Posts Tagged ‘sonunda’

Cuma Namazı Farz Ve Sünnetleri

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazı Farz Ve Sünnetleri Nelerdir,

Cuma Namazı’nın Farzları Ve Sünnetleri,

-İlk olarak cuma namazının başında dört rekat sünnet kılınır.. Buna, cumanın ilk sünneti, diyoruz ..

-Bundan sonra imam hutbeye çıkıp, gereken konuşmasını yapar sonra inerek mihraba geçer, Hep birlikte cumanın farzı kılıyoruz Buna da, cumanın iki rekat farzı diyoruz ..

-Bundan sonra ise dört rekat sünnet daha kılınır Buna da, cumanın son sünneti diyoruz..

-Başta dört rekat cumanın ilk sünneti, ortasında iki rekat cumanın farzı, sonunda da yine dört rekat cumanın son sünnetini kılıyor, cuma namazını Farz ve sünnetleriyle birlikte kılmış oluyoruz..

Benjamin Franklin Kimdir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Benjamin Franklin Kimdir Kısaca

Benjamin Franklin Hayatı

On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçısının onuncu oğlu olarak dünyaya geldi. On yaşında okulu bıraktı. 12 yaşındayken basımevi yöneten ve liberal bir gazete yayınlayan ağabeyi James’in yanına çırak olarak girdi. Basımcılık mesleğini öğrendi ve edebiyat çalışmalarına başladı. 1730’da Philadelphia’da bir basımevi ve gazete kurdu. Poor Richard’s Almanac’ı (Fakir Richard’ın Almanak’ı) yayınlamaya başladı. 1732-1757 yılları arasında yönetmenliğini yaptığı Almanac’da Richard Sounders imzasıyla yazılar yazdı. Siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp; kütüphane, hastane ve yangına karşı sigorta şirketi kurdu. Basımevlerini çoğalttı.

Franklin, 1736’da Philadelphia meclis sekreteri oldu ve siyasete atıldı. 1750’de Pensilvanya meclisine seçildi, arazi vergisine karşı olan büyük ailelerle mücadele etti. İngiliz Amerikası postalarının genel müdürlüğüne getirildi. Posta servisinde çeşitli düzenlemeler yaptı. Özellikle elektrik olaylarıyla ilgili araştırmalar yapan Franklin, elektrik yüklerindeki artı ve eksi uçlarını keşfetti ve elektrik yükünün korunumu ilkesini ortaya attı. Fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deneyi sonunda şimşeğin elektriksel bir olay olduğunu keşfetti[2]. Elektrikten etkilenmeleri sebebiyle kendisinin kurtulmasına rağmen iki yardımcısının öldüğü bu deneyden yola çıkarak paratoner’i keşfetti, güneş ışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını başlattı.

1757’de Kuzey Amerika Sömürgeler isyanının başlangıcında sömürgelerde yaşayanlar Franklin’i, şikayetlerini Londra’ya iletmekle; 1765’te de damga resmi kanununa karşı itirazları Lord Grenville’e bildirmekle görevlendirdi. 1772’de Massachusetts Valisi Hutchinson’un sömürge halkına karşı hakaretlerle dolu mektuplarını ele geçirerek yayınladı. Sömürge halkı karşısındaki itibarı arttı. Amerikan Kongresi’ne milletvekili seçildi. 1776’da Thomas Jefferson ve John Adams ile birlikte bağımsızlık bildirgesini hazırladı. Eylül 1776’da kongre, ekonomik ve askeri yardım istemek üzere aralarında Franklin’in de bulunduğu üç kişilik bir komisyonu Fransa’ya gönderdi. Franklin, Fransız dışişleri bakanı Charles Gravier ile görüşmelerinde çok başarılı oldu. 1775-1783 Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonunda İngiltere ile barış görüşmelerini sürdürmek üzere seçilen diplomatlardan birisi olarak İngiltere’ye gitti. İngiltere ile barış antlaşmasının imzalanmasından sonra 1785’te Amerika’ya döndü. 1787’de Philadelphia Anayasa Kurultayının çalışmalarına katıldı. Bir müddet sonra da öldü. Onun renkli yaşamı, bilimsel ve politik başarıları Amerika’nın en etkili Kurucu Babaları olarak, Franklin para ve onur gördü; savaş gemileri; birçok şehir, ilçe, eğitim kurumları, namesakes bir isim ve şirketler ve ölümünden sonra fazla iki yüzyıl, sayısız kültürel referanslara onun adı verildi.

Franklin, 17 Nisan 1790 tarihinde, 84 yaşında hayatını kaybetti. Onun cenazesine yaklaşık 20.000 kişi katıldı. Onun ölümü Benjamin Franklin of Dr. John Jones ve hesabından aktardığı kitapta açıklanmıştır:

Ne zaman ağrı ve nefes alma zorluğu tamamen başlasa ve Akciğerlerinde bir imposthume, aniden tüm umutlarını ve gururunu kaybetti ve önemli bir miktar o gücü vardı; ama solunum organları yavaş yavaş baskı gördü ve başarısız oldu. 17 Nisan, 1790 tarihinde gece usulca, seksen dört yıl ve üç aylık uzun ve faydalı ömrü bitti.

kaynak:wikipedia

Benjamin Franklin Biyografisi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Benjamin Franklin Kimdir

Benjamin Franklin Hayatı

Benjamin Franklin (1706-1790) Amerikalı yayımcı, yazar, kaşif, bilim adamı ve diplomat. 17 Ocak 1706′da Boston’da doğdu. 17 Nisan 1790′da Philadelphia’da öldü. On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçısının onuncu oğluydu.

On yaşında okulu bıraktı. 12 yaşındayken basımevi yöneten ve liberal bir gazete yayınlayan ağabeyi William’ın yanına çırak olarak,girdi. Basımcılık mesleğini öğrendi ve edebiyat çalışmalarına başladı. 1730′da Philadelphia’da bir basım evi ve gazete kurdu. Poor Richard’s Almanac’ı (Fakir Richard’ın Almanak’ı) yayınlamaya başladı:1732-1757 yılları arasında yönetmenliğini yaptığı Amanac’da Richard Sounders imzasıyla yazılar yazdı. Siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp, kütüphane,hastane ve yangına karşı sigorta şirketi kurdu. Basımevlerini çoğalttı.

Franklin 1736′da Philadelphia meclis sekreteri oldu ve siyasete atıldı. 1750′de Pennsylvania meclisine seçildi, arazi vergisine karşı olan büyük ailelerle mücadele etti. İngiliz Amerikası postalarının genel müdürlüğüne getirildi. Posta servisinde çeşitli düzenlemeler yaptı.Özellikle elektrik olaylarıyla ilgili araştırmalar yapan Franklin, elektrik yüklerindeki artı ve eksi uçlarını keşfetti ve elektriğin korunumu ilkesini ortaya attı. Fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deneyi sonunda şimşeğin elektriksel! Olay olduğunu keşfetti. Elektrikten etkilenmeleri sebebiyle kendisinin kurtulmasına rağmen iki yardımcısının öldüğü bu deneyden yola çıkarak paratoner’i keşfetti, gunes isiginden daha fazla yararlanmak icin saat uygulamasini baslattı.

1757′de Kuzey Amerika Sömürgeler isyanının başlangıcında sömürgelerde yaşayanlar Franklin’i, şikayetlerini Londra’ya iletmekle; 1765′te de damga resmi kanununa karşı itirazları Lord Grenville’e bildirmekle görevlendirdi. 1772′de Massachusetts Valisi Hutchinson’un sömürge halkına karşı hakaretlerle dolu mektuplarını ele geçirerek yayınladı. Sömürge halkı karşısındaki itibarı arttı. Amerikan Kongresine milletvekili seçildi. 1776′da Thomas Jefferson ve John Adams ile birlikte bağımsızlık bildirgesini hazırladı. Eylül 1776′da kongre, ekonomik ve askeri yardım istemek üzere aralarında Franklin’in de bulunduğu üç kişilik bir komisyonu Fransa’ya gönderdi. Franklin, Fransız dışişleri bakanı Charles Gravier ile görüşmelerinde çok başarılı oldu. 1775-1783 Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonunda İngiltere ile barış görüşmelerini sürdürmek üzere seçilen diplomatlardan birisi olarak İngiltere’ye gitti. İngiltere ile barış antlaşmasının imzalanmasından sonra 1785′te Amerika’ya döndü. 1787′de Philadelphia Anayasa Kurultayının çalışmalarına katıldı. Bir müddet sonra da öldü.

alıntı

Konfiçyusten aşk öğütleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012


1- Tedavi edilemez derecede romantik olun.

2- Birlikte kitap okuyun, elele tutuşun ve birlikte düzenli yürüyüşlere çıkın.

3- Gülümsemeler bulaşıcıdır. Ona da bulaştırın.

4- Güvenilir bir sırdaş olun ve onu hiç kimseye şikayet etmeyin.

5- Onun en sevdiği çiçeği, rengi, müziği, şiiri ve yazarı bilin.

6- Ona, beklemediği hoş sürprizler yapın. Hiçbir neden yokken de kart ya da küçük aşk notları yollayın.

7- Birbiriniz için özel ve gizli takma adlar bulun.

8- Aşk, birlikte saçmalamaktır. Arada bir, birlikte sonuna kadar saçmalayın.

9- Kimin haklı olduğunu tartışmayın, neyin doğru olduğuna karar verin. Her tartışma sonunda barış anlaşmasını bir öpücükle imzalayın.

10- Sevdiğinizi yalnızca onun duyabileceği biçimde eleştirin. Övgünüzü ise bütün dünyaya duyurun.

11- Bedeninize iyi bakın. Daima sağlıklı ve dinç olmayı hem kendinize hem de ona borç bilin.

12- Bir kucaklaşmadan ilk ayrılan siz olmayın.

13- Eş seçmek kitap seçmeye benzer, iyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir. İceriği sağlam olmadıkça sonunu getirmek zordur.

14- Aşk için evlenin. Hem eşinizin hem de kendinizin en iyi arkadaşı olun.

–Muhsin Yazıcıoğlu–

Cuma, Haziran 22nd, 2012

–Muhsin Yazıcıoğlu–

Gülün içinde hilal, hilal içinde güldün,
Kadrini bilemedik, yaşıyorken sen Reis.

Yansımadı meclise, yansımadı bir türlü,
Gönüllerde barajı aşıyorken sen Reis.

Peygamber çiçekleri, Alperenler yetişti,
Türk İslam sancağını, taşıyorken sen Reis.

Senki millet uğruna, feda ettin kendini.
Canlar nasılda yandı, üşüyorken sen Reis.

Büyük birlik hayalin, gerçekleşti sonunda,
Kalplere cemre gibi, düşüyorken sen Reis.

Milyonların duası, aminleri seninle,
Sonsuzluğun rabbine, Ulaşıyorken Reis.

Coşkun ARSLAN

Alaturka

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çık benim şair tabiatım, çık orta yere
Fakir güzelinden söyle
Hasret ateşinden çal
Çal, söyle benim derdimi sevdalı sesinle.

Hep bilinen şarkılar gibi olsun
Hani, dil-i biçareden
Sun da içsin yar elinden
Yani bilinen şarkılardan olsun.
Yeni sözler arama nafile
Derdim yeni olsa anlarım
Gel, hazırından söyle bu akşam
Üzme yetişir, üzme firakınla harabım.

Sonunda ah çekeriz derinden
Kim anlayacak sahiden olduğunu
Sen söyle yalnız
Zülfündedir baht-ı siyahım bestesini
Dede’den.

Melih Cevdet Anday

Ömer Hayyam şiirleri…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ömer Hayyam genelde kısa şiirler yazdığı için Bir kaç şiiri birden aldım

AŞk…
Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
Perde ardında sen ben dedikodusu var amma…
Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben

Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
Dünya esen yel üstüne kuruldu..
Varlığımız iki yokluk arasındadır
Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin

Medresede söz vardır tekkede de hal
Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir

Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
Yarını düşünmen beyhude bir heves
Bir çok kişiden arda kalanlar
Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin…

ÖMER HAYYAM

Cennet Cehennem…
Sevgiyle yoğurulmamışsa yüreğin,
Tekkede manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdinmi bu dünyada,
Cennetin, Cehennemin üstündesin.

ÖMER HAYYAM

Ey Kör..
Ey kör!Bu yer, bu gök, bu yıldızlar,boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!

ÖMER HAYYAM

Niceleri Geldi..
Niceleri geldi neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenlerde hep senin gibiydiler
Bu dünya kimseye kalmaz bilesin
Er geç kuyusunu kazar herkesin
Tut ki , Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak sen değil misin ?

ÖMER HAYYAM

Kul Olup Bir Güzele…
Kul olup bir güzele gönülden
Geçtik her bağdan , her tövbeden
Herkes koyu müslüman döner
Biz putperest döndük kabeden

ÖMER HAYYAM

Yürek…
Bir yürek ki yanmaz yürek denir mi ona
Sevmek haram yüreğinde ateş olmayana
Bir günü sevgisiz geçirdinse yazık
En boş geçen günün o gündür inan bana

ÖMER HAYYAM

Çanakkale zaferi şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

çanakkale zaferi ile ilgili şiirler
çanakkale zaferi şiirleri, çanakkale zaferi şiir

18 Mart Çanakkale Zaferi Şiirleri

Çanakkale Kahramanları

Malım, mülküm
Eşim, dostum
Yarim demediniz
Hiç tereddütsüz
Gidip can verdiniz
Elimde bardağım
Çayımı rahat içebiliyorsam
Çünkü siz orda öldünüz
Daha onbeşinde, onaltısında
Kurşunlara yürüdünüz
Helal edin hakkınızı
Yapabildiğim tek şey bugün
Bir Elhamla, iki damla gözyaşı
Ruhunuz şadolsun
Çanakkale Kahramanları

Ayşe Adlım

18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

Ali Osman Yılmaz

Bir Yolcuya

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil ONAN

Bir kadını ağlatmak

Cuma, Haziran 22nd, 2012


Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe!

İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra.

Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte.

Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli… Ve kadın ağlar; hem de çok!

Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır. O yaranın hiç kapanmayacağını, kapansa bile izinin kalacağını bilir kadın; o yüzden ağlar. Ama bilir misiniz, ağlamak kadınları olgunlaştırır. Her damla, daha çok kadın yapar kadınları. Her damla bir derstir çünkü.

Bazen kadınlar ağladığında çoğu insan, ağlama niye ağlıyorsun ki, değmez onun için derler. Bilmediklerindendir böyle demeleri. Çünkü yürekleri acıyan kadınlar ağlamazlarsa, ölürler.

İçlerindeki zehirdir onları öldüren! Ağlayarak o zehirden kurtulur kadınlar, o irini temizlerler yaralarındaki! Çünkü bilirler, o irin temizlenmezse iltihaba dönüşür yaraları.

Dönüşmemesi lazımdır oysa. O yüzden de bolca ağlarlar.

Zaman geçer sonra. Kadınlar kendilerine sarılmayı öğrenirler. Umarım öğrenirler, yoksa ruhlar sapkın yollara çarpar kendini. Sapan ruhların doğru yolu bulması da yeni acılar demektir. Bunu bilir kadınlar, o yüzden eninde sonunda öğrenirler kendilerine sarılmayı…

Çok ağlayan kadınlar, bir çok şeyden vazgeçen kadınlardır aslında. Her damla olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden.
Güçlü, yenilmez, mağrur ve aşka inanmayan…

İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar.
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki! Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar.

Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman! Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların. E.. o zaman niye sarılsınlar ki!

Niye sarılalım ki!

Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.

Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.

Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.

Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!

Aziz Nesin

Etkileyici Çanakkale Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çanakkale Zaferi Şiirleri
En Güzel çanakkale Şiirleri
Çanakkale Şiiri Mehmet Akif Ersoy
Çanakkale şiiri dur yolcu

Bir Yolcuya
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil ONAN

Çanakkale Destanı
Bir destan yazılmıştı, Çanakkale isminde,
Bin dokuz yüz on beşin, Mart’ın on sekizinde.
O bir destan değildi, masal sayılır destan,
Ölüm kalım savaşı, kurtuluştu kaostan.
Bu savaş milletimin, varlık yokluk savaşı,
Savaşan Mehmetçiğin, koltuğundaydı başı.
Üşüştü başımıza, dünyanın yabanisi,
Her birisi sanki de, cehennem zebanisi.
Mahşeri aratmıştı, o günde Çanakkale,
Kurdular her cephede, etten, yürekten kale.
Haçlı haçın altında, hedef almış hilali
Geldiyse de top yekun, yaşadı izmihlali.
Bir mühür basılmıştı, dünyanın tarihine
Kim ki şehit düşmezse, küserdi talihine.
Düğüne gider gibi, gittiler şahadete,
Koştular seve seve, en büyük ibadete.
Vatan uğrunda canlar, fedadır birer birer
Şehittir o yiğitler, ölmezler diridirler,
Cephedeydi neferi, duadaydı hastalar,
Kimi yetmiş den fazla, kimi çocuk yaştalar.
Semadan yağmur gibi, yağıyorken kurşunlar,
Sevindiler giderken, Allah’a kavuşanlar.
Nerde mal mülk sevdası, canlarından geçtiler
Kurşun kurşun, şehadet şerbetini içtiler.
Ne Yâr var akıllarda, nede çocuk hayali,
Hedef tek, canı verip, yüceltmekti hilali.
Birkaç gazisi kalan, tek savaştır cihanda,
Kanatlanıp uçtular, cennete hep bir anda.
Toprak kan kustu o gün, denizler demir yuttu,
Şehitleri O Nebi, kucağında uyuttu.
Ne gerek mezar taşı, ne gerek ona mezar
Bugün tarih onları, altın harflerle yazar.
Namazsız ve Kur’an sız, düşse de bir yanına,
Kefensiz, kanlı yelek, şahittir imanına.
Bir damla şehit kanı, bütün dünyaya değer,
Bir toprak parçasıdır, vatan değilse eğer.
Kurtarıp boğazları, şehadete erdiler,
Dünyaya yiğitliğin, bir dersini verdiler.
Gafiller ucuz sandı,oysa paha biçilmez
Sonunda anladılar, Çanakkale geçilmez.
Vatana göz dikenler, azdırdıkça azdılar,
Aslanlar savunmanın, destanını yazdılar.
Okusun bütün dünya, oturup ezberlesin,
Artık ininden çıkıp,yurduma göz dikmesin
Bu vatanın evladı, kurbandır toprağına,
Çakallar rüzgar olsa, değemez yaprağına.
Bir Hilal ki bağrında, yaşatır bu milleti,
Binlerce güneş feda, yaşasın Türk Devleti.

Kasım KAPLAN

Çanakkale Geçilmez
Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen
Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren
Vatan toprağı için can ile serden geçen
Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken

Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını
Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını
Komayacağız yerde şehitlerin kanını
Korku bilmez bu millet artıracak şanını

Mehmedoğlu Seyyid’in mermiyi kaldırışı
Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı
Anlayacak kafirler bucağı ve karışı
Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı

Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!
Anzak, Hindu, İngiliz… Hepsi harab ve bitab
Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab
Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab

Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir
Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir
Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir
‘Çanakkale Geçilmez’ bu da açık gerçektir

Samet Mehmet Bora

Çanakkalede otuzbin şehit

Çanakkalede otuzbin şehit,
Hepsi bir birbirinden yiğit,
Bundan sonrasını tarihler yazar,
Çanakkale de analar ağlar.

Derdim derdim garip halim,
Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım,
Ne analar ne bacılar,
Çanakkalede zaferler yatar.

Düşman pusu atmış çanakkale yollarına,
Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara,
Yol vermesen küserim yara,
Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.

Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne,
Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde,
Mekanınız cennet olsun ebediyetde,
Çanakkalede şehitler yatar diz dize.

Haydar Turan

Yaktı Canımı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yaktı Canımı

Firkatin ağlattı, gülemedimki,
Vefasız olduğun bilemedimki ,
Bir türlü yadımdan silemedimki,
Ördüğün duvarlar yaktı canımı.

İkimizde şimdi yapa yalnızız,
Ne yazıkki yarım kaldı şarkımız,
Bitkisel hayata geçti aşkımız.
Vurduğun şamarlar yaktı canımı.

Muzdaribim bilki senin yüzünden,
Yoruldum acıdan, gamdan, hüzünden,
Ne olduda öyle, döndün sözünden,
Verdiğin kararlar yaktı canımı.

Yaşantımı zehir ettin sonunda,
Aşkını sevgini sattın sonunda,
Altına imzanı attın sonunda,
Kurduğun pazarlar yaktı canımı.

Coşkun Arslan

Çanakkale Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çanakkale ile ilgili Şiirleri
Çanakkale Şiirleri

-18 Mart ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
18 mart bugün burada yazıldı çanakkale destanı
çanakkale kurtuldu biz kurtulduk sadece biz değil halk kurtuldu
askerler öldü
mezarlar çoğaldı
çanakkale büyüdü türkiye büyüdü
şehitlerimiz bakıyor bize yukarıdan biz olmalıydık şimdi halkı kurtarmaya
daha çok çalışmalı dünyayı kurtarmalı
çocukları okutmalı
bebeklere bakmalı
diyor bize yukarıdan
biz türk milleti bu dünyada yaşamalı.

-Bir Yolcuya
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN

-ÇANAKKALE
1915’de kurtuldu çanakkale
atatürk gitti kurtuldu çanakkale
bu güzel yurdu kurtardı çanakkale
istiklali kazandı çanakkale

bir değil bin şehit var burada
bağımsızlığı bekleyen bin şehit
çanakkaleyi kurtardı
yunanlılara düşman oldu
bu güzel çanakkale

çanakkale korkmadı
bayrağına sarıldı
bu vatanı kurtardı
teşekkürler çanakkale

-Çanakkale Destanı
Yıl 1915
18’indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale’nin suyu,
Geçilmez bu boğaz…
Geçilmez bu boğaz…
Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.
Er meydanında bulunmaz dengimiz…
Sen misin Mustafa Kemal’im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.
Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.
Bu mermi denizlere gömecek Elizabet’i Buvet’i…
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.
Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor…
Türk’üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..
Fahri ERSAVAŞ

-Çanakkale Geçilmez
Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen
Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren
Vatan toprağı için can ile serden geçen
Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken

Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını
Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını
Komayacağız yerde şehitlerin kanını
Korku bilmez bu millet artıracak şanını

Mehmedoğlu Seyyid’in mermiyi kaldırışı
Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı
Anlayacak kafirler bucağı ve karışı
Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı

Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!
Anzak, Hindu, İngiliz… Hepsi harab ve bitab
Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab
Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab

Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir
Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir
Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir
‘Çanakkale Geçilmez’ bu da açık gerçektir
Samet Mehmet Bora

Kadınlarda Regl Gecikmesi Nedenleri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Kadınlarda adet Gecikmesi Nedenleri
Kadınlarda Regl Gecikmesi sebepleri

Kadınlarda Adet Gecikmesinin Nedenleri

*Öncelikle hipotalamus adı verilen beyin bölgesinden hipofiz bezine bir uyaran gitmeli ve burada FSH ve LH adı verilen iki hormonun uygun seviye ve oranlarda üretilmesi ve kana geçmesi gerekmektedir.
*Bu iki hormon, olgunlaşmaya elverişli yumurta hücreleri içeren yumurtalık dokusunda folikül gelişimini uyarmalı ve yumurtlama gerçekleşmelidir.
*Folikül adı verilen yapı içinde üretilen östrojen ve progesteron hormonları rahim iç tabakasında sağlıklı bir kalınlaşmaya neden olmuş olmalıdır.
*Yumurtlama gerçekleştikten sonra gebelik oluşmamış olmalı ve yumurtlama oluştuktan sonra yaklaşık 14 gün ömrü olan Sarı Cisim (“Corpus Luteum”) bu süre sonunda progesteron hormonu salgısını durdurmalıdır.
*Adet döngüsünün bitimine denk gelen bu dönemde progesteron hormonu salgısının aniden düşmesi neticesinde rahim iç tabakasında gerçekleşen “dökülme” ve bununla beraber oluşan kanama rahim iç tabakasından rahim ağzına, buradan vajinaya, vajinadan da dış ortama akacak yol bulabilmelidir.

Konfiçyusten aşk öğütleri

Çarşamba, Haziran 20th, 2012

Konfiçyusten aşk öğütleri

Tugbam sitesinde en güzel Konfiçyusten aşk öğütleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Konfiçyusten aşk öğütleri

1- Tedavi edilemez derecede romantik olun.

2- Birlikte kitap okuyun, elele tutuşun ve birlikte düzenli yürüyüşlere çıkın.

3- Gülümsemeler bulaşıcıdır. Ona da bulaştırın.

4- Güvenilir bir sırdaş olun ve onu hiç kimseye şikayet etmeyin.

5- Onun en sevdiği çiçeği, rengi, müziği, şiiri ve yazarı bilin.

6- Ona, beklemediği hoş sürprizler yapın. Hiçbir neden yokken de kart ya da küçük aşk notları yollayın.

7- Birbiriniz için özel ve gizli takma adlar bulun.

8- Aşk, birlikte saçmalamaktır. Arada bir, birlikte sonuna kadar saçmalayın.

9- Kimin haklı olduğunu tartışmayın, neyin doğru olduğuna karar verin. Her tartışma sonunda barış anlaşmasını bir öpücükle imzalayın.

10- Sevdiğinizi yalnızca onun duyabileceği biçimde eleştirin. Övgünüzü ise bütün dünyaya duyurun.

11- Bedeninize iyi bakın. Daima sağlıklı ve dinç olmayı hem kendinize hem de ona borç bilin.

12- Bir kucaklaşmadan ilk ayrılan siz olmayın.

13- Eş seçmek kitap seçmeye benzer, iyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir. İceriği sağlam olmadıkça sonunu getirmek zordur.

14- Aşk için evlenin. Hem eşinizin hem de kendinizin en iyi arkadaşı olun.

Alışkanlık İle İlgili Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Alışkanlık İle İlgili Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Alışkanlık İle İlgili Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Alışkanlık İle İlgili Sözler
Alışkanlık İle İlgili Sözler
Alışkanlık İle Alakalı Sözler

Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedi.
Amos Parrish

İlk gördüğümüz zaman korktuğumuz nice şeyler vardır ki, zamanla alışır, hiç aldırmaz oluruz.
Aisopos

Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez.
Balzac

Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.
Benjamin Disraeli

Mademki alışkanlıklar, hayatımızın en ileri gelen hakimleridir, öyle ise ne yapıp yapıp iyi birini edinmeye çalışmalıyız.
Bacon

Alışkanlık, bir halata benzer Her gün bir lifi örer ve sonunda, onu koparamayacak kadar güçlü yaparız.
Horace Mann

İnsan alışkanlıklarının çocuğudur.
İbni Haldun

Alışkanlık insanın ikinci huyudur.
Montaigne

Alışkanlıklar, bırakılmazlarsa, zamanla ihtiyaç haline gelirler.
St Augustine

Tilki, derisinden vazgeçer de, alışkanlıklarından vazgeçmez.
Suetonius

Alışkanlıktan daha büyük bir şey yoktur.
Ovidius

alıntı

Efkarlı Mesajlar

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Efkarlı Mesajlar

Tugbam sitesinde en güzel Efkarlı Mesajlar sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Efkarlı Mesajlar
Efkarlı mesajlar kısa
Efkarlı sözler facebook

Ne zaman Sordun Derdimi Neler Çektiğimi? Efkarlı Sevdam Deli Sevdam Hayata Tutunmaya Çalışıyorum Bir Yandan, Bırakma beni Deli Sevdam..

Efkarlıyım Kalbim Dertler içinde Seninle unutmak isterdim bunları Sen yoksun yanımda Ağlıyorum yanlızca bekliyorum Seni bebeğim Efkarlığım yalnızlığa.

Yoluma Dizildi Anılarım Nereye Baksam Senin Adın var, Geçirdiğimiz Güzel Anılarım Hatıtlarım üzülürüm Efkarlanırım…

Dizlerimin üstüne çöktüm yalvarıyorum ALLAHıma Alsın bu Canımı Bu Efkar Fazla Bana Dayanamıyorum çıkmıyorsun Aklımdan..

Yıprandım bittim kalmadı yaşamak için dermanım, gözlerine bakıp ağladım ama beni hiç anlamadın..

Bu sözlerim sevenden sevmeyene gelsin! ben Seni Severken gecenin Karanlığında Ağlarken Sen Sıcacık Duygularınla Benden Habersizce Yaşamayı Sevdin Sana olan Sevgimi hep görmemezlikten geLdin!

Sonunda Ayrıldık beni Dertler içinde Bıraktın, istediğin oldu sonunda beni efkarlarımla başbaşa bırakıp dertlerimle ağlamaya mahkum ettin tebrik ediyorum seni..

Seni sevdiğim Kadar öLümü Sevmedim, Senden önce bir öLümü Severdim Şimdi öLümü Daha çok Sevmeye Başladım Senden Sonra!

Artık Savaşacak gücük Kalmadı Dertli içim efkarlı kalbim, Artık yaşama Hevesim kalmadı Sana Bu Sözlerim Sana Sevgiden Anlamayan Zalim insana..

Çok zalimsin çok, beni bıraktın dertlerimle elimde şimdi koskoca bir boş kalp ve yarınları olmayan hayaller.

Çok düşündüm seni silmeyi, çok düşündüm efkarlı gecelerimde senin adını silmeyi ama olmuyor gülüm bu kalp senin için atıyor olmuyor.

Sen Olmayınca Yanımda Neler düşünüyorum bilmiyorum, Sen yokken yanımda hayat Dar geliyor Bana daralıyorum.

Sana Hayatımı Adadım Sana gençliğimi düşünmeden verdim Ama Sen beni Sadece kullandın Zamanımı Bitirdin..

Hayata karşı Duramıyorum Artık Dik Başım eğildi düşünme yeteneğim kalmadı hayat beni bir kçşeye attı, Adımada Aşk Acısı Yazdı..

Uzak kaldım senden uzak, yaklaşamıyorum yanına heryer tuzak kalbine inanmıyorum artık yalan gözlerine bakamıyorum eskisi gibi herşeyin bir tuzak olmuş hayat benim için oyun olmuş sayende bunuda öğrendim..

Sevdiğim Sendin Kime Gidebilirdim? Bir Senin için Bu hayatta Kendimden Geçerim Ya şimdi? Beni Dertlerimle Bir Odaya Mahkum Ettin bi haber yaşıyorum hayatı Sessiz ve Sensiz…

Kimseye Güvenip Yola Çıkmayacaksın Sonun benim gibi Ağlatıcı Ve acındırıcı olur, kimseye gönül bağlamayacaksın hayatın benimki gibi zehir olur…

Bitiyor benim için bu gece hayat son kez gözlerine bakıp ağlamak isterdim sevdiğim..

Çıldırcakmış gibiyim içimde yığınla dert kalbimde sana karşı bir nefret efkarlıyım bu gece beni benden aldı felek…

Umut ile ilgili Sözler Umut Sözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Umut ile ilgili Sözler Umut Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Umut ile ilgili Sözler Umut Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Umut ile ilgili Sözler Umut Sözleri

* Umut insanı uyandıran bir rüyadır. Aristoteles

* Az kork, çok umut et; az ye, çok çiğne; az homurdan, çok nefes al; az konuş, çok anlat; az nefret et, çok sev ve en güzel şeyler seninle olsun. İskandinav atasözleri

* Umut fakirin ekmeğidir. Türk atasözleri

* Acılı bir hayatla hayatsızlık arasında bir seçim yapmamı söyleseler, hiç duraksamadan acılı hayatı seçerim. İnsanlar hayatın ne kadar kötü olduğunu söylerse söylesinler, ben umudumu asla kaybetmedim. Henüz nasıl umut kaybedileceğini öğrenmedim. William Faulkner

* Umut, uyanık adamın rüyasıdır. Aristoteles

* Umut sadece eziyetin süresini artırır. Friedrich Nietzsche

* Beraberinde getirdikleri umutlar ve korkularla akın akın gelen arzulara teslim olduğumuz sürece… kalıcı mutluluğa ya da huzura hiçbir zaman kavuşamayız. Arthur Schopenhauer

* insanların çoğu hayatlarının sonunda geriye dönüp baktıklarında molalarda yaşadıklarını görürler. Takdir etmeden ve zevk almadan geçip giden şeyin aslında hayatları olduğunu gördüklerinde şaşırırlar. Ve böylece umutlarla kandırılan insan ölümün kollarına koşar. Arthur Schopenhauer

* Gözlerin yaşları olmasa ruhun gökkuşağı olmazdı.Anonim

Ayrılık Sözleri

Cumartesi, Haziran 16th, 2012

Ayrılıklar Sarsada Yüreğimi Seviyorum Seni ihanetinin Bedeli Bende Bıraktı Sevgiyi!

Ayrılıklar Sırdaşım oldu Dertlerim Yoldaşım Oldu Senin Gibi insafsız Nasıl benim Sevgilim oldu…

Ayrılıklar Zor Gelsede hayatıma Seni Seviyorum bunu Unutma…

Ayrıldık işte mutlu Ol Sevgilim ben yine Sensiz yaşamaya Sen Yine Bensiz Mutlu Olmaya Devam et…

Şarkılar Anlattı yalnızlığımı Yine Ayrılık Saati geldi Buldu yalnızlığımı Bu yalnızlık Bitmez Bende Ayrılıklar Sürer Gider benimle…

Yol uzundur Ayrılık Olur Sevgi Büyüktür Kavgalar Olur, her kavganın Sonu Olurmu Ayrılık? her Yolun Sonunda Olurmu yalnızlık?

Bir Gün Seni Sensiz Yaşayacağım Biliyorum Bu Aşkın Devri Azaldı Görüyorum Ayrılıkmı Dersin bu Sence Yoksa Dargınlıkmı, Kandırma Beni Artık Al git Ayrılığını…

benim Aşkımla Büyüyen Sevgi Şimdi Senin kaçışlarınla bezdiriyor Zamanımı Ayrılık Olucaksa Bu Aşkın Sonu Durma Sende Git bekleme Ayrılık lafını…

içtiğim Alkoller oldu derdime derman kaçışı yok biliyorum geldi Ayrılık Zamanı Görüyorum yeniden başlamaz bu Aşk Gidiyorum…

Sözüm yok Söyleyecek Hecelerim kelimelerimle Savaşıyor Sonunda Biticek Seninle yaşadığım Bir Hikayeydi Bitti Ayrılık geliyor gibi Yine tek kaldım Sevgilim Lütfen Bırakma Beni…

Ne güzel Sözler Söylerdik Birbirimize Zamansız geldi Ayrılık Rüzgarı Sevgimizin üstüne Alışamadım Sensizliğe Bırakma Aşkım Tut ellerimi…

Aramıza Giren Zaman Vurdu Bizi Zaman Zaman Sensiz Olmak Bu Dünyada Sanki bir Yalan Ayrılıyoruz Sevgilim gerçek Olan Şimdi Bu An….

Yılları Bitirdik ömrümüzde Zamanı geçirdik Sevgimizle Nerden Çıktı Bu Ayrılık yine Olmadı Güzelim Hayallerimle Bırakma Beni…

gecelerim oldu arkadaşım boş ve beni düşünme arkadaşım yalnızlık kaderim biliyorum Ayrılıklar benim sevgim artık görüyorum…

Ayrılık Olucağını Bilerek Sevdim Seni Gurbete Gittim Gideli Duyamadım Sesini özledim Seni Sevgilim bu Ayrılık çok Yıprattı beni…

Yollar Gider Ama Bitmez Sevgi Doğar Ama görünme Aşk Hissedilir Ama Geçmez Ayrılık gelir Gider kimse biLmez…

Snei bekliyorum Ayrıldığımız yerde, Gözlerimin önünde Her Anın kelime Kelime Bitti Artık gidiyorum Dedin ya sen ilişkimizi değil beni bitirdinde gittin…

Ben Sensiz Zamanlarıma yanarken Sen belki bensiz geçen Zaman ve Günlerine Sevineceksin Ama Şunu Unutmaki Sende 1 Gün Seviceksin ozaman Kendinde beni Görüceksin…

Sevgilim ; Seni tanımadan Önce Yalnızlığı, Seni tanıdıktan Sonra Yaşamayı, Sensiz Kalınca Değersiz bir hiç OLmayı Öğrendim…