TİSK, yaptığı yazılı açıklamada Haziran ayında ekonomik krizin Avrupa’da iktidarları değiştirdiğine değinerek, piyasalarda tedirgin ortamın sürdüğünü belirtti.
Uluslararası derecelendirme kuruluşlarınca İspanya’da 28 bankanın notunun düşürülmesinin ülkeyi ikinci Yunanistan durumuna getirdiğine dikkati çeken açıklamada, özel kesim borçlarının yüksek seyretmesinin de krizi derinleştirebileceğini ifade edildi.
Alman özel kesiminin borç yükü nedeniyle, söz konusu ülkenin Avrupa Birliği’nin yükünü çekmesini zorlaştırdığı ifade edilen açıklamada, Türkiye’de dahil olmak üzere, AB ve ABD ile yakın ilişkideki ülkelerde risklerin arttığı belirtilerek, petrol fiyatlarındaki gerilemenin çıkış yolu olabileceği kaydedildi.
Sanayi üretim, ciro ve sipariş endeksleri ile kapasite kullanım oranındaki gelişmelerin, sanayi sektörünün küçülmeye başladığını gösterdiği belirtilen açıklamada, eğilimin sürmesi halinde reel sektörün sıkıntıya girebileceğini ifade edildi.
İşsizlik oranında artış ve vergi kaybının ortaya çıkabileceğine değinilen açıklamada, 2012 yılının ikinci çeyreğinde büyüme oranının negatif çıkmasının şaşırtıcı olmayacağına dikkat çekildi. Açıklamada, ilk 4 ayda cari açığın 8,1 milyar dolar azalmasında en önemli faktörün dış ticaret açığındaki 6,5 milyarlık gerileme olduğu kaydedildi.
Merkez Bankası’nın para politikasında gevşemeye gittiğini, döviz rezervini arttırırken, finansal sisteme likidite sağladığı ifade edilen açıklamada, TCMB’nin politikasının bankaların kredi planlamasını arttıracağını ancak, KOBİ’lere yönelik ek kaynak arttırımını da gerektirdiğine dikkat çekildi.
TİSK, kısa vadeli sermaye girişlerinin, döviz kuru üzerindeki baskıyı azalttığını ve böylece enflasyon üzerindeki kur baskısının da hafiflediğini belirtti.