forumdas.net seven artık yaşamıyor Ölü bir gölgeden ibaret Yürüyor da izi belli olmayan
Kaldıramıyorum yokluğunu Sensizliğe giden benin ardından yürüyorum Düştükçe kanayan dizlerime tutunuyorum Körebe misali Saçıma düşen kırlar gizliyor beni Öldürüyor Avuçlarım sıkmış kendini Sensizliğe dokunmamak için Kesiyor biçare et/i…
Uyuştu beden muamma
SOL YANIM HİCAZ KALDI
İki kadehti doldurduğum Biri sen, biri bendeki sen Sana çıktı yollar, zamanlar Uyuşmuş beynin edepsizliğinde kan Sıvamış kolları Durmadan sıkıyor Elleriyle çıkmış canı
Sevdanın eteğini çektim İnadına yükleniyorum duygusuzluğuna Bir elbise giydirdim Belinde forumdas.net bakirelik üç kez dolanık saflığıyla Sen ışığımı nefesinle söndürürken Ben sönmüş mum titrekliğinde kokuna tutsağım
Çocuktun sen baharda açmaya korkmuş gonca Köpüğü ala bora olmuş dalgaların miğferi Soluklarımın süzgeçlerine yüklediğim artılarımı çıkarıyorum
II
Ey rüzgar ! Sende kalan yanımı ayrıcalıklarınla sar Deniz taşmış Işık yılı arşınlamış Delilik zan altında Toprak koynumda üşümüş Bedeli yüklende yüklen Bu sana en hafifinden irtica Papatya falı açtım Seviyor sevmiyor Hep se/si sevilir, mi derken nota derinleşir Tırnak batırmışçasına la demler ,fa ağlar Sol tüm akortsuzluğuyla hicazı söyler
Geldiği zaman aralar kapısını Beş vakte iki vuslat sığdırır Belki ışır Mücerret vurur aya nisbet ağırlığınca Sana muktedir sözlerim
Sen hiç bilmediğim iki heceli sevgilim Hayatın şoklarına sövüyorum Ömrümün en kızılını tükürüyorum beyaz zarfa Damgaladığım kirletilmiş adını Arkamı dönüp forumdas.net duygusuzca düşürdüğüm kuyulara itiyorum İndir yüreğinin arsız perdelerini Hayasızlığın önümde kopçalarını açsın Şeytanı çıkar aradan O ıslak bakışların bir kez daha düşümde yansın Teranesine forumdas.net tutulduğum gecenin efkarı boynumu yakmakta Savunmasızlığım aldanışa geçti Sana özlemlerim dört elif miktarı nüksetti Haydi ! Savrulmuşluğumu farket Tutsaklığıma vur mührün Ahh imrenilesi sevdalara gebe kadın Tohumun toprak duvarlara yapışmış balçık
III
Cebelleşiyorum Ne hayatla Ne de taşa yapışmış yosunla Sadece aklımla emekliyorum tekrarlara Sadece senin dizine Soluğuna imkansız bakışına Müptelası olduğum duvarlarına çözülüyorum
Gidiyorsun Aklımı tren raylarına bıraktım Darmadağın beynim bin parça Soluk almaktan nefes kesildi Yaptığım tüm paslı kurşunlarımı döktüm kendime Yasaktın bana! Sen yasak halinle elma Ben sana forumdas.net müptelası loş ışıklı boş oda Haydi çıkar aklımın hücrelerini Masumiyetin bakireliğine o gün ayna tutsun şafak
Kızıla boyanmış mor bir buse İflahın eşiğine uzansın İncecik beden Zehirli çiçek Kül grisi tozunda hafif meşrep Dumanı tüten bir ocakta yansın İlk sahnesi sen İkincisi beden Üçüncüsü ölüm olsun
Hiç bilmeyeceksin ,senin içinden akarkenki halimi Ve hiç bilmeyeceksin Her satırı senin için karaladığımı Sen her zaman beynimin kasığından inen yetim olarak kalacaksın
HABERİN VAR MI?
Güneş gibi doğdun hayallerime Bir şarkı oldun bak şu gönlüme Sevdan ile ney/i meylettim yine Adamım ! Ben sana tutuldum haberin var mı?
İğde çiçekleri başımda açtı Sevdamın baharı gönlümde yaz/dı Kalp gözü seni bildi de yandı Adamım ! Ben sana vuruldum haberin var mı?
Damla damla akar sızım durulmaz Rüzgar olsam dumanın savrulmaz Bir kere olsun yakınıma sokulmaz Adamım ! Ben sana yandım haberin var mı?
Yaseminler kokar ayak teninde Saçların buklesi eser gönülde Ne isim ne cisim gerek sevgiye Adamım! Ben sana tutuştum haberin var mı?
Bir uzansan kucağıma, saçın severim Saçın değil gülüm seni severim Sende sevmelere aklım veririm Adamım! Ben sana hapsoldum haberin var mı?
Bir ağaç gölgesi kirpiklerinde Bir sevda neşesi gözlerinde Yaşamımın gayesi yüreğinde Adamım ! Ben sana mahkumum haberin var mı?
Gözlerim siyah telaşlara savruldu Yanağın pembe idi allara vurdu Hayalin dolandı önümde durdu Adamım ! Ben sana köleyim haberin var mı?
Kollarımı bıraksam omuzlarına Yaslasam başımı avuçlarına Bir acı çıkmazı yokluğunda Adamım ! Ben sana aşık oldum haberin var mı?
BİLİR-MİSİN…!
Ben seni içimde sakladım Mahpus ettim zincirlerle Feryat etmeyesin Başkası duymasın sesini diye Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni Anka Kuşu,nun kanadından Hazal denizinin akışından Tüm güllerin açışından Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni dağların toprağından Sarayların tahtlarından Ceylanların bakışından Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni selvi boylu ağacın gölgesinden Sarı saçlı kızın gözlerinden Yürürken uzayıp giden yoldan Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni hiç durmadan ağlayan yağmurdan Her gün doğan seherden Işık ışık çiğ düşmelerinden Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni yere düşen yapraktan Kışın üşüyen çamlardan Baharda açan zambaktan Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni çölde kavrulmuş kumdan Gökyüzünde ki dolunaydan Yolda kaybolmuş taştan Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni henüz doğmamış candan Açılmamış kirpikten Söylenmemiş sözlerden Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni gül kurusu renklerden Yazın çiğ düşmüş sabahından Henüz hiç duymadığım kokundan Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni yudumlayamadığım nefesinden Seyretmediğim düşlerimden Dokunamadığım yüreğinden Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni akşamın buhranından Ateşin kıvılcımlarından Sönmeyen aşk masalından Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni tüm bilinmeyen sırlardan Açılıpta söylenmiş semadan Mahmur ela gözlerden Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni çölde giden kervandan Aşk ile yanan sevdandan Ayın o ilk halinden Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni kaymış yıldızın kuyruğundan Kırılmış aynalardan Yakılmış resimlerden Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni sırata giderken ki yoldan Yakılmış cehennem odunlarından Cennetin tüm tatlarından Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Ben seni cereyana kapılmış tenden Acılardan helak olmuş gizden Ölmüş bitmiş nefesten Kıskanırım bilir,misin Bilmelisin
Kadınlar İle İlgili Şiir Kadın Konulu Şiirler Kadın Şiir
ADIM KADINDIR BENİM
Başımdaki yazmayı devrim ile düşürdüm Toprak kokan saçımı rüzgar ile uçurdum Orak vurdum ekine bebeme süt içirdim Salın benim peşimi adım kadındır benim
Eylemlemlerde eşime omuz verdim el ele Saçlarımı yoldular cehalete bak hele Panzerler ezdi geçti of demedim bile Ezdirmedim eşimi adım kadındır benim
İki evlat büyüttüm gözlerim,den sakındım Asker verdim vatana tezkereye bakındım Bana tabudu geldi öle öle dokundum Toprak aldı koçumu adım kadındır benim
Bir yavrum,da mapusta yargı günü bekliyor Ölüm orucu tutmuş bir damla su çekmiyor Duyan yok feryadımı kimse dönüp bakmıyor Kafesledim kuşumu adım kadındır benim
Yüreğimde yükselir eşsiz banaz kalesi Emektir alın terim bir damla yok hilesi Vurun boynumu ulan olmam hınzır kölesi Yapacağım işimi adım kadındır benim
Bir daha doğsam yine kadın doğardım Ne türbanı dolardım ne çarşafa sığardım Pir Sultan la Bedrettin le Nazım ile göğerdim Eğemezler başımı adım kadındır benim
GÜLESER YORULMAZ
YALNIZ BİR KADINA
Bir istasyon sessizliğinden iniyordun Yalnız gelmiştin bu şehre belli ki Saçlarına bir yağmur hoş geldin diyordu Kaçak bir yolcu gibiydi o gün İstanbul Konuşmuyor, ağırdan alıyordun Bir istasyon sessizliğinden iniyordun
Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun İstanbul seni tanımaya çalışıyordu Sen ser verip sır vermiyordun Bilmediğin sokaklara giriyordun Yüzünde tarifsiz şüpheler taşıyordun Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun
Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun Üsküdar’a nerden, neden geçiyordun Üç yüz altmış beş derece dönüyordu Etrafında İstanbul Sanırım git gide kayboluyordun Az sonra dönüp geriye Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun
Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun Yağmurda duruyor, rüzgârda geçiyordun Pek tekin olmayan muhitlerindeydin yalnızlığın Ellerin sıcak bir çay bardağına dokunuyordu Fiyakalı bir geceye iskemle çekiyordun Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun
Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum Sen de diğer insanlar gibi konuşabiliyor muydun? Sen yine bana bakıyor ve sigara yakıyordun Gece müsaade isteyip kalkıyordu yanından İstanbul’a sığdıramadığım bir sabah oluyordu Bakınca geceden yalnız gözlerin görünüyordu Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum
Böyle kalmışlık geri, Uzun yollardan beri. Düşman yok karşımızda, Yabancılar girerken, Hiç durmadan ileri.
Ata’mızın izinde, Gittikçe daha zinde. Dünyayı geçeceğiz; Cumhuriyet devrinde.
Arka çevirip düne. Otuz yıl önce bizi Kavuşturdu bugüne. Sultan yok başımızda, Milletin hür sesi var; Yükselen marşımızda. Devrimler dizi dizi, Dünya seyreder bizi Hele bir dokun da gör; Dalgalanmış denizi…
Zeki OZAN
ON BEŞ YILI KARŞILARKEN
Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı, Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın. Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden, Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin. On beş asır on beş yılın eb’adına girsin.
“Gül diktiğin bahçede Sana tuzak kurdular Şerbet sunduğun tasta Geri zehir verdiler “
“Sustum artık, Zakilere bu yeter Çok bağırdım Dinleyen varsa eğer:
Gül bahçelerimi gör de Baharımı anla”
“Bir elime güneş’ i, Bir elime ay’ ı verseler; İşte sana bu dünya, Sonsuz nimet deseler Vallahi vazgeçmem Bana verilen şu Hak Dava’ dan, Ya bu yolda can verip Ya ‘Hedef’e varmadan”
Hazinenin anahtarını sana verdim Belki sen ulaşırsın, biz ulaşamasak da
SORULAR Geçmişten geleceğe uzanan Bir yolun neresindeyim ? Daha hangi dağ ve engelli yollardan Çıplak ayaklarla gideceğim ?
Bu gün bir son, yoksa bir başlangıç mı ? Daha kaderin hangi çilesini öreceğim ? Uzak uzak yollar, çizgi çizgi önümde, Tercihi kader mi yapacak, ben mi vereceğim ?
Kanımı, göz yaşımı, istikbalimi, yıllarımı Ben kimden isteyeceğim ? Maznun mu, masum muyum ? Hesabını Allah’a, Allah’a, Allah’a vereceğim
Adana şiir, Adana ile ilgili şiirler Adana hakkında şiirler
Memleketim Adana
Kuzeyinde sıralanmış karlı toros dağları duruyor, Güneyinde Akdeniz masmavi, rüzgarı savururuyor, Üç taraftan şehirlere yol veriyor. Sevgi adası Bayraklarıyla,gölün ortasında duruyor. Benim memleketim ADANA
Bu topraklar atalarımın toprakları Bu şehirde gördüm kendimi, Sıcak yaz güneşlerinde, Aşk gibi kavurur insanı Benim memleketim ADANA
Her tarafı tarih kokar Seyhan nehri güzellikler katar Taş köprü ahenkli bakar Diger yerde ceyhan akar Benim memleketim ADANA
Ovaları hayat verir Seyhan, ceyhan arasında durur Mis kokulu baharı olur Limon portakal başka olur. Benim memleketim ADANA
Münevver Düver
Aşığım Adana
Güzel olur Adana’nın baharı, Burcu burcu kokar portakalları, Hasretle beklerim her yıl baharı, Aşık oldum sana güzel Adana.
Irmağında köprüleri sıralı, Kızların saçları hep boyalı, Barajları birbirine dayalı, Aşık oldum sana güzel Adana.
Sıcak olur Adana’nın yazları, Dolar taşar pavyonları, sazları, Kibar olur gelinleri kızları, Aşık oldum sana güzel Adana.
Zengini denize yaylaya çıkar, Fakiri çoktur yokluktan bıkar, Güzeli çoktur içimi yakar, Aşık oldum sana güzel Adana. İbiş Top
Erzurum şiir Erzurum ile ilgili şiirler, Erzurum hakkında şiir
Erzurum Gülüm
Düşenin dostu olmaz diyorlar Vallahi yalan inanma gülüm Bu şehirde yüzlerce insan düşüyor Her düşen bedene el uzanıyor Burası nere mi! Erzurum gülüm
Dışarda yürürken çok üşüyorsun Bir dosta rastlayınca ısınıyorsun Yüreğindeki sevgiyi hissediyorsun Burası nere mi! Erzurum gülüm
Yazı serin kışı ağır geçiyor Baharın yüzünü çok az görüyor Bu şehirde sıcak insanlar yaşıyor Burası nere mi! Erzurum gülüm
Dim dik ayakta durur asla yıkılmaz Yalanla dolanla hiç işi olmaz Yardımı Allah’tan ister kula yalvarmaz Burası nere mi! Erzurum gülüm
Azla yetinir isyan etmez şükreder Semaya açılır nasırlı eller Misafirperverdir bütün yürekler Burası nere mi! Erzurum gülüm.
Zernişan Aydoğan
Ab-ı Hayat Erzurum
Hani diyorum ya toprağım İşte alnımda duruyor izi, İnsan onsuz olamaz diyorum ya Ayrılıkta vurur ya, Ta şurama bir sızı İşte o sızıdır ERZURUM Mevlam korusun onu ve bizi
İşte canlar, Vatanımda vatanım Canımda canım Benim adamlık yanım Güzel şehrim,balım ERZURUM
Rabbim yükseğe koymuş onu Görünmezmiş başı ve sonu Dadaşlık derin bir mevzuu Haktır,hakikattir yolu
Ne verirsen alırsın Bire beş bire on Sen görmezsin,göremezsin Ulvidir,ilimdir o Kaynayan yürek Söyleyen dilimdir o Gah şair Gah alimdir o Özel şehrim,kanım ERZURUM
Beyazını yüreğinden almış Yüceliği Palan’a kalmış Yağan her tanede düşünür Nice sevdalara dalarmış
Susarsın,susanırsın Konuşamaz,kurursun ya Kavuşursan dilin açılır Kana kana içersin ya Ab-ı hayattır ERZURUM
Hani diyorum ya toprağım İşte alnımda duruyor izi, İnsan onsuz olamaz diyorum ya Ayrılıkta vurur ya, Ta şurama bir sızı İşte o sızıdır ERZURUM Mevlam korusun onu ve bizi
Sana olmaz hiç bir kusurum Sensin neşem,sensin huzurum Sana,sana ben kurban olurum Vatanım, Toprağım, Canım…kanım ERZURUM
Selim Adım
Ah Erzurum
Yaylaların şahı mı geldin, Ak göğsünde ne bu al kan, Erzurum? Acı çığlıklarla bağrımı deldin, Kaderine yandı bu can, Erzurum!
Abdürrahman Gazi durağı yaylam, Ezelden kahraman yatağı yaylam, Şerafli tarihler otağı yaylam, Alın yazın şeref ve şan, Erzurum.
Havada, suyunda bir başka hal var, Canlara can katar sendeki bahar. Zorlu dedelerim koynunda yatar, Tatlı canım sana kurban Erzurum!…
Gece vakti duyuldu da feryadın, Tortum gibi çağladı kalbe yadın: Dualarla göğe yükseldi adın, Yandım sana, yandım candan, Erzurum!…
Nedir bir yürekten ürpermelerin ? Bu iç çekişlerin ne, derin derin?.. Neden çırpıntısı tutmuş bu yerin? Neden böyle korkunç bu an, Erzurum?
Allı gelin duvağına düşürmüş, Körpe kuzu yolunu mu şaşırmış?… Kederi, kayguyu baştan aşırmış, Baştan başa olmuş hicran, Erzurum,
Kanamamış rüyalara genç kızlar, Ana bağrı sızım sızım sızılar… Dadaşıma kefen oldu bu yıl kar… Ah, güzel Erzurum! Vatan Erzurum!…
Halide Nusret Zorlutuna
Ben Erzurumluyum
Hayatta kaygısız yaşarım senim Süt rengi ovalar yaylalar benim İlham verir bana palandökenim Ben Erzurumluyum Erzurumluyum
Baba yadigârı posu belimde Altımda yağız at cirit elimde Serhat türküleri coşar dilimde Ben Erzurumluyum Erzurumluyum
Yiğitlik dendi mi yücelir başım Erzurum dendi mi diner gözyaşım Ey sağdıcım kirvem yiğit dadaşım Ben Erzurumluyum Erzurumluyum
Ceddim tarihleşmiş Oğuz soyunda Çok kılıç salladık sinir boyunda Dökülmüş kanımız var tuna suyunda Ben Erzurumluyum Erzurumluyum
Çavgin sular gibi akarım duru Marifetnameden aldım desturu İmanın ihlâsın gönlümde nuru Ben Erzurumluyum Erzurumluyum
doğum günü unutulanlar, doğum günü unutulanlara şiir
Geceler Sessiz sedasız karanlık geçen Geceden geceye sürükleyen Yalnızlık!!! Yine bir gecede yazıyorum sana! Yine isyan ediyorum sensizliğe ve sana..! Unutmazsın sanmıştım beni! Böyle karanlık bir senenin sonunda Ummadığım anda sen aydınlatsaydın bari! Unutmasaydın! Beni ve benle geçen günlerimizi… Unutmasaydın be bitanem Doğum günümü unutmasaydın Bari sen hatırlasaydın benliğimi, Yosun tutmuş düşlerimi, Kaybolmuş inançlarımı,umutlarımı HATIRLASAYDIN!!!…. Unut canım unut Bugun doğum günüm Ve yeniden doğuyorum sensiz ve sensiz geçecek olan br hayata MERHABA Sana ELVEDA..
doğum günü şiirleri doğum günü sözleri doğum günü mesajları Doğum Günü şiirler Mesajları
Doğum Günü Hediyesi
…Kim derdi ki gün gelip te ellerin elleri ellerinde terleyecek ve kim derdi ki yaşananlar acımasızca tarihin zalim diliminde silinecek?
Gözler ilk kez sensiz ağlıyor İlk kez sözler sustuğunda Dudaklar dudaklarda Yalnız kalıyor Oysa doğum günümdü Mayısın son günü Beni sevdiğini söylediğinde Durdu zaman yürüdüğü yolda Şahitlik yaptı sevgiye,yüzüme güldüğünde
Şimdi çok uzaklardasın Tarih yine aynı Yine birşeyler karalıyorum beyaz sayfalara Tek ilham gözlerin yok odamda
Bu sana sayısız bir şiirim Bilinmeyenler içinde değil asla İlk te son da aynı olacak Hepsinde sen olacak
Ve ilk kez kendi doğum günümde Bir başkasına hediye veriyorum Belki bana verdiğin eşsiz hediyenin ışığını Sana yansıtıyorum…
Doğum günü kutlu olsun sevginin Kim yaşıyorsa sonuna kadar Unutulmayanların,için için kanayanların Tesellisi olsun ölene kadar…
Ferdi Gökharman
Bugün doğumgünün olduğu için farklı ve özel olduğunu mu sanıyorsun sen? Oysa sen benim için sadece bugün değil her gün farklı ve özelsin… Dostluğunun, arkadaşlığının verdiği keyfi sana anlatmam çok zor. Kalbim hep seninle. İyi ki varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…
Sesim güzel olmadığından sana bir doğumgünü şarkısı söyleyemiyorum. Bu yüzdendir ki böyle kısa bir mesaj çekiyorum. Yeni yaşında da hep olduğun gibi sevgi dolu ve neşeli kal. Sana koskocaman mutlu bir yıl dilerim! Gönlünden ne geçiyorsa hepsinin gerçekleşmesi dileğiyle..
Bugün belki de çok kişiden doğumgünü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı. Çünkü bu mesajın her harfi tamamen sevgiden oluşuyor. Hayatının her döneminde mutlu ve sağlıklı olmanı diliyorum. Tüm hayallerin gerçekleşsin, hayat güneşi her daim seni aydınlatsın! İyi ki doğdun ve iyi ki varsın…
Dikkat! Bu mesaj sevgi, neşe ve iyi dilek içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Bu mutluluğun her zaman sürsün. İyi ki doğdun. Nice mutlu yaşlara…
Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her daim varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremezsen de bil ki yanındayım! Doğumgünün kutlu olsun… İyi ki varsın varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…
Kısa bir mesaj olmalı bu. Sana binlerce öpücük ve sevgi yolluyorum buradan.. Bil ki unutulmadın.. Doğumgünün kutlu olsun!
Doğum Günü
Kutlu olsun doğum günün, kötülükler uzak olsun Mutlu ol ömrünce, üzülmeler sana yasak olsun Kalbin kırılmasında, üzerinde kir pasak olsun Sen üzülme sakın, üzülmelerim sana feda olsun
İyiki doğdun, iyiki vermiş yaradan seni bizlere Yıldırım gibi çaktın, güneş gibi açtın üstümüze Söz oldun, mani oldun, saz oldun bestemize Kutlu olsun doğum günün,nice mutlu senelere
Anne Sevgisi Sıcağın sinmiş bana, Seni severim ana.
Sensin bana can veren, Sensin bana kan veren.
Küçükken yudum yudum, Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler, Neler söyledin, neler.
Beni büyüttün ana, Beni yürüttün ana.
M.Necati ÖNGAY
Anneme Mektup Ben bu gurbete ile düştüm düşeli, Her gün biraz daha süzülmekteyim. Her gece, içinde mermer döşeli, Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. Böylece bir lâhza kaldığım zaman, Geceyi koynuma aldığım zaman, Gözlerim kapanıp daldığım zaman, Yeniden yollara düzülmekteyim. Son günüm yaklaştı görünesiye, Kalmadı bir adım yol ileriye; Yüzünü görmeden ölürsem diye, Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.
Necip Fazıl Kısakürek
Anneciğim Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım ÇALAPALA
ANNECİĞİM
Ne sevimli bir annesin! Ne tatlıdır senin sesin! Benim canım mısın nesin Sen olmazsan yapamam ben!..
Senden yakın kim var bana? Kalbim, canım bağlı sana!.. Üzüntüm yok ondan yana Seviyorsun beni de sen.
Gülsem güler yüzün Ağlamamdan alır hüzün… Senin gecen ve gündüzün Işık alır sanki benden!
Rakım Çalapala
Annem Sen olmasaydın annem; Ne doğar, ne yaşardım Senin şefkatinle ben Büyümeyi başardım.
Üzerime titrersin, Korursun kanadınla Canıma can katarsın Sen annelik adınla.
Sana neler borçludur, Düşün bir evlat anne! Kan veren, can verensin, Ya benim verdiğim ne?
Sana candan sevgimi, Saygımı sunacağım, Bu gün tüm anneleri Minnetle anacağım.
Vefa ÇAĞAN
Anneler Günü Anneciğim bugün sen dur, Ben bakayım sana n’olur.. Ne istersen pişireyim, Evi silip devşireyim.
Ben doldurdum aklarını, Ödeyemem haklarını. Bugün senin günün anne, Bak kendini yordun gene.
Canım kadar sevdiğim kim Benim canım anneciğim. Canım kadar sevdiğim kim? Benim canım anneciğim.
Hüseyin KALABA
Sakla Beni Anne Sen ninni söylerken anne Ak güvercinler evimize Gelinböcekleri konuyor Saçımın tellerine
Sen masal söylerken anne Mor menekşeler açıyor sesinde Yüzünden kalkan kelebekler Yavaşça konuyor kirpiklerime
Sen ninni söylerken anne Başucumda mı uykum Yastığımın altında mı Söyle girsinler gözlerime
Söyle şu kedilere anne Miyavlamasınlar eğri büğrü Oyuncağımı korkutmasınlar Girmesinler düşüne
Yumuyor gözlerimi gizli bir el Yüzünü göremiyorum anne Sar beni sakla beni Sıcak sevgiler içine
Tavan nere gitti anne Nere gitti evimizin duvarları Daya ellerini anneciğim Kediler düşmesin üstüme
Ali YÜCE
ANNEM Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan.
Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.
Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan
İbrahim ŞİMŞEK
ANNE
Annemi ben çok severim,
Melek annem, güzel annem,
Üzülmesin sakın derim
Melek annem, güzel annem.
İyi doğru sözler onda,
Şefkat dolu gözler onda,
Sevgi, ışık var yolunda,
Melek annem, güzel annem.
Anne yüzü ne asil yüz,
Anne gözü ne derin göz,
Anne özü, pırlanta öz,
Melek annem, güzel annem.
Rıfat Necdet EVRİMER
CANIM ANNEM
Yemeyip de yediren, Giymeyip de giydiren, Her an bizi düşünen Canım annem, gül annem.
Kol açıp, kanat geren, Ömrünü bize veren, Biz gülünce sevinen Canım annem, gül annem.
Bülent Özcan
ANNE ANNE ANNE
Ağaç olsan Dal olurum anne Yaprak olurum Sana gelirim
Deniz olsan Sel olurum anne Irmak olurum Sana gelirim
Bahçe olsan Gül olurum anne Toprak olurum Sana gelirim
Güneş olsan Yol olurum anne Bayrak olurum Sana gelirim
Tacettin Şimşek
ANNEM
Bağım olsa, bahçem olsa İpek kumaş bohçam olsa, Sabah olsa, akşam olsa Annem gitmese yanımdan
Her zaman baksam yüzüne, Uyurum yatsam dizine. Rastlamadım kem sözüne Sesi çıkmaz kulağımdan.
Bir sözünü iki etmem. Canımı verir incitmem Annemsiz cennete gitmem Onu severim canımdan
İbrahim Şimşek
ANACIĞIM
Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi Anne sevgisi. Artık ben de bir anayım. Anam seni dünden daha çok seviyorum! Çocukluğumda dua ederdim Allah’a Anam ölmesin diye. Tanrım kabul etti dualarımı, Göstermedi bana senin acını. Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’ Ne alsam sana yetmez, Senin hakkın ödenmez! Sana duygularımdan bir demet. Anneler günün kutlu olsun. Ellerinden öptüm, canım anacığım!
Nuray (Kahveci) Zaralı
Anneciğim Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için; Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim!…
Necip Fazıl KISAKÜREK
Anne Sen baharda nazlı çiçek, Ben çiçekte tombul böcek, Sensin beni güldürecek, Anneciğim, biriciğim.
Kulağımda tatlı sesin, Ninni yavrum uyu dersin, Sevgi bağın eksilmesin Anneciğim, biriciğim.
Mevlüt KAPLAN
Annem Küçükken başucumda Bana ninni söylerdin
Sabahları uyanınca, Beni okşar severdin.
Benim annem, güzel annem Beni al dizlerine…
Kucağında okşa beni, Ninniler söyle yine…
Bugün hâlâ kulağımda Çınlıyor tatlı sesin.
Güzel annem, kalbimin sen, En büyük neşesisin…
Coşkun ERTEPINAR
Annem Annelerin en güzeli, Sensin, benim güzel annem. Ilık esen bahar yeli, Sensin, benim güzel annem.
Güneş yüzlü, altın kalpli, Ağır başlı, tatlı dilli, Meleklerin eşi sanki Sensin, benim güzel annem.
Açan çiçek, çağlayan su, Gülümseyen engin duygu, Evimizin mutluluğu Sensin, benim güzel annem.
2 Kıtalık Öğretmen Şiirleri, İki Kıtalık Öğretmen Şiirleri, Kısa Öğretmen Şiirleri iki Kıtalık
Canım Öğretmenim Şiiri
Ailemden sonra seni tanıdım. Aynı sevgi,ilgi,sıcaklıgı sende tattım. Sen ögrettin sayıları,şekilleri,renkleri,
Sevmeyi,paylasmayı,ortak olmayı. Kendimi seninle kesfettim. Seni herseyden cok sevdim. BENİM CANIM ÖĞRETMENİM.
Sevgili Öğretmenim
Sevgili öğretmenim, İnan sen bir ışıksın. Yanarsın gece gündüz. Aydınlatırsın bizi. Doğruyu, güzeli, Bize sen öğretirsin.
Vatanıma sevgiyi, Kalbimize sen korsun. Çevreni aydınlatır, Bir mum gibi erirsin. Anne – baba gibisin, Bizi, bağrına hep basarsın.
Fethi BOLAYIR
İsim Bulunmaz Sana
İsim Bulunmaz Sana Kutsal İşine Uyan Sen Ki Örnek İnsansın Acıyan, Seven,Duyan
Kalbin Uçsuz, Bucaksız, Engin Denizler Gibi, Gözlerin İçindeki Cevheri Gizler Gibi
Öğretmenim
Yolsuz köye gittin yaya Gönül verdin cagdasliga Karanligi del dedinya Delecegim ögretmenim
Olur ettin olunmazi Deldin kaleminle tasi Bil dedinya bilinmezi Bilecegim ögretmenim
Öğretmenim
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum demiş ulu bir kişi sen bana sen yirmi dokuz harf öğrettin öğretmenim.
Köleliğe karşı olsan da sen ben olurum seve seve yirmi dokuz kere kırk yıl senin kölen!
Fevzi GÜNENÇ
KÖY ÖĞRETMENİ
Ben bir köy öğretmeniyim, Alnımda ışık, Gözlerimde nur.. Alıp götürmeyin beni şehirlere, Götürmeyin, ne olur.. Bir köy öğretmeniyim, Katıksız duygular içinde yaşarım.
Çıplak ayaklar basar yüreğime, Onları tutar, okşarım. Bir köy öğretmeniyim, Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım, Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde, Dağlardan daha çok yücedir başım. Ben bir köy öğretmeniyim, Evlerde motif, dillerde destan Gölgesi düşer ay-yıldızın üstümüze, Ve gönüllerde büyür vatan…
Göktürk Mehmet UYTUN
Canım Öğretmenim
Bir çok şeyler öğrettin, Yaramazlıklarıma sabrettin, Hatalarımı düzelttin, Benim Canım Öğretmenim.
Sen bir gül gibisin, Bize hep gülümsersin, Bilirim bizi seversin, Benim Canım Öğretmenim.
Atatürk’ü översin, Onu örnek alın dersin, En iyi olmamızı istersin, Benim Canım Öğretmenim.
Birbirinizi sevin dersin, Hepimizi seversin, Barışın güzel olduğunu söylersin, Benim Canım Öğretmenim.
Can Yücel Şiirler, can yücel’in şiirleri, Can Yücel Şiirleri oku, can yücel şiirleri bağlanmayacaksın, can yücel şiirleri aşk, can yücel şiirleri anladım
Can Yücel Şiirleri
SENG-İ DERYA CAN YÜCEL
Daldı gözlerim Denizin o tirşe ve hareli gözlerine Derken Poseydon’la beraber Kaldırıp başlarımızı güneşin Gülkokusu bacaklarına baktık
Derken martılar geçti Sıyırarak suları yanımızdan Karşı sahilde akşamla yanan Beş pare cama gömmek için bizi…
ÖZLEDİM SENİ CAN YÜCEL
özledim seni… ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin… çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları aksamları her isi bir kenara koyup seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü… Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden ”git artık” demek ”beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa” demek sana nede zor seni görmemek ve belki yıllar sonra karsılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden… yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek….
SEVGİ DUVARI CAN YÜCEL
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi kumkapı meyhanelerine dadandık önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi aramızda görevliler ekipler hızır paşalar sabahları açıklarda bulurlardı leşimi öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri çöpçülerin elleriyle okşardın beni yalnızlığım benim süpürge saçlım ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Bağlanmayacaksın Can Yücel
Bağlanmayacaksın bir şeye Öyle körü körüne “O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin Demeyeceksin işte Yaşarsın çünkü Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki Çok sevmeyeceksin mesela O daha az severse kırılırsın Ve zaten genellikle o daha az sever seni Senin O’nu sevdiğinden.
Çok sevmezsen çok acımazsın Çok sahiplenmeyince Çok aitte olmazsın hem Çalıştığın binayı Masanı, telefonunu, kartvizitini Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları Mesela kuzey yıldızı Senin yıldızın olacak “O benim” diyeceksin Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin.. Mesela gökkuşağı senin olacak
İllede bir şeye ait olacaksan, Renklere ait olacaksın, Mesela turuncuya, Yada pembeye, Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden Çok ait olmadan yaşayacaksın Senin değillermiş gibi davranacaksın Hem hiçbir şeyin olmazsa Kaybetmekten de korkmazsın Onlarsızda yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın Çok eşyan olmayacak mesela evinde Paldır küldür yürüyebileceksin İlle de bir şeyleri sahipleneceksen Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat İlişik yaşayacaksın Ucundan tutarak..
Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra Hep aynı gördüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden
Sefil doymazlık: ete, kana, paraya Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen
Küçük hesaplarla kabaran büyük hesaplar Ve değişmez çığlığı insanoğlunun: Ben, ben, ben!” Sen yok musun? Onlar yok mu? Biz yok muyuz? Nereye bu gidiş? Delicesine pupa yelken
Söyle neyi değiştirebilirsin ki tek başına Yıldırırlar, sustururlar vururlar seni de hemen Düşler bitmişse, gerçekler bir tokat gibi inmişse Tek başına mutlu ol bakalım, olabilirsen
En güzeli sevmek diyeceksin insanları tümüyle Usanmadan, bir şey ummadan, beklemeden Ver, durmadan ver, eller uzanmış, baksana Ver ki; kurulsun sofra, başlasın şölen
Bir yanda umutların, düşlerin, düşüncelerin Bir yanda aldığını geri vermez koca bir evren Bak! Bütün ağızlar yutmaya hazır seni Bir noktadan, bir lokmadan başka nesin sen
Dönüp gerilere bakıyorum, bir de kendime Elli yıl geçmiş, ha gün, ha yarın derken Değişen birşey yok, bir şaşkın benden başka İşte aynı yol, aynı kapı, aynı merdiven
Hani nerdeler? Kimi yitmiş kimi gitmiş dostların Bir ak saçlı anan kalmış yolumu bekleyen Sabah-öğle-akşam . . . Hep o tekdüze yaşam Ve kırılmış bir kalple yorulmuş bir beden
İşte böyle geçti yıllar. bozbulanık Ben sevdim, ben ağladım, başkalarıydı gülen Ne zaman uzattıysam ellerimi, parçalandı Mutluluk serseri bir mayındı denizlerimde yüzen
Ümit Yaşar Oğuzcan
Acılar Denizi
Ben acılar denizinde boğulmuşum İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni Duyarım yosunların benim için ağladıklarını
Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını
Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını
Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse Yılların içimde bıraktıklarını…
Adak şiiri
Sana şiirler okuyacağım, gitme Güneşler doğacak yalnızlığımdan Sana bir ışık getireceğim Büyük aydınlığımdan
Sana bir dolu umut getireceğim Küçük ellerine sığmayacak Sana Afrika gecelerini getireceğim Sımsıcak
Sana çiçekler getireceğim Bozulmuş güz bahçelerinden Sana bir serinlik getireceğim Yağmur tanelerinden
Sana avuç avuç yıldız getireceğim Güneşimden başka Sana engin denizlerin maviliğini getireceğim Köpük köpük dalga dalga
Sana bir rüzgar getireceğim Dağlardan, tepelerden Gitme, sana zamanı getireceğim Zamanın bittiği yerden
Andıkça
Ne zaman seni düşünsem içim ürperir Seninle geçen her saat, her gün gelir aklıma Bir akşam vakti gelir bir deniz kıyısı gelir O eşsiz hatıralar bütün gelir aklıma Ne yapsam unutamam yaşadığımızı Sevgindi sevgilerin en yalansızı Şimdi nerde bir gül görsem kırmızı Dudaklarımı uzun uzun öptüğün gelir aklıma Bir çıban büyürcesine ortasında gecenin Dolar yüreğime hüznü seni sevmenin Dünyada ne benim yerim var artık ne senin Ağlarım başucunda ölümün gelir aklıma.
Özdemir Asaf Şiirleri Aşk Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin, Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin. Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür; Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Özdemir Asaf
Lavinia
Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia.
1957 Özdemir Asaf Seni Saklayacağım
Seni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde, Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni, Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin, duyacaksın Parıldayan bir sevi sıcaklığı, Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor Gelen günler geçenlere, Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak Bir yaşam harcamaktır, Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz, Yaşayacağım gözlerimde; Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya.. Bakacaksın, Gözlerimi kapayacağım.. Anlayacaksın.
Özdemir Asaf AKIL GÖZÜ
Seni bulmakdan önce aramak isterim. Seni sevmekten önce anlamak isterim. Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, Sana hep hep yeniden başlamak isterim.
Özdemir Asaf
Ansızın
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum, Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum, Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım, Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım, Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça… Sen evreninde sana seni aratacağım.
Özdemir Asaf
AN
Gülüş bir yanaşım’dır bir öbür bir kişiye; Bir’den iki kişiyi döndürür bir kişiye.. Anılarından kale yapıp sığınsa bile, Yetmez yalnız başına bir ömür bir kişiye.
Özdemir Asaf 2=1
Kim o, deme boşuna… Benim, ben. Öyle bir ben ki gelen kapına; Başdan başa sen.
Ferda senin; senin bu teceddüd, bu inkżlāb… Her žey senin dešil mi ki zāten?.. Sen, ey žebāb, Ey ēehre-i behīc-i ümīd, ižte ma’kesin Karžżnda: Bir semā-yi seher, sāf ü bī-sehāb, Āšuž-i lerzedārż aēżk, bekliyor., žitāb! Ey fecr-i hande-zād-ż hayāt, ižte herkesin Enzārż sende; sen ki hayātżn ümidisin, Alnżnda bir sitāre-i nev, yok, bir āftāb, Sönsün mūebbeden. Sönsün müebbeden o cehennem; senin bugün Cennet kadar güzel vatanżn var, žu gördüšün Zümrüt bakżžlż, inci žetaretli kżzcašżz Kimdir bilir misin? Vatanżn… Žimdi saygżsżz Bir göz bu nazlż ēehreye – Allah esirgesin Kem bir nazarla baksa tahammül eder misin? Żster misin, žu ak sakalżn pāk ü muhtežem Pīžāni-i vakaarżna, bir kirli el demem, Hattā yabancż bir el uzansżn? Žu makberi, Razż olur musun, taža tutsun žu serseri? Elbet hayżr; o makber, o pīžāni-i vakur Kudsī birer misāl-i vatandżr… Vatan gayur Żnsanlarżn omuzlarż üstünde yükselir. Genēler, bütün ümmid-i vatan žimdi sizdedir: Her žey sizin, vatan da sizin, her žeref sizin; Lākin unutmayżn ki zaman tünd-ü mutmain Bir hatve-i samūt ile ta’kīb eder bizi. Önden kožan, fakat yine dikkatle her izi Ta’mika yol bulan bu yanżlmaz muākżbin Žermende-i itabż kalżrsak, yazżk!.. Demin “Ferda senin!” dedim, beni alkżžladżn; hayżr, Bir žey senin dešil, sana ferda vediadżr; Her žey vediadżr sana, ey genē, unutma ki Senden de bir hisāb arar ātī-i müžtekī. Māzīye žimdi sen bakżyorsun pür-intibah, Ātī de senden eyleyecek böyle ižtibāh. Her uzvu girdibād-ż havāyicle sarsżlan Bir neslin ošlusun; bunu yād et zaman zaman. Her yżldżrżmda bir gece, bir gölge devrilir, Bir ufk-ż i’tilā aēżlżr, yükselir hayāt; Yükselmeyen düžer: ya terakkī, ya inhitat! Yükselmeli, dokunmalż alnżn semālara; Doymaz bežer dedikleri kuž i’tilālara… Ušraž, didin, düžün, ara. bul, kož, atżl, bašżr; Durmak zamanż geēti, ēalżžmak zamanżdżr!