müzikle ilgili şiirler, müzik şiirleri, müzik konulu şiirler, müzik şiiri
Sihirli Notalar
Müzik neşe verir insana, Hiç gülmeyenin yüzü güler, Notaları duyunca, Sanki sihirli bir melodi.
Nasıl olur da, Herkesi mutlu etmeyi başarır, Bunun sırrı notalarda, Notaların herbirinin ayrı bir güzelliği eşsiz bir güzzelliği vardır.
Şarkılarda Saklısın
Hatıraları şarkılarda, En güzel şarkıları sende buluyorum
Büyük metropollerde yitik aşkımı arıyorum Benliğime terk edilmiş vicdanımda Kara gecelerde
Düşlerime düşte gel nolursun Rüyalarıma renk ver Beste beste çal kulaklarımda Derin derin sız şiirlerime Bir şarkı gibi dolan dilime
Biliyorsun, Anılarım nağmelerde gizli Saklıyorum, Sessiz ağıtlarımı Umutlarımı, hayallerimi Ve seni Saklıyorum seni Eşlik ettiğim şarkılarda,
Kapatıyorum günahkâr ellerimle gözlerimi Dalıyorum uçsuz mu uçsuz dünyama Çıkmak istemiyorum bu kuytu âlemden Sarıyor çehremi Yalnızlık, Gulyabanilere bayram Metruk, unutulmuş dünyamda
Alışmışım gerçi terk edilmeye Mahkûmum yıllar oldu ki yalnızlığa Düş bahçemin banklarında beklerim seni Uğrar mısın bilmem ki
Gidiyorum bir bilinmez sahile Sıcak rüzgârlar kavuruyor tenimi Yanıyorum alev alev
Mazi, müstakbel tülleniyor gözümde Hatırlamıyorum hiçbir şey ömre dair, Bir sigara dumanı gibi, Zeval olmuş, masal olmuş Hayal olmuş ömrü hayatım
Şarkılarda gizlerim seni Nağmelerde, mısralarda Şiirlerde, türkülerde Ağıt yakıyor uzlet bana Ben uzlete Bir şarkı ol nolursun düş dilime Kazısın mahpuslar mısralarını başucuna Ben sana mahkûmum bilirsin Sinem de şarkının adı gizli
Kadınlar İle İlgili Şiir Kadın Konulu Şiirler Kadın Şiir
ADIM KADINDIR BENİM
Başımdaki yazmayı devrim ile düşürdüm Toprak kokan saçımı rüzgar ile uçurdum Orak vurdum ekine bebeme süt içirdim Salın benim peşimi adım kadındır benim
Eylemlemlerde eşime omuz verdim el ele Saçlarımı yoldular cehalete bak hele Panzerler ezdi geçti of demedim bile Ezdirmedim eşimi adım kadındır benim
İki evlat büyüttüm gözlerim,den sakındım Asker verdim vatana tezkereye bakındım Bana tabudu geldi öle öle dokundum Toprak aldı koçumu adım kadındır benim
Bir yavrum,da mapusta yargı günü bekliyor Ölüm orucu tutmuş bir damla su çekmiyor Duyan yok feryadımı kimse dönüp bakmıyor Kafesledim kuşumu adım kadındır benim
Yüreğimde yükselir eşsiz banaz kalesi Emektir alın terim bir damla yok hilesi Vurun boynumu ulan olmam hınzır kölesi Yapacağım işimi adım kadındır benim
Bir daha doğsam yine kadın doğardım Ne türbanı dolardım ne çarşafa sığardım Pir Sultan la Bedrettin le Nazım ile göğerdim Eğemezler başımı adım kadındır benim
GÜLESER YORULMAZ
YALNIZ BİR KADINA
Bir istasyon sessizliğinden iniyordun Yalnız gelmiştin bu şehre belli ki Saçlarına bir yağmur hoş geldin diyordu Kaçak bir yolcu gibiydi o gün İstanbul Konuşmuyor, ağırdan alıyordun Bir istasyon sessizliğinden iniyordun
Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun İstanbul seni tanımaya çalışıyordu Sen ser verip sır vermiyordun Bilmediğin sokaklara giriyordun Yüzünde tarifsiz şüpheler taşıyordun Kimin kimsen yokmuş gibi duruyordun
Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun Üsküdar’a nerden, neden geçiyordun Üç yüz altmış beş derece dönüyordu Etrafında İstanbul Sanırım git gide kayboluyordun Az sonra dönüp geriye Bir vapurla Üsküdar’a geçiyordun
Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun Yağmurda duruyor, rüzgârda geçiyordun Pek tekin olmayan muhitlerindeydin yalnızlığın Ellerin sıcak bir çay bardağına dokunuyordu Fiyakalı bir geceye iskemle çekiyordun Az bana bakıyor sonra sigara yakıyordun
Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum Sen de diğer insanlar gibi konuşabiliyor muydun? Sen yine bana bakıyor ve sigara yakıyordun Gece müsaade isteyip kalkıyordu yanından İstanbul’a sığdıramadığım bir sabah oluyordu Bakınca geceden yalnız gözlerin görünüyordu Sanırım seni bu yüzden merak ediyordum
turizm ilgili şiir şiirler,turizmle ilgili şiirler,turizm hakkında şiirler,turizm konulu şiir,turizm şiirleri
Turizim şiiri
Bir amme hizmetidir Turist toplama işi Yurdunu zengin eder Bunu bilen her kişi Tarihi yapılarla Her beldemiz doludur Tanı tanıt sen onu Bu bir vatan borcudur Güler yüzlü olanın Çevresi geniş olur Çok turist gelen yerin Bakırı altın olur Reklamsız alış veriş Olmuyor bu dünyada Tanıtmalı yurdumun Neler var Toprağında Gülyağı gül bahçesi Yurdumun bir köşesi Gelene huzur verir Cıvıldıyan kuşsesi Dağ deniz yayla ve göl Ayrı ayrı güzeldir Otel motel kampinkler Dinlenecek yerlerdir
Ertuğrul Eroğlu
Turizm şiirleri
Güller çiçek açtı Nağmeler sevgi saçtı Oyunlar neşe kattı Alkışlar tempo tuttu.
Kahve yemenden geldi Türküsü neşe verdi Gençlik şıkır şıkır oynadı Yönetmenim ustaca yönetti
Haftamız şen olsun Paramız bol olsun Dostluklar da baki olsun Teşekkürlerde emeği geçenlere olsun
Turizm Haftası şiir
İnsanoğlu çalışmalı, Çalışmaya alışmalı. Yılda bir kerede olsa, Bir yerleri dolaşmalı.
Dolaşana turist denir, Değerini herkes bilir. Toplanan büyük gelirden, Devlet halka hizmet verir.
Tüm ülkeler turist bekler, Kasasına para ekler. Kutlayalım bu haftayı, Vatanımız olsun lider.
Baycan Kacaroğlu
Turizm Sektörü şiiri
Önce organizasyon şemasını belirle, Sonra insanları nitelendir. Yoksa eğer alternatifin, Çekirdekten yetiştir.
Değer ver tüm çalışanına, Arada bir ödüllendir. Ayağa kalk ve alkışla, Başarını güçlendir.
Türk Büyükleriyle ilgili şiirler,Türk Büyükleri ile ilgili şiirler,Türk Büyükleri şiirleri
Türk Büyükleri Günü İle İlgili Şiir
Fatih Sultan Mehmet Hana
Geçmiş tarihimin şerefi, şanı. Yüce Peygamberin dostu Fatihim! İslam ordusunun,sultanı, hanı… On dördünde serdi postu Fatihim!
Hüzünlü İstanbul,tütmez bacası. Osmanlı peşinde,genci,kocası… Ak Şemsettin,Molla Hüsrev hocası… Allah Allah dedi coştu Fatihim!
Marmara’yı topa tuttu taşırdı. Gemileri kara yerden aşırdı. İnanmadı Kahpe,Bizans şaşırdı. Ulubatlı önde koştu Fatihim!
Peygamber müjdesi olunca ayan, Geliyorum! dedi, İstanbul dayan! Böyle bir serdarı eyledim beyan. Yirmi bire girmiş baştı fatihim!
Küheylanlar saf saf şaha kaktılar. Gürlediler, şimşek olup çaktılar. Köpürdüler,seller gibi aktılar. Denizleri yardı, taştı Fatihim!
Topkapıdan çalınınca mehteran… Kalbimizde yaşıyorsun Mehmet Han. Bayrağım kaleye dikildiği an, Gülen yüzden güller saçtı Fatihim!
Ramazanım der ki nice sefere… Bulaşmasın bize hiç bir kefere! Allah’ın lütfuyla erdik zafere. Geleceğe bir yol açtı Fatihim!
Ramazan Kurt
Dedem Korkut
Ulu bir çınardır, dikilir barkım Tarih sahnesinde, bilinir farkım Rabbe niyazımla, silinir çarkım Şarkımız Dedemden, bolumuz olsun
Ne nefesim yeter, ne de sözlerim Kifayet göstermez, çare çözlerim Ben benden geçerken, yine özlerim Çarkımız Korkutdan, dolumuz olsun…
Damıtırım seni, korkularımdan Çileyle geçerim, sorgularımdan Kalbim ki sustadır, vurgularımdan Farkımız Başımdan, yolumuz olsun
Ölüm! Öz kardeşim, ahı sondadır Gerçeklerim ben de, gizlim ondadır Ötüken yaylam da, özüm kondadır Barkımız Buğumdan, kolumuz olsun
Orkun Işık
MUSTAFA KEMAL’ İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal’ i düşünüyorum Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri
Mustafa Kemal’ i düşünüyorum; Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında Destanlar yaratıyor cihanın görmediği, Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi. Mustafa Kemal’ i düşünüyorum; Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir ata binmiş yalın kılıç Koşuyor zaferden zafere… Mustafa Kemal’ i düşünüyorum; Ölmemiş bir kasım sabahı!
Yine bizimle beraber biryerde, Yaşıyor dört köşesinde vatanın. Yaşıyor damar damar yüreklerde. Mustafa Kemal’ i düşünüyorum;
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda Mavi gözleri ışıl ışıl, görüyorum Uykularıma giriyor her gece. Ellerinden öpüyorum.
Müzeler Haftasıyla ilgili şiir, Müzeler Haftası şiiri, Müzeler haftasıyla ilgili şiir
Müzeci Her ulusun tarihi Müzelerinde yatar Çok yaşasın o güzelim Müzeleri oluşturanlar.
Oralarda sergilenenlere Sadece bakmak değil erek Baktıklarımızı görebilmemiz gerek.
Müzelerdir geçmişimizi sergileyen Unutmayalım Geçmişi olmayanın Geleceği de olamaz. Bizim geçmişimiz de Geleceğimiz de var Geleceğimiz gençlerimizin Ellerinde büyüyor.
Fevzi Günenç
Müze Tarih, sanat, kültürün,hazinesidir müze. En gerçek bilgileri,o verir hepimize.
Onunla aydınlanır,en eski uygarlıklar. Orada sergilenir,çok değerli varlıklar.
Müzeleri gezmeyi,hiç ihmal etmeyelim. Bilgimize yepyeni, bilgiler ekleyelim.
Antik eser bulursak, verelim müzelere. Tarihi hazinemiz, ün salsın ülkelere.
Tarihi eserleri,özenle koruyalım. Turisti çektiğini, her an hatırlayalım.
Her turist, yurdumuzun,döviz, reklam kaynağı. Onu hoşnut tutalım,gezsin denizi, dağı.
Böylece, hem tanınır,hem de gelir sağlarız; Dünyayı ülkemize,sevgilerle bağlarız.
İşte açıldı yine Bilginin kapıları Ülkemin en verimli En güzel yapıları.
Gitti kara bulutlar Semalarda güneş var! Yurdumun her yanında Cehaletle savaş var.
Annelerle babalar Gururla bakıyorlar. Atatürk çocukları Okula akıyorlar!
Emaneti devralan Birer nefer her biri Silip süpürecekler Ülkemden cehaleti!
Kalmayacak tüm yurtta Okumayan, yazmayan. Cehalet zincirini Sökeceğiz bu yurttan!
Başöğretmen Atatürk Bu yolda önderimiz. Gönlümüz inanç dolu Bilimdir rehberimiz.
İlköğretim bilginin En sağlam temel taşı. Atamızdan armağan Tuttu bu çağdaş aşı!
Okuyup öğrenelim Çalışalım birlikte Güzel Cumhuriyeti Yükseltelim el ele.
Ali Koç Elegeçmez
İlköğretim Haftası
Yedi ve on beş yaş arası, İlköğretim tüm çocukların yuvası, Bu sıralar,tahtalar Ata’mızın hatırası, Kutlu ve mutlu olsun İlköğretim Haftası.
Okuma-yazmabilecek ki tüm insanlar, Bir gün ‘cehalet’ duvarını aşacaklar. Bir insan kendini düşünmüyorsa, Unutulmamalıdır genç yarınlar…
Türkiye’miz dünyada lider olacak, Şimşek gibi Türk çocukları göklerde çakacak, Başarılı Türk nesline yeni güneşler, Tarihe adını altın harflerle kazıyacak.
Lirik şiir şairleri kimlerdir – Lirik şiir yazan şairler
Batı edebiyatında Rönesans devri şairlerinden daha sonra , ilke olarak içe dönüklüğü benimseyen romantik şairlerin duygusal ve öznel bir nitelik gösteren şiirleri bu türün başarılı örnekleridir Lirik şiir, Türk edebiyatında da en çok kullanılan şiir türlerinden biri olmuş; Divan edebiyatında, Halk tasavvuf edebiyatında , din-dışı Halk edebiyatında ve yeni edebiyatta bu alanda büyük şairler (ozanlar) yetişmiştir
Adana şiir, Adana ile ilgili şiirler Adana hakkında şiirler
Memleketim Adana
Kuzeyinde sıralanmış karlı toros dağları duruyor, Güneyinde Akdeniz masmavi, rüzgarı savururuyor, Üç taraftan şehirlere yol veriyor. Sevgi adası Bayraklarıyla,gölün ortasında duruyor. Benim memleketim ADANA
Bu topraklar atalarımın toprakları Bu şehirde gördüm kendimi, Sıcak yaz güneşlerinde, Aşk gibi kavurur insanı Benim memleketim ADANA
Her tarafı tarih kokar Seyhan nehri güzellikler katar Taş köprü ahenkli bakar Diger yerde ceyhan akar Benim memleketim ADANA
Ovaları hayat verir Seyhan, ceyhan arasında durur Mis kokulu baharı olur Limon portakal başka olur. Benim memleketim ADANA
Münevver Düver
Aşığım Adana
Güzel olur Adana’nın baharı, Burcu burcu kokar portakalları, Hasretle beklerim her yıl baharı, Aşık oldum sana güzel Adana.
Irmağında köprüleri sıralı, Kızların saçları hep boyalı, Barajları birbirine dayalı, Aşık oldum sana güzel Adana.
Sıcak olur Adana’nın yazları, Dolar taşar pavyonları, sazları, Kibar olur gelinleri kızları, Aşık oldum sana güzel Adana.
Zengini denize yaylaya çıkar, Fakiri çoktur yokluktan bıkar, Güzeli çoktur içimi yakar, Aşık oldum sana güzel Adana. İbiş Top
kavak yelleri 153.bölümde efenin okuduğu şiir, efenin öldüğünde okuduğu şiir
Kavak Yellerinde Efe’nin öldüğü sahnede okuduğu bir şiir vardı. Şiir Nazım Hikmet Ran’a ait.
Ben Senden Önce Ölmek İsterim
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. İyisi mi, beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin… Fedakârlığımı anlıyorsun : vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orda beraber yaşarız külümün içinde külün, ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar… Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacağız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım. Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde? İçimden bir şey : belki diyor.
Gözlerimden kaçırdığın bakışları Eline vereceğim bugün Yağmurlarınla ıslattığın ruhumla Gidip gelen düşlerimi Kalbime gömüp, Dualar okuyacağım ölen huzuruma…
Gönlüm geçip giden baharın arkasından Yolların gizemli yanlarına bakarken Elimde titrettiğim ‘sen dokunuşlarına Bir nefeslik soluk aldırıp, Şiirime yerleştireceğim…
Yüzüme çarpan ayın gölgesinde Paramparça olan umutlarımı Terk ediliş namına edilen Feryat figan nidaları (vedaları) Toplayıp, Gece rüzgârına çalacağım…
/Son trenin son yolcusu gibi Bineceğim bu geceki rüyalarına Göreceksin aşkın tesirini Ve sen! Hissedeceksin bendeki aşkın nasıl nefretleştiğini/
Teninde ayrılığın soğuk dokunuşları varken (dururken) Bendeki senin götürdüklerini Eline alıp, Bin parçaya böleceksin ettiğin yeminleri…
Çıkarken kırık, dökük ‘sen köprülerinden Dokunduğun her yer, Yanık aşk kokusu olacak, Kapkaranlık hayallerimin gizinin Anlaşılmaz görünüşünden Ölü kalbimi görüp, Toprak alacaksın üstünden…
Usulca yalvarırken Tanrıya, Güneş kokulu aşkları dileyip, Meleklerden aldığım hazla, Seni isteyeceğim yaratandan Kabul olur musun?
Özgürlük Şiiri, Özgürlük ile ilgili Şiirler, Özgürlük Üzerine Şiirler
ÖZGÜRLÜK Şiir
Karanlığa her baktığımda Ansızın aklıma gelirsin Sen yoksun yanımda Kayboldum yokluğunda
Hasret duyarım sana Gecenin sessizliğinde Rüyalarımda… Her nefes aldığımda
Benden uzak olsanda Bensiz kalsanda Beni sakın unutma! Birgün yanına geleceğim Bekle beni ÖZGÜRLÜK!
Özgürlük
düşünceyi durduran uyku usu mumyalayan yalnızlık göğün ağırlığını taşıyan ağaçlar ağaçların ağırlığını taşıyan toprak
yürek yontusu tunç istenç sonsuzluğun sayısız boyutlarınca görkemli varlığın öğelerinde duyumsanan dirim düşler dizgesi gezegen, uzak yıldızlar bir özge özgürlük düşüncesi bir özge yaşamak için
Göz yaşları mahkumdan
Mahkumları göz yaşları İnci tanesi değil Alev topudur Düştüğü yeri yakar Kömür eder kül eder Mahkumların sesi Yanık olur yürek dağlar Mahkum olan pişmandır Önce sucu işler sonra düşünür Demir parmaklılar ardında Yaşayamayacağı hayatına Ölesiye üzülür Son pişmanlık fayda etmez oysa Mahkum ağlasa da yansa da Kara yazı yazılmıştır anlına
Meriç Köprüsü ‘ nün altindan, gönül gözüyle egil, bak, Neler akip gider, göreceksin, o sularla birlikte. Ne kadar güçlü ugras, verirsen ver, akintiya inat, Nice eski sevdalar, kayip gider, kumlarla birlikte.
Nevzat Bilgiç
Memleket Şairi Nevzat Bilgiç’inTANITIM YAZISI
Sıla Benim, Gurbet Benim ‘ Memleketime Şiirler ‘ ve Onun Yazarı Nevzat Bilgiç Hakkında
Yazan: Araştırmacı, Gazeteci, Yazar Nazif Karaçam
Şair büyük insandır. Özellikle Memleket Şairi ise, daha büyüktür. Memleket Şairi olmak da kolay değildir. Bu tür şairlerde öncelikle Yurt ve Ulus sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık, Tarihe sevgi, Kahramanlara saygı başta gelir. Bizim edebiyatımızda böyle bir kaç şair vardır. Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz Çamlıbel, Mehmet Akif Ersoy ve tabii Yahya Kemal … Bu şairlerde Yurt güzellemesi, Tarih ve Ecdat sevgisi ,fazlasıyla dile gelmiştir. Ancak son yıllarda edebiyatımızda Memleketi terennüm eden şair pek görünmez olmuştur. Nevzat Bilgiç “ Az görüldüğünü söylediğim ” şairlerden biridir. “ SILA BENİM, GURBET BENİM, MEMLEKETİME ŞİİRLER “ onun üçüncü şiir kitabı olmaktadır. Daha önce “ KIRKLARELİ ’ NE ŞİİRLER ”, “ EDİRNE ’ YE ŞİİRLER ” adlı kitapları çıkmış olan şairin şimdi “ MEMLEKETİME ŞİİRLER ” kitapları ; Nevzat Bilgiç ’ in hayatında yer alan , öncelikli yerlere yazdığı şiirleri içermektedir.. Bundan sonra şairin “ SAKARYA ’ YA ŞİİRLER ” i de yazması gündemde olabilir. Bildiğim kadarı ile Nevzat Bilgiç ; saygısı, bağlılığı ve vefası olan insandır. Şüphesiz Nevzat Bilgiç bu yerleri ezbere şiir konusu yapmıyor. Çünkü yazdığı şiirlerde duygunun, coşkunun ötesinde bilgiler ve betimlemeler (tasvir) var. Görev gereği, Yurdu tanımak istek ve düşüncesiyle yöreleri gezip görmüş, fotoğraflamış ve sonrada oturup şiirleri yazmıştır. Yani Nevzat Bilgiç ; şiir yazmak için ilham Perisi ’ nin gelmesini beklememiş, duygulandıkça, düşündükçe şiir yazmıştır. Bu nedenle , genelde Nevzat Bilgiç ’ in şiirleri didaktiktir. Şiir onda öğrenmek, duygulanmak için bir araçtır. O, düşünen şair olmaktan çok duygu, coşku, inanç ve bilinç, tarih ve doğa şairidir. Tabii aynı zamanda bir Fotoğraf sanatçısı ’dır. Yurdunun güzelliğini fotoğraflamak, şiirleştirmek ; şair Nevzat Bilgiç ’ te adeta bir tutkudur. Nevzat Bilgiç ’ in şiirlerinde Tarih ile Tarih sevgisi, Ulus ve Atatürk sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık ve saygı, ondaki Tarih Bilinci ’ nin bir yansımasıdır. Kendisi Rumeli kökenli bir şairdir. Ataları Balkanlar ’dan gelmiştir.Bu nedenle Nevzat Bilgiç ’ te, biraz Yahya Kemal havası vardır. Vatan şairi Namık Kemal tavrı vardır. “ Ben gurbette değilim gurbet benim içimde ” deyişi vardır.
Yani kısaca şair ; çok yönlüdür. Karşılıksız Yurtsever ‘ dir, Gıllıgışsız Atatürk sevdalısıdır. Kısaca bir Türkiye ve Ulus milliyetçisi ‘ dir. Onda Türklük; onur ve gurur kaynağıdır. Irkçılığa dayanmayan bir insan sevgisi şairidir. Nevzat Bilgiç daha ziyade, genç kuşaklar için şiir yazan bir şairdir. Onları Ulusal değerlerde yetişmiş görmek idealidir. Şiirlerinde tarih ve coğrafya bilgisini öne çıkaran şair, coğrafyadan Vatan ‘ a bir yol olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Kırklareli ‘ li olup, Edirne ’ de yaşamak, Edirne ’ den Yurdu düşünmek, Nevzat Bilgiç için bir MEMLEKET AÇILIMI ’ dır. Şairin bu yüce ülkü ve emelini selâmlamak bize vazifedir.
“ Bu topraklardan şair Nevzat Bilgiç Geçti ” demek bizim için tarihi bir tespit ve teyittir.
Bugün günlerden Cuma- Saat 7’de kalktım O perdeyi kaldırdım-pencereden bir baktım Oda sessiz ben sessiz-yapraklar kımıldıyor Kuşlar cik cik ötmekte-beni üzüntüye kor Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Sokak tamamen bomboş-karşı yolu gözlerim Bir elimde kalemim-ağlamakta gözlerim Üzdün annem bizleri-soldurdun yürekleri Bir kez daha görmekti-bizlerin dilekleri Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Rabb’im seni bizlerden-seviyormuş çok daha Yeşillenen ağaçlar-bana görünür vaha Allah’ım güç kuvvet ver-koyma bizi ellerde İnan dua ederiz-Bismillahım dillerde Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor İlk defa tadıyorum-gerçekten son ayrılık Annem bak toplanıyor-durmadan kalabalık Herkes seni konuşur-bütün insanlığını Hepsi de çok seviyor-Emine denen canı Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Almanya’da namazın-kılınmış toplu hâlde Anneciğim duymadın-dolmuştu sende vade Vücudu yıkamışlar-sarmalamışlar seni Biz nasıl göreceğiz-konuşmayan o teni Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Duy Cumartesi günü- tamam öğle namazı Bizlere zehir oldu-hem kışı hem de yazı Teker teker geliyor-bütün akrabaların Durmadan anlatılır-o sevgin itibarın Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor Hasan şiir yazıyor-bir taraftan ağlıyor Sen yoksun yanımızda- karaları bağlıyor Mevla’m sorgu sualden-kolay geçir annemi Yıkıldım perişanım-ben kaybettim hanemi Olmuyor anneciğim-inan sensiz olmuyor Hepten çaresiz kaldık -anla vakit dolmuyor
Cahit Sıtkı Tarancı Bütün Şiirleri – Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri
Aşk İle Cahit Sıtkı Tarancı
Baktım ki gökyüzü baştan başa bulut Unut diyor o güzel günleri unut Baktım ki deniz her dalgasıyla düşman Kuşlar av peşinde balıklar pusuda Çok gerilerde kalmış cıktığım liman Yok görünürde sığınacak bir ada
Baktım ki o musibet gün gelip çatmış Yolcusunda tayfasında şafak atmış Ne yelken kar eder ne kürek ne istim Dayandım aşk ile yürüttüm gemiyi Aşk ile koskoca dağları düz ettim Avladım sonunda o civan kekliği
Kulak Ver Ki… Cahit Sıtkı Tarancı
Kulak ver ki havasında bahçemizin, Gök maviliğinden, dal yeşilliğinden Bir türkü söylenmede kendiliğinden; Nasıl dinlersen öyle, sen veya hazin.
Kulak ver, dolaşan ruhumuzu tel tel; Dallardaki tomurcukları ürperten Bir türkü söylenmede kendiliğinden; Dinlenmedikçe ömrün artar, öyle güzel!
Korktuğum Şey Cahit Sıtkı Tarancı
Gün çekildi pencerelerden; Aynalar baştan başa tenha. Ses gelmez oldu bahçelerden; Gök kubbesi döndü siyaha.
Sular kesildi çeşmelerden; Nerden dolacak bu taş nerden, Nergislerin açtığı yerden Ey kuş uçurtmıyan ejderha?
Ne yardan geçilir, ne serden; Korkuyorum bu gecelerden. Bel bağladığım tepelerden
Karasevda Cahit Sıtkı Tarancı
Bir kere sevdaya tutulmaya gör; Ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, Mecnun misali kör; Ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Dünya bir yana, o hayal bir yana; Bir meşaledir pervaneyim ona. Altında bir ömür döne dolana Ağladığım yer penceresi midir?
Bir köşeye mahzun çekilen için, Yemekten içmekten kesilen için, Sensiz uykuyu haram bilen için, Ayrılık ölümün diğer ismidir. İlk Aşk / Cahit Sıtkı Tarancı
Felek ne kadar kahretse kalbimize, Zaman zaman hatırladığımız olur, Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize; Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.
Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz! Balkonundan gül atan cömert sevgili! Aşkınla deli divane olduğumuz, Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.
Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz, İlk aşk gecesinin masum yeminleri, Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz? Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.
Abbas / Cahit Sıtkı Tarancı
Haydi abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı. Şu ağacın gölgesinde olsun; Tam kenarında havuzun. Aya haber Sal çıksın bu gece; Görünsün söyle gönlümce. Bas kırbacı sihirli seccadeye, Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana. Katıp tozu dumanı, Var git, Böyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan; Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
Otuz Beş Yaş / Cahit Sıtkı Tarancı
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünüyorsunuz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim: Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar. N’eylesin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında