Posts Tagged ‘şiirleri’

Adana şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Adana şiir,
Adana ile ilgili şiirler
Adana hakkında şiirler

Memleketim Adana

Kuzeyinde sıralanmış karlı toros dağları duruyor,
Güneyinde Akdeniz masmavi, rüzgarı savururuyor,
Üç taraftan şehirlere yol veriyor.
Sevgi adası Bayraklarıyla,gölün ortasında duruyor.
Benim memleketim ADANA

Bu topraklar atalarımın toprakları
Bu şehirde gördüm kendimi,
Sıcak yaz güneşlerinde,
Aşk gibi kavurur insanı
Benim memleketim ADANA

Her tarafı tarih kokar
Seyhan nehri güzellikler katar
Taş köprü ahenkli bakar
Diger yerde ceyhan akar
Benim memleketim ADANA

Ovaları hayat verir
Seyhan, ceyhan arasında durur
Mis kokulu baharı olur
Limon portakal başka olur.
Benim memleketim ADANA

Münevver Düver

Aşığım Adana

Güzel olur Adana’nın baharı,
Burcu burcu kokar portakalları,
Hasretle beklerim her yıl baharı,
Aşık oldum sana güzel Adana.

Irmağında köprüleri sıralı,
Kızların saçları hep boyalı,
Barajları birbirine dayalı,
Aşık oldum sana güzel Adana.

Sıcak olur Adana’nın yazları,
Dolar taşar pavyonları, sazları,
Kibar olur gelinleri kızları,
Aşık oldum sana güzel Adana.

Zengini denize yaylaya çıkar,
Fakiri çoktur yokluktan bıkar,
Güzeli çoktur içimi yakar,
Aşık oldum sana güzel Adana.
İbiş Top

Adıyaman şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Adıyaman şiiri
Adıyamanla ilgili şiirler

Adıyaman

Figan eder Mahmut gurbet ellerde,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…
Sevdam türküm gezer bütün dillerde,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Kanımla sulandı güzel toprağın,
Canımla kardeşti ovanla dağın,
Hani havan suyun nerede bağın?
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Körler yüreğimin gördü narını,
Sağır bile duydu ahu zarını,
Unutma toprağım evlatlarını,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Baykuşlar mı kondu toprak taşına?
Kargalar mı daldı ekmek aşına?
Söyle neler geldi senin başına?
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Cantekin der; dinle benim sesimi,
Gurbette tüketme son nefesimi,
Canım seni ister bil hevesimi,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Mahmut Cantekin

Bura Adıyamandır

Pırıl , pırıl bir nehir
Her taraf sahra, mesir
Sultanlara ilk mehir
Eski bir antik şehir.
Bağlar baran barandır
Bura Adıyaman’dır.

Her yan petrol kulesi
Yörenin birincisi
Eski Kahta kalesi
İlk çağların incisi
Dağlar duman dumandır
Bura Adıyaman’dır.

Foklorün de davullar
Evlerinde avlular
Çiçeklerde arılar
Kirazı var, narı var
Yiğit harman harmandır
Bura Adıyaman’dır

Besni’de fıstık üzüm
Sucuklar düzüm düzüm
Gölbaşı gurbet yüzüm
Sevenlere ilk sözüm
Sevda derde dermandır
Bura Adıyaman’dır.

Toprağına taşına
Güneşin doğuşuna
Göksu’nun akışına
Göllerinin başına
Gönlüm aman amandır
Bura Adıyaman’dır.

Arsemia Sümeysat
Gem vurulan o Fırat
Şirine yanan Ferhat
İlk çağlardan zuhurat
Tarih zaman zamandır
Bura Adıyaman’dır.

Çelikhan’ın balına
Yarimin halhalına
Omzundaki şalına
Basmasının alına
Sevdam dolam dolamdır
Bura Adıyaman’dır

Kummuhkent, Turuş-Urşu
Eski kent Asur Hoşşu
Eti, Sümere komşu
Güvercin haber kuşu
Sözüm ferman fermandır
Bura Adıyaman’dır

Gerger Sincik cevizi
Tut’un incir, pekmezi
Havva ana çerezi
Türk, Kürt, Afşar, Çerkezi
Gören sana hayrandır
Bura Adıyaman’dır.

Kaç kraldan kalan yer
Her taşın yakut değer
Burcuna sancaklar ger
Sahipsiz günler geçer
Vadi leman lemandır
Bura Adıyaman’dır

Halit Özdüzen

Kastamonu şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kastamanu İle İlgili Şiirler
En Güzel Kastamanu Şiiri

Ilgaz

Yıldızlar çamlara değer de geçer,
Gün burdan başını eğer de geçer.
Sular dizlerini döğer de geçer.
Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!..

Başında bir tavus tuğ gibi çamlar,
Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar,
Karşıdan bir zümrüt çığ gibi çamlar.
Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!..

Dalı var; göklere yeşil direktir,
Gölü var; dağlara düşmüş yürektir,
Yolu var; içinde yitsem gerektir.
Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!..

Zeki Ömer Defne

Kastamonu

Kastamonu
Sana gelen, sende kalmaz, öyle mi?
Sende doğar, sende ölmez, öyle mi?
Sana mahkum olan gülmez, öyle mi?

On yedi bin velinin geçtiği yer.
Şehir diye mihneti seçtiği yer.

Kastamonu
Seni niye dağ ardına attılar?
Niye sürgün memleketi tuttular?
Niye büyümezsin bir derdin mi var?

On yedi bin velinin geçtiği yer.
Şehir diye mihneti seçtiği yer.

Kastamonu
Sana gelen, boşa gelip geçmemiş.
Boşa senden mevlasına kaçmamış.
Mana perdesini boşa açmamış.

On yedi bin velinin geçtiği yer.
Şehir diye mihneti seçtiği yer.

Kastamonu
Beni şair ettin, hayy, var olasın.
Barındırdığınla imar olasın.
Alimlerle, salihlerle dolasın.

On yedi bin velinin geçtiği yer.
Şehir diye mihneti seçtiği yer.

Nazlı Rânâ Gürel

Erzurum şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Erzurum şiir
Erzurum ile ilgili şiirler,
Erzurum hakkında şiir


Erzurum Gülüm

Düşenin dostu olmaz diyorlar
Vallahi yalan inanma gülüm
Bu şehirde yüzlerce insan düşüyor
Her düşen bedene el uzanıyor
Burası nere mi! Erzurum gülüm

Dışarda yürürken çok üşüyorsun
Bir dosta rastlayınca ısınıyorsun
Yüreğindeki sevgiyi hissediyorsun
Burası nere mi! Erzurum gülüm

Yazı serin kışı ağır geçiyor
Baharın yüzünü çok az görüyor
Bu şehirde sıcak insanlar yaşıyor
Burası nere mi! Erzurum gülüm

Dim dik ayakta durur asla yıkılmaz
Yalanla dolanla hiç işi olmaz
Yardımı Allah’tan ister kula yalvarmaz
Burası nere mi! Erzurum gülüm

Azla yetinir isyan etmez şükreder
Semaya açılır nasırlı eller
Misafirperverdir bütün yürekler
Burası nere mi! Erzurum gülüm.

Zernişan Aydoğan

Ab-ı Hayat Erzurum

Hani diyorum ya toprağım
İşte alnımda duruyor izi,
İnsan onsuz olamaz diyorum ya
Ayrılıkta vurur ya,
Ta şurama bir sızı
İşte o sızıdır ERZURUM
Mevlam korusun onu ve bizi

İşte canlar,
Vatanımda vatanım
Canımda canım
Benim adamlık yanım
Güzel şehrim,balım ERZURUM

Rabbim yükseğe koymuş onu
Görünmezmiş başı ve sonu
Dadaşlık derin bir mevzuu
Haktır,hakikattir yolu

Ne verirsen alırsın
Bire beş bire on
Sen görmezsin,göremezsin
Ulvidir,ilimdir o
Kaynayan yürek
Söyleyen dilimdir o
Gah şair
Gah alimdir o
Özel şehrim,kanım ERZURUM

Beyazını yüreğinden almış
Yüceliği Palan’a kalmış
Yağan her tanede düşünür
Nice sevdalara dalarmış

Susarsın,susanırsın
Konuşamaz,kurursun ya
Kavuşursan dilin açılır
Kana kana içersin ya
Ab-ı hayattır ERZURUM

Hani diyorum ya toprağım
İşte alnımda duruyor izi,
İnsan onsuz olamaz diyorum ya
Ayrılıkta vurur ya,
Ta şurama bir sızı
İşte o sızıdır ERZURUM
Mevlam korusun onu ve bizi

Sana olmaz hiç bir kusurum
Sensin neşem,sensin huzurum
Sana,sana ben kurban olurum
Vatanım,
Toprağım,
Canım…kanım ERZURUM

Selim Adım

Ah Erzurum

Yaylaların şahı mı geldin,
Ak göğsünde ne bu al kan, Erzurum?
Acı çığlıklarla bağrımı deldin,
Kaderine yandı bu can, Erzurum!

Abdürrahman Gazi durağı yaylam,
Ezelden kahraman yatağı yaylam,
Şerafli tarihler otağı yaylam,
Alın yazın şeref ve şan, Erzurum.

Havada, suyunda bir başka hal var,
Canlara can katar sendeki bahar.
Zorlu dedelerim koynunda yatar,
Tatlı canım sana kurban Erzurum!…

Gece vakti duyuldu da feryadın,
Tortum gibi çağladı kalbe yadın:
Dualarla göğe yükseldi adın,
Yandım sana, yandım candan, Erzurum!…

Nedir bir yürekten ürpermelerin ?
Bu iç çekişlerin ne, derin derin?..
Neden çırpıntısı tutmuş bu yerin?
Neden böyle korkunç bu an, Erzurum?

Allı gelin duvağına düşürmüş,
Körpe kuzu yolunu mu şaşırmış?…
Kederi, kayguyu baştan aşırmış,
Baştan başa olmuş hicran, Erzurum,

Kanamamış rüyalara genç kızlar,
Ana bağrı sızım sızım sızılar…
Dadaşıma kefen oldu bu yıl kar…
Ah, güzel Erzurum! Vatan Erzurum!…

Halide Nusret Zorlutuna

Ben Erzurumluyum

Hayatta kaygısız yaşarım senim
Süt rengi ovalar yaylalar benim
İlham verir bana palandökenim
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Baba yadigârı posu belimde
Altımda yağız at cirit elimde
Serhat türküleri coşar dilimde
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Yiğitlik dendi mi yücelir başım
Erzurum dendi mi diner gözyaşım
Ey sağdıcım kirvem yiğit dadaşım
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Ceddim tarihleşmiş Oğuz soyunda
Çok kılıç salladık sinir boyunda
Dökülmüş kanımız var tuna suyunda
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Çavgin sular gibi akarım duru
Marifetnameden aldım desturu
İmanın ihlâsın gönlümde nuru
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Canim Nef’i söyler içim gümrahtır
Dilim Sümmani’dir sözüm Emrah’tır
Yolum haktir özüm fena fillahtır
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Aldım ilhamımı ulu tekbirden
Mana dolusunu içmişim pirden
Sevkim coşar gelir Çat’tan İspir’den
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Gezde Senkaya’yim gözde Dumlu’yum
O ki Pasinler’de şifalı suyum
Hınıs, Tekman, Narmanlı, Tortumluyum
Ben Erzurumluyum Erzurumluyum

Zernişan Aydoğan

Aydın şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aydın ili ile ilgili şiirler
Aydın şiiri

Aydın’ın Neyi Güzel?
Bir harika diyar,ege bölgesi.
Dağlarında akar yağı AYDIN’ın.
Ovalarda olur türlü meyvesi.
Narenciye,solu sağı AYDIN’ın.

Çiftçiler şafaktan önce uyanır.
Toprakla haşr olur,toprak boyanır.
Bir sınırı Ödemiş’e dayanır.
Torbalı’da bir durağı AYDIN’ın.

Buharkent’te kaplıcalar can katar.
Karacasu,Elmasıyla kan katar.
Söke ovasına pamuk ün katar.
Ta Muğlada bir kırağı AYDIN’ın.

Atça’nın çileği,karpuzu güzel.
Buzdoğan’da hayat veren su,güzel.
Kuyucak,Umurlu hepisi güzel.
İncir bağı,zeytin bağı AYDIN’ın.

Bağarası,Germencik’ten yukarı.
Pamukören ana yolun kenarı.
AYDIN ili bir efeler diyarı.
Tarihe dayanır çağı AYDIN’ın.

Binali’yim,Nazilli’de oturdum.
Varım yokum Nazilli’ye yatırdım.
AYDIN’ın methini böyle bitirdim.
Dalgalanır,Al Bayrağı,AYDIN’ın.

Binali Kılıç

Muğla şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Muğla ile ilgili şiirler
Muğla ili hakkında şiir
Muğla şiiri


MUĞLA’ DA ÇINAR AĞACI

Muğla’ da
Emirbeyazıt ‘ta
Kendine yabancı
Yaşlı bir çınar ağacı

Yolun tam ortasına konmuş
Tarih yazan çınar
Tarih hatası olmuş

Ne sağa geçebilmiş
Ne sola
Tam ortada
Ortada kalan sevilmez bizde
Nerden bilsin çınar ağacı
“Tarafsız olmanın, taraf tutmaktan
Zor olduğunu bu ülkede”

Bir taraf tutsaydı çınar ağacı
Sağında bir tarafta kalsaydı hayatın
Ya da solunda
Daha yüzsüz olup
Sağ-sol yapsaydı
Bir taraftan olsaydı
Yol ortasında kimsesiz kalmazdı
Birileri sahiplenirdi onu
Bize benzemezdi kaderi
Bakan’ı olurdu
Elinden tutanı olurdu

Muğla’ da
Emirbeyazıt’ta bir tarih
Kimseye zararsız
Yalnız ve kararsız…

Metin Çeçen

Muğla İçin

Yüksek olur kapıların eşiği,
Her tarafın uygarlıklar beşiği.
Çok olur ya güzellerin aşığı,
Sonsuz sevdalarda var mısın Muğla’m

Hep özgündür evlerinin yapısı,
Dosta açık, düşman bilmez kapısı.
Sevgi, barış Muğla’lının hepisi,
Benzerin var mıdır,bir misin Muğla’m.

Efelerin,zeybeklerin var senin,
Bağın bahçen türlü meyve nar senin.
Yüreğinde sevda dolu har senin,
Akdeniz’e aşkım der misin Muğla’m

Dört mevsimde her tarafın gezilir,
Güzelliğin destanlarda yazılır.
Sevdaların yüreğinden süzülür,
Bir sevgili misin, yâr misin Muğla’m

Muhtalip Türkmen

Bugün

Bir sis var dağılmaz Muğla karanlık bugün
Bugün kederler içindeyim içimde devinimler
Söz yok ses yok nefes yok yer gök sağır bugün
“Bugün tarifsiz kederler içindeyim”

Ey “yar” adın aklımda asılı bir fener
Fitilsiz yanarım her soluk bir kıvılcım bugün
Gözlerim yeşil türbe tüm dualar okundu
Bu gün aşkın ipine tutundum seni beklemekteyim

“Gel “ diyen dilim değil her zerrem seni çağırır
Geçmez zaman kokuşmuş ceset gibi çok ağır
Bu sessiz bu tarifsiz bu haksız ceza hangimize
Duy sesimi sevdiğim kalbime sarıl bugün

Bu yarım kalmışlıkla kuşatılmış her yanım
Bugün isyanda kalbim duyulmaz çığlıktayım
Sebepsiz hasretinle tutuşur damarlarım
Bir yol bul bir nefes ver ‘yar’dardayım

Sevdiğim bugün sana Arz ı-haldeyim…

Dönay Kurt

Nevşehir şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Nevşehir ile ilgili şiirler
Nevşehir’i anlatan şiir
Nevşehir şiiri

ŞİRİN NEVŞEHİR

Her zaman söylenir ismin dillerde.
Çok gezdim dolaştım gurbet ellerde.
Eşini görmedim başka yerlerde.
Nevşehir, Nevşehir, şirin Nevşehir.

İçinde tarihi eserlerin var.
İbrahim paşadan kalmış yadigar.
Anadolu içinde sanki bir hisar.
Nevşehir, Nevşehir, şirin Nevşehir

Baharda açılır bahçeler bağlar.
Vadiler, şakrak namelerle çağlar.
Senden ayrılan ah çeker ağlar.
Nevşehir, Nevşehir, şirin Nevşehir.

Pınarlarından soğuk sular akar.
Yamaçların yaseminlerle kokar.
Senden ayrılan sana hasretle bakar.
Nevşehir, Nevşehir, şirin Nevşehir.

Dereler bezenmiş papatyalarla.
Sanki bir kardeşsin yeşil Bursayla
Değişmem seni Niğde, Aksarayla
Nevşehir, Nevşehir şirin Nevşehir

İBRAHİM ÇERÇİ

MEMLEKETİM
Severim ben bağını, üzümünü
Şeher Şeher dedikleri Nevşehir
Berketli kıracı,hem özünü
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Sabah ezanında düşerler yola
Herif eşekle ,kadını yaya
Baba yiğit adam sigara sara
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Karayazı,Kızıltepe,Göbekli
Karataş, Kepez,Döllük,Alefendi
Karşıdağ,Çakmaklık,Sarıyapraklı
Şeher şeher dedikleri Nevseher

Karaüzüm,kızılüzüm,Mor üzüm
Banın üzüm,Ketengömlek,Mis üzüm
Buludu,İmir,Çavuşla Gül üzüm
Şeher şeher dedikleri Nevseher

Elması armudu, cevizi de var
Ayvası,kirazı,alıcı da var
Eriğin sarısı karası da var
Şeher seher dedikleri Nevseher

Türlü türlü kayısısı bademi
Yaman olur bu diyarın ademi
Çekilen alınyazı çile mi?
Şeher şeher dedikleri Nevseher

Misafirperveriz gelin bizlere
Gönlümüz hep açtır hep yarenlere
Bir sofra kuralım çayır çimlere
Şeher şeher dedikleri Nevsehere

Çömlanan tandıra baklayı vurun
Yufka ekmeğini yanına koyun
Biber turşusunan doyun
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Güz gelince bağlarımız bozulur
Beklemez kaynayacak kazan kurulur
Köftür bişirilince ilaan yalanır
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Etlik derler sucuk sızgıt yapılır
Kimi tepsi kimi küpe basılır
Kış atığı güz ayında düzülür
Şeher Şeher dedikleri Nevşeher

Üzümün kurusu,turşusu olur
Hevengi çalıda asılı durur
Tarana,köftür de cevizle yenir
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Ekşi pekmez de var tatlı bekmez de
Bal bekmezi de süpürge bekmezi
Sabahleyin yerler duru bekmezi
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Erişte,makarna,mantı kesilir
Yarma,bulgur sokularda dövülür
Kışa girer iken ekmek yapılır
Şeher Şeher dedikleri Nevşeher

Kesme çorbasınan bulgur pilavı
Gendime denilen yanıma pilavı
Tatlı zerde konan pirinç pilavı
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Üzüm ezmesinden hoşafımız var
Zeldeli ezmesi,pelverimiz var
Tarhana çorbası,yarmamız da var
Şeher şeher dedikleri Nevşeher

Misaferperveriz gelin bizlere
Gönlümüz açıktır hep yarenlere
Bir sofra kuralım çayır çimlere
Şeher Şeher dedikleri Nevşeher

Yalçın DEMİR

NEVŞEHİR

Türkiye içinde şanlısın şanlı
Zümrüt bahçelerin dağın dumanlı
Kucağında büyür met delikanlı
Vatanın şerefi güzel NEVŞEHİR.

Çırpınır dağında kükreyen atlar
Bağında yetişir sümbüller otlar
Sevinç ile gezer gökte bulutlar
İnsanlık diyarı güzel NEVŞEHİR.

Suların çağlıyor buz gibi pınar
Ağaş dallarına bülbüller konar
Ozanlar aşıklar hep seni arar
Bülbüller diyarı güzel NEVŞEHİR.

Ayna gibi parlar akar suların
Her zaman cennetsin bu günde yarın
Dağlarından akan yağmurun karın
Gülerek bakarsın güzel NEVŞEHİR.

Bir yanında Göre yakınında Nar
Bulunaz senin gibi güzel bir diyar
Adında kendine nekadar uyar
İsmi gibi kendisi güzel NEVŞEHİR.

Kaleside yüksek sanki bir hisar
Karşısındsn bakar nazlı Uçhisar
Methetmeğe layık dahasıda var
Cennet bahçeleri güzel NEVŞEHİR.

Küçükken bakardık kükreyen sele
Dahada güzelleşir versek elele
Demesinler sakın bakın şu hale
Her zaman güzelliğe lâyık NEVŞEHİR.

Toprağından çıkmaz kötüyle kansız
Nevşehir’e âşık Alman,Fransız
Bu güzel yurdumuz olurmu cansız
Avrupa hayranı güzel NEVŞEHİR.

İsterse akmasın içinden nehir
Derinkuyu Kozaklı güzel Gülşehir
Hacı Bektaş Avonos Göreme Ürgüp
Hepsinin bedeni başı NEVŞEHİR.

Nekadar metetsem yinede azdır
Her mevsim bir alem ne güzel yazdır
Senin aşkın ile çaldığım sazdır
Aşıklar cenneti güzel NEVŞEHİR.

Gökteki kuşların çırpıyor kanat
Herkes seni sever eylemez inat
Bu toprağın çocuğu Aşık Semahat
Kalbinde yaşatır seni NEVŞEHİR.

Nevşehir’li Halk Ozanı SEMAHAT SESLEYEN

Doğum günü mesajları şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

doğum günü şiirleri
doğum günü sözleri
doğum günü mesajları
Doğum Günü şiirler Mesajları

Doğum Günü Hediyesi

…Kim derdi ki gün gelip te
ellerin elleri ellerinde terleyecek
ve kim derdi ki
yaşananlar acımasızca
tarihin zalim diliminde silinecek?

Gözler ilk kez sensiz ağlıyor
İlk kez sözler sustuğunda
Dudaklar dudaklarda
Yalnız kalıyor
Oysa doğum günümdü
Mayısın son günü
Beni sevdiğini söylediğinde
Durdu zaman yürüdüğü yolda
Şahitlik yaptı sevgiye,yüzüme güldüğünde

Şimdi çok uzaklardasın
Tarih yine aynı
Yine birşeyler karalıyorum beyaz sayfalara
Tek ilham gözlerin yok odamda

Bu sana sayısız bir şiirim
Bilinmeyenler içinde değil asla
İlk te son da aynı olacak
Hepsinde sen olacak

Ve ilk kez kendi doğum günümde
Bir başkasına hediye veriyorum
Belki bana verdiğin eşsiz hediyenin ışığını
Sana yansıtıyorum…

Doğum günü kutlu olsun sevginin
Kim yaşıyorsa sonuna kadar
Unutulmayanların,için için kanayanların
Tesellisi olsun ölene kadar…

Ferdi Gökharman

Bugün doğumgünün olduğu için farklı ve özel olduğunu mu sanıyorsun sen? Oysa sen benim için sadece bugün değil her gün farklı ve özelsin… Dostluğunun, arkadaşlığının verdiği keyfi sana anlatmam çok zor. Kalbim hep seninle. İyi ki varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…

Sesim güzel olmadığından sana bir doğumgünü şarkısı söyleyemiyorum. Bu yüzdendir ki böyle kısa bir mesaj çekiyorum. Yeni yaşında da hep olduğun gibi sevgi dolu ve neşeli kal. Sana koskocaman mutlu bir yıl dilerim! Gönlünden ne geçiyorsa hepsinin gerçekleşmesi dileğiyle..

Bugün belki de çok kişiden doğumgünü mesajı alacaksın, ancak şu an okuduğun içlerinde en farklısı. Çünkü bu mesajın her harfi tamamen sevgiden oluşuyor. Hayatının her döneminde mutlu ve sağlıklı olmanı diliyorum. Tüm hayallerin gerçekleşsin, hayat güneşi her daim seni aydınlatsın! İyi ki doğdun ve iyi ki varsın…

Dikkat! Bu mesaj sevgi, neşe ve iyi dilek içermektedir. Bir dakika için yaşamın ve seni düşünen birinin olduğunun sevincini hisset ve mutlu ol! Bu mutluluğun her zaman sürsün. İyi ki doğdun. Nice mutlu yaşlara…

Arkadaşlar yıldızlar gibidir, onları her zaman göremezsin ama senin için her daim varolduklarını ve seni düşündüklerini bilirsin. Bugün beni göremezsen de bil ki yanındayım! Doğumgünün kutlu olsun… İyi ki varsın varsın.. Birlikte daha nice yaşlara…

Kısa bir mesaj olmalı bu. Sana binlerce öpücük ve sevgi yolluyorum buradan.. Bil ki unutulmadın.. Doğumgünün kutlu olsun!

Doğum Günü

Kutlu olsun doğum günün, kötülükler uzak olsun
Mutlu ol ömrünce, üzülmeler sana yasak olsun
Kalbin kırılmasında, üzerinde kir pasak olsun
Sen üzülme sakın, üzülmelerim sana feda olsun

İyiki doğdun, iyiki vermiş yaradan seni bizlere
Yıldırım gibi çaktın, güneş gibi açtın üstümüze
Söz oldun, mani oldun, saz oldun bestemize
Kutlu olsun doğum günün,nice mutlu senelere

Muhterem Aslan

Uykusuzluk Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Uykusuzluk Şiiri,
uykusuzlukla ilgili şiirler,
Uykusuzluk Şiirleri


Özdemir Asaf Uykusuzluk şiiri

uykusuzluk ve pencerede bir kedi
gece boyu hiç konuşmadan durdu
yağmurlar yağdı, dindi
pencerede hep kedi
ne geceye girdi, ne uyudu
baktı, baktı, baktı
belli değildi doğmadığı, doğduğu

sanki ona bir zaman
hadi şimdi, yola çıkıp bir duygudan
pencerenin dışında duran
bir geceden indi, odaya girdi
dedi
hadi şimdi sende in uykudan

sevdi mi, sevmedi mi, belli etmedi
sürdürüp suskunluğunu
yeni huysuzluğu besledi
aaaa
kedi bu uykunun içindeydi

ankara yolundaydı bir gece
bir gün marmaris yolundaydı kedi
bütün uyku kapılarının önündeydi
mırmırları, tırmalamalarıyla
bir kadının düşlerindeydi
ve bütün hırçınlığıyla
anılarının önündeydi.

Özdemir Asaf


Uykusuzluk Şiir

bir uykusuzluk var içimde
sonra huzursuzluk
çok uzaktayım sanki
yıldızlar kadar yakın,
sen kadar uzak
uyku akıyor gözlerimden
ben değil
hislerim uyuyor.

İsmail Yaprak


HER GECE Mİ BU UYKUSUZLUK?

Her gece mi bu uykusuzluk!
Hele saatin tıkırtısı!
Ya karasinek düşünceler!
Çıldıracağım bu gidişle;
Yatak değil sanki cehennem.

Deliksiz bir uykuysa vaadin,
Günün dolmuş veya dolmamış,
Gençliğime filan bakmadan,
Derhal gelebilirsin ölüm;
Kapı açıktır, lamba sönük.

CAHİT SITKI TARANCI

Uykusuzluk

Bir yudum su bazen istediğim
Gecelerin dipsiz kuyusunda boğulurken
Her saat başı kan ter içinde uyanırken kabuslardan
Görmek istediğim sadece sendin
Duymak istediğim sadece bir seni seviyordum
Uyumaya korkuyorum artık gecelerde
Nedenini tam kestiremesem de
Bir teori var aslında bende
Senin varlığın hep hayatımdayken
Yetiyor üç beş saat göz kapama
Bu kadar az saatin sorunu benle
Uyandığımda yaşadğığım herşeyin
Çok güzel bir rüya olması korkusundan
Söyler misin sevgilim beynimde fink atarken düşünceler
Nasıl uyuyabilirim rahatça senin elin olmadan elimde
Zamanda zor geçiyor sensiz her an
Senle olan saatlerse saniyeden farksız
Sen sevgilim
Söyle…
Var mısın benle hayatın dipsizliğine adım atmaya…

Batuhan Öney

İlk Yardım Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İlk Yardım şiir,
şiir ilk yardım,
İlk Yardım Şiiri,

İnsan hayatı önemlidir
Layık olduğu ilgiyi görmelidir
Keşke dememek için dikkat gereklidir

Yurdun dört bir yanında
Acil olayların başında
Rüyadan uyanmalı
Doğru müdahale yapılmalı
Iskalama hayatı
Mutlaka öğren ilkyardımı

Alıntı değildir

En Güzel Anne şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

En güzel anneler şiirleri – En Güzel Anneler Günü şiirler
Anneler için şiir
Anne şiileri

Anneler Günü Şiirleri

Anne Sevgisi
Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana.

Sensin bana can veren,
Sensin bana kan veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.

Kulağıma ninniler,
Neler söyledin, neler.

Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana.

M.Necati ÖNGAY



Anneme Mektup

Ben bu gurbete ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.

Necip Fazıl Kısakürek

Anneciğim
Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım ÇALAPALA

ANNECİĞİM

Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!..

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım Çalapala

Annem
Sen olmasaydın annem;
Ne doğar, ne yaşardım
Senin şefkatinle ben
Büyümeyi başardım.

Üzerime titrersin,
Korursun kanadınla
Canıma can katarsın
Sen annelik adınla.

Sana neler borçludur,
Düşün bir evlat anne!
Kan veren, can verensin,
Ya benim verdiğim ne?

Sana candan sevgimi,
Saygımı sunacağım,
Bu gün tüm anneleri
Minnetle anacağım.

Vefa ÇAĞAN


Anneler Günü

Anneciğim bugün sen dur,
Ben bakayım sana n’olur..
Ne istersen pişireyim,
Evi silip devşireyim.

Ben doldurdum aklarını,
Ödeyemem haklarını.
Bugün senin günün anne,
Bak kendini yordun gene.

Canım kadar sevdiğim kim
Benim canım anneciğim.
Canım kadar sevdiğim kim?
Benim canım anneciğim.

Hüseyin KALABA

Sakla Beni Anne
Sen ninni söylerken anne
Ak güvercinler evimize
Gelinböcekleri konuyor
Saçımın tellerine

Sen masal söylerken anne
Mor menekşeler açıyor sesinde
Yüzünden kalkan kelebekler
Yavaşça konuyor kirpiklerime

Sen ninni söylerken anne
Başucumda mı uykum
Yastığımın altında mı
Söyle girsinler gözlerime

Söyle şu kedilere anne
Miyavlamasınlar eğri büğrü
Oyuncağımı korkutmasınlar
Girmesinler düşüne

Yumuyor gözlerimi gizli bir el
Yüzünü göremiyorum anne
Sar beni sakla beni
Sıcak sevgiler içine

Tavan nere gitti anne
Nere gitti evimizin duvarları
Daya ellerini anneciğim
Kediler düşmesin üstüme

Ali YÜCE



ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa

İpek kumaş bohçam olsa,

Sabah olsa, akşam olsa

Annem gitmese yanımdan.

Her zaman baksam yüzüne,

Uyurum yatsam dizine.

Rastlamadım kem sözüne

Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.

Canımı verir incitmem

Annemsiz cennete gitmem

Onu severim canımdan

İbrahim ŞİMŞEK

ANNE

Annemi ben çok severim,

Melek annem, güzel annem,

Üzülmesin sakın derim

Melek annem, güzel annem.

İyi doğru sözler onda,

Şefkat dolu gözler onda,

Sevgi, ışık var yolunda,

Melek annem, güzel annem.

Anne yüzü ne asil yüz,

Anne gözü ne derin göz,

Anne özü, pırlanta öz,

Melek annem, güzel annem.

Rıfat Necdet EVRİMER

CANIM ANNEM

Yemeyip de yediren,
Giymeyip de giydiren,
Her an bizi düşünen
Canım annem, gül annem.

Kol açıp, kanat geren,
Ömrünü bize veren,
Biz gülünce sevinen
Canım annem, gül annem.

Bülent Özcan


ANNE ANNE ANNE

Ağaç olsan
Dal olurum anne
Yaprak olurum
Sana gelirim

Deniz olsan
Sel olurum anne
Irmak olurum
Sana gelirim

Bahçe olsan
Gül olurum anne
Toprak olurum
Sana gelirim

Güneş olsan
Yol olurum anne
Bayrak olurum
Sana gelirim

Tacettin Şimşek

ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan

Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan

İbrahim Şimşek



ANACIĞIM

Dünyada apayrı yeri olan bir sevgi
Anne sevgisi.
Artık ben de bir anayım.
Anam seni dünden daha çok seviyorum!
Çocukluğumda dua ederdim Allah’a
Anam ölmesin diye.
Tanrım kabul etti dualarımı,
Göstermedi bana senin acını.
Bu yıl da geldi ‘Anneler Günü’
Ne alsam sana yetmez,
Senin hakkın ödenmez!
Sana duygularımdan bir demet.
Anneler günün kutlu olsun.
Ellerinden öptüm, canım anacığım!

Nuray (Kahveci) Zaralı

Anneciğim
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!…

Necip Fazıl KISAKÜREK

Anne
Sen baharda nazlı çiçek,
Ben çiçekte tombul böcek,
Sensin beni güldürecek,
Anneciğim, biriciğim.

Kulağımda tatlı sesin,
Ninni yavrum uyu dersin,
Sevgi bağın eksilmesin
Anneciğim, biriciğim.

Mevlüt KAPLAN

Annem
Küçükken başucumda
Bana ninni söylerdin

Sabahları uyanınca,
Beni okşar severdin.

Benim annem, güzel annem
Beni al dizlerine…

Kucağında okşa beni,
Ninniler söyle yine…

Bugün hâlâ kulağımda
Çınlıyor tatlı sesin.

Güzel annem, kalbimin sen,
En büyük neşesisin…

Coşkun ERTEPINAR

Annem
Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H.Latif SARIYÜCE

Özgürlük Şiirleri Kısa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kısa Özgürlük Şiirleri,
Özgürlük Şiiri,
Özgürlük Şiirleri

Özgürlük Hakkında Şiirler


Özgürlük Şiir

Özgürlük bir kuş olsa,
Kalbimden yola çıksa,
Uçsa sonsuzluğa..

Özgürlük bir çiçek olsa,
Şehirde,ovada bulunsa.
Hiç solmasa
Polenlerini dağıtsa,
Tohumlarını saçsa,
Tüm dünyaya.

Özgürlük bir öğretmen olsa
Her okulda her sınıfta
Özgürlüğü anlatsa
Ballandıra,ballandıra…..

Deniz Çetin

ÖZGÜRLÜK

Bir uygarlık yolundayız,
Tek kozumuz cumhuriyet
Amacımız özgürlük
İlelebet ,sonsuza dek.

Sadece umut var gözlerimizde
Birazda endişe,
Vatan aşkıyla süslenmiş
Ağzımızdan çıkan tek hece.

Bir bütün gibiyiz
Bitmez bir bütün
Sadece tek bir şey var
Bitmez tükenmez özgürlük.

TUĞÇE GUCUK

Özgürlük

Nereye Kadar
Cahile özgürlük fazla,
Özgürlük nereye kadar!
Suçlular çoğalır hızla.
Özgürlük nereye kadar!

Eğitimsiz toplum cahil,
Disiplinsiz olmaz ehil.
Okuyan cahiller dâhil,
Özgürlük nereye kadar!

Dürüstler çekmesin ceza,
Haksıza olmasın meze.
Denetimsiz olmaz keza.
Özgürlük nereye kadar!

İçten içe çürüyoruz.
Edep erkân arıyoruz.
Eğri doğru yürüyoruz.
Özgürlük nereye kadar!

Yarın için kaygımız yok.
Büyük küçük saygımız yok.
Bir insanca duygumuz yok.
Özgürlük nereye kadar!

Zulmedenin elinde kâr!
Mazlumun kalan ahı var.
Olmazsa olmaz bir ayar.
Özgürlük nereye kadar!

Sığırtmaç vurur döşüne,
Sebebin gider hoşuna.
Haksızsam dizin kurşuna.
Özgürlük nereye kadar!

ÖZGÜRLÜK

Beni, öpebildiğin kadar öp, ey özgürlük
Yerden yere sürükle, duvarlara çivile
Mavi ufuklarını yitirmede, bu körlük
Bilinçsizce bir yaşam, dünyamız oldu çöplük.

Özgürlük savaşlarda, parmaklıklar ardında
Bir annenin karnında, nefes alır özgürlük
Çaresiz zamanlarda, denizler ortasında
Uçuşan bulutlarda, şarkılarda özgürlük.

Beni, sevebildiğin kadar sev, ey özgürlük
Okşa ak saçlarımı, bir anne şefkatiyle
Parsellenmiş ormanlar, cahiliyet kötülük
Delinmiş bir gökyüzü, dünyamız oldu küllük.

Özgürlük ateşleri, yakılıyor dağlarda
Bir kuşun pençesinde, kıvranıyor özgürlük
Kurumuş yapraklarda, savrulan rüzgarlarda
Politik baskılarda, can çekişir özgürlük.

Ey Özgürlük
Su gibi,
Kana kana içmekmidir,
Hasretle kucaklamak özümsemek,
Midir özgürlük

Bir kuş gibi maviliklerde,
Kanat çırpmak,
Süzülmek özgürce,
Sonra bir atmacanın pençesinde,
Son bulmakmıdır özgürlük,
Başıboş sessiz ve derinden,
Bazende deli dolu akan bir,
Irmak gibimidir özgürlük,
Sonra bu ırmağın önüne,
Biryerlerde gem vurmakmıdır özgürlük,

Duydunuzmu? ,
Vurdular özgürlüğü kanatlarından,
Kanatlanmasın özgürlüğe doğru,
Vuruldu kahpe kurşunlarla,
Upuzun yerlerde,
Kolsuz kanatsız özgürlük,
Bazende son bulur,
Darağacının koynunda,
Sonsuza doğru,
Sallanan cansız bedende özgürlük,

Uysal koyun olmakmıdır,
Kan uykularda uyumakmıdır? özgürlük,
Efendiler için yaşamakmıdır?
Yoksa,
Kendimiz için ölmekmidir özgürlük,

Köroğlunun narasından,
Yankılanan dağlarmıdır özgürlük,
Kış gecelerinin kurt ulumaları karışmış,
Tipinin sesinde midir özgürlük,
Yoksa,
Yavrusunu doyurmak için,
İmkansızlıklarla boğuşan ananın,
Kurumuş göz yaşlarındamıdır özgürlük,

Eyy… Özgürlük,
Nerdeysen çık ortaya,
Yaşam özgürmüdür,
Namlular arasında,
İnsanlık özgürmüdür,insanlar arasında,
Ben mehmet,sen Hasan,O Ali,
Neye eşdeğerdir özgürlüğün bedeli,
Olma namert safında ağırdır vebali,

Eyy… Özgürlük,
Nerdeysen çık ortaya,
En ağır bedeller senin için ödenir,
Adına ne türküler söylenir,
Taçlar düşer,Tahtlar gider uğruna,
Kınalı gelinler bile kurban eylenir,

Eyy… Acıları bal eyleyen özgürlük,
Hasretinden prangalar eksiltilen özgürlük,
Nerdeysen çık ortaya,

Uysal koyun olmakmıdır? ,
Kan uykularda uyumakmıdır,
Efendiler için yaşamakmıdır.?
Yoksa,
Kendimiz için ölmekmidir özgürlük.

Anneler Günü Şiirleri Okul Öncesi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Okul Öncesi Anneler Günü Şiirleri

Anneler Günü için Şiir

Kolonya mı,çiçek mi,
Yoksa bir öpücük mü,
Ne armağan edeyim,
Sana ben aneciğim?

Bu anneler gününde;
Sevgi yanar gönlümde,
Hediye diye senden,
Kalbini isterim ben.

Yoo,kalbimi isteme benden,
O benimle kalsın,
Çünkü anneciğim orada,
Bir tek sen varsın

ANNEM

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H. Latif SARIYÜCE

ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan

Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan

İbrahim ŞİMŞEK

ANNE

Annemi ben çok severim,
Melek annem, güzel annem,
Üzülmesin sakın derim
Melek annem, güzel annem.

İyi doğru sözler onda,
Şefkat dolu gözler onda,
Sevgi, ışık var yolunda,
Melek annem, güzel annem.

Anne yüzü ne asil yüz,
Anne gözü ne derin göz,
Anne özü, pırlanta öz,
Melek annem, güzel annem.

Rıfat Necdet EVRİMER

ANNECİĞİM

Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!..

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım ÇALAPALA

Özgürlük Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Özgürlük Şiiri,
Özgürlük ile ilgili Şiirler,
Özgürlük Üzerine Şiirler

ÖZGÜRLÜK Şiir

Karanlığa her baktığımda
Ansızın aklıma gelirsin
Sen yoksun yanımda
Kayboldum yokluğunda

Hasret duyarım sana
Gecenin sessizliğinde
Rüyalarımda…
Her nefes aldığımda

Benden uzak olsanda
Bensiz kalsanda
Beni sakın unutma!
Birgün yanına geleceğim
Bekle beni ÖZGÜRLÜK!

Özgürlük

düşünceyi durduran uyku
usu mumyalayan yalnızlık
göğün ağırlığını taşıyan ağaçlar
ağaçların ağırlığını taşıyan toprak

yürek yontusu tunç istenç
sonsuzluğun sayısız boyutlarınca görkemli
varlığın öğelerinde duyumsanan dirim
düşler dizgesi gezegen, uzak yıldızlar
bir özge özgürlük düşüncesi
bir özge yaşamak için

Göz yaşları mahkumdan

Mahkumları göz yaşları
İnci tanesi değil
Alev topudur
Düştüğü yeri yakar
Kömür eder kül eder
Mahkumların sesi
Yanık olur yürek dağlar
Mahkum olan pişmandır
Önce sucu işler sonra düşünür
Demir parmaklılar ardında
Yaşayamayacağı hayatına
Ölesiye üzülür
Son pişmanlık fayda etmez oysa
Mahkum ağlasa da yansa da
Kara yazı yazılmıştır anlına

ÖZGÜRLÜK ATALARI

Nesilde silsile var,nesle dediler kuşak
Birindeki asîl ruh,diğerindeki uşak

TÜRKLÜK bizim neslimiz ASYA’da ilk yurdumuz
Bizi oddan kurtaran ASENA’dır kurdumuz…

Özgürlüğü ilk duyan,dünyaya yayan biziz
İlik gibi özgürlük dolu kemiklerimiz…

Esirlik ne bilmeyiz,biz özgürce yaşarız
ÖZGÜRLÜK TARİHİ ‘ nin her sayfasında varız…

FRANSA yardım aldı KANUNİ SÜLEYMAN’ dan
FRANSIZ DEVRİMİ’ nin özünde odur yatan…

KIZILDERİLİLER ‘ in deniyor TÜRK atası,
O mayayla kuruldu günün AMERİKA ‘ SI…

Başlar üstünde BAYRAK ve tam egemen VATAN,
ÖZGÜR YAŞAM aşkıdır şairleri coşturan…

Ne şairler su içti bu GÖZE kutsal nîmet…
Bak işte NAMIK KEMAL…bak işte NAZIM HİKMET…

SABAHATTİN ALİ ‘ ye odur sabrı öğreten
‘ALDIRMA GÖNÜL…’ diye hisli şiir söyleten…

MEHMET AKİF yazıyor ‘ÇANAKKALE DESTANI…’
‘İSTİKLAL MARŞI ‘ TÜRK’ün son özgürlük ilânı…

Güttüğümüz siyaset ne ırk! ne kafatası…
TÜRKLÜK hakkın simgesi,özgürlüğün atası…

Dünyaya tek tip anıt dikilecekse eğer
O,ATATÜRK olmalı, ancak ona bu değer…

Kaderin cilvesi bu…veren dâima verir…
Kötülüklerin tümü verdiklerinden gelir.

Öğretmen Şiirleri 2 Kıtalık

Cuma, Haziran 22nd, 2012

2 Kıtalık Öğretmen Şiirleri,
İki Kıtalık Öğretmen Şiirleri,
Kısa Öğretmen Şiirleri iki Kıtalık

Canım Öğretmenim Şiiri

Ailemden sonra seni tanıdım.
Aynı sevgi,ilgi,sıcaklıgı sende tattım.
Sen ögrettin sayıları,şekilleri,renkleri,

Sevmeyi,paylasmayı,ortak olmayı.
Kendimi seninle kesfettim.
Seni herseyden cok sevdim.
BENİM CANIM ÖĞRETMENİM.

Sevgili Öğretmenim

Sevgili öğretmenim,
İnan sen bir ışıksın.
Yanarsın gece gündüz.
Aydınlatırsın bizi.
Doğruyu, güzeli,
Bize sen öğretirsin.

Vatanıma sevgiyi,
Kalbimize sen korsun.
Çevreni aydınlatır,
Bir mum gibi erirsin.
Anne – baba gibisin,
Bizi, bağrına hep basarsın.

Fethi BOLAYIR

İsim Bulunmaz Sana

İsim Bulunmaz Sana Kutsal İşine Uyan
Sen Ki Örnek İnsansın Acıyan, Seven,Duyan

Kalbin Uçsuz, Bucaksız, Engin Denizler Gibi,
Gözlerin İçindeki Cevheri Gizler Gibi

Öğretmenim

Yolsuz köye gittin yaya
Gönül verdin cagdasliga
Karanligi del dedinya
Delecegim ögretmenim

Olur ettin olunmazi
Deldin kaleminle tasi
Bil dedinya bilinmezi
Bilecegim ögretmenim

Öğretmenim

Bana bir harf öğretenin
kırk yıl kölesi olurum
demiş ulu bir kişi
sen bana sen yirmi dokuz
harf öğrettin öğretmenim.

Köleliğe karşı olsan da sen
ben olurum seve seve
yirmi dokuz kere kırk yıl
senin kölen!

Fevzi GÜNENÇ

KÖY ÖĞRETMENİ

Ben bir köy öğretmeniyim,
Alnımda ışık, Gözlerimde nur..
Alıp götürmeyin beni şehirlere, Götürmeyin, ne olur..
Bir köy öğretmeniyim, Katıksız duygular içinde yaşarım.

Çıplak ayaklar basar yüreğime, Onları tutar, okşarım.
Bir köy öğretmeniyim, Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım,
Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde, Dağlardan daha çok yücedir başım.
Ben bir köy öğretmeniyim, Evlerde motif, dillerde destan Gölgesi düşer
ay-yıldızın üstümüze, Ve gönüllerde büyür vatan…

Göktürk Mehmet UYTUN

Canım Öğretmenim

Bir çok şeyler öğrettin,
Yaramazlıklarıma sabrettin,
Hatalarımı düzelttin,
Benim Canım Öğretmenim.

Sen bir gül gibisin,
Bize hep gülümsersin,
Bilirim bizi seversin,
Benim Canım Öğretmenim.

Atatürk’ü översin,
Onu örnek alın dersin,
En iyi olmamızı istersin,
Benim Canım Öğretmenim.

Birbirinizi sevin dersin,
Hepimizi seversin,
Barışın güzel olduğunu söylersin,
Benim Canım Öğretmenim.

Yalnızlık Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ünlü Şairlerin Yalnızlık Şiirleri,
Ünlü Şairlerin Yalnızlıkla İlgili Şiirleri

ORHAN VELİ KANIK Yalnızlık şiiri

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

Necip Fazıl Kısakürek Yalnızlık şiir

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.


Özdemir Asaf

Yalnız

Yanlızlık paylaşılmaz
Paylaşılırsa yanlızlık olmaz
Yanar sobasında
Yalnız’ın üşüyen bakışları
Lambasında karanlığa dönük
Bir ışık titrek sönük sönük
Penceresi dışına kapanmıştır
Kapısı içine örtük
Bir sözde saklanmış bir yalanı
Bir gözde okuduğundan
Bakmaz kendi gözlerine bile

Yalnızlık Şiirleri Orhan Veli

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Orhan Veli Yalnızlık Şiirleri,
Yalnızlık Şiiri Orhan Veli Kanık

Yalnizlik Şiiri Orhan Veli

Bilmezler yalniz yaşamayanlar,
Nasil korku verir sessizlik insana;
Insan nasil konuşur kendisiyle;
Nasil koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

*****************

Gerin bedenim gerin
Doğan güne karşı
Duyur duyurabilirsen
Elinin kolunun gücünü
Ele güne karşı.

Bak!Dünya renkler içinde!
Bu güzel dünya içinde
Sevin sevinebilirsen;
İnsanlığın haline karşı.

Durmadan işleyen saatlerde
Dişli dişliye karşı
Dişlilerin arasında
Güçsüz güçlüye karşı
Herkes bir şeye karşı
Küçük hanım yatağında uykuda
Rüyalarına karşı

Gerin bedenim gerin
Doğan güne karşı…

Orhan Veli Kanık

ISTANBUL’U DINLIYORUM

Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;
Once hafiften bir ruzgar esiyor;
Yavas yavas sallaniyor
Yapraklar, agaclarda;
Uzaklarda, cok uzaklarda,
Sucularin hic durmayan cingiraklari;
Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali.

Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;
Kuslar geciyor, derken;
Yukseklerden, suru suru, ciglik ciglik.
Aglar cekiliyor dalyanlarda;
Bir kadinin suya degiyor ayaklari;
Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;

Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;
Serin serin Kapali Carsi;
Civil civil Mahmutpasa;
Guvercin dolu avlular.
Cekic sesleri geliyor doklardan;
Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;

Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;
Basinda eski alemlerin sarhoslugu,
Los kayikhaneleriyle bir yali;
Dinmis lodoslarin ugultusu icinde
Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;

Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;
Bir yosma geciyor kaldirimdan;
Kufurler, sarkilar, turkuler, laf atmalar.
Bir sey dusuyor elinden yere;
Bir gul olmali;
Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;

Istanbul’u dinliyorum, gozlerim kapali;
Bir kus cirpiniyor eteklerinde;
Alnin sicak mi degil mi, biliyorum;
Dudaklarin islak mi degil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doguyor fistiklarin arkasindan
Kalbinin vurusundan anliyorum;
Istanbul’u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık

Ölüm Şiirleri Necip Fazıl

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ölüm Şiirleri Necip Fazıl kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek ölüm şiirleri
Necip Fazıl Ölüm Şiirleri

Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi
Artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi…
Yatıyor yatağında dimdik, upuzun, ölü;
Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam; mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an;
Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm

Necip Fazıl Kısakürek

Ölüm Şiirleri Ünlü Şairler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ünlü Şairlerin Ölüm Şiirleri
ünlülerin ölüm şiirleri
şairlerden ölüm şiirleri

Ölümün sırrı

Ölümün sırrını sordum bir gence
Güldü de bu ani suale önce
Ölüm dedi, ölüm bir hiçtir bence
Gençliğimi yalnız aşk ile ördüm

Rast geldim ak saçlı bir ihtiyara
Lanetler ederdi bir eski yare
Sorunca ölümü dedi bir çare
Çünkü rüya gibi bir hayat sürdüm

Bu sırrı sormağa karar verdim ben
Hayatı hicranla dolu ölüden
Baktı boş gözlerle ayet okurken
Dedi ben hayatı ölümde gördüm

Nazım Hikmet

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM…

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakârlığımı anlıyorsun:
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar…
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey:
belki diyor.
18 ŞUBAT 1945
PİRAYE NAZIM HİKMET.

Ölüm ve Oğlum
Ne yaman çiğköfteymiş ki bu ölüm
Şalgam suları iniyor şakaklarımdan
ben hala susuyorum
Gözlerimle taşlarcasına bir kör kuyuyu…
Nerde kaldı bire saka kuşu
Su gibi bildiğin o su kasidesi?
Ve dudaklarımı sevsinler
bir barut bulutuyla sanki
ortadan biçilmiş bir güneş
Aynı çığlığı mı ezberleyecek dersin
akşamcılar akşama tövbe edinceye dek

Düzayaktı Attar A’met Efendiden Kartal Baba Tekkesine
Bu seferki yolum ise
ardımdan gelen kolun
ölüsıra yürüyen
kilden, kirloz bir bayrak
epiy de yokuş üstelik
ve giderayak
Sırtına vurmuş yada
buruşuk bir şipka biberini
Meyvahoşa koşturuyor
mork çizmeleriyle bir kırkayak
Nasıl koşturduysa tulumbacılar eskiden
yeşil karga tulumbalarını yangına
Yandım diye böğürmüşüm
Böğrüm yiyince böğrümden
o çiğköfteyi
YANDIM

Öylebi kuşaktık ki biz oğlum
yine de sen ölüyorsun
boynuna sarılınca ben
Ve o domuz var ya İncildeki
cümle günahı yüklenip
uçuruma atlayan domuz
Biz öyle bilem olamıyoruz…
Meşksiz aşklarla senlerin
başına tacettiğimiz
o güzelim elmayı
Utanmadan o ulusal
akbabamıza sunuyoruz
kellerinizle birlikte
Bu gidişle korkarım
bi tek ses kalacak bizden
tıkırtısı farenin
Kendi tahta kuyruğunu kemiren

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Yandım diye böğürüyorum
Ama bu kırkayak oynunda
Öyle yakın ki ölümle oğlum
Uyak oluvermişler adeta
Ben ne demeye hala
Sözümona bir inci gibi
Acının yanardağ bardağında
Kendi kendime eriyim?
Oysa bu dünya denen ağacın
Türkiye denen çatağında
Öyle bir oğul var ki oğul
Ölüme değil, ölüme
Yaşanmaya bi ölüm bal

Cama vurulmuş güneş kırıldı
Nar daneleri döküldü suya
Gayrı adam oldu diye babam
Oğlum beni sevse ya

CAN YÜCEL

Baharla Ölüm Konuşmaları – Can YÜCEL

I

Memelerim koparıyor

Yüzyıl süren bir yalnızlık

dile gelmişçesine

Nasıl nasıl bir sevinç yarabbi!

Ve ağrıya

ağrıya tabi,

ağraya

ağraya ağbi

Nakkaş Tepe de ancak

bezmimize böyle gelmiştir

Gelincikleri ve Nazım Hikmet’leriyle

Yerbilimsel bir hapisten sonra

II

İçimdeki karanlığı patlatacağım

Zifiri bir Su akacak

kamışımdan toprağa

Bir kedi yavrulayacak

köpek dişli bir kedi

Ve böğürtlenler köpürecek ağzından

Yedikçe

kendi

kendini

mayhoş

Ya da Posta Nazırı dedemden kalma

Mors’un en morundan bir karga

Konacak karşıki direğin doruğuna

Düşmanlarım öyle doldurmuşlar ki onu

Ne kadar taşlasan boş

oynamıyor yerinden

Ben kargadan korkmam ama

bunun gözleri baykuş

Ve tüyleri güngörmedik deniz dipleri kadar ıslak

can dündar

Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek; korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi
Artık ne bir çıtırtı ne de bir ayak sesi…
Yatıyor yatağında dimdik, upuzun, ölü;
Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam; mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an;
Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm

Necip Fazıl Kısakürek

Yalnızlık Şiirleri Özdemir Asaf

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Özdemir Asaf Yalnızlık Şiirleri,
Yalnızlık Şiiri Özdemir Asaf,
Yalnızlık Özdemir Asaf

Özdemir Asafın Yalnızlık Şiiri

Yalnızlık

I
Yalniz kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

II

Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.

Özdemir Asaf


Yalnızlık Paylaşılmaz

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün’de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

Özdemir Asaf