Posts Tagged ‘TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’

Komisyon Ahmet İsvan’ı dinledi.

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Komisyon üyelerinin sorularını yanıtlayan İsvan, 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim olayına ilişkin bilgi verdi. İsvan, Taksim’deki organizasyonla ilgili vilayetten belediyeye gelen resmi yazıda, ”Olaylar çıkabilir hazırlıklı olun” ifadesinin bulunduğunu söyledi.

Taksim’de ateş seslerinin duyulmasının ardından halkın panik içinde kaçışmaya başladığını anlatan İsvan, polis panzerlerinin ise kaçan kişilerin üzerlerine sürüldüğünü söyledi. Özellikle kendisinin de bulunduğu şeref tribününe doğru ateş edildiğini ifade eden İsvan, mermilerin üzerlerinden geçtiğini, bu nedenle ateş edenlerin amacının öldürmek değil, panik yaratmak olduğunu düşündüğünü kaydetti.

Ahmet İsvan, işin asıl üzücü tarafının 36 kişinin yaşamını yitirdiği böyle bir olayın ardından ne dönemin Emniyet Müdürü’ne ne de olay yerindeki polislere tek bir soru bile sorulmaması olduğuna işaret etti. İsvan, bu nedenle oradaki olayların planlı bir şekilde organize edildiğinin düşünülebileceğini belirtti.

12 Eylül döneminde yaşadıklarını da anlatan İsvan, DİSK davası kapsamında, savcının önüne bile çıkmadan tutuklandığını söyledi. İsvan, işkence görüp görmediği sorusu üzerine şunları anlattı:

”Beş gün boyunca, gözlerim kapalı bir şekilde, soğuk bir odada, demir bir sandalyenin üzerinde oturtuldum. Yalnızca yemek ve tuvalet ihtiyacı için sandalyeden kaldırıldım. Uyutulmuyordum. İşkence görenlerin çığlıklarını duyuyordum. Sorgucu kişi bana, ‘Partinin baskısıyla belediyede komünist örgüt oluşturduğunu söyle seni hemen bırakalım’ diyordu. Ben bunu yapmadım. Bunun üzerine, ‘Gerekirse yengeyi de buraya getiririz’ diyorlardı. Adaletin, darbecilerin eline geçmesi kadar kötü bir şey olamaz. İşkence, insanı insanlığından çıkarabilir. İşkenceyi artırmaları halinde ne kadar dayanabileceğimi bilmiyordum. Tek onurlu kurtuluşun intihar olduğunu düşünüyordum. Aklımdan çok geçirdim. ‘Nöbetçi askerin silahını alıp kendimi vurabilir miyim acaba?’ diye plan yapıyordum. Ancak ‘Bu şekilde ölürsem beni seven insanlar arkamdan ne der?’ diye de düşünüyordum. Bu arada bizi idamdan kurtaran aslında Avrupa’nın baskısıydı.”

Kardeşinin İzmir’de silahla dizinden vurulduğunu dile getiren İsvan, yapılan ameliyat sonucu dizinden plastik mermi çıktığını söyledi. İsvan, polisin bu mermiyi alabilmek için kardeşine baskı yaptığını anlatarak, ”Kardeşim mermiyi vermeyince, mali polis gönderdiler. Çünkü kardeşim tüccardı ve mali polis baskısı nedeniyle mermiyi vermek zorunda kaldı” dedi. Daha sonra, bu silahtan Türkiye’de yalnızca iki tane bulunduğunu, bunun birinin de İzmir’deki bir poliste olduğunun ortaya çıktığını anlatan İsvan, ancak olayın kapatıldığını söyledi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in de konuyu bildiğini, ancak buna rağmen ateş eden polisin bulunamadığını ifade eden İsvan, ”Başbakan’ın bile aşamadığı bir duvar mevcut olduğunu tahmin ediyordum” dedi.

Ahmet İsvan, cumhuriyetin kurulduğu dönemde bir çok kazanımın ordunun eliyle olduğunu, ancak zaman içinde ordunun, halktan farklı bir nitelik kazandığını adeta ”seçkinleri” oluşturduğunu iddia etti. İsvan, ”27 Mayıs’a sevinenlerden biriydim. Ama şimdi bundan utanç duyuyorum. Özellikle Yassıada Mahkemesi’nin kurulmasına çok üzülmüştüm. O mahkemenin hakimi de savcısı da adaletten uzaktı.

Tansu Çiller: Her şeyi açıklarım

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Nuray Babacan’ın haberi

Üç alt komisyonun çalışmalarıyla darbe ve muhtıraların araştırılması sürerken, Komisyon Başkanı Ak Parti Milletvekili Nimet Baş, dinlemeye karar verdikleri Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay başkanlarını bizzat arayarak komisyona davet etti. Baş, bu çerçevede Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ı da arayarak, kendilerini dinlemek istediklerini söyledi. Baş, halen yurtdışında olan Çiller’e, “Bugüne kadar hiç konuşmadınız. Siz 28 Şubat sürecinin hem mağdurusunuz, hem yakın tanığısınız. Bu meselenin aydınlatılmasında katkınızın büyük olacağını düşünüyorum. Bu sürece yakından tanıklık etmiş kişiler konuşmazsa konu aydınlatılmaz. Hepimizin buna destek olması lazım” dedi. Çiller ise şunları söyledi:

Özel arşivimle geleceğim

“Ben bu konuda üzerime düşeni yapacağım. Hiç merak etmeyin. Şu anda yurtdışındayım, isterseniz hemen dönebilirim. Ama herkesi dinledikten sonra beni dinlerseniz daha faydalı olacağını düşünüyorum. Bugüne kadar 28 Şubat süreci hakkında hiç konuşmadım. İlk kez konuşacağım ve çok önemli şeyler anlatacağım. Elimde bu konuda çok güçlü bir arşivim var. O nedenle siz diğerlerini dinleyin, ben ona göre konuşayım. Çünkü onların söyleyeceği herşeye verilecek bir cevabım var. Darbe komisyonunun kurulmasını çok önemsiyorum. Tarihe ışık tutacak bir çalışma yapacağınıza inanıyorum. Bu komisyona sizin başkan olmanızdan da çok memnun oldum.”

Transferler normal değildi

Baş, “O dönemde siyasetin doğal akışı içinde başbakanlık hakkınızdı ama verilmedi, transferler yaşandı. Siyaset doğasında işlemedi” deyince, Çiller gülerek, “Komisyona geldiğimde herşeyi konuşacağım” demekle yetindi. Baş’ın siyaseti bıraktıktan sonra neler yaptığına ilişkin sorusuna da Çiller, “Kız torunum var. Çok mutluyum ve çok huzurluyum. Torunumla çok iyi zaman geçiyorum, siyasetten sonra nefes aldım” yanıtını verdi.

Yılmaz yazılı gönderecek

Eski başbakan Mesut Yılmaz ise komisyon toplantısına katılmayacağını, bu konuda bugüne kadar herşeyin konuşulduğunu, yeniden konuşmaya gerek olmadığını söyledi. Yılmaz, komisyonun sorularına yazılı cevap vermek istediğini de kaydetti. Yılmaz’ın bu talebine rağmen komisyon yine de resmi olarak Yılmaz’a davet yazısı yazacak. Her iki liderle ilgili randevular da TBMM tatilinden sonra ekim ayında gerçekleşecek.  

Hürriyet

Tansu Çiller: Her şeyi açıklarım

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Nuray Babacan’ın haberi

Üç alt komisyonun çalışmalarıyla darbe ve muhtıraların araştırılması sürerken, Komisyon Başkanı Ak Parti Milletvekili Nimet Baş, dinlemeye karar verdikleri Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay başkanlarını bizzat arayarak komisyona davet etti. Baş, bu çerçevede Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ı da arayarak, kendilerini dinlemek istediklerini söyledi. Baş, halen yurtdışında olan Çiller’e, “Bugüne kadar hiç konuşmadınız. Siz 28 Şubat sürecinin hem mağdurusunuz, hem yakın tanığısınız. Bu meselenin aydınlatılmasında katkınızın büyük olacağını düşünüyorum. Bu sürece yakından tanıklık etmiş kişiler konuşmazsa konu aydınlatılmaz. Hepimizin buna destek olması lazım” dedi. Çiller ise şunları söyledi:

Özel arşivimle geleceğim

“Ben bu konuda üzerime düşeni yapacağım. Hiç merak etmeyin. Şu anda yurtdışındayım, isterseniz hemen dönebilirim. Ama herkesi dinledikten sonra beni dinlerseniz daha faydalı olacağını düşünüyorum. Bugüne kadar 28 Şubat süreci hakkında hiç konuşmadım. İlk kez konuşacağım ve çok önemli şeyler anlatacağım. Elimde bu konuda çok güçlü bir arşivim var. O nedenle siz diğerlerini dinleyin, ben ona göre konuşayım. Çünkü onların söyleyeceği herşeye verilecek bir cevabım var. Darbe komisyonunun kurulmasını çok önemsiyorum. Tarihe ışık tutacak bir çalışma yapacağınıza inanıyorum. Bu komisyona sizin başkan olmanızdan da çok memnun oldum.”

Transferler normal değildi

Baş, “O dönemde siyasetin doğal akışı içinde başbakanlık hakkınızdı ama verilmedi, transferler yaşandı. Siyaset doğasında işlemedi” deyince, Çiller gülerek, “Komisyona geldiğimde herşeyi konuşacağım” demekle yetindi. Baş’ın siyaseti bıraktıktan sonra neler yaptığına ilişkin sorusuna da Çiller, “Kız torunum var. Çok mutluyum ve çok huzurluyum. Torunumla çok iyi zaman geçiyorum, siyasetten sonra nefes aldım” yanıtını verdi.

Yılmaz yazılı gönderecek

Eski başbakan Mesut Yılmaz ise komisyon toplantısına katılmayacağını, bu konuda bugüne kadar herşeyin konuşulduğunu, yeniden konuşmaya gerek olmadığını söyledi. Yılmaz, komisyonun sorularına yazılı cevap vermek istediğini de kaydetti. Yılmaz’ın bu talebine rağmen komisyon yine de resmi olarak Yılmaz’a davet yazısı yazacak. Her iki liderle ilgili randevular da TBMM tatilinden sonra ekim ayında gerçekleşecek.  

Hürriyet

Darbe Komisyonu, Güneş Taner’i dinliyor

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Dolmabahçe Sarayı’nın yönetim binasında yapılan ve başında kısa süre görüntü almasına izin verilen görüşme, basına kapalı sürüyor.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, öğleden önce de 28 Şubat döneminde Milli Gazete’nin Genel Yayın Yönetmeni olan Ekrem Kızıltaş’ı dinledi.