Kimseye söyleme gidişini, ben söylemedim. Elimde senin siparişin olmayan torbalarla geliyorum eve.. Ağlaya ağlaya öpüyorum yattığın yastığı yorganı Sanki beni az önce yolcu etmişsin gibi çıkıyorum sokaklara.. Üst komşuya hava atarak, bi fiyaka bi görsen.. Ne garip bu insanlar! Bütün mahalle, hatta alttaki bakkal bile seni geçen kasım öldü sanıyor… Ne garip bu insanlar! Hala her sabah bana selam veriliyor.. Sanki yaşıyormuşum gibi.. Ceyhun YILMAZ
Sevgi doğuş Sevgi oluş Sevgi duruş Sevgi hasret Sevgi özlemdir Sevgi umut Sevgi çare Sevgi ölüm Sevgi kalım Sevgi isyandır Sevgi barış Sevgi yarış Sevgi ermek Sevgi Yunustur Sevgi Mevlana Sevgi Fuzuli Sevgi Nesimi Sevgi Ali Sevgi Osman’dır Sevgi Leyla Sevgi Mecnun Sevgi Ferhat Sevgi Şirin’dir Sevgi duygu Sevgi tutku Sevgi utku Sevgi hikemdir Sevgi insan Sevgi kan Sevgi damar Sevgi fikirdir Sevgi feda Sevgi vefa Sevgi yalnız Sevgi doğruluktur Sevgi vuslat Sevgi hicret Sevgi gurbet Sevgi çöl Sevgi yolculuktur Sevgi yürek Sevgi İbrahim Sevgi yakan Sevgi ateştir Sevgi türkü Sevgi şarkı Sevgi beste Sevgi şiirdir Sevgi kalem Sevgi selam Sevgi barış Sevgi esenliktir Sevgi çiğdem Sevgi menekşe Sevgi sümbül Sevgi gonca Sevgi güldür Sevgi eylül Sevgi hazan Sevgi hicran Sevgi hüzündür Sevgi diriliş Sevgi bahar Sevgi tomurcuk Sevgi kelebek Sevgi çiçektir Sevgi damla Sevgi su Sevgi yağmur Sevgi rahmettir Sevgi dağ Sevgi deniz Sevgi öteler Sevgi evrendir SEVGİ HER ŞEYDİR.
Cumhuriyet şiirleri, 29 Ekim cumhuriyet şiirleri Atatürk ve Cumhuriyet şiirleri
29 EKİM Bin dokuz yüz yirmi üç, Saat tam 20.30, Duyurdu bir iki, üç. Yüz bir pare topumuz Sanlı büyük ordumuz Ünümüzü dünyaya
Dağ, taş, dere, ova, çay; Ağaç, kuş, yıldız, gün, ay. Asker, işçi, okullu Neşe ile dopdolu Varol ey cumhuriyet! Adı güzel hürriyet!
Dökülen kanımızla Sönmez inancımızla, Kavuştuk bizler sana Can veririz uğruna. Gel tatlı şenliğimiz, Gel kutlu benliğimiz,
Sen, bizim yüzümüzsün, Gönlümüz gözümüzsün, Damarımızda kansın. Dizimizde dermansın. Selam ey cumhuriyet! Selam ey büyük millet!
29 Ekim Rüzgar gibi savrulur dağlarda Bozguna uğramış düşman anadolu’da Yiğitler,kahramanlar senin uğruna Bölünmez padişah vahdettin uğruna
Bayram’dır bayrak’tır bu bizlere Cephede şehit düşmüş ölümüz Toprak’la bayrak’la sarılı bedenimiz Çıkmaz bu bizim kefenimiz
Yine savaşırız bin yıl bin sene Geri gelme sekte vatanımız Miras’tır yeni gelen nesiller 29 ekim özgürlüktür yurdumuza
Dalgalansın sancak dört bir yanda Armağandır şehitlerden gazilerden Bin yıllık tahtı deviren, padişah’ı sürgün eden Bu cumhuriyeti kuran armağan eden atam
İslami Şiirler İslam ile ilgili Şiirler İslamiyet Şiirleri Müslüman Şiirleri
Ey Rabbim !
Yaratmak sadece sana mahsus, Her şey kudret elin de senin. Ol deyince oluverir dilediğin, Yarattığın her şey kusursuz senin.
Sen! Hükmedenler hükmedenisin, Şanın her alem de yüce senin. Arş senin,Kürs senin, Övülmeye layık olan yalnız sensin.
Bütün hazineler,ilimler senin, İsteyeni ilimle yüceltirsin. Dilediğini zenginlikle imtihan edersin İlmin ezelden her şeyi kuşatmış senin
Sen! Her yerdesin,her şeydesin, Tüm Kainat tespihte seni her an. Ne uyku tutar seni,ne yorgunluk duyarsın, Zaman ve mekanların üstünde olan sensin.
İnanan da inanmayan da kulun senin, Hiç kimsenin ibadetine ihtiyacın yok senin. Her canı bedenine emanet verirsin, Eninde sonunda dönülecek olan sensin.
Din gününün sahibi sensin, Her hesabı kolayca görürsün. Mazlumun ahını yer de bırakmazsın, Zalimi zulmün de bir çığlıkta boğarsın.
Dört kitabın sahibi sensin, Levhi Mahfuz’dan verdin hepsini. Sevgilinin kalbine indirdin Kuran’ı Kerim’i Müslümana emrindir yaşamak şeriat rejimini.
Senin gazabından sana sığınıyoruz, Bizi koru, bizi gözet,bizi yalnız bırakma. Son nefeste iman üzere canımızı kabzet, Bizleri Mahşer de sevdiklerinle beraber haşret
Şeref Özen
Selam Sana Ya Muhammed Mustafa
Gelişini haber verdi Nebîler, Son dönemde gelir Ahmed dediler, Melekler yoluna güller serdiler, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Nûr-ı çeşmin gönüllerde zevk sefa.
İsrafil ninniler söyledi cana, Çocuklukta özlem duydun babana, Anam babam feda olsunlar sana, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Ruhu nakşın gönüllere pür şifa.
Gençliğinde cesur, mert bir civandın, Doğruluğa ta yürekten inandın, Muhammedü’l-emin unvanı aldın, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Cemâlin benzerdi hüsn-ü Yusuf’a.
Ceddin İbrahim’in Hanif dininde, Bazen tüccar oldun Kenan ilinde, Yalan yanlış yoktu senin dilinde, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Meleklerde olmaz sendeki vefa.
Mirâcına şahit oldu âlemler, Sevenler müjdeli haberi bekler, Firâkından yandı bütün felekler, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Gelmek istiyorum senin tarafa.
Ağzında dualar, gözlerin yaşlı, Çocukla çocuktun, yaşlıyla yaşlı, Oldukça vakurdun, hep ağır başlı, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Şöhretin yazıldı nurlu Mushaf’a.
Konuşurken sesin gayet sakindi, Bakışın kararlı, gözler emindi, Firdevs dedikleri Cennet tenindi, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Allah remzeyledi mim-i hurûfa.
Tenin gül kokardı, nefesin reyhan, Dünyada sultandın, ukbada sultan, Seni görmek ister bu fakir her an Selam sana ya Muhammed Mustafa, Şefâatin göster koyma A’râfa.
Ahlâkın Kuran’dı âdabın Furkân, Ashâbın ışıktı, Ehl-i beyt nurdan, Resul ayrılamaz çâr-ı yarından, Selam sana ya Muhammed Mustafa, Ehl-i Beyte canlar feda bin defa!
Şah Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin, Sevdam Zeynep ile Zeynel Abidin, Sensin kıblem, sensin Kevser, sensin din! Selam sana ya Muhammed Mustafa, Her zerrene Halit feda bin defa.
Böyle kalmışlık geri, Uzun yollardan beri. Düşman yok karşımızda, Yabancılar girerken, Hiç durmadan ileri.
Ata’mızın izinde, Gittikçe daha zinde. Dünyayı geçeceğiz; Cumhuriyet devrinde.
Arka çevirip düne. Otuz yıl önce bizi Kavuşturdu bugüne. Sultan yok başımızda, Milletin hür sesi var; Yükselen marşımızda. Devrimler dizi dizi, Dünya seyreder bizi Hele bir dokun da gör; Dalgalanmış denizi…
Zeki OZAN
ON BEŞ YILI KARŞILARKEN
Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı, Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın. Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden, Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin. On beş asır on beş yılın eb’adına girsin.
En Güzel Çanakkale Şiirleri En Güzel Kısa Çanakkale Şiirleri 18 Mart Çanakkale Şiiri
18 Mart Çanakkale Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur, bardaktan boşanırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Düşmanı boğazda boğdular Kahraman türklerimiz Biz yenilmeyiz hep yeneceyiz Çanakkalenin geçilemiyecegini bilirler
ATATÜRK var yanımızda Kınalı küzülar var orda Koca seyiti unutmayın Elizabet adlı bir gemivurdu
Allah yanımızda vatanyanımızda millet yanımızda biz tüerküz yenilmeyiz son sözümüz ÇANAKKALE GEÇİLMEZ TÜRKLER ÖLMEZ
Çanakkale
Gün geçmiş, yıl geçmiş ne yazar. Her karış toprağında bin şehit bir mezar. Yeryüzünde yaşadıkça, tek dişi canavar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit. Gölgesinde gölgelen al bayrağın. Hangi kem göz sana edebilir nazar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan. Gök kubbe, ay yıldız sana verir selam. Çanakkale’yi düşmana yaptın ya mezar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez. Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez. Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar. Türk milleti aynı destanı yine yazar. Çanakkale ile Atam
Atam senin sayende herşey oldu, Sana minnettarız Atam Çanakkale savaşında Düşmanları yenip Vatanı milleti kurtardın Atam O,düşüncelerine,fikrine, Sevgine,saygına, Cesaretine,yeteneğine, Hayranım Atam
Çanakkale
Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar. Her karış torağında bin,şehit bir mezar. Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit. Gölgesinde gölgelen al bayrağın. Hangi kem göz sana edebilir nazar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan. Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam. Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez. Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez. Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Şefik Aydemir EY KAHRAMAN TÜRK ORDUSU
Çanakkale için akan kanlar Denizdeki dalgalara vurmuş Türk ordusunun zaferi Esir milletlere bir umut olmuş Ey Kahraman Türk Ordusu
Yurdun dörtbir yanından Toplanmış asker Bir istiklal uğruna Canlarını feda etmiş Çanakkale yolunda Ey Kahraman Türk Ordusu
FATMA NUR GEDİK
Çanakkale geçilmez
Kim geçebilir ki!? Bu iman,bu gönül zenginliğiyle, Geçebilir ki kim!?
Geçilmez Çanakkale, Bu vatan sevdasıyla, Kim geçebilir ki!? Gönülde zenginlik var.
Bir dakika bekle, Düşün biraz. Kaç bin asker, Can verdi senin 1 dakikan için
Bu canlar feda olsyn! Vatanını sevip sayana! Sonuna kadar feda, Sevip sayana!
Çanakkale Destanım Çanakkale şanımsın, En büyük destanımsın. Binlerce Mehmetçiğe, Bağrında kabristanımsın.
Çanakkale şerefim, Binlerce neferlerim. Dalgalanır rüzgarıyla, Bayrağım nefeslerinin.
Gökyüzünden hilal düştü, Al olmuş ten üzerine. Yıldız kopardı melekler, Sundular şehitlerime.
Ay yıldız kucaklaştı, Kanlarımızla bayraklaştı. Çanakkale geçilemedi, Şehitlerimle destanlaştı.
Erdinç Sert
ÇANAKKALE DİYARINDA
Denize takılan kilit Dünyayı kaldıran yiğit Alaylar var toptan şehit Çanakkale diyarında
Kahraman şehit cavuşlar Şehitliğe uçan kuşlar Savaşta yeni buluşlar Çanakkale diyarında Çanakkale Şavaşı
Bir şavaş vardı Çanakkale’de Şehit kan verdi göz göre göre! Yaş 5-65 demedi, Şehit etti Türkiye’yi!
Gazisi var şehidi, Canını verdi bu vatana! Gerçek bir imanla, Kazandı bu savaşı.
Yenilgiye düştü karşı taraf, Silah bol,iman az. Vatan sevgisi yoktu, Gönülde büyük eksik var.
ÇANAKKALE
Çanakkale özeldir , Ayna gibi güzeldir. Ne kadar şehit verdik, Ama yine biz kazandık. Kaderimizde olurmuydu ulaşmak bu güzel ülkeye, Karadenizden esti geldi . Adı Mustafa Kemal idi, Layık mıyız şimdi biz bu güzel ülkeye. Ey atam rahat uyu,izindeyiz.
Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri, Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı, Diriler şerefli, ölüler şanlı! Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
Çanakkalede otuzbin şehit
Çanakkalede otuzbin şehit, Hepsi bir birbirinden yiğit, Bundan sonrasını tarihler yazar, Çanakkale de analar ağlar.
Derdim derdim garip halim, Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım, Ne analar ne bacılar, Çanakkalede zaferler yatar.
Düşman pusu atmış çanakkale yollarına, Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara, Yol vermesen küserim yara, Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.
Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne, Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde, Mekanınız cennet olsun ebediyetde, Çanakkalede şehitler yatar diz dize.
Haydar Turan
18 Mart Çanakkale
Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur,bardaktan boşalırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Atamızdan bize emanet oldu bu vatan, Onu ebedî yaşatmak boynumuzun borcudur. Bil ki her zaman plân yapıyor düşman, Vatanı korumak boynumuzun borcudur.
İnmesin, göklerde dalgalansın bayrağım, Verilir mi şehit kanıyla sulanmış toprağım? Ölürüm de bırakmam, burası benim yatağım, Sancağı korumak boynumuzun borcudur.
Şerefsiz hayat için, bu toprağı satanlar, Bu milletin içine fesat ruhu katanlar, Bunu bize yakıştırır mı toprakta yatanlar? Türklüğü yaşatmak boynumuzun borcudur.
Tarih okusun ki, mazimiz ne imiş görsün Her bir kötülüğü kalbinden silsin, Düşmanımız, Türk gençliği ne imiş bilsin. Cumhuriyeti korumak boynumuzun borcudur.
Mehmed’im ne söylese hepsi haktır, Cumhuriyetçi gençlikte hile yoktur, Atatürkçü olanda vatan sevgisi çoktur, Vatanı korumak boynumuzun borcudur.
Mehmet SARIOĞLAN ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NDA
Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı Selam durdu kayığı, çaparası, takası, Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman Duman değildi bu Memleketin uçup giden kaygılarıydı.
Samsun limanına bu gemiden atılan Demir değil Sarılan anayurda Kemâl Paşa’nın kollarıydı.
Selam vererek Anadolu çocuklarına Çıkarken yüce komutan Karadeniz’in hâlini görmeliydi.
Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar Kalktı takalar, İzin verseydi Kemâl Paşa Ardından gürleyip giderlerdi Erzurum’a kadar.
Cahit KÜLEBİ
19 MAYIS GENÇLİK MARŞI
Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız. Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar. Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız. Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…
Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik, Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak, Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik. Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…
Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı, Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır. Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı… Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.
19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız. Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ? Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız, Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…
İ. Hakkı TALAS ŞU SONSUZ KOŞU
Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün, Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda Davul zurna sesinde şahlanır düğün, Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.
Ata’nın rüyasına gelincikler sun, Emek bahçelerinin güzel gülünü… Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun, Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.
Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola, Dağlardan dağlara o zafer türküsü, Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola, Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.
Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür, Dalgalanmakta altın bir çağa doğru, Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür, Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.
On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk, Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı, Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk, Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.
Ceyhun Atuf KANSU BU GELEN BANDIRMA VAPURU
Tekmil Anadolu ayakta, Bu gelen Bandırma vapuru. Mustafa Kemâl’in bakışı Göklerden duru. Boz kalpağın hele bir çıkarsın Mustafa Kemâl Altın saçları pırıl pırıl uçuşur rüzgarda. Mustafa Kemâl’in elbisesi Rütbesiz, nişansız… Ve avuçlarında Kaderi yazılmış Türkiye’nin. Karadeniz sereserpe uzanmış önünde Bandırma vapuru yavaş yavaş yol alır, Gazi Anadolu divan kurmuş bekleşir Mustafa Kemâl geliyor. Vapur yaklaşır, yaklaşır; Secde eder dağlar taşlar. Selam verir Gazi Anadolu’m; Bandırma vapurunun içinde. Güneşten süt emmiş Bir sarışın kahraman var. Mustafa Kemâl, ölümsüz kahraman, Sen Samsun’a ayak bastığın an, Al bir bayrak gibi açılıp rüzgarınla, Dalgalandı vatan.
Özker YAŞIN RENKLERDE 19 MAYIS
Ak 19 Mayıs ak Mustafa Kemal Samsun’a çıkacak. Al 19 Mayıs al Sivas’ta Mustafa Kemal… Yeşil 19 Mayıs yeşil Çimenlerde çocuklar oynaşır.
Mavi 19 Mayıs mavi Ordular hedefimiz uygarlık, ileri. Mor 19 Mayıs mor Sonrasını anlatmak zor.
Sarı 19 Mayıs sarı 10 Kasım’da bayraklar yarı. Ak 19 Mayıs ak Atatürk vatan, Atatürk bayrak.
Pembe 19 Mayıs pembe, Atatürk aklım sende. 19 MAYIS’TA DÜŞÜNCELER
Sen, geceyi gündüze katan Kaputa sarınıp karda yatan Sen, müstesna ölümsüz kahraman Çanakkale’nin çelik kalesi Sen, düşmandan kaçılmaz, diyen Bir avuç, cephanesiz, keşif koluyla Dağ gibi zırhların karşısında duran Duru durup, Dumlupınar’da Turnayı gözünden vuran Çarıksız, tüfeksiz, ekmeksiz Kağnıyla, Ayşeyle, Fatmayla Ordulara Akdeniz’i gösteren Senin yolundayız bugün de… Yorulmaz Usanmayız Yenilmeyiz, dönmeyiz Senden aldık ışığımızı, Gökte bile kalmasa bir kıvılcım Yine sönmeyiz. Gözlerin güneş bize, Sözlerin ateş bize, Bir kavuşturdun sevdiğimize, Hürriyet, vatana. Bugün 19 MAYIS Senin yolundayız. Dönmeyiz bir adım sağa, sola, Dönmeyiz bir adım geri. Hep aynı heyecanla görüyoruz seni At üstünde, Parmağın ufukta Ordular, Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri! Hep böyle görüyoruz seni, Hep aynı heyecanı taşıyoruz, Hep aynı heyecanla 9 Eylül’de İzmir’e girer gibi Yaşıyoruz. Hep dev gibiyiz Hep aslan gibi, Şimdi hep senin gibiyiz. Kimse yan bakamıyor artık bize, Hattı müdafaa yok, Sathı müdafaa var. Edirne’den Kars’a, İzmir’den Rize’ye kadar Akdeniz’den Karadeniz’e, Yalın kılıç, Kükremiş, Bekliyoruz. Bugün elle tutuyor, gözle görüyoruz Yurtta sulh, cihanda sulh” dediğini. Dumlupınar’da yatıyor şehitler, Her gün gidip geliyoruz Senden onlara mekik dokuyoruz. Silah çatıyor, süngü takıyoruz… 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığın gibi heyecanla Her yıl okuldan çıkıyoruz. Biz de sen olduk şimdi Her köyde, her okulda, her fabrikada Cumhuriyeti emanet ettiğin GENÇLİK VAR!…
O GELİYOR
Yıl 1919 Mayıs’ın on dokuzu. Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını Yeryüzüne can veren, Cana heyecan veren Al yüzlü Oğan güneş. Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ? Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu. Uyanın Samsunlular! Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını Al yüzlü Oğan güneş. Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu. Uyanın Samsunlular. Uyumak ölüme eş. Diriltir ruhunuzu, Ufukta bir gemi var. Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ? Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ? Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü ! İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır. Kurulacak yarını düşünen baş geliyor. Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü. Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.
Yıl 1919 Mayıs’ın on dokuzu. Ufukta duran gitgide yaklaşıyor. Sanki harlı bir ateş Yakıyor ruhumuzu. Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor. Üzülmemek elde mi ? Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak, O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi, Gizli inleyen her yürek canlanacak. Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi. Gittikçe büyükleşen Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz. Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz. Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel
Celal Sahir EROZAN
BİR KURTULUŞ DESTANI
Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan, Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.
Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan, Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.
Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar, Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.
Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan, Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.
Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti, Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.
Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne, Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.
Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası, Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.
Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne, Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.
Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar, Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.
Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi, Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.
Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı, Tarihe şerefiyle yazıldı, bu Kurtuluş Destanı.
Bu Kurtuluş Destanı’dır kuşak boyu sürecek, İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek
Erdoğan GÜNEŞ 19 MAYIS TÜRKÜSÜ
On dokuz Mayıs, En yüce bayram. Bize armağan, Bıraktı Ata’m.
Sağız vatanca, Kafamız zinde, Tek bir kitleyiz, Ata izinde.
Ata’yı sevmek, Kutsal ülkümüz, O’na benzemek, Coşkun türkümüz.
Ata her yerde, Yol gösteriyor, Koşun güzele, Bilime diyor.
Samsun’a O’nun, Çıktığı bugün. Vatanda düğün, Çocuğum övün!
Tugbam sitesinde en güzel Regaip Kandili Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Regaip Kandili Sözleri Regaip Kandili İle İlgili Sözler
Regaip Kandili Hakkında Sözler
Allah’ın nimet, rahmet ve mağfiretinin müminlere bol bol ihsan edildiği gece manasına gelen Regaib Kandili’nde, bir yıllık yaşantımızı, ibadetlerimizi ve iyiliklerimizi iyi düşünecek ve ona göre hayatımıza çekidüzen vererek samimi bir teslimiyetle nefis muhasebesine gireceğiz. Bu gece hayırlı bir gece, yüreklerimiz ibadetle çarpsın, gönüllerimiz bir olsun.. Kandiliniz mübarek olsun!
Bu gece kulun yalvarış ve yakarışlarını Yüce Mevla’ya sunacağı ve O’nun sonsuz affından, merhametinden, iyiliğinden bol bol yararlanacağı umut, huzur ve müjde gecesidir Regaib Kandiliniz hayırlı olsun.
ALLAH’ın adıyla başladığınız her işinizde başarılar dilerim. Regaib kandiliniz mübarek olsun
Bu gece Regaib gecesi. Dua edelim.. Yürekler bir atsın bu gecede, günahlarımız affolsun. iyi kandiller.
Dertlerimiz kum tanesi kadar küçük, sevinçlerimiz Nisan yağmuru kadar bol olsun. Bu mübarek geceniz sevapla dolsun. Regaib kandiliniz mübarek olsun.
Gül bahçesine girenler gül olmasalar da gül kokarlar. Kainatın en güzel gülünün kokusunun üzerinizde olması temennisiyle Regaib Kandiliniz Mübarek Olsun
Mübarek aylara Selam olsun.. Selam olsun Ey Regaib.
Kalpler vardır sevgiyi paylaşmak için, insanlar vardır dostluğu yaşatmak için, kandiller vardır kutlamak ve af dilemek için. Regaib kandiliniz mübarek olsun.
Borçlarımızdan, ceza ve günahlarımızdan kurtulmak için bu gece dua edelim. Allah affeden ve bağışlayandır, unutmayalım. Eller semaya kalkıp, yürekler bir atınca bu gece, gözler sevinç yaşlarıyla dolacak. Regaib Kandiliniz mübarek olsun.
Üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban, Ramazan ayları manevi yönden daha önemli ve hayırlıdır. Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaip kandilidir. Yani bu gece ALLAH’ın rahmet ve bağışlamasının bol olduğu gecedir. Edilen dualar, tövbeler bu gece kabul olunur. Yürekler binbir nurla doludur. Kandiliniz kutlu olsun..
Ümit ederiz ki bu mübarek gece, zor günler geçirdiğimiz; fakat gelecek adına umutla dolu olduğumuz şu dönemlerde yeniden bir uyanışa vesile olur. Regaip kandiliniz mübarek olsun..
Gün vardir, bin yildan uzun gelir bize, bir yil vardir bir günden kisa gelir bize. Bire bin yazilan bu gecede dua edelim Rabbimiz”e. Hayirli kandiller..
Sen öyle bir insan ol ki akıllar dursun, sen ona buna değil Allah”a kulsun. Ziynetler içinde parlayan bir nursun, senin gibi bir dostun kandili mübarek olsun.
Yağmur yüklü bulutlar gibi gelen, eteğindeki hayır cevherlerini başımıza boşaltan ve bizlere mutluluk veren kandilin, büyüsüne kapılmanız dileğiyle. Nice kandiller.
Bir kandil gülü savur sevdiklerine, size onlardan gülücükler getirsin öyle içten öyle samimi ol ki göz yaşlarını bile tebessüme çevirsin. Kandiliniz mübarek olsun.
Bin damla serpilsin yüreğine, bin tatlı mutluluk dolsun günlerine, binbir hayalin gerçekleri bulsun, her türlü duaların kabul olsun, Regaip kandilin mübarek olsun…
Allah’ın rahmeti, bereketi sizinle olsun, gönül güneşiniz hiç solmasın, yüzünüz aydın olsun, kabriniz nur dolsun, makamınız Firdevs, dualarınız kabul olsun. Kandiliniz kutlu olsun..
Kardeşliğin daimi olduğu, sevgilerin birleştiği dostlukların hiç bitmediği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de sevgi dolu nice kandillere.
Tugbam sitesinde en güzel Arkadaşlıkla İlgili Atasözleri ve Anlamları sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Arkadaşlıkla İlgili Atasözleri ve Anlamları Arkadaşlıkla İlgili Deyimler, Dostlukla İlgili Atasözleri ve Anlamları,Arkadaşlıkla İlgili Atasözleri ve Anlamları, Yoldan kal, yoldaştan kalma Yolculukta insanın başına türlü işler, sıkıntılar, belâlar gelebilir. Bunların halledilmesi içinde bir insana gerek duyulur. Bu gereklik, yolculukta candan bir arkadaşın önemini büyük kılar. Dolayısıyla insan, candan bir yol arkadaşı bulabilmek için hareketini erteleyebilir. Üzüm üzüme baka baka kararır Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve alışkanlıklarını kaparlar. Sürüden ayrılanı kurt kapar. Herkesin tuttuğu yolu bırakıp ayrı bir yol tutturanlar, herkesin yaptığını yapmayanlar, ya da arkadaşlarının yardımıyla yapılan bir işten ayrılanlar büyük zarara uğrarlar.
Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan Kişi, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir; onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar.
Körle yatan şaşı kalkar (İtle yatan bitle kalkar). Değersiz, kötü, ahlâksız kişilerle ilişki kurup arkadaşlık yapanlar ister istemez onlardan etkilenir ve kötü huylar kaparlar. Çünkü insanı en çok etkileyen yakınında bulunduğu insanlardır.
Kötü söyleme eşine, ağu katar aşına Yakın ilişkide bulunduğun kimselere (aile fertleri, komşu, arkadaş, mesai arkadaşları vs.) iyi davran, onları incitip kırma. Eğer böyle yaparsan onlar da senin hakkında hiç iyi düşünmezler, sana daha büyük kötülük yapma yoluna giderler. Dost kara günde belli olur Varlıklı, iyi, güzel ve mutlu günlerimizde bizimle dostluk kuran, arkadaşlık eden, yanımızdan ayrılmak istemeyen çok olur. Herkesin mutluluktan bir pay almaya çalıştığı böyle günlerimizde, etrafımızdaki bu kişilerin hepsine gerçek dost diyebilir miyiz? Kuşkusuz hayır. Bu ancak işlerimizin kötü gittiği, üzüntülerimizin arttığı, felâketlerin bizi boğmaya çalıştığı günlerimizde belli olur. İyi ve mutlu günlerimizde olduğu gibi, bizi kara günlerimizde de yalnız bırakmayan, sıkıntılarımızı paylaşan kişiler gerçek dostlarımızdır. Dostluk başka, alış veriş başka Alış verişin temelinde çıkar, dostluğun temelinde ise fedakârlık yatar. Bunu bilip dost kalmak isteyenler alış verişlerini arkadaşlık ilişkisinden ayrı tutarlar. Bu kişiler arasındaki dostluk, birinin ötekine fedakârlık yapmasını gerekli kılmaz. Dost acı söyler Dost sevilip güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimsedir. Dostlar hiçbir çıkar kaygısı gütmeden yaklaşırlar insana. Düşman kimselerin aksine, insanın iyiliğini isterler. Sevinci paylaştıkları gibi üzüntüyü de paylaşırlar. Bu bakımdan dostlarımız olanlar eksikliklerimizi, kusurlarımızı, yanlışlıklarımızı yüzümüze karşı söylemekten çekinmezler. Bizi memnun etmek için değil doğruyu göstermek için konuşurlar. Amaçları bizi düzeltmek, acı da olsa gerçeği yüzümüze söylemektir. Bu bakımdan iyiliğimiz için söyledikleri sözlerden ötürü onlara kırılmamalıyız. Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka bir yere gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar, günün birinde, bir yerde karşılaşabilirler; hatta hiç karşılaşmayacaklarını sanan insanlar dahi birbirlerine kavuşabilirler.
Can canın yoldaşıdır İnsan yaratılışı gereği tek başına yaşayamaz. Bir arkadaşa, bir dosta mutlaka ihtiyaç duyar. Bu, gerek iş yapması, gerek sorunlarını çözmesi, gerekse konuşup dertleşmesi için zorunludur.
Bir selâm bin hatır yapar Dinimizin bir emri olan selâm, bir bilgi ve sevgi belirtisidir. Dolayısıyla gönül kazanmanın önemli bir anahtarıdır. Yakınlarımıza, arkadaşlarımıza, hatta yabancılara bile vereceğimiz selâm onlarla aramızda bir yakınlığın doğmasına yol açar; gönülleri birbirine yaklaştırır. Bu sebeple selâmlaşmayı ihmal etmemek gereklidir.
Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla Bir kimse, kendi niteliğine uyan, kendine denk olan, kendine benzeyen kimselerle beraber olur, arkadaşlık eder, düşüp kalkar.
Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil (Adam adama yük olmaz). Birileri gelip konuğumuz olabilir, evimizde kalabilir. Bu konuk tıpkı can gibidir; can nasıl gövdeye geldiği gibi gidiyorsa, konuk da günün birinde geldiği gibi gidecektir. Bu sebeple yanımıza gelen arkadaş, dost, yakın ve konuklarımızdan yaka silkmemeliyiz.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim Adam ahbabından bellidir (Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu diyeyim). İnsan daha çok anlaştığı, huyunu suyunu bildiği, sevdiği, yanında bulunmaktan hoşlandığı kimselerle arkadaşlık kurar; dostluk eder. Dolayısıyla bir kimsenin iyi ya da kötü olduğu, arkadaşlık kurduğu kimsenin kişiliğine bakılarak anlaşılabilir.
Ayıpsız yâr (dost) arayan, yârsız (dostsuz) kalır. Hemen her şeyin, her insanın bir kusuru, bir eksiği vardır. Hatasız kul olmaz. Dolayısıyla insanın mükemmel bir dost, arkadaş ve sevgili aramaya çalışması boşunadır. Böyle bir dost bulamayacağı gibi, dostsuz kalması da mümkündür. Bu bakımdan insan bir şey elde etmek, bir dost bulmak istiyorsa onları kusurları ile kabul etmeye hazır olmalıdır.