Messi, ülkesinde yayımlanan bir spor gazetesine yaptığı açıklamada, kız arkadaşı Antonella Roccuzzo’nun hamile olduğunu doğrulayarak, Sanırım erkek olacak. Daha önce bir şey söylemedik, çünkü özel hayatımız konusunda konuşmuyoruz. Ancak çok insan soru soruyordu, biz de mutluluğumuzu paylaşmak istedik dedi.
Messi’nin Arjantin’in Ekvador’u ay başında 4-0 yendiği maçta attığı bir golden sonraki sevinç gösterisi nedeniyle, kız arkadaşının hamile olduğu iddia edilmişti.
3 kez Altın Top Ödülünü kazanan Messi, geçen sezon Barcelona’da lig ve kupalarda 73 gol attı.
Lee Dong Wook Scent of a Woman Kadın Kokusu 2011 yılındaki Dizisi
Askerden dönüşü hasretle beklenen Lee Dong Wook döndükten sonraki ilk dizisi olmuştu.Askerden dönüşü hasretle beklenen Lee Dong Wook döndükten sonraki ilk dizisiydi…
Yönetmen: Park Hyeong Gi
Senarist: No Ji Seol yayın Tarihi: 23 Temmuz 2011
Yayın Günleri: Cumartesi, Pazar 21:50
Dizinin Konusu
Doktorların dediğine göre Lee Yeon Hee’nin az bir ömrü kalmıştır. Yeon Hee geri kalan ömrünü en güzel şekilde geçirmek için işini bırakır ve en iyi seyahat acentasıyla bir tatile çıkar .
Açılan sayfada aşağıda da gördüğünüz gibi Hesap Oluşturun yazısına tıklayın. Daha sonra sizden istenilen bilgileri doldurun ve sonraki adıma tıklayarak ilerleyin. Bütün bilgileri tamamlayınca Kaydedin.
My Space’e nasıl müzik eklenir? Myspace müzik ekleme, Myspace şarkı nasıl yüklenir,
sayfanıza girdiğinizde en üstte Music yazıyor. Ona tıklayın. Açılan sayfada sağda Search yani Ara kutusu var. Sanatçının / grubun adını doğru şekilde yazın ve aratın.
Şimdi grubun fotoğrafına tıklayıp sayfasına gittik. Sayfada çalan kutu gördüğünüzde şarkı isimlerini de göreceksiniz. Gezdiğiniz sayfaların tümü için geçerli bu. Sevdiğiniz bir şarkıyı kendi sitenize eklemek çok kolay. Sadece Şarkı adının altındaki Add (ekle) düğmesine basın. Sonraki sayfada onay vermeniz yeterli olacak.
Hic bir duygumu ertelemedim ben, Yapacagim hicbir seyi sonraya birakmadim,, Sonra diye bir seyin olmadigini biliyorum cünkü.. Hep yarina dair hayaller kurmak, Gelmesi mümkün olmayacak zamanlari beklemek benim isim degil…
Ask zamana meydan okur, ama sen karsi koyamazsin ona! Orada durup öylece bekleyemezsin gelecegi,, Bir adim atmalisin, bir el uzatmalisin aska dogru.. Askin anahtari cesaret degil mi bitanem? Cesur olmak gerekmez mi.. Bir sevdayi yasamak, Bir sevdayi büyütmek icin? kac gece yanliz gecti hesaplasana! Kac gece sonraki günü düsünerek gecti? Neler yapabilirdik, neler yasayabilirdik düsünsene! Her sabahi birlikte karsilamak vardi seninle.. Sensizlikten yorgun düsmüs yüregimi.. Seninle yeni bir güne hazirlayabilirdim! Gözünü acar acmaz ilk gördügün sey ben olurdum Ve sen benim yüzümde mutlulugu görürdün. Bu kentin her yerinde, herkesin icinde el ele dolasabilirdik! Girmedigimiz sokak kalmazdi, Bakislara aldirmadan sokagin ortasinda sarilip öperdim seni! Bir sarkinin sözlerini bilmesek bile..bagira cagira söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider,bir kitap okur,denize bakar, bir martinin bir lokma simit koparabilmek icin, Vapurlarin pesinden bikmadan ucusunu izleyebilirdik..! Paylastigimiz her an beynimize, bir daha cikmamak üzere kazinirdi.. Özlerdik birbirimizi delicesine,, Bir saati yanliz gecirsek,bir sonraki saati iki saatlik yasardik, yasamadigimiz o bir saatin acisini cikarmak icin. Peki biz ne yaptik?Aski bir bekleyisin sirtina yükleyip, Ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aski yasamak varken, hergün birbirimizi yeniden kesfetmek varken, bu yolda birer kasif olmak varken, Sürgünleri yasamaya mahkum ettik birbirimize..! Bu sürgünlüge son vermenin zamani geldi artik! Sana huzur vaad etmiyorum..Askta huzur arayan yanilir! Ben tutkunum, en koyu, en deli sevdanin sözcüsüyüm! Onlar adina konusuyorum. Yarini olmayan zamanlarda, hicbir seyi düsünmeden erimek adina konusuyorum! Gözlerinin icine bakip,”Seni Seviyorum” demek istiyorum! Askin akisina kapilip, hicbir kaygi duymadan, gidebildigi yere kadar gitmek istiyorum,, Kokunu icime cekmek, Sesinin sicakliginla irkilmek istiyorum. Yasama senin adinla anlam katmak, mutlulugu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum. Seni istiyorum…
Women’s Health dergisindeki bir habere göre; Penn State’te yapılan bir araştırmanın katılımcılarına, 4 hafta günde 43 gram, sonraki 4 hafta ise günde 85 gram Şam fıstığı yedirildi. Yapılan testlere göre; ilk 4 haftanın sonunda katılımcıların kötü kolesterolleri yüzde 9, sonraki 4 haftada ise yüzde 12 oranında düştü. Bu iki tip beslenme de, kalp hastalığı riskini artıran interlökin-1 oranını yüzde 15 azaltıyor.
Sebebi; Şam fıstığının doymuş yağ açısından fakir, doymamış yağ açısından zengin olması. Çalışmayı yürüten ekip, her gün bir avuç Şam fıstığı tüketilmesini öneriyor.
Women’s Health dergisindeki bir habere göre; Penn State’te yapılan bir araştırmanın katılımcılarına, 4 hafta günde 43 gram, sonraki 4 hafta ise günde 85 gram Şam fıstığı yedirildi. Yapılan testlere göre; ilk 4 haftanın sonunda katılımcıların kötü kolesterolleri yüzde 9, sonraki 4 haftada ise yüzde 12 oranında düştü. Bu iki tip beslenme de, kalp hastalığı riskini artıran interlökin-1 oranını yüzde 15 azaltıyor. Sebebi; Şam fıstığının doymuş yağ açısından fakir, doymamış yağ açısından zengin olması. Çalışmayı yürüten ekip, her gün bir avuç Şam fıstığı tüketilmesini öneriyor.
Ayasofya Müzesi hakkında Kısa Bilgi Ayasofya hakkında bilgi Ayasofya müzesi tarihçesi
Ayasofya müzesinin tarihçesi:
Türklerin İstanbul’u fethetmesinden çok zaman önce Hıristiyanlığın yeni yayıldığı süreçte Bizans İmparatoru I. Konstantinos (324-337) ilk Ayasofya`yı yaptırmıştır. Fakat, bazilika planlı, ahşap çatılı bu yapı, bir ayaklanma sonunda yandığı gibi, bu eserden hiçbir kalıntı günümüze ulaşamamıştır.
Ayasofya`yı ikinci defa İmparator II. Theodosius tarafından yaptırılmış ve 415`te ibadete açmıştır. Bu yapı da bazilika planlı olup birincisi ile aynı akıbete uğramış ve 532`de çkan Nika ihtilali sırasında yanmıştır. Bu bina ile ilgili “mabede girişi gösteren basamaklar, sütunlar, başlıklar” gibi bazı kalıntılar 1936 yılında yapılan kazılarda bulunmuştur.
Daha sonraki İmparator 1. Justinianus (527-565) ise, çağın ünlü mimarlarından Miletos`lu İsidoros ve Tralles`li Anthemios`a öncekilerden daha da büyük bir kilise yapmaları talimatı vermiş ve bu muazam eserin günümüze ulaşmasını sağlamıştır. İmparator, bu muazzam esere Hazreti İsa’ya atfen “Kutsal Bilgelik” anlamına gelen Hagia Sophia (Ayasofya) adını vermiştir.
Ayasofya`da kullanılmak üzere, Anadolu`nun antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar İstanbul`a getirilmiştir. Yapımına 23 Aralık 532`de başlanan bu büyük eser, 27 Aralık 537`de tamamlanmıştır. Binanın Aralık 557 depreminden sonra zayıflayan kubbesi Mayıs 558’de çökünce farklılaştırılarak yeniden inşa edilmiştir. Anadolu, Mısır ve Yunan antik şehir kalıntılarından sütunlar, başlıklar, mermerler ve renkli taşlar Ayasofya’da kullanılmak üzere İstanbul’a getirilmiştir. Ayasofya, 916 yıl kilise olarak kullanıldıktan sonra 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u ele geçirmesiyle camiye dönüştürüldü, cumhuriyetin ilanından sonra 1935 yılında Atatürk’ün emriyle müze olarak kullanılmaya başlandı.
Bina ve Mimari Özellikler
Mozaikleriyle ünlü yapıyı 55.60 m. yüksekliğinde ve içten 30.80.-31.88 m. çapında 40 kaburgalı bir kubbe örtmektedir. Binanın ağırlığını 40’ı aşağıda, 67’si üst katta 107 sütun taşımaktadır. Mimari yönden incelendiğinde büyük bir orta mekân, iki yan mekân (nef), absis, iç ve dış nartekslerden meydana gelmiştir. İç mekân, 100 x 70 m. ölçüsünde olup, üzeri dört büyük ayağın taşıdığı 55 m. yüksekliğinde, 30.31 m. çapında kubbe ile örtülmüştür.
Ayasofya’nın mimarisinin yanı sıra mozaikleri de büyük önem taşımaktadır. En eski mozaikler iç narteks (Bizans kiliselerinde avluya verilen isim) ve yan neflerde altın yaldızlı geometrik ve bitkisel motifli olan mozaiklerdir. Figürlü mozaikler 9.-12. yüzyıllarda yapılmıştır. Bunlar İmparator kapısı üzerinde, absiste, çıkış kapısı üzerinde ve üst kat galeride görülmektedir. Üst galerideki, Meryem Ana’nın ve Vaftizci Yahya’nın da temsil edildiği büyük mozaikte İsa Peygamber’in yüzünün sağ ve sol yarıları birbirinden farklı olarak temsil edilmiştir. Bu özellik Leonardo da Vinci’nin ünlü eserinde de görülmekle birlikte, Ayasofya’daki bu mozaik 12.yy.’da yapılmış olduğundan Vinci’nin eserinden daha eskidir. Ayasofya’da, mevlut okuma balkonunun yanında, zeminde bulunan, çeşitli renklerde dairesel taşlar içeren, Yerin göbeği anlamındaki Omphalion (omphalos) adını taşıyan, kare biçimli alan, Bizanslılar’ca Dünya’nın merkezi olarak kabul edilmiş olduğundan Bizans imparatorlarının taç giyme törenlerine sahne olmuştur.
Ayasofya İstanbul’un fethi ile birlikte başlayan Türk döneminde çeşitli onarımlar görmüştür. Mihrap çevresi, Türk çini sanatı ve Türk yazı sanatının en güzel örneklerini içerir. Bunlardan kubbedeki ünlü Türk Hattatı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin Kuran’dan alınma bir suresi ile 7.50 m. çapındaki yuvarlak levhalar en ilgi çekici olanıdır. Bu tahta levhalarda, Allah, Muhammed, Ömer, Osman, Ali, Ebu Bekir, Hasan ve Hüseyin’in isimleri yazılıdır. Mihrabın yan duvarlarında ise Osmanlı padişahlarının yazıp buraya hediye ettiği levhalar vardır.
Sultan II. Selim, Sultan III. Mehmet, Sultan III. Murat ve şehzadelerin türbeleri, Sultan I. Mahmut’un şadırvanı, sıbyan mektebi, imareti, kütüphanesi, Sultan Abdülmecit’in hünkar mahfeli, muvakkithanesi, Ayasofya’daki Türk çağı örnekleri olup türbeler, iç donanımı, çinileri ve mimarisiyle klasik Osmanlı türbe geleneğinin en güzel örneklerini oluşturmaktadır.
Genel Bilgiler
Dünyanin 8.harikalarindan birisi sayilan Ayasofya, Sanat Tarihi ve mimarlik dünyasinin 1 numarali yapisi hüviyetindedir. Bu yasta ve bu ebatta zamanimiza gelebilmis ender eserlerdendir. Orijinal adi Hagia Sophia olan, Türklerin Ayasofya dedikleri yapi yanlis bir sekilde, Saint Sofia olarak bilinir. Kubbe insaati Roma mimarisi tarafindan gelistirilmistir, Bazilika plani da eski devirlerden beri tatbik edilmekte idi. Yuvarlak yapilarin üzerleri çok büyük ölçüde kubbe ile örtülebilmisti. Ayasofya bir 6yy. Bizans devri eseri olmakla beraber, ön misali olmayan, sonraki devirlerde de taklit edilmeyen Roma mimari gelenegine bagli bir “Deneme” dir. Ayasofya her devirde hazineler dolusu sarflar yapilarak ayakta tutulabilmistir. Türk’lerin sehri 1453 yilinda fethetmeleri, harap durumdaki Ayasofya’nin derhal camiye çevrilerek kurtarilmasina sebep olmustur. Türk mimari Koca Sinan’in 16.yy.da ekledigi payanda duvarlari, 19. yy. ortasinda Mimar Fossati kardeslerin ve 1930’dan itibaren yapilan diger restorasyonlar ve kubbenin demir kusak ile çevrilmesi önemli tamirlerdi. 2000 li yillarin restorasyonlari, mevcut madeni portatif iskele ile daha seri yapilabilecektir.
TELEFON : (0212) 528 45 00 ADRES : Sultanahmet Meydanı, Eminönü İstanbul ZİYARET SAATLERİ : Pazartesi dışında her gün 09.30-16.30 arasında GİRİŞ ÜCRETİ : 10 TL
Paskalya tatili ne zaman 2012 2012 Paskalya Ne Zaman Kutlanır Paskalya Ne Zaman Kutlanır 2012
Paskalya Ne Zaman 2012
Paskalya bayramı her yıl ilkbaharda ilk gündönümünden sonraki ilk dolunay sonrası ilk pazar günü kutlanır. Böylelikle Paskalya hiçbir zaman 22 Mart’tan önce veya 25 Nisan’dan sonraya rastlamaz.
2012 yılında Paskalya Bayramı 6 nisan günü kutlanacaktır.
2012 yılında paskalya tatili tarihi :06.04.2012 -09.04.2012
Çin Takvimi ile hesaplama yapabilmek için Hamile kaldığımız Yaş ile Hamile kaldığımız ayı kesiştirmek gerekir. Bilimsel açıklaması olmayan bir yöntem olmasına rağmen eski çağlardan beri kullanılmaktadır
Yaşa Göre Çin Takvimi Nasıl Hesaplanır
Çin takvimindeki prensip belirli yaştaki kadınların belirli aylarda cinsel birliktelik ile kaldıkları gebeliğin cinsiyetini belirlemek üzerine kurulmuştur.
Örneğin 24 yaşındaki bir kadın mayıs ayında gebe kalırsa bebek kız olacak, kasım ayında erkek olacaktır.
Bilimsel niteliği olmayan bir yöntemdir.
Ayrıca bazı kaynaklara göre çin takvimine göre yaş hesabı da farklı olmaktadır. Çin takvimine göre yaşınızı hesaplamak için bu
Çin takvimi ile yaş hesaplarken, yapmanın gereken teş şey miladi yaşınıza +1 ya da +2 eklemek. 1 ya da 2 eklemek için tek kuralımızı var. Doğum tarihinizin o seneki çin yılının başlama tarihinde önce olup olmaması.
Mart ve Sonraki Aylarda Doğanlar İçin Çin Takvimine Göre Yaş Hesabı
Doğum tarihi ocak ve şubat olmayanlar, hiç kafa yormasınlar. Mart ve sonraki aylarda doğanlar için normal miladi yaşlarına +1 eklemeleri yeterli.
Çin takvimi ile yaş hesaplarken, yapmanın gereken teş şey miladi yaşınıza +1 ya da +2 eklemek. 1 ya da 2 eklemek için tek kuralımızı var. Doğum tarihinizin o seneki çin yılının başlama tarihinde önce olup olmaması.
Mart ve Sonraki Aylarda Doğanlar İçin Çin Takvimine Göre Yaş Hesabı
Doğum tarihi ocak ve şubat olmayanlar, hiç kafa yormasınlar. Mart ve sonraki aylarda doğanlar için normal miladi yaşlarına +1 eklemeleri yeterli.
Ocak ve Şubat Aylarında Doğanlar İçin Çin Takvimine Göre Yaş Hesabı
Çin takvimine göre yaş hesaplarken, yaşı farklı çıkabilecek olan tek grup, ocak ve şubat ayında doğanlar. Ocak ve şubat ayında doğanlar, aşağıdaki yıllara göre çin takvimi başlangıç tarihlerine göz atsınlar. Doğduğunuz sene, o yılın çin takvimi başlangıç gününden önce doğmuş iseniz, miladi yaşınıza +2 ekleyeceksiniz. Çin takvimi başlangıç gününden sonra doğmuş iseniz, mart ve sonraki aylarda doğanlar gibi +1 ekleyeceksiniz.