Posts Tagged ‘şeker’

Doğal Madde Nedir?

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Doğal Madde Nedir?


Doğal Maddenin Anlamı

Doğal madde, doğada saf olarak bulunan,işlenmemiş,herhangi bir katkı malzemesi katılmamış her maddeye denir. Doğal maddeler, doğadan olduğu gibi yada çok hazla yapısal değişikliğe uğramadan elde edilirler.

Doğal maddelerin bazıları çeşitli işlemlerden geçirilerek kullanılır. Örneğin tuz doğal bir maddedir ve doğadan elde edildiği gibi kullanılabilir. Şeker de doğal bir maddedir ve şeker pancarının yada şeker kamışının işlenmesi sonucu elde edilir. Ağaçtan elde edilen kereste ve tahta doğal bir maddedir. Günlük yaşantımızda kullandığımız altın, demir, ağaç, cam, taş, mermer, toprak gibi bir çok cisim eşya, alet ve malzeme doğal maddelerden yapılır.

Günlük yaşantımızda birçok doğal madde kullanırız. Tuz,su, ham petrol, taş, mermer, altın, şeker, pamuk vb. bu maddelerin en küçük parçası yine maddenin kendisidir.

Kalp Damar Hastalıklarında Risk Faktörleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kalp Damar Hastalıklarında Risk Faktörleri

Yaş: Erkeklerde 45 yaşın üstü, kadınlarda 55 yaşın üstü veya erken menopoz
Cins: Erkeklerde daha sık
Aile öyküsü: Birinci derecede (anne, baba, kardeş) erkek akrabalarda 55 yaşından, birinci derecede kadın akrabalarda 65 yaşından önce kalp damar hastalığı, kalp krizi (infarktüs) veya ani ölüm bulunması
Sigara içiyor olmak
Hipertansiyon (140/90 mmHg veya daha fazla veya hipertansiyon için tedavi alıyor olmak)
İyi kolesterolün (HDL kolesterol) 40 mg/dl’den düşük olması
Kötü kolesterol olan LDL-kolesterolün yüksek olması).
Hareketsizlik: Haftada en az 3 gün ve günde en az 30 dakika egzersize zaman ayırmalısınız (tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklet, dans, bahçe işleri vs.).
Şeker hastalığı (diabetes mellitus)
Kilo: Bu konuda en değerli kriter, vücut kitle indeksi ve bel çevresidir. Vücut kitle indeksi, kg olarak ağırlığın, metre olarak boyun karesine bölünmesiyle elde edilir (VKİ: kg/m2). Vücut kitle indeksinin 25’in üzerinde olması veya bel çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda ise 88 cm’nin üzerinde olması, yalnızca kalp damar hastalığı riskini artırmakla kalmayıp şeker hastalığı, yağ yüksekliği ve tansiyon yüksekliği riskini de artırmaktadır.
Stres: uzun bir zaman sürekli strese maruz kalma, hastalığın gelişmesini kolaylaştırmaktadır.
Depresyon: özellikle son yıllarda depresyon da kalp damar hastalıkları yönünden risk faktörü olarak kabul edilmeye başlandı.

Karbonhidrat Nedir Hangi Besinlerde Bulunur

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Karbonhidrat Nedir Hangi Besinlerde vardır?

Karbonhidrat Nedir Hangi Besinlerde Karbonhidrat Bulunur?

Karbonhidratlar Vücut enerjisinin ana kaynağıdır, Karbonhidrat canlının yapısına katılmayan uzun süreli dozaj etkisi yaratan bir maddedir. Aktif aldehit veya keton grubuna sahip polihidroksi alkoller veya hidroliz edildiklerinde bu maddeleri veren bileşikler olarak tanımlanabilir.
Bütün canlı hücrelerde bulunur. Doğada genellikle büyük moleküller halindedir. Vücuda alınan bu büyük moleküllerin hücrelere iletilmesi için canlı tarafından sindirilmesi ve uygun molekül büyüklüğüne kadar parçalanması gerekir.

Karbonhidratlı Besinler Listesi

– Esas olarak, mısır gevreği, tahıl ve ekmek çeşitleri, pirinç, arpa,yulaf, makarna, sayılabilir. Meyvelerden, kayısı, hurma, yaban mersini, muz, incir, üzüm, elma, portakal, armut, ananas, çilek, karpuz, ve kuru üzüm de yüksek karbonhidrat içerir.

– Listeye devam edersek, bazı baklagil türleri; nohut, kuru fasulye, börülce, bakla yüksek kompleks karbonhidrat taşırlar. Bazı kök sebzelerden, patates, tatlı patates, havuç, mısır da bu gruba dahildir.

– Basit karbonhidratlı gıdalara ise, toz şeker, şekerleme, kek, mısır şurubu, meyve suyu, ekmek, beyaz undan yapılmış makarna ve mısır gevreği dahildir.

-Yüksek miktarda kompleks karbonhidrat taşıyan besinler ise, kepek, yulaf, mısır, arpa, karabuğday, mısır unu, makarna, patates, kepekli pirinç, kıyılmış buğday, tam tahıllı gevrek, bezelye, musli, fasulye, mercimekdir. Yüksek karbonhidratlı besinler bize, sağlıklı ve formda olmak için vitamin, mineral ve lif açısından yeterli bir kaynak oluştururlar

-Süt ürünleri, yüksek yağ ve protein içerikleriyle tanınırlar. Ama, yağsız süt, diyet yoğurt, çikolatalı süt yüksek karbonhidratlı besinler grubuna da girer. Bütün cikolata ve şeker türleri, ve kurabiyeler yüksek miktarlarda karbonhidrat içerir.

Ozon Yağı Ne İşe Yarar

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ozon Yağı Faydaları Nelerdir,

Ozon Yağı’nın Yararları,

Ozon Yağı

Ozon 3 atomlu oksijen bileşiğidir. Vücudumuzda her organ ve hücrenin kendini yenilemesi açısından oksijene ihtiyacı vardır. Zeytinyağı sayesinde sıvı halde tüketilebilen ozon, vücudumuzda solunum ile alamadığımız yüklü miktarda oksijeni hücrelerimize ulaştırır. Bu sayede bir çok hastalığın tedavisinde ve kozmetik amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları;

Akneler, sivilceler ve siyah noktalar
Cilt lekeleri, güneş lekeleri ve sivilce izleri
Kırışıklık, cilt yenileme
Sedef, egzama, mantar
Şeker hastalığı
Herikobakteri, reflü ve ülser
Romatizmal ağrılar
Selülit ve bölgesel incelme

Cilt üzerindeki rahatsızlıklar için harici yolla sürülerek kullanılan ozon yağı, mide bağırsak ve şeker hastalığı gibi durumlarda ise içilerek kullanılabilir. Sadece zeytinyağı ve oksijenden elde edilmiş olması onu doğal ve zararsız kılmaktadır. Bu sebeple hamileler, emziren anneler ve hatta yeni doğmuş bebekler üzerinde dahi kullanılabilir.

Topuk Çatlakları Tedavisi

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Topuk Çatlaklarının Evde Tedavisi

Topuk Çatlakları Nasıl Tedavi Edilir

Topuklarda meydana gelen çatlaklar gerek sağlık açısından gerekse estetik açıdan hiç de hoş olmayan bir durumun oluşmasına sebep olur. Kimi zaman çok fazla kuru ve ağrılı da olabilen topuk çatlaması genellikle ileri yaşlardaki kişilerde ve işleri gereği sürekli ayakta durması gereken kişilerde görülür.

Ev yapımı çatlak topuk tedavisinde ihtiyacınız olan malzemeler; leğen, ılık su, vazelin, shea (Batı Afrika’da yetişen ve tohumundan yağ çıkarılan bir ağaç )yağı, zeytinyağı veya yoğun nemlendirici krem, sünger taşı, banyo tuzları veya yumuşak ayak temizleyici, ayak törpüsü, pamuklu çorap, havlu ve limon suyu, olgunlaşmış muz ve ezilmiş ananastır. Tabii bu saydığımız malzemelere sadece bir topuk bakımında ihtiyacınız olmayacak. Bu malzemeler ile farklı ayak bakımı ve çatlak topuk tedavisi yapabilirsiniz.

Leğeni ılık su ve sabun ile doldurun. Ayaklarınızı sabunlu karışıma sokun ve bu ıslatma işlemini minimum 20 dakika yapın. Bu esnada ayaklarınızı sünger taşı ile ovalamayın. Topuklarınızdaki çatlaklar yumuşadığı zaman ayaklarınızı sudan çıkarın.

Nazikçe ayaklarınızı ayak törpüsü veya sünger taşıyla ovalamaya başlayın. Ölü deriyi uzaklaştırana kadar topuklarınızı ovalamaya devam edin. Bu işlemi yaparken derinizi zedelememeye özen gösterin. İşlem bittiğinde bir havlu yardımıyla ayaklarınızı iyice kurulayın. Ancak şeker hastasıysanız veya mantarınız varsa tip bir ayak ve topuk bakımı yapmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Kullandığınız ayak törpüsünü iyice dezenfekte etmeyi de ihmal etmeyin.

Ayrıca Topuklarda çatlak bulunması durumunda dermatoloji uzmanına başvurulduğunda aşağıdaki tedaviler uygulanabilir:

– Çatlağa neden olabilecek etkenler araştırılmalı ve önlem alınmalıdır.Eğer mantar enfeksiyonu var ise tedavi edilmelidir.
– Kalın derinin soyucu kremlerle inceltilmesi faydalı olur.
-Uygun nemlendiriciler kullanılır.
-Özellikle rahat ayakkabılar tercih edilmelidir.
-Gerekirse koruyucu tabanlıklar kullanılmalıdır.

Şeker Nasıl Ölçülür

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Evde Kan Şekeri Nasıl Ölçülür

Kan Şekeri Nasıl Ölçülür

Eğer diyabetli bir hastaysanız kısa süreli hedefler belirleyip bunlara ulaşarak uzun dönemde çok sağlıklı ve hatta diyabetli olmayan bir bireyden farksız uzunluk ve kalitede bir yaşam sürebilirsiniz. Kısa süreli hedefler genellikle kan şekerini ölçme üzerinde yoğunlaştırılmıştır ve buna evden kan şekerini ölçme adı verilir. Tüm diyabetli hastalar ister Tip 1 ister Tip 2 ister gebelik diyabeti olsun kan şekerlerini ölçerek uygulanan tedavinin uygunluğu ve yeterliliği konusunda bilgi sahibi olmalıdırlar. İnsülin ve oral antidiyatik haplar kan şekerini oldukça etkin biçimde düşüren ilaçlardır. Evde kan şekeri ölçümü bu ilaçların sizin için doğru ilaçlar olup olmadığı ve dozlarının yeterli olup olmadığı konusunda çok değerli bilgiler verir. Kan şekeri ölçümü yemeklerden sonra kan şekerinin nasıl değişim gösterdiğini ve ayrıca egzersiz sırasında ve sonrasındaki oynamaları bize söyler. İlaç kullanan diyabetik hastalar ayrıca düşük kan şekeri açısından da risk altındadırlar. Evden kan şekeri ölçümü hipoglisemiler konusunda bizi uyarır bu nedenle hayat kurtarıcı bile olabilir. Herhangi bir ilaç kullanmayan sadece diyet ve egzersizle tedavi edilen hastalar (bunlar bazı Tip 2 diyabetik hastalar ve bazı gebelik diyabeti hastalarıdır) kan şekeri düşüklüğü açısından risk altında olmasalar da evden kan şekeri ölçümü yine de gereklidir. Çünkü ilaç tedavisine geçme gerekliliği en erken ve doğru biçimde evden kan şekeri ölçümü ile anlaşılabilir. Ayrıca şekerleri iyi giden bir diyabetlinin evden ölçüm yaparak iyi sonuçları görmesi de onun diyet ve egzersiz tedavisine uyumunu artıran çok önemli bir motivasyondur. Ayrıca evde şeker ölçümü diyabetli bir gebenin sağlıklı çocuk doğurmasını sağlayan en önemli ve vazgeçilmez bir metoddur.

Ne sıklıkla evde kan şekeri ölçümü yapılmalıdır?
Bu sorunun yanıtı size ve sizi izleyen sağlık ekibinin kararına bağlıdır. Tip 1 diyabetik hastalarda kan şekeri düzeyleri gün içinde önemli oynamalar gösterme eğilimindedir. Bu nedenle Tip 1 diyabetik hastalar günde 4 kez ölçüm yapıp insülin dozu ve yemek planlarını bir önceki ölçüm sonuçlarına göre yapmalıdırlar. Eğer normale çok yakın kan şekeri düzeylerini hedefliyorsanız günde 4 ve hatta 5 kez ölçüm yapmalısınız. Ölçüm saatleri her yemekten önce yatma saati ve en azından bazı günler gece yarısı (sabaha karşı 3.00) olmalıdır. Çalışmalar günlük kan şekeri ölçüm sayısı arttıkça kan şekeri kontrolünün iyileştiğini ve günlük ölçüm sayısı 4’ün altına indiğinde de kötüleştiğini göstermiştir.

Tip 2 diyabetik hastalarda gün içindeki kan şekeri oynamaları daha azdır bu nedenle Tip 2 diyabetiklerin Tip 1 diyabetikler kadar sık kan şekeri ölçümü yapmaları genellikle gerekmez. Ayrıca hap kullanan Tip 2 diyabetiklerin de insülin kullanan Tip 2 diyabetikler kadar sık kan şekerlerini ölçmeleri gerekli değildir. Bu hastalarda sık ölçüm yeni bir tedaviye geçildiğinde, doz ayarlaması yapıldığında ve yaşam biçiminde önemli bir değişiklik olduğunda yapılmalıdır. Bu durumlarda günde en az iki kez ölçüm yapmak gereklidir. (Kahvaltıdan önce ve akşam yemeğinden önce veya yatma zamanı). Bunların kaydedilmesi sizin ve sizi izleyen sağlık ekibinin sizinle ilgili doğru kararlar vermesine yardımcı olacaktır. Kan şekerleri istenen düzeye geldiğinde günde bir veya bazen iki ölçüm yeterli olacaktır. Eğer hap veya insülin kullanmayan bir Tip 2 diyabetli iseniz ve kan şekeriniz kontrol altındaysa günde bir kez veya haftada 3-4 kez ölçüm yapabilirsiniz. Ayrıca örneğin her zamankinden daha ağır bir yemek veya ekstra-egzersiz gibi durumlarda da ölçüm yapılmalıdır.

Bunun dışında ölçüm sıklığı elbette parmağınızı ne sıklıkta delmek istediğiniz, iş yaşamınızda zamanınızın ne ölçüde elverdiği ve maddi durumunuz gibi tıbbi olmayan faktörlere de bağlıdır. Elbette ki her ölçümün size zaman ve para olarak bir maliyeti vardır. Bazen kendinizi iyi hissetmeyebilir ve bunun nedeni hakkında size fikir verebilir. Örneğin 5 km’lik bir koşudan sonra terli olabilir ve titreme hissedebilirsiniz. Bu basitçe yorgunluktan olabileceği gibi kan şekeri düşmesinden de kaynaklanabilir. Eğer kan şekeri ölçümü yapmazsanız şekeriniz yüksek olduğu halde karbonhidrat alabilir ve şekerinizin daha da yükselmesine sebep olabilirsiniz. Pek çok diyabetli hasta kan şekerleri düşük veya yüksekken bunu farkettiğini ve bu yüzden herhangi bir şey hissetmedikleri zaman ölçüm yapmanın gereksiz olduğu iddia ederler. Bunu asla yapmayın ve kan şekeri konusunda hislerinize kesinlikle güvenmeyin, mutlaka ölçüm yapın.

kaynak:hastaokulu

Kadın Hastalıklarına Dikkat

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Kadın hastalıkları
Kadın hastalıkları nedenleri

Kadın hastalıklarında her belirtiye önem verilmesi gerektiğini uzmanlar vurgulayarak belirtiyor.

Erkeklerden önce hastalıklarla savaşmaya başlayan kadın adayları, kadınlığa adımlarını attıklarında ise hastalıklar ve hormonal değişiklikler ile erkeklerden farklı rahatsızlıklarla karşılaşıyor.

Gebelik süresince stres içinde yaşayan anne adaylarının ise, doğumdan sonraki aşamada bebeklerinin de hastalıklara yakalanmasını kolaylaştırıyor.

  • Kadına düşen görevler de var

Kadın sağlığını olumsuz etkileyen özellikle kanser gibi ciddi sonuçlar doğuran hastalılarda, tanı ve tedavi yöntemleri kadar, kadınların alması gereken önlemler de büyük önem taşımaktadır.

Kadınların vücutlarındaki değişimlere karşı duyarlı olmaları, bunu bir jinekologla paylaşmaları ve düzenli kontrollere gitmeleri büyük önem taşımaktadır. Kadınlar, yılda bir kez yaptıracakları mamografi, smear testi, diyabet (şeker hastalığı) için açlık kan şekeri ölçümü ve kadın check-up ile sağlıklarından emin olabilirler.

  • Bu uyarıları dikkate alın

Kadın hayatında uzun bir süreci kapsayan adet dönemi, bünyesel faktörler ve sosyal yaşam düzeni gibi pek çok faktöre bağlı olarak, kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Kanama süresi, miktarı, ağrılı ya da sorunsuz atlatılması gibi bu farklılıklar kişinin yaşam düzenini de etkileyebilir.

Adet döneminde hormonal değişimler yaşayan kadınlarda sinirlilik, halsizlik, mutsuzluk vb. gibi istem dışı dışavurumlar gözlenebilir. Yakın çevresindeki kişilerin daha anlayışlı yaklaşımı, onun bu dönemi daha rahat atlatabilmesine yardımcı olacaktır.

Kadınlarda Şeker Hastalığı

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Kadınlarda Şeker Hastalığı
Şeker Hastalığı Kadınlarda

Diyabet, mide boşken olduğu kadar, yemekten sonra da kandaki glikoz oranının çok yüksek olmasıdır. Bir birinden farklı iki diyabet türü vardır:

1. II. Tip diyabet veya “yağlı diyabet”
Genelde kadınları ellili yaşlarda yakalar ve sonucu olarak kilo fazlalığı görülür.
Teknik olarak, pankreasın çok fazla insulin salgılaması olarak açıklanmaktadır. Bu hormonun “kalitesi kötü” olduğundan veya organizmanın hücreleri tarafından tanımlanamadığından çok etkili olmaz.
İnsülin fazlalığı, ensüline direnci getirir. İnsülin salgısı, anormal derecede çok yüksek olan glisemiyi düşüremez.
Glisemiyi normal oranlara indirmek için kilo vermek daima gereklidir. Montignac Yöntemi‘nin ilkeleri, özellikle bu tip diyabete uyarlanmıştır. Çünkü bildiğiniz gibi Yöntem düşük glisemik endeksine uygun glusid seçimine dayanır.
Araştırmalar, besin maddelerinin glisemik endekslerinin yüzde 14 azaltılması ile, diyabet metabolizmasının kontrol altına alındığını göstermiştir. (Yani beyaz ekmek ve patates yerine, entegral ekmek, entegral makarna ve kuru fasulye yemek gibi.)
Diyabetiklerin beslenmesinde, lifli ve özellikle eriyebilen lifli besinlere (elma pektini, yosun, fasulye özü gibi) yer verilmelidir.
Gıdalar ayrıca yüksek oranda mikrobesin içermelidir (krom, Bj vitamini) çünkü bunlar da glusid metabolizmasını düzeltecektir. Bu besinler işlenmemiş tahıllarda (rafine edilmemiş), bira mayasında ve buğday filizinde bulunur.
Diyabetikler doymuş yağlardan (et, şarküteri, tereyağı, tam yağlı süt) uzak durup çoklu ve özellikle tekli doymamış yağlara yönelmelidirler: Saf zeytinyağı, glisemiyi düşürür ve diyabet dengesini düzeltir.
Hasta, günde en az 1,5 litre olmak üzere bol bol su içmeyi de unutmamalıdır.

2. I. Tip diyabet veya “zayıf diyabet”: Ensülin bağımlıları
Bu hastalık çok erken yaşlarda, çocukluk veya adolesan döneminde ortaya çıkar. Pankreas görevini yapmadığı için hiç ensülin üretmez ve bu yüzden iğne yapılarak ensülin dışardan verilir. Şişmanlama olabilir ama I. Tip diyabetik-lere göre daha az görülür.
Bu diyabetikler, her gün belirli bir doz glusid almalıdırlar ve bunu üç öğüne paylaştırmaları gerekir. Yağsız etler olan tavuk ve balık ayrıca glisemik endeksi düşük glusid-ler (mercimek, kuru fasulye, tam pirinç, entegral makarna) tercih edilmelidir.
Lif bakımından zengin besinlerin alımı, ensülin dozlarını düşürür ve daima hipoglisemiyi önler.
Diyabetik kişilerde daima kalp hastalığı riski mevcuttur. (Buna göz, böbrek ve damar hastalıklarını da ekleyebi-lirz). Bir diyabet uzmanı hekimin kontrolünü ihmal etmeden Montignac Yöntemi izlerseniz bu astalıklan karşı tedbir almış olursunuz. Yöntem size şunları garanti eder:
Tekle çoklu doymamış yağ asitlerini tercih ederek, “iyi kolesterolü” yükselir, böylece trigliseritleri düşürürsünüz.
Zayıflamak, tansiyonunuzu düzeltecek ve kalbin yükünü azaltacak, fiziksel faaliyetlerinizi kolaylaştıracak böylece de kalp hastalığı riskinizi ortaya çıkaran faktörleri norm aile şterecektir.
Mikro besin yönünden zengin (C vitamini, E vitamini beta karoten, çinko, selenyum, polifenol…) gıdalar damarların iç duvarlarını koruyacaktır.
Gıdalardaki seçimler ve tercihler diyabette görülen ve tabloyu ağırlaştıran damar komplikasyonlarını önleyebilecek tehirler alacaktır.

alıntı

şivlilik nedir, şivlilik ne demek

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Şivlilik kelime anlamı

Şivliliğin anlamı nedir

Pek çoğunuz belkide şivliliğin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Üç ayların başlangıcı olan Regaip Kandilinden bir gün önce çocuklar ellerinde fenerlerle akşam sokaklara çıkarlar ve kendilerince eğlenirler. Fener alayları yapılır, kız kaçıranlar, maytaplar, torpiller patlatılır. Büyüklerin kontrolünde ateşler yakılır ve eğlence tüm gece sürer.

Regaib Kandili günü ise çoluk çocuk herkes ellerinde poşetlerle sabahın ilk ışıklarını bekler ve sokaklarda başka bir şenlik başlar. Kapı kapı dolaşılır ve ŞİVLİLİKKKKKK diye bağırarak çikolata, goflet, sakız, şeker toplanır. Tabi zamanımızda çocuklarda uyanık topladıkları şekerlemelerde kalite arıyorlar 🙂 Çocukları mutlu etmek için gofletler yetmeyebiliyor aklınızda bulunsun. Bu gelenek Konya’ya has olarak söylensede farklı yörelerde farklı şekillerde şivlilik günü yapılmaktadır.

Sevimli Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Sevimli Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Sevimli Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Sevimli Sözler
Sevimli Sözler Kısa
Sevimli Sözler Mesajlar

Kalbimde gözlerin beynimde ismin bedenimde sevgin geziyor.

Anılar yaşadıkça sevgiler paylaşıldıkça çoğalır, ben seni düşünerek yaşıyorum sevgilim.

Seni severek günümü geçiriyorum sana aşık olarak ölmek istiyorum canım bebeğim.

Seni ilk gördüğümde anlamıştım melek olduğunu ve benim için dünyaya geldiğini.

Seni o kadar çok seviyorum ki aldığım nefes tanelerinde seni ne kadar çok sevdiğimi öğretiyorum hücrelerime.

Sevmek çay sevilmek şeker bizim gibiler çayı şekersiz içer.

Aşk güzeli sevmek değil aşk sevdiğini sevginle güzelleştirmektir.

Sevimli olduğun kadarda güzelsin bunu biliyor musun? Bilmiyorsan söyleyeyim dedim.


alıntı

Anlamsız Mesajlar

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Anlamsız Mesajlar

Tugbam sitesinde en güzel Anlamsız Mesajlar sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Anlamsız Mesajlar
Anlamsız Mesajlar kısa
Anlamsız sözler facebook

aşandı bitti saygısızca
aldatmanın tadına varınca
doğru söylesen kimin umurunda
gözüme inanırım haydi zıpla

bu yolu bilmezsin maçoyum ben
hem severşim hemde döverim ben
gün gelir sende tanirsin beni
dişarda gözlerim görmesin seni

ben de bu dağların nesine geldim
meleşir kuzular sesine geldim
bir garip ölmüş de yasına geldim
geldim emmoğlu

her akşam hasretinle yarılıyorum
yastığa yorgana sarılıyorumm
ben ilk kez seni sevmiştim haaiiin
söylemiştim sana hatırlıyorumm
benim kadar aptalını bulamazsın yarrrrr

.

sen bana bir gul versen
inadi birakip sevsen
olur musun be sevgili
azicik ucundan versen

hadi hadi şeker
canım seni çeker
hadi hadi şeker
içim seni çeker
allısı morlusu kaça kilosu?

ona buna cok fazla bakarsan
ola ki sen beni aldatirsan
benden baskasina varirsan
bak cakarsam oturturum

o eline yuzugu sen takarsan
ansizin yoluma da cikarsan
benden baskasina varirsan
bak cakarsam oturturum

cepten ara beni
cepten ara beni
kapsama disindaysam
evden ara beni

Pozitif alanlarda imge olmaktansa negatif alanlarda simge olurum

Ben sana adam olamazsın demedim, kardan adam olmazsın dedim

Aşk bir kum saati gibidir, kalp dolarken beyin boşalır

Dün gece avatarını öptümde yattım

Baltayla rus ruleti oynayan kabile üyeleri :”Adil bir düello oldu” dedi.

Frodo sende göz var.

Alışala geldiği gibi işte
Biraz ukala, biraz alıngan,
Saklarcasına sulugöz
Geçmişin ahmaklıklarıyla boğuşan,
Gelecek güzelliklere hep geç kalan bir ben

Kasaba küçük, ben küçük
Büyük olan tek bir şey,
Tabi hatıralardan hatırlayabildiğim kadarıyla; Sen
Yüreğimde isimsiz bir kahraman

Gizliden gizliye kemiriyor yüreğimi sevdam
Ve her bir gözyaşım yenisinin önünü acıyor
Bitmedi, bu gidişle bitmez de zaten anlamsız kavgam
Ben mutlululuğu yakalasam, mutlular benden kaçıyor

Mesajlarim anlamsız, Gülüşlerim zamansız

Sana değiyor ömrümdeki her bir güzel şey üstelik Senden geçiyor yaşam pınarlarım.

Öyle ya, vakit geç oldu… Gitmek lazım

Issız bir kasabanın sokaklarında, Umutsuzca seni aramak, Hayallerinle boğuşurken, Yaşamaya çalışmak, Ve her bir güzel şeyi sen sanmak.

aldatmanın tadına varınca doğru söylesen kimin umurunda gözüme inanırım haydi zıpla