Posts Tagged ‘senin’

Etkileyici Şiirler Kısa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Etkileyici Kısa Şiirler
etkileyici şiir
Etkileyici Şiirler

Etkileyici Şiirler Kısa

topladım sevgimi gidiyorum hayatından
hiç bir anı kalmasın geride
sana beni hatırlatan
kırdığın kalbimin parçalarını
yükledim bavullara açmamak üzere
ne bir resim ne bir plak olmalı
sana beni hatırlatan

**

Karlar yağdı üzerime, tipi misali
Buz tuttum,kımıldamaz oldum,dondum
Baharı bekledim zamanla soldum
Kalkmaz oldu karlar üzerimden
Kardelenleri bekledim,açmaz oldular
Umutlarıma kokular saçmaz oldular
Küstün mü kardelenim?
Güneş ısıtmadı mı seni?
Benim gibi darda mısın?
Yoksa sen de çıkmazda mısın?

**
Hayatımdan çıkarttığım ilk ve tek kişisin.
Garip bir ayrılık bu. Birazda zorunlu…
Sevmek yetmiyor işte, Cesaret lazım sevmeye.
ellerinin ellerimde olması yetmez,
Kalbinde gerekiyor bu oyunda.
Ne yazıkkı kaybettin sen bu oyunu
gule gule sevdigim….

**

Elveda deyip hayatından çıkmayı
senin kadar kolay söyleyemedim
arkamı dönüp gitmeyi
senin gibi beceremedim
başka çarem kalmasa da bu aşk için
yaşadıklarıma saygımdan
gözlerine bakarak
dinmeyen fırtınalar ardından
fısıltıyla gelen en sözüm olur ELVEDA

**

Aklım seninle olmaz diyor
bir kez daha üzülmek istemiyor
ömrüm hep seni beklemekle geçti
verilecek son bir şans kalmadı bizim için
yinede kalbimle aklım savaşıyor
yıkıntılar kırık parçalar uçuşurken kalbimde
ben sessizce bekliyorum savaşın galibini
aldığım nefes gibi alışmışken sana
gitmek çok zor olacak biliyorum

**

bugün,eskiye dair ne varsa
atıyorum belleğimden
ve başlıyorum yeniden hayata
hayallerle yaşıyorum artık
tüm kalbimle gerçek olmasını dilediğim hayaller
karşılıksız sevdalara elveda
Hayatımda hiçbir sözcükten
Bu kadar nefret etmedim ben
Ve hiçbir sözcüğü telaffuz etmedim
Bu denli içten
Neden diyeceksin bu nefretin
Sebebi sensin
Evet sen,
Beni keşkelere mahkum eden.
Sen bunun farkında bile değilsin
KEŞKE farkında olabilsen…

**

yürekten dilediğim dileğimsin sen benim
içimde en çok hissettiğim kişisin
belki birleşik yüreklerimiz
belki de bana ait değil senin yüreğin
varsın bana ait olmasın
varsın başkası için çarpsın
sen yine de benim Can’ımsın
kimbilir belki birgün kavuşacağım sana
ya da belki de hep sensiz olacağım
belki ölesiye seveceğiz birbirimizi
belkki de öleceğiz birbirimizsiz…

**

bir tek sözün bağlar beni sana
gel demen yeterli bana
öl desen ölecek kadar
aşığım sana.
bir tek bakışın alıyor beni benden
başka başka diyarlara götürüyor
gittiğim heryer
buram buram aşk kokuyor.
ben bu kadar aşıkken
bir tek hayelimdesin ya sen
işte bu yüzden ölmekteyim ben.

**

gidiyorum bu şehirden
Yarınlarımı seninle yaşadıklarımı …
Her şeyi geride bırakarak
Sensiz gidiyorum…..
Geride sana solmuş bir gül,
Kırılmış bir kalp bırakarak,
Belki de bir daha dönmemek üzere…

**

gitme gitme dur diyemedim
günahım dududaklarımı kapamışken
seni bulduğumuma tanrıya dua ederken
sana söyleyemediğimi artık sende biliyorken
gitme dur gitme diyemedim
böyle olsun istemezdim deken bile
sensizlikk genzimi yakıyor
senden tek kalan sensizliğim
sensizliği kalbimin bedenimle çarpan heryerine
işledim takii bedenimde kalbimin atışları duyulmayana dekk
gitme gitme diyemedim…

**

senınle baslayan yollarda ertelıyorum adımlarımı
oysa adımlarımda hep yalnızdı
onlarda ne yapacgını bılımiyordu
ama ıste dusundum taşındım ve yolarına bır yol daha cızdım
yolun suan sende sen ıse yoksun yokluklar ıcınde
gitmek kalmanın yarısıdır hep bir taraflarını unutursun
oralar sakindir onlarsız oralar zindandır
birbaşına kalmanınsuskunluğunu yediremiyorsan kendine
bizi hatırla ve gülüşün eksik olmasın yüzünden
çünkü şunu unutmaki özlemler hep özlenir

***
Umutlarımı bana bırak.
Yalnızlığımı al götür uzaklara
boşalan yere bir yudum sevgi koy.
Ölümümü bana bırak
sevgilerimi de Ve çocukluğumu
Ve de şiirlerimi de.
Yenilmişliğimi al götür sonzuza
yerine bir direniş koy ucunda zafer olsun…..

Mehmet Akif Ersoyun En Güzel Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Mehmet Akif Ersoy şiirleri
Mehmet Akif Ersoy güzel şiirleri
en güzel Mehmet Akif Ersoy şiirleri


Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak

Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir’
Davransana Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana Sen böyle değildin
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver Kalma yolundan
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez
En korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçaklığı bir, ye’s ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel’un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev’ûd-u Hudâ’dan,
Hüsrâna rıza verme Çalış Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş
Sesler de: ‘Vatan tehlikedeymiş Batıyormuş! ‘
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var
Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
‘İş bitti Sebâtın sonu yoktur! ‘ deme, yılma
Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma

14 Mart 1913

Mehmet Akif Ersoy

Aşık Veysel Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşık Veysel Şiirler
Aşık Veysel Şatıroğlu Şiirleri



AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESİ

Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim

Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boş laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim

Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim

Sensin derdine düştüğüm
Hayal oldu konuştuğum
Her gün yediğim içtiğim
İçerimde ağu benim

Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coştu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim

ANAMA

Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam

Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam

Doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyünde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam

Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam

Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti Anam

Tükenmez borcum var Anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam

Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu öğretti büyüttü Anam

AŞIKLAR

Karadeniz gibi kükrer coşarsa
Dalgası gelince yaman aşıklar
Hırs gelip de ayranlığı şişerse
Kaybeder irade, dümen aşıklar

Ağzına geleni hemen atarlar
Ben aşığım diye çalım satarlar
Haram demez helal demez yutarlar
Bibersiz baharsız çemen aşıklar

Karanlıkta ayna görse ay sanır
Üryada şarap içse mey sanır
Mezarlığa yol uğrasa köy sanır
Gözleri kararmış duman aşıklar

İyi demez kötü demez metheder
Bakarsın ki bir tel kırmış çat eder
Sorsan baksan aşka binmiş at eder
Yorulup yollarda kalan aşıklar

Şehvetle aşıktır kıza geline
Arı olan tuz katar mı balına
Ebrişimden nazik ipek teline
Tadarlar çeşitli yalan aşıklar

Kabını yumaya bulamaz karı
Hind’ten Hindistan’dan bahseder yari
Beğenmez topalı bulamaz körü
İsterler bir kaşı keman aşıklar

Asıl aşıkların arzu cemaldir
Arifler bilirler ehl-i kemaldir
Aşıklar bizlere yüz yıllık yoldur
Koşsak da peşinden hemen aşıklar

Aşıklar çoğaldı sadık az kaldı
Fikreyle ey Veysel ne zaman geldi
Şiirde ne özet ne bir öz kaldı
Savurur denesiz saman aşıklar


BİR KÜÇÜK DÜNYAM VAR İÇİMDE BENİM

Bir küçük dünyam var içimde benim
Mihnetim ziynetim bana kafidir
Görenler dar görür geniştir bana
Sohbetim ülfetim bana kafidir

İstemem dünyanın saltanatını
Süslü giyimini Arap atını
Bilirsem Türklüğüm var kıymetini
Vatanım milletim bana kafidir

İsterdim hayatta düşmanla savaş
Milletime kurban olaydı bu baş
Nasip değil imiş şehitlik kardaş
İmanım niyetim bana kafidir

Dünya geniş olsun ister dar olsun
Yeter ki kalbimde iman var olsun
Her zaman milletim bahtiyar olsun
Rütbemle mesnedim bana kafidir

İçimde beslerim bir büyük ordu
Çiğnesin düşmanı yükseltsin yurdu
Azmi zihniyeti Veysel’in derdi
İşte bu niyetim bana kafidir

BİR DERD EHLİ BULSAM DERDİM SÖYLESEM

Bir derd ehli bulsam derdim söylesem
İyi olmaz derdlerim halim n’olacak
Hekimler derdime derman bulamaz
Bir değil beş değil derd kucak kucak

El vurma yarama yaklaşma kardaş
Derdimi söylesem tükenmez baş baş
İçimde yanıyor tütünsüz ateş
Ceset soba gibi kalbim bir ocak

Aşıklar alemde gülmez dediler
Akar göz yaşlarım silmez dediler
El elin derdini bilmez dediler
Kimler gelip hatırımı soracak.

Katlan bu cefaya sabreyle gönül
Bu dünyanın işi hep böyle gönül
Başından geçeni sen söyle gönül
Neler geldi geç oldu olacak

Veysel’in derdine bulunmaz çare
Etseler vücudun hem pare pare
Bir arzuhal sundum hakiki yare
O yar gelip yaralarım saracak

HAYAL BANA YAKIN

Hayal bana yakın yar bana uzak
Sevdası başıma dolanır gitmez
Aşkına düşeli yar bana uzak
Yüz bin öğüt versen biri kar etmez

Senin aşkın beni kıldı urusvay
Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay
Kabul et kapında beni de kul say
Dost yoluna ölür aşık ar etmez

Ey beni bu derde giriftar eden
Eski muhabbeti kaldırdın neden
Gönül ister kavuşmayı ölmeden
Gül olmasa bülbül ah u zar etmez

Beni yakan yansın aşkın narına
Gönül düştü bir zalimin toruna
Bakmaz mısın bu VEYSEL’in zarına
Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.

BU ALEMİ GÖREN SENSİN

Bu alemi gören sensin
Yok gözünde perde senin
Haksıza yol veren sensin
Yok mu suçun burda senin

Kainatı sen yarattın
Herşeyi yoktan var ettin
Beni çıplak dışar’attın
Cömertliğin nerde senin

Evli misin ergen misin
Eşin yoktur bir sen misin
Çarkı sema nur sen misin
Bu balkıyan nur da senin

Kilisede despot keşiş
İsa Allah’ın oğlu demiş
Meryem Ana neyin imiş
Bu işin var bir de senin.

Kimden korktun da gizlendin
Çok aradın, çok izlendin.
Göster yüzünü çok nazlandın
Yüzün mahrem ferde senin

Binbir ismin bir cismin var
Oğlun, kızın ne hısmın var
Her bir irenkte resmin var
Nerde baksam orda senin

Türlü türlü dillerin var
Ne acaip hallerin var
Ne karanlık yolların var
Sırat köprün nerde senin

Ademi sürdün bakmadın
Cennette de bırakmadın
Şeytanı niçin yakmadın
Cehennemin var da senin

Veysel neden aklın ermez
Uzun kısa dilin durmaz
Eller tutmaz gözler görmez
Bu acaip sır da senin

Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

en güzel Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri
Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri

Beklenen

ne hasta bekler sabahı
ne taze ölüyü mezar
ne de şeytan bir günahı
seni beklediğim kadar

geçti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde gölgeni
gelme artık neye yarar

Kaldırımlar 1-2

1
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum
Yolumun karanlığa saplanan noktasında
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık:
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını, hep simsiyah dikiyor
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandir.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği cocuğum.
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum

Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim,
Örtün, üstüme örtün serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya;
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi…

2
Başını bir emele satan kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle sokakların malısın!
Kurulup üzerine bir tahtırevan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

Bahtın kaldırımlara düştüğü günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var,
Sükût gibi kimsesiz, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var
Onu da ne tarafa olsa götürürsünüz.

Ömrünüz taş olsa da gide gide yorulur,
Bir gün ölüme çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur;
Ne senin anladığın kadar kaldırımları.

Allah Derim

Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!

Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
Allah derim, başka hiçbir şey demem!

Yaktı Canımı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yaktı Canımı

Firkatin ağlattı, gülemedimki,
Vefasız olduğun bilemedimki ,
Bir türlü yadımdan silemedimki,
Ördüğün duvarlar yaktı canımı.

İkimizde şimdi yapa yalnızız,
Ne yazıkki yarım kaldı şarkımız,
Bitkisel hayata geçti aşkımız.
Vurduğun şamarlar yaktı canımı.

Muzdaribim bilki senin yüzünden,
Yoruldum acıdan, gamdan, hüzünden,
Ne olduda öyle, döndün sözünden,
Verdiğin kararlar yaktı canımı.

Yaşantımı zehir ettin sonunda,
Aşkını sevgini sattın sonunda,
Altına imzanı attın sonunda,
Kurduğun pazarlar yaktı canımı.

Coşkun Arslan

okulumuz şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

okulumuz
okulumuz şiiri

her yerden daha güzel,
bizim için burası.
okul sevgili okul,
neşe bilgi yuvası.

güzel kitaplar burada,
bir çok arkadaş burada.
insan nasıl sevinmez,
böyle yerde okurda.

senin çatın altına,
girmez kötü duygular.
bilgi giren yerlede,
kalmaz artık kaygılar.

her yerden daha güzel,
bizim için burası.
okul sevgili okul,
neşe bilgi yuvası

Aşk Duası Sözleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşk Duası Şiir
Güzel Aşk Duası

Rabbim
Bir insan koy kalbime
Ama o insan senin de
sevdigin olsun

Ve bana öyle bir insan sevdir ki
O insanin kalbi Seninle sevisen bir mabed olsun.
Beni öyle bir insanla bulustur ki benden önce
Onunla bulusmus olan sen olasin

Onunla el ele tutustugumuzda
Ikimizin uzerinde Senin elin olsun

Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden sana bakayim

Bana öyle bir sevgili ver ki
O gözler cennete acilan iki pencere olsun

Onunla oyle bir yolda yürüyelim ki
Kilavuzumuz sen olasin ey Rabbim

Oyle bir sevgili verki bana
Ona sarildigimda kainat bize baksin
Birbirine sarilsin

Sevgimiz kurtla kuzulari baristirsin
Bize bakip seytan Adem’e secde etsin
Günah sevap ugruna kendini feda etsin
Olüler birer birer uyansin sevgimizle

Bize öyle bir sevgili ver ki Rabbim!
Sevgimizde Muhammed sevilsin

Oyle sevelimki birbirimizi
Hz. Hatice göklerden bize seslensin
Ve desin ki

Bak ya Muhammed bak su sevgililere onlar bizde… bizde onlardayiz.

Bak Askimiz birkez daha yasaniyor yer yüzünde..
Allah Askimizi öyLe cok seviyorki binlerce insana yasatiyor..

Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin Şiiri
Nazım Hikmet Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin Şiiri Sözleri

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan “Bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?” diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi
halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, “Ama senin için şunu yaptım” derken o, “şunu
yapmadın” diye cevap verecektir. Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
“Peki o ne yaptı” deme. Herkes kendinden sorumludur
aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. “Acılara tutunarak”
yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki…. Epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası….

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…

NAZIM HİKMET

Baba Sevgisi İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Baba İle İlgili Şiirler,

Baba Şiirleri,

BABA

ben artik büyüdüm baba
hata yaptim ama hatami anladim
sen kissan bile, dövsen bile babamsin
senin vurdugun yerde gül biter baba
affet beni baba
bana SEN göz kulak oldun
beni SEN büyüttün
SEN kucagina aldin
SEN sevdin
SEN korudun
benim icin SEN üzüldün
SEN korkdun bana birsey olacak diye
hic bir eksigim yok
herseyim var
cünkü hep sen yanimdasin
bana güc veren sensin
ve seni istemiyerek üzen benim
AFFET BENI BABA

BABA

Sevgisiz çıkarsan hayat yoluna
Dünyada tek başına kalırsın baba
Unutma ki bizler hep biriz
Birlikten güç doğarmış baba

Karanlık yüreğinin efendisi olmuş
Bizi karanlığa neden sokarsın baba
Yüreğin korkuyla beslenir olmuş
Bizi neden korkutursun baba

Neden bu şiddet bu celal
Biz sana ne yaptık ki baba
Her zaman kanımız sana helal
Bizi neden yaraladın ki baba

Bunca yıl umutla bekledik
Umutlarımız acıyla söndü baba
Ufacık gülüşüne bile sevinirdik
Artık bize gülmez oldun baba

Baba şefkati nedir bilmez misin
Bunu neden bize çok görürsün baba
Dayanışma nedir bilmez misin
Neden hiç yanımızda değilsin baba

Baba olmaya hiç çalışmadın
Aldırış bile etmedin baba
Sende alıp başını gidersen bir gün
Kin nefret ayırmasın bizi baba

Baba Sevgisi

Bir baba vardı
Ailesini kollayan
Ailesine yardımcı olan

Bir baba vardı
Sevgiyle
Ailesine baka

İşte bu benim babam
Ailesi sevinçle babaların yanına koşan
Bir baba

BABACIM

BABACIM
SENİ SEVİYORUM
HAYATTA EN KIYMETLİ ŞEYLERDEN BİRİSİN
BENİM İÇİN
EN SEVDİĞİM ÇİÇEK
EN SEVDİĞİN GÜN
VE SEVDİĞİM HERŞEY SENİ İFADE
EDER BANA
CANIM BABAM

Babaya Haykırış

Çocuklar ölene ağlayamazki
Gitme baba diye yalvaramazki
Çocuklar babayı unutamazki
Dönülmez gidişin böylemi baba

Seslensem sesimi duyarmısınki
Ay geçer yıl geçer uyanmassınki
Muhtacım elimi tutamassınki
Dönülmez gidişin böylemi baba

Bir mezar taşına işte baban dediler
Ağladum elime hep resmini verdiler
Sordum çaresi dönülmez dediler
Dönülmez gidişin böylemi baba

Nerdesin Baba

Bu dünyada ne yaşarsam yaşiyim
Ne kadar mutlu olursam oliyim
Hayat tüm isteklerimi versede
Hiç bi sevgi senin yerini tutmuyorki baba

Artık o küçük kızın değilim baba
Büyüdüm
Ama yıllar geçtikçe
Özlemini daha çok büyüttü içimde
Ve benim bu aciz bedenim
Özlemini taşımaya yetmiyor

Çok canım yanıyor baba
Yüreğimin bi yanında sanki koca bi yara var
VVe senden başka hiç kimse
O yaraya merhem olamıyor
Ama sen yoksun

Çoooook uzun zaman oldu seni görmeyeli
Artık rüyalarımada girmiyorsun
Resimlerinde yetmiyorki hasretimi dindirmeye
Sana sarılmak sarılmak sarılmak istiyorum yaa

Affetmek İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Affetmek İle İlgili Şiirler Kısa,

Affetmek Üzerine Şiirler,

Bilemedim

Seni tanıdıktan sonra
Dönüp baktım yalancı maziye
Yaşamamış, yaşanmamış yılları saydım
Ve yandım…
Senin gözlerin kadar
Mazinin boşluğu da yakıyordu içimi
Üç-dört ay geçmişti 19’umu bitireli
Hevestir geçer diyordu
Çevremizin tecrübelileri
Ama geçmiyordu…
Bilmiyordum sonbaharın güzelliğini
Sanki ilk defa yaşıyordum mevsimleri
Yağmur olup yağıyordum yerlere
Işık olup açıyordum gecenin rengini
Ve sen doğuyordun içime güneş gibi
Ayrılık dağının ardından gülüyor
Mutluluk çiçeğini koparıyor
Üstelik pişman olmuyordun
Her ayrılık vakti güldüğün için
Önceleri seni affetmek istemedim
Benim ki aşk mı, yoksa tutku mu
Bunu bir türlü çözemedim
Senin ki dalga mı, avuntu mu
Bir de bunu, bunu bilemedim…

Beni Affet Bebek

Beni affet bebek
Doğuşundan ölümüne kadar karar verdim haksız
Koşup eğlenme hakkını aldım elinden
Belkide öperek uyandıracaktın beni
Affet ne olur, kefensiz oldu ölümün

Beni affet bebek
Baba diyemedin, anne diyemediğin gibi
Nasıl kıydınız diye sorma ne olur
Rüyalarımada gelme yalvarırım
Seni görüp isyan etmekten çok korkuyorum

Beni affet bebek
Ben istemedim gitmeni ama evet dedim
Kime benziyordun acaba annene mi yoksa banamı
Kafamda milyon soru ve gözümde yaş var şimdi
Affetmek zorunda değilsin ama ne olur affet

Affetmek

Yeter artık durup düşündüğün,
İnsan sabrı bir yere kadar!
Nedir yüzünde o gördüğüm?
Nefret bile olamaz o kadar…

İstrsen yalvar ama,
Şunu asla unutma!
Affetmek bana değil,
Yalnız Allah’a mahsustur…

Acımasız!

İnsanlar acımasız,
Hayat acımasız,
Sevdiklerimiz acımasız,
Herkes acımasız…

Affetmek unutuldu,
Kendi derdimize yandık.
Hep biz dedik durmadan.
Akıp giden zamanda…

Hep biz doyalım dedik
Kardeş kavramını unuttuk
Herkes acımasız…
İnsanlar acımasız…

Komik Öğrenci Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Komik Öğrenci Şiirleri Kısa,

Çok Komik Öğrenci Şiirleri,

Notlarım Biçim Biçim
Ölürüm Bir Beş İçin
Hocam Bana Düşmandır
Kopya Çektiğim İçin

Hele Loy Loy Loy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy
Hele Loy Loy Loy
Yine Kladık Sınıfta Oy Oy

Kopya Çektim Sırada
Hoca Geldi O Anda
Tam Bir Beş Alırken
Sıfır Çıktı Karşıma

Hele Loy Loy Loy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy
Hele Loy Loy Loy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy

Hocanın Boynu Kopa
Babamdan Yedim Sopa
Dokuz Zayıf Getirdim
Yine Kaldık Sınıfta

Hele Loy Loy LOy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy
Hele Loy Loy LOy
Yine Kaldık Sınıfta

HOCALARI TAKMADIK
BOŞA GEÇTİ BU SENE
SİZDEN ADAM OLMAZ DESEN DE
ANIL HOCA BİZİ GEÇİRSENE

RESİM DERSİ DEDİN SEVDİRTTİN
GNLÜK DEDİN KAHRETTİN
OLMAMIŞ DEYİP MAHFETTİN
BÖYLE GEÇTİ BU SENE
FATMAGÜL HOCA BİZİ GEÇİRSENE

WHAT İS YOUR NAME? DEDİK
MY NAME İS ALPER. DEDİN
GÜL YÜZÜNLE İNGİLİZCEYİ SEVDİRTTİN
BÖYLE GEÇTİ BU SENE
ALPER HOCA BİZİ GEÇİRSENE

Korkma, bu sınıf toptan kalacak
Sınavlarda hep sana yardımcı olacak
Birler, ikiler karnede parlayacak
Onlar senindir hocam, senin eserindir ancak.

Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı baba
Kahraman evladına bir gül ne bu öfke bu ceza
Olsun senin uğruna bu canım feda
Haklıdır derslerden kalan öğrenci daima.

Ben ezelden beridir ZAYIF aldım zayıf alırım
Hangi hoca bana beş vermiş şaşarım
Ben her gün zayıflarla yatıp kalkarım
Yırtarım karnemi aileme göstermem atarım

Anneanne İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneanne Şiirleri

Anneanne İle İlgili Şiir


ANNEANNE

Sana sevgimi anlatmak biliyorum imkansız
Dünyada imkansız olan bir tek şey bu benim için
Çünkü senin sevgin ölçülmez
Ana yüreğinden fazlaydı senin bana sevgin

Anca bu anlatır senin iyi olduğunu
Hatırlıyorum seninle geçen saatlerimizi
Seni yılan ısıracak diye benim paniğim
O gün senden o tatlı öpücüğü almak hayatımda en güzel anımdı

Ne kızlar ne arabalar ne evler vs…
Bunların hiç biri seni tutamaz anneanne
Çok erken gittin anneanne
Ben daha 9 yaşındaydım

Ben sana doyamadım
O güzel yüzüne doyamadım
Hani sen hasta olduğunda bir yastık almıştık ya…
Sen öldükten beri hep onla yatıyorum

Her akşam yastığa bakarak ağlıyorum
Elimden bir şey gelmiyor dua ediyorum
Senden sonra en sevdiğim şey vatan
Hayatım boyunca onu koruyacağım

15 yaşındayım anneanne
Bir Zonguldak çocuğuyum
Annem hastanede dedeme bakarken
Senin elinde büyüdüm

Senin hakkını ödeyemedim en çok buna yanarım
Delin tutulduğunda benim fotoğrafıma işret etmişin
Biz şehirdeydik anneanne benim fotoğrafımı öpmüşsün
Biz kötü haberi duyunca geldik

Bana bir sarılışın vardı ya onu ben ne annemden ne babamdan aldım
Kimseden de almam beni öperek öldün
Dayım ise son anda yetişti fakat sen ölmüştün
Tabuta baktı ve bayıldı

Bende baktım sana bir kez sanki gülüyordun
Ama ben ağlıyordum
Lütfen geri gel
Anneanne lütfen! ! !

Nasri Aydemir

İyi Günler İlerde Anneanne

iyi günler ilerde anneanne
iyi günler ilerde
bense yirmidört saatlik
günlerdeyim anneanne

rüyalarında senin ne kıyamet kopuyor
ne de bir gül düşüyor dalından
sen böyle istersin bilirim
gülümseyerek anneanne

oysa ne sarışın kızlar
göz kırpıyor esmer delikanlılara
ne de ortadoğu
bir gül bahçesi oluyor

yine de iyi günler
ilerde anneanne
esmerliğimiz
kıyamet herkese

halime bakıp üzülme anneanne
bir bakarsın dayımla beraber
ortak bir iş kurar
belki bir süpermarket açarız

ne dersin, kasada da
muzaffer durur, gülümseyerek
yok yok olur, dandy, pop-corn
ve kalve çorba satarız.

kahrolsun amerika deriz sonra
kahrolsun fransa için ve mançurya
kahrolur biz böyle deyince
devr-i daim düzeniyle dönen dünya

mançurya da kahrolur
niye kahrolacaksa

anneanne, müzmin
başağrılarım artıyor
işte yaşamak bu deyip dostlar
müttefiklere gülümsediğinde

anneanne, ah anneanne
çıkış yok ve bu tereke
rahmetli dedemin yüreğinden
daha eski bir mesele

yüreğimiz bölüştürülemez
iyi günler ilerde

sade ekmeği bildiğimiz
günler geçmişte
ve güzeldi anneanne
şimdi ekmek dile gelse
boğazımızdan geçişine
utandığını söylerdi

iyi günler yok!
iyi günler yok anneanne

kıyamet bize
kıyamet bize
kıyamet bize

kıyam/et bize

Hüseyin Atlansoy


Baldır Yusufum

Annesiz babasız kaynaşamazlar
Torunlar dedesiz oynaşamazlar
Babaanne anneanne paylaşamazlar
Torunlar petekte baldır Yusuf’um

Çok sağlam kurulmuş ailede temel
Elifi doğuran kızınız emel
Ereni unutma onada yönel
Biri çiçek biri güldür Yusuf’um

Büyükbabasına muştuyu verin
Hastaneye varıp emeli görün
Elif yavrunuzu beraber sevin
Tatlı akrabalık baldır Yusuf’um

Allahım beş torun bahşetmiş sana
Beşinide birden bas kucağına
Can kafeste iken sev kana kana
Onlar sazlardaki teldir Yusuf’um

Anneanne torundan alsın muradın
Adınsa Yusuf’tur Başer soyadın
Bundan keri mutlu geçsin hayatın
Sonumuz ahrete yoldur Yusuf’um

Dedelikte göster büyük başarı
Torunlar dünyanın en kutsal varı
Damadı gelini atma dışarı
Kırılır bir başı eldir Yusuf’um

Biraz düşün batın ile zahiri
İnsanların en son topraktır yeri
Yüksele yardım et duyma gahiri
Kitaplar elinde kaldı Yusuf’um

Osman Yüksel

Anneanne

Gökgözlüm…
çok zaman oldu
bana sarılmayalı sen
çok zaman oldu
anneanne
çocukluğumu özledim ben
fındık bahçelerinde
koşarken
ömrümün çoğu daha
önümde dağ gibi
dururken
ve bilmezken
hastalık nedir
yaşlılık nedir
aklım ermezken
hep sen vardin yanimda
yanimda değilsen
hemen ardimda..
bilmezdim çiçekler
ne işe yarar
ben
evelek mantarlari arardim
dört dönerek
bahçelerde
gözüne girmek ve
seni mutlu etmek için
bana
aferin oğlum
demen için
şimdi söyle
niçin
anneanne
ne zaman bir bahçeye
adimimi atsam
buruk olurum ben
o an
bir avucumda
çocukluğum
bir avucumda
ellerin
koşmak isterim
findik bahçelerinden
sana
hernerdeysen…….
Mete Çakır

Benim Çocuklarım Anneanne Diyemediler

Ne büyük eksiklik anneciğim yokluğun.
Benim kızım,oğlum
Seni tanımadılar.
Sarılıp da boynuna anneanne diyemediler.

Ellerini öpüp bayramlarda,harçlık alamadılar.
Masallarını dinleyemediler,
Kucağında,ayağında uyutamadın sen onları,
Senin güzelim yeşil gözlerini görmediler.

Okula gönderip,
Karşılayamadın dönüşlerinde,
Ders çalışmadılar dizinin dibinde.
Senle başbaşa olamadılar gönüllerince.

Anneanne demeyi bilemediler,
Elbette dede de demediler babama,
Mehmet Babam dedeleri idi ve,
Bu duyguyu, bu kelimeyi biliyorlar.

Anneanne diye bildikleri ise,
Yeşil demir bir çerçeve ile sarılmış çepeçevre,
Bir mezar.
Gidilen, eller açılarak dualar edilen,
Bir toprak parçası,
Bir mermer isim levhası.
Bayramlar,özel günler ötesi,
Her dertleşmek istenildiğinde gidilen,
Bir ömür törpüsü.

Hep soruyorlar anneciğim seni,
Hep anlatıyorum,
Pelinsu biliyor,bu sohbetin sonunun gözyaşı ile biteceğini,
Anlatırken beraber yaptıklarımızı,
Sohbetlerimizi,
Kısacık ömründe bana kattıklarını,
Vefa, sadakat, çalışkanlık, dürüstlük,
Sevgi doyasıya coşkulu,heyecanlı,mutlu,
Sahiplenme,kıskanma,paylaşmama,
Dinliyor koskoca iri gözlerle,
Uykuya dalarken koynumda,
Sana dualar okuyor annem.

Bak yine anneler günü,
Anneanne günü geldi çocuklarımın.
Pazar günü ellerimizde çiçeklerle sana geleceğiz.
Akıllarında kalan hep bu günler olacak sana dair.
Fotoğraflar,ve bu toprak parçası.
Anneanne demeyi öğrenemeyecekler belki
Bu eksik hiç kapanmayacak,
Ama anneciğim seni asla unutmayacaklar.
Hep getireceğim sana onları.
Seslerini duyacaksın sarılamasanda,
Göreceksin yüzlerini.
Küçücük elleriyle dualar okuyacak,
Gözlerinde yaşlarla
Anneanneciğim anneler günün kutlu olsun diyecekler.
Günün kutlu olsun bir tanem.
Allahısmarladık.

Aynur Meydan

Anneanne Evi

Resmim çerçevede
Evin baş köşesinde…
Sevilmek, şımartılmak
Zirvelerde…
Bahçe kapısından girerken daha
Akşamsefaları,
Pencerenin önündeki saksılarda
Sardunyalar, karanfiller, güller…
Ama asıl ben gelince
Açar bu evde güller…
Mutluluk ben demek…
Her şey benim içindir zaten:
Ne istesem önüme serilir,
Sütlaç ister canım,
Hemen sakızlısı pişirilir…
Portakal, mandalina, elma
Dilim dilim,
Zorla ağzıma verilir…
Tuttuğum yarım oruçlar için
Para da ödenir…
Hiç aç kalmadığım,
Hiç üşümediğim,
Hiç azarlanmadığım ev…
Anneanne evi…
Çocukluğumun en güzel evi,
Hep özlemle beklendiğim ev,
Anılarımın burcu burcu koktuğu,
Özlemlerimin yüzüme güldüğü ev…

Anneanne evi
Çocuk ruhumun süzme sevgileri…

Mahmut Mustafa Kılınçer

19 Mayıs En Güzel Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

En Güzel 19 Mayıs Şiirleri,

19 Mayıs Şiirleri,

19 Mayıs

Samsun’da o gün doğdu
Türk’ün eşsiz güneşi,
Arasalar bulunmaz
Dünyada onun eşi.

Bütün yurt inliyordu,
Vatan gidiyor diye.
O sanki Türk yurduna
Gökten geldi hediye.

Samsun, Sivas demedi
Bütün yurdu dolaştı,
Türk’ün bu öz evlâdı
Vatanla kucaklaştı.

Bin dokuz yüz on dokuz
Türk’ün temel taşıdır.
Ardından gelen savaş
İstiklâl Savaşı’dır.

Temiz Türk gençliğine
Armağan olsun diye
Bu büyük ve şanlı gün
Bırakıldı hediye.

19 MAYIS

Yol aldın hırçın Karadeniz’de
Umuda ve geleceğe doğru
İnandı sana Türk milleti
Ve uyandı derin uykusundan
İşte bak! geliyor ardından

Başlattığın bir savaştı
Esaretten özgürlüğe,
Karanlıktan aydınlığa ve…

Bir sözün yetti,
İnançla doldu yürekler
Adımlar uygun adım
Yürüyüş başladı Samsun’dan

19 Mayıslar kutlanıyor, kutlanacak
Atam, bu yürüyüş hiç durmayacak

19 MAYIS

Bir gemi açıldı Bandırma’dan Anadolu’ya,
Bir haber salındı Samsun’a, Bolu’ya,
Afyon’a, Sakarya’ya, bozkır içinde Kulu’ya,
Bağımsızlık meşalesi tutuşturuldu 19 Mayıs’ta.

Sömürüye, gericiliğe dur denildi,
Topraklarımıza göz koyanlar bir bir yenildi,
Demreler, Çanakkaleler, nice şehit erler anıldı,
Mustafa Kemal Samsuna çıktı 19. Mayıs’ta.

Savaştan bezmiş millet yine haykırdı çoştu,
Mehmetiyle birlikte ana, bacı cepheye koştu,
Zalim düşman meydanlarda yenildi şaştı,
Türk milleti tarihe haykırdı 19 Mayıs’ta.

Doğudan batıya birer ağ örüldü,
Sana yapılan haksızlık, zulüm görüldü,
Bunca kahpeye bir bir hesap soruldu,
Kurtuluş savaşına adım atıldı 19. Mayıs’ta.

Mustafa Kemal gerçek yolu çizdi
Türkiye’nin yarınlarını bir bir sezdi
Tarih onu altın harflerle yazdı
Açılan yaralara su serpildi 19 Mayıs’ta

Bağrı yanık yağız yüzlü erler,
Özgürlük uğruna koyuyordu serler,
Buna cihanda görülmemiş olay derler,
Türk yeniden şahlanmıştı 19 Mayıs’ta.

Porsuk’ta, Sakarya’da su kanlı aktı,
9 Eylül, İzmir’de düşmanı denize döktü,
Türk genci senin eşin, emsalin yoktu,
Yıktın engeli, aştın dağları 19. Mayıs’ta.

Bir devir battı, bir güneş doğdu,
Tüm milleti neşe, sevinç boğdu,
Haksızı haklı yine kovdu,
Biz barışı kurduk 19. Mayıs’ta

Atam; emaneti senden aldı Türk genci,
Kendin eşsizsin, her sözün inci,
Tüm dünyaya sen verdin bu bilinci,
Cehalete karşı and içtik 19 Mayıs’ta.

Kemalist Türkiye’yi kurduk Anadolu’da,
Atatürkçülük’tü uygarlığa giden yoluta,
Bizim için yalandı, sağıda, soluda,
Biz yeniden uyandık 19 Mayıs’ta.

Ey Türk genci! bu gün senin günün,
Sen yaptığın işle hep öğün,
Türk evladısın yoktur senin sonun,
Sonsuzluğa el uzattın 19 Mayıs’ta.

Ondokuz Mayıs

Özgürlüğünün sevdası, yakıp dururken onu,
Dehası cesareti getirdi mutlu sonu.
Yeniden hayat verdi, yorulmuş bedenlere,
Sönmez bir ışık ordu ardından gidenlere.

Küçücük bir adımla değişti kaderimiz,
Mutluluğa dönüştü, bitmeyen kederimiz.
Taşıyorken Atayı Bandırma bir gururla,
Korkunç bir savaş verdi denizde dalgalarla.

O masmavi gözleri dalarken ufuklara,
Çoktan yelken açmıştı, gemisi umutlara.
Ardı sıra bir avuç, yürekli vatansever,
Kimisi gür silahlı kimisi dua eder.

Yürek yürek birleşti tek vücut oldu millet,
Elbet böyle olacak yakışmaz bize zillet.
Adım adım hedefe, yürürken kutsal birlik,
Toplandı Anadolu, yeniden doğdu dirlik.

İstiklal savaşımız, işte o gün başladı,
Silahtan yoksun ordu dağda taşta kışladı.
Gece gündüz demeden, kutsal savaşımızda,
Birer birer yok oldu haçlılar karşımızda.

Zafer ancak kendine inanlara koşar,
Kendisine güvenen, aşılmaz dağlar aşar.
İşte böyle sevdayla kucaklandı hürriyet,
Gazi ve şehitlere kuruldu Cumhuriyet.

Ey büyük Türk gençliği! emanet artık sende,
Onu koruyacaksın can durdukça bedende.
Dik durun, çok çalışın, onlarla gururlanın,
Tüm dünya devleriyle, yarışa hazırlanın.


19 MAYIS

Gençlik şölenimiz var,
Yurdumun dört bucağında.
Meşaleler yanıyor,bandırma vapurunda.
Güneş doğuyor,o güzelim Samsun’un ocağında…

Denizler artık dar geliyor,
Zalim düşmanların yaptıkları,ar geliyor.
Bakın; bakın enginlere,
Mustafa Kemal’imiz geliyor…

Yeşeriyor artık umutlarımız,
Şenleniyor artık otağımız evimiz.
Bakın; bakın,enginlere…
Mustafa Kemal’imiz geliyor

19 MAYIS

Coşuyor Karadeniz,
Çarpıyor yüreğimiz,
Açıldı Türk’ün önü,
Bekliyor Ata’yı
19 Mayıs günü.

Ata’m Samsun’a çıktı,
Yumruklarını sıktı,
Kurtuluşa hız oldu.
Savaştı içte, dışta,
Dünyaya yıldız oldu.

Samsun’a Yolculuk

Samsun toprağında bir büyük lider
Limana yanaştı yaşlı gemiyle
Millete bir ümit millete önder
Çıkmıştı karaya tüm heybetiyle

Umut taşımıştı yaşlı gemiyle
Yürekler dolusu Anadolu’ya
Yürüdü vakarla tüm görkemiyle
Yeniden hayat verdi yorgun orduya

Samsun böyle bir gün hiç görmemişti
Altın harfler ile yazdı tarihe
Böylesi bir yiğit hiç girmemişti
Yetmez kelimeler sığmaz tarife

Vatana sevdalı bayrağa âşık
Yiğitler toplandı ayak izinde.
Doğmuştu Samsun’a en parlak ışık,
Bulunmaz böylesi tüm yeryüzünde.

Anlaşıldı artık aşkın kuvveti,
Yürüdü ardından sormadı niçin.
Asaletli kandan Türkün kudreti,
Yarıştı vatana can vermek için.

Kazım Karabekir ve Fevzi Paşa,
Sırt sırta Ataya destek verdiler.
Böylesi başlandı kutlu uğraşa,
Dünyaya yiğitlik dersi verdiler.

19 MAYIS

19 Mayıs günü,
Yaşıyor kalbimizde,
Atatürk güneş gibi,
Her zaman içimizde.

Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan Türk gençleri.

Ülkü verir, hız verir.
Bize 19 Mayıs.
Yurdumuzu kurtaran,
Ata’yı unutmayız.

Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan TÜRK GENÇLERİ

19 MAYIS GENÇLİK MARŞI

Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…

Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…

Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı…
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.

19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…

3 Kıtalık Anne Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneler günü Şiirleri 3 Kıtalık

Üç Kıtalık Anne Şiirleri

ANNE

Annemi ben çok severim,
Melek annem, güzel annem,
Üzülmesin sakın derim
Melek annem, güzel annem.

İyi doğru sözler onda,
Şefkat dolu gözler onda,
Sevgi, ışık var yolunda,
Melek annem, güzel annem.

Anne yüzü ne asil yüz,
Anne gözü ne derin göz,
Anne özü, pırlanta öz,
Melek annem, güzel annem.

ANNEM

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

Anneciğim
Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!..

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan

Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan

İbrahim Şimşek

ANNE SEVGİSİ

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY

Anam

Sen yoksun,martılar uçmuyor anam
Tek bir kul kapımı açmıyor anam
Yıllanmış şaraba döndü gözyaşım
Kimseler bir yudum içmiyor anam

Talihim olsaydı doğmazdım anam
Çorak gönüllerde solmazdım anam
Gözlerin zamansız kapanmasaydı
Böyle tek başıma kalmazdım anam

Kabrinde bırakıp gidemiyorum
Hoşça kal,elveda diyemiyorum
Bu nasıl ayrılık bilemiyorum
Ne olur yanına al canım anam

Tuncer Önal

Anneler Günü

Anneciğim bugün sen dur,
Ben bakayım sana n’olur..
Ne istersen pişireyim,
Evi silip devşireyim.

Ben doldurdum aklarını,
Ödeyemem haklarını.
Bugün senin günün anne,
Bak kendini yordun gene.

Canım kadar sevdiğim kim
Benim canım anneciğim.
Canım kadar sevdiğim kim?
Benim canım anneciğim.

ANACIĞIM
Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi
Anne sevgisi.
Artık ben de bir anayım.
Anam seni dünden daha çok seviyorum!
Çocukluğumda dua ederdim Allah’a
Anam ölmesin diye.
Tanrım kabul etti dualarımı,
Göstermedi bana senin acını.
Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’
Ne alsam sana yetmez,
Senin hakkın ödenmez!
Sana duygularımdan bir demet.
Anneler günün kutlu olsun.
Ellerinden öptüm, canım anacığım!

Nuray Zaralı

Anneler Günü

Anneciğim bugün sen dur,
Ben bakayım sana n’olur
Ne istersen pişireyim,
Evi silip devşireyim

Ben doldurdum aklarını,
Ödeyemem haklarını
Bugün senin günün anne,
Bak kendini yordun gene

Canım kadar sevdiğim kim
Benim canım anneciğim
Canım kadar sevdiğim kim?
Benim canım anneciğim

Hüseyin KALABA

Anneler Günü En Güzel Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneler Günü Güzel Şiirler

Anneler Gününe Özel Güzel Şiirler

Anneciğim

Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım ÇALAPALA

Annem Tek Varlığım

Ey şefkati bol varlığım,
Sayende olmaz darlığım,
Türkiye’m ve uygarlığım,
Anam benim, şefkat selim.

Ninnilerle hep uyutan,
Sevgisi kalbimde yatan,
Bana çok meziyet katan,
Anam benim tek varlığım.

Hakkı ÇEBİ

Annem

Sen olmasaydın annem;
Ne doğar, ne yaşardım
Senin şefkatinle ben
Büyümeyi başardım.

Üzerime titrersin,
Korursun kanadınla
Canıma can katarsın
Sen annelik adınla.

Sana neler borçludur,
Düşün bir evlat anne!
Kan veren, can verensin,
Ya benim verdiğim ne?

Sana candan sevgimi,
Saygımı sunacağım,
Bu gün tüm anneleri
Minnetle anacağım.

Vefa ÇAĞAN

Anne

Ağaç olsan
Dal olurum anne
Yaprak olurum
Sana gelirim

Deniz olsan
Sel olurum anne
Irmak olurum
Sana gelirim

Bahçe olsan
Gül olurum anne
Toprak olurum
Sana gelirim

Güneş olsan
Yol olurum anne
Bayrak olurum
Sana gelirim

Anamı Arıyorum
Senden ayrı senden uzak
Yersiz göksüz gibiyim
Hem analı hem babalı
Hem öksüz gibiyim

Uzanmış aramıza
Uçsuz bucaksız gurbet
Bir ucunda sıla var
Öbür ucunda ekmek

Bütün analar ağıt şimdi
Bütün ağıtlar ana
Ya beni de al gurbet
Ya anamı ver bana

Hem kova hem kuyuyum
Yorgun bir halk suyuyum
Sen bana nenni söyle
Ben dizinde uyuyum

Ali YÜCE

ANNEM

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H. Latif SARIYÜCE

Anacığım

Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi
Anne sevgisi.
Artık ben de bir anayım.
Anam seni dünden daha çok seviyorum!
Çocukluğumda dua ederdim Allah’a
Anam ölmesin diye.
Tanrım kabul etti dualarımı,
Göstermedi bana senin acını.
Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’
Ne alsam sana yetmez,
Senin hakkın ödenmez!
Sana duygularımdan bir demet.
Anneler günün kutlu olsun.
Ellerinden öptüm,canım anacığım!

Nuray (Kahveci)ZARALI

Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY

ANNELER GÜNÜ


Anneme ve bütün annelere

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Kaç geceler bana ninni söylerdi
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Uzun kış geceleri masal masaldı
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi
Sokağa çıkarken Yavrucuğum üşütme derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım
Selam sana Anneler Günü İstanbul’dan
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar Oğuzcan

Anneme Şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneme Şiirler

Anne Şiirleri

Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana,
Sensiz bana kan veren
Sensiz bana can veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler,
Neler söyledin neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana,
Göremeyince seni
Kucaklarım gölgeni

MEHMET Necati ÖNGAY

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatır mısın bana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne çöl misali susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne alsam seni taşısam yüreğimde lime lime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan Manisa

Annem

Sensin,bana yürümeyi öğreten,
Sütümü içtiren.
Küçüklüğümde beni seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni kucağında taşıyan,
Uyutan
Hep seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni seven,
Gezdiren.
Benimle sır paylaşan,
Sensin,benim canım annem.

Sümeyye Bezgin

ANNE

Anneciğim anneciğim,
Öldü babam.
İkimiz kaldık,
Birde kız kardeşim MAKBULE

Üç aileyiz şimdi,
Kardeşim ve sana bakmak,
Benim görevim.
Anne sevdim seni,
Her zaman sevdim seni.

fehmi Soyocak

Anne Bak Üşüyorum

Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Ellerin nerde anne
Yalnız gecelerimde
Sokulduğum göğsün
Ve içimde gülümseyen
Yüzün nerde
Nerde anne
Rüyalarımın en güzel yanı
Yalnızlığım anne
Sensizliğim nerde
Neden ellerin donmuş
Neden gözlerin ölmüş
Fakat sen kimsin
Anne sen kimsin
Anne neredesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Şeker karamela istemiyorum
Çizgi film oyuncak istemiyorum
Anne sana geliyorum
Fakat ellerin donmuş
Fakat gözlerin ölmüş
Anne sen kimsin
Anne nerdesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Korkuyorum
Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Bu yaldızlar
Bu yapma kuşlar
Bu yalancı memeler
Bu naylon bebekler
Düşümde bir dağ görüyorum
Üstünde çiçekler
Anne bak ölüyorum
Anne ölüyorum
Anne
Ölüyorum

Özlem Özbek

canım annem

annelerin özlüsü
tatlı dilli şen sözlüsü
güler yüzlü,gül yüzlüsü
benim annem,benim annem

ben ağlasam oda ağlar
ciğerini ateş dağlar
hayatını bana bağlar
benim annem, benim annem

açar bana kanadını
melek koydum ben adını
varlığımın tek kadını
benim annem, benim annem

Büşra ergun

Yaşamak Güzeldir Anne

Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yasamak güzeldir anne
Yasamak senin için
Yasamak güzeldir anne
Yasamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var

Yusuf Hayaloğlu

MELEK ANNEM

Beni seven melek annem,
Annelerin en güzeli,
9 ay taşırsın sabırla,
Benim melek annem.

Düşünür bela gelmesin diye,
Seversin okşarsın
İyilik olsun üstünde diye
Sensin,benim güzel annem.

Kalbim, canım bağlı sana,
Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün!

Her yerde sahip çıkarsın
Kötülük gelmesin beklersin
Bir kötü şey olmasın diye
Seversin okşarsın bakarsın bana

Mesut bir gün yaşayalım
Her gün bizler için anneler günü
Alalım çiçeklerimizi dökelim, yollarına
Sevindirelim bizi seven annelerimizi…


Anacığım

Anneme ve bütün annelere

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Kaç geceler bana ninni söylerdi,
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen,
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Uzun kış geceleri masal masaldı.
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar,
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı.
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi .
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım.
Selam sana Kadınlar Günü İstanbul’dan.
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Anneme Mektup

Minicik bir bebektim, büyüttün anne
Küçücük bir fidandım, yeşerttin anne
Mekteplerde okuttun, eğittin anne
Gözlerin hiç açıkta kalmasın anne

Hayat çok zor olsa da ne yazar anne
Gözyaşın rahmetiyle ferahım anne
Meşakkatli çileli anımda anne
Duaların yanımda bilesin anne

Kimi görsem annesi yanında anne
İşte o zaman bağrım dağlanır anne
Tek güçlüğüm ayrılık yanarım anne
Geceler sessiz sensiz ağlarım anne

Ömür su gibi hızla akıyor anne
Ak düştü saça vade bitiyor anne
Ak alınla başı dik evladın anne
Ak atla bir gün gelir yanına anne

Nizamettin Korucu

Anne

Bir çift göz dünyaya merhaba derken
Bir diğeri elveda demişti.
Son nefesini verirken hayata
İlk ve son kez kızım demişti
Minicik dudaklarımla diyemedim, diyemedim ANNE.
Bebekler süt kokarmış
Ak göğsüne sokulup sinmedi kokun tenime Ben hiç süt kokmadım ANNE
Boş sanılan bakışlarla hep seni ararken,
Gözlerin gözlerime hiç değmedi ANNE.
Bebektim
Her gece masal diye dinledim seni
Omuzlarına dökülen saçlarını okşarmış babam.
İkinizi bir arada hiç görmedim ben.
Bir kez olsun ne sensiz,
Ne de gözyaşlarımsız uyumadım ANNE.
Melekler aldı dediler anneni.
Melekleri hep güzel anlattılar,
Oysa ben onları hiç sevmedim ANNE.
Bugün saçlarımı annem ördü,
Ayakkabılarımı annem aldı,
Annemle sinemaya gittik
Ben bu sözleri hiç diyemedim ,
Mutluluğu nasıl bilemedim ANNE.
Ağlardım
Bembeyaz karlar yağardı kara kışıma
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşüyen ellerimi sıcağında ısıtamaz,
Sokulup göğsüne nazlanamazdım ANNE.
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşürdüm
Her bahar gül ekerdim sana
Tenin gül kokarmış.
Ne filizlenirdi o gül,ne de sen kokardı.
Baharlar hiç olmadı mevsimimde,
Kokunu hiç bilmedim ANNE.
Bir baharım vardı!
Solmuş yapraklar gibi öksüz,
Dalından ayrılıp düşmüş,kimsesiz
Oysa ben bir yaprak misali,
Kollarında kalamadım ANNE.
Sende filizlenip , sende solamadım ANNE.
Bir baharım vardı!
Adsız
Ne bir kez olsun nazlanabildim sana,
Nede canım yandığında anne diye ağlayabildim
Ne anne diyebildim sana doyasıya,
Nede susabildim
Ne yaşayabildim sensiz,nede ölebildim
Sana ANNE diyebilmek için ölmeliydim ANNE.

Oya Ramazanoğlu

Anne Sevmek

Annesini sevmeyenin,
İşi düzgün gitmez yavrum!
Duasnı almayanın,
Dertleri hiç bitmez yavrum.

Anne ahı yerde kalmaz,
İyi çocuk onu almaz,
Ağaç olsan meyven olmaz,
Dalinda kuş ötmez yavrum!

Seviyorsan anneni sen,
Öpüyorsan ellerinden,
Gündüz gibi olur gecen,
Güneşin hiç batmaz yavrum!

Bana hak ver düşünde bir,
Akşama dek peşindedir,
Uyurken de düşündedir,
Senden önce yatmaz yavrum!

Nefesi en güzel nefes,
Onun sesi en tatlı ses,
Sana karşı hile bilmez,
Sütüne su katmaz yavrum!

Beyza Ünal

Anne

Anne yine yanlızım sensiz geçen akşamlarda
Seni arar dururum hasret dolu sabahlarda
Özlemin yakıyor,mutlu olmayan kollarda
Kimsesiz yavrunu duysana Anne…

Anne Anne ölüyorum
Anne Anne gülemiyorum
Anne Anne gelemiyorum
Affet beni çok yanlızım

Anne senin derdin beni Deli etti
Yanlız geçen gecelerim sanma ki mutlu etti
Gurbet elde geziyorum, DERBEDER hasret yetti
Sensiz geçen günlerimde gelsene Anne…

Anne Anne seni çok seviyorum
Anne Anne sensiz sanma gülüyorum…

Kenan Kerim Yavuz

Canım Anam

Yoksun yine yanımda canım anam
Ben senden başka kime sevdalanam
Derdimi mutluluğumu kimlere anlatam
Özledim seni gül kokulu anam

Gece karanlıktan korkarım ben ana
Olsaydın yanımda sarılırdım doya doya
Yoksun yanımda yoksun sabahımda
Hasreti burnumda tüten anam

Yokluğun öyle zor öyle çekilmezki
Avutmaz hiç kimse sana sevdalı yüreğimi
Kavuşmak için sana beklerim azraili
Şefkati yüreğimde bitmeyen anam

Ağladım yine bu gün mezarın başında
Yalvardım Allah’a benide alsın yanına
Seni emanet ettim Yüce Yaradanıma
Kokusu burnumdan gitmeyen anam

Yazan: Arif Arifoğulları

Canım Annem

Annem canım annem güzel annem
Sen güzelsin dünya kadar
Canımsın benim
Ne olur gitme anne ne olur

Elimi tut anne ne olur bırakma
Hep yanında olmak istiyorum
Ana kucağı gibisi yok
Canım annem

ZEYNEP ÖZEL

Ya sen anne

YA SEN ANNE
Yokluğunu yazmak istemezdim,
Yaşayarak hissederek daha anlamlımı olacak dı anne!
Sana yakın,sana uzak yüreğimi yazıyorum,ebruli kağıtlara anne,
Hani nerdesin!
Dağ gibi yüreğin,
Sıkıca tutacak güçlü ellerin,
Ben hiç seni tanıdım mı anne,
Biliyor muyum seni,

Gittiğin gün babamın gömlek düğmelerinden bir kaçı kopmuştu,
Anne,
Hatırlıyorum o günü!
Acıdan mış anne,
Yoksa sen sağlamlamışsın o düğmeleri,
Göğsümde babamın gözyaşlarıyla gittim okula,
Okul mu neden anne!
En azından bir günlük yokluğun fark edilmesin diye,
Ya sonra anne yoksun,
Sonraları da hep gittim okula,
Yatağımda,yollarda,kıyafetlerimde yoktun,
Saçlarımda,gözlerimde,ellerimde yoktun anne,
Hissettim mi ben seni,
Yada sen beni anne,
Hep diyorlar ki,
‘Ana kokusu’
O nedir anne,
Ben senin,
Sen benim kokumu biliyor musun ki anne,
Ben bir çok kokuyu biliyorum anne,
Bir seni bilmiyorum,
Sen nasıl bir kokusun anne?
Özledim seni diyemiyorum,
Seni özlemek nedir bilmiyorum anne,
Ağlamak isterdim anne,
Ağladım da ama neye bilmiyorum,
Yokluğuna mı,seni hiç bilmediğime mi neye bilmiyorum anne,

Senin gülüşün farklımıdır anne,ya sesin,
Ya dokunuşun anne,
Biliyor musun,bilmiyorum!
Şefkat diyorlar lar anne,
Senin şefkatin nedir?
Ben biliyor muyum,ya sen biliyor musun anne,
Bende kaldı mı birkaç kırıntı şefkatinden anne,
Ya benim sende,
Seni hayallerde çizmek istemedim anne,
Çok mükemmel hayallerim olmuyor nedense,
Yakıştıramıyorum hiçbir çizgimi sana anne,
Ya sen anne,
Beni çizebilir misin?
Keşke bütünleyebilsem seni anne,
Çocukluğum dan kalan birkaç eserin var bende,
Ya gerisi anne,
Sen bütünleye bilir misin beni anne,
‘Annenin dizleri’ derler,
Senin dizlerin neyden anne?
Ben biliyor muyum dizlerini, Bilmek isterdim uyudum mu hiç dizlerinde anne,
Sarılmak anne,
Koynunda uyumak huzurla,
Ben yaşadım mı hiç bunları anne,
Ya sen bende yaşadın mı,

Hep bişeyler eksik anne,
Tamamlayamıyorum seni,
Rüyalarımda bile yoksun ki,
Bilmediklerini göremez mi insan rüyasında anne?
Ya sen anne rüyalarında görüyor musun beni,
Tamamlaya bildin mi beni anne,
Kaçıncı yazdığımdır bu bilmiyorum ki anne,
Ne zaman yazsam hava hep kapalı kasvetli anne,
Hep bir Yağmur edasında,
Ben yağmurlardan korkarım biliyor musun anne,
Ya sen nelerden korkarsın anne?
Benim yüreğim hep buruk,
Ya senin yüreğin nasıl anne?
Bu sana son yazdığım değil anne,
Daha içimde yılların cümleleri var,
Ya senin bana yazacakların varmı anne!
Hep bitmemiş türkülerim var sana,
Hep bitmemiş şiirlerim anne,
Buda bitmeyecek asıl şiirimi çıkarabilsem cümlelere dökeceğim anne,
Ya senin bana şiirlerin var mı,
Yada yarım bıraktıkların,
Bir gün lütfen söyle ANNE..

Hülya Perin

Canım Annem

Sen beni aydınlatan,
Sevgi dolu güneş.
Ben senle parlayıp,
Senin gölgende yaşayan ayım.

Sen bana ilham kazandıran,
Beni sevindiren güzel.
Ben senden ayrılmayan,
Seninle varolan ressamım.

İkimiz bir çerçevede,
Kalplerimiz bir arada.
İkimiz bir elmanın iki yarısıyız
. İkimiz birlikte varız.

Sen olmasan ben yokum,
Sen olsan ben coşum!
Gönlümdesin kalbimdesin,
Bana göre heryerimdesin.

Hayalimin kraliçesi,
Gönlümün meleği,
Hayatımın ana damarısın.

Bana bakan,
Beni seven,
Her sabah karşıma çıkan,
Gün ışığımsın…

Yağız Efe Şabanoğlu

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatsana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne değişmem seni dünyayı verseler elime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan

Annem Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anneme Şiirler

Güzel Annem Şiirleri


Anne

Bir çift göz dünyaya merhaba derken
Bir diğeri elveda demişti.
Son nefesini verirken hayata
İlk ve son kez kızım demişti
Minicik dudaklarımla diyemedim, diyemedim ANNE.
Bebekler süt kokarmış
Ak göğsüne sokulup sinmedi kokun tenime Ben hiç süt kokmadım ANNE
Boş sanılan bakışlarla hep seni ararken,
Gözlerin gözlerime hiç değmedi ANNE.
Bebektim
Her gece masal diye dinledim seni
Omuzlarına dökülen saçlarını okşarmış babam.
İkinizi bir arada hiç görmedim ben.
Bir kez olsun ne sensiz,
Ne de gözyaşlarımsız uyumadım ANNE.
Melekler aldı dediler anneni.
Melekleri hep güzel anlattılar,
Oysa ben onları hiç sevmedim ANNE.
Bugün saçlarımı annem ördü,
Ayakkabılarımı annem aldı,
Annemle sinemaya gittik
Ben bu sözleri hiç diyemedim ,
Mutluluğu nasıl bilemedim ANNE.
Ağlardım
Bembeyaz karlar yağardı kara kışıma
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşüyen ellerimi sıcağında ısıtamaz,
Sokulup göğsüne nazlanamazdım ANNE.
Çocuklar oynar, ben bakardım.
Üşürdüm
Her bahar gül ekerdim sana
Tenin gül kokarmış.
Ne filizlenirdi o gül,ne de sen kokardı.
Baharlar hiç olmadı mevsimimde,
Kokunu hiç bilmedim ANNE.
Bir baharım vardı!
Solmuş yapraklar gibi öksüz,
Dalından ayrılıp düşmüş,kimsesiz
Oysa ben bir yaprak misali,
Kollarında kalamadım ANNE.
Sende filizlenip , sende solamadım ANNE.
Bir baharım vardı!
Adsız
Ne bir kez olsun nazlanabildim sana,
Nede canım yandığında anne diye ağlayabildim
Ne anne diyebildim sana doyasıya,
Nede susabildim
Ne yaşayabildim sensiz,nede ölebildim
Sana ANNE diyebilmek için ölmeliydim ANNE.

Oya Ramazanoğlu


Anneciğim

anneciğim bugün sen dur
ben bakayım sana ne olur
ne istersen pişireyim
evi silip devrişeyim

ben doldurdum aklarını
ödeyemem haklarını
bugün senin günün anne
bak kendini yordun gene
canım kadar sevdiğim kim benim canım anneciğim!

Canım Annem

Yemeyip de yediren,
Giymeyip de giydiren,
Her an bizi düşünen
Canım annem, gül annem.

Kol açıp, kanat geren,
Ömrünü bize veren,
Biz gülünce sevinen
Canım annem, gül annem.

Bülent Özcan

Anne

Sen baharda nazlı çiçek,
Ben çiçekte tombul böcek,
Sensin beni güldürecek,
Anneciğim, biriciğim.

Kulağımda tatlı sesin,
Ninni yavrum uyu dersin,
Sevgi bağın eksilmesin
Anneciğim, biriciğim.

Mevlüt KAPLAN

Anneciğim

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!…

Necip Fazıl KISAKÜREK

Anne

Uyusun da büyüsün
Derdin büyüdüm anne
Bana o ak sütünden
Verdin büyüdüm anne

Uykuma yıldızları
Serdin büyüdüm anne
Anne güzelliğine
Erdin, büyüdüm anne

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

Annem

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H.Latif SARIYÜCE

Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY

Dünyadaki Meleğim

Dünya ya gelmeden önce,
Yalvardım Yaradan a.
Ağladım hıçkıra, hıçkıra
– Nasıl yaşarım Dünya da?

Ulu Yaradan buyurdu:
– Gönderdim bir melek Dünya ya
– O yemez, seni yedirir.
– O giymez, seni giydirir
– Ben onu nasıl bilicem?
– Sen ona anne diyecen.

Elmas Sıla DAĞLI

Uyuyan Güzel Anneye

Anne, bahar geliyor uyansana
Çık altın eşikte bekle beni,
En güzel tılsımları buldum sana
Koklayabilmek için nefesini.

Yeni açmış şu erik hatırlatır
Bana ağaçları çok sevdiğimi,
Sevginle mi ıslanmış şu sonsuz kır,
O kara bırakmışsın gözlerini.

Gül güzel annem benim, benim rüyam
İçimden çiçekli bir yol var sana,
Senin yerine biraz ben uyusam
Anne bahar geliyor uyansana.

Ceyhun Atuf KANSU


Anne Sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana,
Sensiz bana kan veren
Sensiz bana can veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler,
Neler söyledin neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana,
Göremeyince seni
Kucaklarım gölgeni

MEHMET Necati ÖNGAY

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatır mısın bana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne çöl misali susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne alsam seni taşısam yüreğimde lime lime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan Manisa

Annem

Sensin,bana yürümeyi öğreten,
Sütümü içtiren.
Küçüklüğümde beni seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni kucağında taşıyan,
Uyutan
Hep seven,
Sensin,benim canım annem.

Beni seven,
Gezdiren.
Benimle sır paylaşan,
Sensin,benim canım annem.

Sümeyye Bezgin

ANNE

Anneciğim anneciğim,
Öldü babam.
İkimiz kaldık,
Birde kız kardeşim MAKBULE

Üç aileyiz şimdi,
Kardeşim ve sana bakmak,
Benim görevim.
Anne sevdim seni,
Her zaman sevdim seni.

fehmi Soyocak

Anne Bak Üşüyorum

Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Ellerin nerde anne
Yalnız gecelerimde
Sokulduğum göğsün
Ve içimde gülümseyen
Yüzün nerde
Nerde anne
Rüyalarımın en güzel yanı
Yalnızlığım anne
Sensizliğim nerde
Neden ellerin donmuş
Neden gözlerin ölmüş
Fakat sen kimsin
Anne sen kimsin
Anne neredesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Şeker karamela istemiyorum
Çizgi film oyuncak istemiyorum
Anne sana geliyorum
Fakat ellerin donmuş
Fakat gözlerin ölmüş
Anne sen kimsin
Anne nerdesin
Soruyorum bak anne
Korkuyorum
Korkuyorum
Anne bak üşüyorum
Isınmak istiyorum
Kucağın nerde anne
Şefkatin nerde
Bu yaldızlar
Bu yapma kuşlar
Bu yalancı memeler
Bu naylon bebekler
Düşümde bir dağ görüyorum
Üstünde çiçekler
Anne bak ölüyorum
Anne ölüyorum
Anne
Ölüyorum

Özlem Özbek

canım annem

annelerin özlüsü
tatlı dilli şen sözlüsü
güler yüzlü,gül yüzlüsü
benim annem,benim annem

ben ağlasam oda ağlar
ciğerini ateş dağlar
hayatını bana bağlar
benim annem, benim annem

açar bana kanadını
melek koydum ben adını
varlığımın tek kadını
benim annem, benim annem

Büşra ergun

Yaşamak Güzeldir Anne

Anne ben senin oğlunum
Kanayan bir yurdum var
Anne ben senin oğlunum
Sönmeyen bir umudum var

Ellerimi tutma ne olur
Beni ağlatma ne olur
Anne ben senin oğlunum
Bu kavgaya inancım var

Yasamak güzeldir anne
Yasamak senin için
Yasamak güzeldir anne
Yasamak yarınlar için

Ölmek yaşamaktır yine
Halkının yüreğinde
Ölmekte güzeldir anne
Ölmek özgürlük için

Anne seni seviyorum
Sana ihtiyacım var
Anne seni seviyorum
Ciğer delen bir acım var

Yusuf Hayaloğlu

MELEK ANNEM

Beni seven melek annem,
Annelerin en güzeli,
9 ay taşırsın sabırla,
Benim melek annem.

Düşünür bela gelmesin diye,
Seversin okşarsın
İyilik olsun üstünde diye
Sensin,benim güzel annem.

Kalbim, canım bağlı sana,
Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün!

Her yerde sahip çıkarsın
Kötülük gelmesin beklersin
Bir kötü şey olmasın diye
Seversin okşarsın bakarsın bana

Mesut bir gün yaşayalım
Her gün bizler için anneler günü
Alalım çiçeklerimizi dökelim, yollarına
Sevindirelim bizi seven annelerimizi…


Anacığım

Anneme ve bütün annelere

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Kaç geceler bana ninni söylerdi,
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen,
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Uzun kış geceleri masal masaldı.
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar,
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı.
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi .
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.

Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım.
Selam sana Kadınlar Günü İstanbul’dan.
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,
Vefalı ellerinden öperim anacığım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Anneme Mektup

Minicik bir bebektim, büyüttün anne
Küçücük bir fidandım, yeşerttin anne
Mekteplerde okuttun, eğittin anne
Gözlerin hiç açıkta kalmasın anne

Hayat çok zor olsa da ne yazar anne
Gözyaşın rahmetiyle ferahım anne
Meşakkatli çileli anımda anne
Duaların yanımda bilesin anne

Kimi görsem annesi yanında anne
İşte o zaman bağrım dağlanır anne
Tek güçlüğüm ayrılık yanarım anne
Geceler sessiz sensiz ağlarım anne

Ömür su gibi hızla akıyor anne
Ak düştü saça vade bitiyor anne
Ak alınla başı dik evladın anne
Ak atla bir gün gelir yanına anne

Nizamettin Korucu

Anne Sevmek

Annesini sevmeyenin,
İşi düzgün gitmez yavrum!
Duasnı almayanın,
Dertleri hiç bitmez yavrum.

Anne ahı yerde kalmaz,
İyi çocuk onu almaz,
Ağaç olsan meyven olmaz,
Dalinda kuş ötmez yavrum!

Seviyorsan anneni sen,
Öpüyorsan ellerinden,
Gündüz gibi olur gecen,
Güneşin hiç batmaz yavrum!

Bana hak ver düşünde bir,
Akşama dek peşindedir,
Uyurken de düşündedir,
Senden önce yatmaz yavrum!

Nefesi en güzel nefes,
Onun sesi en tatlı ses,
Sana karşı hile bilmez,
Sütüne su katmaz yavrum!

Beyza Ünal

Anne

Anne yine yanlızım sensiz geçen akşamlarda
Seni arar dururum hasret dolu sabahlarda
Özlemin yakıyor,mutlu olmayan kollarda
Kimsesiz yavrunu duysana Anne…

Anne Anne ölüyorum
Anne Anne gülemiyorum
Anne Anne gelemiyorum
Affet beni çok yanlızım

Anne senin derdin beni Deli etti
Yanlız geçen gecelerim sanma ki mutlu etti
Gurbet elde geziyorum, DERBEDER hasret yetti
Sensiz geçen günlerimde gelsene Anne…

Anne Anne seni çok seviyorum
Anne Anne sensiz sanma gülüyorum…

Kenan Kerim Yavuz

Canım Anam

Yoksun yine yanımda canım anam
Ben senden başka kime sevdalanam
Derdimi mutluluğumu kimlere anlatam
Özledim seni gül kokulu anam

Gece karanlıktan korkarım ben ana
Olsaydın yanımda sarılırdım doya doya
Yoksun yanımda yoksun sabahımda
Hasreti burnumda tüten anam

Yokluğun öyle zor öyle çekilmezki
Avutmaz hiç kimse sana sevdalı yüreğimi
Kavuşmak için sana beklerim azraili
Şefkati yüreğimde bitmeyen anam

Ağladım yine bu gün mezarın başında
Yalvardım Allah’a benide alsın yanına
Seni emanet ettim Yüce Yaradanıma
Kokusu burnumdan gitmeyen anam

Yazan: Arif Arifoğulları

Canım Annem

Annem canım annem güzel annem
Sen güzelsin dünya kadar
Canımsın benim
Ne olur gitme anne ne olur

Elimi tut anne ne olur bırakma
Hep yanında olmak istiyorum
Ana kucağı gibisi yok
Canım annem

ZEYNEP ÖZEL

Ya sen anne

YA SEN ANNE
Yokluğunu yazmak istemezdim,
Yaşayarak hissederek daha anlamlımı olacak dı anne!
Sana yakın,sana uzak yüreğimi yazıyorum,ebruli kağıtlara anne,
Hani nerdesin!
Dağ gibi yüreğin,
Sıkıca tutacak güçlü ellerin,
Ben hiç seni tanıdım mı anne,
Biliyor muyum seni,

Gittiğin gün babamın gömlek düğmelerinden bir kaçı kopmuştu,
Anne,
Hatırlıyorum o günü!
Acıdan mış anne,
Yoksa sen sağlamlamışsın o düğmeleri,
Göğsümde babamın gözyaşlarıyla gittim okula,
Okul mu neden anne!
En azından bir günlük yokluğun fark edilmesin diye,
Ya sonra anne yoksun,
Sonraları da hep gittim okula,
Yatağımda,yollarda,kıyafetlerimde yoktun,
Saçlarımda,gözlerimde,ellerimde yoktun anne,
Hissettim mi ben seni,
Yada sen beni anne,
Hep diyorlar ki,
‘Ana kokusu’
O nedir anne,
Ben senin,
Sen benim kokumu biliyor musun ki anne,
Ben bir çok kokuyu biliyorum anne,
Bir seni bilmiyorum,
Sen nasıl bir kokusun anne?
Özledim seni diyemiyorum,
Seni özlemek nedir bilmiyorum anne,
Ağlamak isterdim anne,
Ağladım da ama neye bilmiyorum,
Yokluğuna mı,seni hiç bilmediğime mi neye bilmiyorum anne,

Senin gülüşün farklımıdır anne,ya sesin,
Ya dokunuşun anne,
Biliyor musun,bilmiyorum!
Şefkat diyorlar lar anne,
Senin şefkatin nedir?
Ben biliyor muyum,ya sen biliyor musun anne,
Bende kaldı mı birkaç kırıntı şefkatinden anne,
Ya benim sende,
Seni hayallerde çizmek istemedim anne,
Çok mükemmel hayallerim olmuyor nedense,
Yakıştıramıyorum hiçbir çizgimi sana anne,
Ya sen anne,
Beni çizebilir misin?
Keşke bütünleyebilsem seni anne,
Çocukluğum dan kalan birkaç eserin var bende,
Ya gerisi anne,
Sen bütünleye bilir misin beni anne,
‘Annenin dizleri’ derler,
Senin dizlerin neyden anne?
Ben biliyor muyum dizlerini, Bilmek isterdim uyudum mu hiç dizlerinde anne,
Sarılmak anne,
Koynunda uyumak huzurla,
Ben yaşadım mı hiç bunları anne,
Ya sen bende yaşadın mı,

Hep bişeyler eksik anne,
Tamamlayamıyorum seni,
Rüyalarımda bile yoksun ki,
Bilmediklerini göremez mi insan rüyasında anne?
Ya sen anne rüyalarında görüyor musun beni,
Tamamlaya bildin mi beni anne,
Kaçıncı yazdığımdır bu bilmiyorum ki anne,
Ne zaman yazsam hava hep kapalı kasvetli anne,
Hep bir Yağmur edasında,
Ben yağmurlardan korkarım biliyor musun anne,
Ya sen nelerden korkarsın anne?
Benim yüreğim hep buruk,
Ya senin yüreğin nasıl anne?
Bu sana son yazdığım değil anne,
Daha içimde yılların cümleleri var,
Ya senin bana yazacakların varmı anne!
Hep bitmemiş türkülerim var sana,
Hep bitmemiş şiirlerim anne,
Buda bitmeyecek asıl şiirimi çıkarabilsem cümlelere dökeceğim anne,
Ya senin bana şiirlerin var mı,
Yada yarım bıraktıkların,
Bir gün lütfen söyle ANNE..

Hülya Perin

Canım Annem

Sen beni aydınlatan,
Sevgi dolu güneş.
Ben senle parlayıp,
Senin gölgende yaşayan ayım.

Sen bana ilham kazandıran,
Beni sevindiren güzel.
Ben senden ayrılmayan,
Seninle varolan ressamım.

İkimiz bir çerçevede,
Kalplerimiz bir arada.
İkimiz bir elmanın iki yarısıyız
. İkimiz birlikte varız.

Sen olmasan ben yokum,
Sen olsan ben coşum!
Gönlümdesin kalbimdesin,
Bana göre heryerimdesin.

Hayalimin kraliçesi,
Gönlümün meleği,
Hayatımın ana damarısın.

Bana bakan,
Beni seven,
Her sabah karşıma çıkan,
Gün ışığımsın…

Yağız Efe Şabanoğlu

Anneye Özel

Anne gökte bir ışık, anne parlak bir yıldız
Anne yoklukta bir düş, ayda bir yaldız
Anne tutunulan bir dal, dertlerin garip çizgisi
Anne gözümdeki yaşların bir virane dizgisi

Anne güllerin bezemesi, gülden deste
Anne sözümde tutuklu, tarifsiz beste
Anne yanar yürek, can bitkin kafeste
Anne hasret bağırda, anne içimde aheste

Anne ızdırabın adresi mahzun yüzün
Anne baharda mazlum, hazanda güzün
Anne çilemde dolmuş ağlar gözün
Anne bahtımda yazılı merhamet sözün

Anne ayağı altında cennet dizilmiş
Anne yavruya hasret ekilmiş
Anne gül gözlerin gene üzülmüş
Anne hasretine dağlar çözülmüş

Anne gene üzdüler mı seni boynun bükük
Anne dur gökler ağlayacak halin çökük
Anne ümidimde bahtım yırtık sökük
Anne halinde öyle bir naz ki nazlar dökük

Anne kıymeti bilinmeyen ey kutsal güzel
Anne ey kalbin attığı sevgide özel
Anne saçlarımı okşayan şefkatten bir el
Anne versem ömrümü sana olur mu bedel

Anne zahmetim karnında başladı sana
Anne çocukken neler yaptım anlatsana
Anne nasıl veririm hakkını beni anlasana
Anne susuzum özlemine kalbim nasıl kana

Anne kaç kere aç kaldın biz yiyelim diye
Anne kaç gününü sana zindan ettik
Anne uykunu aldık mı gözlerinden
Anne kaç gece sardın bizi sabahın ışığına

Anne biliyorum saysan bitmez zahmetin şefkatin
Anne gücüm yetmez satsam dünyayı olmaz bedelin
Anne değişmem seni dünyayı verseler elime
Anne hakkın ödenmez tek kelime

Anne vursam prangaları gökkuşağına
Anne dağlar devirsem kucağına
Anne güller diksem ocağına
Anne altınlar dizsem bucağına

Anne yetmez sana yetmez
Anne sen rahmetsin
Anne sen özlemsin
Anne sen en güzelsin
Anne gözümde pınar
Anne içimde damar
Anne acılar yamar

Anne sen var ya bitmeyen dizgi
Anne çatlattın ahengi
Anne sildin güzeli rengi
Anne taçsız sultanım
Anne derdim dermanım
Anne cennet fermanım

Anne lalezar, anne güldeste
Anne en güzel şiir, en güzel beste
Anne kalbimde uhde
Anne dudaklarımda buse
Anne kulak ver bu sese
Anne bak yanan nefese
Anne kuşun çırpınıyor, sığmaz kafese

Anne, anne, gül yüzlüm anne
Anne, anne, canım anne
Kıyamadığım rahmetim anne
Sevgisi bambaşka, benim şefkat denizim anne

Mustafa Çalışkan

Kolay Gazel Örnekleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Basit Gazel Örnekleri

Gazel Örnekleri Kolay

Matla’ Gitdün amma ki kodun hasret ile canı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile

Hüsn-i matla Devr-i meclis bana girdâb-ı belâdur sensüz
Mey-i zehrâb-ı sitem sâgar-ı gerdanı bile

Bağa sensüz bakamam çeşmüme âteş görinür
Gül-i handanı degül serv-i hırâmânı bile

Hüsn-i makta’ Sîneden derd ile bir âh ideyin kim dönsün
Aksine çarh-ı felek mihr-i dırahşânı bile

Makta’ ve Talıallüs Hâr-ı firkatle Neşâtî-i hazînün vâ-hayf
Dâmen-i ülfeti çâk oldı girîbânı bile

Neşâtî

____________________________________________

Dostum alem seninçün ger olur düşmen bana
Gam degil zira yetersin dost ancak sen bana

Aşka saldım ben beni pend almayıp bir dosttan
Hiç düşmen eylemez anı kim ettim ben bana

Can ü ten oldukça benden derd ü gam eksik degil
Çıksa can hak olsa ten ne can gerek ne ten bana

Gamze tigin çekti ol mah olma gaafil ey gönül
Kim mukarrerdir bu gün ölmek sana şiven bana

Ey Fuzuli çıksa can çıkmam tarik-i aşktan
Reh-güzer-i ehl-i aşk üzre kılın medfen bana

Fuzuli

___________________________________

Ağyâre nigâh etmediğin nâz sanırdım
Çok lutf imiş ol âşıka ben az sanırdım

Gamzen dili rüsvâ-yı cihân eyledi
Billâh ben ol âfeti hem-râz sanırdım

Seyr eylemesem âyînede aks-i cemâlin
Hüsn ile seni meh gibi mümtâz sanırdım

Ma’mûr idügin bilmez idim böyle harâbât
Mestâneleri hâne-ber-endâz sanırdım

Sihr etdiğini senden işitdim yine Nef’î
Yoksa sözünü hep senin i’câz sanırdım

__________________________________________

Benî candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı

Kamû bîmârınâ cânan devâ-yî derd eder ihsan
Niçin kılmaz banâ derman benî bîmâr sanmaz mı

Gamım pinhan dutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî vefâ bilmen inânır mı inanmaz mı

Şeb-î hicran yanar cânım töker kan çeşm-i giryânım
Uyârır halkı efgaanım karâ bahtım uyanmaz mı

Gül’î ruhsârına karşû gözümden kanlu âkar sû
Habîbım fasl-ı güldür bû akar sûlar bulanmaz mı

Değildim ben sanâ mâil sen etdin aklımı zâil
Bana ta’n eyleyen gaafil senî görgeç utanmaz mı

Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bû ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı

Uzun 19 Mayıs Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Uzun 19 Mayıs Şiiri

19 Mayıs Şiirleri Uzun

BOYNUMUZUN BORCUDUR

Atamızdan bize emanet oldu bu vatan,
Onu ebedî yaşatmak boynumuzun borcudur.
Bil ki her zaman plân yapıyor düşman,
Vatanı korumak boynumuzun borcudur.

İnmesin, göklerde dalgalansın bayrağım,
Verilir mi şehit kanıyla sulanmış toprağım?
Ölürüm de bırakmam, burası benim yatağım,
Sancağı korumak boynumuzun borcudur.

Şerefsiz hayat için, bu toprağı satanlar,
Bu milletin içine fesat ruhu katanlar,
Bunu bize yakıştırır mı toprakta yatanlar?
Türklüğü yaşatmak boynumuzun borcudur.

Tarih okusun ki, mazimiz ne imiş görsün
Her bir kötülüğü kalbinden silsin,
Düşmanımız, Türk gençliği ne imiş bilsin.
Cumhuriyeti korumak boynumuzun borcudur.

Mehmed’im ne söylese hepsi haktır,
Cumhuriyetçi gençlikte hile yoktur,
Atatürkçü olanda vatan sevgisi çoktur,
Vatanı korumak boynumuzun borcudur.

Mehmet SARIOĞLAN

ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NDA

Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemâl Paşa’nın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz’in hâlini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemâl Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum’a kadar.

Cahit KÜLEBİ

19 MAYIS GENÇLİK MARŞI

Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…

Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…

Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı…
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.

19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…

İ. Hakkı TALAS

ŞU SONSUZ KOŞU

Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.

Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.

Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.

Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.

On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.

Ceyhun Atuf KANSU

BU GELEN BANDIRMA VAPURU

Tekmil Anadolu ayakta,
Bu gelen Bandırma vapuru.
Mustafa Kemâl’in bakışı
Göklerden duru.
Boz kalpağın hele bir çıkarsın Mustafa Kemâl
Altın saçları pırıl pırıl uçuşur rüzgarda.
Mustafa Kemâl’in elbisesi
Rütbesiz, nişansız…
Ve avuçlarında
Kaderi yazılmış Türkiye’nin.
Karadeniz sereserpe uzanmış önünde
Bandırma vapuru yavaş yavaş yol alır,
Gazi Anadolu divan kurmuş bekleşir
Mustafa Kemâl geliyor.
Vapur yaklaşır, yaklaşır;
Secde eder dağlar taşlar.
Selam verir Gazi Anadolu’m;
Bandırma vapurunun içinde.
Güneşten süt emmiş
Bir sarışın kahraman var.
Mustafa Kemâl, ölümsüz kahraman,
Sen Samsun’a ayak bastığın an,
Al bir bayrak gibi açılıp rüzgarınla,
Dalgalandı vatan.

Özker YAŞIN

RENKLERDE 19 MAYIS

Ak 19 Mayıs ak
Mustafa Kemal Samsun’a çıkacak.
Al 19 Mayıs al
Sivas’ta Mustafa Kemal…
Yeşil 19 Mayıs yeşil
Çimenlerde çocuklar oynaşır.

Mavi 19 Mayıs mavi
Ordular hedefimiz uygarlık, ileri.
Mor 19 Mayıs mor
Sonrasını anlatmak zor.

Sarı 19 Mayıs sarı
10 Kasım’da bayraklar yarı.
Ak 19 Mayıs ak
Atatürk vatan, Atatürk bayrak.

Pembe 19 Mayıs pembe,
Atatürk aklım sende.

19 MAYIS’TA DÜŞÜNCELER

Sen, geceyi gündüze katan
Kaputa sarınıp karda yatan
Sen, müstesna ölümsüz kahraman
Çanakkale’nin çelik kalesi
Sen, düşmandan kaçılmaz, diyen
Bir avuç, cephanesiz, keşif koluyla
Dağ gibi zırhların karşısında duran
Duru durup, Dumlupınar’da
Turnayı gözünden vuran
Çarıksız, tüfeksiz, ekmeksiz
Kağnıyla, Ayşeyle, Fatmayla
Ordulara Akdeniz’i gösteren
Senin yolundayız bugün de…
Yorulmaz Usanmayız
Yenilmeyiz, dönmeyiz
Senden aldık ışığımızı,
Gökte bile kalmasa bir kıvılcım
Yine sönmeyiz.
Gözlerin güneş bize,
Sözlerin ateş bize,
Bir kavuşturdun sevdiğimize,
Hürriyet, vatana.
Bugün 19 MAYIS
Senin yolundayız.
Dönmeyiz bir adım sağa, sola,
Dönmeyiz bir adım geri.
Hep aynı heyecanla görüyoruz seni
At üstünde,
Parmağın ufukta
Ordular, Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!
Hep böyle görüyoruz seni,
Hep aynı heyecanı taşıyoruz,
Hep aynı heyecanla
9 Eylül’de İzmir’e girer gibi
Yaşıyoruz.
Hep dev gibiyiz
Hep aslan gibi,
Şimdi hep senin gibiyiz.
Kimse yan bakamıyor artık bize,
Hattı müdafaa yok,
Sathı müdafaa var.
Edirne’den Kars’a,
İzmir’den Rize’ye kadar
Akdeniz’den Karadeniz’e,
Yalın kılıç,
Kükremiş,
Bekliyoruz.
Bugün elle tutuyor, gözle görüyoruz
Yurtta sulh, cihanda sulh” dediğini.
Dumlupınar’da yatıyor şehitler,
Her gün gidip geliyoruz
Senden onlara mekik dokuyoruz.
Silah çatıyor, süngü takıyoruz…
19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığın gibi heyecanla
Her yıl okuldan çıkıyoruz.
Biz de sen olduk şimdi
Her köyde, her okulda, her fabrikada
Cumhuriyeti emanet ettiğin
GENÇLİK VAR!…

O GELİYOR

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.

Yıl 1919

Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel

Celal Sahir EROZAN

BİR KURTULUŞ DESTANI

Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan,
Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.

Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan,
Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.

Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar,
Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.

Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan,
Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.

Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti,
Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.

Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne,
Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.

Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası,
Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.

Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne,
Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.

Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar,
Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.

Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi,
Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.

Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı,
Tarihe şerefiyle yazıldı, bu Kurtuluş Destanı.

Bu Kurtuluş Destanı’dır kuşak boyu sürecek,
İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek

Erdoğan GÜNEŞ

19 MAYIS TÜRKÜSÜ

On dokuz Mayıs,
En yüce bayram.
Bize armağan,
Bıraktı Ata’m.

Sağız vatanca,
Kafamız zinde,
Tek bir kitleyiz,
Ata izinde.

Ata’yı sevmek,
Kutsal ülkümüz,
O’na benzemek,
Coşkun türkümüz.

Ata her yerde,
Yol gösteriyor,
Koşun güzele,
Bilime diyor.

Samsun’a O’nun,
Çıktığı bugün.
Vatanda düğün,
Çocuğum övün!

Halim YAĞCIOĞLU

Atatürk Hakkında Yazılmış Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk Hakkında Yazılmış Şiir

Atatürk Hakkında Yazılan Şiirler

MUSTAFA KEMAL SESLENSE

Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size
Ben Mustafa Kemal’im heyy…
Ben Mustafa Kemal’im.
Büyük büyük denizlerim vardır benim
Hürriyeti içmiş dalgalarım.
Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim
Ulusumun yarınında sevincim
Ben Mustafa Kemal’im heyy…
Karanlığı deler gözlerim.
Dalgalara binip gelmiş kahraman,
Gökçe gözlerine türküler yaktığımız…
Hâni bir güneş doğmuştu ya Samsun’dan
İşte benim…
Ben…
Mustafa Kemal…
Ölmek yaşamaktır vatan uğrunda
Deyip, öyle girdim savaşa
Komut verdim
Şahlandı cümle vatan
Boğdum kör talihi zindanında.
Bahtı gülen anaları yurdumun
Gökleri, dağları, denizleri
Yarınları, güvenip de uyuduğum
Aslan yeleli ışığı sınırlarımın
Mehmetleri
Tutun ellerinden yüreklerinizin
Sevgilerinizle beni yıkayın.
Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından gelir sesim
Sevdiğim
Bir tanem
Türkiye’lim
Sen varoldukça belli ki
Ben Mustafa Kemal’im.
Sen var oldukça belli ki
Ben Mustafa Kemal’im.

B.Kemal ÇAĞLAR

MUSTAFA KEMAL’IN GÖK YAZILARI

Ben Mustafa Kemal, elimde tebeşir, Kocaman,
Mavicek bebelerin, ak kızların,
Taş ninelerin, çatal dedelerin gözleri, kocaman,
Bir 1O Kasım gecesi
Yazıyorum ateşten çağrımı karşınıza:
-Ey Türk gençliği…

Ben Mustafa Kemal, doyamadım haykırmaya,
Şimdi destan ellerimle yazıyorum,
Yeşiline suyun,
Kuşun,
Yelin,
Yaprağın:
“Ne Mutlu Türküm Diyene.”

Ben Mustafa Kemal, önümde kırk bin köy,
Kırk bin ovaya karşı bir tek dağ gibiyim
Bayraklarım değerken evren bayraklarına şimdi,
Elimde tebeşir
Yazıyorum kara gecenin üstüne
Yazıyorum armağanımı:
“Övün, Çalış, Güven.”

F. Hüsnü DAĞLARCA

10 KASIM TÜRKÜSÜ

Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler,
Bozkır ovalarına, Erciyes’e Ağrı’ya,
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte,
Senin sustuğunca!

Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız,
Dere tepe bucak köy,
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, Senin gittigince!

Atatürk, taşıyacağım
Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al,
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken,
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca.

F. Hüsnü DAĞLARCA

ATATÜRK

Sen Atatürk’ü tanımazsın çocuğum
Ne insandı O, ne insandı.
İzmir’e gelişini görseydin.
Ne şanlıydı O, ne şanlıydı.

Benzerdi sana, bana
Bizim gibiydi eli, ayağı
Ama bir yol baksaydın yüzüne.
İçin sevgisiyle dolardı.

Vapura biniyorsak dilediğimizde,
Sokakta geziyorsak hür,
İyi bak dört yana,
Atatürk’ün aklı görünür.

Arı Türkçe konuşuyorsak,
Türkçe düşünüyorsak bugün,
Her işimizde O’nun gücü.
Büyük öğretmeni Türk’ün.

Halkımızın arasında, halktan,
Davul vurur dengi dengine.
Dünya rastlamış mıdır?
Atatürk’ün dengine.

N. Ulvi AKGÜN

ATATÜRK’Ü DUYMAK

Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.

Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.

Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.

En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi.

Behçet NECATİGİL

ATATÜRK GÜLÜMSEDİ

Atatürk gülümsedi öğretmenim
Siz sınıfa girince
Dağıldı kara bulutlar
Açıldı gonca.

Baktı ki okul yenidir
Siz yenisiniz düşünceler yeni
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Saklayamadı sevincini.

Baktı ki gençsiniz bilgili
Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Sevindi onca.

Baktı ki karışmış aramıza
Çiziyorsunuz yolu
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Gözleri dolu dolu.

Anlaşılan bütün yaz
Atatürk gözünü kırpmamış
Çünkü boşmuş sıralar
Çünkü harf okunmamış.

Ama baktı ki gün doğmuş
Bir koşu varmışız okula
Özlemle açılmış kitaplar
Bir iştah kızda oğlanda.

Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz
Bütün bakışlar sizde
Günaydın demiş derse başlıyorsunuz
Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde

Baktı ki Türkiye’si Türkiye’miz
Aydınlık ufuklara yürüyor hızla
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Kürsüde kendini görünce.

Talât TEKİN

ATATÜRK YAZAR

Sordum seni;
Dağına, taşına Türkiye’min,
Herkes kendinden emin,
Yükseldi gür sesler;
Umutlar, sevgiler:
O biziz, O bizleriz.
Hepimiz bir parçayız
Atatürk’ten,
Bütün doğa,
Atatürk’ü anar,
Atatürk’ü şaşar.
Herşeydir OTürkiyem’de.
Göller, ırmaklar, ormanlar.
İmza imza Atatürk yazar.

M. Vasfi SARAL

ATATÜRK’Ü GÖRDÜM DÜŞÜMDE

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Ben de yaşıyorum demek,
İşte aranızdayım Ahmetler, Mehmetler’le,
Sizler yaşadıkça çocuklarım
Elele
Yanınızdayım

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Daha ferah içim,
Gök daha geniş denizler daha geniş,
Vatan ya vatan,
Vatan sonsuzluktan gelmiş
Sonsuzluğa açılan yol
Vatan siz.

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Bilin ki
Ben de yaşarım,
Bir sevinç düştü mü içinize
Bir keder düştü mü içinize
Bilin ki
Aranızda ben varım.

A. Rıza ERGÜVEN


BİR TUTKUDUR MUSTAFA KEMAL

Bir Tutkudur Mustafa Kemal;
Nice sevdalara değişilmeyen.
Yitirilmiş Kasımlarda açan umuttur,
Bir baştır, vazgeçilmeyen…

Bir Türküdür Mustafa Kemal;
Suskun ağızlarda söyleşir, durur.
Çaltıburnu’nda gözetir denizi.
Köroğlu’nda bağdaş kurup oturur…

Bir İnançtır Mustafa Kemal;
Yurdun dört yönünde, bir çağdır yaşayan.
Sarmış kollarıyla, çepçevre ulusu.
Sakarya boylarından Akdeniz’e taşıyan…

Bir Anlamdır Mustafa Kemal;
Belkahve’den dürbünüyle seyrediyor İzmir’i.
Özgürlük diyor, al atının üstünde,
Kırıyor kılıcıyla, tutsak eden zinciri…

Bir Bayraktır Mustafa Kemal;
Çekilmiş kalelere, rüzgârda dalgalanan.
Bozkırın bağrında yol alan kağnılara,
Işık tutan, güç veren, yol bulan…

Y.Doğan ERGENELİ

KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN

Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.

Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.

Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.

İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.

Mehmet KIYAT

MUSTAFA KEMAL’LER TÜKENMEZ

Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün geçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona herşeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın Kasım’larda Fatih’ler Kanunî’ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Halim YAGCIOGLU

MUSTAFA KEMAL’İN ELLERİ

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in;
Zaferi, barışı yaratmış elleri.
Hürriyeti, saadeti, adaleti
Sevgiyle dağıtmış elleri.

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in,
İçli, temiz, mert elleri,
Bütün nimetlerini sunmuş bize
Türk sofrası gibi cömert elleri.

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in;
Öğretmen elleri.
Bir tahta başında, bir kürsüde
Bize bizi öğreten elleri.

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in;
Işık, deniz, sel elleri.
Bizi her şeyden çok seven
Güzel elleri.

A. Hikmet PAR