Avedis Hacınlıyan, Bilim adamı. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi. Çeşitli bilim ve teknoloji dergilerinde makaleleri yayımlandı. “15 Temmuz 1983 tarihinde Paris’in Orly Havaalanı’nda ASALA örgütü tarafından THY’ye karşı yapılan bombalı saldırının sanıklarının 19 Şubat 1985 tarihinde başlayan ve tarihe ‘Orly duruşması’ diye geçen duruşmalarda da, Ermeni asıllı Türk vatandaşı olan Doç.Dr. Avedis Haçınlıyan ‘Moral tanık olarak Türkiye lehine tanıklık yaptı ve Türkiye Ermeni cemaatinin içinde bulunduğu hayat şartlarındaki rahatlığı anlattı.
kaynak: Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000
Charles Darwin 12 Şubat 1809 tarihinde Shrewsbury’de, Robert Darwin ve Susannah Darwin’in altı çocuğundan beşincisi olarak doğdu. Baba tarafından Erasmus Darwin’in , anne tarafından da Josiah Wedgwoods’un torunuydu. Her iki aile de üniteryan inanışı tercih etmişlerdi ancak Darwin agnostik denilen bilinmezci bir düşünce yapısına sahipti.
15 Haziran 1817 annesini kaybetti. Bir sene sonra Shrewsbury okulunda eğitim görmeye başladı.
Darwin 1825 yılının yazını, Shropshire’ın fakir insanlarını tedavi etmeye çalışan babasına asistanlık yaparak geçirdi. Sonbaharda İskoçya’daki Edinburg Üniversitesi’nde eğitim görmeye başladı. Amelyatları acımasız bulmasından dolayı tıp okuluna bir türlü ısınamadı. Okulda çalışan ve azledilmiş bir köle olan John Edmonstone’ dan hayvan doldurma sanatını öğrendi. Edmonstone Darwin’e, Güney Amerika Yağmur Ormanları ile ilgili ilgi çekici hikayeler anlattı. Daha sonra bu süreçteki deneyimlerinden, “İnsan Türeyişi ve Cinsiyete Mahsus Seçme” kitabında, siyahların ve Avrupa’lıların farklı dış görünüşlere sahip olmalarına rağmen, yakın ilişkili olduklarını söyleyerek yararlandı.
1822 yılında kardeşiyle birlikte bir kimya laboratuarı kurdu. Bu laboratuar sayesinde Darwin, bilimsel deneylerin prensiplerini öğrendi.
Okuldaki ikinci senesinde doğa tarihiyle ilgilenen bir topluluğa katıldı. Burada Jean-Babtiste Larnarck’ın evrim teorisini öğrendi ve öğretmeni Robert Edmund Grant’le beraber deniz canlılarını inceledi. Bu araştırmalar sırasında Darwin, “homoloji” yi, yani birbirnden tamamen farklı türlerin aynı temel yapıya sahip organlarının bulunduğunu keşfetti. Darwin ayrıca Robert Jameson’dan bitkilerin sınıflandırılmasıyla ilgili dersler aldı ve Avrupa’nın en büyük müzelerinden biri olan Edinburgh Kraliyet Müzesi’nin bitki koleksiyonunun düzenlenmesinde öğretmenine yardımcı oldu.
1827 yılında babası Darwin’i tıp okulundan alarak, teoloji eğitimi alması için Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Christ’s College’a kaydettirdi. Darwin burada tıp okulundan daha başarılı olsa da, biniciliği ve atıcılığı derslerine tercih etti. Bu dönemde kuzeni William Darwin Fox ile beraber böcek toplamaya başladı.
1828 yılında botanik profesörü John Stevens Henslow ile tanıştı ve yakın arakadaş oldu. 1831 yılında Henslow’dan aldığı dersler sayesinde okulundan başarıyla mezun oldu. 21 Şubat 1829 tarihinde ünlü böcekbilimci Frederick Hope ile tanıştı. Böcekler hakkında konuştukları uzun günler geçirdiler. Hope, Darwin’e koleksiyonu için yüzden fazla tür verdi.
İkametle ilgili mecburiyetlerden dolayı Darwin Haziran ayına kadar Cambridge’de kaldı. Öğretmeni Henslow’un tavsiye ve örneklerini takibeden Darwin, din eğitimi konusunda aceleci davranmamaya karar verdi.
1831 yılında Henslow, Darwin’i İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri Gemisi olan HMS Beagle’ın kaptanı Robert FitzRoy ile tanıştırdı. Gemi, Aralık 1831’de iki senelik bir Güney Amerika yolculuğuna çıkacaktı ve kaptan FitzRoy, kendisiyle birlikte gelecek iyi bir doğabilimci istiyordu. Henslow’un tavsiyesiyle Darwin gemiye kabul edildi.
6 Ocak 1832 tarihinde gemi, Tenerife Adası’ndaki Santa Cruz limanına ulaştı. Ancak İngiltere’deki kolera salgını yüzünden gemi mürettebatının karaya ayak basmasına izin verilmedi. 12 gün boyunca gemide, karantina altında tutuldular.
Darwin’in iki yıl sürmesi planlanan yolculuğu beş yıl sürdü. Bu yolculuk sırasında birçok canlı türü, jeolojik oluşum ve fosil keşfetti, bunlardan örnekler topladı. Bu bilgileri ve örnekleri zaman zaman Cambridge’e yolladı ve bu sayede kendisi orada olmamasına rağmen ünü doğabilimciler arasında yayıldı. Seyahatiyle ilgili ailesine yazdığı yazılar daha sonra “The Voyage of The Beagle” adıyla yayınlandı.
Darwin’in bu yolculuğu onu epey zorladı. Yolculuk boyunca deniz tutması ve ateşli hastalıklarla mücadele etti. 1834 Temmuz aynında, And Dağları’ndan Valparaiso’ya dönerken yakalandığı hastalık yüzünden, bir aya yakın zaman yataktan çıkamadı.
Kaptan FitzRoy’un Darwin’e yolculuğun başında verdiği, Charles Lylell’ın “Principles of Geology” (Jeolojinin Prensipleri ) kitabında, jeolojik oluşumların bugünkü hallerine çok uzun ve yavaş bir süreçten sonra geldiği yazmaktaydı. Darwin, yolculuğu boyunca yaptığı keşiflerde, bu bilgilerin doğruluğunu anladı. Şili’de yaptığı gözlemler sonucu, depremler ve volkanik faliyetlerle, birzamanlar deniz olan kıyının yükseldiğini fark etti. Darwin, And Dağları’nın yamaçlarında da, kumlu sahillerde yetişen ağaçların ve bitkilerin fosillerini buldu.
2 Ekim 1836’ da HMS Beagle dört yıl, dokuz ay ve beş günlük yolculuğun ardından İngiltere’ye ulaştı. 4 Ekim 1836’da Darwin yeniden evindeydi. 1836 kışını türlerle ilgili topladığı büyük koleksiyonunu düzenleyerek geçirdi.
4 Ocak 1837 Darwin için çok önemli bir gündü. Bu tarihte Darwin, Londra’daki “Royal Geological Society” önündeki ilk konuşmasını yaptı. Bütün önemli jeoloji uzmanlarının yer aldığı bu toplantı, Darwin’in kendini kanıtlaması için çok büyük bir fırsat oldu. Konuşmasının konusu, Güney Amerika’nın tarihsel jeolojik oluşumuydu. Gemiyle yaptığı seyahat sırasında elde ettiği bilgileri bu toplantıda katılımcılarla paylaştı. Bu konuşma toplantıya katılan bütün bilim adamlarından büyük ilgi gördü.
6 Mart 1837’de Darwin, kardeşiyle beraber Londra’ya taşındı. Birkaç hafta boyunca kardeşi Darwin’i Londra’daki önemli bilim adamlarıyla tanıştırdı. Bunlardan biri de ilk hesap makinesinin mucidi olan Charles Babbage’dı. Babbage Darwin’ i doğadaki her olayın belli kurallara dayandığı fikriyle tanıştırdı. Bu fikir Darwin’i türlerin geçirdikleri değişimlerle ilgili doğa kanunlarını öğrenmeye yöneltti. Bu sırada, Darwin’in Galapagos Adaları’ndan getirdiği kuşları inceleyen ornitolog John Gould, bu kuşların, Darwin’in düşündüğü gibi ispinoz ya da çalıkuşu olmadığını, hepsinin ispinozun farklı türleri olduğunu anladı. Darwin’in Beagle yolculuğu sayesinde keşfettiği hayvan fosilleri arasında, tembel hayvan benzeri memeliler, hipopotam benzeri otobur bir memeli ve armadillo benzeri zırhlı bir memeli de vardı. Darwin bu hayvanların düşündüğü gib anatomik olarak Afrika hayvanlarına değil, Güney Amerika hayvanlarına benzediğini anladı. Darwin’in bu çalışmaları sırasında Edinburgh Üniversitesi’nden hocası olan Robert Edmund ve Dr. James Gully gibi bir grup bilim adamı, toplum tarafından sapkınlık ve dinsizlikle suçlanmalarına rağmen, türlerin birbirine dönüşebileceği fikri üzerinde çalışmaya başladılar.
Darwin 1837 yılının yaz aylarını türlerin değişim geçirmeleri üzerinde düşünerek geçirdi. Anakıtalarda bulunan bazı bitki ve hayvan türlerine, okyanusun uzak yerlerinde nasıl rastladığını anlamay çalıştı. Bu sürecin tamamını kardeşiyle türlerin dönüşümü üzerine yeni fikirler üreterek geçirdi.
1837 Eylül ayında, stres ve aşırı çalışma temposu yüzünden kalbiyle ilgili sorunlar yaşamaya başladı. Kısa bir süre için çalışmalarına ara verdi ve Shrewsbury’e gitti. Burada geçirdiği zamanının çoğunu kuzeni Emma Wedgewood’a ayırdı.
Şubat 1838’ de, H.M.S Beagle gemisinde yazmaya başladığı günlüklerinin ilk cildini yayınladı. Aynı ay içinde Entomoloji Topluluğu’nun başkan yardımcısı oldu. 28 Mart 1838’de Londra Hayvanat Bahçesi’ne getirilen yeni bir canlı çok ilgisini çekti. Bu, Jenny adı verilen bir orangutandı, saatlerini Janny’i izleyerek ve küçük bir çocukla olan duygusal davranış benzerliklerini inceleyerek geçirdi.
1838’in yaz aylarında, Darwin evliliği düşünmeye başladı, ama onun için evlilik yapacağı çalışmalar için büyük bir zaman kaybı olacaktı, diğer taraftan ona bakacak ve sohbet edebileceği biri fikri cazip geliyordu. Kuzeni Emma’ya olan ilgisinden babasına bahsetti, babasından onay aldı. 29 Ocak 1839’da evlendi.
1838 Haziran’ında Darwin’in sağlık problemleri arttı. Kalbi ve midesi daha sık ve ağır rahatsızlıklar geçiriyordu. Bunun üzerine İskoçya’ya tatile gitmeye karar verdi. Burada ünlü “Paralel Yollar” üzerinde çalıştı.
27 Aralık 1839 tarihinde ilk çocukları olan William Erasmus Darwin dünyaya geldi.2 Mart 1841 tarihinde ikinci çocukları Anne Elizabeth Darwin dünyaya geldi.
1940 yılının büyük bir kısmını hastalıkları yüzünden yatakta geçirdi. Bu süreç içinde çok az çalışabildi.
Mayıs 1842’de, araştırma serilerinden “The Structure and Distribution of Coral Reefs” yayınlandı. Aynı yıl darwin türlerin değişimi ve doğal seleksiyon ile ilgili yazılar yazdı. Bu yazılarında Darwin, doğa kanunlarının oluşumunu dinle temellendirdi.
23 Eylül 1842 tarihinde, Mary Eleanor Darwin doğdu ancak 18 Ekim’de öldü. 25 Eylül 1843 tarihinde Henrietta Darwin dünyaya geldi. Aynı yıl Beagle yolculuğunu anlatan serisini tamamladı. Bu seri; “Fosiller”, “Memeliler”, “Kuşlar”, “Balıklar” ve “Sürüngenler” olarak beş bölüme ayrılıyordu.
1844 sonbaharında, “Geological Observations on South America” yı yazmaya başladı. Bu kitap And Dağları’nın oluşumuyla ilgili incelemelerini anlatıyordu. Eylül 1846’da kitabı tamamladı.
9 Temmuz 1845 tarihinde diğer oğlu George Darwin, 8 Temmuz 1847’de Elizabeth Darwin, 16 Ağustos 1848’de Francis Darwin dünyaya geldi.
13 Kasım 1848’de, babası Dr. Robert Darwin öldü. Darwin bu sırada geçirdiği ağır hastalık yüzünden babasının cenazesine katılamadı. Gördüğü tedavilerden sonra toparlandı ve araştırmalarına geri döndü. Ocak 1850’de sekizinci çocukları olan Leonard Darwin doğdu.
Darwin türlerin bukadar geniş bir coğrafyaya nasıl yayıldığını merakediyordu. Bu konuyla ilgili yaptığı deneylerde, bir bitki tohumunu bir aya yakın bir süre suda bırakıp, daha sonra toprağa diktiğinde filizlendiği sonucuyla karşılaştı. Bu sonuca göre türler buşekilde çok uzak bölgelere gidebilirdi.
13 Mayıs 1851’de Horace Darwin ve 6 Aralık 1856’da son olarak Charles Waring Darwin doğdu. Charles Waring 1858’de öldü.
1853’te deniz kabukluluarıyla ilgili yaptığı araştırmalarıyla, İngiliz “Royal Society” tarafından madalya ile onurlandırıldı. Bu tarihe kadar jeolog olarak bilinen Darwin, bundan sonra biyolog olarak anılmaya başlandı. Bu çalışmalarında Darwin, deniz kabuklularının değişen şartlara göre küçük değişimler geçirebileceğini gözlemledi.
22 Kasım 1859 tarihinde “Origin of Species” (Türlerin Kökenleri) yayınlandı. Büyük bölümü piyasaya çıktığı ilk gün satıldı. Bu büyük başarısının ardından Darwin, ikinci baskının hazırlıklarını yapmaya başladı. 1860 yılında Thomas Huxley isimli bir gazeteci, “Darwinizm” kelimesini ilk defa kullandığı bir yazı yazdı. 1867 yılında Darwin’in evrim teorisi Avrupa’da yayılmaya başladı.
Mart 1871’de “Descent of Man” yayınlandı. Bu kitabı da “Origin of Species” gibi büyük ilgi gördü. 1875 Temmuzunda da “Insectivorous Plants” yayınlandı.
1880 yılının başından itibaren rahatsızlıkları giderek artan Darwin, geçirdiği kalp krizi sonucu, 19 Nisan 1882’ de Londra’da hayatını kaybetti.
Charles Robert Darwin yaşamı boyunca bilime büyük katkılarda bulunmuştur. Evrim teorisiyle özdeşleştirilmesine rağmen, birbiriyle ilişkili birçok farklı bilim dalının gelişmesine ve temellerinin atılmasına önayak olmuştur. Oluşturduğu evrim teorisi bugün, paleontoloji, genetik ve embriyoloji gibi bilimler tarafından geliştirilmektedir.
Cahit Sıtkı Tarancı 2 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır’da dünyaya geldi. Tarancı’nın babası Bekir Sıtkı, annesi Arife Hanım’dır. İlk öğrenimini Diyarbakır’da tamamlayan cahit Sıtkı Tarancı, orta öğrenimi için İstanbul Kadıköy Fransız Saint Joseph Lisesi’ne gönderildi ve burada dört yıl eğitim aldıktan sonra 1931 yılında Galatasaray Lisesi’ne gitti.
Fransızcayı çok iyi öğrendi ve Baudelaire, Rimbaud, Mallarme’yi özümsedi. 1931-1935 yılları arasında Mülkiye Mektebi’nde ve Yüksek Ticaret Okulu’nda okudu. 1938-1940 yılları arasında Paris’te Sciences Politiques’te yüksek öğrenimini tamamladı. 1946′da CHP Şiir Ödülü’nde birincilik aldı. Anadolu Ajansı ve Çevirme Bakanlığı’nda tercüman olarak çalıştı. 1953 yılında, genç yaşta ağır bir hastalığa yakalandı. 1956 yılında tedavi için Avrupa’ya götürüldü. Ama iyileşemeyen Cahit Sıtkı Tarancı 13 Ekim 1956 tarihinde hayatını kaybetti.
On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçısının onuncu oğlu olarak dünyaya geldi. On yaşında okulu bıraktı. 12 yaşındayken basımevi yöneten ve liberal bir gazete yayınlayan ağabeyi James’in yanına çırak olarak girdi. Basımcılık mesleğini öğrendi ve edebiyat çalışmalarına başladı. 1730’da Philadelphia’da bir basımevi ve gazete kurdu. Poor Richard’s Almanac’ı (Fakir Richard’ın Almanak’ı) yayınlamaya başladı. 1732-1757 yılları arasında yönetmenliğini yaptığı Almanac’da Richard Sounders imzasıyla yazılar yazdı. Siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp; kütüphane, hastane ve yangına karşı sigorta şirketi kurdu. Basımevlerini çoğalttı.
Franklin, 1736’da Philadelphia meclis sekreteri oldu ve siyasete atıldı. 1750’de Pensilvanya meclisine seçildi, arazi vergisine karşı olan büyük ailelerle mücadele etti. İngiliz Amerikası postalarının genel müdürlüğüne getirildi. Posta servisinde çeşitli düzenlemeler yaptı. Özellikle elektrik olaylarıyla ilgili araştırmalar yapan Franklin, elektrik yüklerindeki artı ve eksi uçlarını keşfetti ve elektrik yükünün korunumu ilkesini ortaya attı. Fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deneyi sonunda şimşeğin elektriksel bir olay olduğunu keşfetti[2]. Elektrikten etkilenmeleri sebebiyle kendisinin kurtulmasına rağmen iki yardımcısının öldüğü bu deneyden yola çıkarak paratoner’i keşfetti, güneş ışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını başlattı.
1757’de Kuzey Amerika Sömürgeler isyanının başlangıcında sömürgelerde yaşayanlar Franklin’i, şikayetlerini Londra’ya iletmekle; 1765’te de damga resmi kanununa karşı itirazları Lord Grenville’e bildirmekle görevlendirdi. 1772’de Massachusetts Valisi Hutchinson’un sömürge halkına karşı hakaretlerle dolu mektuplarını ele geçirerek yayınladı. Sömürge halkı karşısındaki itibarı arttı. Amerikan Kongresi’ne milletvekili seçildi. 1776’da Thomas Jefferson ve John Adams ile birlikte bağımsızlık bildirgesini hazırladı. Eylül 1776’da kongre, ekonomik ve askeri yardım istemek üzere aralarında Franklin’in de bulunduğu üç kişilik bir komisyonu Fransa’ya gönderdi. Franklin, Fransız dışişleri bakanı Charles Gravier ile görüşmelerinde çok başarılı oldu. 1775-1783 Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonunda İngiltere ile barış görüşmelerini sürdürmek üzere seçilen diplomatlardan birisi olarak İngiltere’ye gitti. İngiltere ile barış antlaşmasının imzalanmasından sonra 1785’te Amerika’ya döndü. 1787’de Philadelphia Anayasa Kurultayının çalışmalarına katıldı. Bir müddet sonra da öldü. Onun renkli yaşamı, bilimsel ve politik başarıları Amerika’nın en etkili Kurucu Babaları olarak, Franklin para ve onur gördü; savaş gemileri; birçok şehir, ilçe, eğitim kurumları, namesakes bir isim ve şirketler ve ölümünden sonra fazla iki yüzyıl, sayısız kültürel referanslara onun adı verildi.
Franklin, 17 Nisan 1790 tarihinde, 84 yaşında hayatını kaybetti. Onun cenazesine yaklaşık 20.000 kişi katıldı. Onun ölümü Benjamin Franklin of Dr. John Jones ve hesabından aktardığı kitapta açıklanmıştır:
Ne zaman ağrı ve nefes alma zorluğu tamamen başlasa ve Akciğerlerinde bir imposthume, aniden tüm umutlarını ve gururunu kaybetti ve önemli bir miktar o gücü vardı; ama solunum organları yavaş yavaş baskı gördü ve başarısız oldu. 17 Nisan, 1790 tarihinde gece usulca, seksen dört yıl ve üç aylık uzun ve faydalı ömrü bitti.
Benjamin Franklin 17 Ocak 1706, Boston’da doğdu ABD’li yayımcı, yazar, mucit, felsefeci, bilim adamı, siyasetçi ve diplomat.
Benjamin Franklin On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçısının onuncu oğlu olarak dünyaya geldi. On yaşında okulu bıraktı. 12 yaşındayken basımevi yöneten ve liberal bir gazete yayınlayan ağabeyi James’in yanına çırak olarak girdi. Basımcılık mesleğini öğrendi ve edebiyat çalışmalarına başladı.
Benjamin Franklin 1730’da Philadelphia’da bir basımevi ve gazete kurdu. Poor Richard’s Almanac’ı (Fakir Richard’ın Almanak’ı) yayınlamaya başladı. 1732-1757 yılları arasında yönetmenliğini yaptığı Almanac’da Richard Sounders imzasıyla yazılar yazdı.
Benjamin Franklin Siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp; kütüphane, hastane ve yangına karşı sigorta şirketi kurdu. Basımevlerini çoğalttı.
Benjamin Franklin Franklin, 1736’da Philadelphia meclis sekreteri oldu ve siyasete atıldı. 1750’de Pensilvanya meclisine seçildi, arazi vergisine karşı olan büyük ailelerle mücadele etti. İngiliz Amerikası postalarının genel müdürlüğüne getirildi. Posta servisinde çeşitli düzenlemeler yaptı.
Fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deneyi sonunda şimşeğin elektriksel bir olay olduğunu keşfetti. Elektrikten etkilenmeleri sebebiyle kendisinin kurtulmasına rağmen iki yardımcısının öldüğü bu deneyden yola çıkarak paratoner’i keşfetti, güneş ışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını başlattı.
Benjamin Franklin 17 Nisan 1790 tarihinde, 84 yaşında hayatını kaybetti. Onun cenazesine yaklaşık 20.000 kişi katıldı. Onun ölümü Benjamin Franklin of Dr. John Jones ve hesabından aktardığı kitapta açıklanmıştır:
Benjamin Franklin Ne zaman ağrı ve nefes alma zorluğu tamamen başlasa ve Akciğerlerinde bir imposthume, aniden tüm umutlarını ve gururunu kaybetti ve önemli bir miktar o gücü vardı ama solunum organları yavaş yavaş baskı gördü ve başarısız oldu. 17 Nisan, 1790 tarihinde gece usulca, seksen dört yıl ve üç aylık uzun ve faydalı ömrü bitti.
1914 yılında doğdu. Deniz Harp Okulu mezunudur. 1933 yılında Deniz Asteğmeni olarak katıldığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda çeşitli kademelerde görev yapmış, 1960 yılında Tuğamiralliğe yükselmiştir. Aynı yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı’na vekalet etmiş, 1961 yılında Boğazlar ve Marmara Deniz Kolordu Komutan Vekilliği’ne atanmıştır.
1964 yılında Koramiral rütbesiyle Donanma Komutanı olmuş, 1966 yılında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı görevine atanmış, 1 Ekim 1966 tarihinde Koramiral rütbesiyle ve kendi isteği ile emekliye ayrılmıştır. 28.02.1974 tarihinde MİT Müsteşarlığı görevine getirilmiş, 26.09.1974 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir.
Blaise Pascal 19 Haziran 1623 tarihinde Clermont-Ferrand, Fransa’da dünyaya gelmiştir. Pascal kendini küçük yaşlarda göstermiştir. 12 yaşındayken daireler ve eşkenar üçgenler çizmeye başlayarak, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu kendi kendine bulmuştur. Vergi mahkemesi başkanı olan babasının vergi hesapları için çok zaman harcadığını gören Pascal, 1642-44 arasında, dişli çarklarla çalışan ve toplama çıkarma işlemleri yapabilen bir hesap makinesi geliştirdi. Önemli geometri ve fizik kitapları yazdı. Pascal, akışkanlarla ilgili çalışmaları sonucunda Pascal yasası olarak bilinen önemli bir ilkeyi ortaya koydu. 1643′te İtalyan Evangelis ta Torricelli, yeryüzündeki her şeyin üzerinde bir hava basıncı olduğunu gösteren ve bu basıncı ölçen barometreyi bulmuştu. Pascal deniz düzeyinden yükseğe çıkıldıkça hava basıncının azalması gerektiğini düşündü ve 1648′de gerçekleştirdiği deneyle bunu kanıtladı.
Pascal üçgeni, binom açılımındaki katsayıları bulmaya yarar. Pascal’ın bu üçgeni, olasılıklar kuramında da ustalıkla kullanılır. Bu üçgen, biyolojideki uygulamalar, matematik, istatistik ve pek çok modern fizik konularında uygulama alanı bulunur.
25 yaşında iken kendisini felsefi ve dini düşüncelere adamıştır. Dine çok inanan biri idi. Sağlığı çok bozuk olduğundan dolayı 19 Ağustos 1662 tarihinde Paris, Fransa’da hayatını kaybetti.
Juan Gris 23 Mart 1887 tarihinde İspanya Madrid’de doğdu. Juan Gris Gerçek adı José Victoriano González-Pérez’dir. İspanyol ressam ve heykeltraş olan Juan Gris hayatının büyük bir bölümünü Fransa’da geçirmiştir ve eserleri Kübizm çizgisindedir
Juan Gris Madrid’de Zanaat ve Sanayi okulunda öğrenim gören Gris 1906‘da Paris‘te Assiet te Au Beurre ve Chavari dergilerinde desenler yayımladı. 1911 yılını Braque, Picasso, Manolo ile birlikte Ceret‘de geçirdi. Paris Art Modern müzesinde eserleri vardır. Max Jacob, Raymond Radiguet, Armand Salacrou‘nun çeşitli eserlerine litografi veya ofort resimler yaptı. 1924‘te Diaghilev yönetimindeki rus balesinin Çoban Kızının Baştan Çıkışı, Güvercin, eksik kalmış bir eğitim adlı eserlerinin dekorlarını ve kostümlerini hazırladı.
Juan Gris 11 Mayıs 1927 tarihinde Sur Seine’de hayatını kaybetti.
Keith Haring 4 Mayıs 1958 tarihinde dünyaya geldi 16 Şubat 1990 tarihinde hayata gözlerini kapatmış grafik sanatçısıdır.
Keith Haring 1988 yılında yakalandığı AIDS hastalığına karşı verdiği mücadeleyi kaybederek 16 Şubat 1990 yılında hayata veda etmiştir.
Keith Haring’in kariyer hayatı, New York alt geçitlerine tebeşir ile çizdiği grafikler ile başladı. Yaptığı çizimler Tseng Kwong Chi adlı fotoğrafçı sayesinde ün kazandı ve bu zaman zarfında The Radiant Baby emekleyen bebek simgesi onun sembolü haline geldi. Onun çizimleri hayata dair önemli mesajlar vermekteydi. 1980 yılında New York’daki Club 57′de eserlerini sergilemeye başladı.
Keith Haring 1981 yılında kara kağıt üzerine ilk kabataslak tebeşir çizimlerini yapmış oldu. 1981 1982 yılları arasında ilk özel sergisini Tony Shafrazi sanat galerisinde yaptı. Bu arada Kenny Scharf, Madonna, Futura 2000 ve Jean-Michel Basquiat gibi ünlülerle arkadaş oldu.
Keith Haring 1984 yılında Avusturalya‘yı ziyaret etti ve kendine özgü sanatıyla Melbourne‘de duvar resimleri yapmaya başladı. Keith Haring 1985 yılında çeşitli ülke ve şehirlerde eserleri sergilenmeye başladı. Keith Haring’in sanatı Absolut votka ve Swatch saatleri reklamları için ilham kaynağı olmuştur.
Deniz Gezmiş 27 Şubat 1947 tarihinde Ankara’da doğdu. Liseyi İstanbul’da okuyan Deniz Gezmiş İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu. 1968′de Devrimci Hukuklular Örgütü’nü kurdu.
Amerikan 6.Filosu’nu protesto eylemlerine katıldı ve İstanbul Üniversitesi’nin işgaline öncülük etti. Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü’nü tertipleyen Deniz Gezmiş 1969 yılında Filistin’e gitti, gerilla eğitimi gördü. THKO örgütünü kuran Deniz Gezmiş bu örgütün ilk eylemi olan İşbankası Ankara Emek Şubesi soygununa katıldı. Yine Ankara’daki Balgat Amerikan Üssü’nden dört Amerikalı’nın kaçırılması eylemine katıldı.Deniz Gezmiş Sivas Gemerek’te çatışmada yakalandı. Ardından Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde Ankara Merkez Kapalı Cezaevinde idam edildi.
Facebook, insanların arkadaşlarıyla iletişim kurmasını ve bilgi alış verişini amaçlayan bir sosyal web sitesidir. 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 sınıfı öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu. Daha sonra Boston civarındaki okulları da içine kapsayan facebook, iki ay içerisindeki Ivy Ligi okullarının tamamını kapsadı. İlk sene içerisinde de; Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm okullar facebook’da mevcuttu. Üyeler önceleri sadece mevzu bahis okulun e-mail adresiyle (.edu, .ac.uk vs.) üye olabiliyordu. Daha sonrasında da ağ içine liseler ve bazı büyük şirketlerde katıldı. 11 Eylül 2006 tarihinde ise facebook tüm e-mail adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açıldı. Kullanıcılar diledikleri ağlara; liseleri, çalışma yerleri ya da yaşadığı yerler itibarıyla katılım gösterebilmektedirler.
2007 Temmuz ayı itibarıyla de; 34 milyon kullanıcısıyla Dünya’nın en büyük Üniversite tabanlı kullanıcılarına sahip oldu.
Alexa istatistiklerine göre facebook 20 Ekim 2007 itibarıyla; Dünya’nın en fazla ziyaret edilen 7’inci sitesidir. Bunun yanı sıra; Kanada, Güney Afrika ve Norveç’in en fazla ziyaret edilen sitesi; İngiltere ve İsveç’in 2. en fazla ziyaret edilen sitesi, Mısır ve Panama’nın 3., Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Türkiye’nin de 5. en fazla ziyaret edilen sitesidir.
Facebook ismini “paper facebooks”‘dan alır. Bu form A.B.D. üniversitelerinde okulların öğrencilerine, öğretmenlere ve çalışanlara doldurduğu onları tanıtan bir formdur.
Kayseri Etnografya Müzesi kayseri Etnoğrafya Müzesi ve Güpgüpoğlu Konağı
Etnografya Müzesi Kayseri
1969 yılında Arkeolojik eserlerin Gültepe Mahallesindeki yeni yapılan binaya taşınmasından sonra, Hunat Hatun Medresesi’nin, restorasyon çalışmaları tamamlanıp 06 Mart 1983 tarihinde Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Daha sonra Bakanlık emirleri gereğince medrese boşaltılarak Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne teslim edilmiştir.
Güpgüpoğlu Konağı’nın doğusunda yer alan ve binaya sonradan ilave edilen selamlık bölümüne, etnografik eserler taşınmış, teşhir ve tanzim işlemleri tamamlandıktan sonra 18 Mayıs 1998 tarihinde Etnografya Müzesi ziyarete açılmıştır.
Müze, binanın ikinci katındadır ve taş basamaklı ahşap korkuluklu bir merdiven ile çıkılmaktadır. Odalar, orta hol çevresinde düzenlenmiştir. Holün kuzeyinde yarı açık bir köşk vardır.
Holün doğusundaki büyük odada cam, çini, ahşap ve madeni eserler, ikinci odaya giriş koridorunda, ateşli, kesici ve delici silahlar ile erkek kıyafetleri, ikinci küçük odada ise kadın süs eşyaları ile kadın kıyafetleri sergilenmektedir.
Holün güneyinde girişte yer alan büyük odada, İslam devletlerine ait sikkeler kronolojik bir sıra halinde, diğer küçük odada ise el yazma Kuran-ı Kerimler, yazı takımları ve icazetnameler yer almaktadır. Holün batısındaki büyük oda da bakır ev eşyaları, halı ve kilimler sergilenmektedir.
Yarı açık köşkte Türkmen Çadırı, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait küpler, bahçede ise İslami mezar taşları ve taş tezyinat parçaları teşhir edilerek ziyarete sunulmuştur.
Güpgüpoğlu Konağı ve Etnoğrafya Müzesi’nde toplam 1121 adet eser sergilenmektedir.
Kocaeli Etnografya Müzesi Etnografya Müzesi İzmit, Kocaeli – İzmit Etnografya Müzesi hakkında bilgi
İzmit (Kocaeli) Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
1774 yılında İzmit’te inşa edilmiş olan Müze-ev niteliğini taşıyan konakta baş oda, yemek odası, gelin odası gibi düzenlemelerin yanı sıra, bölgenin kültürünü yansıtan etnografik nitelikte eserler sergilenmektedir.
Konak, 29.09.1987 tarihinde Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmıştır. Kocaeli Etnografya Müzesi Adres: Veli Ahmet Mah. Kocaeli EtnografyaMüze Tel : (+90-262) 324 25 38 Ziyaret Saatleri : 08.30-16.30 Ziyarete açık günler : Pazartesi hariç; hergün
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Geçmişi 1857’lere dayanan kadınlar gününüzü Forumdaş Net ailesi olarak kutluyoruz.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya başlandı.
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler’in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York’ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır. Kaynak: Wikipedia
Şehitler Günü Hakkında yazı Şehitler Günü ne zaman
18 Mart günü, 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümüdür. Bugün, 2002 yılından itibaren, “Şehitler Günü” olarak kabul edilmiştir.
Yıl 1915. Tarih boyunca birçok savaşlara alan olan Çanakkale Boğazı, en çetin savaşını veriyor, Türk kahramanlığına en büyük destanını yazdırıyordu. Türkler Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya ve Avusturya-Macaristan imparatorlukları yanındaydı. Düşman devletler İngiltere, Fransa ve Rusya’ydı.
Ondokuz Şubat günü boğazdaki kaleleri topa tutarak Seddülbahir ve Kumkale’ye asker çıkardılar. Onsekiz Mart sabahı onaltı savaş gemisi ile boğaza girdiler. Kıyıları korku veren bir top ateşine tuttular. Çanakkale şehri ateşler içindeydi. Türk kaleleri susmuştu. Düşman artık bu kıyılarda canlı hiç kimsenin kalmadığına inanmıştı. Onun için gemilerini boğazdan içeriye sürdüler ve Nusret mayın gemisinin bir gece önce gizlice döktüğü mayınlara çarptılar ve battılar. Kıyılarda sustuğu sanılan Tük topçusu da Ulu Önder Mustafa Kemal önderliğinde top ateşine başlamıştı. Düşman büyük bir şaşkınlığa uğramıştı. Hepsini korku sarmıştı. Geri kalanlar da savaşı bırakmak zorunda kaldılar. 18 Mart, böylece Çanakkale’de Türk’e zafer günü oldu. Düşman kuvvetleri savaşı kazanacaklarından o kadar emindiler ki daha savaşın başında “Boğaz geçildikten sonra izlenecek olan siyaset” konusunda raporları ve planları bile hazırlanmışlardı. Çanakkale Savaşları’nda mehmetçik çelik siperlerin yerine göğsünü germiş, merminin bittiği yerde sürgüsünü, onun olmadığı yerde de yumruğunu kullanmıştır. Çanakkale Zaferi Türk Milletinin tarihinde kazandığı ve uğursuz talihini değiştirdiği birkaç zaferden biridir. Öyle bir zafer ki, iç ve dış düşmanların Türklüğü yok etmek için üzerine çullandığı bir devirde kazanılmıştır. Türk’ün “hasta adam” olmadığını bütün dünyaya göstermiştir. Çanakkale Savaşları’nda vatanımızın herbir köşesinden gelen yüzbinlerce Mehmetçik şehit olmuştur. Cesur, vatansever Mehmetçik Çanakkale’de son sözü söylemiştir;
Çanakkale geçilmez !
“Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir.
Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebeleri’ni kazandıran bu yüksek ruhtur.”
M. Kemal ATATÜRK
Kutsal vatan topraklarını canları pahasına koruyarak şehitlik onuruna erişen aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.