Duâ, Vesile-i Rahmettir İnsanı maddi ve mânevi sıkıntılardan kurtarır Yunus’ (AS)’u balığın karnından en sıkışık ve sıkıntılı olduğu bir durumdan kurtarmaya vesile olan duâsını ruhumuzun sıkıldığı, içinden çıkamadığımız sıkıntılara düştüğümüz anlarda biz de tekrar edelim ve Allah’ın kudret ve rahmetini celb edelim: “Lâ ilâhe illa ente sübhaneke inni küntü minez’zalimin…”
Bilindiği gibi Hz Eyyub (as) sabır ve metaneti ile dillere destan olmuştu Bir rivayete göre o meşhur hastalığını on sekiz sene çekmişti Hiçbir zaman isyan etmeyen Hz Eyyub (AS)’e hanımı bir gün şöyle sorar:
“ Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakk’a duâ etsen olmaz mı? der
Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır“ Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır Bu durumda ben Allah’tan utanırım Ona (cc) bu halin üzerimden gitmesi için nasıl duâ ederim ki?
Bütün Peygamber ve nebilerin tek silahı olan duâ, günümüz insanı için de aynı görevi görmektedir Ve kıyamete kadar da görecektir Peygamber Efendimiz (SAV) buyurmaktadır ki: “Duâ Mü’min’in silahıdır”Yine sevgili Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurmaktadır: “İki duâ reddolunmaz, yahut nadir olarak reddolunur: (Biri) Ezan okunurken yapılan duâ, diğeri de savaş şiddetlendiği zaman harp esnasında süngü süngüye yapılan duâdır”
Duâ’nın amaçlarını ve hedeflerini şöyle sıralamak da mümkün:
Duâ, mü’min’in silahıdır Duâ, ibadetin aslı ve özüdür Duâ, ömrün bereketini artırır Duâ, dinin temel ilkelerindendir Duâ, Allah katında duâdan makbul bir şey yoktur Duâ, kısaca istemektir İstemesini de bilmektir
Duâ ve zikirlerin ana kaynağına bakıldığı zaman, sevgili Peygamberimiz vardır Ana kaynak Hadis-i Şerifler olup günümüze kadar gelebilmiş ve kıyamete kadar da gidecektir Bir söz vardır: “Yer gök duâ üzerine durmaktadır” evet, bunu gören göz, duyan kulak, anlayan kalp, zikreden dil daha iyi görmektedir
Hem size kim diyor ki yan gelip yattın? Asıl insan Yaradanına muhtaçtırAkıl derki; geriye iyi bakmak gerekir Hani dünya malı için koşan, şan şöhret sahibi kişiler nerede? Herkesin gideceği yer belli değil mi? Madem belli! O halde neden bu dünyalık için telaş? “Muhannete muhtaç mı olalım?” diye bir deyim akla hakim olabilir Kimsenin muhannete muhtaç olması söz konusu değil Gayrisi palavradır “Yattığımız yerde rızk ayağa gelmiyor ki?”denilebilir; elbette gelmeyecek İnsana düşen şudur ki; çalışacak, tevekkül edecek, hamd edecek, şükredecek, yarın azığım yetmez telaşına düşmeyecek “ çünkü yarına çıkmaya kimsenin senedi yoktur” haram yemeyecek, başkasının rızkına-namusuna göz dikmeyecek, hayat çizgisini yaratanın istediği doğrultuda çizerse, hiçbir zaman dünya korkusu olmaz İnsan kendisini yaratana teslim olup, O’na sığındığı zaman korkmasına gerek yoktur Ki, bu dünyaya imtihan için geldik, eğlenmeye, mal-mülk yığmaya değil!
Varlıkta bir imtihan şekli, yokluk da bir imtihan şeklidir Sağlık da bir imtihan şekli, hastalıkta Bunu böyle bilip, buna göre yaşamak zorundadır insan
İnsanoğlu biraz nankörleşerek “ bunun sebebi de daha fazla kazanmak hırsıdır” kainatın, yaşadığı ortamın düzenini bozabilir Bu da yine kendisine ve başka canlılara zarar verecektir Muhtaç olan sadece ve sadece insandırKâinatı yaratan Allah’û Zü’l-Celal hiçbir şeye muhtaç değildir İnsan harici iki mahlukatın birbirine zarar vermesine insanın hayıflanması bile gerekmez, asıl onda hikmet araması gerekir Çünkü akıl sadece insana verilmiştir Diğer canlıların yaptıkları sadece insana ibret vermesi içindir Madem ki yüce Allah’a inanıyoruz, haşa, kuşku duymak neden? Başka canlılar arasındaki yok oluşa sadece ibret ve hikmet aşkı için bakmalıyız Kainatta bir zerre dahi, Rabbim’den habersiz hareket imkanı bulamazken, cüzi akıl ve olanak ile insan buna engel olma imkanı asla bulamaz ve verilmemiştir de Başka canlıların helakı ise, kendi sonunu hazırlayacaktır İnsan, hayatta bir imtihan için vardır İşte bu nedenle başına gelen bir musibet karşısında hiddetlenmeyip, en büyük silahı olan duaya sarılarak, kendisinin ve kâinatın sahibi olan Allah’a duâ etmek, yalvarmak olmalıdır Bir başka canlıdan medet ummak yerine, kendisini yaratandan istemek zorundadır Bu da halis ibadet ve halisane duâ ile olur Gayrisi nafiledir
İnsanlar görür diye ameli bırakmak riyadır ve insanlar görsün diye amel etmek ise şirktirDuâ, yapacağınız zaman, abdestli olmaya dikkat etmeli, birileri görsün diye değil, sadece durumunuzu Allah’a havale etmelisiniz Öyle ise bunlardan uzak durarak, yalnız siz ve Allah olmalı duâ esnasında Duâ ederken bir aracı koymaya da gerek yoktur Eğer bir aracı konulmak istenmişse, Allah’ın sevgililer mertebesindeki kullar hürmetine demek, duâyı daha da güzelleştirir Bunu söylemekte bir beis yoktur Duâ içten ve samimi olmalıdır Riya ve şirk asla bulaşmamalıdır Duanız sizin verdiğiniz, zikriniz kabul oluncaya kadar devam edin Ta ki, kanınızın her damlası bunu kabul etmiş olsun Siz dille söylemezken, vücut diliniz zikretsin Yolda yürürken , bir iş yaparken hatta uyurken bile vücut diliniz devam edebilsin Bu o kadar zor bir şey değil İnanarak, samimi bir şekilde yapılan duâ, siz isteseniz de istemeseniz de vücudunuzdaki tüylerin ayaklanmasına vesile olacaktır! İşte duanın doruk noktası da burasıdır Bu noktaya erişebildiğiniz zaman, ağzınızdan hep hayırlı söz çıkar, çevrenizde hayranlık uyandırırsınız ..
22 Mayıs 2012 Salı Günü Mübarek Üç Aylar Başlangıcı dir. Üç Aylar sonu Mübarek ramazan ayı ile biten rahmeti, bereketi ve mağfireti bol, feyizli ve bereketli bir zaman dilimidir. Bu aylar, kameri takvime göre Rece, Şaban ve Ramazan aylarıdır.
Bu aylar; Dini duyguların yoğunluk kazandığı merhamet, şefkat, yardımlaşma ve dayanışma hislerinin doruk noktaya ulaştığı aylardır.
Bu aylar, tövbe etmenin affın, manevi arınamnın ve kendini yenilenmenin habercisi olan Regaib, Mirac, Berat Kandili, Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı gibi mübarek gün ve geceleriyle bereketli bir maneviyat mevsimidir.
Sevgili Peygamberimizi (S.A.V) bu aylarda her zamankinde daha çok ibadet eder ve şöyle dua ederlerdi: “Allah’ım! Recep ve Şaban ayını hakkımızda hayırlı kıl, bizi Ramazan ayına kavuştur.”
Bu aylarda yapılacak dualar, tevbe istiğfarlar, kalıcı iyilik ve hayırlar, sevinç kederlerin gönülden paylaşılması rabbimizin Katında fazlasıyla bulacaktır
sevdiğin kişiyi rüyanda görmek rüyada sevdiğinizi görmek rüyanda sevdiğin kişiyi görmek
Rüyada görülen sevgili, gerek kız gerek erkek olsun, bekarlar için mutlu bir karşılaşma demektir, güzel bir evliliğe yorumlanır.
Rüyada eski sevgili’yi görmek ise uzun zamandır ödeyemediği bir borçtan dolayı üzüleceğine; evliler için eski sevgiliyi rüyada görmek, aile içerisine olacak hoşnutsuzluğa işarettir.
Rüyada sevgiliyi görmek; güler yüzlü ise ondan güzel bir haber alacağınıza, sinirli ise bir dedikodu yüzünden ufak bir tartışma yaşayacağınıza yorumlanır.
Sevgili ile gezmek; muradınıza ereceğinize, kavga etmek; evleneceğinize işarettir.
Bazen de, rüyada sevgilinizi görmek, sevgilisi olanlar için ayriliga, olmayanlar için yeni bir sevgili edinecegine isarettir.
Canım babam! Varlığın hep yüreğimi ısıttı, bana mutluluk ve güven verdi. Seni seviyorum baba…
Ailemin reisi, büyük aşkım. Babalar günün kutlu olsun.
Sevgili babacığım gurbet uzak olsa da sevgin o kadar yakın ki bilmelisin ellerinden öperim sevgiler.
Bugün başardığım ve elde edebildiğim her şeyde senin payın var. Babalar günün kutlu olsun.
Biricik babama sevgilerimle!… Babalar günün kutlu olsun.
Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim sevgili babam…
Canım babam!… Seni çok seviyorum. Babalar günün kutlu olsun babacım.
Evimizin güneşi bir tanecik babacığıma kucak dolusu sevgiyle… Canım babacığım, sen bizim herşeyimizsin. Babalar günün kutlu olsun bir tanecik babacık.
İlk adımlarımı atarken ellerimden tutuyordun. Şimdi fark ediyorum ki babacığım, ellerimi hiç bırakmamışsın. Babalar günün kutlu olsun…
Evimizin yakışıklısı… Babamız canımız bir tanemiz. Bil ki seni hergün daha çok seviyoruz. Varlığınla gurur duyuyoruz. Sen bizim herşeyimizsin. Babalar günün kutlu olsun. Ailen.
Mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sevgisini her zaman üzerimde hissettiğim dün de bugün de yarın da hep yüreğim kadar yakınımda olan babacığım seni çok seviyorum.
Bana yaptığın dünyadaki en büyük iyilik bana dünyanın en iyi örneği olmandır. Babaların en iyisi, bu gün sadece senin… Babalar günün kutlu olsun.
Senin gibi bir babaya sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu her zaman bileceğim. Seni seviyorum canım babacım.
Baba sevgisini koru. O sevgiyi kesip atarsan, Tanrı da senin mutluluk ışığını söndürür. “Hz. Muhammed (s.a.v)”
Babam olduğun için mutluyum, sahip olduğum en iyi arkadaşsın… Babalar günün kutlu olsun babacım.
Hayatın anlamı ve tüm güzelliklerini öğreten adam, benim sevgili babam… Babalar günün kutlu olsun.
Sensiz bir babalar günü geçiriyorum ve inan bana, kendimi çok yalnız hissediyor, çok üzülüyor ve çok üşüyorum… Sen benim arkadaşım, sevincim ve ışığımsın. Babalar günün kutlu olsun baba.
Evimizin güneşi bir tanesi olan canım babama kucak dolusu sevgi ve saygılarımla… Babacığım bir günümde değil her günümdesin. Babalar günün kutlu olsun.
Babalar günün kutlu olsun dünyanın en iyi babası…
Sen olmadan ben asla varolamam baba. Seni seviyorum. Babalar günün kutlu olsun canım babam.
Aslan babam, babalar günün kutlu olsun…
Hayatın anlamı ve tüm güzelliklerini öğreten adam, benim sevgili babam. Babalar günün kutlu olsun…
Kalbi sevgi dolu, sevecen, cömert, kibar, kucağı sıcak, anlayışlı, şefkatli. Bu vasıfların tümünü taşıyan tek erkek… Ben ona baba diye sesleniyorum. Benim için dünyadaki en özel erkek! Babalar günün kutlu olsun canım babacım…
Koklanacak gül, açılacak gonca, yaşanacak hayat ve alınacak nefes olan sevgili babam. İkliminden tasasızlık, sevginden cesaret ve gözlerinden esaret aldığım günleri hep yaşamak isterim.
Kollarından daha huzurlu, daha güvenli, yüreğinden daha sıcak ülke yokmuş babacım. Babalar günün kutlu olsun.
Bizim bugünlere gelmemizi sağlayan ve hakkını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz babamızın babalar günü kutlu olsun…
Sen dünyanın en iyi babasısın. Seni çok seviyorum canım babam. Babalar günün kutlu olsun babacım.
Bana uçabileceğim kanatlar verdiğin için teşekkürler, sevgin ve anlayışınla hep yanımdaydın, daima sığınağımdın. Benim için ne kadar paha biçilmez bir değerde olduğunu asla unutmuyorum. Babalar günün kutlu olsun.
Sen güçlü bir çınar gibisin… Arkamı ne zaman sana yaslasam sanırım ki dünyayı bile fethedebilirim… Çünkü bana hep güç veriyorsun… Babalar günün kutlu olsun…
Bana güç verdin, destek verdin, her zaman ama her zaman yanımdaydın, hayat boyu bütün bunlar için sana teşekkür edebilmem imkansız. Fakat yine de deneyeceğim. Teşekkür ederim baba. Seni çok seviyorum.
Derdimi, neşemi paylaştığım en iyi arkadaşım. Babalar günün kutlu olsun!
Üzerine sabır tohumu ekip sevgiyle suladığın gülünün bilmeni istediği bir şey var. Seni çok ama çok seviyorum. Babalar günün kutlu olsun.
Her zaman söylemesem de biliyorum aslında babamın onu ne kadar çok sevdiğimi bildiğini.. Ve ben ne kadar karışık cümleler yazsam da hepsini deşifre edebileceğini.. Çünkü o benim BaBaM..
Sen güçlü bir çınar gibisin.. Arkamı ne zaman sana yaslasam sanırım ki dünyayı bile fethedebilirim.. Çünkü bana hep güç verirsin.. Babalar günün kutlu olsun…
Bana yaptığın dünyadaki en büyük iyilik bana dünyanın en iyi örneği olmandır. Babaların en iyisi, bu gün sadece senin..
İlk adımlarımı atarken ellerimden tutuyordun. Şimdi fark ediyorum ki babacığım, ellerimi hiç bırakmamışsın. Babalar günün kutlu olsun.. Hayatın anlamı ve tüm güzelliklerini öğreten adam, benim sevgili babam. Babalar günün kutlu olsun..!
Dünyanın en yakışıklı babasına, seni çok seviyoruz, babalar günün kutlu olsun..!
BIR BABA, KENDI MUTLULUGUNDAN COK, COCUKLARININ MUTLULUGU ILE MUTLU OLUR.
COCUKLUK CAGINDA BABA KORUMASINDAN DAHA GUCLU BIR IHTIYAC DUSUNEMIYORUM.
BABANIN MIRASINI MI ISTIYORSUN? BILGISINI OGREN. ONUN PARASINI HEMEN HARCAYABILIRSIN.
BABANIN ERDEMLERI COCUKLARININ SERVETIDIR.
BABANIN ROLU, YUZ OGRETMENINKINE BEDELDIR.
INSAN BABASINA BORCLU OLDUGU SAYGIYI, ANCAK BABA OLUNCA DUYAR.
BABA SEVGISINI KORU. O SEVGIYI KESIP ATARSAN, TANRI DA SENIN MUTLULUK ISIGINI SONDURUR.
BIR ADAM YASLANDIGINI ANLAR, CUNKU BABASINA BENZEMEYE BASLAR.
KOKLANACAK GUL ACILACAK GONCA YASANACAK HAYAT VE ALINACAK NEFES OLAN SEVGILI BABAM IKLIMINDEN TASASIZLIK SEVGINDEN CESARET VE GOZLERINDEN ESARET ALDIGIM GUNLERI HEP YASAMAK ISTIYORUM.
ATESIN YAKTIGINDAN, GUNESIN HAREKET ETTIGINDEN, GERCEGIN BIR YALAN OLDUGUNDAN KUSKULAN; FAKAT BENIM SENI SEVDIGIMDEN ASLA KUSKULANMA. BABACIGIM BABALAR GUNUN KUTLU OLSUN
UZERIME SABIR TOHUMU EKIP SEVGIYLE SULADIGIN GULUNUN BILMENI ISTEDIGI BIR SEY VAR SENI COK SEVIYORUM.
EVIMIZIN GUNESI BIR TANESI OLAN CANIM BABAMA KUCAK DOLUSU SEVGI VE SAYGILARIMLA BABACIGIM BIR GUNUMDE DEGIL HER GUNUMDESIN.
SEVGILI BABACIGIM SEN BIZIM GUL KOKULU SEKERDEN TATLI CANIMIZDAN DEGERLI BIRICIK BABAMIZSIN SENI COK SEVIYORUZ.
DUN SANA KIZDIKLARIMI BUGUN BEN YAPIYORUM BABA CUNKU ASLINDA SENIN KUCUK BIR KOPYANIM UMARIM SENIN KADAR SEVGI DOLU OLURUM.
SEVGILI BABACIGIM GURBET UZAK OLSA DA SEVGIN O KADAR YAKIN KI BILMELISIN ELLERINDEN OPERIM SEVGILER.
GELINCIKLERIN EN SADESINE PAPATYALARIN EN GUZEL KOKANINA GULLERIN EN GULER YUZLUSUNE BABALARIN EN SEVGILISINE BABALAR GUNUNUZU BIR KEZ DAHA KUTLUYORUM.
DUNYADAKI CICEKLERIN EN GUZELI GULDUR GULLERIN EN GUZELI ISE SEN GUNUN KUTLU OLSUN BABACIGIM.
TATLI BABACIGIMA SABAH YAGAN CIG KADAR SAF AKSAM GUN BATIMINDA ISE RUZGAR KADAR CILGIN,OKYANUSUN DERINLIKLERINDEKI INCI KADAR GUZELSIN.BABALAR GUNUNU KUTLUYORUM.
MESAFELER NE KADAR UZUN OLURSA OLSUN SEVGISINI HER ZAMAN UZERIMDE HISSETTIGIM DUN DE BUGUN DE YARIN DA HEP YUREGIM KADAR YAKINIMDA OLAN BABACIGIM SENI COK SEVIYORUM.
BU DÜNYADAKI EN GÜVENLI SIGINAGIM SENIN KUCAGIN.BENIM BABAM OLMAN BU DÜNYADAKI EN BÜYÜK SANSIM. SENI SEVIYORUM BABACIM
Duyduk duymadık demeyin! Haber saldık her yere, eşe dosta herkese, Kes artık sünnetçi amca bizi fazla bekletme, Tüm dostları bekleriz Sünnet Düğünümüze.
Sünnet Düğünü münasebetiyle okunacak mevlidte, siz samimi dostların dualarını almak bizi bahtiyar edecektir. Sizleri ../../…. günü Saat: ../..’da ………..’na bekliyoruz.
Büyüdüm Erkek Oluyorum, Bu Mutlu Günüme Tüm Sevenlerimi Bekliyorum.
Erkekliğe ilk adımı atacağı bu özel günde siz değerli dostlarımızı da aramızda görmekten onur duyarız.
Sünnet Oluyorum Mâşâallah, Büyük Adam Oluyorum İnşâallah. Bu mutlu günümüzde siz değerli dostlarımızı aramızda görmekten kıvanç duyacağız.
Gözlerim arayacak eşi dostu, Anlarsınız ya sünnetçi amca delecek postu, Sevineceğim sizlerden duyarsam bir ses, Teslimim sünnetçi amca, İstediğin kadar kes.
İyi günde ve kötü günde bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan siz değerli dostlarımızı oğlumuzun Sünnet Merasimine bekliyoruz.
Ey Muammed’in ümmeti, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) Sünneti, Müslümanların güzel adeti, Sıram geldi sünnet oluyorum. Beni sevenleri sünnetime bekliyorum.
Sünnet sünnet dediler, Başımın etini yediler, Sünnet olmazsan eğer, Sana kız yok dediler. İşte sünnet oluyorum, Hepinizi Düğünüme Bekliyorum.
Ailemin tek oğluyum, Babamın sağ koluyum, Büyüdüm adam oluyorum, Laf aramızda kalsın, Birazcık korkuyorum. Sünnet Düğünüme hepinizi bekliyorum.
Bugün benim mahkemem var, Suçum erkek olmak, Cezam sünnet olmak, Sünnetçi hakim oldu, Kirvemse savcı, Kuruldu mahkeme, Alındı karar. ……’de …….. günü infazım var. Annem Babam Tüm sevdiklerim çağrıldı bu infaza. Şahidim oldu Tüm Kızlar bu olaya.
Tanımıyorsanız beni, görmek isterseniz beni, En neşeli günümde, mutlu edersiniz beni. ../…./… günü sünnetçi, Kesecek pipimi, bilmiyorum akibetimi. Ağlarsam ayıplamayın beni, Yapılacak Sünnet Düğünüme bekliyorum hepinizi.
Bugün benim mahkemem var, Suçum erkek olmak, Cezam sünnet olmak, Sünnetçi hakim oldu kirvemse savcı, Kuruldu mahkeme, alındı karar. ../../…. günü infazım var. Annem Babam Tüm sevdiklerim çağrıldı bu infaza. Şahidim olsun tüm kızlar bu olaya.
Bahar değil yaz imiş, Günlerim çok az imiş. Müslümanlığın ilk şartı, Sünnet olmak farz imiş. Ben de kararımı verdim, Sünnet olmak ilk derdim. Bütün dostlar buyursun. Sünnetçiye söz verdim.
Öyle bir köprü ki geçmem gerek, Türk oğlu Türk’üm değilim ürkek. Gelin görün olacağım sünnet, Herkes bilsin nasıl olurmuş erkek.
Sevgili oğullarımızın Sünnet Merasimlerinde siz sevgili dostlarımızı aramızda görmek bizleri memnun edecektir.
Sünnet Düğünü’nde siz değerli dostlarımızla birlikte bu mutlu anımızı paylaşmak istiyoruz.
Annemle babam karar vermiş, Çocukluk çağım sona ermiş, Allah’ın emri ne yapmalı, En iyi satırın altına yatmalı, Teslim ol dedi bir ses, Yardıma gelsin herkes, Teslimiz sünnetçi amca pes, Ne olur acıtmadan kes, Bu törene dost ve akrabalar, Katılsın herkes…
Kirvem uzaklarda gelemez, Siz olmazsanız sünnetçi amca kesemez, Gelin birlikte olalım, Sünnetsiz kalmayayım, Bekleyenim var, Onsuz solmayayım…
Doğum günü sözleri babalar için babalar için doğum günü mesajları
Çok sevdiğim canım babacığıma kucak dolusu sevgilerimi sunar doğum gününü kutlarım..
Dünyadaki çiçeklerin en güzeli güldür güllerin en güzeli ise sen doğum günün kutlu olsun babacığım.
Ateşin yaktığından güneşin hareket ettiğinden gerçeğin bir yalan olduğundan kuşkulan fakat benim seni sevdiğimden asla kuşkulanma babacığım doğum günün kutlu olsun
Uzerıme sabır tohumu ekıp sevgıyle suladıgın gulunun bılmenı ıstedıgı bır sey var senı cok sevıyorum.Doğum günün kutlu olsun babacığım.
Evımızın gunesı bır tanesı olan canım babama kucak dolusu sevgı ve saygılarımla babacıgım bır iyiki varsın iyi ki doğdun.
Sen güçlü bir çınar gibisin.. Arkamı ne zaman sana yaslasam sanırım ki dünyayı bile fethedebilirim.. Çünkü bana hep güç verirsin.Doğum günün kutlu olsun babacığım
Bana yaptığın dünyadaki en büyük iyilik bana dünyanın en iyi örneği olmandır. Babaların en iyisi, bu gün sadece senin.. İyiki varsın
İlk adımlarımı atarken ellerimden tutuyordun. Şimdi fark ediyorum ki babacığım, ellerimi hiç bırakmamışsın. Birnikte daha nice yıllarda elele olmak diliğiyle doğum günün kutlu olsun
Hayatın anlamı ve tüm güzelliklerini öğreten adam, benim sevgili babam. Doğum günün kutlu olsun..!
Dünyanın en yakışıklı babasına, seni çok seviyoruz, doğum günün kutlu olsun..!
Sevgılı babacıgım sen bızım gul kokulu sekerden tatlı canımızdan degerlı bırıcık babamızsın senı cok sevıyoruz.Doğum günün kutlu olsun
Dun sana kızdıklarımı bugun ben yapıyorum baba cunku aslında senın kucuk bır kopyanım umarım senın kadar sevgı dolu olurum.Mutlu yıllar
Sevgılı babacıgım gurbet uzak olsa da sevgın o kadar yakın kı bılmelısın Doğum günün kutlar ellerınden operım sevgıler.
Gelıncıklerın en sadesıne papatyaların en guzel kokanına gullerın en guler yuzlusune babaların en sevgılısıne doğum gününü kutluyorum.
Dunyadakı cıceklerın en guzelı guldur gullerın en guzelı ıse sen doğum gunun kutlu olsun babacıgım.
Tatlı babacıgıma sabah yagan cıg kadar saf aksam gun batımında ıse ruzgar kadar cılgın,okyanusun derınlıklerındekı ıncı kadar guzelsın.doğum gününü kutluyorum.
Mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sevgısını her zaman uzerımde hıssettıgım dun de bugun de yarın da hep yuregım kadar yakınımda olan babacıgım senı cok sevıyorum.Birlikte nice yıllara.Doğum günün kutlu olsun babacığım
9 Haziran 2012 Cumartesi günü sbs sınavına giren öğrencilerin merakla bekledikleri ve merak ettikleri sbs puan hesaplama sevgili öğrenciler sbs puan hesaplama moturuna aşağıda sizlerle paylaştığımız adresten ulaşabilirsiniz sbs puan hesaplamak için linke Tıklayınız
Sevgili Öğrenciler E-Okul Karne Sonuçları ekranında siz öğrenciler sınav sonuçlarınızı, karne notlarınızı, eokul devam durumlarınızı e-okul sisteminden sorgulayalabilirsiniz..
Bu yazıda ünlü ozanlarımızdan Z. Osman Saba kitapları hakkında duygu ve düşüncelerini anlatıyor.
Sevgili okuma kitaplarım. O kitaplar aylara bölünmüştü. Kış aylarına düşen parçalarda kış resimleri vardı. Sonra, o resimler gittikçe değişirdi. Dallar, yavaş yavaş tomurcuklanır, ağaçlar çiçek açardı. Paltolu çocuklar, paltolarını çıkarmaya başlardı. O resimler böylelikle, bizlere de tatilin yaklaşmakta olduğunu hatırlatırdı. Bazen kitapların son sayfasını açardım. Orada bir kelebek veya çiçekli dala konmuş bir kuş resmine dalar giderdim. Bu sayfalara ne zaman gelece*ğiz? Bu sayfaları okuyacağımız günlere ne zaman kavuşacağız, diye düşünür dururdum. Oysa daha okulda yılın yarısına bile ulaşmamıştık. Sınıfımızın camlarını sert yağmurlu kış rüzgarları sarsıyordu. Böyleyken ben kitaplardaki o resimlere baktıkça yaz tatilinin hayallerine kapılmaktan kendimi alamazdım. Neler düşünürdüm neler … Sınavların başlayacağı günleri düşlerdim. Okuma dersinden hiç korkulur mu? Güzel bir Mayıs günü, sınav odasına girecektim. Öğretmenim beni güler yüzle karşılayacaktı. Önüme çıkan parça*yı okuyacaktım. Ben okurken dışardan kuşlar ötüşecek yeni yapraklanmış ağaçların sallandıkları görünecekti. Bahar yemişlerini satan satıcıların sesleri, çağrışmaları duyulacaktı. Öğretmenlerim okuduğum parça ile ilgili sorular soracaklar, ben hemen cevapları verecektim. Sonra «yeter» diyecekler, sınav odasından uçar gibi çıkacaktım. Okuma kitaplarındaki son parçalara baktıkça bunları düşünür*düm. Dost okuma kitaplarım. Onlarda neler yoktu? Kısa pantolonları diz kapakları örtecek şekilde biraz geçen saçları düzgünce taranmış güler yüzlü çocuk resimleri vardı. O kitaplarda temiz giyimli köylüler, babalar, analar vardı. Bu insanların güzel resimleriyle doluydu, okuma kitaplarım. Bu resimlerdeki insanlar güzel bir dünyanın insanlarıydı. Kötülük bilmezlerdi, iyilik*ten başka bir şey düşünmezlerdi. «Bizim gibi olun, iyilikten başka bir şey düşünmeyin» derdi. Bu unutamadığım eski okuma kitaplarından bugün bir tanesi bile yok. Onların şimdi hayalimdeki yapraklarım çevirirken yine de onları eskitmemek istiyorum. Onlardan ezberimde kalan parçaları yer yer okuyorum. Bu yüzden yangında yanmış kitaplar gibi sayfaların çoğu eksik. Sevgili dost okuma kitaplarım, sizleri zamanla bu kadar özleyeceğimi hiç bilmezdim. Böyle olacağını bilseydim, birkaçınızı olsun öbür kitaplarımın yanında saklamaz olur muydum?
Ziya Osman SABA
Bana Kitaplarımı Verin!
Okumak hayatın en zor işi belki de…
Kitaplar; keşfedilmeyi bekleyen bir umman, sevgi iklimiyle yoğrulmuş, buram buram kokan, rengarenk çiçeklerle bezeli bir cennet bahçesi…
Gönlümüze nazlı bir sevgili edasıyla akacak karşı konulmaz bir cazibe, yalnızlığımızı paylaştığımız vefakar bir arkadaş, dara düştüğümüzde başvurabileceğimiz kadim bir dost…
Dost edindim her birini kendime ben. Şiirleri, öyküleri, dün akşam okuduğum kitaptaki Ayşe’yi, Sefer’i, Dursun Dayıyı, figür olsun diye konmuş pek iyi tanımadığım üçüncü şahısları…
Bazen dostluklarını düşlerime davet etmekten korkarım. Karanlık, kapkaranlık bir hayaldir bu bendeki. Bazen onlarla birlikte bir katille arkadaşlık ederim; bazen bir sevgili, bazen de kıskanç bir aşık olurum. Herhalde en çok bu yönünü seviyorum kitapların. Her kitapta bambaşka biri oluyorum. Yeniden doğuyorum hayata…
Hayatta hiç yaşamadığım, belki de hiç yaşayamayacağım hayallerimi yaşatırlar bana. Zaten onlar olmasa hayallerim de olmaz.
Bir an olsun uzaklaşırım onların ikliminde dünyanın gamından, kederinden… Bazen göz bebeklerimde asılı kalan garip bir sızıyı, bazen yüreğime ümit tomurcukları serpen serin bir rüzgarı, bazen de rahmetin ufuklarında çiseleyen, kuraktan çatlamış gönlümü sulayan bir bahar yağmurunu barındırır kitaplar.
Bir hikaye bitti az önce… Gönlümdeki gazel seni söylüyor, seni heceliyor şiirin her mısrası. Senden bahsediyor kuşlar, ağaçlar, yer, gök… ve sana yöneliyorum ruhumun her zerresiyle, sana bağlanıyorum her kelimede anbe an, seni solukluyorum kelimelerin nefeslerinde, buram buram kokuyor gül-i reyhan nefesin sayfayı her çevirişimde, seni sayıklıyorum kitabım göğsümün üzerinde uyuyakaldığım her gecenin seherinde, boncuk boncuk terliyorum sabahlara dek…
Biliyor musun, sayfalara sinmiş senin kokun. Biliyor musun, sana bağlanmışım her cümlede…
Geçenlerde okuduğum şiirin bir dizesi geldi aklıma. Aklımı taktım kafiyeyi oluşturan yumuşak “g” nin çengeline zülüflerine taktığım gibi. Bana senden haber verir mi diye bekledim. “h” dinlenmek için otak oldu bana, “u” ile susuzluğumu giderdim. Nedense “s” den haber çıkmadı. Komşusu “ş” ye gittim, seni sordum. Güler yüzle karşıladı beni her ne kadar sert olsa da. Teskin etti.
Kendimi buluyorum her zerrede. Memleketimin sisli havalarına bağladığım umutlarımı, ayrılıklarımı, heyecanlarımı, amansız bir hastalığa yenik düşen annemi, babamı, hiç usanmadan anlattığı hikayelerini dinlediğimiz dedemi, kuyruğuna teneke bağladığımız can havliyle sokak sokak kaçan kedileri, başbaşa verip ayazlı gecenin kutup yıldızına dilek bağladığımız zamanları, akşama kadar patlak bir topun peşinde koştuğumuz ilkokul günlerini, tebeşire benzeyen bir taşla tahtayı karaladığım günleri, gönlümü kaptırdığım; ama bir türlü açılamadığım…
Bundan da ötesi seni buluyorum çevirdiğim her sayfada, beni buluyorum… Şâir, hükmünü kağıda söyler. Gönlünün fermanıdır her kelam. Kalem erbabı kendi dünyasını oluşturur hayal alemlerinde. Malzemesi; sevgi, şefkat, gözyaşı, kelimeler ve el değmemiş hayalleridir. Hayallerini kelime tuğlalarıyla inşa eder sevgiyle, şefkatle… Emek işidir kelimelerle hayal dünyasını inşa etmek. Gelişigüzel bir sıralanış değildir kelimelerdeki ahenk. Tek tek, yavaş yavaş şekillenir kelimeler arasındaki samimiyet. Duvar ustasının tuğlayı dizmesine benzemez bu. Emek ister, sevgi ister, fedakarlık ister, şefkat, samimiyet ister…
Ben şimdi o emeği solukluyorum kitabımın büyülü ikliminde. Sana bırakıyorum dünyanın debdebesini, gamını, kederini… Sana bırakıyorum her şeyi. Bana kitaplarımı verin, dostlarımı, arkadaşlarımı. Ben onlarda buluyorum kendimi, ümitlerimi, hayallerimi… Onlarla inşa ediyorum kıskanç gözlerin dokunmadığı dünyamı. Yarınları sana bırakıyorum. Ben kendimi aldım, bir de kitaplarımı. Gidiyorum… Hayallerimi yaşamak için!..
Güzel yarim, sen bana, Sorma. “Bu saat niçin?” Uykulardan vaz geçtim, “Günaydın!..” demek için…
Aşkım, güneşin olsun. Gönlün, huzurla dolsun. Bundan böyle sevdiğim, Günlerin aydın olsun!..
Günaydın
şimdi vakit senli bir şiirdir doğan günde… bayram sabahı telaşlarımdır sana gelen yollarda… toplayıp en çocuksu yanlarımı mavi patiskalar içinde uzak hayaller kurmaktır gözlerine dair..
şimdi vakit… yeniden başlamak gibidir hayata neresinden başlarsan orasından kâr… günaydın… günün aydın olsun..
Uyandıracağım seni, Dudağımda adınla… Buselerim teninde, Binlerce “Günaydın!”la…
Günaydın
Günaydın o gül yüzlü sevdiğime, Günaydın yeryüzünü aydınlatan yeni güne, Günaydın gün görmek için bekleyene, Günaydın, günaydın, günaydın.
Günaydın benim derdime derman dostlarıma, Günaydın, dert ortağım komşularıma, Günaydın yardan uzak sevgiliye, Günaydın, günaydın,günaydın.
Günaydın güle hasret bülbüle, Günaydın bülbülün aşkı güle, Eyy dostlar, Uyandığınızda öyle bir günaydın deyin ki, Yazıklar olsun, Ömründe bir kez günaydın demeden ölene
Candır, cana can veren. Ümit veren, şevk veren. Hayatıma renk veren, Cana, candan “Günaydın”!..
Günaydın Yaşamak
Bu sabah neşeliyim, harika bir gün, Olmasın istiyorum, bir damla hüzün, Çözün gönlünüzü, özgürlüğe çözün, Günaydın çiçekler, günaydın güller…
Hayat çok kısadır, üzülmeye değmez, Sevdası olmayan kalp, asla sevinmez, Bırakın aşkı gelsin, sevgiler silinmez, Günaydın yüzyıllar, günaydın günler…
Tebessümle bak, aynadaki kendine, Sevdaları kat, çırpınan deli kalbine, Bir oh çekip, el salla mavi gökyüzüne, Günaydın bulutlar, günaydın kuşlar…
Güneş seninle doğsun, mehtap seninle, Yıldızlar dans etsin, bir tek işaretinle, Aşık et evreni kendine, güzel sözlerinle, Günaydın gönüller, günaydın aşklar.
Günaydın Sevgili
Günaydın seninle başlayan bu güzel güne, günaydın kalbimin deli atışı,gözümün hayran baktığı günaydın. Ellerinin sıcaklığına,yüreğine,o saf masumiyetine günaydın… Günaydın şu an senden uzak olsamda yüreğimde olduğun için günaydın… Beni kuşlar misali göklere çıkardığın için günaydın… Sana evet sana günaydın sevgili yürekçe günaydın.
Çağır beni çağırda büyüsün içimde biriktirdiğim bütün yalnızlıklarım! Adım adım büyür yalnızlık yürüdükçe devasallaşır kimsesizlik! Dur!Ne olur Sende gitme! Yalnızlığın üzerime yüklediği bu sessizlik artık beni boğuyor. Buradayım baksana karanlığın tam ortasında. N’olur artık gitme. Sana çok ihtiyacım var. Kurtulmak istiyorum ama koşamıyorum.Çaresizlik öyle bir bulaşmışki bu sokaklara takılıp düşüyorum. Off.. bu kadar mı zor sen bu kadar mı zor sensizlik!! Canım o kadar çok acıyor ki.. Artık bağırmak istiyorum sesimin yettiğince. Bağıra bağıra ağlamak ve haykırmak istiyorum “Anla artık anla!! seni seviyorum” diye. Ama olmuyor işte. Ve yine o şarkı başlıyor bir uğultu misali; “gitme nolur gitme itirazlar elimde değil yalnızım yalnızız yalnızlıklar elimde değil düşerken son birkez yalana benimsin benim yalansan yalanı severim elimde değil..”
Biliyormusun….. “Seyirci kaldıysam bu yürek yangınlarına..Her yıla bir nefes tutar oldum.. Arta kalan küllerden..Kurşuni sevdalara bir adım var.. Lakin.. Yüreğime adım geçmiyor.. Ömür defterimden hüzün yapraklarını yırttım.. Ama.. Yüreğine adı’mı astım..”
Yarsız gecelerde yanarken, ayrılığa yüreğim Sensizliğe çekildim ağladım gecelerce yar, Önce ılık sevdan aktı içime_ Sonra başladı gözlerimden_ _________ dökülmeye hasretin. Seni hissettim damarlanırımda_ _____ki, yüreğimi sardı ateşin.
Yelken açtım gözyaşı denizinde sensizliğe, Yazıyorum adını artık / her dem gözlerimle Çıldırasıya vurur göğüs / kafesine gizlice arzular… Ki duygular esiri sevdanın__ ____aşk, vuslatın, izinde ey sevgili…
Sana sakladığım gülüşlerim __ ________şimdi ıslak yanaklarımda Hiç değilse ağlarken gelseydin rüyalarıma Gözlerim: Uykusuzluğa bölerken yokluğuna mutlulukları. Sensizliğe doysaydı arzular ey sevgili
Gelseydin dikenler güle dönüşürdü önünde. Dizlerine koyacağım yüreğim vardı ellerimde. Silip atacaktım acı tebessümleri yüzümden, Ki razıydım kessin__ _____parçalasın kalbimi_ _____ hayalimin cam kırıkları ey sevgili,
Sen olunca samanlık seyran olur / yeterki gel… Gelişine ölüm bile çaresiz kalır gözümde. Kavuşmak varsa yolun sonunda, Bilirim çekilen acılar kutsal / ey sevgili,
Ne olurdu bir yağmur tanesi olsaydım _ _________ şimdi yanağında, Oynaşırken elin elimle / dokunsaydım dudaklarına, Sen rüzgâr olup geçseydin üzerimden Ki ben bir nefes zerresi olup__ __geçseydim yanaklarından / sonsuzluğa ey sevgili….
Ben bir senin yanında kendim oluyorum Birde seni düşünürken sensiz gecelerde Beklemek sadece sende ölümsüz oluyor Acılar çekilesi…
Sabahı beklerken gözlerinle uyanmak için Güneşin doğuşu,ayın gölgede kalması Hiçbirşey hatırlatmıyor yeni bir güne dair Açtığımda gözlerimi nefesini hissetmediğimde
Ben bir senin yanında kendim oluyorum Birde seni düşünürken sensiz gecelerde Yalnızlık, kalp senin için atarken senden uzakta Sevgili oluyor,sevişiyor hüzünle
Hayat bir kere güler insana Birçok kere ise ağlatır Ben bir kere sevdim kendim olarak,seni Şimdi ise yaşadığım sonbahardır…
İyi Geceler Sevgilim Şiirleri Yeni İyi Geceler Sevgilim Şiirleri
İyi Geceler Sevgilim
Sen uyu Bana bırakarak sessizliği Suretinin kahrına yaş döksün gözlerim Sen uyu Düşlerinle sarmaş Uykusuzluğun yürüyüşleriyle pullansın kirpiklerim Sen uyu Ben aşkı çekerim ben aşkı sererim Senden bir sofracık da kahır içerim Çatlayıncaya kadar kalbim Budur ey sevgili aşk dediğin İyi geceler sevgilim İyi geceler
İyi Geceler Sevgilim
Yanıyor seher yalnız buz kesmiş sokaklar nedense Tek sen söndürebilirsin, eğer yanan bu bedense
Her nefes zehir olur çekerim içime içime Gözlerim nehir olur dökerim içime içime
Ay vurur sarhoş, donuk damlara İsmini yazarım buğulu camlara
Bir ben gezerim şair şair kaldırımlarda Şiirler yazarım sana dair kaldırımlarda
uyanma sakın naralarımı duyup da bölme rüyalarını bana uyup da
sen meleklerin söylediği şarkıyı dinle bedenim olmasa da kalbim seninle
iyi geceler sevgilim…
İyi Geceler Sevgilim
Sana söylemek istediğim çok şey var,kimseye söyleyemem
Sadece sana..
Sana tüm kalbimi açabilirim,
Seni kalbimin en derin odasına saklar,
Dışardaki tüm kavgalardan sakınırım..
Seni oranın sahibi yapar,
Bütün hücrelerini sana adarım
Seni senden çok severim..
Her gece sana dalmadan önce,
Bütün damlalarını avcumda toplar,
Öpüp sana uçururum..
Gözlerimi kapatıp sanki yanımdaymışsın gibi sarılırım,
Sen kalbime dokunursun sonra…
O zaman ben uçurumun en sonuna gelirim,
Tam düşecekken sen yakalarsın..
Başımı göğsüne koyarsın,
Güzel gözlerinin içinden bembeyaz şarkılar dökülür saçlarıma..
Her hıçkırışımda beni daha çok kalbine sararsın,
Bense daha çok isterim,daha çok ağlarım..
Ama gülerim aslında,,
Beni o kadar çok sev ki bitanem,
İçimdekinin hangimizin kalbi olduğunu anlayamiym derim..
bunları söylerken kirpiklerin düşer,
üstüme ışıktan kum taneleri saçılır..
bütün gecemi onlara bularım..,
Bulutun üstünde uyusan,
O bile incinmez kıpırtılarından..
Bütün uykularım senin olsun,
Yeter ki bi kerecik yanımda uyandığını göriym’
İyi geceler sevgilim
İyi Geceler Sevgilim
Soğuk bir gece, buz ellerim. Sana yazmak için başımı öne eğdiğimde farkettiğim ayağımdan usulca düşen çorabım. Üzerime yalnızlığı sindirdiğin yedinci gün, Bu yedinci günün yedi gecesinde sana karaladığım bu yedinci kağıt. Aramızda bir şehir sevgili. Biliyor musun amacına ulaşamadın, izin vermedim. Seni bir kere daha sevindirmedim. Beni uzaklaştırmak istediğin duygularla sevişiyor aklım. Bugün odamın duvarlarını incelerken, sol duvarımdaki çatlağı fark ettim. Belki bir gün yıkılır da duvarlar burada kalırım ne dersin? Gerçekten mutlu musun? Aklım seninle beraber terk etti beni, Elimde değil ve bunlar normalde değil, Biliyor musun sokağa çıktığımda aklıma gelmiyorsun, Bu boş odamın sessizliği, iticiliği, karanlığı seninle eş, İki gündür çıkmıyorum evimden her şeyi boşladım, Bunu neden yapıyorum bilmiyorum, Elim telefona gidiyor arada bakıyorum da halimi soran bir sen yoksun. Her şeyim tam da, bir akıldan birde senden yoksunum, Her gece kulağımda o şarkı, Beyin uçlarım sana hakim olmuş durumda, Sızıyorum rüyalara… Sabah kalktığımda ise sokakta “yağmur” sesleri, İçim ne kadar haykırsa da gel diye: Hazmedemiyorum benden gittiğin gece ona dönmeni, Gece üç buçuk uyumadın biliyorum, Çok düşüncelisin sevgilim inan böylesi en iyisi, Belli olmuyor mu? İyiyim gerçekten, gelmene de gerek yok! Diyemiyorum ki sana “dön geri” Hangimiz suçluyduk? Yada hanginiz suçlusunuz? Korkusuna yenilen sen mi? Issız gecelerde seni zevklerine kurban eden sevgilin mi? Neyse uyumak istiyorum artık, Gözlerimin altı mor, zaten pek bir şeyde yemiyorum. Her gece bir bardak sen tok tutuyor benliği, Uykularımı bağışladım sana tek çare kalem kırmak, Bak sana ilk yalanımı söylüyorum; iyiyim ben. Neyse iyi geceler sevgilim.
Aşk Dediğin Beklemektir Ey Sevgili şiiri AŞK Dediğin Beklemektir Beklemek ile ilgili şiirler
Aşk dediğin beklemektir Ey Sevgili! Kays gibi Mecnun olana kadar, Hz. Yakup gibi aydınlığa hasret kalana kadar beklemek bekleye bekleye gözden olmak, sözden olmaktır. Ve beklemek dünyanın en asil eylemidir, eğer beklenene değecekse. Bilesin!
Aşk; yanmaktır Ey Sevgili! Yanıp kül olmaktır, Kerem gibi Aslına ermektir. Ateşin ortasına hesapsız girmektir İbrahim misali. Ki onun gönlünün yangınıdır ateşi gülistana çeviren. Ki yanmak insanı kurtarır hamlıktan çiğlikten. Hem ne diyordu şair; “Yanmışın halinden ne bilsin ham/ Sükut gerektir bize gayrı vesselam.. Gözlerinden ayrı geçen her an yanmaktayım. Bilesin!
Aşk; bedel ödemektir Ey Sevgili! Bülbül, gonca gülü görebilmek için her seher uyanık olmak ve güle ulaşmak için yüreğini gülün dikenine asmak, kanını akıtmak zorundadır. Ya ben yüreğimi nereye asayım Ey Sevgili. Çünkü Aşk bedel ister, külfetsiz nimet olmaz. Beklemek bedel ödemekse eğer hâlâ ödüyorum o bedeli. Bilesin!
Aşk; vazgeçmektir Ey Sevgili! Mecnun gibi aklından, Kerem gibi bedeninden vazgeçmek. Yardan gayrısından, cümle cihandan vazgeçmek. Yemeden, içmeden, uykudan uyanıklıkdan ve vazgeçmekten bile vazgeçmektir gün gelince. Senin için senden vazgeçmişim. Bilesin!
Aşk; bilmektir Ey Sevgili! Bir tek yârı bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir. Onun selamı ile gelen bela olsa EyvALLAH (c.c.) diyebilmektir. Kızmana, gülmene, gelmene, gitmene hepsine EyvALLAH. Bilesin!
Aşk; susmaktır Ey Sevgili! Onun güzelliğini, iyiliğini tarif etmeye gücün yetmediği an susmaktır. Kelâmın, kalemin, sözün tükendiği yerde, manayı sessizliğe yükleyip susmaktır. Artık sustum Ey Sevgili. Bilesin!
Çağırma beni .. O ruhumu delen bakışlarını salma geceye Gel deme n’olur… Karanlığın orta yerine mührünü koyan tüm muskasız yüreklere andolsun, ve andolsun o yüreklerin sahibine ki, bu kalp itaatsizliği maharet bilmedi..
Geceydi.. Pusluydu.. Su uyur düşman uyumazdı. Beklerdi kaotik bir kabusu korkak dişlerini sıkarak yürekler. Sen uykunun kollarında bulurdun bebeksi kokunu, ben sağır yamaçların intihar bekçisi .. Fakat kalp hep bir umuda gebeydi.
Gecenin karanlığı sindi mi zemheriye, dağ taş sen kokardı. Yolların sapasına saklanırdı aşk. Kaç çapraz ateş, kaç kumpas aşmak gerekirdi ona varmak için? Ve ulaşıldıktan sonra aşk ne kadar aşktı? Bu acizin dualarında sabahlayan, aklına her gelişinde saklı bir tebessüme yerini bırakan, bir tel saçına dokunmaktan gayrısı değildi. Şehre inişler bayram vakitleriydi o zamanlar. Kokunun sindiği kaldırımlara kıvrılıp, pencerenden sızan ışıkla ısınmak geceleri. Oralarda olduğunu bilmekti mutluluk. Görebilmeyi değil, görebileceğini bilmeyi umut etmekti ..
Ama benim postallarım hiç yakışmadı şehrin ışıltılı sokaklarına. Yüzümdeki taşralı ifade, alnımdaki bin yıllık yazı ve ensemde soluğunu hissettiğim o ölümcül melek peşimi hiç bırakmadı. Beni dost dualarla uğurladığın her vakit yüzüm caddeye, kanım geceye akardı. Ne senin sevdana benim adım yazılmıştı, ne benim kaderime bir sevgili busesi. düşlemenin bile yasak olduğu senli sabahları yedeğime azık diye aldım ben can .. devriyelerin, apoletlerin, tel örgünün, yumruğun olduğu yere senin adın yakışmazdı.
Pusulası bir kez bile beni göstermeyecek gözlerini gözlerime, tercümesi bir ömür bana susmak olan iki ucu keskin hançer sözlerini yüreğime kazıdım. Yokluğuma rabtettiğim varlığına inat, sonu baştan uçurum bir sevdanın adı “yazık”a çıkmış zavallısı olduğumu kabul etmek için damarlarımdaki bütün seni boşaltmam gerekti. Haklıydın, benim yolum yâre çıkmazdı. Ve asla yüzünü güneşe dönemezdi kan çiçekleri..
Yürüdüm.. Bütün “e” hallerimi “den” haline çevirinceye dek yürüdüm.. Sana uzanan niyetlerimin külleri düştü gözbebeklerime.. her adımda biraz daha karanlık bulaştı sessizliğime. Her adımda biraz daha kan yürüdü parmak izime.
….
Ve şimdi sen bunca birikmişliğime ve kusulası kötücüllüğüme rağmen yaralarımı sarmaya çağırıyorsun. Çağırma can. Gel deme .. Sana düşmek kavgadan, senden düşmek hayattan düşmektir, biliyorsun ..
Canım yanıyor sevgili .. Aklıma düşende hasret kuşanıyorum her hazan. Gözlerim çakmaklanıyor yolların imkansızlığına .. Sana kavuşamadan kavuşuyor ruhum seni yaradana, O’ na seni sormak için sabırsızlanıyorum .. Ve dualar yeminlere bırakıyor yerini. Kan kusuyorum vakit daraldıkça. Yine de, ben de bir kalp sahibiyim. Umutlarımı kardelenlere emanet ediyorum ..
Can.. Karanlığın orta yerine mührünü koyan tüm muskasız yüreklere andolsun ve andolsun o yüreklerin sahibine ki, bu kalp ebedi yolun herhangi bir yerinde kalbine ulaştığı günü bekleyecek, ve bende sana kavuşamayan ne varsa sonsuza dek senin olarak yüreğine gömülecek .. Andolsun …
Başladığın noktaya dönmekti bazen hayat, Hem de, Maziye dair donuk yaralar bırakarak, Coşup coşup aniden durulmak, Kaderin cilveleriyle sevinmek, Gençliğin en ılık zamanlarındaydı bazen hayat, Gökkubbeyi delicesine ayaklarken İki kelime cümleyle dibe çakılmaktı bazen hayat, Meclup bir bülbülde gülün kokusunu aramak, Hercai sevgilide vefasızlığı okumak, Ağlayan bir çocukta unutulmuşluğu hissetmekti bazen hayat Mecnun olduğu hasret, Mecbur bırakıldığı asalet, Muhtaç kaldığı kudretti bazen hayat Aslında sevmekti çoğu kez hayat Çılgınca, korkakça, asilce ya da can gibi sevmek Sevgiyi kan gibi damarlarına sindirebilmek Ruh gibi sevgiyi de bedene sokabilmek Bu işte bizim sevgili hayat, Bilene ab-ı hayat, Bilmeyene heyhat
Beni sen akşamcı ettin Hayal sevgilim Elde kadeh Dilde sen Her akşam bu sofrada bir rüzgardır esen
Yıldızlara isimler verdim kendimce Biri hayal Biri gurbet Biri hasret Biri hep o güzel memlekettir memleket Sokaklarında büyüdüğüm seninle Buluştuğum gözlerinle O güzel memleket bir yıldıza adını verdi Akşamları göğe kaldır başını seyret Belki geçmişin ışıkları henüz sönmemiştir Belki resimler kaybolmamıştır Belki isimler unutulmamıştır Belki batmayı unutmuş güneşler vardır gökte Seyret aynaya bakmadan seyret gökyüzünü Bir yıldız göz kırpıyorsa Veya bir ışık kayıyorsa Benim kadehimdir şerefine kalkan Işıklara doğru Sana doğru Şiirler geliyor gökyüzünden Bu bilinmeyen hayal meyhanesinden
Beni kimse görmedi Ben kimseye el sallamadım Seninle meşguldum Tanıdıklar görmüşse de ben onları tanımadım İnanır mısın senden başkasını da pek sallamadım
Baharlar açıyor toprakla birlikte ben de canlanıyorum Hayallerimi uçurtma yaptım Gökyüzünde yalpa yalpa yalpalanıyorum Birşey göremiyorum uzaktan sana uzanamıyorum Adını çağıracağım bir kimse de yok Hep yalnız yürümüşüm sokaklarda demek ki Sana bakayım derken kimse kalmamış yanımda Bir senin adın var aklımda Onu da söyleyemem Onu bağıramam özgürce Adını tutukladım beynimde salıvermek yok Havalandırma bile yasak Voltayı hayallerimde atacaksın Sen kimseye görünmeyeceksin
Gel be dünya, evinden atma beni hayata çok alıştım Azraile satma beni Sana söylerim beni vermezsen ellere İsimleri itiraf ederim Bir konuşsam sarsılırsın
Beni sen akşamcı ettin hayal sevgilim Elde kadeh Dilde sen Meyhane beğen meyhanelerden Küfürlere karıştı gecenin çığlıkları Sesim sesine ulaşmaz Aşk buna mı derler Kavuşulmazsa büyür Kavuşulursa erir
Ben seni seyrederdim Köşeden Arkana takılırdım anlamazdın akşam üstleriydi Bizlerle pek oynamazdın Bir yakan toptu son oyunumuz Ellerin ellerimi yaktı Gözlerin gözbebeklerimi Bisikletimde kaldı sıcaklığın Bisikletim yok şimdi
Beni sen akşamcı ettin Hayal sevgilim Elde kadeh Dilde sen Bir de o zümrüt gözlerinde öpüşen Mutlu çocuk Nereye yolculuk bile demeden Gittin evlendin Seslenemedim Seni hiç görmedim Ben ölmedim Sen ölmedin Neredeydin bilemedim Bir tebrik de edemedim
Şimdi eski dostlara rastlıyorum Herbiri bir yerde Kimi okumuş kimi zengin Kimi mutlu Kimi bezgin
Ben bir dünya tatlısı ile evliyim şimdi Dünyaya bunca bağlanmam onun eseriydi Şiirler yazdım ona şarkılar oldu Bu kadeh onunla doldu Seni inattan soruyorum herkese Daha neler var bu şiir devam ederse
Bırakma hayallerimi Hayal güzelim Ben akşamcıyım Sen akşamsın Bir güzel bestede şarkısın dinlediğim Bir özlemsin bitiremediğim Dün gibi herşey oysa Dün gibi ama Zamana şehir de dayanamamış Yıkılmış Sokaklar süklüm püklüm Ağaçlar büyümüş ve çürümüş Bizse yaşamadıklarımıza inat saçlarımızda beyazlar Sokaklarda maziyi arıyoruz Yanılıyoruz dostum Yanılıyoruz Zaman geldi biz ayrılıyoruz Ben sana alıştım hayat Darılırım gidersen Bir daha yüzüne bakmam Şerefsizim yanına bile gelmem
Bu şiir uzayacak Hayal güzelim Yorulduysan git Laf lafı Laf mısrayı açıyor Bende uyku yok Zaman azaldıkça Uykum kaçıyor Daha uzun kalmak ayakta Sanki daha uzun yaşamak gibi Hiç uyumasam ömrüm iki katına çıkar mı Aldanmak mı yoksa hayallerim Ömür nedir Hayat nedir hayal nedir İşte şu oturduğum sedir nelere şahittir Ben bilmem o da dünyada ben de Belki o sedir daha bir kıymetlidir Herşey izafi hayal sevgilim Güzel Çirkin İyi Kötü Uzun Kısa Ve daha neler neler Adına sıfat dediğin ya da nitelik Asıl olan Mutlakla birliktelik
Sazlıklarda bir kamış O kamış neye yaramış Diye sorma Kamış kamış olmuşsa mutlaka Birşeye yaramıştır Hani insan insan olmuşsa da aynısıdır Palavra gayrısıdır Ben bıkmadım yaşamaktan Yaratan bıktırmasın Aşk ile yansın yüreğim Ayakkabım sıktırmasın
Haşim adam bıçaklıyor mu sokaklarda Yüksel ‘i dövdüler mi kapıda Vay anam ne kıymetliymiş gözlerin sen hala kaçır onları
Mahallenin bebeleri birbirine girsin senin için Elyüz kan içinde elin oğlu şenli Bizi bize kırdırttın Güzeller güzeli Hayal şehrin hayal kızı Helal olsun sana Akan kanlar yoluna şerbettir senin
Beni sen akşamcı ettin hayal güzelim Ötekiler ne oldu bilmem Biri emekli olmuş Öbürü elini tornaya kaptırmış Biri de terörist dediler En akıllısı manifaturacı, müteahhit Kapatmış hayal şehrin arsalarını Sonra önüne gelene satmış
Ben kiraladım yanındaki meyhaneyi
Parasız mey satarım karşılığında muhabbet Ben sana hapsoldum müebbet Yine de diyorum kendime be adam haline şükret Ya idam olsaydı cezan Af da etmezdi devlet
Bu şiir ah bu şiir seni bana getirsin Ne işim varsa beni alıp bitirsin Sesler uzakta kaldı Yaşlar yaş olmaktan çıkmak üzere Bu şiir seni bana getirecek mi bilemem Ama ben kalkıp gideceğim uzaklara Aklımı bırakıp Aşkımı bırakıp Bir de yakamı bıraksam Kurtulacağım Sana bir sepet çiçek yollayacağım İsimsiz Bir kucak şiir Bitimsiz
Ellerimde güller açmış Sabah çiğleri üzerinde Fırından sıcak ekmek kokusu yayılır Çocukluğumun istüne Uyanmak ne de zordur okul varsa Sen uykularımı bölerdin Buğdaylı rüzgar kokusuyla Büyüdük herşeyi büyüttük Aşkı Hasreti Milleti Sen neredesin ey sevgili
Caner Mardin
Yüreğim Aşkına Susuz
Seyit Ahmet Uzun
Susuz kaldı yüreğim aşkına çöl oldu duygularım hani nicedir özlediğim sen bir bıçağın altında kanımı akıttım nemli toprağına dudaklarım kupkuru kalbim atmıyor sanki
aynaya baktım bugün alnımda kan aşkına hüküm giydim demiştim ama kalbim o kadar kirli ki girmek istemedin sanki nazlı bir kuş gibi penceremde süzüyordun ben dikeni yüklenmiş çiçeğini
ama inanıyorum ki sen dikenlerime aldırmazsın sevgimi hissettiğin yüreğimin hürmetine acır da bağışlarsın değil mi?
nice yüzler gördüm ki kanlı nice yüzler gördüm ki maskeli nice yüzler gördüm ki aşksız ben ben neresindeyim bu sersenişin ey sevgili işte aşksız ve kupkuru bir çöle dönmüş kalbimi yapmacıksız ve sade aşksızsa da iki yüzlü ve kanlı değilim. nefretleri eritiyorum sabah güneşinde kurban ediyorum kaprislerimi, kıskançlıklarımı iki yüzlülükleri ve kibirleri sahtekarlık kokan ibadetlerimi sana sadece susuz kalmış kalbimi sunuyorum. al sevgili al boya beni aşkının sularına