Posts Tagged ‘sonbahar’

Sonbahar Şiirleri Kısa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kısa Sonbahar Şiirleri,
Sonbahar ile ilgili kısa Şiirler,
En güzel Sonbahar Şiirleri

Bekler SONBAHAR

Göç kervanını yükler sonbahar
Herşeyi çeyize ekler sonbahar
Giyer yapraklardan gelinliğini,
Sevgilisi kışı bekler sonbahar.

Sarı Sonbahar

Bak uzaklaştırdın güneşi bizden,
Yeşili soldurdun sarı Sonbahar.
Haber verirsin soğuk kışı güzden,
Bağımı yoldurdun sarı Sonbahar.

Sapsarı ettin yeşil yamaçları,
Yerlere indirdin yaprak taçları,
Çırıl çıplak soydun gör ağaçları,
Dalımı öldürdün sarı Sonbahar.

Sen gelince ölüm kokusu kokar,
Bir yaşamın bitişi yüreğmi yakar,
Acımasız tavrın canımı sıkar,
Halime güldürdün sarı Sonbahar.

Ambardan, silodan dolar boşları,
Tembele ders verir soğuk kışları,
Sarılığndan korkar göçmen kuşları,
Kuşumu saldırdın sarı Sonbahar

Sarı güzelliğne doymuyor gözüm,
Katarsın yaşama tat aşım tuzum,
Başlattın eğitimi yükselir hazım,
Hayatı yeldirdin sarı Sonbahar.

Güzün DOĞANİ’ye verdin tahılı,
Bereket katarsın evime malı,
Sen olmazsan olmaz arının balı,
Arımı kaldırdın sarı Sonbahar.

Ben En Çok Sonbahar’ı Seviyorum

Ben en çok sonbahar’ı severim.
Ben en çok baharın sonunu severim.
ne kış kadar üşütür sonbahar
nede yaz kadar yakar içini.
hep bana yakındır çünkü sonbahar,
hep benden yanadır, bana döker için.
yapraklar bile iple çeker gelişini toprağa değebilmek için.
Hele kuşlar, onlar bile yolunu gözler sevdiğine kavuşmak için.
Sonbahar gelsede göç etsem sevdiğimin yanına diye.
güneş kendi halinden memnun zaten her zaman. O hep aynı ısıtır.
Ama sonbahar bunun adı. Onuda kandırır. çaktırmadan…
ben en çok sonbahar’ı severim.
yaz da güzeldir…
kış da beğenir kendisini bazen.
o bahar yokmuuu. Aklı sıra kafa tutar sonbahar’a…
Ama dedim ya ben en çok sonbahar severim…
Çünkü; Ben seni Sonbaharda tanıdım

ADIM SONBAHAR

Nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar

Attila İlhan

Sonbahar

Her ilkbahar yeşerir yapraklar dallarda
Sevgi ile sarılır tüm ağaca
Sonbahar gelsin istemez yapraklar
Bilirler sonbaharı,
Sonbahar ayrılıktır, özlemdir,hasrettir

Hep kalmak isterler dallarda ayrılmaksızın
Tıpkı bize benzerler yapraklar
Ben sensizliği nasıl istemezsem yapraklarda
Bilirler sonbaharı,
Sonbahar ayrılıktır,özlemdir hasrettir

Her yeni gün doğacak güneş gibi
Kalmak isterler dallarda
Düşmek istemezler yapraklar toprağa
Bilirler sonbaharı,
Sonbahar ayrılıktır,özlemdir,hasrettir

Yalnızlığı istemezler
Tıpkı bize benzerler yapraklar
Ayrılmak istemezler sevdiklerinden
Bilirler sonbaharı
Sonbahar ayrılıktır, özlemdir, hasrettir.


Sonbahar Yağmurları

Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Yağmur damlamdın bir zamanlar
Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Korkularım kaldı yağan yağmurda

Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Eylülde açmazdı kardelenler çünkü
Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Çok olmadı yollarımız ayrılalı

Hatıran kaldı sonbahar yağmurları
Kar görmedim gökyüzünde eylülde
Hatıran kaldı sonbahar yağmurları
Dindi içimdeki sonsuzluk arzusu


Her sonbahar geldiğinde seni özlerim

Her sonbahar geldiğinde seni özlerim
Yağan yağmurların seni bana getirmesini beklerim
Islak sokaklarda yürürken
Beynimin hasret dolu sokaklarında yürüyüşümü düşlerim
Her sonbahar geldiğinde seni özlerim
Kabaran dalgalarda kaybolmak
Bir sonbahar günü yok olmak isterim
Düşen her yaprakla beraber biraz daha hüzne gömülürüm
Her sonbahar geldiğinde seni özlerim
Yaşamdan koparım tamamen
Kendi dünyama gömülürüm birden
Karanlıklar içinde bir ışık bulamam ben
Sensiz günlerde ölmek isterim
HER SONBAHAR GELDİĞİNDE SENİ ÖZLERİM

sonbahar hüznü

Cuma, Haziran 22nd, 2012

birşeyler var bu aksamlarda,
birseyler var bu sabahlarda,
birşeyler var sonbaharda,
tutsan tutulmaz
kovsan gitmez
yüreğimi ezen birşeyler var…

birseyler var,
dilimi dolaştıran
elimi teten
bogazımı sıkan.ağlamak zor
gülmek imkansız.

birşeyler var
rüzgar baska esıyor
birşeyler,güneş baska batıyor
var var,birşeyler var
herkez biliyor,
soylemıyor,…..

Atilla İlhan Aysel Git Başımdan şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

AYSEL GİT BAŞIMDAN
Aysel git başımdan ben sana göre değilim
Ölümüm birden olacak seziyorum.
Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
Aysel git başımdan istemiyorum.

Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
Dağıtır gecelerim sarışınlığını
Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Benim için kirletme aydınlığını,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

Islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını
Yanlış şehirlere götürür trenlerim.
Ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.
Acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.
Ümitsizliğimi olsun anlasana
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.

Sevindiğim anda sen üzülürsün.
Sonbahar uğultusu duymamışsın ki
içinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.
Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.
Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.
Sakın başka bir şey getirme aklına.
Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm, karanlığım biraz, çirkinim.
Aysel git başımdan seni seviyorum…

Atilla İlhan

aşk külü

Cuma, Haziran 22nd, 2012

~~AŞK KÜLÜ~~

aşk bu kolaymı geldiği gibi gidermi sanıyorsun bir başladımı kalbine işler
dantel gibi nakış nakış sökemesin söktüğün zaman için acır öyle acır ki ölmek
istersin aşk bu kolaymı geldiği gibi gidermi sanıyorsun o ayrılık ölümden beter
o öyle bir duygudur ki yüreğini yakar öyle bir yakarki söndüremesin söndürsen
bile
külü kalır o kül bile yüreğini tekrar yakar ve yüreğin
yangın yeri olur gider
o öyle bir duygudur ki içini dalgalı fırtınayı bir deniz
haline kalbini ise başından karı eksik olmayan
ağrı dağı haline getirir aşk bu kolaymı geldiği gibi gidermi sanıyorsun
geldiğinde bahar gelir yüreğine çiçekler açtırır ruhunda gittiğinde günlünde
sonbahar rüzgarları estirir döker açtırdığı çiçekleri yaprakları savurur her bir
yana her düktüğü çiçekle yapraklar içinde bir şeyler alır götürür ve buda sana
dayanılması zor acılar yaşatır aşk bu kolaymı geldiği gibi gidermi sanıyorsun

sonbahar (okumanızı tavsiye ederim )

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sonbahar yağmuru yine başladı
Gözyaşımla yarış yaparcasına
Yine sonbaharda sevmiştim seni
Kulların Allah’a taparcasına

İçimdeki sevdan öyle büyüdü
Karların çığları yaparcasına
Aşkını ateşi öyle yaktıki
Güneşin dünyayı yakarcasına

Haretin damarda kanda büyüdü
Damladan okyanus olurcasına
İsmini öyle çok sayıkladımki
Göklerde yıldızlar sayarcasına

MUHAMMED ALİ

eylül geçti sen yoksun

Cuma, Haziran 22nd, 2012

anlamıyorsun…
sen yokken bır parcam eksik daıma
sevıncım ofkem bıle yarım
ne hırcınlığımı dindiren sözlerin
ne hüzünlerimi bitiren gülüşün
yoksun
yoksun işte
inanmak istemesemde
eylülde sensiz gectı ,ekimde,kasımda….
bilirsın kolay huzunlenır kolay aglarım
havadakı bu gasvet ,elimi kolumu baglayan bu yanlızlık
mevsim hüzün
yediğim içtiğim hüzün
sonbahar..sonbahar…sonbahar…
yanlızlık….

Gül, Sonbahar, Sonra

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bir alev-gül baygın dudaklarında
Düş düş…
Yalnızlık ormanları kuytu
Bütün masallar büyümüş…

Oltalarda mercan balıklar
Yalnızlık denizleri, derin…
Düşünüyorum, kuytu odalarda
Bir güle uzanıyor ellerin…

Bir damla yaş gibi sıcacık
Bakışlarında eylül bahçeleri…
Bir gül gibi topluyorum usulca
Uykusuz geceleri…

Bir gül yaprağısın uzakta
Hayal gibi yok musun, var mısın?
Yalnızım, dertliyim, çaresizim
Duyar mısın?

Feyzi Halıcı

Sensizliğe Sessizce Katlanırım

Cuma, Haziran 22nd, 2012

bir mechullerdeyim şimdi
nerden estiğini bilmediğim bir rüzgar
Sessizce penceremden girdi

ayrılık ayrılık sanki alıp verdiğim nefesimdi
donup kaldım içim buz gibi
şimdi sensizim bu hayatım münzevi
sevgimi kalbimi ciğerimi
jilet gibi kesipte gecti

ayrılık karanlık bir oda gibi
yazıp çizersin ama söyleyemezsin
nerde nasıl durduğunu bilemezsin
hissedersin belki ama gitmiştir
gittiğini göremezsin

ağlıyorsun geceleri
hani kuru yapraklara yazmıştın o günleri
sonbahar da dökülüp gitsin
bak sonbahar gelmeden bitti
adını koyamadığın yalnızlığın
adını koyamadığın karanlığın
adını koyamadığın rüzgarın
anılarını acılarını sildi geçti

peki unutabildin mi
sen başka gözler de aşkını görebildin mi
bak bak ben seni yazıyorum
ne cok zaman geçmiş
saatler sana durmuş

bak yine o şarkı
ben seni unutamadım ki
ben senden ayrılamadım ki
yıllar yıllar neleri götürdü özünden
hatırladın demi
peki beraber söylenen bu şarkı ne oldu şimdi
sözler sözler şimdi ağır mı geldi

bak şimdi ayrılık vakti
odamı aydınlatan yıldızlarım unuttu seni
senden kalan ne varsa sildim geçtim
sanki titretiyor kalbimi
acılarım ,kapandı artık sana olan tüm sayfalarım
severek ayırdın sol yanımı

(Ayna) Lar göstermiyor gerçekleri
bitmez demiştik bak gör nasıl da bitti
sol yanım sanki acıyor gibi ama gittin ya
dayanırım dayanırım
Sensizliğe Sessizce Katlanırım

Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Cahit Sıtkı Tarancı Şiirler, sıtkı tarancı’nın şiirleri, sıtkı tarancı şiir, cahit sıtkı tarancı şiirleri yaş 35, cahit sıtkı tarancı şiirleri kısa, cahit sıtkı tarancı şiirleri desem ki

Cahit Sıtkı Tarancı Bütün Şiirleri – Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri

Aşk İle Cahit Sıtkı Tarancı

Baktım ki gökyüzü baştan başa bulut
Unut diyor o güzel günleri unut
Baktım ki deniz her dalgasıyla düşman
Kuşlar av peşinde balıklar pusuda
Çok gerilerde kalmış cıktığım liman
Yok görünürde sığınacak bir ada

Baktım ki o musibet gün gelip çatmış
Yolcusunda tayfasında şafak atmış
Ne yelken kar eder ne kürek ne istim
Dayandım aşk ile yürüttüm gemiyi
Aşk ile koskoca dağları düz ettim
Avladım sonunda o civan kekliği

Kulak Ver Ki… Cahit Sıtkı Tarancı

Kulak ver ki havasında bahçemizin,
Gök maviliğinden, dal yeşilliğinden
Bir türkü söylenmede kendiliğinden;
Nasıl dinlersen öyle, sen veya hazin.

Kulak ver, dolaşan ruhumuzu tel tel;
Dallardaki tomurcukları ürperten
Bir türkü söylenmede kendiliğinden;
Dinlenmedikçe ömrün artar, öyle güzel!

Korktuğum Şey Cahit Sıtkı Tarancı

Gün çekildi pencerelerden;
Aynalar baştan başa tenha.
Ses gelmez oldu bahçelerden;
Gök kubbesi döndü siyaha.

Sular kesildi çeşmelerden;
Nerden dolacak bu taş nerden,
Nergislerin açtığı yerden
Ey kuş uçurtmıyan ejderha?

Ne yardan geçilir, ne serden;
Korkuyorum bu gecelerden.
Bel bağladığım tepelerden

Karasevda Cahit Sıtkı Tarancı

Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlere yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.

Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?

Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir.

İlk Aşk / Cahit Sıtkı Tarancı

Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur,
Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;
Bir bahtiyarla yaşadığımız olur.

Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!
Balkonundan gül atan cömert sevgili!
Aşkınla deli divane olduğumuz,
Sarmaşığa tırmandığımızdan belli.

Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,
İlk aşk gecesinin masum yeminleri,
Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?
Saadet bilmiyorum o hazdan gayri.

Abbas / Cahit Sıtkı Tarancı

Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün söyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

Otuz Beş Yaş / Cahit Sıtkı Tarancı

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N’eylesin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında

Akarsuya Bırakılan Mektup Sözleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Akarsuya Bırakılan Mektup şiiri
Akarsuya Bırakılan Mektup şiirinin Sözleri
Akarsuya Bırakılan Mektup Hasan Hüseyin Korkmazgil

Akarsuya Bırakılan Mektup

incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu-

gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az öceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç

Hasan Hüseyin Korkmazgil

Akarsuya Bırakılan Mektup Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

akarsuya bırakılan mektup hasan hüseyin korkmazgil
akarsuya bırakılan mektup sözleri
Hasan Hüseyin Korkmazgil Akarsuya Bırakılan Mektup şiiri

Akarsuya Bırakılan Mektup

incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç

o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç

Hasan Hüseyin Korkmazgil

İbrahim Sadri – Yaz Bitti

Cuma, Haziran 22nd, 2012



Çekildi gözlerin lacivert sulardan
Ay gitti
Hani bu sondu
Hani ağlamak yoktu
Geride yosun kokusu
Ve sarkılan egenin
Geride korku
Yaz bitti
Ay düştü ellerimden
İsmin
Şimdi
Şurada,
Üstünde
Şu
İskelenin
Yaz bitti
Sesin
Ay düştü içimden
Bütün şarkılar gibi kederli
Unutulmuş bir akşam tanışıklığı kadar derbeder
Her şeyi aslına döndüren bir ateş, aşk ve nâr
İşte sonbahar
Yaz bitti
Çekerek içimden ne varsa
İyot kokan deniz kokan sen kokan
Rüzgarı saçlarına benzetmek
Ve saçlarını rüzgara verişini beklemek
Bir taburenin üstünde
Oturup seni özlemek bitti
Ay gitti ellerimden
Yaz bitti
Hadi ömre yürüyelim
Geriye şiirler kalsın
Belki kimsesiz anılar
Sevdanın yoksullarına dağıtacak kadar
Belki bir imbatla
Bir martı kanadında ya da
Yarım bırakılmış bir akşam şarkısında
En iyisi bir dalganın köpüğünde kalsın adın
Anlaşılan
Artık olmamalısın
Radyolarda şarkılar dinlemeliyim
Hangisi sana benziyorsa
Ben de biraz söylemeliyim
Güneşi avuçlarımıza bırakan
Bir temmuzun ardından
Yürüyüp gitmeliyim
Seni lacivert sularından çıkarıp egenin
Okyanusların bitimsiz mavilerine terk etmeliyim
Kimbilir
Belki de artık üşümeliyim
Hey sonbahar
Ben şimdi seni sevmeliyim
Yaz bitti
Sesin
Ay düştü
Mavi neonları söndü
Sahil çay bahçelerinin
Ortalıkta birkaç sarı yaprak
Yarım bir çay
Ve sadece hatıralar, var
Yaz bitti

Şiir: İbrahim Sadri