Dua esnasında eller (duanın seması sayılan) yukarıya açık olarak (ayrı) şekilde tutulur. İki elin avuç içi terazinin iki gözü gibi muvazeneli şekilde göğüs hizasında, semadan gelecek Rahmet-i İlâhiyye’ye açık bekler.
Ancak, bazı zamanlarda bu iki elin yanyana birleşip, bitişik şekilde tutulması da sünnete aykırı değildir. Resûl-i Ekrem Hazretleri her iki halde de dua yapmıştır. Lâkin çogu defa ellerini ayrı şekilde tuttuğu anlaşilmaktadır.
Nitekim Şafiî mezhebinde duanın korku mânâsına gelen cümlelerinde ellerin içinin yere çevrilip aşağıya tutulduğu gibi. Hanefi’de ise avuç içinin aşağıya çevrilmesi sadece yağmur duasında meşru kılınmış, diğerlerine şâmil olmamıştır.
Şafilerin dua ederken musibetten sakınmak için ellerini aşağıya çevirmeleri bazı hadislere dayanmaktadır ki sünnettir. Bu hadislerden birisi şöyledir:
“Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü vesselam, Allah’tan bir şeyin olmasını istediği zaman ellerinin içini yukarıya çevirirdi. Ancak bir şeyden sakınacağı zaman ise ellerinin içini aşağıya çevirirdi.”
İslam Dini, her sahada olduğu gibi evlilik konusunda da ince eleyip sık dokumaktadır. Çünkü aile, İslam toplumunun can damarı, sarsılmaz temeli ve köşe taşı konumundadır. Aile yapısı ne kadar sağlam olursa, toplum o denli sağlam ve sağlıklı olur. Ailenin temel taşları, dikili direkleri ise anne ve babadır.
Sağlam ve sağlıklı, huzurlu ve mutlu, kalıcı ve sürekli, tutarlı ve dengeli bir toplum hedefleyen İslam, bu toplumu oluşturan ailelerin kuruluşunda izlenecek yolu, çok açık bir biçimde ortaya koymuştur.
Ailenin oluşumunda en önemli öğe, eş seçimidir. Kadın olsun erkek olsun eş seçimi, mü’minlerin en çok dikkat etmeleri gereken hususların başında gelmektedir. Eş konusunun çok titiz bir şekilde çözümlenmesinden sonra Müslüman için hayat daha anlamlı, daha kolay ve daha rahat olacaktır. Herşeyden önce yüce Allah’ı razı etme konusunda, bu durum çok açık bir şekilde kendisini gösterecektir.
Alemlerin Rabb’i olan yüce Allah’ı razı etme konusunda Müslüman eşler, birbirlerine yardımcı olacak, birbirlerinin eksikliklerini giderecek, birbirlerini teşvik edecek ve ideal Müslüman bir aile örneğini ortaya koyacaklardır. Böyle bir aile ortamında filizlenip yeşerecek çocuklar da toplumda örnek insanlar olacaklardır. Böyle insanlardan teşekkül edecek bir toplum ise, diğer toplumlar içinde örnek bir toplum olarak varlığını idame ettirecektir.
Kur’an’ı Kerim, sağlam prensipler ve temeller üzerine bina edilecek bir evliliğin, hayırlara vesile olacağını bildirmiş, bunun için aynı davaya inanan insanların bir araya gelmelerini istemiştir.
“Müşrik kadınlarla, onlara inanıncaya kadar, evlenmeyin. (Müşrik kadın) hoşunuza gitse dahi, mü’min bir câriye, müşrik (hür) bir kadından iyidir. Müşrik erkekler de inanıncaya kadar, onları(mü’min kadınlarla) evlendirmeyin. (Müşrik erkek) hoşunuıa gitse dahi, mü’min bir köle, müşrik bir adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. Allah ise izniyle cennete ve mağfrete çağrıyor. İnsanlara ayetlerini (böyle) açıklıyor ki öğüt alsınlar” (2 BAKARA, 221)
İslam, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçiminin yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı güvene dayanan prensipler üzerine bina edilmesi için, bu yuvada din unsurunun ön planda olması gerekir. Çünkü din unsuru, insan yaşlandıkça artar, güzelleşir, gelişir ve bağları kuvvetlendirir. Oysa zenginlik, güzellik, soy-sop gibi unsurlar, hem geçici hem de insanın kibrini artırdığı için, huzursuzluğun temel nedeni sayılmaktadır.
İşte bu nedenle; Hz. Peygamber(a.s): “Kadın, dört şeyi için nikah edilir; malı, soyu, güzelliği ve dini; sen dindar olanını seç ki, evin bereket bulsun” buyurmuştur. (Kütüb-i Sitte ve İmamı Ahmed’in Müsned’i ile İslam Fıkıh Ansiklopedisi)
Diğer bir hadisi şerifte de Rasulullah(a.s), malın ve güzelliğin getirdiği problemlere dikkat çekerek evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır.
“Kadınları güzellikleri için nikahlamayınız, olur ki güzellikleri ahlakça düşmelerine sebep olur. Onları malları içinde nikahlamayın, zira malları azgınlıklarına yol açabilir. Kadınları dindarlıktan dolayı nikahlayın. Şüphesiz dindar olan yırtık elbiseli bir cariye (böyle olmayanlardan) daha üstündür.” (İslam Fıkıhı Ansiklopedisi 9.C SH. 14)
Kur’an ve Sünnet’in ortaya koyduğu esaslardan anlaşılacağı gibi, sağlıklı bir İslam toplumurıun oluşabilmesi için, mü’min erkek ve kadınların birbiriyle evlenmeleri esastır. Ancak böyle bir evlilik sonunda, İslami esaslar insanlara daha iyi bir şekilde ulaştırılabilir.
Erkek veya kadından birinin, mücadeleci ve davetçi bir Müslüman, diğerinin ise bunun zıddı olması, o mücadeleci Müslüman için en büyük zulüm, İslami esaslara vurulmuş çok büyük bir darbe ve İslami hareketi daha başında iken akamete uğratmaktır. Müslümanlar, evlilik konusunda çok hassas olmalıdırlar. Her ne olursa olsun, yeter ki evlilik olayı vukubulsun amacıyla evliliğin yapılmasını, İslam hoş görmemektedir. Her konuda olduğu gibi evlilik de, Müslümanların Allah’a yaklaşmasını temin eden bir vasıta olmalıdır. Aksi halde Müslüman, kendi tekerinin önüne kendisi taş koyacak ve kendi kendisini Allah yolundan alıkoyacaktır. Güzellik veya yakışıklılık, mal, servet için yapılan bir evlilik, İslami hareketin önüne konulmuş en büyük engeldir. Çünkü, evlilik olayı başka bir şeye benzemiyor ki, beğenmediğin zaman bozup yeniden iyisini yapasın. Mesela eş alımı, bir ayakkabı, bir elbise, bir araba alımı gibi değildir ki bozuk arızalı çıktı diye gidip yenisiyle değiştirilsin. Hiç kimse eşi geçimsiz, kendisini beğenmişin biridir diye, ailesine gidip ‘kusura bakmayın bu iyi çıkmadı, bana varsa daha iyi birini verin diye talepte bulunamayacağı için, işi baştan sağlam tutmak en iyisidir.İşte bunun için İslam, işi baştan sağlam tutarak, mü’minlerin birbirleriyle evlenmeleri emretmiştir.
Müminler, içinde yaşadıkları toplumun değer yargılarını değil, İslami değer yargılarını esas almalıdırlar. Allah ve Rasulü’nün ortaya koyduğu değer yargıları, toplumun değer yargılarındarı daha üstündür. Bir evlilik olayında, toplumun değer ölçülerine göre değil, Allah ve Rasulünün ortaya koyduğu değer ölçülerine göre hareket esas olmalıdır. Çünkü Allah ve Rasulû’nün ortaya koyduğu ölçüleri, nefsani istekler için terketmek, apaçık bir sapıklıktır. Sapıkların ise Müslüman olmaları şöyle dursun, Allah ve Râsulü’ne savaş açan kafirler olduğu gerçeğini, Kur’an bize bildirmektedir.
“Allah ve Rasülü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık mü’min bir erkek ve kadına, o işi -kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” (33 AHZAB, 36)
Bu yüce uyarının nuzül sebebi, siyak ve sibakı incelendiği zaman, Allah ve Rasulü’ne iman edip teslim olan mü’minlerin, evlenme ve boşanma konusunda da Allah ve Rasulü’ne tabi olmaları gerektiği anlaşılmaktadır. Bu uyarıdan hemen sonra gelen ayette, Hz. Zeyd bin Harise ile Hz. Zeyneb binti Cahş’ın evliliğindeki olumsuz durumlar ortaya konulmakta, uymaları gereken kurallar bildirilmektedir.
Allah ve Rasulü’nün hükümleri, her konuda olduğu gibi, evlilik konusunda da bugünkü Müslümanları bağlamaktadır. Heva ve heveslerine uymuyor diye, Allah ve Rasulû nün hükümlerini gözardı edenlerin, Müslüman olmaları mümkün değildir.
Şimdi Kur’an ve Sünnet, evlenecek eşlerde dindarlık hususunu ararken, Müslüman olduklarını söyleyenler yakışıklılık, güzellik, zenginlik, soy-sop gibi özelliklere aldanarak eş seçmeye kalkışmaktadırlar. Hele bu özelliklere sahip olanların tevhidi görüşte olup olmadıklarını araştırmayanlar, kendi ateşlerini ellerine alarak cehennemin yolunu tutmuşlardır.
İslam, bir yaşam biçimidir; evlenmekten boşanmaya, yemeden içmeye, yürümekten oturmaya, ibadetten çalışmaya, ticaretten siyasete, barıştan savaşa kadar tüm hareketlerini, İslami esaslar doğrultusunda düzenleyenler, gerçekten Müslüman olanlardır. İslami esasların bir bölümünü alıp bir bölümünü bırakanların ise, müşrik olduklarını Kuran’ı Kerim bildirmektedir.
♥Yokluğun yağmura yazı yazmak kadar zor, sensizlik ölüm kadar acı,sen nefes kadar önemli, canım kadar değerlisin, iyiki doğdun birtanem.
♥ Bir yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye… Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım “harika bir yıldı” dersin.. Dileğim bugün dilediğin tüm dileklerinin gerçek olması. Geleceğini oluşturacak her yeni gün, bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olsun! Belki yanında değilim ama bil ki kalbimin en derin yerinde bugünü seninle kutluyorum. Nice yaşlara…
♥ Bugün belki de çok kişiden doğumgünü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı çünkü tümüyle sevgiden ve dostluktan oluşmuş bir mesaj. Sesim güzel olmadığından sana bir doğumgünü şarkısı söyleyemiyorum. Bu yüzdendir ki böyle kısa bir mesaj çekiyorum. Hep olduğun gibi sevgi dolu ve neşeli kal. Nice mutlu yaşlara…
♥ Dikkat! Bu mesaj sevgi, neşe ve iyi dilekler içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Şimdi bu mutluluğuna sımsıkı sarıl ve ümidini koskoca bir yıl boyunca hiç yitirme! Aşkta, parada, sağlıkta her zaman kazanmanı dilerim. Sensiz bir hayatta kime gerçekten “dostum” diyebilirdim bilmiyorum. İyi ki dogdun. Nice mulu yaslara…
♥ Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her zaman varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremesen de bil ki yanındayım… Senin gibi dosta sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Hayatın tüm kötülüklerinin senden uzak olmasını dilerim. İyi ki varsın ve iyi ki dostumsun! Hep birlikte nice senelere… Doğumgünün kutlu olsun!
♥ Bir yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye… Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım “harika bir yıldı” dersin.. Tüm dileklerinin gerçekleşmesi dileğimle.. Nice yıllara…
♥ Biraz şans, biraz sevgi ve sabır, birer parça zaman, başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere, hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir “hayat pastası” yapabiliriz sanırım… Nice yaşlara!
♥ Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yaşar, başarı merdivenlerini rahatlıkla tırmanırsın ve dilerim yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Sevgi dolu kalman ve mutlu olman dileğiyle… Doğumgünün kutlu olsun!
♥ Sakın üzülme hayatın hızına, en güzel yıllar çabuk geçenlerdir… Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Yüzünde her zaman bir gülümseme olsun çünkü sana çok yakışıyor. Daha nice mutlu yıllara…
♥ Bugün belki de çok kişiden doğumgünü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı. Çünkü bu mesajın her harfi tamamen sevgiden oluşuyor. Hayatının her döneminde mutlu ve sağlıklı olmanı diliyorum. Tüm hayallerin gerçekleşsin, hayat güneşi her daim seni aydınlatsın! İyi ki doğdun ve iyi ki varsın…
♥ Dikkat! Bu mesaj sevgi, neşe ve iyi dilek içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Bu mutluluğun her zaman sürsün. İyi ki doğdun. Nice mutlu yaşlara…
♥ Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her daim varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremezsen de bil ki yanındayım! Doğumgünün kutlu olsun… İyi ki varsın varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…
♥ Kısa bir mesaj olmalı bu. Sana binlerce öpücük ve sevgi yolluyorum buradan.. Bil ki unutulmadın.. Doğumgünün kutlu olsun!
♥ Bugün bir yaşını daha doldurmanın mutluluğunu yaşarken geleceğin sana kalbindeki tüm dilekleri vermesini diliyorum. Doğumgünün kutlu olsun.
♥ Yaşa . Sev . Gül! Bunlar eksik olmasın yaşamında. Yaşın kaç olursa olsun her şeyin en güzeli seninle olsun. Nice mutlu, neşeli ve yaşam dolu yaşlara…
♥ Dünyada eşsiz bir güzellik varsa o da kalbindedir. Hayatının bundan sonrası kalbinin güzelliği gibi geçsin. İyi ki varsın ve iyi ki doğdun!
♥ Dilerim yeni yaşında mutlulukların en güzelini yaşar, başarı merdivenlerini tırmanırsın ve dilerim yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Doğumgünün kutlu olsun!
♥ Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Nice seneler…
♥ Doğduğun gün bulutları yırtarak, bir güneş gibi etrafına aydınlık saçarak girdin hayata. Hep sevgiyle yaşa! Nice yaşlara…
♥ Bugün doğumgünün olduğu için farklı ve özel olduğunu mu sanıyorsun sen? Oysa sen benim için sadece bugün değil her gün farklı ve özelsin. İyi ki varsın…
Malatya da deprem Saat 16.42’de Malatya merkezde de ciddi şekilde hissedilen bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 6 saniye süren depremin merkez üssünü Battalgazi ilçesi Yarımcahan Köyü olarak saptadı ve büyüklüğünü de 3.8 olarak ölçtü. Yer yüzeyinden 2.6 km. aşağıdaki tabakada meydana geldiği belirtilen, bu nedenle il merkezinde özellikle yüksek katlı binalarda şiddetli bir şekilde hissedilen deprem nedeniyle, yüksek katlı binalarda oturanlar cadde ve sokaklara kendilerini attılar. Depremin şehir merkezine yakın olması ve yüzeyden 2,6 km gibi fazla derin olmayan bir mesafeden olması şiddetini daha fazla hissettirdi. Depremde herhangi bir hasar olmadığı bildirildi.
Lee Dong Wook Scent of a Woman Kadın Kokusu 2011 yılındaki Dizisi
Askerden dönüşü hasretle beklenen Lee Dong Wook döndükten sonraki ilk dizisi olmuştu.Askerden dönüşü hasretle beklenen Lee Dong Wook döndükten sonraki ilk dizisiydi…
Yönetmen: Park Hyeong Gi
Senarist: No Ji Seol yayın Tarihi: 23 Temmuz 2011
Yayın Günleri: Cumartesi, Pazar 21:50
Dizinin Konusu
Doktorların dediğine göre Lee Yeon Hee’nin az bir ömrü kalmıştır. Yeon Hee geri kalan ömrünü en güzel şekilde geçirmek için işini bırakır ve en iyi seyahat acentasıyla bir tatile çıkar .
Su hayattır. Bedenimizin ortalama %70’i sudan oluşur. Su yaşamımızın sürdürülmesi için gereken temel besinlerdendir. Bedenimizin ısı dengesi hücre içi yaşamın devamı besinlerin yakılması sindirilmesi suya bağlıdır. Suyun az alınması halinde ciddi sağlık sorunlarına kapı açılmış olur. İnsan vücudunun ilk başta önemsiz görünseler de kritik yerlerinden olan deri, saç ve tırnak gibi bölgelerin temiz kalabilmesi için mutlaka suya ihtiyaç vardır. Bunun yanında normalin üstünde bir miktarda alınan su, metabolizmanın hızlı çalışmasını da sağlar. Böbrekler, kalp ve damarlar vazifelerini daha kolay bir şekilde gerçekleştirirler. Aynı zamanda sindirim sisteminin de işi oldukça kolaylaşır. Vücuttu zamanla biriken atık maddeler, su sayesinde kolayca atılabilir. İçilen su oranında kanın akış hızı da kolaylaşacaktır. Kanın taşıdığı maddeler de varmaları gereken yere daha iyi bir şekilde varacağı için vücudun yerine getirdiği olağana işlemler de bu durumdan olumlu etkileneceklerdir.
Su, yapısı bakımından hiçbir zaman yağa dönüşmeyeceği için fazla alınması herhangi bir zarara yol açmaz. Tam tersine, bol miktarda alınan su kişinin kendini tok hissetmesini sağlayacaktır. Bu durum da kilo vermek isteyen kişilerin kayda değer miktarda faydasına olacak bir özelliktir. Su, vücutta meydana gelen kimyasal olaylarda önde gelen araçlardan biridir. Bunun yanında su, vücudun ısı miktarını ayarlamakta ve düzenlemekte de rol oynar. İnsanın yapısına baktığımızda, en çok su miktarının beyinde, karaciğerde ve kaslarda olduğunu görürüz. Her birinin insan yaşamı için hayati bölgeler olduğunu göz ardı etmezsek, suyun ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlamış oluruz.
‘Privacy’ birçoğunun Facebook kariyerine başladığında umursamadığı bir seçenektir. Ancak başlangıç ayarlarına göre ağınızda (network) olan herkes, size ait olan her şeyi görebilir. Türkiye’den yola çıkalım; Türk kullanıcıların büyük çoğunluğunun ‘kafadan’ Türkiye ağına üye olduğunu düşünürsek, bu ağdaki herkes, size ait olanları arkadaşlarınız kadar görebilir. Bir ağın mensubu değilseniz, bilgilerinizi sadece arkadaşlarınız görebilir. Ama ben mesela Türkiye ağına üyeyim, o halde yapmam gereken Privacy başlığı altındaki Profile’e girip, çıkan ekranda ‘profile: only my friends-yalnızca arkadaşlarım’ şıkkını seçmektir. Bu ekrandan e-posta adresinizi yalnızca arkadaşlarınızın görebileceği şekilde düzenlemeniz hatta ‘Profile’ başlığı altındaki birçok maddeyi arkadaşlarınıza özel olacak şekilde ayarlamanız menfaatiniz icabınadır.
Facebook Chain Rxn Oyunu nasıl oynanır Facebook Chain Rxn hileleri Facebook Chain Rxn Oyunu nedir
Mantık Balonları çarpıştırıp Puan kazanmak.. Ama adamlar 80-90 milyon yapmış.. Peki bu işin esprisi,ipucu ne ?
Amaç Çok balon çarpıştırmak değil.. Ard arda çarpıştırmak.. Yani sırayla çarptıkça puanlar katlanıyo ve 10-11-12 levele gelindiğinde 1 toptan 1.5 gibi bir puan bile gelebilmekte.. Bunun için genellikle köşelerden başlamayı tercih edin.. O O O O O hep bu şekilde gitsin puanlar katlansın..
FaceBook Fish World oyunu FaceBook Fish World oyna FaceBook Fish World nedir FaceBook Fish World nasıl oynanır
Oyunun amacı:
Oyundaki amacımızı, balıklarımızı mutlu mesut bir şekilde üretip satarak para kazanmak. Bu yolda harcayacağınız sadece emek ve para değil. Aynı zamanda ilgi de lazım. Bu şekilde çok güzel görünümlü bir akvaryuma sahip olabilirsiniz. Yapmanız gerekenleri şimdi açıklıyorum…
Nasıl Oynanır?
Facebook Fish World linkine tıklayarak uygulamaya gidebilirsiniz. Hemen sol tarafta My Tanks yani akvaryumlarınız yer alıyor. Birden fazla akvaryumda farklı setuplar kullanabilirsiniz. Her 12 saatte bir aşağıdaki I Love My Fish butonuna basarak ek kazanç sağlayabilirsiniz. Sell My Fish butonu ise, yetişkin balıkları topluca satmanızı sağlar.
Gübre bir şekilde yöneticiler tarafından seçilen çiftçilere dağıtılmış o çiftçilerde kendi komşularına yardıma giderek onların tarlalarından 5 kareyi gübreliyor bu tarlaları gübrelenen komşularda diğer komşuların tarlasını gübreleyebiliyor ve bu şekilde birçok kişinin tarlası gübreleniyor tarlalar parlamaya başlıyor henüz hasat etmedik ama gübreli ürünler daha büyük olacakmış daha fazla para verecekmiş.
Gübrelemeyi Nasıl yapacaz kendi tarlanızda parlak alan görürseniz bu sizin tarlanızın bir komşunuz tarafından gübrelendiğini anlarsınız sizde hemen komşularınıza yardıma gidin ürünü olmamış ( yetişmemiş) tarlası boş çürümüş olmayan komşunuzun tarlasının 5 karesini gübreleyin.
Bunun size kazancı komşunuza yardım edip para kazanıyorsunuz ayrıca gübrelerkende para ve XP kazanıyorsunuz.
Resimde görüldüğü gibi yardıma gittiğiniz komşunuzun tarlasında ot çakal karga vs. kovduktan sonra sol alt köşede kavanoz şimgesi ve 5 rakamını görüyorsunuz. Dilediğiniz 5 karenin üstüne gelip ekim yapar gibi gübreliyorsunuz hepsi bu.
NOT: Gübreleme sınırı yok yardım ettiğiniz her komşunun tarlasını gübreleyebiliyorsunuz.
Arkadaşlar Facebookda Raw-Smackdown-Ecw Adlı Bir Grup Kurdum Şuan 38 Üyesi Var Üye Toplamaya Çalışıyorum Eğer WWE i Seviyorsanız Bence Hayran Olun Sayfama Ara Sıra Video Ekliyorum ( Sizde Ekleyebilirsiniz ) WWE de PPV de Yapılacak Maçları 5-6 Gün Önceden Albüm Ekleyerek Resimli Şekilde Açıklıyorum Ve PPV Bittikten Sonra Maç Sonuçlarınıda Albüm Şeklinde Yayınlıyorum Eğer Smackdown Raw Yada Ecw İle İlgili Videolar Bilgiler İstiyorsanız Facebook Arama Butonunda “Raw-Smackdown-Ecw“ Yazmanız Yeterli
Milyonlarca insanın üye olduğu Facebook’ta yeni tehlike ise üye olunan gruplardaki isim değişiklikleri…
350 milyonun üzerinde kayıtlı kullanıcısı bulunan sosyal ağ platformu Facebook, şimdi de gruplardaki isim değişikliği nedeniyle kullanıcıları sıkıntıya sokuyor. Başka bir isim altında gruba dahil olan kullanıcılar, grup adının değiştirilmesiyle birlikte bambaşka bir gruba dahil olabiliyor.
Hürriyet’ten Selim Öztürk’ün haberine göre Facebook’ta kurulan gruplar binlerce kişiyi tek çatı altında toplamayı başarırken, Facebook’ta hemen her konuda açılan bir gruba rastlayabilmek mümkün. Ancak kullanıcıların canını sıkan nokta grup adında sonradan değişiklik yapılabilmesı ve kullanıcıların hiç istemediği bir gruba farkında olmadan dahil olması.
Örneğin “Dünyada barış istiyoruz” şeklinde açılan bir grup adına üye olan kullanıcılar, daha sonra gruplarına bakma gereği duymadığından grubu kuran kişi ya da kişiler grup üzerinde diledikleri değişikliği yapabiliyor ve buna isim değişikliği de dahil. Daha sonra “Dünyada barış istiyoruz” grubuna giren kullanıcıyı bir arkadaşı uyarıyor: “Senin PKK’yı destekleyen bir grupta ne işin var?”. Kullanıcı ise şaşkın bir şekilde gruplarını kontrol ediyor ve hakikaten de böyle bir isme sahip gruba dahil olduğunu görüyor. Söz konusu kullanıcı böyle bir gruba girmediğine emin ve bu gruba nasıl dahil olduğunu çözmeye çalışıyor.
Bu durumda akla ilk gelen şey ise hacker’ların söz konusu kullanıcının hesabını ele geçirmesi ve bu gruba hacker’ın üye olması. Ancak son günlerde artan bu olayların kaynağı maalesef bir hacker değil. Aksine, kullanıcılar bu gruplara bilinçli bir şekilde giriyor ve grup adı değişikliğine kurban gidiyor. Önceleri binleri çekecek şekilde grup adıyla ortaya çıkan bazı kişiler, ardından grup adını değiştirerek üyesi olan binlerce kişiyi de bu yeni isim altında toplamış oluyor. Kullanıcılar genel olarak üye oldukları gruplara tekrar göz atmadığından bu grupta kalmayı sürdürüyor.
YAHUDİ TARAFTARI BİR GRUP BİRDEN HİTLERİ SEVMEYE BAŞLARSA…
Bunun bir örneği aylar önce yaşanmış ve FoxNews haber portalında ilgili haber yayınlanmıştı. Habere göre Facebook’ta “I heart Jews” yani “Yahudileri seviyorum” şeklinde açılan bir grup, daha sonra bu şekilde 100.000 üye çekmeyi başarmıştı. Ancak aradan bir süre geçtikten sonra grup adını “I heart Jews” yerine “Hitler: Great Modern Man of History” (Hitler: Tarihin en modern insanı”) olarak değiştiren grup yöneticileri, olayın ortaya çıkmasıyla birlikte ufak çaplı bir krize neden olmuştu.
Bu nedenle üye olduğunuz grupları gözden geçirmenizde fayda var; zira normalde hiçbir şekilde dahil olmak istemediğiniz bir gruba farkında olmadan girmiş olabilirsiniz.
GRUP İSMİ BİR YILDIR FACEBOOK DENETİMİNDEN UZAK
Facebook’ta kurulan bir grup adının değiştirilmesi daha önce izne bağlıydı. Grup adını değiştirmek isteyen grup yöneticileri, bunun için Facebook’a e-posta göndermek durumundaydı. Ancak 2009 yılının Şubat ayında Facebook’un aldığı bir kararla artık kullanıcılar kendi başlarına da grup isimlerini değiştirebilme yetkisine sahip oldu. Facebook, bu yetkiyi grup yöneticilerine bırakarak sadece imla hataları gibi küçük sorunlar nedeniyle grup adını değiştirmek için Facebook’a başvuran kullanıcıların önüne geçmeye çalıştı. kaynak:haber3
Facebook u kötü emelleriniz mi için kullanıyorsunuz ?.Bu ekleme talebi Gönderilemedi.daha fazlasını öğrenmek için yardım sayfamızı ziyaret edin. eğer bu mesajın yanlış olduğunu düşünüyorsanız. bunu tarafımıza rapor edebilirsiniz.
uyarısı alıyorsanız ekleme yapmayın Çok fazla ekleme yaparsanız bu şekilde bir uyarı alırsınız bu durum en erken 1 haftaya kalkıyor
Facebook da 30 kişiden şikayet alırsanız heran hesabınız kapatılabilir.
Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soğuk su değil sıcak çay içerler. Belki biz de yemekten sonra sıcak bir şeyler içme alışkanlığımızı onlardan edindik.Ya da onlar bizlerden örnek aldı.
Eğer yemeklerden sonra soğuk şeyler içiyorsanız bu yazı size hitap ediyor. Yemekten sonra soğuk bir şeyler içmek sizi rahatlatabilir. Ancak tükettiğiniz soğuk su katılaşarak yağlı bir madde haline döner ve yavaş bir şekilde sindirilir. Bu asitli tepkime bozularak bağırsakta katı maddelerden daha hızlı bir şekilde emilir. Bir kısmı bağırsağa yapışır. Kısa bir süre sonra tamamen yağ haline döner ve kansere yol açar. Yemekten sonra sıcak su veya çorba içmek en iyisidir.
Kalp krizi hakkında önemli birkaç bilgi..
– Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun uyuşması değildir. – Çenedeki şiddetli ağrıların da farkında olun. – İlk göğüs ağrınız kalp krizi sırasında gerçekleşmez. (Daha önce mutlaka göğüs ağrınız olmuştur) – Mide bulantısı ve şiddetli terleme de önemli kalp krizi belirtilerindendir. – Kalp krizi geçiren insanların %60 ı uyurken ölür. – Göğüsteki ağrılar sizi uykudan uyandırabilir. Lütfen dikkatli olun ve olanların farkına varın.
VSD tipleri sol karıncık ile sağ karıncık arasındaki duvarda ki defeklerin anatomik yerleşimine ve defektin büyüklüğüne göre sınıflandırılmaktadır. VSD tipleri tıbbi literatürde anatomik yerleşime göre şu şekilde ifade edilmektedir.
VSD tipleri tıbbi literatürde defektin büyüklüğüne göre şu şekilde ifade edilmektedir.
1. Geniş VSD
ü Defektin çapı 1 cm den büyüktür. ü Defektin alanı 0,8 cm² / m² ( vücut alanı ) den büyük ü Akciğer damar kan akımı / sistemik kan akımı ( Qp/ Qs oranı ) : 2 den büyük
2. Orta VSD
ü Defektin çapı 0,5-1 cm arası. ü Defektin alanı 0,4-0,8 cm² / m² ( vücut alanı ) arası ü Akciğer damar kan akımı / sistemik kan akımı ( Qp/ Qs oranı ) : 2 den küçük
3. Küçük VSD
ü Defektin çapı 0,5 cm den küçük. ü Defektin alanı 0,4 cm² / m² ( vücut alanı ) den küçük ü Akciğer damar kan akımı / sistemik kan akımı ( Qp/ Qs oranı ) : 1.75 den küçük
kalp hızının artması kalp ritim bozukluğu belirtileri kalp ritim bozukluğu nedenleri Normal Kalp Ritmi
Bir kalp atışı, vücudun geri kalan kısmına kan pompalayan iki ventrikülün (karıncığın) kasılmasını içerir. İki ventrikülün (karıncığın) kasılmasını, ventrikülleri (karıncıklar) kanla ‘ dolduran iki atriyumun (kulakçığın) kasılması takip eder. Normalde kalp, düzenli bir şekilde dakikada 60 ila 100 kez atar.
Her bir normal kalp atışı, sinotriyal (SA) düğüm olarak adlandı¬rılan küçük bir grup uzmanlaşmış kas hücresi grubunda başlayan bir elektriksel uyarı tarafından başlatılır. Kalbin doğal uyarı kaynağı (pacemaker) olan SA düğümü, sağ atriyumun (kulakçığın) duvarında bulunur.
SA düğümünden gelen sinyal, hızla kalbin iki küçük üst odacığına (atriyumlara (kulakçıklara) gider ve kasılmalarına neden olur. Sonra sinyal, başka bir uzmanlaşmış hücre demetine, atriyoventriküler (AV) düğüme, ve oradan da dal bloğu olarak adlandırılan özel yollar aracılığıyla ventriküllere (karıncıklara) gider. Sinyal, ventriküllere (karıncıklara) ulaştıktan çok kısa bir süre sonra (ventıiküllerin (karıncıkların) kan ile dolacak yeterli zamanı olduktan sonra) ventriküllerin (karıncıkların) kasılmasına neden olur.
Kalbin, vücudun daha fazla oksijene olan gereksinimini karşılamak ve daha fazla atık maddeden kurtulmak için egzersiz ya da duygusal endişe esnasında hızlanması normaldir. Ateş, anemi, aşın faaliyet gösteren bir tiroid bezi ve bazı maddeler (dekonjestanlar (burun tıkanıklığını giderici ilaçlar), kafein, amfetaminler ve kokain gibi) de kalbin normalden daha hızlı bir şekilde pompalama yapmasına neden olabilir.
Kalp ritmi anormallikleri (bozuklukları), kalbin elektrik sisteminde bir normal fonksiyonu yerine getirememe söz konusu olduğunda meydana gelir. Hafiften yaşamı tehdit ediciye kadar farklılık gösteren ritim anormallikleri (bozuklukları), atriyumlann (kulakçıkların) ya da ventriiküllerin (karıncıkların) düzenli kasılmasını değiştirebilir.
Egzersizlere başlama pozisyonu alın. Avuç içleri yere yapışık şekilde kollar iki yanda, sırtüstü yatın. Sol dizinizi kırarak sağ bacağınızı gergin halde doksan derece kaldırın. Nefesinizi düzenlemeyi sakın unutmayın.İki elinizle sağ dizinizi tutun. Sol bacağınızı gergin olarak kırk beş derece kaldırın. Öne doğru seri şekilde 8 küçük esneme yapın. Aynı hareketi diğer bacağınızla da uygulayın. Pozisyonunuzu bozmadan, bu sefer ellerinizi diz hizasında ileri uzatarak yine 8 kez esneyin. Diğer bacağınızla da aynı hareketi tekrarlayın.
Eller ensede, ayak tabanları yerde sırtüstü yatar pozisyon alın. Nefes verirken kalkıp, nefes alırken yatarak mekik hareketini 8’li gruplar halinde 3 kez yapın Bacaklarınız hafif açık ve dizlerden kırık bir halde, kollarınız ileri uzanmış şekilde gövdenizi öne doğru 8 kez esnetin. Düzenli nefes alıp vermeyi ihmal etmeyin Hareketin devamında, bacaklarınızı arkadan tutun ve karnınızı içeri çekip beliniz üzerinde doğrularak 4 sayı bekleyin. Bunu, hareketin ilk bölümüyle dönüşümlü olarak tekrarlayın. Tabi nefes düzeninizi bozmadan yapmamız bizim yaramıza olacaktır.
Eller ensede, gövdenizi kıvırarak sol dirseğinizi sağ dizinize, sağ dirseğinizi sol dizinize sırayla 8’er kez değdirin. Kollar iki yanda, avuç içleri yerde, bacaklarınız hafifçe açık olarak kalçanızı 8 kez yukarı kaldırıp indirin. Bacaklarınız yukarıdayken nefes alacak, aşağıdayken vereceksiniz. Pozisyonu bozmadan, bu kez bacakları gergin olarak doksan derece dikin ve parmak uçlarını da ileri uzatın. Bacakların yere açısını koruyarak, kalçanızı 8 kez yerden kaldırıp indirin. Karın bölgesini geliştirmek için, bu bölgedeki kasları hedef almak gerekir. Bu kaslar, yerden bir şey almak için her eğilişimizde hareket ettirici olarak davranırlar. Duruşumuzda ve günlük aktivitelerimizde dengeleyici olarak rol oynarlar. Peki, sadece mekik yaparak karın bölgemizi geliştirebilir miyiz? Elbette. Ama, geniş kapsamlı ve dengeli bir program çok daha iyidir.
Sırtüstü yere yatıp ayaklarınızı birleştirerek bacaklarınızı ileri uzatın. Kollarınızı, avuç içleri ileriyi, parmaklarınız tavanı gösterecek şekilde göğüs hizasının yukarısında ileriye uzatın. Kürek kemiklerinizi aşağı doğru sarkıtın. Vücudunuzun üst kısmını yukarı doğru, omurganızın eğikliğini koruyarak bükerken, karnınıza bakarak nefes alın. Vücudunuzu yukarıya doğru bükmeye devam ederek karnınızı içeriye çekin ve nefesinizi vererek yavaşça tam oturur duruma gelin. Kollarınızı havada tutarak başlangıç pozisyonuna gelecek şekilde hareketi geriye doğru tekrarlayın. Başlangıçta bu hareketi 4 kere yineleyin, kademeli olarak artırın Dizleriniz bükülü, ayaklarınız yere tam basar ve kalça genişliğinde açık olarak, yüzünüz yukarı bakar pozisyonda uzanın. Göbeğinizi içe çekerek karın kaslarınızı kasın. Nefes alın; sonra, kuyruksokumunuzu kaldırırken nefes verin. Sadece kürek kemikleriniz yerle temas halinde kalana kadar vücudunuzu yükseltin. Vücudunuz, omuzlarınızdan dizlerinize kadar dümdüz olmalı. Pozisyonu 30 saniye koruyun Köprü pozisyonunu devam ettirerek, sol bacağınızı kalça hizasında ileri doğru uzatın. Pozisyonu tutun. Ayağınızı tekrar yere indirip, sağ bacağınızla aynı hareketi yapın. Kalçanızı ve gövdenizi indirmeden, hareketi bacaklarınızı değiştirerek 8 kez (her bacakla 4 kez) tekrarlayın. Kademeli olarak sayıyı 16’ya (her bacakla 8 kez) çıkarın.
Sırtüstü yere yatıp ayaklarınızı birleştirerek bacaklarınızı ileri uzatın. Kollarınızı, avuç içleri ileriyi, parmaklarınız tavanı gösterecek şekilde göğüs hizasının yukarısında ileriye uzatın. Kürek kemiklerinizi aşağı doğru sarkıtın. Vücudunuzun üst kısmını yukarı doğru, omurganızın eğikliğini koruyarak bükerken, karnınıza bakarak nefes alın. Vücudunuzu yukarıya doğru bükmeye devam ederek karnınızı içeriye çekin ve nefesinizi vererek yavaşça tam oturur duruma gelin. Kollarınızı havada tutarak başlangıç pozisyonuna gelecek şekilde hareketi geriye doğru tekrarlayın. Başlangıçta bu hareketi 4 kere yineleyin, kademeli olarak artırın Dizleriniz bükülü, ayaklarınız yere tam basar ve kalça genişliğinde açık olarak, yüzünüz yukarı bakar pozisyonda uzanın. Göbeğinizi içe çekerek karın kaslarınızı kasın. Nefes alın; sonra, kuyruksokumunuzu kaldırırken nefes verin. Sadece kürek kemikleriniz yerle temas halinde kalana kadar vücudunuzu yükseltin. Vücudunuz, omuzlarınızdan dizlerinize kadar dümdüz olmalı. Pozisyonu 30 saniye koruyun Köprü pozisyonunu devam ettirerek, sol bacağınızı kalça hizasında ileri doğru uzatın. Pozisyonu tutun. Ayağınızı tekrar yere indirip, sağ bacağınızla aynı hareketi yapın. Kalçanızı ve gövdenizi indirmeden, hareketi bacaklarınızı değiştirerek 8 kez (her bacakla 4 kez) tekrarlayın. Kademeli olarak sayıyı 16’ya (her bacakla 8 kez) çıkarın.
Cilt bakımına yeni bir bakış açısı getirmiş bu özel ürün; anti-akne özelliği ile cildin temiz ve taze bir görünüme kavuşmasına yardım eder.
Ozonlanmış yağ yüz, boyun, abdomen ve uyluklardaki belirli aktif noktalara uygulanarak hücrenin vital proseslerini stimüle eden ve böylece dokuları gençleştiren hücre katalizör görevi görür.
Uygulandığında bölgedeki kan akışı artar ve yaşlı hücrelerin ölmesi hızlanır. Yaşlılığa ve yüz hareketlerine bağlı olarak ortaya çıkan kırışıkların düzelmesine yardım eder, göz etrafındaki şişlik ve halkaları yok eder. Cildin elastikiyetini düzeltmek için ozonlanmış yağ birebirdir. Ozonlanmış yağ başarılı bir şekilde selülit tedavisinde de uygulanır. Ozonlanmış yağ masaj yoluyla uygulanabilir ve olumlu etkileri kısa sürede gözlenebilir.
* pH 5.5 ile cildin asit örtüsünü korur
* Taze ve pürüzsüz bir cilde kavuşmanız için doğanın hediyelerinden biridir.
* El ve tırnaklarınızın kusursuz görünmesine yardımcı olur.
Güneş kremlerinin cilt kanserinin gelişmesi riskini arttıran ve cilde zarar veren ultraviyole (UV) ışınlarının cilde ulaşmasını engellediğine dikkat çekildi. Araştırmaların SPF 15 güneş koruyucu kremlerin yoğun bir şekilde kullanıldığı taktirde cildi korumak için yeterli olabileceğini öne sürdü..
Doç. Dr. İkizoğlu; Güneş kremi kullanırken tasarruf düşüncesiyle hareket edilmesi etkisini azaltır. Bronzlaşmak isteyenlerin büyük çoğunluğu güneş kremi kullanıyor. Ancak ultraviyole A ve B ışınlarına karşı koruyucu etki yaratacak şekilde vücuda tatbik etmiyor, belirlenen ölçütlerde kullanmaktan kaçınıyor” dedi.
İkizoğlu, güneşlenme sırasında, ışınların dünyaya dik düştüğü saatlerden kaçınılması gerektiğini ve krem alırken koruma faktör derecesine dikkat edilmesi gerektiğini de anlattı:
[B]”Günümüzde, güneş kremi kullanırken 15 faktörden daha düşük kremleri tavsiye etmiyoruz.[/B] Başka bir sıkıntı ise güneş kremini çabuk bitirmemek endişesiyle genellikle az kullanmaya özen gösteriliyor. Halbuki yeteri kadar kullanılmaması halinde istenilen etkiyi göstermeyecektir.
Örneğin, birçay kaşığı dolusu kadar güneş kremi ile sadece yüze uygulama yapılması gerekirken, genellikle bu miktar tüm vücuda tatbik ediliyor. Böyle durumlarda da krem etki gücünü yeterli derecede gösteremiyor.”
Beyaz tenlilere, güneşlenirken daha yüksek koruma faktörlü kremleri kullanmalarını öneren Doç. Dr. İkizoğlu, ”düşük faktörlüler kullanıldığında ise krem sürme sıklığını artırmamız gerekir. Örneğin, düşük faktörlü krem kullanıldığı zaman denize girip çıktığımız zaman veya güneşlenme süresi bir saati geçtikten sonra tekrar krem sürmek gerekir” dedi.