Posts Tagged ‘vatan’

Mehmet Akif Ersoyun Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Mehmet Akif Ersoy şiirleri
Mehmet Akif Ersoyun yazdığı şiirler

Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Şehitlerine Şiiri
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer…
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın…Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Birlik Şiiri
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Âhiret Yolu Şiiri
Sokakta sâde bir ‘âmîn!’ sadâsıdır gidiyor:
Mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor.
Basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût,
Başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût;
Denildi: ‘fâtiha!’; âmîni kestiler bu sefer,
Göğüsler inledi, derken, açık duran eller,
Hazîn alınları bir kerre okşayıp indi;
Deminki zemzemeler bir zaman için dindi…

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Uyan Şiiri
Baksana kim boynu bükük ağlayan.
Hakkı hayatındır senin ey müslüman,
Kurtar artık o biçareyi Allah için.
Artık ölüm uykularından uyan.

Bunca zamandır uyudun kanmadın,
Çekmediğin çile kalmadı, uslanmadın.
Çiğnediler yurdunu baştan başa.
Sen yine bir kerre kımıldanmadın.

Ninni değil dinlediğin velvele,
Kükreyerek akmada müstakbele.
Bir ebedi sel ki zamandır adı,
Haydi katıl sen de o coşkun sele.

Karşı durulmaz cereyan sine-çak…
Varsa duranlar olur elbet helak.
Dalgaların anmadan seyrini,
Göz göre girdâba nedir inhimak?

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak Şiiri
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş…
Sesler de: ‘Vatan tehlikedeymiş… Batıyormuş! ‘
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır…

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize? Şiiri
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez..
Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!
Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.
Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah,
Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah…

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Bülbül Şiiri
Ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me’vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm’ın harem-gâhında nâ-mahrem…
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Gitme Ey Yolcu Şiiri
Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım
Elemim bir yüreğin karı değil, paylaşalım
Ne yapıp ye’simi kahreyleyeyim, bilmem ki?
Öyle dehşetli muhitimde dönen matemki!
Ah! Karşımda vatan namına bir kabristan yatıyor şimdi
Nasıl yerlere geçmez insan
Şu mezarlar ki uzanmış gidiyor, ey yolcu
Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu…

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Gönülle Başbaşa Şiiri
Dudakları bir dal ateş, mercan gibi
Bakışları masum bir heyecan gibi
Yürürken titriyen o narin endamı
Pembe bir gül açmış taze fidan gibi
Fark edemiyorum gözle gördüğümü
Saçlarında bağlı aşkın kör düğümü
Bir tatlı rüya mı, bir canlı büyü mü?
Elim dokunuyor, fakat yalan gibi…

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Sultan Yalısı Şiiri
Cosar avizeler atrık köpürür kandiller
Bu ışık çağlıyanından bütün afak inler
Yalının cephesi baştan başa nur
Nim açık pencereler reng ü ziyadan mahmur

Al, yeşil mavi fenerlerle donanmış kıyılar
Serv-i siminler atılmış suya titrer par par
Dalgalardan seken üç çifte kayıklar sökerek
Süzülür sahile şahin gibi; yüzlerce kürek

Bir taraftan bu akın yükseledursun
Bir taraftan, dökülür öndeki saflar saraya
Rıhtımın taşları, zümrüt gibi İran halısı
Suda bitmiş çimen, üstünde de Sultan yalısı

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Süleymaniye Kürsüsünden Şiiri
Bir de İstanbul’a geldim ki: bütün çarşı, pazar
Naradan çalkanıyor, öyle ya… Hürriyet var!

Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş… doğru:
Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru.

Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının;
Kafalar tütsülü hülya ile, gözler kızgın;

Sanki zincirdekiler hep boşanır zincirden,
Yıkıvermiş de tımarhaneyi çıkmış birden!

Zurnalar şehr ahalisini takmış peşine;
Yedisinden tutarak ta dayanın yetmişine!

Eli bayraklı alaylar yürüyor dört keçeli,
En ağır başlısının bir zili eksik, belli!

Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük.
Dinliyor kaplamış etrafını yüzlerce hödük!

Kim ne söylerse, hemen el vurup alkışlayacak
-Yaşasın
-Kim yaşasın?
-Ömrü olan.
Şak! Şak! Şak!

Ne devairde hükümet, ne ahalide bir iş!
Ne sanayi, ne maarif, ne alış var, ne veriş.

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri – Zulmü Alkışlayamam Şiiri
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!…
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticanın şu sizin lehçede ma’nası bu mu?

İstiklal Marşının 10 Kıtasının Anlamı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstiklal Marşımız Ve Anlamı
İstiklal Marşı’nın kıta-kıta anlamı
İstiklal Marşımızın Açıklamalı 10 kıtası

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Mehmet Akif Türk milletine cesaret, ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.

Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!

Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.

Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.

Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.

O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.

Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.

Çanakkale Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çanakkale ile ilgili Şiirleri
Çanakkale Şiirleri

-18 Mart ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
18 mart bugün burada yazıldı çanakkale destanı
çanakkale kurtuldu biz kurtulduk sadece biz değil halk kurtuldu
askerler öldü
mezarlar çoğaldı
çanakkale büyüdü türkiye büyüdü
şehitlerimiz bakıyor bize yukarıdan biz olmalıydık şimdi halkı kurtarmaya
daha çok çalışmalı dünyayı kurtarmalı
çocukları okutmalı
bebeklere bakmalı
diyor bize yukarıdan
biz türk milleti bu dünyada yaşamalı.

-Bir Yolcuya
Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil ONAN

-ÇANAKKALE
1915’de kurtuldu çanakkale
atatürk gitti kurtuldu çanakkale
bu güzel yurdu kurtardı çanakkale
istiklali kazandı çanakkale

bir değil bin şehit var burada
bağımsızlığı bekleyen bin şehit
çanakkaleyi kurtardı
yunanlılara düşman oldu
bu güzel çanakkale

çanakkale korkmadı
bayrağına sarıldı
bu vatanı kurtardı
teşekkürler çanakkale

-Çanakkale Destanı
Yıl 1915
18’indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale’nin suyu,
Geçilmez bu boğaz…
Geçilmez bu boğaz…
Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.
Er meydanında bulunmaz dengimiz…
Sen misin Mustafa Kemal’im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.
Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.
Bu mermi denizlere gömecek Elizabet’i Buvet’i…
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.
Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor…
Türk’üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..
Fahri ERSAVAŞ

-Çanakkale Geçilmez
Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen
Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren
Vatan toprağı için can ile serden geçen
Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken

Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını
Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını
Komayacağız yerde şehitlerin kanını
Korku bilmez bu millet artıracak şanını

Mehmedoğlu Seyyid’in mermiyi kaldırışı
Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı
Anlayacak kafirler bucağı ve karışı
Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı

Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!
Anzak, Hindu, İngiliz… Hepsi harab ve bitab
Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab
Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab

Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir
Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir
Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir
‘Çanakkale Geçilmez’ bu da açık gerçektir
Samet Mehmet Bora

Kısa Çanakkale Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kısa Çanakkale Şiiri
Çanakkale Şiirleri Kısa

Çanakkale

Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.
Her karış torağında bin,şehit bir mezar.
Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Sen rahat uyu ey şanlı şehit.
Gölgesinde gölgelen al bayrağın.
Hangi kem göz sana edebilir nazar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Yedi cihana yeter yazdığın destan.
Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam.
Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez.
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez.
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Şefik Aydemir

EY KAHRAMAN TÜRK ORDUSU

Çanakkale için akan kanlar
Denizdeki dalgalara vurmuş
Türk ordusunun zaferi
Esir milletlere bir umut olmuş
Ey Kahraman Türk Ordusu

Yurdun dörtbir yanından
Toplanmış asker
Bir istiklal uğruna
Canlarını feda etmiş
Çanakkale yolunda
Ey Kahraman Türk Ordusu

FATMA NUR GEDİK

Çanakkale geçilmez

Kim geçebilir ki!?
Bu iman,bu gönül zenginliğiyle,
Geçebilir ki kim!?

Geçilmez Çanakkale,
Bu vatan sevdasıyla,
Kim geçebilir ki!?
Gönülde zenginlik var.

Bir dakika bekle,
Düşün biraz.
Kaç bin asker,
Can verdi senin 1 dakikan için

Bu canlar feda olsyn!
Vatanını sevip sayana!
Sonuna kadar feda,
Sevip sayana!

Çanakkale Destanım
Çanakkale şanımsın,
En büyük destanımsın.
Binlerce Mehmetçiğe,
Bağrında kabristanımsın.

Çanakkale şerefim,
Binlerce neferlerim.
Dalgalanır rüzgarıyla,
Bayrağım nefeslerinin.

Gökyüzünden hilal düştü,
Al olmuş ten üzerine.
Yıldız kopardı melekler,
Sundular şehitlerime.

Ay yıldız kucaklaştı,
Kanlarımızla bayraklaştı.
Çanakkale geçilemedi,
Şehitlerimle destanlaştı.

Erdinç Sert

ÇANAKKALE DİYARINDA

Denize takılan kilit
Dünyayı kaldıran yiğit
Alaylar var toptan şehit
Çanakkale diyarında

Kahraman şehit cavuşlar
Şehitliğe uçan kuşlar
Savaşta yeni buluşlar
Çanakkale diyarında

Çanakkale Şavaşı

Bir şavaş vardı Çanakkale’de
Şehit kan verdi göz göre göre!
Yaş 5-65 demedi,
Şehit etti Türkiye’yi!

Gazisi var şehidi,
Canını verdi bu vatana!
Gerçek bir imanla,
Kazandı bu savaşı.

Yenilgiye düştü karşı taraf,
Silah bol,iman az.
Vatan sevgisi yoktu,
Gönülde büyük eksik var.

ÇANAKKALE

Çanakkale özeldir ,
Ayna gibi güzeldir.
Ne kadar şehit verdik,
Ama yine biz kazandık.
Kaderimizde olurmuydu ulaşmak bu güzel ülkeye,
Karadenizden esti geldi .
Adı Mustafa Kemal idi,
Layık mıyız şimdi biz bu güzel ülkeye.
Ey atam rahat uyu,izindeyiz.


Zafer Türküsü

Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!

Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Çanakkalede otuzbin şehit

Çanakkalede otuzbin şehit,
Hepsi bir birbirinden yiğit,
Bundan sonrasını tarihler yazar,
Çanakkale de analar ağlar.

Derdim derdim garip halim,
Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım,
Ne analar ne bacılar,
Çanakkalede zaferler yatar.

Düşman pusu atmış çanakkale yollarına,
Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara,
Yol vermesen küserim yara,
Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.

Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne,
Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde,
Mekanınız cennet olsun ebediyetde,
Çanakkalede şehitler yatar diz dize.

Haydar Turan


18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

Ali Osman Yılmaz

Çanakkale ile Atam

Atam senin sayende herşey oldu,
Sana minnettarız Atam
Çanakkale savaşında
Düşmanları yenip
Vatanı milleti kurtardın Atam
O,düşüncelerine,fikrine,
Sevgine,saygına,
Cesaretine,yeteneğine,
Hayranım Atam

Ankara İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ankara Şiirleri,

En Güzel Ankara İle İlgili Şiirler,

Ankara

Ankara dediler yavrum götürdüm
Haftalarca hastanede yatırdım
Bırakmadım başucunda oturdum
Çaresiz diyerek attın Ankara

Ankara’da hiç hastane koymadım
Kaçını gezdimse bilmem saymadım
On beş günde hiç elbise soymadım
Gözümde bir hiçsin bittin Ankara

Yirmi yıl getirdim Ankara sana
Hiç umut vermedin çareden bana
Hep zorluk çıkarttın yavrumdan yana
Beni ciğerimden ettin Ankara

Bu kalbin yarası seni bitirir
Gün geçtikçe kalp ritmini yitirir
Gücü kalmaz tehlikeye götürür
Sonsuz karanlığa ittin Ankara

Başkentte dediler ciğer çalışmaz
Ankara tıp dedi dermanı kalmaz
Hacettepe dedi fazla yaşamaz
Ver artık yavrumu yettin Ankara

Yoğun bakımdayken dardı odası
Bir kural koymuşlar girmez babası
Kapısında ağlar garip anası
İster Ali’sini nettin Ankara

Bu acıyı gözyaşında aradım
Her köşede gizli gizili ağladım
Akan yaşla mendilleri suladım
Geri ver Ali’mi çattın Ankara

Ben bu derdi Ankara da azdırdım
Param yoktu beş de altın bozdurdum
Bilet aldım veresiye yazdırdım
Refiki Ali’den ettin Ankara

Refik Kutlu

Ankara Şiiri

Ankara’da doğdu gün;
Öğün Türk oğlu öğün.
Tan yeridir Türklüğün,
Bahtı ak, taşı kara
Adı büyük Ankara.

Ordu kuruldu,
Düşman orda vuruldu.
Türk’e bir kale oldu.
Bahtı ak, taşı kara
Yurdun kalbi Ankara.

Harp meydanı orası
Başkomutan ovası
Bahtı ak, taşı kara
Can evimiz Ankara.

H.Ali YÜCEL

Ankara Marşı

Ankara, Ankara, güzel Ankara,
Seni görmek ister her bahtı kara.
Senden yardım ister her düşen dara,
Yetersin onlara güzel Ankara.

Burcuna göz diken, dik başlar insin,
Türk gücü orada her zoru yensin,
Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin,
Varolsun toprağın, taşın Ankara.

Halil Bedii YÖNETKEN

27 Aralık

Yirmi yedi Aralık’ta,
Atam geldi, Ankara’ya.
Ülkem kalmış, karanlıkta,
Merhem oldu, her yaraya.

Atam, Ankara’da durdu,
Meclisi, buraya kurdu.
Kurtuluşa, karar verdi,
Hep toplandık, bir araya.

Düşmanları, yurttan attı,
Türklüğüme çok şan kattı.
Ankara’yı, başkent yaptı,
Hemşeri oldu, buraya.

Atatürk’ü, çok severiz,
Onun yolundan gideriz.
Uygar ülke, hedefimiz,
Örnek olalım, dünyaya.

Hüseyin Celep

Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi

Dokuzyüz ondokuz aralık ayı
Dikmen sırtlarına vardı Atatürk
Tüm seğmenler karşıladı Ata’yı
Milleti bağrına sardı Atatürk

Vatan aşkı ile düş olduk nara
Zafer türkün oldu sarıldı yara
Bir yüce ses dedi Başkent Ankara
Millet meclisini kurdu Atatürk

Koca dünya şaştı eyledi hayret
Tükenmedi azim ihtikat gayret
Artık hiç kimseye eylemem minnet
Bana lisanımı verdi Atatürk

Sefil ERÖKSÜZ’üm vatan can bağım
Cumhuriyetliktir tarihim çağım
Göklere taht kurdu şanlı bayrağım
İstiklal gülünü derdi Atatürk

Mehmet Ali Eröksüz

ANKARA

Ey insan arşı yayla! Ey bozkır! Ey Ankara!
Seslen bana: Ben senden nasıl uzak yaşarım;
Bahtım, senin bağrından ayrıldığım an kara,
Ben sendeki gözlerden feyz alarak yaşarım.

“Halep ordaysa arşın burda.” dersen ne çıkar?
Sende al atım için meydan da cirit de var.
Başka yerin sahrası hız almaya bile dar!
Ben sende heyecanım şahlanarak yaşarım!

Koşarım bozkırlarda gem bilmeyen bu tayla,
Hislerim sürü sürü benim, bağrım da yayla.
Ana gibi, yar gibi kaynaştım Ankara’yla,
Alnım gökten yukarı, mermerden ak yaşarım.

Fatih’in gemileri nasıl kaydı karada?
Nasıl bir sızı vardır şerefli bir yarada?
Ben böyle imkânsızlık içinde Ankara’da,
Hayatımı sürerim, hislerimi yaşarım.

Gönlümü atsalar da dünyanın bir ucuna,
Düşer bir gülle gibi Ankara’nın burcuna,
Bilmem şahin sığar mı avuçların ucuna,
Ankara’da ben böyle çırpınarak yaşarım.

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Anlamlı 19 Mayıs Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Anlamlı 19 Mayıs Şiiri


19 Mayıs Şiirleri


O Geliyor

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.

Yıl 1919

Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü!
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel!
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel!

Celal Sahir EROZAN

19 Mayıs

Yıl 1919 Mayıs’ın ondokuzu
İşgal altında ülkem dağıtılmış ordusu.
Anadolu perişan şimdi gözler yollarda,
Bandırma vapuruyla Atam azgın sularda.

Karadeniz hırçın kız Karadeniz dalgalı
Bir yürek çırpınıyor vatanına sevdalı.
O yürekle değişti milletimin kaderi.
Kölelik olamazdı yaşamanın bedeli.

Bir güneş doğuyor bak Samsun ufuklarından!
Bir ışık yükseliyor o kapkara sulardan.
Öyle muhteşem bir nur ki ulaşıyor semaya,
Yeniden hayat verdi o nur Anadolu’ya.

Samsun’da atan yürek Erzurum’dan duyulur.
Bebelerin sütüyle Türk ordusu kurulur.
Havza, Erzurum, Sivas kurtuluşu müjdeler.
Vahdettin, Damat Ferit hani şimdi nerdeler?

Milletin iradesi Ankara’da buluştu.
Bu ne güzel bir haber bu ne muhteşem muştu.
Artık zafer yakındır yakındır güzel günler.
Sakarya, Kocatepe top sesleriyle inler.

İzmir’in kurtuluşu düşmanın sonu oldu.
Yurduma göz koyanlar kanlarında boğuldu.
Şimdi anıyor millet ecdadını şükranla.
Gerekirse tarihi yazarız yine kanla!

Sinan ORHAN


19 MAYIS GENÇLİK MARŞI

Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…

Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…

Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı…
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.

19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…

İ. Hakkı TALAS

19 Mayıs

Bugün 19 Mayıs
Gençlik bayramı var
Bugün samsun ufkundan
Yeni bir güneş doğar

Karanlığa gömülmüş
Vatana nur oldu o
Yas bağlayan ruhlara
Yüreklere doldu o

O bir yaman volkandı
Baş buğdu kahramandı
Bu günü kuran odur
Yurdu kurtaran odur

Bugün 19 Mayıs
Gençlik bayramı var
Bugün samsun ufkundan
Yeni bir güneş doğar

19 Mayıs

Gözü parladı Mustafa Kemal’in
İlk hedefi ulaşmaktı Samsun’a
Bir 19 mayıs sabahı erkenden
Ayaka bastı Samsun’a

Takvim 19 Mayıs’ı gösterecek
Sonzuza dek sürecek
İçimizd yanan ateş
Hiçbir zaman sönmeyecek

Geldi Samsun’a Mustafa Kemal’im
Halk ondan haber bekliyor
Şahlanır anadolum
Tek vücut olur millet

O eşsiz bir kahraman
Türk gençliğine komutan
Neslimize ışık tutan
Çağlar boyu sensin atam

Hiç kuşkusuz umutlu gelecek
Halk onu arkasında hep
Merak etme Mustafa Kemal’im
Yarınlar bizimdir elbet

Cumhuriyeti ilan ettin
Türk gençliğine sundun
Gözün kalmasın arkada
Canımız feda cumhuriyet yolun

19 mayıs

Yol aldın hırçın Karadeniz’de
Umuda ve geleceğe doğru
İnandı sana Türk milleti
Ve uyandı derin uykusundan
İşte bak! geliyor ardından

Başlattığın bir savaştı
Esaretten özgürlüğe,
Karanlıktan aydınlığa ve…

Bir sözün yetti,
inançla doldu yürekler
adımlar uygun adım
yürüyüş başladı Samsun’dan

19 mayıslar kutlanıyor, kutlanacak
Atam, bu yürüyüş hiç durmayacak

Samsun

Bir daha bir daha;
Çarpsın dalgalar kayalar!..
Beyaz köpükler gülsün yüzüme
Merhaba Samsun yine geldim sana.

Hoş gör sevdamı,
Yosun gözlü, sarı benizli kız!
Ayrılığa katlanamam,
Yaşayamam sensiz!..

Sokakların denize yan,
Denize karşı.
Beyaz evlerinle daha güzel, daha temiz
Park, sokak, çarşı.

Nice şehirler gördüm,
Nice heykeller seyrettim
Sende ki Anıtın şahlanışını görmedim
Hiçbir şehirde.

Samsun Samsun!
Sen kurtuluşun ilk adımısın.
Samsun sen başlı başına,
19 Mayıs’sın!..

İbrahim Minnetoğlu

19 Mayıs’ın Sesi

Ağlıyordu saçı ak dedem,
Ağlıyordu ocak başında ninem,
Ağlıyordu elinin kınası solmamış gelin,
Ağlıyordu bir koca ülke sahipsiz.

Dal uçlarında tomurcuklar olgun,
Çakıl taşlarına değin mutlu deniz,
Dağ doruklarında bulutları eskidi Erzurum’un.
Eskimeyen gündür 19 Mayıs 1919.

Düşüncesi mavilikler örneği geniş,
Köyler, kentler acısına uzanır;
Dağ doruklarına varır bakışları.
Yıllar önce ay mayıs, gün 19.

Yeni doğan güneşle aydınlanmış
Samsun’da bir deniz.
Kıyısında tek yürek bir millet, haykırır kıt’alara;
Anadolu toprağında biz varız!..

Hasan Atabaş

Şu Sonsuz Koşu

Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.

Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.

Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.

Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.

On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.

Ceyhun Atuf KANSU

Bayram

Bağımsız, hür Türkiye,
Senin eserin Atam,
19 Mayıs’lar her sene
Coşku dolu bir bayram.

Öyle mutlu sevinçli,
Huzurluyuz ki Atam,
19 Mayıs’lar her sene
Sevgi dolu bir bayram.

Yürüyoruz izinde,
Başarılıyız Atam,
19 Mayıs’lar her sene
Sevinç dolu bir bayram.

Birkan Soylu

19 Mayıs

Samsun’da o gün doğdu
Türk’ün eşsiz güneşi,
Arasalar bulunmaz
Dünyada onun eşi.

Bütün yurt inliyordu,
Vatan gidiyor diye.
O sanki Türk yurduna
Gökten geldi hediye.

Samsun, Sivas demedi
Bütün yurdu dolaştı,
Türk’ün bu öz evlâdı
Vatanla kucaklaştı.

Bin dokuz yüz on dokuz
Türk’ün temel taşıdır.
Ardından gelen savaş
İstiklâl Savaşı’dır.

Temiz Türk gençliğine
Armağan olsun diye
Bu büyük ve şanlı gün
Bırakıldı hediye.

Ramazan Gökalp ARKIN
19 Mayıs Şiirleri

19 Mayıs Bayramı

Atatürk verdi bizlere
En güzel armağanı,
Millete kutlu olsun
19 Mayıs bayramı.

Dikelim en tepeye
Ay yıldızlı bayrağı,
Millete kutlu olsun
19 Mayıs bayramı.

Haydi herkes törene
Dolduralım alanı,
Millete kutlu olsun
19 Mayıs bayramı.

Birkan SOYLU

Bir Kurtuluş Destanı

Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan,
Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.

Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan,
Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.

Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar,
Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.

Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan,
Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.

Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti,
Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.

Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne,
Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.

Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası,
Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.

Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne,
Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.

Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar,
Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.

Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi,
Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.

Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı,
Tarihe şerefiyle yazıldı, bu “Kurtuluş Destanı”.

Bu “Kurtuluş Destanı”dır kuşak boyu sürecek,
İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek

Erdoğan GÜNEŞ

Duygulu 19 Mayıs Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

19 Mayıs Şiirleri



19 Mayıs Şiirleri Duygulu

O GELİYOR

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Yıl 1919

Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel !
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel !

Celal Sahir EROZAN

19 MAYIS GENÇLİK MARŞI

Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…

Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…

Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı…
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.

19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…

İ. Hakkı TALAS

ŞU SONSUZ KOŞU

Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.

Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.

Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.

Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.

On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.

Ceyhun Atuf KANSU

19 MAYIS

19 Mayıs günü,
Yaşıyor kalbimizde,
Atatürk güneş gibi,
Her zaman içimizde.

Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan Türk gençleri.

Ülkü verir, hız verir.
Bize 19 Mayıs.
Yurdumuzu kurtaran,
Ata’yı unutmayız.

Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan TÜRK GENÇLERİ

F. ELMALI

19 MAYIS

Gençlik şölenimiz var,
Yurdumun dört bucağında.
Meşaleler yanıyor,bandırma vapurunda.
Güneş doğuyor,o güzelim Samsun’un ocağında…

Denizler artık dar geliyor,
Zalim düşmanların yaptıkları,ar geliyor.
Bakın; bakın enginlere,
Mustafa Kemal’imiz geliyor…

Yeşeriyor artık umutlarımız,
Şenleniyor artık otağımız evimiz.
Bakın; bakın,enginlere…
Mustafa Kemal’imiz geliyor


19 MAYIS

Coşuyor Karadeniz,
Çarpıyor yüreğimiz,
Açıldı Türk’ün önü,
Bekliyor Ata’yı
19 Mayıs günü.

Ata’m Samsun’a çıktı,
Yumruklarını sıktı,
Kurtuluşa hız oldu.
Savaştı içte, dışta,
Dünyaya yıldız oldu.

Ali ERTAN


19 Mayıs’da Samsun

Bu gün ne güzel Samsun
Güneş daha aydınlık
Genç, ihtiyar, kadın, kız,
Ulusca Samsun’daydık

Bin dokuz yüz on dokuz
19 Mayıs bu gün
Atatürk’ün Samsun’a
Ayak basmıştı bu gün

Kurtuluş Savaşı’nı
Atam bu gün başlattı
Bandırma vapuruysa
Şanlı bir gürev yaptı

19 MAYIS ŞİİRİ

Yıl 1919 Mayıs’ın ondokuzu
İşgal altında ülkem dağıtılmış ordusu.
Anadolu perişan şimdi gözler yollarda,
Bandırma vapuruyla Atam azgın sularda.

Karadeniz hırçın kız Karadeniz dalgalı
Bir yürek çırpınıyor vatanına sevdalı.
O yürekle değişti milletimin kaderi.
Kölelik olamazdı yaşamanın bedeli.

Bir güneş doğuyor bak Samsun ufuklarından!
Bir ışık yükseliyor o kapkara sulardan.
Öyle muhteşem bir nur ki ulaşıyor semaya,
Yeniden hayat verdi o nur Anadolu’ya.

Samsun’da atan yürek Erzurum’dan duyulur.
Bebelerin sütüyle Türk ordusu kurulur.
Havza,Erzurum, Sivas kurtuluşu müjdeler.
Vahdettin, Damat ferit hani şimdi nerdeler?

Milletin iradesi Ankara’da buluştu.
Bu ne güzel bir haber bu ne muhteşem muştu.
Artık zafer yakındır yakındır güzel günler.
Sakarya, Kocatepe top sesleriyle inler.

İzmir’in kurtuluşu düşmanın sonu oldu.
Yurduma göz koyanlar kanlarında boğuldu.
Şimdi anıyor millet ecdadını şükranla.
Gerekirse tarihi yazarız yine kanla!

Sinan Orhan

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı

19 Mayıs 1919 Müjdeli gün,
Türk çocuğu unutma,ne oldu dün.
Türk’ün uyanıp şahlandıgı o gün,
Özgürce yaşamanı sağladı bugün.

Türk’ün Bayrağı karalar bağlamış,
Gitmeden esaret dalgalanmam diyor.
İstanbul Fatihi Mehmet Han ağlamış,
Mezarında Ruh’u yatmam diyor.

Fransızlar Adana benim diyor,
Doganbey Vatan için can veriyor.
Urfa,Maraş ve Antep’te İngilizler,
Namus ve şerefime göz dikiyor.

Yunan Ordusu çıkmış İzmir’ime,
Hançerini saplamak ister Yüreğime.
Antalya ve Konya’da İtalyanlar,
El uzatmış Ay-Yıldızlı Bayrağıma.

Samsun’da İngiliz cirit atıyor,
Ermeni-Rum Türk’ü satıyor.
Irak ve Filistin’i İngiliz almış,
Suriye -Lübnan Fransız’a kalmış.

İngiliz Bayragı Yürekleri dağlıyor,
Evliyalar şehri İstanbul ağlıyor.
Eyüp Sultan’da toplanmış Şehitler,
Başta Gençosman ferman dinliyor.

Ermeni-Rum Çeteleri silahlanmış,
Anne karnında bebeleri Süngülüyor.
İngiliz – Fransız destekli Sülükler,
Türk’ün Kan’ını içerek besleniyor.

Şahin bey Antep’ten seslenir,
Yakışmaz Türk’e Esaret Ar gelir.
Adana’dan Sinan Paşa cevap verir,
Esir yaşamaktansa ölüm hoş gelir.

19 Mayıs 1919 Kutlu sabahında,
Mustafa Kemal’im Bandırma Vapurunda.
Özgürlük Meşalesi tutuştu Samsun’da,
Yayıldı dalga dalga Anadolumda.

Mustafa Kemal’im Bayrak olup,
Esti Samsun’dan Yurdum üzerine.
Zulmün kahredici Güneşi olup,
Çöktü Emperyalist güçlerin üzerine.

Savunmasız Yurdum işgal selinde,
Esaret ölümdür gönül telinde,
Kefen teninde,Şehitlik dilinde,
Toplandı Milletim Ata’nın emrinde.

Ondokuz Mayıs Gençlik Bayramı,
Gençler Sporla kutlar Bayramı,
Atatürk’ün gençliğe büyük armağanı,
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.

Zulmün sonu,Özgürlüğün başı,
Cumhuriyet yolunun ilk yapı taşı,
Türk’ün kurtuluş umudunun gözyaşı,
Ezilmişliğe başkaldırının sembolü bugün.

İshak Özlü

19 MAYIS

19 Mayıs günü,
Yaşıyor kalbimizde,
Atatürk güneş gibi,
Her zaman içimizde.

Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan Türk gençleri.

Ülkü verir, hız verir.
Bize 19 Mayıs.
Yurdumuzu kurtaran,
Ata’yı unutmayız.

Tembellik yasak bize,
Parolamız ileri,
Dünyaya örnek olsun,
Çalışkan TÜRK GENÇLERİ

F. ELMALI

ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NDA

Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemâl Paşa’nın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz’in hâlini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemâl Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum’a kadar.

Cahit KÜLEBİ

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı

19 Mayıs 1919 Müjdeli gün
Türk çocuğu unutma,ne oldu dün.
Türk’ün uyanıp şahlandıgı o gün,
Özgürce yaşamanı sağladı bugün.

Türk’ün Bayrağı karalar bağlamış,
Gitmeden esaret dalgalanmam diyor.
İstanbul Fatihi Mehmet Han ağlamış,
Mezarında Ruh’u yatmam diyor.

Fransızlar Adana benim diyor,
Doganbey Vatan için can veriyor.
Urfa,Maraş ve Antep’te İngilizler,
Namus ve şerefime göz dikiyor.

Yunan Ordusu çıkmış İzmir’ime,
Hançerini saplamak ister Yüreğime.
Antalya ve Konya’da İtalyanlar,
El uzatmış Ay-Yıldızlı Bayrağıma.

Samsun’da İngiliz cirit atıyor,
Ermeni-Rum Türk’ü satıyor.
Irak ve Filistin’i İngiliz almış,
Suriye -Lübnan Fransız’a kalmış.

İngiliz Bayragı Yürekleri dağlıyor,
Evliyalar şehri İstanbul ağlıyor.
Eyüp Sultan’da toplanmış Şehitler,
Başta Gençosman ferman dinliyor.

Ermeni-Rum Çeteleri silahlanmış,
Anne karnında bebeleri Süngülüyor.
İngiliz – Fransız destekli Sülükler,
Türk’ün Kan’ını içerek besleniyor.

Şahin bey Antep’ten seslenir,
Yakışmaz Türk’e Esaret Ar gelir.
Adana’dan Sinan Paşa cevap verir,
Esir yaşamaktansa ölüm hoş gelir.

19 Mayıs 1919 Kutlu sabahında,
Mustafa Kemal’im Bandırma Vapurunda.
Özgürlük Meşalesi tutuştu Samsun’da,
Yayıldı dalga dalga Anadolumda.

Mustafa Kemal’im Bayrak olup,
Esti Samsun’dan Yurdum üzerine.
Zulmün kahredici Güneşi olup,
Doğdu Emperyalist güçlerin üzerine.

Savunmasız Yurdum işgal selinde,
Esaret ölümdür gönül telinde,
Kefen teninde,Şehitlik dilinde,
Toplandı Milletim Ata’nın emrinde.

Ondokuz Mayıs Gençlik Bayramı,
Gençler Sporla kutlar Bayramı,
Atatürk’ün gençliğe büyük armağanı,
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.

Zulmün sonu,Özgürlüğün başı,
Cumhuriyet yolunun ilk yapı taşı,
Türk’ün kurtuluş umudunun gözyaşı,
Ezilmişliğe başkaldırının sembolü bugün

19 MAYIS

Samsun’da o gün doğdu
Türk’ün eşsiz güneşi,
Arasalar bulunmaz
Dünyada onun eşi.

Bütün yurt inliyordu,
Vatan gidiyor diye.
O sanki Türk yurduna
Gökten geldi hediye.

Samsun, Sivas demedi
Bütün yurdu dolaştı,
Türk’ün bu öz evlâdı
Vatanla kucaklaştı.

Bin dokuz yüz on dokuz
Türk’ün temel taşıdır.
Ardından gelen savaş
İstiklâl Savaşı’dır.

Temiz Türk gençliğine
Armağan olsun diye
Bu büyük ve şanlı gün
Bırakıldı hediye.

Ramazan Gökalp ARKIN

19 MAYIS’TA DÜŞÜNCELER

Sen, geceyi gündüze katan
Kaputa sarınıp karda yatan
Sen, müstesna ölümsüz kahraman
Çanakkale’nin çelik kalesi
Sen, düşmandan kaçılmaz, diyen
Bir avuç, cephanesiz, keşif koluyla
Dağ gibi zırhların karşısında duran
Duru durup, Dumlupınar’da
Turnayı gözünden vuran
Çarıksız, tüfeksiz, ekmeksiz
Kağnıyla, Ayşeyle, Fatmayla
Ordulara Akdeniz’i gösteren
Senin yolundayız bugün de…
Yorulmaz Usanmayız
Yenilmeyiz, dönmeyiz
Senden aldık ışığımızı,
Gökte bile kalmasa bir kıvılcım
Yine sönmeyiz.
Gözlerin güneş bize,
Sözlerin ateş bize,
Bir kavuşturdun sevdiğimize,
Hürriyet, vatana.

Bugün 19 MAYIS

Senin yolundayız.
Dönmeyiz bir adım sağa, sola,
Dönmeyiz bir adım geri.
Hep aynı heyecanla görüyoruz seni
At üstünde,
Parmağın ufukta
Ordular, Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!
Hep böyle görüyoruz seni,
Hep aynı heyecanı taşıyoruz,
Hep aynı heyecanla
9 Eylül’de İzmir’e girer gibi
Yaşıyoruz.
Hep dev gibiyiz
Hep aslan gibi,
Şimdi hep senin gibiyiz.
Kimse yan bakamıyor artık bize,
Hattı müdafaa yok,
Sathı müdafaa var.
Edirne’den Kars’a,
İzmir’den Rize’ye kadar
Akdeniz’den Karadeniz’e,
Yalın kılıç,
Kükremiş,
Bekliyoruz.
Bugün elle tutuyor, gözle görüyoruz
Yurtta sulh, cihanda sulh dediğini.
Dumlupınar’da yatıyor şehitler,
Her gün gidip geliyoruz
Senden onlara mekik dokuyoruz.
Silah çatıyor, süngü takıyoruz…
19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığın gibi heyecanla
Her yıl okuldan çıkıyoruz.
Biz de sen olduk şimdi
Her köyde, her okulda, her fabrikada
Cumhuriyeti emanet ettiğin
GENÇLİK VAR!…

2 Kıtalık Kısa Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Güzel Şiirler Kısa

Kısa Şiirler 2 Kıtalık

kitaplar

En iyi dostumdur kitaplar benim
Kitap okumayı çok severim
Her insan kitap okumalı
Çeşit çeşit bilgilerle donanmalı

Kitaptır bizi cahillikten kurtaran
En iyi dostumuzdur hiç darılmayan
Çevirdiğinde sayfalarını elini okşayan
Kitap okumak bir ayrıcalıktır her zaman

Beyza Nihan Ercan

orman

Ağaçlar ormana
Ormanlar ağaca
Fidanlar ağaca
Bağlıdır ormana

Kuşlar böcekler ormanda
Sevinin dala dala
Bitkiler toprağa
Bağlıdır ormana

nagehan uysal

Çırpınıp İçinde

Çırpınıp içinde döndüğüm deniz
Dalgalanır coşar rüzgarından
Mevce gelir coşar inleyen aşkım
Ah çektikçe kaynar gelir derinden

Derya coşar inci saçar kenara
Aşk ehli dayanır ateşe kara
Bülbüller gül için giyinler kara
Seherler uyanır gülizarından

Dert ile mihnete dalmayan aşık
Ne yemiş ne doymuş eli bulaşık
Kınama Veysel’i fikri dolaşık
Ayrılmış yarinden yar diyarından

AŞIK VEYSEL

BAHAR GELİYOR

Damlardaki kar, saçaklardaki buz
Kanı kaynayan suya dar geliyor
Haberin var mı Oluklardan
Akan su sesinde bahar geliyor

Duy güneyden estiğini rüzgarın
Göreceksin neler olacak yarın
Yuvada çırpınan yavru kuşların
Uçmak hevesinde bahar geliyor

Cahit SITKI TARANCI

Kardelen

Erken doğum yaptı bahar
Karçiçeği doğdu
Karların altından
Artık bahar yakın derken
Erken doğum yaptı bahar

Kış bahara gebe
Bahar çiçeklere
Oysa kış bahardan önce
Kardeleni doğurdu

Hikmet Elp

Vatan Ve Sen

Bir elinde vicdan, bir elinde cüzdan,
Savaşıp kendini bulacaksın.
Bir elinde silah, bir elinde Bayrak,
Gerektiğinde VATAN için öleceksin.
Sevdanda Ayla-Yıldız olmasa,
Kendinden utanacaksın.
VATAN için varsın sen,
Bunu asla unutmayayacsın..

Yılmaz Çelik

Uzun 19 Mayıs Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Uzun 19 Mayıs Şiiri

19 Mayıs Şiirleri Uzun

BOYNUMUZUN BORCUDUR

Atamızdan bize emanet oldu bu vatan,
Onu ebedî yaşatmak boynumuzun borcudur.
Bil ki her zaman plân yapıyor düşman,
Vatanı korumak boynumuzun borcudur.

İnmesin, göklerde dalgalansın bayrağım,
Verilir mi şehit kanıyla sulanmış toprağım?
Ölürüm de bırakmam, burası benim yatağım,
Sancağı korumak boynumuzun borcudur.

Şerefsiz hayat için, bu toprağı satanlar,
Bu milletin içine fesat ruhu katanlar,
Bunu bize yakıştırır mı toprakta yatanlar?
Türklüğü yaşatmak boynumuzun borcudur.

Tarih okusun ki, mazimiz ne imiş görsün
Her bir kötülüğü kalbinden silsin,
Düşmanımız, Türk gençliği ne imiş bilsin.
Cumhuriyeti korumak boynumuzun borcudur.

Mehmed’im ne söylese hepsi haktır,
Cumhuriyetçi gençlikte hile yoktur,
Atatürkçü olanda vatan sevgisi çoktur,
Vatanı korumak boynumuzun borcudur.

Mehmet SARIOĞLAN

ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NDA

Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.

Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.

Samsun limanına bu gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemâl Paşa’nın kollarıydı.

Selam vererek Anadolu çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz’in hâlini görmeliydi.

Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar
Kalktı takalar,
İzin verseydi Kemâl Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum’a kadar.

Cahit KÜLEBİ

19 MAYIS GENÇLİK MARŞI

Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…

Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…

Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı…
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.

19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…

İ. Hakkı TALAS

ŞU SONSUZ KOŞU

Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.

Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.

Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.

Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.

On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.

Ceyhun Atuf KANSU

BU GELEN BANDIRMA VAPURU

Tekmil Anadolu ayakta,
Bu gelen Bandırma vapuru.
Mustafa Kemâl’in bakışı
Göklerden duru.
Boz kalpağın hele bir çıkarsın Mustafa Kemâl
Altın saçları pırıl pırıl uçuşur rüzgarda.
Mustafa Kemâl’in elbisesi
Rütbesiz, nişansız…
Ve avuçlarında
Kaderi yazılmış Türkiye’nin.
Karadeniz sereserpe uzanmış önünde
Bandırma vapuru yavaş yavaş yol alır,
Gazi Anadolu divan kurmuş bekleşir
Mustafa Kemâl geliyor.
Vapur yaklaşır, yaklaşır;
Secde eder dağlar taşlar.
Selam verir Gazi Anadolu’m;
Bandırma vapurunun içinde.
Güneşten süt emmiş
Bir sarışın kahraman var.
Mustafa Kemâl, ölümsüz kahraman,
Sen Samsun’a ayak bastığın an,
Al bir bayrak gibi açılıp rüzgarınla,
Dalgalandı vatan.

Özker YAŞIN

RENKLERDE 19 MAYIS

Ak 19 Mayıs ak
Mustafa Kemal Samsun’a çıkacak.
Al 19 Mayıs al
Sivas’ta Mustafa Kemal…
Yeşil 19 Mayıs yeşil
Çimenlerde çocuklar oynaşır.

Mavi 19 Mayıs mavi
Ordular hedefimiz uygarlık, ileri.
Mor 19 Mayıs mor
Sonrasını anlatmak zor.

Sarı 19 Mayıs sarı
10 Kasım’da bayraklar yarı.
Ak 19 Mayıs ak
Atatürk vatan, Atatürk bayrak.

Pembe 19 Mayıs pembe,
Atatürk aklım sende.

19 MAYIS’TA DÜŞÜNCELER

Sen, geceyi gündüze katan
Kaputa sarınıp karda yatan
Sen, müstesna ölümsüz kahraman
Çanakkale’nin çelik kalesi
Sen, düşmandan kaçılmaz, diyen
Bir avuç, cephanesiz, keşif koluyla
Dağ gibi zırhların karşısında duran
Duru durup, Dumlupınar’da
Turnayı gözünden vuran
Çarıksız, tüfeksiz, ekmeksiz
Kağnıyla, Ayşeyle, Fatmayla
Ordulara Akdeniz’i gösteren
Senin yolundayız bugün de…
Yorulmaz Usanmayız
Yenilmeyiz, dönmeyiz
Senden aldık ışığımızı,
Gökte bile kalmasa bir kıvılcım
Yine sönmeyiz.
Gözlerin güneş bize,
Sözlerin ateş bize,
Bir kavuşturdun sevdiğimize,
Hürriyet, vatana.
Bugün 19 MAYIS
Senin yolundayız.
Dönmeyiz bir adım sağa, sola,
Dönmeyiz bir adım geri.
Hep aynı heyecanla görüyoruz seni
At üstünde,
Parmağın ufukta
Ordular, Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!
Hep böyle görüyoruz seni,
Hep aynı heyecanı taşıyoruz,
Hep aynı heyecanla
9 Eylül’de İzmir’e girer gibi
Yaşıyoruz.
Hep dev gibiyiz
Hep aslan gibi,
Şimdi hep senin gibiyiz.
Kimse yan bakamıyor artık bize,
Hattı müdafaa yok,
Sathı müdafaa var.
Edirne’den Kars’a,
İzmir’den Rize’ye kadar
Akdeniz’den Karadeniz’e,
Yalın kılıç,
Kükremiş,
Bekliyoruz.
Bugün elle tutuyor, gözle görüyoruz
Yurtta sulh, cihanda sulh” dediğini.
Dumlupınar’da yatıyor şehitler,
Her gün gidip geliyoruz
Senden onlara mekik dokuyoruz.
Silah çatıyor, süngü takıyoruz…
19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığın gibi heyecanla
Her yıl okuldan çıkıyoruz.
Biz de sen olduk şimdi
Her köyde, her okulda, her fabrikada
Cumhuriyeti emanet ettiğin
GENÇLİK VAR!…

O GELİYOR

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.

Yıl 1919

Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel

Celal Sahir EROZAN

BİR KURTULUŞ DESTANI

Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan,
Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.

Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan,
Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.

Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar,
Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.

Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan,
Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.

Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti,
Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.

Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne,
Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.

Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası,
Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.

Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne,
Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.

Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar,
Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.

Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi,
Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.

Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı,
Tarihe şerefiyle yazıldı, bu Kurtuluş Destanı.

Bu Kurtuluş Destanı’dır kuşak boyu sürecek,
İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek

Erdoğan GÜNEŞ

19 MAYIS TÜRKÜSÜ

On dokuz Mayıs,
En yüce bayram.
Bize armağan,
Bıraktı Ata’m.

Sağız vatanca,
Kafamız zinde,
Tek bir kitleyiz,
Ata izinde.

Ata’yı sevmek,
Kutsal ülkümüz,
O’na benzemek,
Coşkun türkümüz.

Ata her yerde,
Yol gösteriyor,
Koşun güzele,
Bilime diyor.

Samsun’a O’nun,
Çıktığı bugün.
Vatanda düğün,
Çocuğum övün!

Halim YAĞCIOĞLU

Atatürk Hakkında Yazılmış Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk Hakkında Yazılmış Şiir

Atatürk Hakkında Yazılan Şiirler

MUSTAFA KEMAL SESLENSE

Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size
Ben Mustafa Kemal’im heyy…
Ben Mustafa Kemal’im.
Büyük büyük denizlerim vardır benim
Hürriyeti içmiş dalgalarım.
Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim
Ulusumun yarınında sevincim
Ben Mustafa Kemal’im heyy…
Karanlığı deler gözlerim.
Dalgalara binip gelmiş kahraman,
Gökçe gözlerine türküler yaktığımız…
Hâni bir güneş doğmuştu ya Samsun’dan
İşte benim…
Ben…
Mustafa Kemal…
Ölmek yaşamaktır vatan uğrunda
Deyip, öyle girdim savaşa
Komut verdim
Şahlandı cümle vatan
Boğdum kör talihi zindanında.
Bahtı gülen anaları yurdumun
Gökleri, dağları, denizleri
Yarınları, güvenip de uyuduğum
Aslan yeleli ışığı sınırlarımın
Mehmetleri
Tutun ellerinden yüreklerinizin
Sevgilerinizle beni yıkayın.
Yüzyıllar öncesinden
Yüzyıllar sonrasından gelir sesim
Sevdiğim
Bir tanem
Türkiye’lim
Sen varoldukça belli ki
Ben Mustafa Kemal’im.
Sen var oldukça belli ki
Ben Mustafa Kemal’im.

B.Kemal ÇAĞLAR

MUSTAFA KEMAL’IN GÖK YAZILARI

Ben Mustafa Kemal, elimde tebeşir, Kocaman,
Mavicek bebelerin, ak kızların,
Taş ninelerin, çatal dedelerin gözleri, kocaman,
Bir 1O Kasım gecesi
Yazıyorum ateşten çağrımı karşınıza:
-Ey Türk gençliği…

Ben Mustafa Kemal, doyamadım haykırmaya,
Şimdi destan ellerimle yazıyorum,
Yeşiline suyun,
Kuşun,
Yelin,
Yaprağın:
“Ne Mutlu Türküm Diyene.”

Ben Mustafa Kemal, önümde kırk bin köy,
Kırk bin ovaya karşı bir tek dağ gibiyim
Bayraklarım değerken evren bayraklarına şimdi,
Elimde tebeşir
Yazıyorum kara gecenin üstüne
Yazıyorum armağanımı:
“Övün, Çalış, Güven.”

F. Hüsnü DAĞLARCA

10 KASIM TÜRKÜSÜ

Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler,
Bozkır ovalarına, Erciyes’e Ağrı’ya,
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte,
Senin sustuğunca!

Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız,
Dere tepe bucak köy,
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, Senin gittigince!

Atatürk, taşıyacağım
Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al,
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken,
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca.

F. Hüsnü DAĞLARCA

ATATÜRK

Sen Atatürk’ü tanımazsın çocuğum
Ne insandı O, ne insandı.
İzmir’e gelişini görseydin.
Ne şanlıydı O, ne şanlıydı.

Benzerdi sana, bana
Bizim gibiydi eli, ayağı
Ama bir yol baksaydın yüzüne.
İçin sevgisiyle dolardı.

Vapura biniyorsak dilediğimizde,
Sokakta geziyorsak hür,
İyi bak dört yana,
Atatürk’ün aklı görünür.

Arı Türkçe konuşuyorsak,
Türkçe düşünüyorsak bugün,
Her işimizde O’nun gücü.
Büyük öğretmeni Türk’ün.

Halkımızın arasında, halktan,
Davul vurur dengi dengine.
Dünya rastlamış mıdır?
Atatürk’ün dengine.

N. Ulvi AKGÜN

ATATÜRK’Ü DUYMAK

Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak gibi.
Kişi ne zaman dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.

Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için önce
Buğday olmak gibi.

Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak gibi.

En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak gibi.

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,
Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi.

Behçet NECATİGİL

ATATÜRK GÜLÜMSEDİ

Atatürk gülümsedi öğretmenim
Siz sınıfa girince
Dağıldı kara bulutlar
Açıldı gonca.

Baktı ki okul yenidir
Siz yenisiniz düşünceler yeni
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Saklayamadı sevincini.

Baktı ki gençsiniz bilgili
Eğitiyorsunuz yolunca yöntemince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Sevindi onca.

Baktı ki karışmış aramıza
Çiziyorsunuz yolu
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Gözleri dolu dolu.

Anlaşılan bütün yaz
Atatürk gözünü kırpmamış
Çünkü boşmuş sıralar
Çünkü harf okunmamış.

Ama baktı ki gün doğmuş
Bir koşu varmışız okula
Özlemle açılmış kitaplar
Bir iştah kızda oğlanda.

Baktı ki zil çalmış sınıfa girmişsiniz
Bütün bakışlar sizde
Günaydın demiş derse başlıyorsunuz
Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde

Baktı ki Türkiye’si Türkiye’miz
Aydınlık ufuklara yürüyor hızla
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Kürsüde kendini görünce.

Talât TEKİN

ATATÜRK YAZAR

Sordum seni;
Dağına, taşına Türkiye’min,
Herkes kendinden emin,
Yükseldi gür sesler;
Umutlar, sevgiler:
O biziz, O bizleriz.
Hepimiz bir parçayız
Atatürk’ten,
Bütün doğa,
Atatürk’ü anar,
Atatürk’ü şaşar.
Herşeydir OTürkiyem’de.
Göller, ırmaklar, ormanlar.
İmza imza Atatürk yazar.

M. Vasfi SARAL

ATATÜRK’Ü GÖRDÜM DÜŞÜMDE

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Ben de yaşıyorum demek,
İşte aranızdayım Ahmetler, Mehmetler’le,
Sizler yaşadıkça çocuklarım
Elele
Yanınızdayım

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Daha ferah içim,
Gök daha geniş denizler daha geniş,
Vatan ya vatan,
Vatan sonsuzluktan gelmiş
Sonsuzluğa açılan yol
Vatan siz.

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Bilin ki
Ben de yaşarım,
Bir sevinç düştü mü içinize
Bir keder düştü mü içinize
Bilin ki
Aranızda ben varım.

A. Rıza ERGÜVEN


BİR TUTKUDUR MUSTAFA KEMAL

Bir Tutkudur Mustafa Kemal;
Nice sevdalara değişilmeyen.
Yitirilmiş Kasımlarda açan umuttur,
Bir baştır, vazgeçilmeyen…

Bir Türküdür Mustafa Kemal;
Suskun ağızlarda söyleşir, durur.
Çaltıburnu’nda gözetir denizi.
Köroğlu’nda bağdaş kurup oturur…

Bir İnançtır Mustafa Kemal;
Yurdun dört yönünde, bir çağdır yaşayan.
Sarmış kollarıyla, çepçevre ulusu.
Sakarya boylarından Akdeniz’e taşıyan…

Bir Anlamdır Mustafa Kemal;
Belkahve’den dürbünüyle seyrediyor İzmir’i.
Özgürlük diyor, al atının üstünde,
Kırıyor kılıcıyla, tutsak eden zinciri…

Bir Bayraktır Mustafa Kemal;
Çekilmiş kalelere, rüzgârda dalgalanan.
Bozkırın bağrında yol alan kağnılara,
Işık tutan, güç veren, yol bulan…

Y.Doğan ERGENELİ

KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN

Yan yana iki çocuk görsem
İşte Atatürk diyorum
Özgürlüğün toprağı uyanıyor
İçin için seviniyorum.

Koşuşan iki öğrenci görsem
İçimin güneşi ısınıyor
Yürüyen bir bakış gibi
Mustafa Kemal geliyor.

Kol kola iki işçi görsem
Ekmeğim çoğalıyor birden
Bir ışık düşüyor ortalığa
İşte Atatürk diyorum.

İşte Atatürk diyorum
İlk kuruluş öncüleri
Bir gül çağrısında hepsi
Bize uzanmış elleri.

Mehmet KIYAT

MUSTAFA KEMAL’LER TÜKENMEZ

Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir
Bu vatan bu topraklar cömert
Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Ben de etten kemiktendim elbet
Ben de bir gün geçecektim elbet
İki Mustafa Kemal var iyi bilin
Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
Ruh gibi bir şey görünmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
Bilimin yapıcılığın aydınlığında
Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
Evrensel yepyeni buluşlarda
Geriliği kovmuşum ben dönmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Başın mı dertte beni hatırla
Duy beni en sıkıldığın an
Baştan sona herşeyiyle bu vatan
Sakın ağlamasın Kasım’larda Fatih’ler Kanunî’ler ölmez
İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Halim YAGCIOGLU

MUSTAFA KEMAL’İN ELLERİ

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in;
Zaferi, barışı yaratmış elleri.
Hürriyeti, saadeti, adaleti
Sevgiyle dağıtmış elleri.

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in,
İçli, temiz, mert elleri,
Bütün nimetlerini sunmuş bize
Türk sofrası gibi cömert elleri.

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in;
Öğretmen elleri.
Bir tahta başında, bir kürsüde
Bize bizi öğreten elleri.

Elleri konuşuyor Mustafa Kemal’in;
Işık, deniz, sel elleri.
Bizi her şeyden çok seven
Güzel elleri.

A. Hikmet PAR

İstiklal Marşının Açıklaması Kısa

Perşembe, Haziran 21st, 2012

İstiklal Marşının Açıklaması Kısaca

İstiklal Marşının Açıklaması Kısaca 10 Kıta

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak

Mehmet Akif Türk milletine cesaret,ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.

Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!

Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.

Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım

Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor.
20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.

Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın

Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli

Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.

O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım

Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.

Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.

alıntı

Arabanın Arkasına Yazılan Asker Sözleri

Salı, Haziran 19th, 2012

Arabanın Arkasına Yazılan Asker Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Arabanın Arkasına Yazılan Asker Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Arabanın Arkasına Yazılan Asker Sözleri
Araba Arkasına Yazılan Asker Sözleri


Arabanın Arkasına Yazılan Güzel Asker Sözleri

Arabanın Arkasına Yazılan Asker Sözleri

O Şimdi Asker

20 senelik film 15 aylık reklama gırdı

Dedikya oda simdi asker

Dönecek birgün

Vatan için gidiyorum

vatan için gidiyorum senin için döneceğim

460 gün vatan için gerisi senin için gülüm

Dönerim dediysem..! Dönerim GÜLÜM..!

Vedalar zamansızdır

Gün gelir geçer senide bulur seninde benden ne farkın olur

Askerlik mi zor gelecek sevene

eğer bir gün öleceksem oda vatan için olsun

Türkün askeri şanlı,var mı benden delikanlı

Rahat uyu Türkiyem bizler tetikteyiz

Aşk masaldır bundan gayri tek aşk Vatandır

Askerin emaneti

Vatan bize kızlar size emanet.


Aradığınız kişiye ulaşılamıyor, 460 gün sonra tekrar deneyin

Sen vurmuşsun yüregime mauzer vız gelir bedenime.

Senin sayemde uyuruz huzurla mehmedim canım benim.

Asker arkadaşı ölümüne arkadaştır, ölüm arkadaşı can arkadaşındır.

Sesini dünya duysun ey eskerim türk milleti durmaz daima ileri.

Şafak bitince eve dönüşünü beklerim askerim.

Dağların aslanları geceniz gündüz gibi olsun dualarım sizinle askerim.

Askerler vurulunca değil unutulunca ölürler.

Dağlarda yaşar gerekirse vatan için ey şanlı askerim sen birtanesin!

Asker ocagı ana kucağı değildir.

Askerde ya adam olursun yada kuzu olursun.

Mehtap gibi kızım olacağına, şafak gibi oğlum olsun.

19 Mayıs İle İlgili Sözler

Salı, Haziran 19th, 2012

19 Mayıs İle İlgili Sözler

Tugbam sitesinde en güzel 19 Mayıs İle İlgili Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa 19 Mayıs İle İlgili Sözler
19 Mayıs İle İlgili Güzel Sözler

19 Mayıs İle Alakalı Sözler

Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri (Türkiye Cumhuriyetini) ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak.”

Zaferin büyüklüğü, savaşın çetinliği ile ölçülür.

Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez.

“Her şeye rağmen muhakkak bir ışığa doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve milletimin hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıları, ahlâksızlıkları, şarlatanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik görmemdir.”

“Rica ile, merhamet dilenmekle bir millet ve devletin şeref ve istiklâli kurtarılmaz. Türk milleti, gelecek nesiller için bunu unutmamalıdır.” 19 Mayıs güven, sevinç, hareket günüd

Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz… benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

“Ben Samsun’u ve Samsun Halkını gördüğüm zaman, memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsun’luların hal ve durumlarında gördüğüm gözlerinden okuduğum vatanseverlik ve fedakarlık ; ümit ve tasavvurlarımı olumlu bir inanca götürmeye yetmişti…”

19 Mayıs ulusal egemenliğin başlangıç günüdür.

Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım, gözüm arkada kalmayacak. Zafer “Zafer benimdir” diyebilenlerindir.

Bütün ümidim gençliktedir. Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik.

Türk çocuğu, çok zekisin, bu belli; fakat, zekanı unut, daima çalışkan ol.

9 Mayıs yeni Türkiye’nin ve Atatürk’ün doğum günüdür.

Spor gençliğin kuvvet kaynağıdır.

Gençliğinde dik duranın ihtiyarlığında beli bükülmez.

19 Mayıs ulusal egemenliğin başlangıç günüdür.

alıntı

Namık Kemal Aşk Sözleri

Salı, Haziran 19th, 2012

Namık Kemal Aşk Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Namık Kemal Aşk Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Namık Kemal Aşk Sözleri
Namık Kemal Sözleri

Namık Kemal Vatan Sözleri

Namık Kemal’in Aşk üzerine sözleri bulunmamaktadır.Namık kemal aşk üzerine sözler vatan aşkı ile ilgili sözlerdir.

Ne efsunkâr imişsin ah, ey dîdar-ı hürriyet; Esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten.

İşte Namık Kemal’in diğer sözleri;

Ne mal iledir beyim ululuk, kemal iledir.

Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten.

Yüksel ki yerin bu yer değildir,

Ülkedeki ahlak bunalımının bir kaynağı da; ana babanın çocuk eğitiminde tuttukları yoldur.

İnsan vatanı sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir.

Vatan, bize kılıcımızın ekmeğidir.

Ne mümkün zulüm ile bidad ile imha-i hürriyet.

Köpektir zevk alan Sayyad-ı bi insafa hizmetten.

Devlet, halkın ne babasıdır, ne hocasıdır, ne vasisidir, ne lalasıdır.

Vatan sevgisinden maksat, toprağa değil, onun üstünde yaşayan insanlara duyulan sevgidir.

Ne efsunkâr imişsin ah, ey dîdar-ı hürriyet; Esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten.

Kimse takdir edemez âlemde Kendi mahiyetini reyi ile/Münferit vasıta-i rüyet iken göremez kendini dide bile (Kimse kendi niteliğini kendi görüşüyle algılayamaz. Tek görme organı göz olduğu halde gözün kendini göremediği gibi.

Zihin fukara olunca, akıl ukala olurmuş.

İnsan ne söylediğini bilmeli, fakat her bildiğini söylememelidir.

Düşene gülen acıyandan çok bulunur.

İnsan her nefesini mezardan uzaklaşmak için alır ama her nefes alışında ömründen bir nefeslik zaman azalır…

Okumayı öğrenmek, en güç sanattır. Âdemin hayvaniyeti yemekle, insaniyeti okumakla kaimdir.

Kimsenin lütfuna olma tadip, bedeli cevheri hürriyettir.

Terbiye ana kucağından başlar; her söylenilen kelime, çocuğun şahsiyetine konan bir tuğladır.

Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini? Atatürk’ün bu soruya cevabı: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini; Bulunur kurtaracak baht-ı kara maderini!

İnsan, ne idraksiz mahlûktur! Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendi öleceğine inanmak istemez.

Asker Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Asker Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Asker Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Asker Sözleri
Asker Sözleri
Kısa Asker Sözleri

Dağlarda yaşar vatan için gerekirse Ey Şanlı Askerim Sen Birtanesin!

Sen Vurmuşsun Yüregime Mauzer Vız Gelir Bedenime..

Senin Sayemde uyuruz huzurla Mehmedim Canım benim…

Asker Arkadaşı ölümüne Arkadaştır, ölüm Arkadaşı Can Arkadaşındır.

Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk milleti Durmaz Daima ileri…

Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim..

Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa.

Her Askerin ulaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim

Gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim.

Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için Ey Askerim Vatanım benim.

alıntı

Asker Sözleri 2012

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Asker Sözleri 2012

Tugbam sitesinde en güzel Asker Sözleri 2012 sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Asker Sözleri 2012
2012 Asker Sözleri 2012
2012 Asker yollama sözleri
en güzel asker sözleri 2012

Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk miLLeti Durmaz Daima iLeri

Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim

Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa

her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim

Bir Ulusun Kuvvetini Belirleyen En çnemli faktör Askeri Kuvvetidir.

Senin Sayende Mutluyuz Yuvamızda Senin Sayende hayatımızı Geçiyoruz Bu Vatanda Askerim..

Asker Olmak Okadar Gurur Ve Onur Verici Bir Duygudurki Vatanı Korumak Her Gencin Elinde OLmayan Bir Anahtardır.

DağLarın Aslanları geceniz Gündüz Gibi Olsun Dualarım Sizinle Askerim

Askérler vurulunca DeğiL UnutuLunca öLürler.

Şafak Sayar gelin Evde Asker Eşini hayal Eder Nöbetinde Biter Bu Hasret Dayan Askerim Bu Vatan Senin Eserin.

Ne Şehitler Verdik Vatan Uğruna Bizde Bitmez Mehmetçik Bu Vatan uğruna

her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim

gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim.

Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için Ey Askerim Vatanım benim.

Askerim Canım benim Türk miLletinin Kalbi Sensin

Resimli şehit sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Resimli şehit sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Resimli şehit sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Resimli şehit sözleri
Resimli şehit sözleri,
facebook şehit sözleri,
Resimli facebook şehit sözleri

Resimli şehit sözleri

Eyy ŞEHİT anası sakın ağlama başın dik gözün pak olsun göz yaşı akıtma, senin yavrun toptak altında ama cennetin başköşesinde bunu unutma ,Şehidini vuran eller ağlasın Yavrun öldü yeri cennet, ana yavrunu vuran eller ağlasın onların yatacak yeri yok onlar ağlasın

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer ..

Ben 20 yaşında bir fidandım
Vatan için can verdim…

Bu Vatan;
Ben var oldukça var olacak,
Ben bu vatana can verdikçe
Vatan can bulacak…

Tabut başında ağlayan ananın tek sözü….Vatan Sağolsun…

Vatan uğrunda annem..
Ben Rabbime yürüyorum..

Vatan Üzerine Güzel Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Vatan Üzerine Güzel Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Vatan Üzerine Güzel Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Vatan Üzerine Güzel Sözler
Vatan Üzerine Güzel Sözler
Vatan Üzerine Güzel Anlamlı Sözler
vatan sevgisiyle ilgili özlü sözler


Vatan Üzerine Güzel Sözler

Vatan sevgisi ahlakta iyiliği, ahlakta iyilik de vatan sevgisini meydana getirir.
Montesquieu

Vatan aşkını artırmak için en emin yol, bir müddet yabancı bir memlekette kalmaktır.
William Shenstone

Bu memleket tarihte Türktü. Bugün de Türktür ve ebediyyet Türk olarak kalacaktır. (K.Atatürk)

Kılıçla alınan vatan, para ile satılmaz.

Ezan Dinmez,bayrak İnmez,Vatan bölünmez

Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim. Hamilton

Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır.
Mustafa Kemal Atatürk

Vatanına sadakatle hizmet edenin atalara ihtiyacı yoktur.
Voltaire

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Mithat Cemal Kuntay

Bir memleketin saha bakımdan büyüklüğü onun gerçek büyüklüğünü ifade etmez ve bir milleti millet yapan arazisi değildir.
Thomas Henry Huxley

Eğer vatan tehlikede ise, her şey vatana aittir.
George Jacques Danton

İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir.
Namık Kemal

Vatan bir milletin evidir.
Ahmet Mithat

Vatan için katlanılan ölüm kadar tatlı ve şerefli bir ölüm var mıdır?
Horatius

Vatan için ölmek de var, forumdas net fakat borcun yaşamaktır.
Tevfik Fikret

Vatan için yaşamak, vatanın terakki ve tealisine çalışmak da vatan için ölmek kadar şereflidir.Vatan sevgisi imandan gelir.
Hz. Muhammed

Millete hizmet etmek istiyorsan, elinden gelen işle başla….
İsmail Bey Gaspıralı

Arzularına karşı koyanlar varya onların varacağı yer cennetdir (nazıat 37_41)

Üç şey vardır ki bütün günahlarin kaynağıdır. Bunlar: kin, hirs ve hasettir.
hadisi şerif

Vatan sevgisi imandandır (kelam-ı kibar)

Yüksel Türk Senin için yüksekliğin hududu yoktur.İşte parola budur.” M.Kemal Atatürk

ve tarih bir gün,acz içinde kıvrana kıvrana; şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazacaktır
seyyid ahmed arvasi

Kanına İsyan Etme Küçüğüm
Gün Olur Genlerin Hesap Sorar Senden

Benden eğerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim. Fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin veremem. Mete Han

Vatan sıhhate benzer, değeri kaybedilince anlaşılır.
Süleyman Nazif

Vatan, çalışkan insanların omuzları üstünde yükselir.
Tevfik Fikret

Vatana olan borcunu ödemeden ölen insan bedbahttır.
J. Fletcher

Vatanı için ölmüş bir insan mesut insandır.
Virgilius

Vatanımızı sevelim; orası babalarımızın da ülkesidir.
Schiller

Vatanında ölmeyen iki kere ölür.
İ. Habib Sevük
Gerigori Petrof

Vatan Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Vatan Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Vatan Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Vatan Sözleri
Vatan İle İlgili güzel sözler
Vatanla İlgili Sözler
Yurt ile ilgili sözler
Memeleket ile ilgili sözler

Millete hizmet etmek istiyorsan, elinden gelen işle başla….
İsmail Bey Gaspıralı

Arzularına karşı koyanlar varya onların varacağı yer cennetdir (nazıat 37_41)

Üç şey vardır ki bütün günahlarin kaynağıdır. Bunlar: kin, hirs ve hasettir.
hadisi şerif

Vatan sevgisi imandandır (kelam-ı kibar)

“Yüksel Türk Senin için yüksekliğin hududu yoktur.İşte parola budur.” M.Kemal Atatürk

ve tarih bir gün,acz içinde kıvrana kıvrana; şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazacaktır
seyyid ahmed arvasi

Kanına İsyan Etme Küçüğüm
Gün Olur Genlerin Hesap Sorar Senden

Benden eğerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim. Fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin veremem. Mete Han

Bu memleket tarihte Türktü. Bugün de Türktür ve ebediyyet Türk olarak kalacaktır. (K.Atatürk)

Kılıçla alınan vatan, para ile satılmaz.
2. Abdülhamid

Ezan Dinmez,bayrak İnmez,Vatan bölünmez

Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim. Hamilton

Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layıktır.
Mustafa Kemal Atatürk

Vatanına sadakatle hizmet edenin atalara ihtiyacı yoktur.
Voltaire

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Mithat Cemal Kuntay

Bir memleketin saha bakımdan büyüklüğü onun gerçek büyüklüğünü ifade etmez ve bir milleti millet yapan arazisi değildir.
Thomas Henry Huxley

Eğer vatan tehlikede ise, her şey vatana aittir.
George Jacques Danton

İnsan vatanını sever, çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı vatan sayesinde kaimdir.
Namık Kemal

Vatan bir milletin evidir.
Ahmet Mithat

Vatan için katlanılan ölüm kadar tatlı ve şerefli bir ölüm var mıdır?
Horatius

Vatan için ölmek de var, forumdas net fakat borcun yaşamaktır.
Tevfik Fikret

Vatan için yaşamak, vatanın terakki ve tealisine çalışmak da vatan için ölmek kadar şereflidir.Vatan sevgisi imandan gelir.
Hz. Muhammed

Vatan sıhhate benzer, değeri kaybedilince anlaşılır.
Süleyman Nazif

Vatan, çalışkan insanların omuzları üstünde yükselir.
Tevfik Fikret

Vatana olan borcunu ödemeden ölen insan bedbahttır.
J. Fletcher

Vatanı için ölmüş bir insan mesut insandır.
Virgilius

Vatanımızı sevelim; orası babalarımızın da ülkesidir.
Schiller

Vatanında ölmeyen iki kere ölür.
İ. Habib Sevük
Gerigori Petrof

Vatan sevgisi ahlakta iyiliği, ahlakta iyilik de vatan sevgisini meydana getirir.
Montesquieu

Vatan aşkını artırmak için en emin yol, bir müddet yabancı bir memlekette kalmaktır.
William Shenstone

Atatürk’ün Vatan Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Atatürk’ün Vatan Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Atatürk’ün Vatan Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Atatürk’ün Vatan Sözleri
Atatürk’ün Vatan Sözleri
Vatan Sözleri
Vatan sevgisi ile ilgili sözler

VATAN SEVGİSİ

Atatürk’ün Vatan Sevgisi Konusunda Söylediği Sözleri

“Biz milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmis ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla faaliyetle telafiye çalışmalıyız… Çünkü tarih, hadiseler ve müsahedeler insanlar ve milletler arasında, hep milliyetin hakim olduğunu göstermiştir.”

“Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, ilk önce biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti; hissi, fikri, ve fiili olarak bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır. Milli mücadeleyi yapan, doğrudan doğruya milletin kendisidir; Milletin evlatlarıdır. Milli mücadelede şahsi hırs değil, milli izzeti nefs, gerçek saik olmuştur.”

“Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”

“Yurt sevgisi ona hizmetle ölçülür.”

“Türkiye’nin bugünkü mücadelesinin yalnız Türkiye’ye ait olmadığını bütün arkadaşlarımız ifade etmiş iseler de bunu bir defa daha teyit etme lüzumunu hissediyorum. Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa daha az kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye azim ve mühim bir gayret sarfediyor. Çünkü müdafaa ettigi bütün mazlum milletlerin bütün şarkın davasıdır ve bunu nuhayete getirinceye kadar Türkiye, kendisiyle beraber olan şark milletlerinin beraber yürüyeceğinden emindir.”
“Türk vatanı bir bütündür, parçalanamaz.”

“Millet sevgisi kadar büyük mükafat yoktur.”

“Yurt toprağı, sana herşey feda olsun. Kutlu olan sensin.”

“Harp muharebe hele meydan muharebesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir, ulusların çarpışmasıdır. Ulusların bütün varlıkları ile bilim ve teknik alandaki seviyeleri ile başarıları ile ahlakları ile kültürleri ile faziletleri ile kısaca göz ile görülür bütün güçleri ve varlıkları ile, her türlü araçları ve olanakları ile çarpıştığı bir sınav alanıdır.”

“Gerçek kanaatim şudur. Ulusumuzu harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım.”

“Bize milliyetperver derler. Fakat biz öyle milliyetperverleriz ki, bizimle teşrik-i mesai eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların bütün milliyetlerin icabatını tanırız. Bizim milliyetperverligimiz herhalde hodbinane ve mağrurane bir milliyetperverlik değildir.”