Posts Tagged ‘seni’

Bir Demet Hüzün Bıraktı Bende…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bir Demet Hüzün Bıraktı Bende

Bana her bakışın aşk bulaştırdı üzerime,
Senin için umutlar büyüttüm çocuksu düşlerimde,
Sana gelirken yüreğimde umut vardı.
Şimdi bir demet hüzün bıraktın bende…

İlk yıkılışım değil bu,
İlk hayal kırıklığı,
İlk kaybediş değil.
Mavi bir göğü olmadı hayallerimin,
Sen yüreğimi çaldın hırsız gözlerinle.
Bana kaldı hayat denilen intihar,
Bir demet hüzün bıraktın yüreğimde…

Oysa ben avuç avuç sevgi topladım yürüdüğün yollardan.
Görmedin sana titreyen dalı,
Yollarına serdiğim gençliğimin üzerine basıp geçtin…


Sen mahrem düşlerimi çaldın benim.
Dar günlere saklanmış umutlarımı,


El gün için biriktirilmiş tebessümlerimi,
Biliyorsun,

Herkesin saklanmış bir yarası vardır hayatta..
Sen bütün yaralarımı sattın çarşı-pazar,
Zaten yaralıydı yüreğimde, bir de sen…
Bir demet hüzün bıraktın bende…

Söyle neden?

Neden beni katladın üçe dörde?
Yüze beşyüze neden böldün beni?
Bir han gibi kilit vurdun yüreğime,
Neden bir demet hüzün bıraktın bende…?


Belki de ucuz kahramanlar gerek sana,
Ben yüreğimi bir kartvizit gibi yakamda taşımam ki…
Cebimde bozuk para değildir ki aşk…
Bir yanım çocuk masumluğudur bu yüzden,
Bir yanım baba merhameti…

Ben seni gerekçesiz ve neticesiz sevdim.
Ve nasıl sevmişsem seni,
Böyle dolu dizgin,
Ulu orta,
Öylece hüzne belenmişim işte!
Bir demet hüzün oldun bende…


Sen çocuksu düşlerimin katili,
Başı sonu belli bir cinayetin meçhul maktülü.
Üşüttün beni ateşlerde,
Yağmurlarda yaktın.
Hüzün oldun…

Bundan sonra ihlal ediyorum yürek yasalarını
ve ilan ediyorum.
Gülüm.
Sen bir demet hüzünsün yüreğimde büyüttüğüm…

Bak senin için şiir doldu gözlerim,
Şairce ağlayacağım.
madem ki; söndürdün lambaları,
O zaman yakma!

Karanlığına alışacağım…

-Alıntı-

Umutsuz Bekleyiş

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yokluğun kadar hissediyorum varlığını
Beni hissettiğin kadar yoruluyorum seni sevmekten
soğukluğun söndürdükçe yürek yangınımı,
sözlerin şah çekmeden mat ettikçe beynimi,
Çırpındıkça batarken umursamazlığının denizinde
Sonunu görüyorum başlayamadığım sevdanın
Bir çiçeğin tabiata seslenemediği gibi,
haykırıyorum seni sevdiğimi Susarak…
Hiçbir yere ulaştıkça daha bi seviyorum seni
Toprağın altında tohum sana olan aşkım,
çaresizliğimin gözyaşlarıyla suluyorum ama
Bakışının, gülüşünün güneşi olmadan
Açamıyorum sevgimi sana.
Bir çığ altında kalıyorum,seni gördüğüm her rüyadan uyandıkça
Aslında baktığım her yerde gördüğüm kadar uzaksın bana,
kokladığım her çiçekte hissettiğim kadar daha da yalnızım şimdi,
okuduğum her dua kadar savunmasız kalbim
Dönüşü olmayan bir yolun son durağında indirdim,
İçimde biriktirdiğim sevgi sözcüklerini
Ruhumdan akan çürümüş bir isyan bulandırdıkça umutlarımın rengini,
İntihar kokmaya başlıyordu bütün güller.
Artık son sözlerini söylüyordu hayat,
son kozlarını oynuyordu mutluluğa karşı..
Varsın olsun ,
Ben bir ölüme gülerim, bir gülüme ölürüm…

Sevgiye On Kala Ölüme Beş

Cuma, Haziran 22nd, 2012


Sevgiye On Kala Ölüme Beş

Ya zamanından erken gelirim;
Dünyaya geldiğim gibi,
Ya zamanından çok geç;
Seni bu yaşta sevdiğim gibi.
Mutluluga hep geç kalırım;
Hep erken giderim mutsuzluğa.
Ya herşey bitmiştir çoktan,
Ya hiçbir şey başlamamış daha
Öyle bir zamanına geldimki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç.
Yine gecikmişim bağışla sevgilim;
Sevgiye on kala, ölüme beş…

Aziz Nesin

Atilla İlhan Ücüncü Şahsın Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Gözlerin,
gözlerime değince, felaketim olurdu,
ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın,
hayırsızın, biriydi fikrimce

Ne vakit, karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit, Maçka’dan geçsem
limanda, hep gemiler olurdu, ağaçlar, kuş gibi gülerdi,
Sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim, ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım,
Akşamlar,
bir roman gibi biterdi
Jezabel, kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi, sen,
sen kalkıp ona giderdin
Benzin, mum gibi giderdin, sabaha kadar kalırdın,

Hayırsızın, biriydi fikrimce,
güldü mü, cenazeye benzerdi
Hele, seni kollarına aldı mı,
felaketim olurdu,
ağlardım, ağlardım …

(Sayın Atilla İLHAN’ ın aziz hatırasına)

ve O’na, Gözlerime Düşen Yağmura….

Şiir: Atilla İLHAN

Nazende

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ata Demirer’in Beyaz Show da söyledigi Sarkı’nın Sözleri sarkıyı bulabilen varsa istiyorum :):):)

Değdi saçlarıma bahar gülleri
Nazende sevgilim yâdıma düştün
Sevenin bahtına bir güzel düşer
Sen de tek sevgilim aklıma düştün
Nazende sevgilim yâdıma düştün

Gözlerim yoldadır, kulağım seste
Ben seni unutmam en son nefeste
Ey ceylan bakışlım, ey boyu beste
Gurbette sevgilim aklıma düştün
Nazende sevgilim yâdıma düştün

Sensiz dağ yoluna çıktım bu seher
Öksüz kumru gibi güller lâleler
“Sen niye yalnızsın?” sordular eller
Gurbette sevgilim aklıma düştün
Nazende sevgilim yâdıma düştün

Hiç rastlaşmadık..!!!

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yüzüm yüzüne, gözüm gözüne değmedi hiç…

Ne sözüm sözüne ne de, gönlüm gönlüne yakın geçmedi…

Ne seni aradım, ne de beni bulmanı istemedim hiç…

Karşılaşmayı, rastlaşmayı, tesadüfü bekledim…

Karşılaşmadık, rastlaşmadık

Ve hiç; yan yana gelmedik…

Sensizim demek, bencillik…

Bensizsin demek, haddim değil…

Dedim ya, aslında biz hiç tanışmadık;

Ve hiç ayrılmadık…

Senden habersiz, seni düşünmek haksızlık…

Benden habersiz, seviyorsan beni;

Bana yazık…

Aşk,

sevgiliden başkasını seyre dalarsa,

bu aşk değildir.

Aslı yok bir sevdadır…

Hz.MevLânâ

Seninle Olmanın En Güzel Yanı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

“Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?

Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?

”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?

Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek…

Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?

Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?

Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek…

Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?

Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?

Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek.

Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

Nereden bileceksin?

Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi… Isırmazdım dilimin ucunu… Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.

Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda… Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.

Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… Ve her kulaçta haykırırdım seni..

Ama sen hiç benimle olmadın ki…
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN…”

Can Yücel

Sen, en çok aşina bana…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Eteğimden kırmızı karanfiller döküldüğünden bu yana
Gözlerimden vapurlar kalkıyor
İçimdeki maviyi yara yara
Yağmur vurgunu mevsimlerden kalma! /

Tanı beni,
Zarfımın pullu köşesine astığım hayallerimden,
Bulutların yukarısına çıkan merdivenin ilk basamağından,
Haritamın üzerine çizilmiş denizlerden,
Bin beyitli bir şiirin son dizesine gizlenmiş sözcüklerden,
Ve aşka dair ipucu veren her şeyden,
Tanı beni!

Sen, veçhesiz acılardan gözlerime damlarken
Ben, şiirimin bittiği yerde ellerimi çoktan kaybettim.
Demiştin ya,

Aç kollarını da rüzgâr sarsın sevgimle ruhunu

Sırf rüzgâra dokunmak için adımladım sokaklarını
Sırf kollarımı iki yana açmak için durdum bir tepenin ucunda.
Söz dizdim saçlarına eklenen iğfal edilmez isyanın türküsüne
Sen, bir nevi ağıt de buna,
Bir nevi mevt!
Kaçış söylevleri dilimin altında
Karanfile değdiğince yanıyor ellerim

Gözlerinin alacası dağ yeşili / iki dağ yeşili gözlerin
Yokluğun dibe vurdu, aşkın yükseltti beni
Tökezlenmiş acılarımın diliyle
Kirpiğimden düşen kelimelerin bedelini sırtlandı gece
Sen öyle sere serpe, öyle uçsuz bucaksız bir alevdin ki
Meydanlara muttasıl öfkemi partizan pankartlara astılar

Sana hiçbir ismi yakıştıramıyorum / üç harf müstesna /
Sen öyle yakışıyorsun ki aşk a!
Hiçbir şey ötelere âyinem değil sen kadar

Sen, en çok âşina bana!

Karanfil çizdim avucuma
Al al seni resmettim
Az yazdım, çok ağladım
Derdime senden başka derman bulamadım
Aman yandım!
Yâr ben seni ta-nı-dım!!

/karanfiller yanarken/

Şair : Mesira Meriç

Her Şey Sende Gizli

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…

Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün

CAN YÜCEL

Sen Benim Huzur Bulduğum Mavi Sessizliğimsin

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Ben
Kimseyi böyle çıldırasıya sevmedim.
Zorla değil ya
Sevemedim işte..
Kimseler yer etmedi içimde..
Senin
Her yanımı..
Sarıp sarmaladığın kadar.
Kan yerine
Senin damarlarımda dolaşıp
İliklerime işlediğin kadar…

Ben
Bir tek seni.
Bugün..
Yarın..
Ve daima
Hep seni seveceğim.

Kalbinde ben kaldıkça
Ve yaşadıkça..
Adının her harfine..
Kirpiğinin
Saçının her teline..
Binlerce şiir yazacağım.

Yaşadığım her günün sonrası
Zindan karası gözlerin
Zindan karası saçların
Süslerdi gecelerimi.
Sen bilmezdin..
Ellerini ellerimde tuttuğumda
O karanlık gecelerde
Yıldızlar kadar ışıldayan bendim..
Her hangi bir gecede
Gökyüzüne baksaydın beni görebilirdin .
Belki o zaman
Ben diye ..
Ellerine yüzüne
Bir avuç gökyüzü sürebilirdin.

Kır çiçekleri kadar keskin kokun vardı
Soluduğum havada.
İçtiğim her bardak çayda..
Her bardak suda..
İçtiğim her kadehte..
Yudumladığım sendin.
Bilmezdin.
Sen de içerken bir bak bardağına
Kadehine..
Mutlaka beni göreceksin.
İşte o zaman..
İstersen..
Seni içtiğim gibi
Sen de beni içeceksin.

Şimdi
Sen varsın ya dünyamda..
Artık sırtım gelmez yerlere…
Sen de kendini bana bırak
Mutluluk işte o zaman gelecek
Önümüzdeki bütün kapıları açılarak…

Artık biliyorum..
Her şey
Gün gibi açık..
Gün gibi ortada…

Sen /benim/
Günlerimi binbir renkte
Fener alaylarına döndüren..
üzümü güldüren
İyilik meleğimsin.
Sen benim içinde yüzdüğüm
Denizimsin okyanusumsun
Sen benim huzur bulduğum
Sessiz maviliğimsin.

Alıntı..

AŞKIMA ŞiiR

Cuma, Haziran 22nd, 2012


işte ben sensiz geçen bir güne daha merhaba diyorum.
Tadı yokki bir somun ekmeğin,suyun,
Soluduğum havanın,
Tadı bile yok ne şekerin ne tuzun.
Yokki sevenim,
Ben çiçekleri bile sevemem korkarım dikenlerinden.
Ben aşık olmadım,belki oldum göründüm.
Yaşamımdaki aşkı,
içemedim ki o duyguyu acımı tatlımı.
Sabır, sabır çektikçe ufalanır parçalanır yüreğim…
Beni bugün benimle bırakın acılarımla,
Tükenip giden umutlarımla.
Uğraşmayın benimle,
Acımayın boş çuvallar gibi atın.
Atın ne fark eder ki…
Vurun be vurun;
Birde siz vurun,ne yani vurulmadık yerim mi kaldı?
Korkmuyorum ölmekten,
Artık ölüm bile bana boş geliyor.
işte ben bunlerı yaşıyorum.
işte ben denizim.
Azgın dalgalara kapılmış bir gemi,
Yokki yok gidecek hiç bir yeri.

Aşkım bu mısraları içimden geldiği gibi
yazıyorum
Biraz duygusal oldu ama bu gece şairliğim tuttu.
Ve ağlıyorum AĞLIYORUM..!
Seni bilmesemde görmesemde ne fark eder ki ben senın o tertemiz yüreğini seviyorum.

seni ilk gördüğüm gün okul elbiselerin vardı,
seni ilk gördüğüm gün kalbim alevler içinde kaldı,
seni ilk gördüğüm gün allahtan istedim sei bana versin diye
seni ilk gördüğüm gün vurulmuşum ela gözlerine
seni ilk gördüğüm gün tutulmuşum can yakan tatlı sözlerine…

üşüdüğümde yorganım oldun bazen ıssız gecelerde,
yürüdüğüm de yoldaşım oldun bazen sessiz bom boş sokaklarda
düşündüğümde seni buldum hep hayallerimde
bu can var oldukça sen varsın her her yerimde…

bir su damlası kadar yalnız ama bir yağmur damlası kadar kalabalığım
bir kelebek kadar kısa ömrüm ama bir tarih kadar ebediyim
bir harf kadar anlamsız ama bir cümle kadar sonsuz AŞKIM…

gözlerimdeki özlemim kalbimdeki en büyük yerin
sana olan bu sevgim
hiç bir zaman dinmeyecek!!
içimi ısıtan sözlerin
ruhumda atan kalbin
uçsuz bucaksız mehtap gibi gözlerin
hiç bir zaman ölmeyecek!!…

aslında gece gündüze sevdalıdır
gündüz geceye,
bu yüzden en çok şafaklarını severler zamanın
gündoğumlarında gece gündüzü dinler
günbatımlarında gündüz geceyi,
insanlara duyuramasalar da seslerini
ikisinin de tek şey vardır söyledikleri birbirlerine:
Özlüyorum Seni..

(ve ben şimdi ne seni yazacak kadar özgürüm ne yazamayacak kadar deli.)

seni kalbime yazdım
aşkımı şiirlere
bir sana yenildim ama
bir de sana kıyamadım
kendi hayatıma kıydığım gibi…

seni yıllara yazdım
yıllarca sevdim
yıllarca bekledim
ve her yıl bir asır oldu
sensiz her anın yıl olduğu gibi…

seni camlara yazdım
her yağmur arkasından
ve her yağmurda ağladım bulutlarla
sana ve aşkıma ağladım
öksüz bir çocuk gibi…

seni şarkılarıma yazdım
söylendin mısralarda
ama ne yazık ki hep kederli şarkılar
meylere meze olanlardan
benim aşkına ziyan olduğum gibi…

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak….

Aşkıma

Arayıp sormasanda …

Beyazlar içinde rüyanda görmesende

gecelerce adımı sayıklamasanda

olsun canım varlığın yeter

seni seviyorum

Cuma, Haziran 22nd, 2012


ılık bir rüzgar esti, Nereden geldi bilmiyorum…
nereye gidiyorsun diye sordum..
Özlenen herseye dedi.. Aklima sen geldin.
cünkü özlenen bir tek sendin…
Eger insanlara bos elimi uzatir ve birsey alamazsam cok üzücü;
Ama asil ümitsiz durum;
Dolu elimi uzatip kabul edecek kimseyi bulamamamdir…
Hic yüz vermedim günese bugün..
Resmini gösterip hava attim ciceklere..
Adini zipkinla kazdim gögün en yüksek yerine…
Bir de SENi SEViYORUM diye bagirdim duydun mu?
Hayalin hafizamdan silinene kadar,
izdirabin saclarim dökülene kadar,
Aglamaktan gözlerim kör oluncaya kadar Her dakika Seni Sevecegim…
Sen hic Bugulanmis cama “SENi SEViYORUM” yazip,
Harflerin arasindan disariyi seyrederek,
Kar taneleri altinda Sevdigini hayal ettin mi??
Seni ne yagmurlar,
seller koparabilir kalbimden,
Ne de deli gibi esen firtina,
cünkü bir agacin topraga kök salmasi gibi baglandim sana..
Kulaklarim sessizlige, gözlerim sensizlige,
Gönlüm katlanirsa derde,
Anlami yok yasamanin..
Nefes almak bosuna..
Senin olmadigin yerde …
Bulutlarin gözyaslari pencerene vururken,
Düslere daldigin bir gecede,
Hangi hayaller sana uyumayi unutturuyorsa,
Gelecek sana onlari yasatsin…
icinde öyle umut tasi ki Onu senden kimse alamasin.
Gözlerin hep gülsün,
mutlulugu hep sende arasinlar.
Ama onu kalbinde öyle sakla ki,
Gercekten isteyen bulsun…
Her aya bakisinda beni hatirla, Yildizlar gözlerine takilirsa,
Gözlerine baktigimi sakin unutma,
Bir yaprak düserse avuclarina,
Ellerimdir sakin birakma….
Hayatin bir sevgi öpücügü kadar doyumsuz,
Sevinc gözyaslari kadar güzel,
Seven bir kalp kadar heyecanli,
Askin dokusu kadar masum,
Bir gül kadar gururlu olsun…Askin Kalbindeyse..
Mutlulugun elindeyse, istedigin iki kelimeyse SENi SEViYORUM…

seni özlemenin kitabini yazabilirim

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim…


Seni özlemenin
Ne demek olduğunu sor bana,
Yetmiş iki dilde anlatabilirim
Kitabını yazabilirim sayfalarca.
Yalnızlığın rezilliğini
Kokuşmuşluğunu
Ve çıplaklığını da.
Ama hiç kimse
Kavuşmanın güzelliğini
Sormasın bana / anlatamam.
Ben sana hiç kavuşmadım ki!

Bilmiyorum
Dudakların nasıldır.
Sıcak mı ateş topu kadar,
Yoksa soğuk mu
Buza kesmiş bir bardak su gibi?
Kıvrımlarına,
Kırmızı karanfiller mi tutunmuş,
Küle gizlenmiş kor mu var?
Tenime değdiğinde dudakların
Cemre mi düşer bedenime,
Mızrap değen bir saz teli gibi
Titrer mi yüreğim bilmiyorum.
Ben hiç dudaklarına dokunmadım ki!

Bir kadını sardığında kolların,
Ürkek ceylânlar
Nasıl kurtulur tuzağından?
Dolu yemiş yaprak gibi
Nasıl titrer bir yürek?
Ellerin nasıl okşar bir bedeni,
Goncalar
Nasıl güle döner sıcaklığınla / bilmiyorum.
Hiç sana sarılıp yatmadım ki!

Kısacası:
Tatmadım kavuşmayı / anlatamam.
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim.
Anlatabilirim daldaki kuşa / topraktaki solucana.
Yokluğunda yıllardır
Özlemine dayanmayı öğrendim
Yokluğuna katlanmayı
Aşağılık avunmayı öğrendim nasılsa
Ustası oldum beklemenin
Tükenmek pahasına.

Ama hiç kimse / kavuşmayı,
İki derenin birbirine karışıp
Sarmaş dolaş aktığı yatağın yorgunluğunu
Sormasın bana ,anlatamam.
Çünkü seninle ben,
Ayrı kaynaktan doğmuş
Sularında hasretleri taşıyan
Başka denizlere koşan iki ırmağız.
Birbirimize uzak topraklarda tüketirken yılları
Aynamızda ayrı gökleri yansıtırız.
İşte onun için
İki dere nasıl karışır birbirine
Nasıl sığar iki nehir bir yatağa /bilmiyorum.
Seninle
Hiç aynı yatakta coşmadım ki!

Sen bana /yalnızca
Ve sadece
Kahpe sensizliği sor
Rezil beklemeyi , özlemeyi sor.
Tanrı şahidimdir
Kurda kuşa
Dağa taşa bile anlatabilirim.
Demem o ki uzaktaki yakınım:
Vuslatlara yabancıyım,
Ama,
Seni özlemenin kitabını yazabilirim….

Kâmuran Esen

benimi seviyorsun

Cuma, Haziran 22nd, 2012

*Beni mi Seviyorsun

Kadın adamı çok seviyordu…
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
Beni seviyor musun?
Evet, dedi adam…
Güneşini, ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına…
Beni seviyor musun?
Tabii, dedi adam…
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
Beni seviyor musun?
Elbette, dedi adam…
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi.
Bir oldular tek oldular adamla.
Beni seviyor musun?
Biliyorsun, dedi adam…
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
Beni seviyor musun?
Aşağılara baktı adam zirveden
Başkalarını gördü
Sustu adam…
Ağladı kadın…
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam…
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam…
Sordu yine usulca kadın
Beni mi seviyorsun?
Onu da seviyorum seni de, dedi adam…
Sustu kadın, sustu
Verecek bir şeyi kalmadığında…
Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam
Başkasını sevebilmek için…
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam…
Beni sevmiyor musun, dedi adam.
Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı…

(28.10.2002-Ankara)

Nurdan Ünsal

Gerçekten Sevmek

Cuma, Haziran 22nd, 2012

O durmadan kaçıyor;
Sen ardından gitmiyorsan;

O günün her saatinde saklanıyor,
Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

O sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

Boşuna aldatma kendini,
Onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,
Dudağındaki sigarada ,
Okuduğun kitapta,
Mırıldandığın şarkıda,
Söylediğin şiirde,
Gördüğün rüyada
Ve yaşaman için
Ciğerlerine doldurduğun havada
O yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,
Örneğin; onsuz kırmızı kırmızılığının,
Mavi maviliğinin farkında değilse,
Beyaz yalnız o giydiği zaman
Güzelliğini haykırmıyorsa,
Sabahları onu görünceye kadar
Güneş doğmuyorsa
Ve onsuz gökyüzü geceleri
Aya, yıldızlara hasret değilse
Onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde
Ondan bir şeyler aramıyorsan,
Güzel bir manzara,
Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
Uykudan uyandığın zaman
Yaşamakta olduğundan önce
Onu hatırlamıyorsan,
Omuzlarına dökülmüş saçları,
Bir sis perdesinin ardında
Her zaman gülen,
Işık saçan gözleri
Aklına gelmiyorsa,
Durup durup avuçlarının
Sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşayan öteki insanların
Senin için hâlâ bir değeri varsa ,
Ona karşı tutumunu
Toplumun köhne ve manasız
Kurallarına göre ayarlıyorsan
Ve açık açık
Sanki var olduğunu haykırırcasına
Sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin için
Her şeyden değerliyse,
Gözünü yumduğun anda
Onu görebiliyorsan,
O bütün şarkılarda,
Bütün şiirlerde,
Bütün resimlerde ise,
Ona muhtaç olduğunu
Söylemekten utanmıyorsan,
Senin içten ve büyük sevgine
Karşılık vermeyeceğinden
Korkmuyorsan,
Bütün bencil duygularından
Sıyrılabilmişsen
Onun için her şeyi,
Ama her şeyi yapacak gücü
Kendinde buluyorsan,
Her hali sana
Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
Karşısında kendini
Bir çocuk gibi hissediyorsan,
İstediği anda onun için
Ölebileceksen,
Onun için yaşıyorsan
Ve yine onun için
Bildiğin bilmediğin
Bütün düşmanlıklara
Karşı koyabileceksen,
O her geçen dakika
Sende biraz daha büyüyorsa
Ve kendi kendine bile
Çok sevdiğini bütün
Samimiyetinle,
İnanmışlığınla
İtiraf edebiliyorsan,
Bir gün o seni hiç,
Ama hiç sevmediğini söylese bile ,
Senin sevginde azalma olmayacaksa
Ve ölünceye kadar onu aşkların
En olumsuzu ile sevebileceksen;
İşte o zaman
Onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,
Gerçek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O , hiç sen olmasan bile,
Seni bir parça sevmese bile….

Ümit Yaşar OĞUZCAN

askımdın sen

Cuma, Haziran 22nd, 2012

askımdın sen benim
göz bebeğimdin
sana verdiğim değeri hic bir zaman bilmedin
seni ölesiye sevdim

askımdın sen benim
canımı bile verirddim senin icin
ama sen ne yaptın terk ettin gittin
askımdın sen benim

simdi ne oldu askımıza
ellerin oldun gittin
bir kalemde sildin
askımdın sen benim

simdi ellerin oldun
git artık bir daha sakın geri dönme
git uzaklaragözüme görünme
askımdın sen benim

ama artık ask yok
sevgide yok bende
ben artık bir tasım ruhsuz sevgisiz
lanet olsun böyle aska
:f109 :

Seni seviyorum

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel
Her baharda gece gündüz her saniye
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Seviyorum seni diyebilmek ne güzel

Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir

Çünküsü yok nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok, dakikalar zaman üstü
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerinin duyuyorum yüreğimde
Ve hasretin içimde
Seni seviyorum

Sesinin duymak istiyorum uyumadan önce
Sabahlara kadar konuşmak
Hiç kapatmamak telefonu
Aynı düşlere uyumak sonra
Ve uyanmak aynı güneşe

Bir kere sevdaya tutulmayagör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir
Daha bir güzelleştim son günlerde
Gözlerimin içi parlıyor
Kabıma sığdıramıyorum aşkı
Gülmek geliyor içimden
Sokaklarda koşar adım yürümek
Tanıdık tanımadık herkese selam vermek
Merhaba ülkemin güzel insanları
Hepinize hepinize merhaba
Sizi de seviyorum

Yağmuru, denizi, kokusunu toprağın
Gökmavisinde güvercinleri, martıları
Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
Bindallılarıyla köy kızlarını
Ve elleri hamur kokan anaları
Hepsini sende seviyorum
Seni seviyorum

Bir kenara mahsun çekilen içim
Yemeden içmeden kesilen içim
Sensiz/yarsız uykuyu haram bilen için
Ayrılık ölümün diğer ismidir

Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı
Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
Senin sevdiğin herşeyi seviyorum

Türkülerini memleketinin
Feneri ve kara kartalı senin için
Davamızı ve şiiri sende seviyorum
Seni seviyorum

İyi ki doğdun
İyi ki varsın
Doğum günün kutlu olsun
Seni çok seviyorum
Seni çok seviyorum

Yaşamaksa seni sevmek
Ben hiç ölmedim
Seni seviyorum


Şebnem Kısaparmak

Aşkın Acı Hali

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşkın Acı HALİ

Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak…
Evinin, seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin…
Sokağa fırlayacaksın…
Sokaklar da dar gelecek…
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin…
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan…
“Önemli olan sağlık.”
“Yaşamak güzel.”
“Boş ver, her şey unutulur.”
Sen hiçbirini duymayacaksın…

Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin…
Ondan, ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin…
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
“ölüme çare bulundu” ya da “yarın kıyamet kopacakmış” deseler başını
kaldırıp “ne dedin?” diye sormayacaksın…

Yalnız kalmak isteyeceksin…
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek…
Geçmişi düşüneceksin…
Neredeyse dakika dakika…
Ama kötüleri atlayarak…
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin…
Gittiğin yerlere gitmek…
Bu sana hiç iyi gelmeyecek…
Ama bile bile yapacaksın…
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın…
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin…
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin…
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
Herkesi ona benzetip…
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın…
Hiç bir şey oyalamayacak seni…
İlaçlara sığınacaksın…
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan…

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…
Sabahı iple çekeceksin…
Bazen de “hiç güneş doğmasa” diyeceksin…
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler…
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin…
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin…
nafile…

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin…
Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin… Telefonun çalmasını bekleyeceksin…
Aramayacağını bile bile…
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek…
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla…
Yüreğin burkulacak…
Canın yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden…
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın…
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefretedeceksin…
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin…
Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…
Ama bir umut…
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak…
Gel gitler içinde yaşayacaksın…
Buna yaşamak denirse…
Razı mısın bütün bunlara…?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye…?
O halde aşık olabilirsin

aşk mı buyur

Cuma, Haziran 22nd, 2012

bari bir acı olarak kal içimde

Madem ki birtanem değilsin
Bari bir acı olarak kal içimde
Ona da razıyım ben

Ölene dek çekerim
Sanma bir gün nefret ederim
Aksine seni öyle de severim
Sırf seni hissetmek için

Ister baş ağrısı ol
Ister kalp ağrısı ol
Istersen de ölümcül bir hastalık ol
Hiç yakamı bırakma
Ama yeter ki bir şekilde içimde ol

Belki çok inlerim
Dayanamaz hale gelirim
Belki de güzel bir şarkı der
Ölene dek dinlerim
Sanma bir iki satırı silerim
Ne varsa içime çekerim
Hemde bir nefes misali

Sana söz veriyorum
Hayat içime siner
Zaten gerçek aşık
Kendini böyle ifade eder

BİTANEM

birtanem sabahı bekledim saatlerce
ama ya sonra
sen yoksun ya şimdi
korktum belki sabah olmaz diye
olsa da sen yoksun diye…

Sevdam İstanbul, kırık hayallerin şehri…
Uzaklara prangasın…
Masum çocuğun hüzünleri sarar yoksan beni…
Yakacağım…
Yoksun sen…
Geçtiğin her yeri…
Huzun ve sevda

Şimdi bir gündönümündeyiz artık
Ve elveda demenin zamanıdır hüzne
Çok zor bir aşk aratıyorsun,
Gözlerine her bakışımda beni ağlatıyorsun. Ben tayfun
Birtanem bu aşkı benim bedenimde parçalıyorsun.

Acımıyorsun söylerken,
Ama sana şunu belirteyim hayatım:
Ben aşkı seninle yüceltip,seninle alçattım.
Kahpe dünyamda,bana gerçeğinde oyun olduğunu anlattın.KN

En tatlı rüyalarımdan birini görüyorum;
Sıcak bir kumsalda,
Ay ve yıldızlar şahidimdirki ben seni çok SEVİYORUM

Seni Beklerim

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Seni Beklerim

Tesadüf ya, yıllardan sonra seni tekrardan gördüm
Geçen gün, geçen zaman seni ne çok değiştirmiş
Elin elini tutmuş bir de erkek çocuk gördüm
Demek ki son aşkın şirin bir meyvesini vermiş

Otuz metre ileriden aheslice yürüdünüz
Bir an dayanamayıp, koşup gelmek istedim
Lakin, siz ne benim karım, ne de çocuğumdunuz
Ve herşeyden habersiz yürüdünüz sakin sakin

Çocuğun da sana benziyor, senin kadar güzel
Saçları siyah, yanağı al…Burnu sen değilsin
Görmedim ama, belki de babasına çekmiş
Bırak şimdi babasını ..Sen, hala çok güzelsin

Hani bizim de böyle çocuğumuz olacaktı
Hani kaşları saçları sana, burnu da bana
Hani gözü sana, eli bana benzeyecekti
Hani, elinden tutup gezdirecektik parkları

Böyle olmadı bir tanem, böyle olmamalıydı
Yine geldiğim gibi, geri gitmek zorundayım
Sen ellerin olmuşsun, benim umudum kalmadı
Gitmeliyim bir tanem, burada kalmamalıyım

Sen unut beni, unut aramızda geçenleri
Beni nasıl da seviyordun, öyle sev onları
Kocanı sev, çocuğunu sev, koy kenara beni
Ben unutmalıyım, unutmalıyım buraları

Yalnız! ..Belki bir gün, ölüm haberimi duyarsan
Mezarıma beklerim, unutma seni beklerim
Gül gibi yanaklarını toprağıma koyarsan
Mezarda bile onu gözyaşlarımla beslerim

Bu adam neyin oluyordu diye sorarlarsa
Sevdalımdı de, ben aşağıda seni dinlerim
O’nu bu kadar da çok mu seviyordun derlerse
Sevdamla öldürecek kadar demeni beklerim

Alıntıdır