Seni seviyorum, Inanmiyormusun, Sevgi sözde degil, Sevgi özdedir, Bak gözlerime, Bak ta gör senin için yanan atesi.
Günler geçmek bilmiyor, Bu kalbim yalniz seni seviyor, Zamana düsman olmus, Bir kenarda otuyorum, Seni bekliyorum, Geleceksin, Beni göreceksin, Ve gülümseyerek, Bana beni sevdigini söyleyeceksin.
Duygularim doldu, Doldu da tasiyor. Seni seviyorum diyorum ama, Aslinda ben degil, Gönlüm seni seviyor.
Seni seviyorum, seni seviyorum, Gel artik seni hala bekliyorum, Özleminle cehennemi yasiyorum, Hergün birazha sensiz yaslaniyorum, Ben kendi kendime sasiyorum, Biliyorum sana çok karisiyorum, Ama mutluluga kavusamiyorum.
Susmusum Farkında Olmadan Arkamda Bıraktım Artık Yüklerimi Taşıyamaz Oldum Farkında Olmadan Içimi Acıtıyor Bişeyler çokmu Alışmıştım Bu Yükü Taşımaya Bir Boşluk Var şimdi Adı Koyamadıgım Nedenleri Sormaz Oldum Artık Dedimya Yoruldum Artık Sebebini Bilemedigim Soruları Sormaktan Bir şeyi şimdi Daha Iyi Biliyorum Ben Yükümü Atsamda O Yük Hep Benle Olacak Sadece Agırlıgını Hissetmicem Okadar Alışmışımki Hep Varmış Gibi Gelecek Ama Gün Gelecek Alışacagım
işte haykırsam Gecelere karanlık sokaklara Güneşin doğmadığı karanlık yüreğime Anlarmısın beni Umutsuzluğumu; Sen nerden çıktın karşıma
Haykırsam korkularımı Desem ki mutluluğu bekliyorum Desem ki o sende var Anlarmısın beni Sarılsam sana sıkıca kal desem yanımda Gözlerimdesin desem her zaman
Korkuyorum desem yarınlardan Yıprandım desem aşktan Anlatamıyorum desem duygularımı Anlarmısın; hayır Ben bile anlamıyorum ki Sen beni hiç anlayamazsın
Gözlerimi kapatıp daldığımda düşlerine Hayallerimi bir sandala bindirip Yüzdürdüğümde bir okyanusta Seni özlediğim zamanlarda Kokunu aradığım güllerde Sen, güneşin doğduğu bir yerdeki İlk ışık gibiydin benim yüreğimde Aydınlığıydın karanlık dünyamın Doldurdun o sıcaklığınla bütün benliğimi. Seni alıp gitmek isterdim Bir bilenin hiç bilmediği bir yere. Sana bir türkü tutturmak isterdim. Olmayan sazımın bitmeyen nameleriyle. Sana bir yürek vermek isterdim Bitmeyen aşkımın tükenmez sevdasıyla Seni anlatmak istedim şiirlerde Seni tanıtmak istedim Tanıdığım şeklin ile mısralara Haykırmak istedim Ben seni çok seviyorum diye
Sen kurumuş bir gülün yaprakları Sen bitmeyen bugünün yarını karanlıklar içinde kaybolan bir anı istemiyorum seni ,dönme geri artık…
diz cöküp yalvarayımmı bir kez daha sana? Ne olur birdaha yüzüme öylece bakma Yıllarımı harcadım ben aşkımıza İstemiyorum seni ,dönme geri artık
Aşkımıza sahip cıkmalıydın Yıllardır beni hiç aramadın.. Beni resimlerinle başbaşa bıraktın. İstemiyorum seni, dönme geri artık
Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var. Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.
Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?
Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.
Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.
Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.
Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başında içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.
Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.
“Yine zamansız yağmurlar” dedim, “Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları” dedim, “Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?” dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum.
Neler yazmışım diye merakımdan.
Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.
Yağmur Yağıyordu, Ve Sen yine içime düştün, Ahh Sevgili, Yağmurlar neden hatırlatıyordu Seni? Gerçi her şey hatırlatıyordu ya, Yağmurların ne suçu var?
Yağmur yağıyor ve Ben Seni özledim.. Ruhum geçmişte mi kaldı ne? Çırpınıyor, Silinmiyor işte tek hamlede. Ruhum sanki kaldı Sende, Yapamıyor bu gönül, Büyük Savaşlar versede, Atamıyor bu gönül. Çığlık çığlığa bağırsamda Kimse duymuyor…
Yine yağmur yağıyor, Yüreğime de .. Ardından yine gözlerim ağlıyor, Sonra yüreğim ağlıyor.. Ve ruhum da.. Sana yalnızca gözlerim değil, Bedenim de ağlıyor, Sözlerim de..
Ben sevmiyorum yağmuru, Yağmur yağınca ağlıyorum, Bir tek Seninle seviyorum yağmuru , Bir tek Seninle olan yağmur güzel. Ağlamıyorum o zaman.
Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olduğunda ağlıyorum Bir yalnızlığı, bir de Sensizliği yaşıyorum bu kadar sesliliğe rağmen.. Varlığındayken, Yokluğunu kabullenemiyorum, Ağlıyorum hem de avaz avaz..
Hayallerim bir özlemden mi ibaret? Hep çığlıklarım mı Ağlayacak Sensizliğime? Hep yok mu olucaksın Varlığımın sınırlarında? Benim sınırlarım, Senin yolların.. Sanki bir yolsun Sen, dışına çıkılması zor, Çıksam düşeceğim çünkü… Çıksam ağlayacağım çünkü.. Yalnızlığıma, Sensizliğime..
Sonra yine yağmur yağıcak… Ben yine mi ağlayacağım? Belki de artık satırlarıma “Sen” değil de, “Özlem” dökülecek” Belki Ben her yağmur yağdığında ağlayacağım. Şimdi de YAĞMUR YAĞIYOR Ve Ben AĞLIYORUM!…
Ben bir senin yanında kendim oluyorum Birde seni düşünürken sensiz gecelerde Beklemek sadece sende ölümsüz oluyor Acılar çekilesi…
Sabahı beklerken gözlerinle uyanmak için Güneşin doğuşu,ayın gölgede kalması Hiçbirşey hatırlatmıyor yeni bir güne dair Açtığımda gözlerimi nefesini hissetmediğimde
Ben bir senin yanında kendim oluyorum Birde seni düşünürken sensiz gecelerde Yalnızlık, kalp senin için atarken senden uzakta Sevgili oluyor,sevişiyor hüzünle
Hayat bir kere güler insana Birçok kere ise ağlatır Ben bir kere sevdim kendim olarak,seni Şimdi ise yaşadığım sonbahardır…
Yeniden EskiyeEskiden Yeniye Sende Unutulursun… Sana verdiğim değeri bulamayacaksın, Sığınacağını sandığın limanlarda, Gün gelip yaptıklarından utanacaksın, Bir ıstırap kalacak ısırdığın dudaklarında,
Suçlusu benim, seni bu kadar şımarttığım için, Değerini bilemedin sana sunulan sevginin, Hak etmediğinden fazla değer verişim, Kanatlandırdı seni, ondandı böyle gidişin.
Belki senin gidişinde arkanda bir iz bırakacak, Ama sanma ki bu izler yüreğimden hep kalacak, Veda etmeden gidişin asla unutulmayacak, Senin unuttuğun yerde, unu
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak….:f47:
güzel söz
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …? Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan, Sanki benim hiç senim olmamış gibi…:f47:
Gideceksen de sesini bırak, öyle git! En manasız ezgileri başyapıta cevir, Kalbimdeki hüzün, balkondaki kış erisin.. Soluğumda sesinden izler, Gırtlağımda tütün gibi bir acı olsun.. İmkânsızlığına rağmen yutkunayım türkünü.. Bir çığlık parçalansın dudaklarımda, İncecik sesin kalbime aksın, Ve arta kalanlar bir hayranlıktan, yanaklarına yansısın Gamzelerine gülümsemeler ekeyim yeniden, serpe serpe.. Camların buğusunu berraklaştıran sesin yeşersin bahçelerinde..
Gidersen, yanaklarımdaki ayna kırılıp kanayacak Gözümdeki zenci bebek yetim kalacak.. Seni anlatan bir gülümseyiş O an, tuzla buz olmuş bir kıyamet artık..
Gidersen; Gamzelerim ağlayacak, Gözlerimden firari mavi ırmaklarla..
Koyu bir sessizlik sızlanacak kanepenin üstünde, “günaydın” ların olmayacak, Gün aydın olmayacak.. Gidersen hiçbir mum sevda taşımayacak alevinde.. Bugün bir bavula sensizliği doldurup, Tıklım tıkış anıları da serperek üstüne, Bu çaresizlikten taşınacağım. Sen yine de gitme! Gideceksen de seni bana bırak öyle git
En Güzel Aşk Şiiri Sözleri En Güzel Aşk Şiirleri Şairlerden En Güzel Aşk Şiirleri Aşk Şiirleri
Bana Kalbini Ver
Avuçlarımla tutacağım mayınların yerine Acele giden gece zamanlarında,çarpacağım bir duvar emniyetinde gülüşünü ver bana. Düşerken dibe,soluklanacağım ama asla tutmayacağım ellerini ver bana. Tercüme edilmiş öfkeler seyrelsin ömrümde. Yüksek sesler alçakça dinlenir. Bana usul sessizliğini ver. Lütuflar karşılık ve karışıklık için sunuluyor hayatın asil isimlerince. Adının anlamını ver bana. Telaffuzunda özlemlerimin dindiği adını ver bana. Başkaları,bu aşkı oyalamak için var olur, Ne kadar durdururlarsa nefsini,o kadar hızlanır. Bana kendini ver. Her şeyden ayıkladığın kendini… En iyi ölüm berbat bir yaşamın kıyısında bekler. Seninle,gerçeklerin intizamlı duruşunda yalanlar yumağını çözmek için varım.bana gücünü ver. Yaralar değil canı yakan. izin tendeki çirkinliği ve merhemin kabadayı yardım severliği… yaralarını göster ve bana izlerini ver. Günün bütün aynaları beni gösterdi aksinde. Baktıkça seni gördüm. Bana varoluşunun sırrını ver. Gün batımlarında gözümün değdiği yerlere kurul. Senden olma güneşlere kamaşsın bakışım. Bana zamanını ver. Atlardan daha hızlı koş oraya. Soluk soluğa kaldıkça koş… Yarını ertelediğim geçmişin geçmezliğine inat, Vaktinde yetişmek için bana,bir kez olsun yok et geç kalışını ve durmadan koş oraya. Bana verdiklerinle bekliyorum seni. Düşsüz ve sonuna kadar gerçekli bir aşkın içinde… Kuşlara takılmasın ayakların. Takatini zorla ve koş… Oraya… Kent soysuzlarının ,aşk eşkıyalarının,gurur kırmak için hendek kazanların,dokunuşun esrarından acizlerin,kontrol edilmeyen sevilerin,intiharla harlanmayan yaşamların olmadığı oraya…koş… Ben bütün gemileri uğurladım. Gitmeyeceğim. İçilmiş yeminleri kustum şehrin meydanına. Yıldız sağanağına bağır açmış bir yeryüzündeyim. Yazılmış sözleri susuyorum, Konuşarak yazılmamışları siliyorum. Bana hecelerini ver… Yarım kalan öykülerimin noktası olmaktan vazgeç. Bana başlangıçlara yeter hevesini ver. ‘susacak var’ edilen bir yemin,sözle tutulamayan. Bana yüzünden çizgiler ver,gülüşünle belirginleşen ve hiçbir gamzeye yer açmayan. Suya yazılmaktan kurudu kelimeler.
Kaçmaya çalıştığın gerçek, Birgün karşına çıkacak. Ve işte o gün Kaçacak yerin olmayacak. Ben senin varlığını seviyorum, Yokluğunu seviyorum Sana ulaşamadığım dakikalarda. Seni duymayı Seni özlemeyi Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum. Hiç korkmuyorum seni sevmekten. Senin gülüşünü seviyorum. Her bana bakışında Gözlerinede okuduğum o duyguyu Gözlerindeki gözlerimi seviyorum. Gönlünü seviyorum Özünü seviyorum senin Dudaklarındaki sözlerimi seviyorum Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sendeki o sıcaklığı Sana olan uzaklığı seviyorum. Yanaklarından akan göz yaşlarını En çok, dağınık olduğunda saçlarını Beni arayan ellerini seviyorum. Yalnızlığımı seviyorum sebebi sensen Ayrılığını seviyorum, En çok yalnız kaldığımda Beni bulan gönlünü seviyorum. Ben en çok senin bana olan Sevgini seviyorum. İçimden haykırmak geliyor. Dünyaya sığdıramadığım seni Kalbime sığdırmak geliyor. Ağlamak geliyor seni görmezsem Özlemek geçiyor içimden seni Sevmek geçiyor. İçimden sana doğru giden Bin bir türlü yol geçiyor. İçimden sen mutlu olacaksan Ölmek bile geçiyor gülüm. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben yalnızca seni seviyorum, Ne o muhteşem güzelliğin Ne kalbimdeki özelliğin Ne de sevdiğim için değil, Seni yalnızca sen olduğun için, Ruhun için Kalbin için Aklın ve sevgin için seviyorum seni. Ben seni en çok kendim için seviyorum Belki de ilk defa bencil oluşumu Sana borçlu olduğum için. Seni her şey için seviyorum. Ve sahip olmadığım Hiçbir şey için. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her dakika seninle olmayı seviyorum. Gözlerimi her açtığımda Aklıma gelişini seviyorum. Her gece uyumadan önce Seni sevdiğim aklıma gelince Sensiz uyumayı bile seviyorum Uyumadan önce seni düşününce. Ben seni en çok Umutsuzluğumda beni bulduğun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben seni bu şehirde olduğun için değil Benimle aynı toprağa ayak bastığın için Benimle aynı gökyüzünü paylaştığın için seviyorum. Geceleri benim yüzüme vuran ay ışığı Senin de gözlerine vurduğu için seviyorum. Benim kemiklerimi ısıtan yaz güneşi Sana da sıcaklık veriyor diye seviyorum seni. Beş bin yaşındaki bu dünyada Benimle aynı zamanı paylaştığın için seviyorum. Ben seni benimle yaşadığın için Benden hiç gitmediğin için seviyorum Beni hiç terketmediğin için. Ellerini seviyorum tanrıya açıldığında Kalbini seviyorum kapıları açıldığında Ve gözlerini seviyorum Her karşımda kapanıp açıldığında. Bana baktığında İçimde yakaladığın coşkumu seviyorum, Her bana baktığında Seni sevdiğimi hatırlamayı seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her kibrit çaktığımda Alevin içinde seni görmeyi seviyorum. Her sigara yaktığımda Dumanın şeklinde seni görmeyi seviyorum. Her bana baktığında O kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi Yalnızca sen olduğun için hayatımda Kendimi bile seviyorum Sen olunca aklımda. Kalbimi seviyorum seni seviyor diye Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye. Ruhumu seviyorum, senin ruhuna Bu kadar yakın diye. Varlığımı seviyorum, Sırf sana borçlu olduğum için Mutluluğumu seviyorum. Gülümsememi seviyorum seni düşününce Ayakta kalışımı seviyorum sebebi sen olunca Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sana olan sevgimi yazan Kalemimi seviyorum. Senin adını yazdığım kağıdı seviyorum. Sana olan sevgime benzettiğim Her sevgiyi seviyorum. Bana seni hatırlatan herşeyi Sana giden yolları seviyorum. O kadar çok seviyorum ki seni Seni kaybetmek korkusunu bile, İçinde yalnızca, sen olduğun için Sana karşı duyduğum bir duygu olduğu için Korkumun sebebinde sen olduğun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Seni seviyorum.
Kimseye söyleme gidişini, ben söylemedim. Elimde senin siparişin olmayan torbalarla geliyorum eve.. Ağlaya ağlaya öpüyorum yattığın yastığı yorganı Sanki beni az önce yolcu etmişsin gibi çıkıyorum sokaklara.. Üst komşuya hava atarak, bi fiyaka bi görsen.. Ne garip bu insanlar! Bütün mahalle, hatta alttaki bakkal bile seni geçen kasım öldü sanıyor… Ne garip bu insanlar! Hala her sabah bana selam veriliyor.. Sanki yaşıyormuşum gibi.. Ceyhun YILMAZ
seni sensiz yaşamayı düşündüm dün gece yapayalnızdı kimsesiz bir sokak çocuğu gibi sokaklarda kalmış soğuktu içimi titretiyordu bu gece yarısında dedimya sensizliği düşünüyordum ayyaş bir şarapçı gibi köşe başlarında parklarda sızıvermiş ve hayata küsmüştü başıma dünyaların yıkıldığını hissettim diyorumya sadece düşünüyordum ve bu düşünceyle heran daha iyi kavrıyordum sensiz hayatın anlamsızlığını ve her saniye seni daha çok seviyordum belkide güneşin doğmayacağından dünyanın dönmeyeceğinden belkide sensiz karanlığın soğuğundan korkuyordum seni sensiz yaşamayı düşündüm dün gece deliydi ne yaptığını ne yapmak istediğini bilmiyordu karanlıktan yalnızlıktan kaçmaya çalışıyor bir çıkar yol bulamıyordu sefildi sensizlik yoksul ve sefalet içinde bir aileden farksızdı huzursuz mutsuz ve umutsuzdu bütün bunları düşündükten sonra sensiz zenginlikleri mutlulukları sevinçleri düşündüm bir şeye yaramazdı ki sensiz mutlu olmak ki zaten sensiz mutlu olamazdım ki..
seviyorum seni senden habersiz hayalimde tutuyorum ellerini hayalimde geliyorum göz göze hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum ve o gün gelecek biliyorum hep uzaktan seyrediyorum seni en çokta gözlerini her yere bakıpta beni göremeyen gözlerini… oysa sevgimi anlatmak isterdim sana ne kadar büyük olduğunu ne kadar özel olduğunu hani havayı içine çekersin nefes alırsın yaşamak için hani kana kana içersin ya suyu işte öyle birşey… yaşamak vardı seninle bu hayatı aynı duyguları hissetmek vardı akşamdan kalma sohbetleri uzatıp sabahlamak vardı günlerce ama yoksun ki… bekleyeceğim seni ömrüm yettiği kadar son nefesimi verene kadar hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim elbet birgün geleceksin adını koyamadığım sevdam…
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim. Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak Aklıma her geldiğinde ağlayarak
Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar inansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir, Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, Bebek ağladığı kadar bebektir. Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin…
Sevmek bu kadar basit mi ? insan bir kuşu severken , İncitmekten çekinir, Ona sevgisini hissettirir Onu besler,büyütür, Bir emek verir Ama senin için sevgi çok farklı Kadın olsun, güzel olsun, benım olsun
Değil mi ? Yazıklar olsun Senın gibi adam olmaz olsun
Seni gördüğüm güne Senı sevdigim güne Evet dedigim güne LANET OLSUN
Sen ağaçların aptalı Ben insanların Seni kandırır havalar Beni sevdalar Bir ılıman hava esmeye görsün Düşünmeden gelecek karakış.. Acarsın çiçeklerini .. Bense hayra yorarım gördüğüm düşü… Bir güler yüz bir tatlı söz.. Açarım yüreğimi hemen Yemişe durmadan çarpar seni karayel Beni karasevda Hem de bilerek kandırıldığımızı Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza Koş desinler bize şaşkın Sonu gelmese de hiç bir aşkın Açalım yine de çiçeklerimizi Senden yanayım arkadaşım Havanı bulunca aç çiçeklerini Nasıl açıyorsam yüreğimi Belki bu kez kış olmaz Bakarsın sevdan düş olmaz Nasıl vermişsem kendimi son sevdama Vur kendini sen de bu güzel havaya
Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir, Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, Bebek ağladığı kadar bebektir. Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğren,