kızılay haftası şiirler,kızılay haftası şiir,kızılay haftasıyla ilgili şiirler,kızılay haftası hakkında şiir
KIZILAY
Bu gün muhtaç değilsem, Yarın muhtaç olurum Her yardımı, şefkati, Kızılay’da bulurum
Yoksullara, açlara, Yaz, kış tüter ocağı Felakette, kazada, Bize açar kucağı
Savaşlarda, depremlerde, Bizi gelir o arar Acımızı dindirir, Yaramızı o sarar
İ Hakkı TALAS
KIZILAY
Saygı sana ey Kızılay, Yaptığın iş değil kolay, Yurt için, ulus için Çalışırsın, didinirsin Savaşta vurulan er, Senden çok yardım bekler, Kızıl aylı beyaz bayrak, Yaralıya açar kucak Arayarak her bir yeri, Kaldırırsın düşenleri İyilik ve can sunarsın Sevgi dolu bir pınarsın Yurdu bazen basınca sel, Uzatırsın oraya el Yersiz, yurtsuz kalan insan Senden yardım görür her an Yer sarsıntısı, kıtlık, yangın Günlerinde bir hızırsın Yetişirsin bize hemen Kara günün dostusun sen
Zeki TUNABOYLU
KIZILAY
Yardım elini açan, Yoksullara koşarsın Şefkat, merhamet saçan, Muhtaçlara sen varsın
Deprem olsa bir yerde, Veya yansa bir ocak Her acıya, her derde, Yine sensin koşacak
Seni bulur yanında, Her felaket, her olay, Zengin, fakir olanlar, Sana muhtaç Kızılay
Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir ATATÜRK ŞİİRİ
Düşmanların elinden Bizi kurtaran sensin. Bu toprağı yeniden Özenle kuran sensin.
Ünümüzü dünyaya Mertçe duyuran sensin. Gündüz gün, gece aya Benzer kahraman sensin.
Adını büyük, küçük Anıyoruz her zaman, Adı büyük Atatürk Anlı şanlı kahraman.
Nabzımızda atansın Ey ! ölmeyen atamız. Gönlümüzde yatansın Seni unutamayız.
Mehmet Necati ÖNGAY
Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir Atatürk Sevgisi
sen öldüğünde Atam hüngür hüngür ağlamış o rahmetli babam senin şapka devrimin ilk onu etkilemiş Çankırı ya getirdiğin fötrü her halde ilk babam giymiş hiç çıkartmazdı rahmetli Atamdan yadigar derdi sana ilk sarılan elini ilk öpende oymuş ben doğar doğmaz hemen adımı KEMAL koymuş
Fikret Kemal Aslan
ATATÜRK TÜRKİYE
Seni hiç görmedim Atatürk’üm Sesini duymadım yakından Seyredemedim bakışlarını bir kerecik olsun Ama öylesine bizim olmuşsun, Öylesine dolmuşsun ki içimize… Her iyi şeye Her güzel şeye Atatürk diyesim geliyor, Tutsak değilsek başka uluslara, Okuduğumuzu anlıyor, Yazabiliyorsak kolayca, Özgürsek, Düşünebiliyorsak uygarca, Sana borçluyuz. En güzel özlemler seninle başlar Türkiye’miz de Bütün ak düşünceler seninle Su gider ışık gider yol gider köyleri, Seni anarız Heykel,heykel olmuşsun meydanlarda, Okullarda, kışlalarda Resim, resim olmuşsun duvarlarda “Yaman sevmişiz seni Atatürk yaman” gönlümüze taht kurmuşsun Eserlerinle dolmuş Türkiye’miz Sen Türkiye olmuşsun.
SAMİ AYHAN Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir ATATÜRK İÇİN
Tutun elimizden çıktık sefere, Kurtardık vatanı, milleti Atam. Serdik kör denilen talihi yere, Zaferdir savaşın nimeti Atam.
Dağlar altımızda at oldu bizim, Sen dedin.-Uyan Türk! Açıldı gözüm. Sakarya suyunda yununca yüzüm, Bilindi Türklüğün adı Atam.
Duyarım, dalgalar sahili döğer, Sen sade bir “Paşa” olaydın eğer Tine kalbimizde alacaktın yer, Sensin bu vatanın ziyneti Atam.
Bir eşin varmıydı civanmertlikte? İyi ettik sana”Ata”dedik te; Sevgin göğsümüzde, eller tetikte, Sendin bize Tanrı himmeti Atam.
Her Türk olan”Atam”der de tutuşur, İşitir emrimi derdi yatışır; Kâfi bu teselli ona yetişir; Sana lâyık olmak niyeti Atam
OSMAN ATİLLA ATATÜRK’E DAİR MISRALAR
SENİ ANLIYORUZ
Alfabenin ilk harfinde, kelimenin ilk hecesinde, Türkiye’nin her ilinde, yabancının dilinde, Gencin bitmez gücünde senden izler görüyoruz; Saygıyla hayranlıkla hep seni anıyoruz…
Sınıfta karşımızda resmin, seninle beraberiz her an, Ama inan bize içimizde var olan; Bir buruk acıyı aralıksız duyuyoruz; Alışmadığımız bir kederle hep seni anıyoruz.
Anlatmakla bitmiyor şerefi hayatın, Sensin tarihimizin altın yaprakları. Bizlerse kanınla olmakla daima öğünüyoruz; Gururla kıvançla hep seni anıyoruz…
Umutsuzluğa düşüyoruz zaman, zaman. Göğe kaldırıyoruz yaşlı gözlerimizi: Kara bulutlar arasında bir ışık arıyoruz. Çaresizlikle, özlemle hep seni anıyoruz…
OSMAN GÜNGÖR FEYZOĞLU
Atatürk şiir ,atatürk şiirleri ,Atatürk ile ilgili şiir SENİ ANAR, SENİ ARARIZ
İçli şarkılar gibi dolaşır Dudaklarımızda ismin, Sevgin çiçek, çiçek Açar gönüllerinizde, Bir yıldız, bir güneş, bir saman yolu, Bizim için bir evren oluverirsin, Seni arar, seni anarız Ağlayan gözlerimizle.
Düşüncelerin fidan olur, dal olur Boy, boy filiz sürer, ağaç olur; Al al, mor mor, sarı sarı Çiçekler açar vatan vadilerinde Sonra bahar olur, Sensiz baharların tadı gelmez; Baharlar güz olur… Gönüllerimiz seni anar, seni bekler Sararan güz gecelerinde…
Ciğerlerimize nefes nefes Özlem dolar, Sensiz güller Solar gönül bahçelerimizde. Gözyaşlarımız dere olur; Irmak olur, deniz olur, okyanus olur; Büyür büyür sonra Mustafa Kemal olur Yaralı yüreklerimizde, Ve asırlaşan On Kasımlarca Sana ağlar, seni arar, seni ararız Yattığın yerde, Anıtkabir’de…
OKTAY YİVLİ ATATÜRK
Ellerin üstünde bir tabut değil, Yerinden oynayan dağ olmalıydı O, bizi bırakıp gitmesin diye, Gönüller sarılıp bağ olmalıydı
Ey dağlar, açınız başlarımızı, Bağrınıza basın taşlarınızı.. Bulutlar, saçınız yaşlarınızı; Atatürk, Atatürk sağ olmalıydı!
ORHAN SEYFİ ORHON ATATÜRK
Yeşil mavi gözlerin ufuklardan çekilip Tarihinin bir ebedî âlemine çevrildi. Parçalanmış bir güneş tutuşturup alev alev Dünyamızın üstüne bir dağ gibi devrildi.
Tarih şimdi ayakta, en uzak çağlarıyla Gülüyle, baharıyla, bülbülü, bağlarıyla Dünyayı dört dolaşan eski ortağıyla Tek bir çelenk halinde baş ucuna çevrildi.
Seni gök yüzlerinde tahayyül edeceğiz, Seni masallar anarak gideceğiz, Sihirli ateşinle yanarak gideceğiz, Diyeceğiz fanilik ayağına serildi.
Senin beşiğin tarih, mezarın tarih olur. Senin bizlerden soran seni tarihe bulur. Akla sığınma kaybınla desem tarih kaybolur Fakat Türk tarihinin tacı sana verildi.
ORHAN RAHMİ ÖZLEYİŞ
1938’den bu yana Her Allah’ın günü Atatürk’ten ayrı olmanın hüznü Bütün dehşetiyle parlar gözlerimizde, Ah Atam biz göremedik yüzünü O mübarek ellerini öpemedik, Sana “yaşa” diyemedik, İçimize bir hasret ki anlatılmaz, Bir acı büyük yüreklerimizde…
Ninnilerimizde senin ismin vardı, Senin ismin karıştı türkülerimize, Sen gecelerimizde, gündüzlerimizde, Sen dağımızda, ovamızda, Sen şehirlerimizde, köylerimizde, Sen bütün Türkiye’mizde…
Sen Atatürk, Yirmi bir milyon kalbi Eşsiz güzelliğinde doldurmuşsun.,
Sen Atatürk, Yirmi milyon nabızda Aynı heyecanla vurmuşsun.
Ve o kadar büyümüş O kadar büyümüşsün ki içimizde Faniliğin dar çemberinde kurtulmuşsun. Dalga dalga, zerre zerre, ışık ışık, Bayrağımıza, toprağımıza karışıp, Toprak olmuşsun Bayrak olmuşsun Vatan olmuşsun
ÖZKER YAŞIN ATATÜRK
Başarmayı başaranlar, Çok azdır bu dünyada. Öldükten sonra da yaşayanlar, Ancak sayılır parmakla. Ey yüce Atatürk! Sen işte o azlardansın. Sen başardıklarınla, Parmakla sayılanlardansın. Sen her 29 Ekim’de, Her 10 Kasım’da, Her 30Ağustos’ta, Her 19 Mayısta değil Sen her sınıfına girişte, Her otobüse binişinde, Sen her şarkı söyleyişte, Her kelimede, her hecede, Hisse diyoruz. Seni anıyoruz diyemem; Çünkü anılmak unutulanlara mahsustur. Seni her özgür düşüncede, Barışta ve sevgide, İçimize duyuyoruz.
ZEYNEP KOCADAĞ
ATATÜRK’ÜM
Seninle doluymuş ninnilerim, Resmini bırakmazmışım elimden Sana benzemekmiş ilk dileğim “Yerine ölseydim” dediğim Mustafa’m
Bu senin aydınlığın, Anlatamazdı annem maviliğini, Bu senin sıcaklığın Ne varsa iyi, yeni Nehirlerde, rüzgarlarda Türk’üm Kemal’im Vatan kadar büyüksün
Bir buyruğunla Akdeniz şahlanırdı, Bayraklar yarıya inmiş yürekler yanar Önceleri sanki kanım dalgalanırdı Gönüllere sığmayan Atatürk’üm Her şey sana kucak açar.
Bu vatan seninle dolu Bölünmez aydınlığı Türkiye’min Gök kartalsız olur mu? On Kasım da yaprak, yaprak dökülürüm Mustafa’m Kemal’im Atatürk’üm
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN
ATATÜRK ÇOCUKLARI
Özgürlük şarkısı bizim şarkımız Yurt için ulus için hep çalışırız Vatanı yükseltmek tek amacımız BizlerAtatürk çocuklarıyız
Dostlukla dopdolu yüreklerimiz Dünya çocukları hep kardeşimiz Barıştan yana inançlarımız Bizler Atatürk çocuklarıyız
Çınınlayacak sesimiz dünyada yurtda Uzanacak ellerimiz evren boyunca Uygarlık yönünde bir meşaleyi Bizler Atatürk çocuklarıyız
Şiiri Yazan : ŞEYMA GÜLTEKİN
ATATÜRK YÜREĞİMDE
Atatürk yarın, Atatürk bugün, Atatürk dün.
Ben olmuş artık, Yüreğimde, Benimle her gün.
İleriye baktığımda, Mavi mavi, Atam bakar.
Anadolu kırlarında, Türüm türüm, Atam kokar.
Şiiri Yazan : İSMAİL MALATYA
Atatürk’ü Yitirmedik Yıllar Üst üste katlandıkça Acımasız uzadıkça Çelik mavisi gözlerinde Her geçen gün Işığını çoğalttıkça Güzel vatanımızı Kurtardığın anıldıkça Seni yitirmedik ki Dün olduğu gibi Bugün de aramızdasın her an Buna inan Ata’m Yüzyıllar da geçse aradan Sen her zaman anılan Kutsal bir kahramansın
ATATÜRK YÜREĞİMDE
Atatürk yarın, Atatürk bugün, Atatürk dün.
Ben olmuş artık, Yüreğimde, Benimle her gün.
İleriye baktığımda, Mavi mavi, Atam bakar.
Anadolu kırlarında, Türüm türüm, Atam kokar.
Şiiri Yazan : İSMAİL MALATYA Atatürk
Milletin enson lideridir ATATÜRK Dünya’da gurur kaynağımızdır ATATÜRK CUMHURİYET’in kurucusudur ATATÜRK TÜRK’lüğün koruyucusudu ATATÜRK
Medeniyetimin kurucusudur ATATÜRK Ali Rıza Bey ‘in oğludur ATATÜRK
Başöğretmen Atatürk
Bir güneş gibi doğdun Vatanımın üstüne, Millet seninle güldü İlke devrimlerinle
İlk okuma yazmayı Sen öğrettin bizlere, Bugün erdi milletin Kültürün zirvesine
Başöğretmen Atatürk, Yurdun ilk eğitmeni Emanet aldık senden Kurduğun Cumhuriyeti
Atatürk şiirleri ingilizce, İngilizce Atatürk şiirler, Atatürk şiiri ingilizce
I AM THINKING MUSTAFA KEMAL
I am thinking of Mustafa Kemal: On a bay horse with a mane of flame He passes the high mountains, the deep seas. His gold hair waves in the wind, His blue eyes burning bright.
I am thinking of Mustafa Kemal: In the burnt, ravaged fields of war He creates epics such as the world has never seen, Great armies follow him, Each soldier like Mustafa Kemal.
I am thinking of Mustafa Kemal: Worth all the heroes of history He rules the boundless skies, A naked sword on a bay horse He goes from victory to victory.
I am thinking of Mustafa Kemal: He did not die one November morning! He is still with us everywhere, He lives in all parts of the land In the veins of our hearts.
I am thinking of Mustafa Kemal: His gold hair waves in the wind, I see his blue eyes shining bright. He enters my dreams at night. I kiss his hands.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
MUSTAFA KEMAL’İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal’i düşünüyorum; Yeleleri alevden al bir ata binmiş Aşıyor yüce dağları, engin denizleri, Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda, Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri…
Mustafa Kemal’i düşünüyorum; Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında Destanlar yaratıyor cihanın görmediği Arkasından dağ dağ ordular geliyor Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum; Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere. Al bir ata binmiş yalın kılıç Koşuyorlar zaferden zafere…
Mustafa Kemal’i düşünüyorum; Ölmemiş bir Kasım sabahı! Yine bizimle beraber her yerde. Yaşıyor dört köşesinde vatanın Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum: Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda, Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum. Uykularıma giriyor her gece. Elllerinden öpüyorum.
Mehmet Akif Ersoy’un Vatan Sevgisi İle İlgili Şiirleri Mehmet Akif Ersoy Vatan Sevgisi Mehmet Akif Ersoy Memleket Sevgisi Şiirleri
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
“Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın, Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme tanı Düşün altında binlerce kefensiz yatanı, Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı, Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı.”
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şühedâ, Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüdâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.”
Korkma!
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz; Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun, Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun. Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa, Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa, Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar, Değil mi cephemizin sinesinde iman bir; Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir; Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz, Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Şehitler Abidesi İçin
Gökkubbenin altında yatar, al kan içinde, Ey yolcu, şu toprak için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez, Gufrana bürünmüş, yalınız Fatiha bekler.
CENK MARŞI
ey sürüden arkaya kalmış yiğit arkadaşın gitti haydi sen de git bak ne diyor ceddi şehidin işit haydi git evladım uğurlar ola haydi git evladım açıktır yolun zalimlere karşı bükülmez kolun bayrağı çek ön safa geçmiş bulun uğurun açık olsun uğurlar ola. eşele bir yerleri örten karı ot değil onlar dedenin saçları dinle şehit sesleridir rüzgarı haydi git evladım uğurlar ola haydi git evladım açıktır yolun zalimlere karşı bükülmez kolun bayrağı çek on safa geçmiş bulun uğurun açık olsun uğurlar ola haydi levent asker uğurlar ola yerleri yırtan sel olup taşmalı dağ demeyip taş demeyip aşmalı sende ki coşkunluğa er şaşmalı kahraman askerim uğurlar ola haydi git evladım açıktır yolun zalimlere karşı bükülmez kolun bayrağı çek ön safa geçmiş bulun haydi levent asker uğurlar ola haydi git evladım uğurlar ola.
turizm ilgili şiir şiirler,turizmle ilgili şiirler,turizm hakkında şiirler,turizm konulu şiir,turizm şiirleri
Turizim şiiri
Bir amme hizmetidir Turist toplama işi Yurdunu zengin eder Bunu bilen her kişi Tarihi yapılarla Her beldemiz doludur Tanı tanıt sen onu Bu bir vatan borcudur Güler yüzlü olanın Çevresi geniş olur Çok turist gelen yerin Bakırı altın olur Reklamsız alış veriş Olmuyor bu dünyada Tanıtmalı yurdumun Neler var Toprağında Gülyağı gül bahçesi Yurdumun bir köşesi Gelene huzur verir Cıvıldıyan kuşsesi Dağ deniz yayla ve göl Ayrı ayrı güzeldir Otel motel kampinkler Dinlenecek yerlerdir
Ertuğrul Eroğlu
Turizm şiirleri
Güller çiçek açtı Nağmeler sevgi saçtı Oyunlar neşe kattı Alkışlar tempo tuttu.
Kahve yemenden geldi Türküsü neşe verdi Gençlik şıkır şıkır oynadı Yönetmenim ustaca yönetti
Haftamız şen olsun Paramız bol olsun Dostluklar da baki olsun Teşekkürlerde emeği geçenlere olsun
Turizm Haftası şiir
İnsanoğlu çalışmalı, Çalışmaya alışmalı. Yılda bir kerede olsa, Bir yerleri dolaşmalı.
Dolaşana turist denir, Değerini herkes bilir. Toplanan büyük gelirden, Devlet halka hizmet verir.
Tüm ülkeler turist bekler, Kasasına para ekler. Kutlayalım bu haftayı, Vatanımız olsun lider.
Baycan Kacaroğlu
Turizm Sektörü şiiri
Önce organizasyon şemasını belirle, Sonra insanları nitelendir. Yoksa eğer alternatifin, Çekirdekten yetiştir.
Değer ver tüm çalışanına, Arada bir ödüllendir. Ayağa kalk ve alkışla, Başarını güçlendir.
Böyle kalmışlık geri, Uzun yollardan beri. Düşman yok karşımızda, Yabancılar girerken, Hiç durmadan ileri.
Ata’mızın izinde, Gittikçe daha zinde. Dünyayı geçeceğiz; Cumhuriyet devrinde.
Arka çevirip düne. Otuz yıl önce bizi Kavuşturdu bugüne. Sultan yok başımızda, Milletin hür sesi var; Yükselen marşımızda. Devrimler dizi dizi, Dünya seyreder bizi Hele bir dokun da gör; Dalgalanmış denizi…
Zeki OZAN
ON BEŞ YILI KARŞILARKEN
Kim derdi yarılsın da nihayet yerin altı, Bir anda dirilsin de şu milyonla karaltı.
Topraklaşan ellerde birer meşale yansın. Kim der ki şu milyonla adam birden uyansın.
Kim derdi seher yıldızı doğsun da bir evden, Kaçsın da cehennemler o bir dalma alevden,
Canlansın ışık selleri olsun da o damla Beş devletin öldürdüğü devlet bir adamla.
Kim der ki en son rakamlar da delirsin. On beş asır on beş yılın eb’adına girsin.
Müzeler Haftasıyla ilgili şiir, Müzeler Haftası şiiri, Müzeler haftasıyla ilgili şiir
Müzeci Her ulusun tarihi Müzelerinde yatar Çok yaşasın o güzelim Müzeleri oluşturanlar.
Oralarda sergilenenlere Sadece bakmak değil erek Baktıklarımızı görebilmemiz gerek.
Müzelerdir geçmişimizi sergileyen Unutmayalım Geçmişi olmayanın Geleceği de olamaz. Bizim geçmişimiz de Geleceğimiz de var Geleceğimiz gençlerimizin Ellerinde büyüyor.
Fevzi Günenç
Müze Tarih, sanat, kültürün,hazinesidir müze. En gerçek bilgileri,o verir hepimize.
Onunla aydınlanır,en eski uygarlıklar. Orada sergilenir,çok değerli varlıklar.
Müzeleri gezmeyi,hiç ihmal etmeyelim. Bilgimize yepyeni, bilgiler ekleyelim.
Antik eser bulursak, verelim müzelere. Tarihi hazinemiz, ün salsın ülkelere.
Tarihi eserleri,özenle koruyalım. Turisti çektiğini, her an hatırlayalım.
Her turist, yurdumuzun,döviz, reklam kaynağı. Onu hoşnut tutalım,gezsin denizi, dağı.
Böylece, hem tanınır,hem de gelir sağlarız; Dünyayı ülkemize,sevgilerle bağlarız.
Nevruz Bayramı şiirleri, Nevruz Bayramıyla ilgili şiirler, Nevruz şiirleri, Nevruz şiiri, Nevruz Bayramı şiiri, Nevruz Bayramı konulu şiir
Anadolu’da Bahar İlkbahar geldi Anadolu’nun, Her tarafı yeşil şimdi. Ağaçlar çiçek açar, kuşlar ötüşür, Her yanı cıvıl cıvıl duy şimdi.
Arılar düğün yapar şu mevsimde, Anadolu’nun renk renk Gül bahçesinde, Bülbüllerin neşesini gör şimdi.
Cıvıl cıvıl sessiz duran yuvalar, Kelebekler birbirini kovalar, Halı gibi nakışlandı ovalar, Bölük bölük, sarı yeşil, mor şimdi.
Gök gürülder yağmur yağar, Her taraf mis gibi toprak kokar. Anadolu’da böyle yaşanır bahar.
Özlem ULUER
Baharın Sevinci Yeni baharda canlanır yer, Kırlar hep yeşiller giyer. Döner geline her ağaç, Süslü bir etektir yamaç.
Çiçeklerle donanmış, Halı gibi çayırlar. Üstünde ipek tüylü, Kuzular oynaşırlar.
Kuşlar cıvıldaşırken, Coşkun akar dereler. Derelerin sesini Dağlar uzaktan dinler.
Kuş sesleri yayılır, Ovalara, dağlara. Menekşeler yayılır, Bahçelere, bağlara.
Tatlı renkler, kokular, Bağa, kıra can verir. Her yerde bin bir tat var; Her yer cennet gibidir.
Uzamaya başladı günler sahiden, Güneş’in batmak istemediği belli. Eteğini havalandırarak esen Kış boyu düşündüğüm bahar yeli.
Kader TAŞOVA
Barışın Sesi Dillerden düşmez kardeşlik türküleri, Nevruzda yeşerir, barış çiçeğinin Huzur ve kardeşlik dolu sesi, Anlatır mutlulukların en yücesini.
Her çiçeğin ayrı bir rengi, Baharın, kardeşliğin, emeğin eseri, Yurdumun güneşi, baharın habercisi, Bayram sevinciyle geçer nevruz günleri.
Nevruzda açar çiçekler. Çekilir halaylar, söylenir türküler. Geçmişin şanı, geleceğin heyecanı, Bir barış çığlığı gibi sarar dört bir yanı.
Menaf ÖZDEK
Doğanın Düğünü Kurtulur buzlardan dumanlı dağlar Bitmez bir neşeyle uçar tüm kuşlar Güneş bugün sanki bir başka parlar Tabiatı nevruzun heyecanı sarar.
Dallarda sevinçli bülbüller öter Kalmaz insanda ne dert, ne keder Rüzgârın coşkulu türküsü yeter Kardeş gibi kucaklaşır gök ve yer.
Atalarım asırlardır kutlar bugünü Bir başka olur çünkü doğanın düğünü Bütün yörelerimi sarmıştır ünü Hiç bozulmayacak bir kültür ürünü.
Köstebek, yavaşça açılır gözün Hey papağan! Anlamı ne bu sözün? Artık gereği yok kuşlara göçün Hüznü kalmadı içimizde güzün.
Renk cümbüşü sürer gider böylece Kalbimizde yerin yok, karanlık gece Gönüllerde, dillerde vardır tek hece Nevruz, gitme kal bizimle ömrümüzce!…
Sağlık Şiirleri Sağlık Haftası Şiirleri Kısa Sağlıkla ilgili Şiirler
Sağlığımızı Koruyalım
Koru sağlığını bütün dertlerden Hastalıktan ölüm görmüş gibi kaç Al besini temiz yiyeceklerden. Vücut bol besine, geneşe muhtaç.
Gez temiz havada,iç temiz suyu, temizlik en güzel arkadaş olsun Zamanı gelince rahat et uyu Her zaman gürbüz ol benzinkan dolsun
Gül oyna,neşeli yaşa her zaman Neşe besinidir ruhun hayatta. Eleme, kederi hiç verme aman Dima neşeli ol.dertleri at da
Sağlıklı Yaşam
Tanrı hiç bir organını Eksik yaratmasın canlının, Yaratmasın insanoğlunu eksik, Çünkü neresi ağrırsa canı ordadır Ciğerinde, yüreğinde. Dişi ağrıdığında canı ağızındadır, Kafası ağrıyorsa beyindedir. Körlük çok kötüdür, çok…… Sağırlık, dilsizlik ondan iyi mi? Hele hele felç, yatalak, mongol. Hastalanmasın insan, Çürümesin tek bir organı Düşmesin hastanelere yolu Yinede yokluğu aranmasın doktorların. Ílaçlar, haplar, igneler iyi değildir, Vücut kendi eksiğini kendi gidersin. Kanser, Aids ugramasın kapımıza, Anam…, şuram ağrıyor demesin çocuklar. Bebeler acı içerisinde kıvranmasın gün boyu Derisi çizilmesin, tırnağı kırılmasın Eksik doğmasın insan Ömür boyu, yitirmesin en küçük organını, Ne gözlük takmak zorunda kalsın Nede topal deyneğiyle yürüsün. Dünyadaki tüm insanlar, Sağlam doğsun Sağlıklı yaşasın.
SAĞLIK ÖĞÜDÜ
Seviyorsan canını, Vücuduna iyi bak. Kuvvetlendir kanını, İstersen çok yaşamak.
Vakitli yat, erken kalk, Çok dikkat et zamana. Ne güzeldir çalışmak, Dinçlik verir insana.
Sen yaşartsan bu vatan, Ancak yaşar, yükselir. Bunu bil, böyle inan, Varlık sağlıktan gelir.
Vehbi Cem AŞKIN
VÜCUDUMUZ
Üç bölümdür vücudumuz, Baş, gövde kollar – bacaklar. Hepsini tutalım temiz İşleyip çalışacaklar.
Burun koku, dil tat duyar Hepsinin bir görevi var. Beşinci duyumuz deri Dokunmağa vardır yeri,
Sağ, sol arka ve önümüz Vücutta var dört yönümüz Kulak işitir, göz görür, El iş yapar, ayak yürür.
Vücuda iyi bakalım, Temiz mendil kullanalım. Temiz hava temiz suyu, Unutmayalım uykuyu,
Güneş sağlığın temeli. İyi gıdalar yemeli. Makine gibidir vücut, İyi koru çok temiz tut.
ilköğretim haftası şiirler,ilköğretim haftası şiirleri kısa,ilköğretim haftası şiirleri uzun,ilköğretim şiirleri
OKULUMUZ ŞİİRİ
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası.
Güzel kitaplar burada, Bir çok arkadaş burada, İnsan nasıl sevinmez, Böyle yerde okur da ?
Senin çatın altına Girmez kötü duygular, Bilgi giren yerlerde Kalmaz artık kaygılar.
Her yerden daha güzel Bizim için burası, Okul, sevgili okul Neşe, bilgi yuvası
Atatürk Gülümsedi
Atatürk gülümsedi öğretmenim Siz sınıfa girince Dağıldı kara bulutlar Açıldı gonca
Baktı ki okul yenidir Siz yenisiniz düşünceler yeni Atatürk gülümsedi öğretmenim Saklayamadı sevincini
Baktı ki gençsiniz bilgili Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince Atatürk gülümsedi öğretmenim Sevindi onca
Baktı ki karışmış aramıza Çiziyorsunuz yolu Atatürk gülümsedi öğretmenim Gözleri dolu dolu
Anlaşılan bütün yaz Atatürk gözünü kırpmamış Çünkü boşmuş sıralar Çünkü harf okunmamış
Kapkara bulutlar inmiş Işıklı gözlerine Bora gibi fırtına gibi Atatürk’üm Sanırım yönelmiş bilgisizliğe
Ama baktı ki gün doğmuş Bir koşu varmışız okula Özlemle açılmış kitaplar Bir iştah kızda oğlanda
Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz Bütün bakışlar sizde Günaydın demiş derse başlıyorsunuz Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde
Baktı ki Türkiyesi Türkiyemiz Aydın ufuklara yürüyor hızla Atatürk gülümsedi öğretmenim Övünüyor bizimle
Dağıldı kara bulutlar Biz sınıfa girince Atatürk gülümsedi öğretmenim Kürsüde kendini görünce.
İLKÖĞRETİM HAFTASI
Hani oyun oynardım geçen yıl sokaklarda. Şimdi okullu oldum, karşımda kara tahta. Öğretmenim anlattı, okumak çok güzelmiş. Bu sayede bu millet, tarihini öğrenmiş.
İlk günden ben ant içtim, çalışıp başarmaya. Küçüğümü severek büyüğümü saymaya. Türk’üm dedim, sonunda, gururla bağırarak Sanki uçtum o anda ne güzelmiş okumak.
Babam da söylüyordu, heyecan duymamıştım. Okulun verdiği şevk evden daha yüceymiş. Şimdi titredi tenim, kendimle barışığım. Arkadaşlar, ben şimdi okumaya aşığım.
19 mayıs şiirleri Atatürk’ü anma gençlik ve spor bayramı ile ilgili şiirler Anlamlı 19 mayıs şiirler 19 mayısla ilgili şiirler
O GELİYOR
Yıl 1919 Mayıs’ın on dokuzu. Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını Yeryüzüne can veren, Cana heyecan veren Al yüzlü Oğan güneş. Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ? Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu. Uyanın Samsunlular! Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını Al yüzlü Oğan güneş. Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.
Yıl 1919 Mayıs’ın on dokuzu. Uyanın Samsunlular. Uyumak ölüme eş. Diriltir ruhunuzu, Ufukta bir gemi var. Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ? Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ? Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü ! İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır. Kurulacak yarını düşünen baş geliyor. Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü. Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.
Yıl 1919 Mayıs’ın on dokuzu. Ufukta duran gitgide yaklaşıyor. Sanki harlı bir ateş Yakıyor ruhumuzu. Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor. Üzülmemek elde mi ? Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak, O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi, Gizli inleyen her yürek canlanacak. Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi. Gittikçe büyükleşen Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz. Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz. Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel ! Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel !
Celal Sahir EROZAN
19 MAYIS GENÇLİK MARŞI
Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız. Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar. Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız. Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…
Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik, Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak, Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik. Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…
Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı, Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır. Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı… Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.
19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız. Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ? Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız, Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…
İ. Hakkı TALAS
ŞU SONSUZ KOŞU
Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün, Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda Davul zurna sesinde şahlanır düğün, Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.
Ata’nın rüyasına gelincikler sun, Emek bahçelerinin güzel gülünü… Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun, Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.
Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola, Dağlardan dağlara o zafer türküsü, Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola, Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.
Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür, Dalgalanmakta altın bir çağa doğru, Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür, Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.
On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk, Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı, Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk, Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.
Ceyhun Atuf KANSU
19 MAYIS
19 Mayıs günü, Yaşıyor kalbimizde, Atatürk güneş gibi, Her zaman içimizde.
Tembellik yasak bize, Parolamız ileri, Dünyaya örnek olsun, Çalışkan Türk gençleri.
Ülkü verir, hız verir. Bize 19 Mayıs. Yurdumuzu kurtaran, Ata’yı unutmayız.
Tembellik yasak bize, Parolamız ileri, Dünyaya örnek olsun, Çalışkan TÜRK GENÇLERİ
F. ELMALI
19 MAYIS
Gençlik şölenimiz var, Yurdumun dört bucağında. Meşaleler yanıyor,bandırma vapurunda. Güneş doğuyor,o güzelim Samsun’un ocağında…
Denizler artık dar geliyor, Zalim düşmanların yaptıkları,ar geliyor. Bakın; bakın enginlere, Mustafa Kemal’imiz geliyor…
Yeşeriyor artık umutlarımız, Şenleniyor artık otağımız evimiz. Bakın; bakın,enginlere… Mustafa Kemal’imiz geliyor
Abla İle İlgili Şiirler,Abla sözleri,abla sevgisi güzel sözler,ablaya resimli güzel sözler, abla şiirleri resimli, abla ve kardeş resimleri
Abla
İnanılmaz bir mutluluk var içimde abla İnanılmaz bir sevinç
Gün doğuyor artık yüzüme Gülüyorum abla gülüyorum yarınlara
Benim de artık topum olacak plastikten Kalemim, kağıdım, silgim Ben de artık koşacağım ablam ümitle yarınlara
Okulum olacak gideceğim Önlüğüm var giyeceğim Ablam sen de gül benimle Meğer sesimizi duyan varmış yarınlarda…
Fahriye Abla
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar, Kapanırdı daha gün batmadan kapılar. Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden, Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen! Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi, Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi; Güneşin batmasına yakın saatlerde Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede. Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede; Bahçende akasyalar açardı baharla. Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı; Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı. İçini gıcıklardı bütün erkeklerin Altın bileziklerle dolu bileklerin. Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin; Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla. Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya, En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya. Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın, Hâlâ dağları karlı Erzincan’da mısın? Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın; Hâtırada kalan şey değişmez zamanla, Ne vefalı komşumuzdun sen, Fahriye Abla!
“Gül diktiğin bahçede Sana tuzak kurdular Şerbet sunduğun tasta Geri zehir verdiler “
“Sustum artık, Zakilere bu yeter Çok bağırdım Dinleyen varsa eğer:
Gül bahçelerimi gör de Baharımı anla”
“Bir elime güneş’ i, Bir elime ay’ ı verseler; İşte sana bu dünya, Sonsuz nimet deseler Vallahi vazgeçmem Bana verilen şu Hak Dava’ dan, Ya bu yolda can verip Ya ‘Hedef’e varmadan”
Hazinenin anahtarını sana verdim Belki sen ulaşırsın, biz ulaşamasak da
SORULAR Geçmişten geleceğe uzanan Bir yolun neresindeyim ? Daha hangi dağ ve engelli yollardan Çıplak ayaklarla gideceğim ?
Bu gün bir son, yoksa bir başlangıç mı ? Daha kaderin hangi çilesini öreceğim ? Uzak uzak yollar, çizgi çizgi önümde, Tercihi kader mi yapacak, ben mi vereceğim ?
Kanımı, göz yaşımı, istikbalimi, yıllarımı Ben kimden isteyeceğim ? Maznun mu, masum muyum ? Hesabını Allah’a, Allah’a, Allah’a vereceğim
en güzel nazım şiirleri en güzel nazım hikmet şiirleri
SALKIM SÖĞÜT
Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarını Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını! Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere! Birden bire kuş gibi vurulmuş gibi kanadından yaralı bir atlı yuvarlandı atından! Bağırmadı, gidenleri geri çağırmadı, baktı yalnız dolu gözlerle uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!
Ah ne yazık! Ne yazık ki ona dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak, beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!
Atlılar atlılar kızıl atlılar, atları rüzgâr kanatlılar! Atları rüzgâr kanat Atları rüzgâr Atları At
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!
Akar suyun sesi dindi Gölgeler gölgelendi renkler silindi Siyah örtüler indi mavi gözlerine, sarktı salkımsöğütler sarı saçlarının üzerine!
Ağlama salkımsöğüt ağlama, Kara suyun aynasında el bağlama! el bağlama! ağlama!
NAZIM HİKMET
BELKİ BEN
Belki ben o günden çok daha evvel, köprü başında sallanarak bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım Belki ben o günden çok daha sonra , matruş çenemde ak bir sakalın izi sağ kalacağım Ve ben o günden çok daha sonra: sağ kalırsam eğer, şehrin meydan kenarlarında yaslanıp duvarlara son kavgadan benim gibi sağ kalan ihtiyarlara, bayram akşamlarında keman çalacağım Etrafta mükemmel bir gecenin ışıklı kaldırımları Ve yeni şarkılar söyleyen yeni insanların adımları
NAZIM HİKMET
BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM
Ben senden önce ölmek isterim Gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? Ben zannetmiyorum bunu İyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun Kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni görebilesin Fedakarlığımı anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için Ve toz oluyorum yaşıyorum yanında senin Sonra, sen de ölünce kavanozuma gelirsin Ve orada beraber yaşarız külümün içinde külün ta ki bir savruk gelin yahut vefasız bir torun bizi ordan atana kadar Ama biz o zamana kadar o kadar karışacağız ki birbirimize, atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz yan yana düşecek Toprağa beraber dalacağız Ve bir gün yabani bir çiçek bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse sapında muhakkak iki çiçek açacak : biri sen biri de ben Ben daha ölümü düşünmüyorum Ben daha bir çocuk doğuracağım Hayat taşıyor içimden Kaynıyor kanım Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok, ama sen de beraber Ama ölüm de korkutmuyor beni Yalnız pek sevimsiz buluyorum bizim cenaze şeklini Ben ölünceye kadar da Bu düzelir herhalde Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde? İçimden bir şey : belki diyor
NAZIM HİKMET
DOSTLUK
Biz haber etmeden haberimizi alırsın, yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin
Namuslu bir kitap gibi güler, alnımızın terini silersin
O gider, bu gider, şu gider, dostluk, sen yanı başımızda kalırsın
NAZIM HİKMET
GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ
Bu bir türkü:- toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! Bu bir örgü:- alev bir saç örgüsü! kıvranıyor; kanlı; kızıl bir meş’ale gibi yanıyor esmer alınlarında bakır ayakları çıplak kahramanların! Ben de gördüm o kahramanları, ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim! Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi Ben de söyledim o türküyü!
Yüreğimiz topraktan aldı hızını; altın yeleli aslanların ağzını yırtarak gerindik! Sıçradık; şimşekli rüzgâra bindik! Kayalardan kayalarla kopan kartallar çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını Alev bilekli süvariler kamçılıyor şaha kalkan atlarını!
Akın var güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!
Düşmesin bizimle yola: evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
İşte: şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!
Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen ateşe fırlat; yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Akın var güneşe akın! Güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!
Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk! Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız, toprak kokuyor bakır sakallarımız! Neş’emiz sıcak! kan kadar sıcak, delikanlıların rüyalarında yanan o «an» kadar sıcak! Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak, ölülerimizin başlarına basarak yükseliyoruz güneşe doğru!
Ölenler döğüşerek öldüler; güneşe gömüldüler Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!
Akın var güneşe akın! Güneşi zaaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!
Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor! Kalın tuğla bacalar kıvranarak ötüyor! Haykırdı en önde giden, emreden! Bu ses! Bu sesin kuvveti, bu kuvvet yaralı aç kurtların gözlerine perde vuran, onları oldukları yerde durduran kuvvet! Emret ki ölelim emret! Güneşi içiyoruz sesinde! Coşuyoruz, coşuyor! Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!
Akın var güneşe akın! Güneşi zaaaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!
Toprak bakır gök bakır Haykır güneşi içenlerin türküsünü, Hay-kır Haykıralım!
NAZIM HİKMET
HENÜZ VAKİT VARKEN GÜLÜM
Henüz vakit varken, gülüm Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri Volter rıhtımında dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a çiçeğini seyretmeliyiz onun, birden bana sarılmalısın, gülüm, korkudan, hayretten, sevinçten ve de sessiz sessiz ağlamalısın, yıldızlar da çiselemeli, incecikten bir yağmurla karışarak Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz söğütlerin altından, gülüm, ıslak salkım söğütlerin Paris’in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana, en güzel, en yalansız, sonra da ıslıkla bir şey çalarak gebermeliyim bahtiyarlıktan ve insanlara inanmalıyız Yukarda taştan evler, girintisiz, çıkıntısız, birbirine bitişik ve duvarları ayışığından ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor ve karşı yakada Luvur aydınlanmış ışıklarla aydınlanmış bizim için billur sarayımız
Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda kırmızı varillere oturmalıyız Karşıda karanlığa giren kanal Bir şat geçiyor, selamlıyalım gülüm, geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım Belçika’ya mı yolu, Hollanda’ya mı? Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın tatlı tatlı gülümsüyor
Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm Parisliler, Parisliler, Paris yanıp yıkılmasın
NAZIM HİKMET
KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman hiçbir menzile erişemeyecekti Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle Ve onlar ayın altında dönen ilk tekerlekti Ayın altında öküzler başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi ufacık kısacıktılar ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında ve ayakları altından akan toprak, toprak, ve topraktı Gece aydınlık ve sıcak ve kağnılarda tahta yataklarında oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı Ve kadınlar birbirlerinden gizleyerek bakıyorlardı ayın altında geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine Ve kadınlar bizim kadınlarımız: korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız şimdi ayın altında kağnıların ve hartuçların peşinde harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi aynı yürek ferahlığı, aynı yorgun alışkanlık içindeydiler Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde ince boyunlu çocuklar uyuyordu Ve ayın altında kağnılar yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru
Çanakkale Zaferi şiirleri,Çanakkale savaşı ile ilgili şiir,Çanakkale şehitleri ile ilgili şiirler Çanakkale savaşı şiirleri,Çanakkale şiiri kısa
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Gazi şehirlerimden , geçilmez Çanakkale , Nice şehitler verdik , fakat düşmedik dile , Bizi vuramazlardı , yaptılar birçok hile , Ne mutlu Türkiye’me yıkmadı onlar bile.
Ulaşamaz hiçbir güç , onun şeref şanına , Güçlü askerlerini topladı hep yanına , Çanakkale’yi seçti , kıydı soylu kanına , Ne mutlu Türkiye’me , sahipti vatanına.
Kana kan , dişe diş , savaşa koşuyorduk , Atlıyorduk ileri , tesadüf yaşıyorduk… Sanki savaş değil , cennete koşuyorduk, Ne mutlu Türkiye’me , sığmıyor taşıyorduk…
Bir bitiş miydi bu ? Yoksa diriliş mi ? Yoksa bir hasat mıydı , ya da biçiş mi ? Canlardan bir can alış , yoksa veriş mi ? Ne mutlu Türkiye’me , ona verilen iş mi ?
Yaşanan bu depremin ölçülmedi şiddeti , Kimindi belli değil , kemiği ve de eti, Yine de hep direndi , yıkmadı büyük seti , Ne mutlu Türkiye’me , solmadı benzi beti …
Milletim inanmıştı , yarış büyük olsa da , Biliyordu sonucu , onlar güçlü olsa da , Önüne düşman değil , yanan korlar dolsa da , Ne mutlu Türkiye’me “ dirilecek” solsa da …
( Hatice ÖLKE )
İSTİKLÂL ORDUSU ŞEHİTLERİNE
Düne kadar en vakur ölümlere güldünüz, Bugün bütün milletin gönlüne gömüldünüz, Rahat uyuyun son aşiyanınızda…
Artık ne gözünüzde köye dönmek emeli, Ne yaranızı saran ince bir kadın eli, Belki arkanızda yok bir ağlayanınız da…
Varsın dolu bulunsun bin elemle göğsünüz; Siz Tanrı’nın övdüğü kullardan büyüksünüz; Zemzem kutsiyeti var her damla kanınızda…
( Kemaleddin KAMU )
ZAFER TÜRKÜSÜ
Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri, Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı, Diriler şerefli, ölüler şanlı! Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider.