Aşkla ilgili şiirler, aşk üzerine şiirler, aşk şiirleri, en güzel aşk şiirleri
BU AŞKIN ADI HASRET OLDU
Yokluğun özlemini biledi bir bıçak gibi Yollarda dolaştım kimsesiz gibi Özlemin büyüdü bir çığ gibi Sen gittin ya Bu aşkın adı hasret oldu
Keşke demicem bu sefer diyemicem Ne keşke diyecek bi sewgiydi bu Nede sen bir keşkeye sığabilirdin Sen gittin ya Bu aşkın adı hasret oldu
Yol ayrımı bu yaşadığımız şimdilerde Yalnızız artık bu koskoca ewrende Mutluluk ayrılmasın yanından ömrünce Sen gittin ya Bu aşkın adı hasret oldu Sen gittin ya Ben yarım kaldım…
AŞK
Süzülerek akar boş yüreğime, Işıklı gözlerin nur bakışları. Kanatlanır uçar hoş dileğime, Sineme saplanan yar bakışları.
Yeşeren gönlümde ateş közledim. İçimdekileri elden gizledim. Görmedim rüyada nasıl özledim? Dantele işledim zar nakışları.
Ağaç gövdesine ismini kazdım. Kıyıda kumsala resmini çizdim. Adına şiirler ezgiler yazdım. Gene çare olmaz var akışları.
Ben bir onu sevdim başka bilmedim. Ağladım yaşımı açık silmedim. Kader böyle imiş çok da gülmedim. Eritti bitirdi nar yakışları.
Öznur Karaman
DİYAR-I AŞK
Gözlerden yüreğe düşen ilk ateş, Akarken sessizce gizli ve sırdaş. Artık gülmeler feryatlara eş, Hüznü sevince katar burada
Aşk kanda kıpırtı küçücük heves Aşığa bu dünya altından kafes, Şimdi yaşamak için aldığın nefes, İnsanı boğmadan beter burada.
Gençliğin ateşi var iken başta, Zaman durmuş birden sevdalık yaşta, Akıl pazarlanmış alışverişte, Tüccar almadan satar burada.
Yaslı sözler elem ile beslenir, Yaşlı gözler sevdiğine yas/lanır. Körpe aşklar yaşamadan yaşlanır. Güneş doğmadan batar burada.
Hayat diken üstünde ölüm tuzakta Yalnızlık yakında o yar uzakta Toprağın üstünde kavuşmasak da Vuslatın kokusu tüter burada.
Sevgiyi bilmeyenin toprağı çorak. Aşık bedenlerle beslenir toprak. Bu can ölür ise yarinden ırak, Kimsesiz sessiz yatar burada.
Gelince huzura ruhun günahı, Saklayamaz sırları zifrin siyahı. Elbet bulu o gün, bu canın ahı. Kaçsa da yakalar tutar burada.
Diyar-ı aşk burası gökler karanlık. Geceler yıl sürer gündüz bir anlık. Ruhlar tek vücut yok olmuş benlik, Herkese tek seda yeter burada…
gül kokuyorsun bir de amansız, acımasız kokuyorsun gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun dayanılmaz birşey oluyorsun, biliyorsun hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül gül kokuyorsun nefes nefese.
gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle sen koktukça düşümde görüyorum onu düşümde, yani her yerde yüzü sararmış, titriyor dudakları şakakları ter içinde tam alnının altında masmavi iki ateş iki su iki deniz bazan bazan iki damla yaz yağmuru mermerini emerek dağlarının şiirler söylüyor gene ölümünden bu yana yazdığı şiirler kızaraktan birtakım şiirlere büyük sular büyük gemileri sever çünkü ve odur ki büyüklük şiir insanın içinden dopdolu bir hayat gibi geçerse o zaman ölünce de şiirler yazar insan ölünce de yazdıklarını okutur elbet ve senin böyle amansız gül koktuğun gibi yaşamanın herbir yerinde.
gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun bu koku dünyayı tutacak nerdeyse gül, gül! diye bağıracak çocuklar bütün herkes, hep bir ağızdan: gül! ve herşeyin üstüne bir gül işlenecek saçların, alınların, göğüslerin üstüne yüreklerin üstüne bembeyaz kemiklerin mezarsız ölülerin üstüne kurumuş gözyaşlarının titreyen kirpiklerin üstüne kenetlenmiş çenelerin ağarmış dudakların unutulmuş çığlıkların üstüne kederlerin, yasların, sevinçlerin ve herşeyin üstüne bir gül işlenecek.
bir rüzgar, bir fırtına gibi esecek gül yıllarca esecek belki ve ansızın dünyamızı göreceğiz bir sabah göreceğiz ki biz dünyamızı gerçekten görmemişiz daha geceyi, gündüzü, yıldızları görmemişiz hiç tanışmaya komamışlar bizi güzelim dünyamızla.
öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları bu umutsuzlukları bırakın kardeşler göreceksiniz nasıl güller güller güller dolusu nasıl gül kokacağız birlikte amansız, acımasız kokacağız dayanılmaz kokacağız nefes nefese.
Ben senden önce ölmek isterim. Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu. Iyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni gorebilesin Fedakarliğimi anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. Ve toz oluyorum yaşiyorum yanında senin. Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin. Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar… Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek. Toprağa beraber dalacagız. Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasndan nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben. Ben daha ölümü düşünmüyorum. Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden. Kaynıyor kanım. Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber. Ama ölüm de korkutmuyor beni. Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini. Ben ölünceye kadar da Bu düzelir herhalde. Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? Içimden bir şey : belki diyor.
Beni sen akşamcı ettin Hayal sevgilim Elde kadeh Dilde sen Her akşam bu sofrada bir rüzgardır esen
Yıldızlara isimler verdim kendimce Biri hayal Biri gurbet Biri hasret Biri hep o güzel memlekettir memleket Sokaklarında büyüdüğüm seninle Buluştuğum gözlerinle O güzel memleket bir yıldıza adını verdi Akşamları göğe kaldır başını seyret Belki geçmişin ışıkları henüz sönmemiştir Belki resimler kaybolmamıştır Belki isimler unutulmamıştır Belki batmayı unutmuş güneşler vardır gökte Seyret aynaya bakmadan seyret gökyüzünü Bir yıldız göz kırpıyorsa Veya bir ışık kayıyorsa Benim kadehimdir şerefine kalkan Işıklara doğru Sana doğru Şiirler geliyor gökyüzünden Bu bilinmeyen hayal meyhanesinden
Beni kimse görmedi Ben kimseye el sallamadım Seninle meşguldum Tanıdıklar görmüşse de ben onları tanımadım İnanır mısın senden başkasını da pek sallamadım
Baharlar açıyor toprakla birlikte ben de canlanıyorum Hayallerimi uçurtma yaptım Gökyüzünde yalpa yalpa yalpalanıyorum Birşey göremiyorum uzaktan sana uzanamıyorum Adını çağıracağım bir kimse de yok Hep yalnız yürümüşüm sokaklarda demek ki Sana bakayım derken kimse kalmamış yanımda Bir senin adın var aklımda Onu da söyleyemem Onu bağıramam özgürce Adını tutukladım beynimde salıvermek yok Havalandırma bile yasak Voltayı hayallerimde atacaksın Sen kimseye görünmeyeceksin
Gel be dünya, evinden atma beni hayata çok alıştım Azraile satma beni Sana söylerim beni vermezsen ellere İsimleri itiraf ederim Bir konuşsam sarsılırsın
Beni sen akşamcı ettin hayal sevgilim Elde kadeh Dilde sen Meyhane beğen meyhanelerden Küfürlere karıştı gecenin çığlıkları Sesim sesine ulaşmaz Aşk buna mı derler Kavuşulmazsa büyür Kavuşulursa erir
Ben seni seyrederdim Köşeden Arkana takılırdım anlamazdın akşam üstleriydi Bizlerle pek oynamazdın Bir yakan toptu son oyunumuz Ellerin ellerimi yaktı Gözlerin gözbebeklerimi Bisikletimde kaldı sıcaklığın Bisikletim yok şimdi
Beni sen akşamcı ettin Hayal sevgilim Elde kadeh Dilde sen Bir de o zümrüt gözlerinde öpüşen Mutlu çocuk Nereye yolculuk bile demeden Gittin evlendin Seslenemedim Seni hiç görmedim Ben ölmedim Sen ölmedin Neredeydin bilemedim Bir tebrik de edemedim
Şimdi eski dostlara rastlıyorum Herbiri bir yerde Kimi okumuş kimi zengin Kimi mutlu Kimi bezgin
Ben bir dünya tatlısı ile evliyim şimdi Dünyaya bunca bağlanmam onun eseriydi Şiirler yazdım ona şarkılar oldu Bu kadeh onunla doldu Seni inattan soruyorum herkese Daha neler var bu şiir devam ederse
Bırakma hayallerimi Hayal güzelim Ben akşamcıyım Sen akşamsın Bir güzel bestede şarkısın dinlediğim Bir özlemsin bitiremediğim Dün gibi herşey oysa Dün gibi ama Zamana şehir de dayanamamış Yıkılmış Sokaklar süklüm püklüm Ağaçlar büyümüş ve çürümüş Bizse yaşamadıklarımıza inat saçlarımızda beyazlar Sokaklarda maziyi arıyoruz Yanılıyoruz dostum Yanılıyoruz Zaman geldi biz ayrılıyoruz Ben sana alıştım hayat Darılırım gidersen Bir daha yüzüne bakmam Şerefsizim yanına bile gelmem
Bu şiir uzayacak Hayal güzelim Yorulduysan git Laf lafı Laf mısrayı açıyor Bende uyku yok Zaman azaldıkça Uykum kaçıyor Daha uzun kalmak ayakta Sanki daha uzun yaşamak gibi Hiç uyumasam ömrüm iki katına çıkar mı Aldanmak mı yoksa hayallerim Ömür nedir Hayat nedir hayal nedir İşte şu oturduğum sedir nelere şahittir Ben bilmem o da dünyada ben de Belki o sedir daha bir kıymetlidir Herşey izafi hayal sevgilim Güzel Çirkin İyi Kötü Uzun Kısa Ve daha neler neler Adına sıfat dediğin ya da nitelik Asıl olan Mutlakla birliktelik
Sazlıklarda bir kamış O kamış neye yaramış Diye sorma Kamış kamış olmuşsa mutlaka Birşeye yaramıştır Hani insan insan olmuşsa da aynısıdır Palavra gayrısıdır Ben bıkmadım yaşamaktan Yaratan bıktırmasın Aşk ile yansın yüreğim Ayakkabım sıktırmasın
Haşim adam bıçaklıyor mu sokaklarda Yüksel ‘i dövdüler mi kapıda Vay anam ne kıymetliymiş gözlerin sen hala kaçır onları
Mahallenin bebeleri birbirine girsin senin için Elyüz kan içinde elin oğlu şenli Bizi bize kırdırttın Güzeller güzeli Hayal şehrin hayal kızı Helal olsun sana Akan kanlar yoluna şerbettir senin
Beni sen akşamcı ettin hayal güzelim Ötekiler ne oldu bilmem Biri emekli olmuş Öbürü elini tornaya kaptırmış Biri de terörist dediler En akıllısı manifaturacı, müteahhit Kapatmış hayal şehrin arsalarını Sonra önüne gelene satmış
Ben kiraladım yanındaki meyhaneyi
Parasız mey satarım karşılığında muhabbet Ben sana hapsoldum müebbet Yine de diyorum kendime be adam haline şükret Ya idam olsaydı cezan Af da etmezdi devlet
Bu şiir ah bu şiir seni bana getirsin Ne işim varsa beni alıp bitirsin Sesler uzakta kaldı Yaşlar yaş olmaktan çıkmak üzere Bu şiir seni bana getirecek mi bilemem Ama ben kalkıp gideceğim uzaklara Aklımı bırakıp Aşkımı bırakıp Bir de yakamı bıraksam Kurtulacağım Sana bir sepet çiçek yollayacağım İsimsiz Bir kucak şiir Bitimsiz
Ellerimde güller açmış Sabah çiğleri üzerinde Fırından sıcak ekmek kokusu yayılır Çocukluğumun istüne Uyanmak ne de zordur okul varsa Sen uykularımı bölerdin Buğdaylı rüzgar kokusuyla Büyüdük herşeyi büyüttük Aşkı Hasreti Milleti Sen neredesin ey sevgili
Caner Mardin
Yüreğim Aşkına Susuz
Seyit Ahmet Uzun
Susuz kaldı yüreğim aşkına çöl oldu duygularım hani nicedir özlediğim sen bir bıçağın altında kanımı akıttım nemli toprağına dudaklarım kupkuru kalbim atmıyor sanki
aynaya baktım bugün alnımda kan aşkına hüküm giydim demiştim ama kalbim o kadar kirli ki girmek istemedin sanki nazlı bir kuş gibi penceremde süzüyordun ben dikeni yüklenmiş çiçeğini
ama inanıyorum ki sen dikenlerime aldırmazsın sevgimi hissettiğin yüreğimin hürmetine acır da bağışlarsın değil mi?
nice yüzler gördüm ki kanlı nice yüzler gördüm ki maskeli nice yüzler gördüm ki aşksız ben ben neresindeyim bu sersenişin ey sevgili işte aşksız ve kupkuru bir çöle dönmüş kalbimi yapmacıksız ve sade aşksızsa da iki yüzlü ve kanlı değilim. nefretleri eritiyorum sabah güneşinde kurban ediyorum kaprislerimi, kıskançlıklarımı iki yüzlülükleri ve kibirleri sahtekarlık kokan ibadetlerimi sana sadece susuz kalmış kalbimi sunuyorum. al sevgili al boya beni aşkının sularına
En Güzel şiirler En güzel aşk şiirleri En güzel ayrılık şiirleri En güzel şiir listesi
Hayata bir renk, bir tat katar şiir işte birbirinden güzel onlarca şiir. En çok okunan en çok beğenilen şiirlerden seçilmiş bir liste.
Her Şey Sende Gizli Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin…
18 mart şehitler günü şehitler günü şiirleri şehitler günü ile ilgili şiirler
Çanakkale Zaferi; Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebeleri’ni kazandıran bu yüksek ruhtur.”
M. Kemal ATATÜRK
ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLER GÜNÜ İLE İLGİLİ ŞİİRLER
İstiklal Ordusu Şehitlerine
Düne kadar en vakur ölümlere güldünüz, Bugün bütün milletin gönlüne gömüldünüz, Rahat rahat uyuyun son aşiyanınızda.
Artık ne gözünüzde köy dönmek emeli, Ne yaranızı saran ince bir kadın eli, Belki arkanızda yok bir ağlayanınız da.
Varsın dolu bulunsun bin elemle göğsünüz; Siz, Tanrı’nı n övdüğü kullardan büyüksünüz; Zemzem kutsiyeti var her damla kanınızda.
Fani akislerini kaybeden sesleriniz. En mağrur alınlara diyebilirler: Eğil! Edebiyyet en küçük payedir yanınızda.
Çünkü hürriyet için söndü nefesleriniz, Yâdınıza yabancı badiyelerde değil, Ana vatanınızda, ana vatanınızda…
Bilim ve Teknoloji Konulu Şiirler – Bilim Konulu şiirler – Teknoloji Konulu Şiirler Bilim ve Teknoloji İle İlgili Şiirler- 8 – 14 Mart Bilim ve teknoloji haftası Şiirleri
Deprem haftasına özel şiirler Deprem Haftası şiiri Depremle ilgili şiirler
DEPREM
Gürültü kopar uzaktan, Sular fışkırır topraktan. İnsanlar yolu bulamaz, Oluşan bir karanlıktan…
Bu bir depremin sesidir. Bir canavar nefesidir… Karanlık kaplar her yeri. Bilmem kentin neresidir?
Anne ağlar, yavrum diye, Çocuk ağlar, annem diye. İnsanların hepsi şaşkın… Bakamazsın bu sahneye.
Elimizden bir şey gelmez, Bu felâket hiç sevilmez. Bu sarsıntı yer küreden… Daha önceden bilinmez.
Sağlam temel sağlam evler, Sözüm size mimar beyler. Sağlam yapın her binayı! Yıkılmasın kentler, köyler!
Halkım hiç acı çekmesin, Artık gözyaşı dökmesin! Sağlam yapın her binayı, Deprem bize kükremesin!
Çok üzgünüm acılardan, Kurtulalım sancılardan… Çığlıklara dönüp bakın, Ders alalım buncalardan.
İbrahim ŞİMŞEK
KONUT DEYİNCE
Konutumuz sağlam olsun, Depremde hiç yıkılmasın. Gece-gündüz neşe dolsun, Kem gözlerle bakılmasın.
Konutumuz geniş olsun. Eşyalara yer bulunsun. Merdivenler dar gelirse, Asansörden çıkış olsun.
Konutumuz temiz olsun, Pencereler geniş olsun. Her adaya güneş girsin, Perdesinde korniş olsun.
Her durağa yakın olsun, Mobilyamız takım olsun. Gürültüden çok uzakta. Konutumuz sakin olsun.
Aylık gelir dolgun olsun, Kira, biraz uygun olsun. Çarşılara gitmek zordur, Manava da yıkın olsun.
Her köşede oyuncaklar, Bahçesinde salıncaklar, Mahallemizde çocuklar, Benimle arkadaş olsun.
Bahçesinde çiçek açsın, Ağacında kuşlar ötsün, Komşularla hep birlikte, Günlerimiz güzel geçsin.
İbrahim ŞİMŞEK
Yaşanan Zelzeleler
17 Ağustosta deprem felâketini Ailecek Gölcük’te gördük biz de yaşadık. Şimdi de vurdu yine Pakistan Milletini 9 Ekim İkibin beşte sanki biz vardık.
Allah merhamet etsin,yaşayan başka anlar Unutulmuyor asla geçse nice zamanlar, Felâketi görüp te içinde yaşayanlar O günlerine döner, o günlerini yaşar…
Bazı öyle olaylar anlatmakla yaşanmaz, Tarife imkân olmaz onu yaşayan bilir, İşte tüm felâketler yaşanır,anlatılmaz Acılarla doludur,yıkan bir aşk gibidir…
Depremle Selle Bizi Taşan Toprağan Katma
Pakistan harap olmuş gönül artık gülmüyor Gönül mızrabı kırılmış artık oda artık çalmıyor Bu kadar felaketten sonra Müslümanlar ders almıyor. Depreme uygun teknolojik binalarda yapmıyor. Depren senin dünya senin engellenmiyor Müslümanları gafletten uyandır sen koru yarabbi Yarabbi Müslümanlar gaflet içinde doğal afetinle yakma Sahibimiz sensin doğal afetlerle bizi hesaba çekme. Sen gafurur rahimsin bizi perişan edip yıkma Depremle selle bizi taşan toprağan katma Allah’ım
Deprem
Deprem olur dört bir yanda Enkaz altında kalır tüm insanlar Pek üzücü bir olayda olsa Razı olmalı tüm canlılar Yasla eşyaları duvara Düşmesin başımıza Enkazda kalınca Korur sivil savunma Deprem anında Çömelecek yerin olsun Başını yaralama Acını arttırma Yararalanınca sarar yaranı Zor durumda kalınca Bundan biri enkazdır Deprem olunca Nerede olacağı bilinmez Yolda veya okulda Rastlar her zamanda Sen hazırlıklı ol Zorlukolmasın başımıza Deprem anında Calın yada malın gider Enkaz altında Deprem çantasını hazır tut El fenerini unutma Hele yemek önemlisi İlk yardım çantasıda var Enkaz ne demek derlerse Acı gelir aklıma Canın koybola bilir Enkaz altında.
Dünya Kadınlar Günü Şiirleri Kadınlar Günü Şiiri Dünya Kadınlar Günü Kutlama Kadın Konulu Şiirler
Dünya kurulduğundan bu yana, Değer verilmedi kadınım sana Hep ezildin cefa çektin,yılmadın, Yıldırılamadın sen, ve sabrettin
Ne yaptınsa kıymetin bilindi mi? Çoğu zaman gözyaşın silindi mi? Babam dedin ellerine sarıldın, Ar, namus deyip,töreyle anıldın
Silah verdiler kardeşine, öldür dediler Okutmadılar,sevmediyine verdiler Sığındın kocaya kurtulurum diye, Ne çare,yine olmadı,nafile
İtilip kakıldın,dayak yedin satıldın Güvencen yoktu kurtulamadın Bir de düşün ki anasın Soruyorum,hangi derdine yanasın?
Nasıl yaparsan yap oku,kendini yetiştir Çağdaş yolla,bilgilerini pekiştir Kolay değil işin,zor ve güç iştir Ekonomik özgürlüğe sahip ol
Kurtulmak için yoktur, başka yol Mutlu olmalısın ki,sıcacık yüreğinle, Sevgi dağıtmalısın,savaş, var gücünle Korkma hayattan,sevgi, saygı onur sana
Ne mutlu,yıllar önce bağışlamıştı, Yüce Atam bunları kadına Şimdi ne oldu da uzaklaştık, Değişik yollara saptık
Türbanlı,türbansız diye ayrıldık, Düşmeyin bu oyuna,düşmeyin gençler Eremesin muratlarına bu hain eller Cennet ülkemizi,Atam size emanet etmedi mi?
Bu hainlerin yaptıkları artık yetmedi mi? Mühim olan,çağdaş kadınn,çağdaş eğitimle Vatana hayırlı evlatlar yetiştirmesi, Köle gibi değil,insanca yaşayabilmesi
Soruyorum size kadın olmak suç mu? , Ana bacı kardeş,bu kadar korkunç mu? Allah kadını da erkeyi de eşit yaratmış, İkisinide farklı görevlerle donatmış
Var oluşumuzun sebebi,birlikte yaşayıp, Bu dünyayı ve nimetlerini paylaşmaktır Kadın erkek birbirinin kıymetini bilmeli Yüreğinden varsa,kini,öfkeyi silmeli
Ne erkek kadınsız,ne de kadın olmaz erkeksiz, İşte o zaman kalmaz hayatın tadı olur lezzetsiz Bugün kadınları anma günüdür Dileğim,hergün saygı,sevgi,hoşgörüdür
Polis haftası şiirleri, polis haftasıyla ilgili şiirler,polis şiirleri Türk Polisi şiirleri, 10 Nisan polis haftası ile ilgili şiirler
Polis haftası ile ilgili şiirler
Türk Polisi
Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Kim ne derse desin size, İnanmayın, kanmayın, Millet sever hepinizi, Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Gece gündüz demeden, Ekmek yemek yemeden, Edirne’den Erzurum’a, Gidersiniz seve seve, Doyamadan yavrunuza, Bu vatan, millet uğruna, Nice canlar verirsiniz, Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Her daim çalışırsınız, Yakalarsın hırsızı, uğursuzu, Minnettardır bu millet, İhtiyarı, genci, yetişkini, Severiz biz polisimizi.
Münevver Erilmez
Kahraman Polis
Varlığın ülkeme güven veriyor Asayiş seninle berkemal polis Kavgalar bitiyor huzur geliyor Adalet elçisi kahraman polis
Kanunun yolunda çalışır gider Bıkmadan zamanla yarışır gider Gündüzü geceye karışır gider Adalet elçisi kahraman polis
Öyle zor şartlarda görev başında Bir sıcaklık arar çoğu aşında Kimi şehit olur çok genç yaşında Adalet elçisi kahraman polis
Kimine azrail kimine hızır Kim imdat istese yardıma hazır Masuma hamidir suçluya nazır Adalet elçisi kahraman polis
Her türlü olaya korkmadan koşar En büyük engeli anında aşar Vatanın miylletin aşkıyla yaşar Adalet elçisi kahraman polis
Dert olur acımız ağrımız size Bizim de açıktır bağrımız size Hep aynı ilkeye çağrımız size Adalet elçisi kahraman polis
Yetmiyor övmeye kalemle kağıt Olmasın adına dillerde ağıt Sen de mutlu yaşa yasını dağıt Adalet elçisi kahraman polis
Muammer Baydere
Polistir
Atatürk yolunda onun uğrunda Vatan namusuna bekçi polistir… Bir acil vakada aczin yanında, Görülen personel bil ki polistir…
Gece gündüz görev yapar durmadan, Kimseler gitmeden hatta varmadan, Namussuz iş yapan ve yapanlardan Hesap soranların ilki polistir…
Haklının haksızı ezdiği yerde, Polisi görürüz her bir seferde, Eli silahında, canıdır serde Susanın ağzında dil ki polistir…
Polistir vatanın her köşesinde Polistir kötünün hep peşesinde Duamız var olsun ve yaşasın da Yüzümüzün artan akı polistir….
Albayrak altında,namusuyla da, Canıyla,kanıyla ulusa feda, Olmuştur,olur da ve de maada Şehittir, gazidir levki polistir
Güvencimiz,gururumuz,nabzımız Onunla sağlıklı atar kalbimiz, Onunla yan yana onunlayız biz, En yakın dostların teki polistir.
Trafik kurallarına dikkatlice bağlanalım, Kurallar bizlere yapıldığını unutmayalım, Yaya kaldırımlarını hep kullanalım, Onlara uyarak daha çok yaşayalım.
İBRAHİM ÖZDEMİR
Trafik Haftası
Yerde, gökte,denizde Taşıtlar yolcu taşır; İnsan onlara biner, Sılasına ulaşır.
Engelliler Haftası ile ilgili şiirler Engelliler Haftası Şiirleri Engelliler haftası Şiir
Engellileri sevmeliyiz
Engelileri sevmeliyiz Onlar sevilmeyi istiyorlar İlgi saygı istiyorlar Onların hakkı var sevilmeyi övülmeyi
Ama insanlar öyle deyil ki Hor görmesinler hakir görmeyecekler Bu onların sevgi deyil sadece üzüntü Onların da istedigi bu sevilmeyi
İnsanlar gibi çoçular gibi Bizler engelililere ilgi göstermeliyiz sayip çıkmalıyız Sevmeli saymalı onları Biz de bir gün engelli olabiliriz unutmayalım
Bizlerde engellilerin yardımına kosmalıyız Keşke insanlar bu kadar sevgi saygılı Hoşgörülü olsalar ne güzel olurdu Engellileri sevmeliyiz
Demet Akkoyun
Hayat Herkese Güzel
Gücünüz yerindeyse, Sağlıklıysa başınız, Bir sakat görürseniz, Sevgiyle yaklaşınız.
İnan kimse istemez, Eksik olsun bir yeri. Sağlamsan yavrum şükret, Değerlendir günleri.
Özürlü kardeşlerim, Asla üzülmeyiniz. Hayat herkese güzel, Bizlerse sizinleyiz.
Mehmet ŞAHİN
Onlar
Tribündeki sesleri yüreklerinde hissettiler olmayan bacaklarının yerine inancı ve umudu koydular hep ızdırap dolu gözleri güçlü kolları ile potaları zorladılar ve……….. bir rüyayı gerçekleştirmek için hep birlikte yola çıktılar
Erol Gökçe
Kör ile Kötürüm
— Bak arkadaş, ne ben sağlam Bir adamım… — Ne ben tamam Bir insanım. — Ben kötürüm, — Ben de körüm; Hem anadan doğma körüm, Ben düşündüm ki ikimiz Tam bir insan olmak için Her şeye malikiz: Senin Kuvvetli bacakların var. Benim gözlerim de bakar. Ben senin gözün olurum. Gecen, gündüzün olurum.
— Ben de sana bacak, ayak —Öyleyse hiç düşünme, kalk! Senin için Ben bakarım ve görürüm — Ben de seni istediğin Yere alır, götürürüm. Böyle işte; İki mihnet birleşince Bir teselli hasıl olur, Mihnetliler de kurtulur.
Tevfik FİKRET
Sen Özürlü Olsaydın
Kader sana ansızın indirseydi tokadı Ömrünün baharında sararıp ta solsaydın Bir anda uçup gitse dizlerinin takatı Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Tanrım sana bu güzel elleri vermeseydi Masmavi gökyüzünü gözlerin görmeseydi Dünyada olanlara aklın hiç ermeseydi Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Candan sevdiğin biri bu hale düşse idi Belki sana bir ibret belki bir hisse idi Felek sana müebbet bir ceza kesse idi Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Kutsaldır özürlüye vereceğin her emek Ona nasılsın deyip yüzüne gülümsemek İnsana yakışır mı ondan bana ne demek Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Neden hor görüyorsun tanrı verdiği canı Belki onunda vardır senden üstün bir yanı Asla dilemem ama Allah korusun hani Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
Gelin bu insanlara artık sahip çıkalım Çevresine örülmüş duvarları yıkalım Vicdanına danışıp bir hesap yap bakalım Böyle mi düşünürdün sen özürlü olsaydın
İbrahim Yavuz
Sakatlık
İlahi imtihan gelip çatınca, Gelirde bedene bir özür olur. Mevla verdiğini geri alınca, Kahreder de suçu felekte bulur.
Bütün nimetleri veren Allah’tır, Birini alınca, kul mahzun olur. Verdiğini almak Mevla’ya haktır, Burada anlatmak çok uzun olur.
Katlanıp sabreden ecrini alır, Sabırlı, şükreden, mümin kul olur Kimisi dünyaya küsmekle kalır, Bu, isyana giden, kötü yol olur.
Mevla bir alırsa ikide verir, Bunları bilirse kul memnun olur. Sakatlar cenneti görse sevinir, Anlamazsa çoğu bir mecnun olur.
Sakat Yaratana şükür etmeli, O zaman Mevla’nın hoşuna gider, Diliyle kalbiyle zikir etmeli, Yoksa çektikleri boşuna gider.
Özür insanlara büyük afettir, Gelirde çok zaman kulları vurur, Özürlüye yardım dini adettir, Kaza; sadakayla, duayla durur.
Kasım Kaplan
Bizler özürlüyüz
Kimimiz işitmez, kimimiz görmez Bizler özürlüyüz, kusurlu değil. Korkmayın bunlardan hiç kimse ölmez Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bak gözüm görmezde resim yaparım, Ben de bu yolları hep adımlarım Bende bir bireyim her yerde varım Bizler özürlüyüz, kusurlu değil.
Bak onun kulağı duymuyor, neyler Hepsi nota bilir, şarkılar söyler Bize acımasın ağalar beyler Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bak burada kolu yok, bacağı sakat Değnekle geziyor buluyor takat Yaşamımız zordur, biliriz fakat Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Bize imkan verin budur son sözüm Görün bak ne yapar o zaman özüm Ürettikçe görür gönülden gözüm Bizler özürlüyüz kusurlu değil.
Nice insan var ki gönülden görür Yürekten işitir, yürekten yürür COŞARİ yürekten konuşur durur, Bizler özürlüyüz, onlarsa değil.
Engelliler haftası şiirleri Engelliler Haftası kısa şiirler
Engellileri sevmeliyiz
Engelileri sevmeliyiz Onlar sevilmeyi istiyorlar İlgi saygı istiyorlar Onların hakkı var sevilmeyi övülmeyi
Ama insanlar öyle deyil ki Hor görmesinler hakir görmeyecekler Bu onların sevgi deyil sadece üzüntü Onların da istedigi bu sevilmeyi
İnsanlar gibi çoçular gibi Bizler engelililere ilgi göstermeliyiz sayip çıkmalıyız Sevmeli saymalı onları Biz de bir gün engelli olabiliriz unutmayalım
Bizlerde engellilerin yardımına kosmalıyız Keşke insanlar bu kadar sevgi saygılı Hoşgörülü olsalar ne güzel olurdu Engellileri sevmeliyiz
Hayat Herkese Güzel
Gücünüz yerindeyse, Sağlıklıysa başınız, Bir sakat görürseniz, Sevgiyle yaklaşınız.
İnan kimse istemez, Eksik olsun bir yeri. Sağlamsan yavrum şükret, Değerlendir günleri.
Özürlü kardeşlerim, Asla üzülmeyiniz. Hayat herkese güzel, Bizlerse sizinleyiz.
İstanbul’un Fethi ile ilgili şiirler, İstanbul’un Fethi şiirleri, istanbulun Fethi Şiir,
İstanbul’un Fethi
Aştık geçilmez dağlar üstünden Öyle vakur, öyle heybetli Vardık ot bitmeyen vadilere Ayağımız değdi yeşerdi!
Gönlümüzde büyüklüğü Asya’nın Yıktı köhneliğini orta zamanın Zamanın karanlığı ortasında Şimşek örneği parlayan kılıcımız Nur yağdırdı aydınlık yeni günlere Eskilik, karanlık düşüverince yere, Dağlar, denizler misali, Yol verdi gemilere!
Atatürk adına yazılmış şiirler Ata ya yazılan şiirler
Mustafa Kemal’in Kartalı
Masaldı dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha Geçiyordu Mustafa Kemal Çamlıbel’den. Yabanın kurdu kuşu seyrine inmiştiler Kara pençelerle, ak gagalarla. Susmuştu yeryüzü efsaneler içinde Masaldı dağlar, taşlar gerçekten masaldı ha.
Ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha Bakır kızıllığındaydı tüyleri, kor alevindeydi gözleri Kondu ilk kayaya, düşen bir rüzgar parçası gibi Sevgiyle bakıştılar Tanış çıktılar sanki kainatlar üstünde Ona iyce yaklaşan kocaman bir kartaldı ha.
Kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha Kayboldu mucizesi havaların. Neydi, nasıl bir parıltıydı, bilemedi kimseler Kimin aşkıydı, inmişti semalardan toprağa, paşam? Kalmadı sonsuzluk, haşmet, gurur Kartal uçup gidince ortalık boşaldı ha.
Aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha Vatan göklerinden vatana söyler: Kocaman zafer bayraklarının geleceğini Kocaman günlerin ucunda. Anladı Mustafa Kemal, kimseye söylemedi Aman aman bu kartal vallahi bir faldı ha.
Mustafa Kemal’i de Mustafa Kemal’di ha Unutmadı kartalı hiç. Gün doğarken kızaran yamaçlarda aradı Bekledi kanat seslerini fırtınalardan. Kartal değilse de kartal vefalıydı Mustafa Kemal’i de Mustafa Kemal’di ha.
Artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha Yoktu Mustafa Kemal’in umduğu Gelmiyordu kartalı geriye şahikalardan Üç yıldır gelmiyordu. Konmuyordu büyük habercisi zaferin Artık bütün mevsim yapraksız bir daldı ha.
Kanatları amma da al aldı ha Hangi şehitler seslenmiş belli değil. Bir 30 Ağustos günü göründü Mustafa Kemal’in kartalı Koca kanatlarını çırptı boşluğa Sallandı gök Kanatları amma da al aldı ha.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
ONUNDUR
Ne yaptığını ne yapacağını bilendi Atatürk Halktan daha ulu soy yoktu gözünde Kesinkes ulusal egemenlik Halk yönetimi onundur
Kaldırır ululuk aldatmacasını tüm Ne denli köhnelik yobazlık yozluk varsa Laiklik içinde gerçek din duyarlığı Türk kadınını yücelten istem onundur
Tarihimizi temele kökene boyutlayan Türk’ün düşüncesini sanatıyla bir tutan Türkçemizi anlatımda ışıklara büründüren Kafamız yüreğimiz soluğumuz onundu
Hiç bir akıma benzemez ondaki görüşler Kendi çerçeveledi kendi yorumladı En yeni bilimdir tekniktir Atatürkçülük Bu çağın çok ötesinde bir çağ onundur
Oğuz Kazım Atok
AĞLAYALIM ATATÜRK’E
Ağlayalım Atatürk’e Bütün dünya kan ağladı Süleyman olmuştu mülke Geldi ecel, can ağladı
Doğu batı cenup şimal Aman tanrı bu nasıl hal Atatürk’e erdi zeval Memur mebusan ağladı
Atatürk’ün eserleri Söyleyecek bundan geri Bütün dünyanın her yeri Ah çekti, vatan ağladı
Fabrikalar icat etti Atalığın ispat etti Varlığın Türke terketti Döndü çarh devran ağladı
Bu ne kuvvet, bu ne kudret Var idi bunda bir hikmet Bütün Türkler İnön’İsmet Gözlerimiz kan ağladı
Tren hattı tayyareler Tükler giydi hep kareler Semerkantla Buharalar İşitti her yan ağladı
Siz sağ olun Türk gençleri Çalışanlar kalmaz geri Mareşalin askerleri Ordular tümen ağladı
Zannetme ağlayan gülmez Aslan yatağı boş kalmaz Yalnız gidenler gelmez Her gelen insan ağladı
Uzatma Veysel bu sözü Dayanmaz herkesin özü Koruyalım yurdumuzu Dost değil, düşman ağladı
Babalar Günü Şiirleri Baba Şiirleri 2010 Babalar İçin Şiirler
Baba…
Bir bebeğin Minik elleriyle dokunuşunu kıskandım Sana dokunamadım baba.. Bir çocuğun pervasızca sarılışını kıskandım Sana sarılamadım baba.. Sevgisini haykıran çocukları kıskandım ‘Seni seviyorum’diyemedim baba.. Göz önümde gölge olan kanatları kıskandım Ben güneşte yandım baba.. Şeker yiyen çocukları kıskandım Hiç şeker yiyemedim ki baba.. Babalarıyle kenetlenmiş elleri kıskandım Ellerim acıdı baba… Masal dinleyerek uyuyan çocukları kıskandım Benim hiç masalım olmadı ki baba… İlk aşk,ilk heyecan babalarla yaşanırmış Yüreğim dağlandı baba… Çocukluğunu yaşayan çocukları kıskandım Ben çocukken büyüdüm baba, Çocukken… Büyürken ‘altın bileziğim’dediğin Dürüstlüğün,erdemin Rehberim oldu yönümü bulmam da Hayat yolun da hiç şaşmadan, Şaşırmadan.. Sana layık olmanın onurunu yaşarken, Sensizliğin can acıtan yokluğun da Taşmadan,taşırmadan Yürüyorum.. Ama ne olurdu Sevginin bir dokunma olduğunun ayırdında Haykırabilseydik Yaşasaydık Sevgilerin en masumunu Baba kızın sarmalanışın da.. Töre dedin, Gelenek,görenek dedin Şu dedin,bu dedin Gizledin,esirgedin O en güzel duyguları! Biliyorum hep sevdiğini Benim seni sevdiğim gibi Geceleri üstümü örtüp Saçlarım okşadığını Biliyorum.. Sevgiyle yüzümü seyredip Tanrı’ya yakardığını.. Ama ne olur, Ne olurdu Çabuk büyümeseydim baba.. Şımarsaydım Dokunsaydım Sana doysaydım baba.. Sevgine,şevkatine Hasret bırakmasaydın.. Hapsetseydin ellerimi Kocaman avuçlarına Keşke.. Geç kaldım baba Geç kaldık.. Geç bulup tez yitirdiğim Doyamadığım baba’m.. Bir kerecik’babacığım’ Diyemediğim baba’m.. Kollarımı boynuna Saramadığım baba’m; Gururumsun Övüncümsün Kara toprağın bağrın da Rahat uyu baba’m…
en Hayatta En Çok Babamı Sevdim
Ben hayatta en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk Çarpı bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti Geldi mi de gidici – hep , hep acele işi Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Atlastan bakardım nereye gitti Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu, Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul’a Bi helallaşmak ister elbet , diğ’mi oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu, Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin, Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim