resimli facebook aşk yazıları,facebook için en güzel aşk yazıları,en güzel facebook aşk yazıları,facebook aşk sözleri,facebook aşk mesajları
Sen Gelipte Pismanim Desen Bana Ceza Ver Raziyim Cezama Desen Sana Tek Bir Ceza Verirdim Seninde Benim Gibi Sevmeni Isterdim Seni Gordugum Ilk Ani Hatirliyorum Ve Hic Durmadan Agliyorum
Kimler Icin Dokmedimki Gozyasi,senin Icin Dokuyorsam Ne Cikaromur Temelinden Her Bir Tasi,senin Icin Sokuyorsam Ne Cikar
Dunyanin En Agir Iscisi Benim, Nedenmi? Cunku 24 Saat Seni Dusunuyorum Gecenin Izinde Iz Surdum Seni Aradim Ay Sahidim,karanliklar Ise Isigimdisabahi Yapacak Gunese Ant Olsunki Seni Bulacagim Ve Benim Olacaksin,bir Seher Vakti
Bir Mezarci Olsaydim Seni Topraga Degil Kalbime Gomerdim Sevgilim
Seni Sevdigimi Soyluyorum Ama Bu Yalan,cunku;sana Olan Duygularim O Kadar Ustun Ve Yuceki Askim Onlara Isim Bulamadim
Eger Bir Ucurumun Kenarinda Dusmek Uzere Olsam, Asagida Bir Dal Olsa Ve O Dalin Sen Oldugunu Bilsem,olmekten Degil Bitanem Seni Kirmaktan Korkarim
Daglardaki Ruzgarin Esintisi Nasil Insaniin Icinde Bir Heyecan Yaratiyor Ise Iste Bende Seninleyken O Heyecani Yasiyorum Bitanem
Sen Deprem Gibi Girdin Gonlume Fay Hatti Cizdin Yuregime Enkazlar Biraktin Uzerimde Kalbimde Artcilar Devam Etmekte Ozlenmektesin Gulum 84 Siddetinde
Git Tabi Gitkirpiklerime Bir Kara Diken De Sen Eklehenuz Sokaklarina Bile Alisamadigim Bu Kente Ver Beni Ve Bakisinin Talan Ettigi Yerlerimi Al Oyle Git
Bende Hasret, Hasrette Sen Bildim Sende, Bensiz Ben Var Deprem Yikmaz, Yakmaz Ates Ask Olayim, Askin Kadar
Yurek Vermez Yurekliye Darildim Kustum Yuregimi Sana Getirdim Bir Guvercin Kanadinin Ucuna Denizlerde Tuz Koymadim Yarama Bastim Yuregimi Sana Getirdim Sesimin Ibresi Az Konus Dedi
Belki Yuzum Gulecek Donecegim Saskina Belki Mahkum Olacak Omur Boyu Askina Bu Karari Verirken Sakin Bana Deme Toy Sensiz Ben Yasayamam Elini Kalbime Koy
Dalgalarca Dalgalandim Ruzgarca Estim Yuregimi Sana Getirdim Sen Can Istemissin Candan Da Ote Dostum Yuregimi Sana Getirdim
Bazan Kar Nasil Hazin Yagar Bilirsin Kursuni Bir Gokyuzunden Aglamakli Iste Oyleyim, Kapkarayim Bu Gun Gel En Huzunlu Sesinle, En Dokunakli
Seni Icimden Atiyorum Hergun Biraz Biraz, Ayriliga Da Alisilir Unutmainsaniz Neler Gorecegiz Daha, Senin Sevgin Nedir Ki Koca Dunyada
Carsida Kaybolan Cocugun Elinde Soguyan Anne Sicakligi Hiziyla Ayrildin Benden, Oysa Ben Cay Bardaginda Birakilan Dudak Payi Kadar Bile Ayri Kalamam Senden
Resimli facebook aşk mesajları,facebook aşk sözleri,facebook aşk yazıları,
Gül bahçesinde geçse de ömrüm , Senin üstüne gül koklamam gülüm! Seni koklamak olsa da ölüm , İnan uğrunda ölmeye değersin gülüm
Ne zaman tutsam ellerini, Gözlerimin önünden mevsimler geçer. Ne zaman gözlerin gözlerime değse Samanyolundan bir yıldız düşer…
Dünya unutursa dönmeyi, Rüzgar unutursa esmeyi, Aşıklar unutursa sevmeyi, Belki o zaman unuturum seni
Aşka burun kıvırmayin o çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için, Her bitkinin sürekli bakıma ihtiyaci olduğunu unutmayın.
Eğer öldüysen, şu anda yıldızlara uzanırsan, yıldızların ışıklarını topla. Taç şeklinde saçlarının arasında sonsuza dek parlasın.
Seni seviyorum diyebiliyorsam Bu sende bütün insanlığı , Bir anlamda bütün canlı olan herşeyi, Ve yine sende kendimi seviyorum demektir.
Jobs’un Ölümü Twıtter’ı Kilitledi Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un ölümü Twitter’ı da kilitledi Steve Jobs’un ölümü Twitter’ı da salladı
Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un ölümü Twitter’ı da kilitledi.
Haberi duyan Twitter kullanıcıları hissettiklerini paylaştı. Jobs’ın ölümünün ardından milyonlarca insanın duygularını paylaştığı Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey, kendi başsağlığı mesajında, “Teşekkürler Steve” yazdı.
İşte bazı twitler:
Jeremy Bryan: Huzur içinde yat. Dünyayı 21’inci yüzyıla sen taşıdın.
Jack Nicholson: Sevgili Steve. Tanrı kesinlikle Windows kadar iyi bir insan. Ona yardım edebilir misiniz? Böylece hayat daha güzel ve kolay hale gelir.
Jonathan Tejeda: Annemin iPad’in ne olduğunu bildiğini söylemesi, Steve Jobs’ın dünyada yaptığı etkiyi bana gösteriyor.
Fajar Jay Fikri: Üç elma insanların hayatını değiştirdi: Adem’in elması, Newton’un elması ve Steve Jobs’ın elması.
Reina Hidalgo: Steve Jobs, sen olmasaydın bugün ailemizle ve sevdiklerimizle iletişim kuramazdık.
DailyWordz: Steve Jobs neden farklı? Çünkü o hayalleri satmıyor ama üretiyor.
Brian Burgess: Teknoloji dünyası için üzücü bir gün. Dünya çok büyük bir hayalciyi kaybetti.
Darren Rovell: Steve Jobs, huzur içinde yat. Çalışma masalarımızda, kulaklarımızda ve ellerimizde izini bıraktın.
Nil Karaibrahimgil: Steve Jobs, elimize büyülü elmalar bırakan büyük buluşçu, huzur içinde yat ve mümkünse tekrar gel.
Yaşar Günaçgün: Rip Steve Jobs. Yaptığın her şey için teşekkürler…
Salih Kapusuz: Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un ölümü dünya için büyük bir kayıp. Teknoloji ve iletişim adına çığır açan büyük dahi Jobs’a insanlık adına yaptıkları için sonsuz teşekkür ediyoruz.
Berna Laçin: Hayal kadar uzak, şu anda evimde olacak kadar yakın, ürettiğin her şey icin teşekkürler Steve Jobs.Ve en güzel söz S.J’un arkasından söylenen: Üç elma insanların hayatını değiştirdi: Adem’in elması, Newton’un elması ve Steve Jobs’ın elması…
Gülben Ergen: ”Sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mutludur.” – -Steve Jobs.
BurcuBaydur: Steve Jobs için çok üzgünüm :((
SteveHills: Thank you for the difference. Steve Jobs, 1955-2011 (Fark için teşekkürler)
TimzZ: Steve Jobs.. A huge loss to technology. His products genuinely changed my life and I use them daily. R.I.P. StEVE.. (Teknoloji için büyük bir kayıp. Onun ürünleri gerçekten hayatımı değiştirdi ve ben her gün onları kullanıyorum.)
JeLiBoNss: “Steve Jobs” mekanın Apple olsun 🙂
Damon Lindelof: Garajında oturan her hayalci ve dünyayı değiştirebilecek kadar çılgın olan herkes adına, seni özleyeceğiz.
Adrian Kessler: Seni özleyeceğiz Steve Jobs. İneklerin dünyasında çok üzücü bir gün.
Perry Opel: Steve Jobs sen bir öncüydün. Seni kesinlikle çok özleyeceğiz.
Jenna Molby: Steve Jobs, sen yenilik kelimesine yeni bir anlam kattı.
Salman Rushdie: İlk Apple Mac’ime kavuştuğum günden beri Steve Jobs’ın kurduğu dünyaya aşığım. Gerçekliğin en mükemmel mimarlarından biriydi. Huzur içinde yat.
Arnold Schwarzenegger: Steve hayatının her gününde California rüyasını yaşadı. Dünyayı değiştirdi ve hepimize ilham verdi.
Dennis Haskins: “Bir kişi” farklılık yaratabilir. Tanrım sen Steve Jobs’ı kutsa ve yanına kabul et.
Emma Kennedy: İlk kez iPod’u gördüğümde gözlerime inanamamıştım. Bize Ay’ı bir çubuğun içinde verdin. Huzur içinde yat.
Jim Carrey: Steve Jobs inanılmaz bir adamdı. Hard disk’imde sonsuza kadar yaşayacak.
Nisha Ezzati: Bu adam neslimizi ve çağımızı sonsuza dek değiştirdi. Huzur içinde yat Steve Jobs.
Richard Blackden: Bir sonraki Steve Jobs’ı nerede bulacağız?
Eos Chater: Steve Jobs’ın ölümü karşısında tek kelimeyle şok oldum. O benim hayatımın elmasıydı.
Dave Addey: Steve Jobs olmasaydı, kariyerim olmaz ve tüm Apple sanayisi var olmazdı. Teşekkürler Steve.
Nicki Minaj: Eğer Steve Jobs’ın ölümü hakkında bir şaka dahi duyarsam, deliririm. O adam dünyayı değiştirdi ve hastalıklı şakalar yapmak komik değil.
Kye Sones: Bizi teknolojide ileriye götüren bir efsane ve yenilikçiyi kaybettik. Huzur içinde yat.
Daisy Mcandrew: Dünyayı onun fikirleri ve başarılı olmadan düşünemiyorum. Geride bu kadar büyük bir elma damgası bırakmak ne kadar etkileyici.
Suhel Seth: Tanrılar Dünya’ya ağırbaşlılık ve yenilikle yeniden bir bakış atmalı. Apple onlara da erişecek… Cennette. Huzur içinde yat Steve Jobs.
Matt Galligan: Steve Jobs, teknolojinin çirkin dünyasına dokundun ve onu güzelleştirdin.
I. nasıl tanınabilir yüzüm seninle böyle bırakıp gittin ya beni dalgın bir kuğuydum, oyalanmadın sesinin rengine hapsettin beni.
ve şimdi bir büyük anısın sokaklarımda.
nasıl tanınabilir yüzxüm seninle ıtır kokusu toprağındayım kapılara paslı kilit vurmuşlar sarıya boyamışlar evlerimizi sanki güvercinsin, kanadındayım.
ve bir turuncu kandil kovalar beni.
nasıl tanınabilir yüzüm seninle bir kış odasında vuruldum ağır bu yaralar şu kalbime musallat işte gidiyorum açıyor zakkum.
yüzüme baktıkça çağırıyorum seni.
II. her şey seninle şimdi, masum ve dilsiz öyle çıkıyoruz yukarılara ağzın, ötelerin şelalesidir saçlarına kar değmemeiş daha ne? ellerinden tutayım bırakma beni.
sesin okunuyor su çırpıntısından.
her şey seninle şimdi, karanlık kışla gömleğime değen berrak bir türkü al al götür beni akşamlarına gideceğim adres yeni değil ki oralarda selvi, bir kaç menekşe.
ihanet sıçrıyor ak gerdanından.
her şey dağılıyor seninle şimdi. ah! künhüne vardığım sırlarım bitti yüzünle sınandım, senin yüzünle yalnız tasan kaldı bana, hafifliğinden bir su kenarında akan gözlerim ayrılık topluyor dudaklarından.
III. derler ki imlası kırık kaderin içinden geçermiş ferhatın kahrı ya ben sana nasıl gelirim şirin bulutun içinden rüzgar sesinden ya ben sana nasıl gelirim ferhat kalbimdeki ırmak sakinliğinden.
derler ki goncası açmaz bir aşkın kapıları örtük olurmuş he mi? mermere yazılan harfler kaybolur yağmur düşer sızlanırmış karanfil ben böyle bekliyorum yollarda, gülüm imlası kırık kalbimle seni.
Bak uzaklaştırdın güneşi bizden, Yeşili soldurdun sarı Sonbahar. Haber verirsin soğuk kışı güzden, Bağımı yoldurdun sarı Sonbahar.
Sapsarı ettin yeşil yamaçları, Yerlere indirdin yaprak taçları, Çırıl çıplak soydun gör ağaçları, Dalımı öldürdün sarı Sonbahar.
Sen gelince ölüm kokusu kokar, Bir yaşamın bitişi yüreğmi yakar, Acımasız tavrın canımı sıkar, Halime güldürdün sarı Sonbahar.
Ambardan, silodan dolar boşları, Tembele ders verir soğuk kışları, Sarılığndan korkar göçmen kuşları, Kuşumu saldırdın sarı Sonbahar
Sarı güzelliğne doymuyor gözüm, Katarsın yaşama tat aşım tuzum, Başlattın eğitimi yükselir hazım, Hayatı yeldirdin sarı Sonbahar.
Güzün DOĞANİ’ye verdin tahılı, Bereket katarsın evime malı, Sen olmazsan olmaz arının balı, Arımı kaldırdın sarı Sonbahar.
Ben En Çok Sonbahar’ı Seviyorum
Ben en çok sonbahar’ı severim. Ben en çok baharın sonunu severim. ne kış kadar üşütür sonbahar nede yaz kadar yakar içini. hep bana yakındır çünkü sonbahar, hep benden yanadır, bana döker için. yapraklar bile iple çeker gelişini toprağa değebilmek için. Hele kuşlar, onlar bile yolunu gözler sevdiğine kavuşmak için. Sonbahar gelsede göç etsem sevdiğimin yanına diye. güneş kendi halinden memnun zaten her zaman. O hep aynı ısıtır. Ama sonbahar bunun adı. Onuda kandırır. çaktırmadan… ben en çok sonbahar’ı severim. yaz da güzeldir… kış da beğenir kendisini bazen. o bahar yokmuuu. Aklı sıra kafa tutar sonbahar’a… Ama dedim ya ben en çok sonbahar severim… Çünkü; Ben seni Sonbaharda tanıdım
ADIM SONBAHAR
Nasıl iş bu her yanına çiçek yağmış erik ağacının ışık içinde yüzüyor neresinden baksan gözlerin kamaşır
oysa ben akşam olmuşum yapraklarım dökülüyor usul usul adım sonbahar
Attila İlhan
Sonbahar
Her ilkbahar yeşerir yapraklar dallarda Sevgi ile sarılır tüm ağaca Sonbahar gelsin istemez yapraklar Bilirler sonbaharı, Sonbahar ayrılıktır, özlemdir,hasrettir
Hep kalmak isterler dallarda ayrılmaksızın Tıpkı bize benzerler yapraklar Ben sensizliği nasıl istemezsem yapraklarda Bilirler sonbaharı, Sonbahar ayrılıktır,özlemdir hasrettir
Her yeni gün doğacak güneş gibi Kalmak isterler dallarda Düşmek istemezler yapraklar toprağa Bilirler sonbaharı, Sonbahar ayrılıktır,özlemdir,hasrettir
Her sonbahar geldiğinde seni özlerim Yağan yağmurların seni bana getirmesini beklerim Islak sokaklarda yürürken Beynimin hasret dolu sokaklarında yürüyüşümü düşlerim Her sonbahar geldiğinde seni özlerim Kabaran dalgalarda kaybolmak Bir sonbahar günü yok olmak isterim Düşen her yaprakla beraber biraz daha hüzne gömülürüm Her sonbahar geldiğinde seni özlerim Yaşamdan koparım tamamen Kendi dünyama gömülürüm birden Karanlıklar içinde bir ışık bulamam ben Sensiz günlerde ölmek isterim HER SONBAHAR GELDİĞİNDE SENİ ÖZLERİM
Kıyamam Sana… Bir bakışın yere düşse..arş yere düşer üzüntünle beraber dünyana Bir damla gözünden dökülen yaşa,yağmurlar yarışır kendinden bir haber acılarına Dedim ya asma suratını hak vaadi gelir bulur seni ve sevgini Gözlerini çekme benden dayanamam hasretine yar,ben öleyim yerine…! Kıyamam sana. Bakamam gözlerine,dayanamaz bu yürek gözlerindeki acıları görmeye.çaresiz düşer yere bakışlarım Sanadır düşse bile dökülen göz yaşlarım, ne yağmur ne nehir yarışabilir göz yaşlarımla Değmesin üzüntü gözlerine,düşmesin yüreğine hasret,sen ölme ben öleyim yar…! Kıyamam sana Kıymeti yok gözümde,senden başka hiçbir şeyin,en değerli varlığım sensin,senin sevgin, İste yoluna fedadır başım,etmem bir an dahi tereddüt,akmaz bir damla yaşım.. Yeter ki sen hep sev beni,seni sevmeme izin ver,varsın gözüm kan ağlasın, Bu can sana kurban olsun,gönlüm sevgin ile dolsun,sen ölme.! ben öleyim yar…! Kıyamam sana… Gece olmuş,güneş doğmuş bir haberim ben dünyadan,benim bütün dünyam sensin, Ne ayın,ne güneşin hükmü yoktur gözümde,karanlık dünyama doğan ayımsın içimi ısıtan güneşim.. Sen yoksan virandır dünyam,yıkılır üzerime bir Çığ misali sensizlik,kesilir sensiz nefesim, Sen mutlu ol razıyım,bitsin nefesim,kara toprak olsun sonum,sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana. Seni sevmek ecelse varsın kendi ellerimle kefenimi şimdi yine kendim dikeyim……. Senden ayrılmak ölümse varıp kibriti şimdi yine kendi ellerimle çakayım….. Selam olsun benim dilimle, sana ve o güzel kalbine ey .! rahmanın nuru….. Gel ne yapacaksan sen yap beni ele verme..sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Ben bende değilim artık,aklım,kalbim,ruhum sende baktığım duyduğum her şeyde sen varsın.. Elimi uzattığımda ellerini tutacak kadar yakın ama düşlediğim bir hayal kadar uzaksın.. Aşkın ateşten gömlek,sevdan işlemiş kanıma.var eden şahidim olsun,temiz çıkarsız aşkıma, Ayrılığı düşünmek ölüm,seninle ölüme kucak açmak vuslattır bana sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana.. Gözünde şimdi çakmak gibi çakan,kalbine de güneş gibi yakan bir aşkı koyduk Kimse üşütemez artık senin bedenini ve gözlerini karanlığa mahkum edecekleri biz kovduk Yüksekler var artık senin sevdanda ve onlara sevdiren biri vardı seni, işte biz oyduk Şimdi yeni bir dünya kur kendine kuramazsan biz varız yerine sen ölme.! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana. Her geceyi sabah olsun diye beklerken bin dertle ,bin hüznü eklersin mazlum olan kendine Dipsiz bir kuyuya atılmış gibi dermanın kalmamış başın hep yukarda, dizlerin yerde iken bile Ben seni unutmam öleceğim biliyorum ama seni o büyük özlemle bekleyeceğim o günde Kalk ayağa ey nur anası, ey nur parçası biz geldik yerine sen ölme.!Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Yaralı bir serçe göğsümün sol yanına sığınan, kanadı kırık, ruhu paramparça Daha uçmayı öğrenemeden vurulmayı öğrenmiş, hem de yakın sandığı uzaklardan… Hayat hep böyle mi sürer yürekler arasında bunca yüreksiz, bunca vefasız ve sen böyle yalnız. Sürmezmiş işte, öyle bir yüreğe göç eder ki yüreğin, tek başına bir dağ başında, Düştüğün zindan köşelerinde, en içinden çıkılmaz sandığın dertlerde bile Ne yalnızlık ne keder vuramaz seni, yüreğinde o en yakınken Yüreğine düştüğüm yüreğimi yakan yangın yüreklim sen ölme..! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Hasretin mi derin, derin yüreğimi sızlatan, günlerimi asırlar diye önüme seren aşk fermanın Her dakika yüreğimi bir hançer gibi vuran ak,nerede vurulacak boynum hangi geçmez zamanın… Önümde uzanıp duran bu uçsuz bucaksız ve de dipsi okyanuslar gibi seni seninle aradığım Ve menzilinde senin olduğunu bildiğim bitmek bilmez bu yol, hangi bilinmez mekanım Zaman ve mekan tanımaz sevdasıyla yandığım, sen ölme..! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana Çepeçevre sarılmış dört bir yanım hangi yana koşsam bir duvara çarpıyor canımı yakıyorum Kıyamam kimselere, ağlarım sessiz ve kimsesizce, kıyılırım kıyamadığın gül yüzlü kaktüslerce bitiyorum Elimi uzatıyorum tutulur ümidiyle, bir kelepçe bir pranga daha, hayırsız ellerce vuruluyorum Özgürlük ümidiyle koştuğum her kapıdan esaretle dönüyor tekrar, tekrar yaralanıyorum Ve sen düşünce gönlüme gülüm her şeye rağmen özgürlüğü yudumluyorum Özgürlüğü kendimi kalbine hapsetmekte bulduğum sevgili sen ölme..! Ben öleyim…! Kıyamam sana Düşmeye görsün gözlerinden damlalar, düşüp de yüreğime parçalar beni Zerrelere bölünür havaya karışırım, seni da o dem gözyaşlarınla yarışırım Sensizliği seninle, yokluğu seninle aşar ,sen gelecen diye coşar seninle koşarım Hayatı sen varsın diye yaşar, her çileyi sen varsın diye yudumlarım sen ölme ..! Ben öleyim yar…! Kıyamam sana An gelir simsiyah bir duman kaplar günümü, boğulurum karanlıklarda ve yorulurum Pencereyi sen gel diye açarım, nefesi sen diye alır, gözlerimi sana kaparım Fırtına kopmuş ..sel götürmüş evimi yurdumu seni bur da bekliyorum….. Ne demişler sel gider kum kalır,o gitsin gelirsen seni selin kumu gibi bekliyorum…… Özledim seni bana getiren rüzgarı arkasında fırtınada barındırsa sen ölme yar..! Ben öleyim…! Kıyamam sana Yüreğimdeki sessizliği gözlerin bozar deli yağmurlar gibi herkes beni yağmurlar ıslattı sanır Sen doğarsın ömrüme ömrüm baharı bulur, gözlerime bakanlar beni gül dalı sanır Bakarlar gözlerime öylesine boş bakışları insanların ama insanlar beni sana aşkımdan tanır Bilmezler içimdeki o ışıltı sen, gördükleri sen, yaprağına düşmüş çiğ tanesi ben Sığınırım kuytuna kokuna bürünürüm bensen sen ölme yar.! Ben öleyim…! Kıyamam sana Seni seviyorum demek hiç bu kadar anlamlı olmamıştı haykırıyordum için ,için Lisan hiç bu kadar çaresiz kalmamıştı bir yüreği yüreklere anlatmak da, bu düzen ne biçim Ve hiç bir yürek bu kadar kıskanmamıştır bir başka yüreği böyle bir aşkı taşımak için Ve hiç bir aşk hayatı böyle anlamlı kılmamıştır sen ve ben varken, anlamsız hayatlar için Varım ben bu hayatta sırf senin için ama ne olur sen ölme yar…!Ben öleyim …! Kıyamam sana
Sen nerdesin bende biliyormusun? Her sabah uyandığım günışığında Küçük dünyama sızan aydınlığın kendisindesin Geldiğin de, apaydınlık kaplanan gözlerimde Gittiğin vakit en koyu karanlıklara düşerim biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Gün boyu yaşadığım her dakikayı gösteren Sol yanımda taşıdığım saatimin akrebindesin Her gösterdiği anda seni özlerim Her saniye geçişinde,sensizliği çekerim Bu, ne zordur sana atan yüreğime biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Kalemimin ucundan damlayan şiir tadıyla Her boş kağıda yazılan en güzel kelimelerdesin Ne kalemim yazabilir, ne cümleler anlatabilir İfade zorluğu çektiğim en yoğun sevgimdesin Bendeki seni anlatmak ne kadar zor biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Her gece dalmak istediğim uykulara inat Beynimin her hücresini kaplayan düşüncemdesin Sen olmasan da gördüğüm, uyumaya çalıştığım en pembe düşlerimdesin Sensiz yaşadığım rüya aleminin her defasının Benim için bir kabus gibi olduğunu biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Yaktığım sigaramın son nefesine kadar Ağır ağır içime çektiğim düşüncemdesin Bunu böyle bilipte, aldığım nefesi boşluğa üfleme zorunluluğu Ne demek biliyormusun? Sen nerdesin bende biliyormusun? Gözlerimde, ellerimde, yaşadığım her saniyemde Bugünüm de, belki, belki yarınımda, hele akşamlarım da Yalnız odamı kaplayan duvarların yankısında… Sana hissettiklerimi, bir kağıtlara şiir gibi Bir de o duvarlara her gece haykırdığımı biliyormusun?
Kimsenin kucaklayamayacagı kadar kucakladım seni Bazen bir umut olmalıyım yureginde Güzel yarinlarda gercekleşmeyi bekleyen Sonra bir hayal düşüncelerinde Seni başka alemlere getiren Karanlık düşüncelerindeki son yapak olmalıyım ben Hic solmayan bir yaprak Seni yaşamalıyım duygularda Seni hissetmeliyim her nefes alışımda Yagmur olup üzerine yagmaliyim Her damla benim sana olan sevgimdir Islanmalısın sevgi yagmurlarıyla Aydınlıgın olmalıyım sonra Bugday sarısı güneşimle Kar’a kartanesi’ne ne dersin Bembeyaz saf aşklar yaşamak için Ben senin vazgecmediğin gökyüzün olmaliyim Ne sen beni unutmalısın Nede ben sensiz evreni kucaklamalıyım Seni seviyorum demek hiç bu kadar güzel olmamıştı Hiç böylesine sevip sevilmemişti bu yürek Şimdi ben o güzelligi seninle yaşıyorum Ve seni cok seviyorum
Bilesin Saçlarında rüzgarları bulduysam Gözlerinde yağmura dokunduysam Yakınım sen uzağım sen olduysan Sana olan sevdamdandır bilesin Dağlarını yol edip yürüdüysen, Tuzunu yarama melhem bildiysem Yollarıma milyon kere öldüysem Sana olan sevdamdandır bilesin Yar diye koynuma seni aldıysam Seninle tutuşup senle yandıysam Günü gelip bir başıma kaldıysam Sana olan sevdamdandır bilesin
Yine sana sesleneceğim Senin kim olduğunu hiç bilmeden Senin kim olduğunu en çok bilerek İsyankar zambakların çılgın nilüferlerin Dört nala açan kiraz çiçeklerinin Dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım Sarı bir hüzün kızıl bir gurur Ve siyah bir öfkeyle konuşacağım sana Sana oklardan değil yaylardan bahsedeceğim Gülün dikeninden değil Gülleri ve dikenleri doğurmaktan yorulmayacağım Topraktan söz açacağım Akan su gelmeyecek kelimelerime Suyu şefkatle kucaklayan damlaları dinlendireceğim Yine sana sesleneceğim Senin kim olduğunu hiç bilmeden Bilmek istemeden Alaattin’in sihirli lambasından çıkan cin bana gelseydi Ve ne dilersem dilememi isteseydi Hiçbir şeyi elde etmeyi dilemezdim Bir şeyden vazgeçmek isterdim sadece Hayatta bir şeyden vazgeçmek lutfedilseydi Bedeli her şeyim olsa bile Sana seslenmekten vazgeçmek isterdim Garip değil mi sana seslenmekten vazgeçtiğimi Bundan hoşlandığımı düşünüyorsun belki de
Oysa sana seslenmek bütün hesaplarımı gördüğüm şu dünyadaki Tek geride kalmış hesap benim için Bu dünyadaki tek yük Bu seslenişin kalbini avucumda tutabilmek Kürek mahkumu için kürek neyse Benim için de sana seslenmek o Bir yandan gemiyi ufka ulaştırmanın tek yolu Öbür yandan bileklerimden sızan kanların Gönlümü işgale yönlendiği bir rotanın can suyu Oysa ben sana kürekten değil gemiden bahsetmek isterdim Atalarım bana kadınlara gökyüzünü Gemileri ve yelkenleri anlatmayı öğrettiler Sen kürekleri yağlı urganları Geceyi siyaha gömen fırtınaları öğretmeye çalışıyorsun Sana ellerimle dokunarak gözlerimle okşayarak Göstermek istedim Rüzgarla şişen beyaz yelkenleri Ama senin vaktin yoktu Ben bunu hiç anlayamadım Kavmimin kadınları bana öğretmediler ki Bazı kadınların beyaz apletlerden daha çok Siyah apletleri sevebileceğini
Sana sesleniyorum Ve gözlerin bileklerimden parmak uçlarına Toplanmış kan pıhtılarını seyrediyor Kürekleri bırakamıyorum Önce yücelttiğin sonra terkettiğin aşkın onuru için Kalemi bir an elimden düşürmüyorum Ankara Kalesi’nin önünde Sana sesleniyorum Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar aşık oldun Ne de cehennemi isteyebilecek kadar ayrılık Seviyorum seni ama dedin Hoşçakal diye ekledin Şimdi gitmeye mecburum Belki yine gelirim, umarım gelirim Son söz oldu
Cennet ve cehennemin dillerini Savaş naralarını ve aşk şiirlerini Gazelleri ve boleroları öğreten atalarım Senin sözlerinin anlamını öğretmediler Hiçbir şey söylemeden gittin Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana Ve kalemimle ilk defa yavan gözlerle baktın Yine yeniden sadece sana sesleneceğim Müebbet bir aşk dışında Bildiğim tüm duygularımı terkedeceğim Sana sesleneceğim yine Seni sadece kuru bir sevgiyle değil Derin bir hüzünle binlerce yıllık bir gururla Ve pervasız bir öfke ile sevdiğimi duyuyor musun Mütevazi bir sevgiyle değil Küstah bir aşkla sevdim seni Ben Osmanlı gibi Kollarımın yetişmediği bir aşkı kucaklamaya çalışırken Ölen köprülerin ülkesindeki Venedikteki son sancağı Kışın üşümemek için şal yaptın kendine Neden bilmiyorum özlemin artıyor içimde Gün geçtikçe eksilir demiştim oysa Atalarımın öğrettiklerine de ters düşse de Sana inanırım bilirsin Zamanla unutursun demiştim Niye daha derinleşiyor öyleyse Derinleşiyor özlemin Ve gönlümde bir iç savaşta dökülen kanları Coşturuyor ayrılık sözlerin Öfkelerimin kararlılığını Aşka katık ederek konuşacağım Bedenim bu dünyayı terkedene kadar
Öyle sanıyorum ki Hüzünle ve acıyla pek barışık olmadığın için Benden uzun yaşayacaksın Benden sonra kelimelerim gelecek gönlüne Onların benden geldiğini bir tek sen bileceksin Küstah bir aşkla seveceğim seni Ben savaş ve ölümle haşir neşir olan Kelimeler dışındakileri unutmaya gayret edceğim Ömrün geri kalınında Sana sesleneceğim yine Ben seni beyrut gibi sevdim ama Sana ne Mağribi ne de Manhatten’i anlatamadım Bağdat ve Şam’ı işgale yeltenmişken Venedik! ten gelen ihanet tarumar etti ordularımı Sarı bir keder, kızıl bir kibir, siyah bir isyanla konuşacağım sana Senin kim olduğunu hiç bilmeden Ağlayan zambakların dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım Senin kim olduğunu en çok bilerek Kavmimin bana vaadettiği tüm aşkları terkedeceğim Müebbet bir aşk, Sarı bir hüzün Kızıl bir gurur ve siyah bir öfkeyle konuşacağım Bu dünyayı terketme müjdesi gelene kadar Hüznü, gururu ve öfkeyi bilseydin keşke Hüznün beni aşan taşkınlığını Gururumun binlerce yıl önceden miras kalmış hoyratlığını Öfkelerimin hiçbir zaman sona ermeyecek ve azalmayacak kararlılığını Anlayabilseydin Anlatabilirdim sana Seninle yaşanan bir aşktan sonra Ayrılığın ölüm bile olsa Mavi bir ölüm olacağını
Yaşamadım saysam keşke unutsam Mazim filizlenip cana dönüyor Bumerang gibi fırlatıp da atsam Neylesem sonunda bana dönüyor
Beni terk etmiyor gam ile tasa Yüreğim uyumaz gözler uyusa Susayıp elimi uzatsam tasa Sanki içtiğim su kana dönüyor
İçimde olanı döksem devirsem Kapansa kapılar zindana girsem Kaçmak için senden başım çevirsem Neylesem ,yüreğim sana dönüyor
Ölsem de unutmam o son bakışı Senden uzakta geçirsem bu kışı Yüreğinden etsen de sınır dışı Yüreğim sonunda vatana dönüyor
ESKiSi-GiBi
Bir heves mi sevmek sevilmek Değer mi bir hevese seveni üzmek Yalan mı her şey yaşandıkça mı silinir Çok mu gelir sevene artık gülmek…
Eskisi gibi değilsin… Eskisi gibi değilsin… Bu yüzden korkuyorum, Bu yüzden ağlıyorum, Bu yüzden ölüyorum…
Aslında sevginin tadı tuzudur Acı isteksiz onun ruhudur Belki bitecek diye korkutur Aşkın tam açıklaması yoktur
Eskisi gibi değilsin… Eskisi gibi değilsin… Bu yüzden korkuyorum, Bu yüzden ağlıyorum, Bu yüzden ölüyorum…
sUs ve DiNLe
sus birsey söyleme……
geldin artik vakti zamani,kelimeler buldu yerini. dilimde hece hece kar taneleri gibi her biri tertemiz ve berrak… gönlüne yagacagi gün,iste bu gün…. zordur tabi her seyin baslangici…nasil ne dersin ilk önce… sadece dinle…ne olur..yorum bile yapma…sen sadece bil… neler gecer gönlümde….. firtinalar kopacak bu gece icimde…. volkanlar patlicak…deprem olacak …dilimde… sen sadece sus ….sus ve dinle…. saklamak ne kadar zor bilirmisin….. bilirmisin..ne zordur sebebsizce sevmenin…. cikarsizca….beklentizs sevmek..karsiliksiz …habersiz sevmek… varligi bile mutlu eder seni… mutlulugu huzur verir…. huzuru can katar ömrüne…. anlatabilirmiyimki sana…..anlarmisin acaba… sevdinmi sen hic böyle elinde olmadan… sevdasina sevinirken…kiskancligin icini kemirdimi hiccc…. gecelerce agladinmi….sonra kendini hic teselli ettinmi…. yoklu ile ölmektense…varli ile… varsin baskasinin olsun dedinmiii…. varasin mutlu olsun….sevdalarin en yücesi en güzeli…varasin onun olsun …. ben zaten böylede mutluyum iste… seni sevmek…karsiliksizda olsa…duygularin en güzeli ya…. belki sende sevseydin …bu kadar sevebilirmiydim….. sus ve dile…ne olur hic bir sey söyleme…. birak kendi kurdugum tozpembe dünyamda…. gece baslar bende mutluluk…. seninle oldugum ruyalarda… birak kalsin sevdan bende …karsiliksizda olsa..pahabicilmez degerde.. ilk gördügüm o anda..nakis gibi isledi bakislarin kalbim diyarinda… beklenen sevdam senmi geldin …sen geldin gelmesinede… neden bukadar gec geldin… sus …sus ve dinle…. ben hep seni bekledim…… sen geldin ama baskasini sevdin….ben gecmistede gelecektede ….varligindada yoklugundada hep seni sevdim …hep sevecegim…. senin dünyanda bana yer yok…..benim dünyamda senden baskasi yokkk… ben seni hep sevdim…..cikarsizca..karsiliksiz…beklentisiz.. .. ve seni sevmekle hep mutlu oldummm..sus birsey söyleme….birak kendi dünyamda birak ümitlerimle…birak bendeki senle …seni hep seveyimmm…. yoklugunla yok olmaksa..varliginla mutlu olayimmm.. sus birsey söyleme…
Bırak.. Gün olur ben bile unuturum, Neymiş seni sevmek, senden bahsetmek… Efkarım diner içimde bir gün. Bir kız ölür içimde, Onu bile unuturum çıkmadan kırkı.
Bırak.. Gün olur ben bile severim başkalarını Acım diner, yaşım diner, sancım diner… Gün olur ben de yaşlanırım, Başkalarının başında dizlerim titrer…
Bırak.. Gün olur ben bile uyanırım Senden sensizliğe cesaretle, güçle… Sendelemeyecek gibi asla, tutunurum yaşama. Git şimdi uzatma… Vedalar bize göre değilmiş. Yine anlaşalım beraber, Yarın yine görüşecek gibi ayrılalım. Başkaları dokunana kadar uyanmayalım. Öyle sitem etmesin gözlerimiz. Yudum, yudum iç sigaranı. Ellerini ellerimden hemen ayırma. Bitene kadar gün, Gidene kadar yanımdan… beni bırakma. Sonra… sonra… bırak…
Bırak.. Gün olur avlanır yine ceylan gibi yüreğim. Yalnız bir aslanın pençelerine. Ruhum söndü derken kıvılcımlanırım ben yine. Tam elimi ayağımı çekmeden senden, Son kez gülümseyerek bak gözlerime, Bir iki satır yazsın gözlerin beynime. Gidince eve, öldü diyeceğim resimlerimize. Dualar edeceğim huzur bulman için. Güzel sözler edeceğim sana. Baştan aşağı süzeceğim hatıralardaki bebeğimi. Bir mezar kazacağım anılarımın tam ortasına, Kefensiz koyacağım seni içine. Son giysine sarılıp ağlamak için, Çalacağım onu senden.
Bırak.. Gün olur başkaları için bile yazarım şiirler. İltifatlarım olur onlara da birkaç kelime. Gün olur doğarım yine. Hem… hem belki sahiden, Öpebilirim de birilerini. Dokunduğumda yangın hissederim yine bir tende.
Hadi git şimdi… Son yalancı tebessümünü koy dudağına, Kokunu son kez ver bana, Ellerimi bırak hadi. Aynı anda birbirimize dönelim arkamızı. Hadi son kez değilmiş gibi de Dünyada en sevdiğim o sözü, “Seviyorum seni” de, yalan olsa bile… yapabildiğin en güzel rolü yap şimdi hızlandır kalp atışlarını ben hızlandırmışım gibi… durduracağım kalbi hissetmek istiyorum. Tamam işte, şimdi vakti geldi, Yum gözlerini bana ve düne. Arkanı dön şimdi, Üç adım at büyük büyük, Sonra da arkana bakmadan koşmaya başla, Bensizliğe, yalnızlığa…
Bırak.. Gün olur, Ben olmam, Sen olmazsın. Bilmiyorum ne olur?!
çünkü her sabah kalktigimda bir günü daha seninle geçirecek olmanin mutlulugunu yasatiyorsun bana. Ben güne seninle basliyorum ve her gün hayati yeniden kesfediyorum.
Seni seviyorum, çünkü gökkusaginin her tonunu gölgede birakan en parlak renksin sen. Hersey senin rengini tasiyor ve benim için ancak o zaman anlamli oluyor.
Seni seviyorum, çünkü soguk günlerde içimi isitan meltemsin. Sicak günlerde ise ferahlik veren kuzey rüzgari. Iliklerime isleyerek esiyorsun.
Seni seviyorum, çünkü herseyde sen varsin. Nasil olmayacaksin ki? Sanki sen dogdugumdan beri içimdeydin. Yüregimin en derin kösesindeydin. Sanki ortaya çikmak için beni bekliyordun. Ve ben orada oldugunu fark edince hakettigin yere çikardim seni.
Seni seviyorum, çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam ordasin. Gördügüm her yüz aslinda sensin.
Seni seviyorum, çünkü gözlerinin içindeki binlerce yildiz, gecenin karanligini delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yildizlara bakiyor gibi hissediyorum. O yildizlarin parlakliginda kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamasiyor ama sikayetçi degilim aydinligindan. Günes dogmasa, yildizlar kaybolmasa diyorum, ama biliyorum ki günesim de sen olacaksin gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydinlik çikacaksin karsima.
Seni seviyorum, çünkü saçlarin ellerimin arasinda kayip giderken , dünyadaki cenneti bulmus gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararliyim.
Seni seviyorum, çünkü her gülümseyisin içime yeniden yasama sevinci dolduruyor. Her gülümseyisin, karamsarligi yikiyor, umutsuzlugu parçaliyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayi.
Çiçek dedim ya, bir çiçek adi verseydim sana papatya olurdun. Açisiyla dünyaya, insanlara baharin geldigini müjdeleyen papatya. Iddiasiz ama güzel. Güzel ama kibirsiz.
Seni seviyorum, çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayi, seni dinlemeyi, sana bakmayi, seni koklamayi, seninle paylasmayi seviyorum. Seninle birlikte insana dair ne varsa onlari da seviyorum. Seni sevdigimi anlatmaya çalisirken ne kadar çaresiz oldugumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düsünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye.
Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamis olacagim. Sözcüklerin bittigi yerde gözlerime bak. Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktir sana…
Hic bir duygumu ertelemedim ben, Yapacagim hicbir seyi sonraya birakmadim,, Sonra diye bir seyin olmadigini biliyorum cünkü.. Hep yarina dair hayaller kurmak, Gelmesi mümkün olmayacak zamanlari beklemek benim isim degil…
Ask zamana meydan okur, ama sen karsi koyamazsin ona! Orada durup öylece bekleyemezsin gelecegi,, Bir adim atmalisin, bir el uzatmalisin aska dogru.. Askin anahtari cesaret degil mi bitanem? Cesur olmak gerekmez mi.. Bir sevdayi yasamak, Bir sevdayi büyütmek icin? kac gece yanliz gecti hesaplasana! Kac gece sonraki günü düsünerek gecti? Neler yapabilirdik, neler yasayabilirdik düsünsene! Her sabahi birlikte karsilamak vardi seninle.. Sensizlikten yorgun düsmüs yüregimi.. Seninle yeni bir güne hazirlayabilirdim! Gözünü acar acmaz ilk gördügün sey ben olurdum Ve sen benim yüzümde mutlulugu görürdün. Bu kentin her yerinde, herkesin icinde el ele dolasabilirdik! Girmedigimiz sokak kalmazdi, Bakislara aldirmadan sokagin ortasinda sarilip öperdim seni! Bir sarkinin sözlerini bilmesek bile..bagira cagira söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider,bir kitap okur,denize bakar, bir martinin bir lokma simit koparabilmek icin, Vapurlarin pesinden bikmadan ucusunu izleyebilirdik..! Paylastigimiz her an beynimize, bir daha cikmamak üzere kazinirdi.. Özlerdik birbirimizi delicesine,, Bir saati yanliz gecirsek,bir sonraki saati iki saatlik yasardik, yasamadigimiz o bir saatin acisini cikarmak icin. Peki biz ne yaptik?Aski bir bekleyisin sirtina yükleyip, Ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aski yasamak varken, hergün birbirimizi yeniden kesfetmek varken, bu yolda birer kasif olmak varken, Sürgünleri yasamaya mahkum ettik birbirimize..! Bu sürgünlüge son vermenin zamani geldi artik! Sana huzur vaad etmiyorum..Askta huzur arayan yanilir! Ben tutkunum, en koyu, en deli sevdanin sözcüsüyüm! Onlar adina konusuyorum. Yarini olmayan zamanlarda, hicbir seyi düsünmeden erimek adina konusuyorum! Gözlerinin icine bakip,”Seni Seviyorum” demek istiyorum! Askin akisina kapilip, hicbir kaygi duymadan, gidebildigi yere kadar gitmek istiyorum,, Kokunu icime cekmek, Sesinin sicakliginla irkilmek istiyorum. Yasama senin adinla anlam katmak, mutlulugu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum. Seni istiyorum…