Posts Tagged ‘şiirleri’

Akdeniz şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

fazıl hüsnü dağlarca şiirleri, fazıl hüsnü dağlarca akdeniz

Akdeniz şiiri Fazıl Hüsnü Dağlarca

Sen Deniz Gök,
Bir an dursanız uykuda
Büyür bir yosun geceye karşı.

Tedirgin olur ölüler
Bir an yaslansanız karanlığa,
Sen Deniz Gök.

Dalarım engine
Ki yaşadığım
Anladığımdır.

Roma´yla Kartaca´nın arasında
Yüzer, sevgi sevgi
İstanbul.

Böler bir kuş düşüncemi ikiye
Maviden
Yarıda kalır içki.

Dersin ki
Ellerimize değecek
Yıldızlar
Büyüyecek büyüyecek de.

Dersin ki
Bir aydınlığı var
Sevgililer için,
Karanlık sessiz de.

Dersin ki
Uyuyamıyorum
Yalnızız
Gece, mavi de.

Sessizdi yeryüzü
Yeryüzünde biricik Akdeniz vardı
Akdenizde
Yalnız ikimiz.

Beni seviyor musun dedim,
Yumdu gözlerini uzaklığa,
Tam sorulacak an, diye gülümsedi,
Tam sorulacak yer.

Bir kocaman yeşil bir kocaman boz
Yellerde
Çarpar birbirine çarpar enginlere dek.

Dalgaların ucunda yıldızların ucu
Her köpük bir fırtına
Her köpük bir evren.

Su deniz su gök gizlenebilir
Seni sevdiğim
Gizlenemez.

Havaya da yalıma da ağaca da benzer ama
En çok suya benzer
Sevgimiz.

Morluğun acısı var sonu yok
Karışır yaşamımıza
Kendiliğinden.

Herkes ölünce toprak olurmuş
Hayır hayır
Bizim su olacağımız besbelli.

Akdeniz enginlerde kararmaktadır
Ama
Ben
Öyle maviyim ki.

Akdeniz bir gitmişlikle eski, uzak,
Ama
Ben
Sahibi gibiyim yıldızların.

Akdeniz seni bir daha yaratamaz
Ama
Ben
Seni bir daha sevebilirim.

Deli gibi bir gürültu, ansızın,
Yırtılırcasına yarılır sessizlik,
Düşünür Akdeniz.

İşte uçaklar geçer havalarından
Kalır mavilik üstünde apak izleri,
Akdeniz anlar ve sever.

Denizdir,
Her akşam üstü
Bütün düşüncelerde
Gelip gider.

Seninle
Acısı
Uzunluğu
Aksi.

Ve gece yarısıdır bu masmavi şey,
Senin
Uzaklarda
Unuttuğun sessizlik.

Duymuştun
Bu türküyü
Çok eskiden de.

Bu türküyle anlarsın yelden
Yeşilden
Kadırgaların dibindeki sessiz yosunları.

Bu Akdeniz dalgalarında bu türküde sen
Varsın ışıl ışıl
Ve yoksun biraz.

İyice düşün bu bütün yaşamamızdır.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Hayvan Şiirleri hayvan ile ilgili şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

hayvanları koruma günü şiiri,hayvan şiirleri kısa,hayvan ile ilgili şiirler,hayvan konulu şiirler,hayvanlarla ilgili şiirler hayvan şiirleri

NE GÜZELDİR HAYVANLAR

Evimizde yaşarlar,
Elimize bakarlar,
Türlü işe yararlar,
Evcilleşmiş hayvanlar.

Ne güzeldir tavuklar,
Folluk dolu yumurtalar,
Hep bal yapar arılar,
Ne güzel şu hayvanlar.

Sütlerini içeriz,
Kimisine bineriz,
Öküzle çift süreriz,
Yararlıdır hayvanlar.

Kılları var, yünü var,
Süzgün bakar mandalar,
Kedi, eşek ve atlar,
Ne güzel şu hayvanlar.

Arabaya koşarız,
Uzun yollar aşarız,
Güçlerine şaşarız,
Ne güzel şu hayvanlar.

Ormanları süslerler,
Gece, gündüz öterler,
Bize, dostluk ederler,
Çok tatlıdır, hayvanlar.

Hasan ŞEN

KEDİM

Ne güzel bir kedisin,
Mırıl mırıl edersin.
Gözlerin ateş saçar,
Seni gören fareler kaçar.

Kuyruğunu sallarsın,
Delikleri koklarsın.
Sen de olmazsan eğer,
Evlerde hep fare gezer.

Arife HANCI

TEKİR İLE MİNİK KUŞ

Tekir kedi acıkmış,
Bir ağaca tırmanmış,
Avını düşünerek,
Beklemeye başlamış.

Biraz sonra kuş gelmiş,
Kediye “cik, cik” demiş,
Tekir ona acımış,
Minik kuşu yememiş.

Ülker ORDU

YARARLI HAYVANLAR

Çevremizde dolaşır,
Çeşit çeşit hayvanlar.
Bizlere pek çoğunun,
Sayısız yararı var.

Kedi, fare yakalar,
Bazen de eğlendirir.
Kuşlar ötüşleriyle,
İç açar, neşe verir.

Sadık köpeklerimiz,
Bekçidir bahçemizde.
Kümes hayvanları çok
Yarar, beslenmemize.

İnek, koyun süt verir,
Doyarız etleriyle.
Koyun, keçinin yünü,
Bizi ısıtır böyle.

At, sığır, keçi de pek,
Faydalı yaratıklar.
Bir de deniz ürünü,
Taze, güzel balıklar.

Vefa ÇAĞAN

GÖÇMEN KUŞLAR

Gittiniz hep dizi dizi,
Bıraktınız ülkemizi,
İlkbaharda gene gelin,
Unutmayın sakın bizi.

Gelmeden kış, yağmadan kar,
Gidin, gidin güzel kuşlar,
Uzak güney illerinde,
Bol yiyecek, bol güneş var.

Türkülerle gidersiniz,
Kim gösterir size yol, iz?
Ürkütmez mi kalbinizi,
Yüce dağlar, coşkun deniz?

Gökte olup sıra sıra,
Kayboldunuz ufuklarda,
Göçmen kuşlar, güzel kuşlar,
Yine gelin ilkbaharda!

Zeki TUNABOYLU

RENGİN

Beyaz kedim,
Siyah kedim,
Sarı kedim,
Adı “Rengin” olsun dedim.

Rengin ablamın adıdır;
O şimdi kızacak bana,
Fakat öğretmenim söyledi ya?
Rengin demek renkli demek,

Bunda ne var gücenecek?
Lâkin ablam,
Rengin ablam.
Hain ablam.

Sofra başında dün akşam,
Astı bana çehresini.
Belki biraz hakkı vardı,
Çünkü Rengin onun adı,

Fakat ne var gücenecek;
Rengin demek, renkli demek;
Benim kedim de üç renkli,
Hem de benekli.

Beyaz kedim,
Siyah kedim,
Sarı kedim,
Adı “Rengin” olsun dedim.

Tevfik FİKRET

Temizlik şiirleri temizlik şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

temizlik ile ilgili şiir,temizlik konulu şiirler, temizlikle ilgili şiir, temizlik hakkında şiirler

Temiz Olmak Şiir

Sabah erken kalkalım
Tertemiz el yüz yıkayalım
Temiz olmak çok güzel
Bunun tadına varalım.

Alışalım her zaman buna
Yemekten önce ve sonra yıkamaya
Temizlik huzur verir insana
Temiz olup tadına varalım.


Adnan KIZILTOPRAK

TEMİZLİK ŞİİR

Yüzü gözü karışık,
Kire pasa alışık,
Hem pasaklı, yılışık
Çocukları sevemem.

Böyle işe gelemem!
Çocuk olur temiz pak,
Çirkindir gözde apak,
Bir kerecik bana bak;

Türk çocuğu temizdir.
Vazoda bir filizdir,
Onun için bendeniz
Pek temizim, pek temiz.

Aka GÜNDÜZ

MİKROP

Pis yerleri seversin,
Temizlikten kaçarsın,
İnsanların başına
Ne hastalık açarsın.

Seni yok etmek için,
İçeriz çok çok ilaç,
İşin yoksa bizlere
Sen durmadan korku saç.

DİŞLER

Her sabah uyanınca,
Ben bilirim işlerimi,
Yüzümü sabunlarım
Fırçalarım dişlerimi.

Hiç ağrı çürük yok,
İnci gibi dişlerim,
Boş yere ceplerimde,
Beklemez yemişlerim.

Galip Naşit ARI

YIKANMA

Leğene girdi mi Mine
Kendini ördek sanır
Annesi verir süngeri eline
Hiç ağlamadan yıkanır.

Her yıkanışında Mine
Biraz daha küçülür leğen
Leğen mi küçülür dersiniz
Yoksa Mine mi büyür?

Rıfat ILGAZ

Mikrop

Ne mikrop şeysin sen mikrop…

Hangi yerde olduğuna bakmadan
küçücüksün diye önem vermedim
ellerimi yıkamadan yemek yedim
sen bunu fırsat bildin
Bedenime giriverdin.

Bundan böyle ellerimi
yemekten önce de sonra da
iyicene yıkarsam…

dişlerimi fırçalar
sık sık banyo yaparsam…

aşıdan iğneden kaçmaz
ilacımı alırsam…

Saçlarımı tarayıp
tırnağımı kesersem
olurum şen ve esen.

İşte o zaman canım
gününü görürsen sen!

Fevzi Günenç

Atatürk şiirleri 2. sınıf

Cuma, Haziran 22nd, 2012

2. sınıflar için Atatürk şiirleri
Atatürk şiirleri
2. sınıf düzeyi Atatürk şiirleri

Atatürk

Şimdi bir deniz varsa
Pamuk tarlaları
Rüzgarlar altında
Şimdi bir tren geçiyorsa ovalardan.

Buğday sarısı güneşte
Bir kuş uçuyorsa
Şimdi bir bayrak dalgalanıyorsa
Aylı yıldızlı…

Yaşamak seninle güzel
Yaşamak bunun için büyük
Sevgili Atatürk.

Adnan ARDAĞI

Atatürk şiirleri, 2. sınıflar için Atatürk şiirleri
ATATÜRK

Adını adımdan önce,
Heceledim, öğrendim,
Duvarları, kitapları,
Senin resminle beğendim.

Binbir biçim içinden,
Bir anda seçerim yüzünü,
Kimse alamaz içimden,
Gözlerinin gündüzünü.

Bütün bildiklerimden,
daha yakınsın yüreğime,
Alfabeyi hecelerken,
“Atatürk” yakıştı elime.

Seni yazdım, okudum,
Seni belledim yürekten,
Her törende birlikteyiz,
Bayrağın içinde sen, ben.

Daha iyi anladım her yıl,
Açıldıkça düşüncelerim,
İlk sevgim büyür, büyür de,
Seni daha da severim.

Her yön sen olursun sen,
Kitap, tren, şapka, kravat,
Sen Türkiye’mi uçuran,
En büyük tanrısal kanat.

Her On Kasım’da gözlerimiz,
Bir daha ağlarken sana,
Bir kez daha inanırız,
Her yerde yaşadığına.

İbrahim Zeki BURDURLU

2.sınıflara uygun Atatürk şiirleri

Atatürk

Atatürk dedim iptida
Önümü ilkledim

Nasıl söylerim öldüğünü,
Atatürk’üm karşımda.
Yatmış uyumuş karlar üstüne
Kalpağı başında.

Nasıl söylerim öldüğünü,
Elinde beyaz tebeşir
Geçmiş tahta başına,
Atatürk’üm ders verir.

Nasıl söylerim öldüğünü,
Başında yeni şapkası
Yola çıkmış yürümüş,
Kalabalık arkası.

Nasıl söylerim öldüğünü nasıl,
Bir ışık vurmuş yüzümüze.
Atatürk’üm bakıyor besbelli
Çeki düzen verelim üstümüze.

İlhan DEMİRASLAN

Atatürk

Düşmanların elinden
Bizi kurtaran sensin.
Bu toprağı yeniden
Özenle kuran sensin.

Ünümüzü dünyaya
Mertçe duyuran sensin.
Gündüz gün, gece aya
Benzer kahraman sensin.

Adını büyük, küçük
Anıyoruz her zaman,
Adı büyük Atatürk
Anlı şanlı kahraman.

Nabzımızda atansın
Ey ! ölmeyen atamız.
Gönlümüzde yatansın
Seni unutamayız.
Mehmet Necati ÖNGAY

Mehmet Akif Ersoy Cumhuriyet şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Mehmet Akif Ersoyun Cumhuriyetle ilgili şiirleri
Mehmet Akif Ersoyun şiirleri

Bir Gece

Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler,
Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!
Neden görecekler, göremezlerdi tabii;
Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,
Bir kerede, mamure-I dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin.
Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi.
Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma’sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!
Alemlere rahmetti evet şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.
Dünya neye sahipse, O’nun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyyet-i, medyun O’na ferdi.
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.

ömer bedrettin uşaklı şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

ömer bedrettin uşaklı şiirleri

Tutum yatırım ve türk malları haftası şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

tutum yatırım ve türk malları haftası ile ilgili şiir
tutum yatırım ve türk malları haftası şiirleri,
tutum yatırım ve türk malları haftası ile ilgili şiirler


Tutumlu Çocuk

Damla damla akan sudan,
Koca göller dolup taşar.
Tutumsuzlar kalır yolda,
Tutumlular dağlar aşar.

Biz tutumlu çocuklarız,
Para dolu kumbaramız.

İnsanlar kara günde,
Kimseye el açmamalı.
Çalışmalı, kazanmalı,
Hiçbir işten kaçmamalı.

Biz tutumlu çocuklarız,
Para dolu kumbaramız.

Hakkı SUNAT

Ben Tutumlu Çocuğum

Ben tutumlu çocuğum.
Bana öğretti anam.
Ben tutumlu çocuğum.
Fazla para harcamam.

Budur tutum usulü,
Koşmalı yerlilere.
Yurdun yerli ürünü
Yakışmalı herkese.

Her gün bilgi atarız,
Kafamız kumbaradır.
Yarın bilgi satarız,
Bu bilgiler paradır.

Bugün derse çalışan,
Sonra para kazanır.
Çalışmaya alışan,
Yarınını kazanır.

Sağlıksız pis olanın,
İyi olmaz yarası.
Böyle başta olanın,
Yoktur ilaç parası.

Sağlıklı, sağlam olmak,
Tutumluluk demektir.
Tutumlu çocuk olmak,
Vatanını sevmektir.

Celal Sıtkı GÜRLER

Tutum

Para kazanmak kolay değil
Harcamaksa zor değil
Geldiği zaman tutmazsan
Sonrası hayal değil

Ağlamak zordur
Gülmek kolay
Yarını düşünmezsen
Gelir başına türlü olay

Hikmet Güner

Tasarruf

Ak akçe kara, gün içinmiş
gelecekte düşersem dara
işime yarar
kazanıp biriktirdiğim para.

Fevzi GÜNENÇ

Kumbara

Kumbara, kumbara, güzel kumbara,
Atarım içine her gün ben para.

Dağıtmam elime geçen parayı,
Parayla doldururum bu kumbarayı.

Birike birike her gün çok olur,
Başım sıkılınca ön ayak olur.

En büyük bir dosttur bana kumbara,
Kumbaram var iken hiç düşmem dara.

K.Nizam BİGALI

Yerli malı şiirleri haftası şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

yerli malı şiirleri,yerli malı haftası şiirleri,yerli malı ile ilgili şiir,yerli malı haftası ile ilgili şiirler

YERLİ MALI HAFTASI

Yerli malı haftası,
Seni özledik durduk.
Günün gelecek diye,
Yolunu gözlüyorduk.

Süsleyelim masamızı
Kutlayalım haftamızı.

Yurdumuzda neler yok,
Ne yetişmez, ne bitmez?
Eğer görmek istersen
Yurdu biraz dolaş gez.

Süsleyelim masamızı
Kutlayalım haftamızı.

İsmail Hakkı TALAS

BİZİM YERLİ MALIMIZ

Elin kokusuz, yapma gülünden güzel gelir.
Bana bizim bahçede boy atacak çalımız.

Yabancı tezgahlarda boy boy, kolay dokunan
Paspaslardan güzeldir el emeği halımız.

Yüz vermem yabancının çeşit çeşit rengine
Bayraklaşır gözümde beyazımız, alımız.

Ne firenk elmasına, ne arap hurmasına
Muhtaç etmez ki bizi meyve dolu dalımız.

Gerçekten daha gerçek, güzelden daha güzel,
Her karışı hazine bizim yurt masalımız.

Arıca birlik olup çalışmayı bildik mi
Petekleri doldurur mis kokulu balımız.

Keçe olsa, yabanın ipeğinden güzeldir
Bizim yerli malımız, bizim yerli malımız…

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Yerli Malı

Üstüm, başım, İçim, dışım.
Ayakkabım yerli malı…
Vatanını seven insan,
Yerli malı kullanmalı.

Neden param avuç avuç
Yabancıya gitsin bütün?
O paralar diken olur,
Canımızı yakar bir gün.

Yerli malı duruyorken
Yabancıya bakar mıyım?
İşçimizin emeğini
Bile bile yıkar mıyım?

Çeşidi az olsa bile,
Yerli malı, vatan malı
Başka türlü düşünenler
Varlığından utanmalı.

Hakkı SUNAT

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri ve Tarihleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Mehmet Akif Ersoy Tüm Şiirleri
Mehmet Akif Ersoy Eserleri
Mehmet Akif Ersoy Edebi Kişiliği ve Eserleri

Âtiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak…

Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, “İki el bir baş içindir.”
Davransana… Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana… Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver… Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez…
En korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçaklığı bir, ye’s ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel’un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev’ûd-u Hudâ’dan,
Hüsrâna rıza verme… Çalış… Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
Sesler de: “Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş!”
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir tarafından!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me’mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
‘İş bitti… Sebâtın sonu yoktur!’ deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye’se kapılma.

Bayram

Gelin de bayramı Fatih’te seyredin, zira
Hayale, hatıra sığmaz o herc ü merc-i safa,
Kucakta gezdirilen bir karış çocuklardan
Tutun da, ta dedemiz demlerinden arta kalan,
Asırlar ölçüsü boy boy asali nesle kadar,
Büyük küçük bütün efrad-i belde, hepsi de var!
Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,
İçinde darbuka, teflerle zilli şakşaklar,
Biraz gidin; Kocaman bir çadır… önünde bütün,
Çoluk çocuk birer onluk verip de girmek için
Nöbetle bekleşiyorlar; acep içinde ne var?
“Caponya’dan gelen insan suratlı bir canavar!”
Geçin: sırayla çadırlar, önünde her birinin.
Diyor: “Kuzum, girecek varsa durmasın girsin.”
Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir ilan,
“Alın gözüm buna derler…” sedası her yandan.
Alettirikçilerin keyfi pek yolunda hele:
Gelen yapışmada bir, mutlaka o saplı tele,
Terazilerden adam eksik olmuyor; birisi
İnince binmede artık onun da hemşerisi:
“Hak okka çünki bu kantar… Frenk icadı gıram
Değil! Diremleri dörtyüz, hesapta şaşmaz adam.”
“Muhallebim ne de kaymak!
“Şifalıdır macun!”
“Simit mi istedin ağa!” “Yokmuş onluğun, dursun.”
O başta: Kuşkunu kopmuş eğerli düldüller
Bu başta: Paldimi düşmüş semerli bülbüller
Baloncular, hacıyatmazlar, fırıldaklar,
Horoz şekerleri, civ civ öten oyuncaklar;
Sağında atlıkarınca, solunda tahtırevan
Önünde bir sürü çekçek, tepende çifte kolan
Öbek öbek yere çökmüş kömür çeken develer…
Ferag-ı bal ile birden geviş getirmedeler,
Koşan, gezen, oturan, maniler düzüp çağıran.
Davullu zurnalı “dans” eyliyen, coşup bağıran,
Bu kainat-i sürurun içinde gezdikçe,
Çocukların tarafındaydı en çok eğlence,
Güzelce süslenerek dest-i naz-ı maderle,
Birer çiçek gibi nevvar olan bebeklerle
Gelirdi safha-i mevvac-i iyde başka hayat…
Bütün sürur u setaretti gördüğüm harekat,
Onar parayla biraz sallandırdılar… derken,
Dururdu “Yandı!” sadasıyle türküler birden,
– Ayol, demin daha yanmıştı a! Herif sen de,
– Peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de.

“Deniz dalgasız olmaz
Gönül sevdasız olmaz
Yari güzel olanın
Başı belasız olmaz!
Haydindi mini mini maşallah
Kavuşuruz inşallah…”

Fakat bu levha-i handana karşı, pek yaşlı,
Bir ihtiyar kadının koltuğunda gür kaşlı,
Uzunca saçlı güzel bir kız ağlayıp duruyor.
Gelen geçen “Bu niçin ağlıyor?” deyip soruyor.
– Yetim ayol… Bana evlat belasıdır bu acı
Çocuk değil mi, ‘salıncak’ diyor…
– Salıncakçı!
Kuzum, biraz da bu binsin… Ne var sevabına say…
Yetim sevindirenin ömrü çok olur…
– Hay hay!
Hemen o kız da salıncakçının mürüvvetine
Katıldı ağlamıyan kızların setaretine.

Bir Gece

Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler,
Kaç bin senedir halbuki bekleşmedelerdi!
Neden görecekler, göremezlerdi tabii;
Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi,
Bir kerede, mamure-I dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bu günden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin.
Salgındı, bugün şarkı yıkan, tefrika derdi.
Derken, büyümüş kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma’sum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi geberdi!
Alemlere rahmetti evet şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.
Dünya neye sahipse, O’nun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyyet-i, medyun O’na ferdi.
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.

Bülbül

Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
Nihayet bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.

Şehirden çıkmak isterken sular zaten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vadiyi sarmıştı.

Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl…
Bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.

Muhitin hali “insaniyet”in timsalidir sandım;
Dönüp maziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!

Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir feryad.

O müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
Ki vadiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.

Ne muhrik nağmeler, ya Rab, ne mevcamevc demlerdi:
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, güya Sur-ı mahşerdi!

-Eşin var âşiyanın var, baharın var ki beklerdin.
Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?

O zümrüt tahta kondun, bir semavi saltanat kurdun,
Cihanın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!

Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin hânumânın şen, için şen, kâinatın şen!

Hazansız bir zemin isterse, şayet ruh-ı serbâzın,
Ufuklar, bu’d-i mutlaklar bütün mahkûm-ı pervâzın.

Değil bir kayda, sığmazsın kanatlandın mı eb’ada
Hayatın en muhayyel gayedir âhrara dünyada.

Neden öyleyse matemlerle eyyâmın perişandır,
Niçin bir katrecik göğsünde bir umman huruşandır?

Hayır matem senin hakkın değil, matem benim hakkım;
Asırlar var ki aydınlık nedir hiç bilmez afakım.

Teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda
Bugün bir hanumansız serseriyim öz diyarımda.

Ne hüsrandır ki: Şark’ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
Seraba Garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!

Hayalimden geçerken şimdi, fikrim herc ü merc oldu,
Salahaddin-i Eyyubi’lerin, Fatih’lerin yurdu.

Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde Osman’ın;
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ’nın!

Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâb olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!

Çökük bir kubbe kalsın ma’bedinden Yıldırım Hân’ın;
Şenâatlerle çiğnensin muazzam Kabri Orhan’ın!

Ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me’vâsız kalan dindaş!

Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!

Dolaşsın, sonra, İslâm’ın harem-gâhında nâ-mahrem…
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!

Çanakkale Şehidlerine

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

– Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya’yla beraber bakıyorsun; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela…
Hani tauna da zuldür bu rezil istila…

Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı! hayasızcasına,

Maske yırtılmasa halâ bize affetti o yüz…
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer…

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

Bu göğüslerse Huda’nın ebedi serhaddi;
“O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

Asım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab…
Seni ancak ebediyetler eder istiab.

“Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran…
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın… Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat…

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

çevreyi koruma şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

çevreyi koruma şiiri,
çevreyi koruma ile ilgili şiir,
çevre koruma şiiri

ÇEVREMİZ ŞİİRİ

Çöplerimiz birikmesin
Sularımız kirlenmesin
Yakıtımız tam yakılsın
Temiz olsun her şeyimiz.
Oynayalım hep coşalım
Bu yurdu temiz tutalım
Sokağımızla caddemiz
Köyümüzle, kentimiz
Temiz olsun hep çevremiz
Güzel olsun hep yöremiz.
Oynayalım hep coşalım
Bu yurdu temiz tutalım
Yaylada ovada dağda
Pırıl pınl bir doğada
Oynayalım hep coşalım
Bu yurdu temiz tutalım.

Erol YAVUZ

Çevremizi Koruyalım

Bize sağlık,huzur veren,
Bizi ruhen dinlendiren;
Gönlümüzü şenlendiren
Çevremizi koruyalım.

Türlü çiçekler dikelim,
Ağaçlar yetiştirelim;
Hep kuşları besleyelim
Çevremizi koruyalım.

Atmayalım çöpü yere,
Tüm yollara,bahçelere;
Doyalım güzelliklere
Çevremizi koruyalım.

İntizama,temizliğe,
Özenelim,seve seve;
Sağlık girsin,her bir eve
Çevremizi koruyalım..

Naim Yalnız

ÇEVREMİZ

Çöplerimiz birikmesin
Sularımız kirlenmesin
Yakıtımız tam yakılsın
Temiz olsun her şeyimiz.

Oynayalım hep coşalım
Bu yurdu temiz tutalım

Sokağımızla caddemiz
Köyümüzle, kentimiz
Temiz olsun hep çevremiz
Güzel olsun hep yöremiz.

Oynayalım hep coşalım
Bu yurdu temiz tutalım

Yaylada ovada dağda
Pırıl pırıl bir doğada
Oynayalım hep coşalım
Bu yurdu temiz tutalım.

Erol YAVUZ

BİR YER DÜŞÜNÜYORUM

Bir yer düşünüyorum, yemyeşil,
Bilmem, neresinde yurdun?
Bir ev, günlük güneşlik,
Çiçekler içinde memnun.
Bahçe kapısına varmadan daha,
Baygın kokusu ıhlamurun,
Gölgesinde bir sıra, der gibi;
— Oturun!
Haydi çocuklar haydi,
Salıncakları kurun!
Başka dallarsa, eğilmiş;
— Yemişlerimizden buyurun!
Rüzgar esmez, konuşur;
— Uçurtmalar uçun, çamaşırlar kuruyun.
Mutlu olun, yaşayın,
Ana, baba evlat, torun.

Z. Osman SAB

Vatan sevgisi şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

vatan sevgisi şiirleri kısa,
vatan sevgisi hakkında şiirler,
vatan sevgisini anlatan şiirler

Vatan Sevgisi

Bu vatan sevgisi var ya, vatan sevgisi,
Hiçbir şeye benzemiyor.
Bazen ana oluyor Anadolu’da
Bazen baba oluyor ata yurdunda.

Ah bu vatan sevgisi,
Hep ileride hep önde,
Bir bakarsınız bir yetimin,
Bir bakarsınız şehidin gözlerinde.

Bu vatan sevgisi var ya vatan sevgisi,
Kan olup dolaşıyor damarlarımda.
Bazen fatiha oluyor dudaklarımda
Bazen bir hilâl, ay yıldızlı bayrağımda.

Bu vatan sevgisi var ya vatan sevgisi,
Ana kuzusu gibi, kınalı kuzular,
Bu yüzden ki, Sakarya’da Çanakkale’de
Yedi düvele karşı koydular.

Ah bu vatan sevgisi,
Sevgilerin en iyisi,
Can içinde can,
Önce Vatan, önce Vatan.

cihan bozoklu

BU VATAN BİZİMDİR

Şehitler yurdu’dur cennet Vatanım,
Bu Vatan bizimdir bizim kalacak
Korkma sönmez dilimdeki destanım,
Bu Vatan bizimdir bizim kalacak

Tarih’in içinden gelen ses benim,
Gel deyip çağıran şu nefes benim,
Uğrunda şehitlik var heves benim,
Bu Vatan bizimdir bizim kalacak

Candan bağlanmışız Şahlar Şahına,
Doğuştan neferiz karargâhına,
Dönmeyiz baş koyduk güzergâhına,
Bu Vatan bizimdir bizim kalacak

Vatan dedik namus dedik ar dedik,
Ana dedik, bacı dedik yâr dedik,
Şerefle ölmeği cana kâr dedik,
Bu Vatan bizimdir bizim kalacak

ALLAH nidasıyla oluşan ahenk,
Yükseldi sesimiz yerden arşa dek,
Cihanda bulunmaz Vatanıma denk,
Bu Vatan bizimdir bizim kalacak

Her zerre toprakta ecdat izi var,
Bayrağa kan verdik renkte özü var,
Ereninin daha nice sözü var,
Bu Vatan bizimdir bizim kalacak
Mehmet EREN

ÖNCE VATAN

Bu toprağa nice canlar verildi,
Haindir ülkemi satan diyorum,
Zalimler ordusu yere serildi,
Önce vatan sonra vatan diyorum

Toprağını sürdüm ekini biçtim,
Ekmeğini yedim suyunu içtim,
Asker olmak için sıraya geçtim,
Önce vatan sonra vatan diyorum

Bir elimde silah birinde kuran,
Geldi diyorlar bak şehitlik sıran,
Babam bile olsa karşımda duran,
Önce vatan sonra vatan diyorum

Gözümü kırparda durursam beri,
Korkarda bir adım atarsam geri,
Kalbime saplayın tüm süngüleri,
Önce vatan sonra vatan diyorum

Mehmetçik sınırda nöbet tutuyor,
Bütün sevdikleri rahat yatıyor,
Kalbi vatan vatan diye atıyor,
Önce vatan sonra vatan diyorum

Ağlamasın anam ağlamasın yar,
Vatan için ölmek olurmu hiç ar,
Size ahirette şefaatim var,
Önce vatan sonra vatan diyorum

Sedat KOCABEY

23 nisan şiir şiiri şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

23 nisan çocuk bayramı şiirleri, 23 nisan şiiri,23 nisan şiirleri



Yine Geldi 23 Nisan

Selam olsun Ataturk,e atama
Heyecanlaniyor cosuyor insan
Selam olsun Ataturk,e atama

Bu bayramki egemenlik bayrami
Dunya cocuklari Ataturk,un hayrani
Alkisliyor millet cihanda sulh diyeni
Selam olsun Ataturk,e atama

Dunya cocuklari ulkemize geliyor
Herkes kendi kulturunu sergiliyor
Her irktan cocuklar ne guzel gorunuyor
Selam olsun Ataturke atama

Kadina secme secilme hakkini verdi
Bas ogretmen olup ilim ogretti
Kilik kiyafeti giyindirdi duzeltti
Selam olsun Ataturk,e atama

Insanca yasama laiklik dedi
Cahile yobaza firsat vermedi
Inanci siyasete alet etmedi
Selam olsun Ataturke atama

Diktigi fidanlar meyvesini veriyor
Butun dunya Turkiye,yi ornek goruyor
Boyle onder yuz yilda bir geliyor
Selam olsun Ataturk,e atama

Kurdugu cumhuriyet sapasaglam ayakta
Nice carliklar hasta dustu yatakta
Kralliklar diktatorler yikildilar batakta
Selam olsun Ataturk,e atama

23 NİSAN

Biz dünyaya gelmeden
Her yeri düşman almış.
Atatürk düşmanları,
Yurdumuzdan çıkarmış

23 Nisan günü
Meclis kuruldu diye,
Büyük bayram verilmiş
Çocuklara hediye.

Gülelim eğlenelim
Kutlayalım bayramı
Verelim hep el ele
Yükseltelim vatanı.

Melahat UĞURKAN

Yeşilay Haftası Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yeşilay Haftası İle İlgili En Güzel Şiirler
Yeşilay Haftası Şiiri
Yeşilay Haftası İle İlgili Şiir

Alkol
Çekmediğim kalmadı alkol yüzünden;
Ne bir yuva kurabildim mesut,
Ne çocuklarım etti rahat.
Evimde düzensizlik alkol yüzünden.

Belimin bükülmesi bu yaşta,
Saçımın ağarması,
Ve titrek ellerim alkol yüzünden.

Benzimde kan kalmadı,
Ağzımda tat,
Hayatım berbat,
İşlerim bozuk, alkol yüzünden.

Ne doyurucu bir iş tuttum,
Ne yükseldim mesleğimde.
Her yerden kovulmuşum,
Herkesle kırgınım, alkol yüzünden.

Cinnet geçiriyor insan,
Durup dururken.

Hayaletler uçuşuyor boşlukta,
Korkunç şeytan tırnakları boğazımda,
Cadılar kanımı emiyor.
Cadılar, hayaletler, alkol yüzünden.

A.İhsan İLHAN

İçme Sigara
Allah saklasın,birgün
Düğüm olur nefesin,
Titrer tükenir sesin,
içme dostum sigara.

Günbegün bronşlara,
Zift dolar kara kara,
Ağzın zehire döner,
içme dostum sigara.

Hem canına kastı var,
Hem de kesene zarar,
Biraz irade kullan,
içme dostum sigara.

Ne ikram al, ne de et,
Korkma kopmaz kıyamet,
içkiden bile kötü,
içme dostum sigara.

Deme derdime yoldaş,
Bana sessiz arkadaş,
Zehirden vefa olmaz,
içme dostum sigara.

Aldanma dumanına,
Kıyma tatlı canına,
Nikotin güçlü zehir,
içme dostum sigara.

Ya rengini soldurur,
Ya zamansız öldürür,
Mutlaka zarar verir,
içme dostum sigara.

De ki söylüyor doğru,
Güzide Taranoğlu,
Söz ver kendi kendine,
içme dostum sigara.

Güzide Taranoğlu

Sağlığa Zarar
Sigara, içki ve kumar,
Hepsi sağlığa zarar.
Kendini, keseni düşün,
İnsan canına mı kıyar?

Eroin, kokain, esrar
Gençliğini tüm yıkar.
Aileni, kendini düşün,
İnsan bir kez doğar.

Kazım SAYMALI

Sağlık Düşmanları
Sağlığının düşmanları:
İçki, sigara, kumar.
Bunlara alışanlar,
Görürler pek çok zarar.

İçkinin kötülüğü,
Saymakla bitmez her an.
Katil bile olur da,
Hatırlayamaz insan.

Vücuduna, kesene.
Zararı çoktur onun.
Tütün ömrü kısaltır,
Çabucak gelir sonu.

Hazineyi eritir,
Cebinde kalmaz para.
Kumar kötü bir illet,
Alışan düşer dara,

Sağlık düşmanlarından
Korun, her an uzak ol.
Yaşamak istiyorsan,
Kendine bul başka yol

İbrahim GÜNGÖR

Sigara (A. Necmettin ÇANGA)
Boyun parmak kadar,
Şöhretin dünyalar tutar,
İçsem kötü,
İçmesem kötü,
Sigara sende ne var?
Senin yüzünden,
Anam kızar, babam kızar.

Gün olur,
Paket paket içerim.
Dumanlarının karasında,
Rakseder düşüncelerim.
O dumanlar ki,
Bilirler de söylemezler,
Delik deşik ciğerimi
Bir sen varsın,
Dudaklarımda,
Bir de yar.
Senin ne günahın var,
Seni de yakarlar!

A. Necmettin ÇANGA

Sarhoş Baba
Baba deyince güven duymalı,
Baba deyince huzur bulmalı,
Baba olunca sevgi vermeli,
Bizi korkuyla besledin baba!

Akşam olunca isteriz biz de,
Arkadaşımın babası gibi,eli paketle,
Bir gün de saat altı yedi deyince,
Yanıııp da eve gelsen olmaz mı baba?

Gece duyunca o sarhoş sesini,
Zavallı annemin çektiklerini,
Büyümekten, anne olmaktan çok korkarım,
Sanki bütün babalar, kocalar senin gibi!

Hava kararmasın istiyorum,
Akşam olmasın diliyorum,
Çünkü o zaman çok mahsunum,
Yaşamıma hiç anlam veremiyorum.

Ben 11 yaşında bir kızım,
Bütün babalar size yalvarıyorum:
Biz de isteriz mutlu bir yuva,
Yok etmeyin bizi, alkol uğruna!

Ayşe Kılıç

Sigara (Nihayet AĞÇAY)
Sigaranın zararı; cüzdanına, canına…
İz bırakır, sinsice yayılırken kanına!
Genizde paslı zehir, ciğerler zift kuyusu
Aklını kullananlar asla içmez doğrusu.
Rahat nefes alamaz, hırıltılı öksürük!
Akciğer, gırtlak, kanser, genç yaşta hayat sönük!

[I]Nihayet AĞÇAY[/I

Sigara Seni Bıraktım
Olduğun yer, zehir hem de duman
Zararın insanlara çok-çok yaman
Cebime zararın oluşmuştur her zaman
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım

Rahatsız ettin hem beni, hem de eşimi
Bıraktım seni senden bıraksana peşimi
Genç yaşımdayken çürütünce dişimi
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir ahtım…

Benzimde ki rengi benden almışsın
İçimde hain düşman gibi kalmışsın
Ömrümden çok çok seneler çalmışsın
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım…

Senin yüzünden ciğerler almaz oldu hava
Ciğerler kararmışta olmuşlar sanki tava
Sen varsın ya hiç ama hiç gerek var lava
Onun için artık sigara seni çoktan bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım…

Sigara senin bilmem ki neyine kanmışım
Sen değil, meğer yıllarca ben yanmışım
Özdilek Kırbaş’ım senden dertler almışım
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım…

Özdilek KIRBAŞ

Atatürk ile ilgili şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk Şiirleri
Atatürk’le İlgili Şiirler
Mustafa Kemal Atatürk Şiirleri

ATATÜRK’Ü UNUTTURMAYIZ

Siz, Atatürk’ü unutun diyorlar.
Laikliği zaten istemiyorlar.
Cumhuriyeti de hiç sevmiyorlar.
Ölsek Atatürk’ü unutturmayız!
Cumhuriyeti asla yıktırmayız!

Bu güzel yurdumuz kanla kuruldu.
Yurt uğruna nice yiğit vuruldu.
Düşman yurdumuzdan zorla kovuldu.
Ölsek Atatürk’ü unutturmayız!
Cumhuriyeti asla yıktırmayız!

Türkiye’m dünya durdukça kalacak.
Albayrak göklerde dalgalanacak.
Atatürk daha çok bayraklaşacak.
Ölsek Atatürk’ü unutturmayız!
Cumhuriyeti asla yıktırmayız!

Müfit AKSAKAL
(İstanbul,15Aralık 2010)

Ben Atatürk Kadınıyım

Ben Osmanlı Kadınıyım
Bir kadın düşün ki sırtında mermi taşıyan
Kağnısına kıymayıp evladını koymayan
Atasının emanetini kollayan
Analık ünvanına namıyla ulaşan
Savaşlarda canla başla kalkan olan
Ben anayım acıla siper gögsümü gerer
Vatanı uğruna canını feda eder

Erkeğime oğul veren
Eli kınalı askere gönderen
Ben anayım ben canım ben cananım
Azıçık aşım kaygısız başım der
Kuru ekmeği bal niyetine yer
Anlı acık göğsünü gerer
Ben evet ben osmanlı kadınıyım

Geceleri ağlar gündüzleri coşarım
Gözyaşlarımı içimde saklarım
Namusumu namahremlerden sakınırım
Namus uğruna yeri göğü çınlatırım
Ben anayım yavrusuna helal süt veren

El acıp kimseye dilenmeyen
Ben dostum dosta değer veren
Ben anayım evladına titreyen
Ben kadınım erkeğini seven
Ben evet ben dişi kuşum
Yuvasına değer veren
Ben anayım hayata direnen
Her zorluğu yenen ben anayım
Ben Atatürk kadınıyım

Remziye Çelik

Atatürkün Ankaraya gelişi şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk’ün Ankaraya Gelişi Şiir
Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi İle İlgili Şiir
27 Ararlık Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi Şiirleri


Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi.(27 Aralık)

27.Aralık.1919,
Ankara’da bir güneş,parladı,biliyoruz;

Dikmen ufukları’ndan,saçtı ışıklarını,
Bulmuştu karşısında,özden âşıklarını.

Kentli-köylü Ankara,bastı O’nu bağrına,
Çünkü tam inanmıştı,kahraman olduğuna.

Oğuz soylu Seymenler,’Kızılca Gün’ dediler,
O gün karşılarında,kurtarıcı gördüler.

Kös davullar çaldılar,oyunlar oynadılar,
Ata’nın onuruna,gösteriler sundular.

Bunu gören Atatürk,memnun oldu yürekten,
Duydu Ankaralı’ya,kat kat güven yürekten.

Kurdu karargâhını,Keçiören sırtına,
Çalıştı gece-gündüz,yurt bağımsızlığına.

Seçilen Temsilciler,geldiler bütün yurttan,
Kurdu Millet Meclisi,seçildi Başkomutan.

İntizamlı bir ordu,hazırladı savaşa,
Vatanı düşmanlardan,kurtardı baştan başa.

Kurdu Cumhuriyeti,yaptı devrimlerini,
Değiştirdi milletin,o kötü kaderini.

Değişmez başkent yaptı,yurduna Ankara’yı,
Çünkü hiç unutmadı,gördüğü o vefayı.

Artık her yıl coşuyor,bugün bütün Ankara,
Şerefini taşıyor,Türkiye’nin Ankara…

Naim Yalnız

Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi

Davullar çalıyor, insanlar çoşkulu,

Dumlupınar’ın zeybeği geliyordu işte.

Ankara heyecanlı millet bekleyişte,

Kucak açtı herkes sevgili Atatürk’e.

Duygulu, dopdoluydu gözleri ama!

“Ya istikla ya ölüm”dü söylediği millete

Elleriyle yakarken bağımsızlık ateşini

Türk milleti için Ankara tepelerinde.

Birkan Soylu

Daha Fazla Şiir İçin Atatürkün Ankaraya gelişi ile ilgili şiir başlığımıza da bakabilirsiniz.

Cumhuriyet Bayramı Lise Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Cumhuriyet bayramı şiirleri, cumhuriyet bayramı için şiirler, liseler için cumhuriyet bayramı şiirleri

29 EKİM

Cumhuriyet bayramı
Geldi diye ne mutlu !
Bayraklarla donattık,
Güzel okulumuzu.
Sokaklarda, evlerde
Al bayrak dalgalanır.
Onun al rengini
Bütün bir dünya tanır.
Yirmi dokuz Ekimi
Karşılarız neşeyle
Çünkü bugün erdik,
Büyük Cumhuriyet’e
Yürüyün arkadaşlar
Hep ileri koşalım,
Bugün bayramımız var,
Gelin bayramlaşalım.

Ali PÜSKÜLLÜOĞLU

CUMHURİYET

Al yıldızlı al bayraklar,
Her yanda dalgalanıyor.
Süslendi evler, sokaklar
Renk renk ışıklar yanıyor.
Yirmi üç yıl önce bugün.
Cumhuriyet kurdu millet,
Bize büyük Atatürk’ün,
Armağanı Cumhuriyet.
En birinci vazifemiz,
Onun yolunda yürümek.
Canımız gibi koruruz,
Cumhuriyet Türklük demek.
Sevinçle, sağlıkla geçsin.
Sabahımız, akşamımız.
Kutlu olsun hepimize,
Cumhuriyet Bayramımız.

Vasfi Mahir KOCATÜRK

CUMHURİYET

Biziz bu memleketin,
Kanı, iliği, eti,
Yirmi dokuz Ekim’de,
Kurduk Cumhuriyeti.
Yirmi dokuz Ekim’de
Yeni bir ay parladı.
İşte bu parlak ayın,
Cumhuriyettir adı.
Yirmi dokuz Ekim’de,
Bütün ışıklar yansın,
Caddeler baştan başa,
Bayraklarla donansın.
Elele tutuşalım,
Hiç değişmez bu niyet,
Yaşasın Türk Milleti,
Yaşasın Cumhuriyet.

Halil SOYUER

CUMHURİYET MARŞI

Cumhuriyet, cumhuriyet, en güzel şey hürriyet
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet !
Gazimin sen en büyük yadigarısın bana
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet !
Dalgalansın her tarafta şanlı Türk’ün bayrağı
Korumaktır ve yüceltmek azmimiz bu toprağı !
Bu vatan hiç sensiz olmaz, ey güzel cumhuriyet
Milletim öyle demiştir ; ya ölüm, ya hürriyet !

23 nisan bayramı şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

23 nisan çocuk bayramı şiirleri,23 nisan bayramı şiir,23 nisan ile ilgili şiirler,23 nisan şiirleri,23 nisan çocuk şiirleri,ulusal egemenlik şiirleri

DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI

Kiminin saçı siyah,
Kiminin saçı sarı…
Ankara’da buluştu,
Dünyanın çocukları.

Her Yirmi Üç Nisan’da
Tekrarlanır bu olay.
Buluşma nedenini,
Açıklamak çok kolay.

Bu kocaman dünyada
Ülke sayısı çoktur.
Oysa ki hiç birinin
Çocuk Bayramı yoktur.

Dünyanın çocukları
Yurdumuza koşuyor,
Her Yirmi Üç Nisan’da
Cıvıldaşıp coşuyor.

Türkiye konuklarla,
Kalpler sevgiyle dolsun.
Dünya Çocuk Bayramı
Herkese mutlu olsun!

Altan ÖZYÜREK

23 NİSAN GÜNÜ

Bayram yapar çocuklar,
23 Nisan günü
Büyük bir sevinç kaplar,
Bütün yurdun üstünü

Bin dokuz yüz yirmide
Duyuldu halkın sesi
Açıldı bu tarihte
Büyük Millet Meclisi

Bugün edildi ilan
Yeni bir Türk devleti
Bundan, 23 Nisan
Sevindirir milleti

İ. Hakkı SUNAT

BİZİM BAYRAMIMIZ

Bu gelen bizim bayram
Yükseldi bak ünümüz.
23 Nisan bizm
En şerefli günümüz!

Al bayrağı açalım,
Gel gidelim törene.
Bin teşekkür, bizlere
Bugünleri verene…

Bizim için harcanan
Boşa gitmez bu emek,
Çünkü her Türk çocuğu
23 Nisan demek…

İsmail Hakkı SUNAT



EGEMENLİK ULUSUNDUR

Egemenlik ulusun olduğu günden beri,
Her gün daha çok artan bir zevkle yaşıyoruz.
Biz seyredenlerin kamaşıyor gözleri,
Asırları yılların içinde aşıyoruz…

Artık maziye gömdük mesafeyi, zamanı;
Her geçen gün andırır bir 23 Nisanı.
Kalplerde inkılabın bilinçli heyecanı,
Mukaddes hedeflere hızla yaklaşıyoruz.

Yolumuzda ışıktır demokratik meş’ale,
Biz milletçe bağlıyız ulusal ülkülere.
Heybetli bir çığ gibi bütün ulus el ele.
Yeni bir medeniyet için uğraşıyoruz.

Bugün yirmi milyon Türk bir tek kalp, bir tek vücut;
Hepsinde aynı hamle, aynı güvenli umut.
Yuvalar şenlik dolu, gönüller ferah, mesut…
En kutlu bir hayatın zevkini taşıyoruz.

Halil Refet TANIŞIK

23 NİSAN

Bu ne duru sabah, ne temiz hava,
Geliyor her yandan Nisan kokusu.
Sevinçten deliye dönmüş her yuva,
Sarmış gönülleri vatan duygusu.

Gelincikler gibi al al bayraklar,
Evlerden sarkıyor, gökler de dolu.
Nabızlar pek hızlı, coşkun yürekler,
Sanki aslan bugün her Türk’ün oğlu!

Şu mini miniler tombul yanaklı,
Yerlerinde bile duramıyorlar.
Hepsinin elleri çifte bayraklı,
Gözlerinde şimşek şimşek sevgi var.

Yeniden oluyor her şey, yeniden,
Yanıyor Atatürk içimizde bak!
Atatürk, bu kara günü ak eden,
Atatürk; andımız, en kutlu sancak.

Eğlenin yavrular, gülün çocuklar.
Coşsun gönlünüzde Türklük duygusu.
Havanın bile bir coşkun hâli var,
Her yönden geliyor nisan kokusu.

Hasan Latif SARIYÜCE

23 NİSAN

Bugün bir başka aydınlık yeryüzü,
Bir başka ağaçların, evlerin yüzü.
Bugün çocuklar güzel.
Bugün sokaklar güzel…
Elimizden tutan her el
Daha sağlam
Daha mavi gökyüzü;
Bayraklar daha yakın.
Bakın: geçiyor yarının büyükleri;
Şarkılar tutuyor gökleri.

Adnan ARDAĞI

İnsan hakları haftası şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

insan hakları haftası şiir,
insan hakları haftası ile ilgili şiir

İnsan Hakları Uğruna

İnsanlar, yöneticilerle hakları uğruna
Didişip durdu binlerce yıl;
Usanmadan bıkmadan,
Yılmadan…

Erişince, 1948 Aralığının on’u
İnsan Hakları Evrensel Bildirisiyle
Geldi haksızlığın sonu.

Umutlandırdı bu olay,
Mutlandırdı bu olay.
Çalışan insanoğlunu.

İnsan haklarına saygı,
Kardeşlik, özgürlük, eşitlik,
Kaderde, kıvançta birlik
Daha çok aydınlatır
İnsanlığın yolunu.

M.Necati ÖNGAY


İNSAN HAKLARI

İnsanlığa önem verip,
Bu bildiride yayınlandı.
Bütün insanlık sevinip,
Derin uykudan uyandı.

O evrensel bildiride,
“İnsan Hakları” var, dinle,
bildiriyi okuyalım,
arkadaşım gel seninle.

“Tüm insanlar hür doğarlar,
Dil, din, ırk, renk bakımından,
Ayrı bile bulunsalar,
Kaybetmezler haklarından.”

“Köleliği” çirkin bulur,
“Özgür” olmayı savunur.
İnsanları sevdiğine,
Bütün dünyaya duyurur.

Çarptırılmaz hiçbir kimse,
İnsanlık dışı cezaya.
Karışamaz hiçbir kuvvet,
Ne almaya, ne satamaya.

Hasan ŞEN

Polis Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

polislerle ilgili şiirler, polis haftası şiirleri, polis şiiri

10 Nisan
1845’de doğduk biz ölümsüzlüğe,
O gün yemin ettik Milletimize,
Koruyacağız asayişi,cumhuriyeti,
Vatan yolunda karşılıksız ölmeyi.

Adadık kendimizi biz bu yurda,
Ölürüz karşılıksız bu uğurda,
Kopsa kolumuz,olmasa bacağımız,
Vatan yolunda yok olsun canımız.

Ben Polisim
Ben Polisim,
Cennet Vatanında,
Asayişi sağlamaktır görevim,
Vatandaşım huzurluysa
Ben de huzurluyum.

Ben Polisim,
İnsanımızın güvencesiyim,
Hoşgörülü sevecenim.

Kim ki yasa tanımaz,
Halkımın huzurunu kaçırıyor,
Sorumsuzca saldırıyorsa…
Dikilirim karşısına,dur derim!
Demokratik,özgür ülkemde
Dirlik,düzenlik istedim.

Ben Polisim,
Gecem gündüzüm yok benim,
Yaz ve kış,görevim sorumluluğunu,
Omuzlarımda taşırım.
Vatandaşım huzurluysa,
Budur benim düğünüm,bayramım,

Ben gücümü halkımdan alırım,
Demokrasi ve özgürlük,
Karakterim olmuş benim.
Geleceğe güvenlem bakmak,
Hakkıdır her bireyin.

Ben Polisim,
İnsanım huzuru için yara aldım,
Kimi elimi,kimi ayağımı verdim,
Sakatlandım.
Her zorluga göğüs gerdim,
Dahası canımı verdim.

Ben Polisim,
Yüzelliyedi (157) yıldır,
Barış ve Özğürlük yolunda yürüyorum,
Gururluyum,dimdik başım.
İnsana,insanca davranmak,
Güvenliği sağlamaktır savaşım.

Ben Polisim,
Kırılırsam,kolay olmaz tamirim,
Asayiş berkemaldir amirim.

Bektaş YAVUZ

Bir Polis Olacağım
Bir polis olacağım çelikten kanadımla,
Edirne’den Kars’a kadar yurdumu koruyacağım,
Bir polis olacağım şefkatli ellerimle,
Her zaman iyilerin yanında yer alacağım.

Bir polis olacağım hak yolunda,
Ebediyen iyiliğin timsali kalacağım,
Bir polis olacağım kanımla canımla,
Sonsuza denk kötülüklerle savaşacağım.

Bir polis olacağım üstün azmimle,
Milletimi yükseltip yücelteceğim,
Bir polis olacağım kişiliğimle,
Bütün dünyaya örnek olacağım.

Bir polis olacağım dünyadan,
İyileri seçip ayıracağım,
Bir polis olacağım gönül bahçemden ,
Milletime güller uzatacağım.

Polis
Yücelir görevi hakkıyla yapan
Alçalır Vatana ihanet eden
Kurulur tuzaklar bekler bir kapan
Dikkat et kendini kaptırma Polis…

Şehirde ışıksın hep yanıyorsun
Görev yapmaz isen kirleniyorsun
Adaletten ayrılma seviliyorsun
Başın yükseklere değmeli Polis…

His arkadaşın vicdan rehberin
Anarşi hortlarsa boğar ellerin
Yardım edip yol gösterir sözlerin
Ne yüce ne büyük görevin Polis…

Devlete sahip çık bırakma garip
Bayrak dalgalanır çıkarsak sahip
Milli duygu artsın olmasın kayıp
Alkışlar şahsına ismine Polis…

Kentlerde kolluksun düzen sağlarsın
Hafiyesin dedekdifsin sivilsin varsın
Suçlular kaçamaz bulur tutarsın
Ne güzel duruşun görüntün Polis…

Mukaddes görevin adaletin var
Kolların mazlumu okşayıp sarar
Garibana muhtaca sağlarsın yarar
Çiçeksin, peteksin, sıcaksın Polis…

Mehmet Karlı

Polis Amca
Kovun gitsin hüznünüz
Neşe dolsun yüzünüz
Mutlu geçsin ömrünüz
Polis Amca,Polis Amca

Güvenliktir tüm işiniz
Hak,adalettir gücünüz
İnsanlıktır seçiminiz
Polis Amca,Polis Amca

Adil olmak esas görev
Hakkaniyet gerçek ödev
Gönül “kabe kırmadan sev
Polis Amca,Polis Amca

Cana,mala destek sizde
Mazlumlara kuvvet sizde
Adalete güven bizde
Polis Amca,Polis Amca

Sayenizde işimize
Rahat gelip gidiyoruz
Yiyip içip geçiyoruz
Polis Amca,Polis Amca

Helal olsun yediğiniz
Şifa olsun içtiğiniz
Mübarektir göreviniz
Polis Amca,Polis Amca

Zalimlere yağan “lav”sın
Dürüstlere karlı dağsın
Rabbim sizleri korusun
Polis Amca,Polis Amca

Kötüleri aranızdan
Atmak gerek safınızdan
Leke çıkmaz hum ayından
Polis Amca,Polis Amca

Akbaş Yaşar takdir eder
Ahlaklıya hürmet eder
Namusluya verir değer
Polis Amca,Polis Amca

Yaşar Akbaş

Sağlık Haftası Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sağlık haftasıyla ilgili şiirler, sağlık şiirleri, sağlıkla ilgili şiirler, sağlığımızla ilgili güzel şiirler

KALBİN SESİ

Kalbin bir gün sesini,
Organlar duyamamış.
Mideyi, böbrekleri,
Hemen bir telaş sarmış.
Komşu akciğerlere,
Bir haber uçurmuşlar.
Ciğerlerse beyinden
Nedenini sormuşlar.
Şöyle bir cevap gelmiş,
Beyinden ciğerlere :
«Düzensiz yaptığın iş,»
«Zarar vermekte kalbe.»
«Aldığın hep pis hava »
«Elbet kalbi yoracak. »
«Böyle devam edersen »
«Belki bir gün duracak!»

İ. Hakkı TALAS

VÜCUDUMUZ

Bir makinedir insan
İşletir bunu beyin
Beyincik başkanıdır
Beş duyu denen şeyin.

El tutar, kol destekler
Bir kafestir göğsümüz
Orada ciğerle kalp
Çalışır gece gündüz.

Bir örtüdür etimiz
Kemiğimiz çatıdır
Ayaklarımız yolcu
Gövdemizin atıdır.

Hüseyin KALABA

VÜCUDUMUZ

Üç bölümdür vücudumuz,
Baş, gövde kollar – bacaklar.
Hepsini tutalım temiz
İşleyip çalışacaklar.

Burun koku, dil tat duyar
Hepsinin bir görevi var.
Beşinci duyumuz deri
Dokunmağa vardır yeri,

Sağ, sol arka ve önümüz
Vücutta var dört yönümüz
Kulak işitir, göz görür,
El iş yapar, ayak yürür.

Vücuda iyi bakalım,
Temiz mendil kullanalım.
Temiz hava temiz suyu,
Unutmayalım uykuyu,

Güneş sağlığın temeli.
İyi gıdalar yemeli.
Makine gibidir vücut,
İyi koru çok temiz tut.

Ali Osman ATAK