Mehtap çok güzel Yakamozlar ise Daha farklı bu gece
Kumsal da tek başıma yürüyorum
Bir tek seni almışım yüreğime Yalnız değilim Yüreğimde ki sen eşlik ediyorsun bana Yakamozlar dans ederken denizde Kavalyelik yapıyorsun sende yüreğimde
Martılar çığlık atıyor Kalbimin seni çağırışı gibi Kayalar dalga beklemekte Seni beklediğim gibi Gökyüzü mehtapla eşleşmiş Başka güzel Gözlerin gibi Rüzgar kumları savuruyor Sevdam gibi Uzakta gençler ateş yakmışlar Alev alev Kalbim gibi
Kumsalda tek başıma yürüyorum Yüreğimde ki sen Eşlik ediyorsun bana…
^^^^arkadaslar daha önce paylaşılmamıstır ümidiyle yazıyorum^^
Ve gittin… Öncesini düşünmek istemedigim sonrası ise meçhul bir aşktı yaşadığımız… Ve aşk bitti… Giderken geride bıraktığın,içinden seni de almayı unttuğun bir kalp… Biraz hasarlı,ürkek,bi o kadar da beceriksiz… Seni unutmayı bile beceremedi bu kalp… Aşk bitti… Sensiz uyuyamadığım geceler,karanlıktan korktuğumda çevirdigim numara,sabah kalktıgımda huzur verici sesin yok,gözlerin yok… Dedim ya gittin… Sen gittin gideli bu ilk ve son mektubum sana… Artık seninleyken yazdığım şiir ve mektupları düzeltiyorum ve düzeltecegim… Seni seviyorumları ‘seni ne cok sevdim’ yaptım,meğer ne çok seni seviyorum yazmışım,seni öpüyorumları ‘seni özlüyorum ‘ yaptım… Yaptım da bir ‘seni unuttum’ yapamadım… Seni seviyorumları ‘seni ne cok sevdim’ yaptım,meğer ne çok seni seviyorum yazmışım,seni öpüyorumları ‘seni özlüyorum ‘ yaptım… Yaptım da bir ‘seni unuttum’ yapamadı Sadece bitti dedin… Fazlasına gerek yoktu zaten… Herkes anlamak istediğini anlardı degil mi…??? Ama inan hiçbir şey anlamıyorum… Sana lanetlermi yağdırmalıyım,yoksa yolun açık olsun mu demeliyim…??? Yok bu çok fazla,dilerim Allah’tan bensiz gittiğin hiç bir yol açık olmasın…!!! Sensiz aldığım nefes nefes değilken,bensiz aldığın nefes nefes olmasın… Yok bu da çok fazla… Ben kıyamam ki sana… Ben sadece geride bıraktıgın bu beceriksiz kalp için yalvarıyorum… GEL UNUTTUR BANA SENİ…
Cenap Şehabettin ve Şiirleri Cenap Şahabettin Şiirleri aşk
SENİN İÇİN
Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş, Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş; Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma
Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben; Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi
Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan Ne zaman gençliğini yolda hıraman görsem Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem Toplanır leblerime, bir gece dalgın dursan
Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu Genç eder ufkumu hülyalarımın genç kokusu; Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerde?
Cebhemi varsın o solgun seneler soldursun Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam, Gençliğin böyle benimken kocaman, hiç kocamam Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun
HAKİKAT-I SEVDÂ
Bir şüphe-i hissiyye ile dalgalanır dil; Bir heykel-i gül-rû dikilir kalb üzerinde; İnsan bütün ahzân ü meserrâta muâdil Bir tatlı dönüş hisseder âvâre serinde
Her cevf-i hayâtî, sevilen şeyden ibaret Bir lem’a-i nev, şa’şaasıyla eder ihfâ; Bir berk arkasından ederek ömrü temâşâ Bin müddet için göz kamaşır İşte muhabbet!
Pek boştur o his, lakin o boşlukla dolar dil; Âfâk-ı hayatiyyedeki cevfi o örter; Herkes hep o boşlukta arar bir tutacak yer Pîrâmen-i ömründeki girdâbâ mukâbil
Sevdâya mukabil duyulur rûhta her gâh Bir def-i pey-â-pey ile bir cezb-i pey-â-pey; Bir istiyor insan onu, bir istemiyor, âh Sevmek bile doğmak gibi, ölmek gibi bir şey!
Dedi sana falcı kadın, bunun huyu güzel diye. Dedi para yoktur bunda, hamurunda mutluluk var. Dedi sana dünya güzel, varsa da yüzlerce el. Sevgisinde şüpheler yok, seni sever senden de çok.
Yazma dedin artık bana, kadın dedi yazıl ona. Dedim küsmüş dargın bana, dedi dertli harlı içi. Dedim ana nedir derdi, evlat bekler bugün yarın. Dedi bana üzülme sen, o da seni candan sever.
Dedi kadın sabır size, bekleyin hep metanetle. Okuması yazması yok, aklı senden benden de çok. Gül’ü verdi elimize, oturun der hep diz dize. El âlemden sizlere ne, fayda varsa sizden size.
Torba değil büzesin ki, gözyaşların süzülmesin. Hayat bize dersler verir, falcı dedi sonuncu ders. Dedim falcı kader nedir, dedi senin yanındadır. Dedim falcı alev sarar, dedi bana gönlündedir.
Dedim falcı çare nerde, dedi bana esmerdedir. Dedim falcı esmer nerde, dedi yazan alevdedir. Dedim falcı köz ola ben, söyleyesin kınalıya. Nazım geçer sana sade, sorar ise nazlı yâre.
Dedi falcı, oğlum kör sen; dedim falcı her yer siyah. Dedi baksan dışı siyah, ama dedi içi beyaz. Dedi nazdır kadın evi, mutlu olur düğün günü. Bilemezsin adetleri, hadi dedi önden yürü.
Dedi ona be hey kadın, anla artık yas da adam. Görüntüsü bitmiş ama gönlü gençtir yaşlı adam. Yaşamının tecrübesi, yoktur artık hevesleri. Sever seni deli gönül, yaşayın der kalan ömür.
Falcı ana!
Nerde diye sorar belki, taşı tarif olsun işin. Kalan gülle işaretle, beyaz olsun goncaları. Yazan biri garip adam, çok görmesin Fatiha’yı. Sevdi içi yanaraktan, sulasın göz damlaları.
Kapak Aşk Şiirleri , Aşıklar İçin Kapak Aşk Şiirleri , Sevgililere Kapak Aşk Şiirleri
Kapak Aşk Şiirleri Sevgililere Kapak Aşk Şiirleri
KoLaY DeĞiLdİr SeNi SevİyoRUm DemeK… aSLa DüşünMEden SöyleMeMeK GeREk… Senİ SevİyOruM DeDiySe YüRek… öLenE DeK SözÜnDe DuRMAsı GeReK…
Benim en güzel süsüm; YILDIZ gözüm, HİLAL kaşım, TÜRK bakışım.. Bundan gayrisine ne özenmiş, ne bezenmiş nede inanmışım.
Güzellik sözde ise sözün en güzeli sende Güzellik yüzde ise yüzün en güzeli sende Ama bana göre güzellik KALPTE Kimseye söyleme ama KALBİN de en Güzeli sende…
CeSaretin Varmı GeCeye Kafa Tutmaya, KaranLıĞa Meydan Okumaya. eĞeR VarSa ßenimde Söz’üm Var Gecene, KaranLıĞına Işık oLmaya.. CeSaretin Varmı DikenLi yoLLarı aŞıp Yanımda oLmaya, eĞeR VarSa ßenim de Söz’üm Var O DikenLeri kaLßime ßatırmaya.. CeSaretin Varmı Gökyüzündeki yıLdızLarın ArkaSına ßakmaya… eĞeR VarSa ßenim…de Söz’üm Var ßaktıĞın Her yıLdızın ArkaSına ” Seni Çok SeviyORuM ”…
Ey deli gönül aşk mı istiyorsun.. Yaradan sana Yâr değil mi? Hep soğuk mu geçti ömrün.. Kışın sonu bahar değil mi? Dünya sana neden hoş geldi ki.. Kabir kapısı dar değil mi? Sevgilinin senden istdiğini ne çabuk unuttun böyle.. Ak bir alın bir de Ar değil mi
İstanbul sana susamalı Benim sana susadığım kadar Bu hasret İstanbul’a da koymalı bana koyduğu kadar
Büyüleyici Aşkım dediğim şehirde, Mavi patiska gibi uzanan boğazın, Kıyısına vardım, sabahladım, Seni çok aradım bir tanem, yoktun, Martıların çığlık seslerine karşı, Kadıköy’den kalkan vapurun sesi, Seni aradım, ekmek arası yediğimiz, Balıkçılar rıhtımında sevdiceğim.
Güvertede gözlerime düşen hayalin, Martılara attığımız simitleri, İçimde kıpırtılar vardı sen yokken.
Sanki yanımdaydın, sandım bir ara, Ama yoktun çok bekledim gelmeden, Sen yanımdaydın ama göremiyordum, Sadece suretin, sıcaklığını biliyorum, Deniz, sen, ben, oradaydık aslında, Bir başka güzeldin, güneşin sıcaklığında, Kollarım boynunda geziyorduk sahilde, İstanbul bir başka güzeldi seninle.
Aşkım İstanbul’u, seni o kadar seviyorum, Seni seni ve yine seni belki de daha çok, Seviyorum yanımda olmasan da, Sen aşkım ve her şeyim İstanbul’um.
Acıklı aşk şiiri Ağlatan aşk şiirleri hüzünlü aşk şiirleri
O yağmurlar Yüreğime her değdiğinde acı bir sevda gibi Alı koyardı bizi
Sonra o sessiz türküler başlardı Sen aklıma gelirdin Haliçte bir balık çırpınır Haliçte bin balık ölürdü
Kara-Denizde Oltaya balık takılmıştı Sen çekmiştin oltayı Tıpkı gökyüzünden bir yıldız çeker gibi
Sen aklıma gelmiştendin Kumsalda kum tanesiyken yüreğim Çığlığı sende kalmıştı Bedenime kondurduğun öpücüğün Depreşen bir alev düşmüştü Ağrı-yan yanlarıma Sen aklıma gelmiştin Çekip vurmuştun kendimi
Osman eren
******
Bir gün yolun mezarliga düserse, mezarimi acda bak! Mezarin icinde Tabut, Tabutun icinde Kefen, Kefenin icinde ben, ve benim icimde hala SEN
*****
Ne zaman sığınsam aşka
Yersiz yurtsuz kaldı yüreğim
Böyle bin parçaya bölündüm sonra
Yavaş yavaş azaldım ve bir anda tükendim
Hüznü sevdim yürekten
Hep imkansızken geldi aşk
Ben kimi sevsem sonra
Ağır geldi yaşamak
*****
Bütün gün kırlara bakmışım Başaklarla kımıldanan O bitek yalnızlığa Burnumda gökyüzünün ince kokusu Bütün gün sana bakmışım Derin mırıltılarla ırmağa karışan Çakıntılı gövdene senin Uzanmışım terli toprağa Yanına gözlerinin Çıplak gecelere dokunuyorum Yazın ve düşlerin sıcak kıvrımlarına Denizi başlatıyor dudaklarının tuzu Yüreğim kamaşıyor şavkından Ellerim böğürtlen moru Yorulmaz işçileriyiz aşkın Soluk soluğa ıslak yaylar Ürkek sokulmaların Ormanları uyandırıyor kanımın gürültüsü Başdöndürücü yerlerindeyim dağın Kollarımdan akan ırmak, Sonsuza tamamlanıyorum
****
Gönlümdeki tertemiz duyguları nasıl sidlin bir anda ben seni sevmiştim yıkıp viran ettin beni sonunda her ahşam seni düşünüp ararım ruyamda sen ise zevk sefa dünya malı derdine düşmüssün su tükenip geçmek bilmeyen zamanda içimdeki duygularla oyandın alaylar ettin sen beni neden bir cam gibi kırdında gittin ardında bıraktıgın hayatı yerle bir ettin sen beni düşünme ben artık iflas ettim sanmaki unuttum yaptıklarını sanmakı kapatıp yırttım yapraklarını satır satır yazdım bana oynadıgın yalanlarını sen bir bir başka kollarda gezerken tek başına bıraktın su güzel rol oynadığın yanlız ADAMI
Can Yücel Sevgi Şiirleri, Aşk Şiirleri Can Yücel, Can Yücel’in Sevgi Şiirleri
Can Yücel den Sevgi Şiirleri
Sevgi Duvarı
Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi Dilimizde akşamdan kalma bir küfür Salonlar piyasalar sanat sevicileri Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni Yakanda bir amonyak çiçeği Yalnızlığım benim sidikli kontesim Ne kadar rezil olursak o kadar iyi
Kumkapı meyhanelerine dadandık Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri Çöpcülerin elleriyle okşardım seni Yalnızlığım benim süpürge saçlım Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
Baktım gökte bir kırmızı bir uçak Bol çelik bol yıldız bol insan Bir gece Sevgi Duvarını aştık Dustuğum yer öyle açık seçik ki Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
Can Yücel
SEN SENİ
sen seni seveni görmeyecek kadar körsen seni seven seni sevdiğini söyleyecek kadar gururludur Can Yücel
ANLADIM
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat okuyarak dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını anladım. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş Çok acıttığında anladım.. Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil gerçeği gizlememekmiş marifet Yüreğini avucuma koyduğunda anladım.. ”Sana ihtiyacım var gel ! ” diyebilmekmiş güçlü olmak Sana ”git” dediğimde anladım.. Biri sana ”git” dediğinde ”kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil ”affet beni” diye haykırmak istemekmiş pişman olmak Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur kaybedenlerin acizlerin maskesiymiş Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen beklemez sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş Emek ise vazgeçmeyecek kadar ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş… CAN YUCEL
KÖRÜKÖRÜNE YAŞAMAK
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. “O olmazsa yaşayamam” demeyeceksin. Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın. Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o’nu sevdiğinden. Çok sevmezsen, çok acımazsın. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem. Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini.. Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin değillermiş gibi davranacaksın. Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın. Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın. Çok eşyan olmayacak mesela evinde. Paldır küldür yürüyebileceksin. İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Güneşi, ayı, yıldızları.. Mesela Kuzey Yıldızı, senin yıldızın olacak. “O benim” diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin.. Mesela gökkuşağı senin olacak. İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın. Mesela turuncuya, ya da pembeye. Ya da cennete ait olacaksın. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi hayat. İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak… Can Yücel
SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin Yaşadıklarını Kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin işte budur hayat! işte budur yaşamak Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin Kadar Sevilirsin Can YüCEL
BOŞVER BE YAŞI BAŞI
Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver! Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan, sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver! Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını, gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna. Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda, ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında, bırak aksın yollarına. Yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın. Sen inan yüreğine, hem ona geçmezse kime geçer sözün? Büyü, büyü.. Bak ellerin, ayakların kocaman, aklın da maaşallah yerinde, e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye. Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden, boşver yaşı başı, aşk var mı aşk, sen ondan haber ver!
Takılmışsın yüzündeki, gözündeki çizgilere. O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün, atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü, öl gitsin.. Parayı pulu savurup, bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin, savrul gitsin.. Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim? Aklını al da öyle git, ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vur da git. Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine. O biri de gelir gerçekten istediğin oysa, seveceksen ve öleceksen uğruna.. Yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa..
Yaş 70′e gelse bile, hayat daha bitmemiş, sen mi biteceksin? Çekeceksen bile bayrağı, yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin? Can Yücel
Uzun Sevgi Şiirleri, En güzel Sevgi Şiirleri Uzun, Sevgi Üzerine Şiirler
SEVGİLİYE
Ah o aşk deden duygu Hepimizin yüreğini içten içe yakmıyo mu? Evet yakıyo hemde öle bir yakıyo ki Katlanıyosun o yangına katlanmak zorundasın onu istiyosn
Ben aşık olduğum zaman yanmıyo bu yüreğim her zman Çünki benim yüreğim sevdiğim için yanıyor bir başkasına yanmıyor Ama bu yüreğim ne zman yanar blior musun? Ben seviosam ve onun sevgisni görmüyorsam
İşte o zman yüreğim yanmaz acı çeker ve bu acı giderek büyür Kimse ama kimse dindiremez bu yürekteki acıyı Bunu anca bir tek şey dindire blir Ölüm…Evet ölüm
Ben o kadar çok sevmişken Onun uğruna canımı bile ortaya koymuşken Onun sevmediğini anlarsam aklıma tekşey gelir Ben bunca zaman kimi sevdim?
Kimin için attı bu kalp… Sorarım kendi kendime kimin için yandı bu yürek Son mektubumu bıraktım sana sevgilim Sen bunu okuduğunda ben hayatta olmicam
Seninle başladığım bu hayata Seninle tanıştığım ilk yerde veda ediyorum Ama şunuda bilmeni isterimki Ben seni sevdim ve sevmeyede devam edeceğim.
Sevgi Nedir
Gecenin bir saatinde uykuya inat Ağlayan bebesini emzirmektir sevgi. Bülbülün güle figan edişi, Gülün umursamaz tavrıdır sevgi. Sevgi merhamet demek. Sevgi çile çekmek..
İhtiyacı olana yalvartmadan vermek, Masum bir tebessümdür sevgi. İçi dolu sımsıcak bir bakış, Yumuşak bir dokunuştur sevgi. Sevgi dokunuş demek. Sevgi almadan vermek.
Bir kuşun özgürlüğe kanat çırpışı, Kardelenin inanılmaz çıkışıdır sevgi. Avın avcıya yalvaran bakışı, Tuzaktan salıverilişidir sevgi. Sevgi bedel ödemek. Sevgi acı çekmek.
Derviş Yunus’un kırk yıl of demeden, Tekkeye odun taşıyışıdır sevgi. Yusuf’un kör kuyudaki sabrı, Mısır’a sultan oluşudur sevgi. Sevgi sabırla beklemek, Sevgi istemeyi bilmek.
Hallac-ı Mansur’un Ene’l Hak deyişi, Mevlana’nın Mecusi’ye çağrısıdır sevgi. Çölde kalmışa bir testi su, İdam mahkumunun son arzusudur sevgi. Sevgi ateşten gömlek, Sevgi sehpaya gitmek.
Ferhat’ın aşılmaz denen demir dağı, İnanarak sabırla delişidir sevgi. Mecnun’un Leyla’da kainatı görüşü, Çöle kendini vuruşudur sevgi. Sevgi sırrı keşfetmek, Sevgi emek sarfetmek.
Tomurcuğun patlayıp toprağı zorlayışı, Rüzgarın bulutu taşımasıdır sevgi. Derenin yatağını kendi buluşu, Kıvrım kıvrım akışıdır sevgi. Sevgi çekip gitmek, Sevgi özgürlük demek.
Çaresiz kaldığı anlarda tıbbın, Hastanın Rab’bine yönelişidir sevgi. Çalınmadık kapı bırakmamak, Yelkensizde denize açılmaktır sevgi. Sevgi umut demek, Sevgi beklemeyi bilmek.
Bebeğimsin
Sen bana küsebilir misin bebeğim Hasta olursun göremediğin anlarda Eririm gözlerinde yanar yüreğim Bakışlarını kaçırsan da yakalanırsın gizli bakışlarında
Nasıl ertelersin göz yaşlarını gözümden Kanaryalar kanatırken yaramı bestelerinde Sen ki cansın canansın biricik özümden Baharısın ömrümün içine düşen esintilerinde
Haydi koş kollarıma boşluğumdaki can Yasla başını omuzum özleminle yanar Damladın yüreğime minik bir odayken oldun han Kalk kırdığın bu kalbi gülümseyerek onar
Haydi bebeğim biricik sevdam
BEN SENLE VARIM
Ben seni senden çok uzakta sevdim ben bir yıldızdım evrende sense varlıgımdan habersiz dönen dünya yanındaydım bilki her anında sevincinde de hüznünde de gamında da ama sen bilemezdin bunları asla ve asla içimde kopardıda tufanlar ardı ardına şimşekler çakardı da sen yine aldırmadan dönerdin yanımda bense yalnız seni izlerdim evrenin başıboşluğunda işte benim hayatımın masalı burda geçmişimde sen hayalimde sen ve bilki her anımda yine sen SENSİZLİK ÖLÜM BANA ÜLÜM ACIR SENLEYKEN DESİNLERKİ ECELİNDİR GELEN GELEN SEN OLDA GÜLEREK ÖLEYİM BEN GÜL YÜZÜNE BAKAMAZSAM SON KEZ SARILAMAZSAM ÇIKAR MI Kİ BU CAN BU BEDENDEN bilki bu kalp senin ölesiye sevildin ÇÜNKÜ BİTANEM
Nebatım, şekerim, hazinem, cihanda hiç örselenmemiş, el değmemiş sevgilim. Gönlümdeki Mısır’ın Sultanı, Hazret-i Yusuf’um, varlığımın anlamı,
İstanbul’um, Karaman’ım, Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim. Değerli lal madeninin çıktığı yer olan Bedahşan’ım ve Kıpçağım, Bağdad’ım, Horasan’ım.
Güzel saçlım, yay kaşlım, gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim, hastayım! Eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır, çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin, bana imdad et, ey Müslüman olmayan güzel sevgilim.
Kapında, devamlı olarak seni medhederim, seni överim, sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim. Yüreğim gam ile, gözlerim yaşlarla dolu, ben Muhibbi’yim, sevgi adamıyım, bana bir şeyler oldu, sarhoş gibiyim. Bir hoş hale geldim.
Shakespeare Aşk Şiirleri, Aşk Şiirleri Shakespeare, Shakespeare Şiirleri Aşk
Shakespeare Soneler şiiri SEVGİLİM
Ey sevgilim, nerelerde dolaşıyorsun böyle? Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle. Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline. Uzaklaşma şirin yarim. Yolculuklar ,aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir. Her tanrı kulu bunu bilir.
Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde. Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala, Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah: Öyle ise gel öp beni,genç ve tatlı sevgilim, Ömrü pek azdır gençliğin.
SONE 1
Benzetebilir miyim bir yaz gününe seni? Sen daha sevimlisin, daha sakinsin ondan. Sert rüzgarlar Mayısın narin çiçeklerini. Hırpalar ;Yaz ise pek çabuk geçer…Durmadan! Bazan, kızgın olarak,parlar gözü semanın… Bir karartıyla sık sık söner altın bakışı ; Her güzel,güzelliğini kaybeder: Tabiatın- Sebep olur da bazan bu kararsız akışı!
Fakat senin ebedi yazın hiç sönmeyecek, Dönmeyecek sendeki güzellik bir yalana. Ölüm sana yaklaştı diye, öğünmeyecek:
Sen eşitken ebedi mısralarla zamana Yaşadıkça insanlar, görebildikçe gözler, Seni yaşatmak için yaşayacak bu sözler
SONE 2
Usluluk, usluluk, usluluk, ah, ne güzeldir! Bırak biraz dinlensin bu alevli arzular. En doyumsuz anında bile sevdanın, ey yar Kadın bizi ablaca terkedebilmelidir.
Öpsün yorgun tenimi uykulu okşayışlar, Sıcak soluğun, salınan bakışın bence bir Git, uzun bir öpücüğün tadında değildir Inatçı titreyişler, çılgın kucaklayışlar!
Ama sen haylaz çocuğum, diyorsun ki bana: “Yüreğinde tutkunun boruları çalmada!” Aldırma sen borular bildiği gibi çalsın!
Alnını alnıma koy, ellerini elime Yarın bozsan bile gel andiçelim seninle, Ve ağlayalım sabaha dek, ey küçük çapkın!
Shakespeare den muhteşem bir aşk ve sevgi şiiri daha…
Gün gelip artık bana değer vermez olduğunda, Senin yanında yer alıp kendime karşı çıkacağım, Hor görüp yüz çevirdiğini gördüğüm zaman bana; Haksızlık etsen de, senin hakkını savunacağım. En zayıf yanlarımı en iyi ben bildiğime göre, Çekinmeden açığa vurup arka çıkabilirim sana, Kusurlarımdan hangisi benim için en büyük lekeyse Beni kaybederken büyük şan kazanırsın aynı anda. Üstelik bu işte benim için de kazanç var; Çünkü seven düşüncelerim sana yöneldikçe daima, İster istemez kendime vereceğim zararlar, Sana yarar sağlarken, kat kat yarar getirecek bana. Öyle bağlıyım ki ben sana, öyle ki benim sevgim,
Benim Günahım Aşktır
Benim günahım aşktır, senin erdemin nefret: Sevgi günahtır diye günahımdan nefret bu. Gel, kendi durumunu benimkine kıyas et, Görürsün siteminin ne haksız olduğunu. Haklıysa da, o sözler kızıl süsünü bozan Ve benimkiler kadar bol sahte aşk senedi Düzüp başkalarının yataklarını talan Eden dudaklarından işitilmemeliydi. Seni sevmem yasaldır; bak, seviyorsun sen de: Gözüm sırf sana düşkün, senin gözün onlara; Merhamet yüreğinde kök salıp boy versin de Acımanla hak kazan sana acınanlara. Aramağa kalkarsan kendi gizlediğini Senin kendi örneğin yoksun bırakır seni.
Nazım Hikmet Sevgi Şiiri Nazım Hikmet in sevgi ile ilgili şiirleri
NE GÜZEL ŞEY HATIRLAMAK SENİ
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken…
Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının… İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti… Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti: kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık…
Ne güzel şey hatırlamak seni, yazamak sana dair, hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmek: filanca gün, falanca yerde söylediğin söz, kendisi değil edasındaki dünya…
Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan birşeyler oymalıyım yine: bir çekmece bir yüzük, ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin sütbeyaz maviliğine sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım…
Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinde, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken…
Nazım Hikmet Ran
SEN BENİM SARHOŞLUĞUMSUN
Sen benim sarhoşluğumsun ne ayıldım ne ayılabilirim ne ayılmak isterim başım ağır dizlerim parçalanmış üstüm başım çamur içinde yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
Nazım Hikmet Ran
YİNE SANA DAİR
Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, Sende uzaklığı, Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, Fakat asla ümitsizliği değil…
Yalnızlığın buğusu kapladı gözlerimi, Yokluğunun sitemi akıyor gözlerimden damla damla, İç savaş başladı yüreğimle aramda, Ya seni unutacağım ya unutacağım…
Umutlarda gider bulutlarla uzak şehirlere, Yağmur gibi yağar sensizlik üzerime, Hayallerimde yıldızlarla birlikte karanlığın içinde mahkum, Sensizlik derin bir kuyu dibi olmayan… Karanlığın tek sahibi gecelerde; yağmurlu gecelerde, Ya seni unutacağım yada unutacağım…
Duygularım hapishane aşkım mahkum, Karanlık bir gecede sensizliğe başlar yolculuğum, Ellerimde bir gül yaprağı başımda gardiyan… Her adımda gözyaşı her adımda adın, Ya seni unutacağım yada unutacağım…
Bir ağaç misali dökerim duygularımı kağıda, Bir seni seviyorum yazamadım beyaz sayfaya, Kalem elimde, hayalin gözlerimde hep yazarım seni sitem ile, Karalarım kağıtları seni seviyorum yazayım diye, Her seferinde sitem her seferinde yokluğun, Ne kadar çok uğraştımsa da yazamadım… Ben seni değil, seni unutmaya çalışan beni yazdım şiirlerime, Elbet unutacağım seni, elbet bir gün yazacağım ”seni seviyorum” Alıntı
özlem bitti Sona erdi fırtınalı günlerim Özlem rüzgarları çiçek açtı, gel Doğdu özgürlüğün ısındı içim Özlem taburları çiçek açtı, gel
Özgür ocağında gururum kaynar Serildi yerlere demir kapılar Ayrılık sancısı bitti güzel yar Özlem sabırları çiçek açtı, gel
Kendi öz yurdunda esir olmuştun Esaret altında kalpten solmuştun Yine de doğruyu Hakta bulmuştun Özlem zikirleri çiçek açtı, gel
Soydaşın Türkiye’m sevdalı sana Öz kardeşim gel de kavuş Atana Türk’ün havasını doldur kanına Özlem nefesleri çiçek açtı, gel
Çok şükür güneşi gördü gözlerim Birlik şarkısını söyler sözlerim Ak toprağa secde eder yüzlerim Özlem zincirleri çiçek açtı, gel
Gönderen: enes şimşek
ADINI KOYAMADIĞIM SEVDAM
seviyorum seni senden habersiz hayalimde tutuyorum ellerini hayalimde geliyorum göz göze hep bende seni diyeceğin günü bekliyorum ve o gün gelecek biliyorum hep uzaktan seyrediyorum seni en çokta gözlerini her yere bakıpta beni göremeyen gözlerini… oysa sevgimi anlatmak isterdim sana ne kadar büyük olduğunu ne kadar özel olduğunu hani havayı içine çekersin nefes alırsın yaşamak için hani kana kana içersin ya suyu işte öyle birşey… yaşamak vardı seninle bu hayatı aynı duyguları hissetmek vardı akşamdan kalma sohbetleri uzatıp sabahlamak vardı günlerce ama yoksun ki… bekleyeceğim seni ömrüm yettiği kadar son nefesimi verene kadar hatta daha ötesinde bile bekleyeceğim elbet birgün geleceksin adını koyamadığım sevdam…
Şiir Sevgililer Günü 14 Şubat Sevgililer Günü Şiirleri Sevgililer Günü Şiir ve Sözleri
O kadar güzelsin ki yüzüne bakamıyorum. Titriyor ellerim, ellerini tutamıyorum. Dolanıp sarmak geliyor içimden, saramıyorum. Öylesine bağlanmışım ki, sensiz duramıyorum.
Uykudan uyanınca insanı uyandığına pişman eden, Geri dönmek isteyip de dönemeyince çaresizlikten delirten, Hayatta bir defa görülebilen harika bir rüyasın! Seni çok seviyorum. Sevgiler günümüz kutlu olsun aşkım!
Sevgililer Günü 14 Şubat Şiiri
Bu gün bütün işleri bir tarafa bırak, Önce sevdiğine bir sms ya da mail at, Sonra gül alıp koş sevdiğinin yanına, Çünki, bugün sevgililer günü 14 Şubat…
Ayrılmasın sevenler yettikçe hayat, Ona bir yüzük al, fark etmez kaç karat, Onu ne kadar sevdiğini bir daha anlat, Çünki, bugün sevgililer günü 14 Şubat… Ahhh şu sevilenler, sevenlerin değerini bir anlasa… Niyazi Şentürk
Sevgililer Günü İçin Şiir
Sevgi, el ele tutuşmaktır, Sevgi, göz göze bakışmaktır. Sevgi, bir kelebek, Sevgi, bazen de bir çiçek. Sevgi, hırlaşmak değil paylaşmak, Sevgi, kavga değil aşkla yaklaşmak. Sevgi, yürekte duyulan kıpırtı, Sevgi, gözde görülen pırıltı. Sevgi, yuva sıcağı, Sevgi, ana kucaşı. Sevgi, esirgemek, kollamak, Sevgi, bir yetim saçı okşamak. Sevgi, goncadır, gül olup açılan, Sevgi, şekerdir, dillerden saçılan. Sevgi, çevredir, yeşildir daldır, Sevgi, sohbettir, muhabbettir baldır. Sevgi, gönlü hoş tutan hece, Sevgi, aydınlık, pırıl pırıl gece. Sevgi, var ile yok arası, Sevgi, iki kaşın arası. Sevgi, nimet, aş ekmek, Sevgi, bir türkü, bir gayde çekmek. Sevgi, var olmak, var olanı bilmek, Sevgi, haddini bilmek, kendine gelmek. Sevgi, kul olmak, kulluk etmek, Sevgi, Yaradan’a şükretmek. Sevgililer Günü, bizim için hergün.
Sevgililer Günü Şiiri
Sen sevdiğimsin her anımda aklımda olansın En değerli varlığımsın en başta aşkımsın Varlığımın sebebisin :: Gülüşlerin bana yeter gülüm İkazsızca seviyorum diye biliyorum işte;;; Leyla’yı andırdın bana mecnun misaliyim,, Ey deli yüreğimin dermanı, devası Resimlerin ağlatıyor aşkını ben de
Güller sıralandı aralarında ki tek güzel sen idin Üstüne aşkım yazılı Ne güzelsin sen Üzülme sevdiğimsin sevgilim sevgililer günün kutlu ve benimle olsun…
Sevgililer Günü İle İlgili Şiirler
Gözlerin nehir, Kirpiklerin köprü olsa, Ben üzerinden geçerken ipler kopsa, ve düştüğüm yer dudakların olsa, Sevgililer Gününde bir öpücük borçlusun bana…
14 Şubat Sevgililer Günü Şiiri
Bugün 14 Şubat bazıları için bir büyük heyecan, Bazıları için hüsran. Kimi için sevdiklerine sevgisini paylaşmak için çok, Anlamlı bir gün. Kimi için keşkelerle ya da hayallerle hüzünlü, Anlamsız bir gün. Birde tabiki yeni ayrılanlar ya da bir sene önceki, 14 Şubat’ı arıyanlar ya da sevdiklerine kavuşamayanlar, Belki kalplerinden bir kırmızı gül, Belki sadece gözlerinin içine bakıp: Seni Seviyorum demek isteyenler… Acaba Sen hangisindensin?
Sevgililer Günü Şiirleri
Gönülden sevene günler bitermi, Kutlu olsun Sevgililer gününüz Sevip sevilene, bir gün yetermi, Kutlu olsun sevgililer gününüz.
En güzel hediye seviyorum demek, Sevgi yollarında harcanan emek. Gönülden gönüle sevgiyi vermek Kutlu olsun sevgililer gününüz.
Sevgisizde insan yaşamaz idi, Mecnun Leylasına koşamaz idi. Ferhatda dağları aşamaz idi, Kutlu osun sevgililer gününüz.
Sevene sevgili candan yar ise, Her sevene bir sevgili var ise. Seven, sevilende bahtiyar ise Kutlu olsun sevgililer gününüz.
Özdemir de sevdi, sevecek daha, Sevgiyle coşarak kalkalım şaha. Dünyada sevgiye biçilmez paha, Kutlu olsun sevgililer gününüz.
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz ”Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz”. Çiçekler, çiçekler… Su verdim bu sabah çiçeklere O gülün yüzü gülmüyor sensiz O köklensin diye pencerede suya koyduğun deve tabanı Hepten hüzünlü bu günlerde Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye Masada tabaklar neşesiz Koridor ıssız Banyoda havlular yalnız Mutfak dersen – derbeder ve pis Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş Vantilatör soluksu Halılar tozlu Giysilerim gardropta ve şurda burda Memo’nun oyuncak sepeti uykularda Mavi gece lambası hevessiz Kapı diyor ki açın beni, kapayın beni Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi Radyo desen sessiz Tabure sandalyalardan çekiniyor Küçük oda karanlık ve ıssız Her şey seni bekliyo,r her şey gelmeni İçeri girmeni Senin elinin değmesini Gözünün dokunmasını Ve her şey tekrarlıyor Seni nice sevdiğimi….