Babalar Gününe özel en güzel şiirler, Babalar günü için şiirler
Baba Sakın ha aldırma çileye derde, Bunları çok çabuk aşarsın Baba Ağzından kötüsöz çıkmaz biryerde Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.
Şefkatle kol kanat açarken bize, Ciğerde hastalığa almışsın vize Yer yoktur kalbinde karabir ize Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.
Bizim üstümüzde çoktur emeğin Herkesede yeter aşın yemeğin Söze hakkıyoktur birkaç ineğin Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.
Duygularım katkat kabardı yine, Sanki Dev sokmuşlar küçük bir ine Çoğu değişirken parayı Dine, Sen hep şerefinle yaşarsın Baba.
Şu anda birdöksem gönül bendimi, İnanki dolupta taşarsın Baba. Şerefsizler bir b… sansın kendini, Sen hep şerefinle yaşarsın BABA.
Durmuş Karakuş
Babalar Gününe
Yanağımda Kuruyan Bir Damlasın… Geceden bir damla düşer gökyüzünden Ve takılı kalır kirpiklerimde İki kişi sedanın derinliğinde Terennümde…
Birler bir’i bilebilirler mi? .. Şimdilerde zaman uğultu renginde Eriyip gidiyor tuval denen hüzünlerden Ellerim yok ki tutayım Yetmezmiş gibi Yarenidir zamanın gözyaşım Ardında ki ellerde özlem dolu kovayım Döküyorlar zamanın peşinden geri gelsin diye.. Yada bilmem niye.
Onlar O’nu Görebilirler mi? .. İç profilimin saman renkli duvarlarında Özlemlerimin elinde bir fırça Boyadıkça boyuyor, çizdikçe çiziyor Ardında ne var ne yok demeden Çizdiği yere göçüp gidiyor Çizgi ötesini görmeden Neyin ne olduğunu bilmeden. Orada O var ya!
Yüzler Yüz’ü Tanıyabilirler mi? .. Yalnızlar içinde bile yalnızken “Şahadet parmağımı” kaldırıyorum -Ben yalnızım ben yalnızım Üşüyor parmağım sonsuzluğu delerken Kimseler duymuyor Ondan başka Yalnızlık ağlarken, vakit değimliydi çok erken Ah! çok erken çok erken… Avuçlarımda zaman boğulurken. Sınıf Çok kalabalık Yine ben çok yalnızım…
Zaman derken …sonra eklerdin Ah aman! Çok yaman. Aklımda kalmış, Kızılırmağın kıyısındaki taş ocağı Kimbilir nasıl vuruyordun hınçla toprağın bağrına kazmayı Sonra yine ekliyordun, Oğlum! Nefsin tanımamalı “azmayı” Hani bir bisikletin varmış Sonra askere gitmişsin, babandan harçlık istemişsin Baban, yani cicibıyığın Yusuf Satmış bisikletini yollamış harçlığını. Sende, askerden gelecende, velesbitine bineceksin… Bilirim, en çok bir anana yangındın. Bir de avradına Yani anama… Helal sana. Harama uşkur yok…
Bilirsin senin gibiydim bende Yani sen öyle derdin… En Çok Z_amansız ayrılıklardan nefret ederdik Sadece ikimiz, ne kızın ne karın Ne çocuğun, nede oğulun! Hep şuna kızdık ikimiz Ardına dönmeden, gidiyorum bile demeden Çekip gitimelere! Ah gitmelere Suçluymuşum gibi neden bakıyorsun ki! Bırakıp giden benmiyim sanki.. Giderken bıraktığın Gözlerin, halâ Gözlerimde saklı…
Bak üçüncü pazarı geliyor Haziranın, Ezgisi yanık türküler getirdim sana Yılların söndüremediği Yangın alanı yürekte, Özlemlerimi getirdim sana. Toprağın karanlığını kaybetmek için, Sevginin ışığını getirdim sana.
Babam, yarım kalmış bir öykünün Hazan yapraklarını getirdim sana Bugün hergün gibi senin günün Bugün hergün gibi senin özlemin Babalar günün kutlu olsun.
Uyan Baba
Hadi uyan baba… Sabah olmadan çık balığa Oltan hasret kaldı sana Çaparin paslanacak dura dura Hem tam balığa çıkılacak hava Hadi uyan baba!
Hadi uyan baba… Tıraş takımların banyoda Aynanın önünde durmakta Hepsi bıraktığın yerde Uzamıştır sakalların tıraş olsana Hadi uyan baba!
Hadi uyan baba… Bak palton eskidi dolapta Güz geldi geçti,kış kapıda Paltonu giy baba,hastalanma Bu soğuk havada,ayazda Hadi uyan baba!
Hadi baba uyansana… Uyansana baba! Üzerinde yeşiller var Sen yeşili sevmezsin ki baba Baba? Sıkılırsın orada O daracık dört duvar arasında Baba hadi uyansana Uyan baba uyansana Uyansana…
Şehnaz Baykuş
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim
Ben hayatta en çok babamı sevdim Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk Çarpı bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek Nasıl koşarsa ardından bir devin O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bilmezdi ki oturduğumuz semti Geldi mi de gidici – hep , hep acele işi Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi Atlastan bakardım nereye gitti Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Sevinçten uçardım hasta oldum mu, Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul’a Bi helallaşmak ister elbet , diğ’mi oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu, Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin, Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim Hayatta ben en çok babamı sevdim
Tugbam sitesinde en güzel Kitaplardan alıntı sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Kitaplardan alıntı sözler kitaplardan alıntı sözler kitaplardan güzel sözler -“Çalışmak,üç büyük eksikliği uzaklaştırır; can sıkıntısını,kötü alışkanlıkları ve yoksulluğu…”-Kandid ya da İyimserlik-Voltaire
-“Şeytanın yarattığı bir gökkuşağı gibidir kıskançlık…Kendini tutsak,kıskandığını özgür görürsün.” Kristal Denizaltı-Ahmet Altan
-“Hayır” demesini bilmeyen kişi güçsüz kişidir.”Hayır” demesini bilmeyen kişinin “evet”inin de anlamı yoktur.”SAVAŞÇI-D.Cüceloğlu
-“En büyük iyilik,”İyilik ya da Kötülük yapma özgürlüğüdür” ve evlatlarına bu iyiliği vermek için Tanrı aralarından bazılarının bunu kötüye kullanmalarını kabullenmek zorundadır…” BAUDOLİNO-Umberto Eco
-“Kurtlar kuzunun bol olduğu yeri değil,sahipsiz kaldığı yeri severler.”Salkım Hanımın Taneleri-Yılmaz Karakoyunlu
-“Hazineleri seller toprağın altından çıkartırlar,ama yine seller toprağın altına gömerler.”-Simyacı-Paulo Coelho
-“Cinayetin dili yoktur,ama en umulmadık yerden kendisi meydana vurur.”HAMLET-W.Shakespeare
-“Büyük düşünceler büyük bir zekadan çok,büyük bir kalpten doğarlar.”Kadın Budalası-Dostoyevski
-“Ne zaman ki ulaşılmaz istekler tüm yaşamımıza egemen olur,o zaman aileye,dostlara,dine bazen de psikoterapistlere yöneliriz.”AŞKIN CELLADI-IRWIN D.YALOM
-“Öyle kolay sanat değildir uyumak,onun uğruna bütün gün uyanık durmak gerek..”Böyle Buyurdu Zerdüşt-F.Nietzsche
Tugbam sitesinde en güzel Çiftçiler Günü Güzel Sözleri sizler için hazırlandı . Buyurun Çiftçiler Günü Güzel Sözleri
Dünya Çiftçiler Günü Güzel Sözleri
* Türk köylüsü yurdun efendisi ve gerçek üreticisidir. (Atatürk)
* Her şeyden önce, yurdumuzda topraksız çiftçi kalmamalıdır. Bundan daha önemlisi, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir nedenle bölünemez olması; büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerini işletebilecekleri toprağın, bölgenin nüfus yoğunluğuna ve toprak verim derecesine göre sınırlandırılmasıdır. (Atatürk)
* Tarlada izi olmayanın harmanda gözü olmaz.
* Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.
* Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane “gelecek yıl” çıkmış.