Sevgilime Mektup Her gün gözlerinde yeniden dogmak icin avuc iclerine bir bebek gibi kivrilip soluklarina gömülüyorum yine. Kirpiklerine yaslanmis rüzgarlarin kanatlarina uzanip gözlerinin huzurunu soluyorum. Yalnizlik anbarindan bir dirhem sevgini dudaklarima degdirip sana geliyorum. Topraga mevzilenmis günese seni anlatip sonsuzluga ciziyorum güllerin gözyaslarinda yikanmis ismini.
Ben gözlerine kangren acilari sermeye degil; yüzünün cografyasinda cicek acmis gülüsleri gözlerine ilmeklemeye geliyorum. Yasadigim sehrin tüm isiklarini söndürüp yüreginin aydinliginda karanliklarimi ezmeye geliyorum. Haydi gözyaslarinla sil terli yüregimi, gülüslerinle öp seni kirpiklerinden kiskanan gözlerimi. Nefeslerinden bir yudum sun susuz dudaklarimin kurak topraklarina.
Bir yudum mutlulugun hazzinda vur beni. Gözlerim, gözlerinden baska yurt bilmesin. Dizlerim, yüregin gölgesinde topraga sarilip son kez gözlerinde gülümsesin Cennetin gölgelerine. Saclarindan örülmüs daragacindaki urganim olsun parmaklarin. Zehir olup dolassin damarlarimda keskin bakislarin. Simdi seni seviyorum diyen dilime kilit son kez vur ve sah damarımdan süzül içeriye. Zehrini sür hücrelerimin dudaklarina. Bal diye kana kana icsin damarlarim ölümün zehrini. Ne olur üzülme hicranim. Ölüm, senin kollarindan gelmeli. Cünkü; sen benim yüregimin satirlarina örülmüs ölümsüzlügümsün….
SEVGİLİM
Sen…Yüzümdeki gülüşlerin,ellerimdeki terlemenin,yüreğimdeki deli atışın sebebi…Her gece uykum,her sabah güneşim.Yıldızım,ay’ım,akan kanım.Bitmeyen masalım.Bahçedeki çiçeğim,çiçekteki rengim.Gökyüzüm,denizim,mavim sen… Sevdamın adresi,aşkımızın menzili,içkimdeki tat,yaşadığım hayat sen…Sebebim,niyetim,geleceği m,geçmişim,bilinmezl iğim,belirsizliğim,kararlılığı m,kararsızlığım sen…Bitmez yolculuğum,sonsuzluğum.Sen,göz üm,elim,yüreğim.Bebe ğim sen… Hani gidecek olsan,yollarına sererim tüm kır çiçeklerini.Bilirim basamazsın çiçeklere de yine kalırsın benimle.Üzülecek olsan,içim erir,kalırım öyle.SENİ ÜZEN BİŞEY BENİ BİN ÜZER İNAN.Kırıyorsam seni,bu benim dengesizliğimdendir,şaşırmışlı ğımdandır.Kendimle kavgalıyım ben.Bir yanım sana tutkun,bir yanım çok bencil.Kayboluşlara vuruyorum kendimi,seni üzdüğümü bilmeden.Her kayboluşum yara açıyor sende biliyorum.Ah ben,nasıl da vurdumduymaz olabiliyorum bazen…Bakma bana birtanem,içimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme bunlarla.Seviyorum diyorsam seni,öyle.Gereğinden fazla ‘erkeğim’bazen,bağışla… Seni bilirim ben,bir tek seni.Seni söylerim,seni duyarım her yerde ve her zaman.Sensiz olmaya gücüm yok artık,sensizliğe katlanmak benim harcım değil.Seni her şeyinle,ay parçası yüzünle,duruşunla,gülüşünle,ba kışınla,konuşmanla,ç ocukluğunla,olgunluğunla,kızgı nlığınla,şaşkınlığın la,güçlülüğünle,zayıflığınla kabul etmişim bi kere.NE DEĞİŞ,NE DE DEĞİŞTİR BENİ.Biz ***** sevdik birbirimizi.Seni sen yapan ne varsa kabulümdür hepsi. Seni özlemek diye bir şey de var bu hayatta ve bu bazen öylesine dayanılmaz oluyor ki…YOKLUĞUNU YAŞAMAYI BECEREMİYORUM,ÜZGÜNÜM.İçimdeki o ‘fazla erkek’yokluğunda çekiliyor bir köşeye ve ben güçsüzlüğümle başbaşa kalıyorum.Katlanamıyorum anla,sensizliği ‘yok’ hükmünde sayıyorum.Sensizlik diye bir şey yok,öyleyse sensiz kalmak da yok. Şimdi hangi denizin kıyısındaysan,hangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonra da başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak.Aşkımı,yüreğimi,içimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorum,tut onu.Tut ve bırakma…Ben maviyi sende buldum,beni BAŞKA RENKLERLE KANDIRMA…
Bana her bakışın aşk bulaştırdı üzerime, Senin için umutlar büyüttüm çocuksu düşlerimde, Sana gelirken yüreğimde umut vardı. Şimdi bir demet hüzün bıraktın bende…
İlk yıkılışım değil bu, İlk hayal kırıklığı, İlk kaybediş değil. Mavi bir göğü olmadı hayallerimin, Sen yüreğimi çaldın hırsız gözlerinle. Bana kaldı hayat denilen intihar, Bir demet hüzün bıraktın yüreğimde…
Oysa ben avuç avuç sevgi topladım yürüdüğün yollardan. Görmedin sana titreyen dalı, Yollarına serdiğim gençliğimin üzerine basıp geçtin…
Sen mahrem düşlerimi çaldın benim. Dar günlere saklanmış umutlarımı,
El gün için biriktirilmiş tebessümlerimi, Biliyorsun,
Herkesin saklanmış bir yarası vardır hayatta.. Sen bütün yaralarımı sattın çarşı-pazar, Zaten yaralıydı yüreğimde, bir de sen… Bir demet hüzün bıraktın bende…
Söyle neden?
Neden beni katladın üçe dörde? Yüze beşyüze neden böldün beni? Bir han gibi kilit vurdun yüreğime, Neden bir demet hüzün bıraktın bende…?
Belki de ucuz kahramanlar gerek sana, Ben yüreğimi bir kartvizit gibi yakamda taşımam ki… Cebimde bozuk para değildir ki aşk… Bir yanım çocuk masumluğudur bu yüzden, Bir yanım baba merhameti…
Ben seni gerekçesiz ve neticesiz sevdim. Ve nasıl sevmişsem seni, Böyle dolu dizgin, Ulu orta, Öylece hüzne belenmişim işte! Bir demet hüzün oldun bende…
Sen çocuksu düşlerimin katili, Başı sonu belli bir cinayetin meçhul maktülü. Üşüttün beni ateşlerde, Yağmurlarda yaktın. Hüzün oldun…
Bundan sonra ihlal ediyorum yürek yasalarını ve ilan ediyorum. Gülüm. Sen bir demet hüzünsün yüreğimde büyüttüğüm…
Bak senin için şiir doldu gözlerim, Şairce ağlayacağım. madem ki; söndürdün lambaları, O zaman yakma!
Ismarlama aşklara tahammülüm yok artık Ya beni adam gibi sev ya da çek git yolumdan.
Bir gülüş bir salınışsa tek verebildiğin, istemez. Tutku isterim ve delice sevmek! Bi coştumu dur durak bilmez bu yürek. Yüreğini isterim, yürek ister benle sevişmek Ya adam gibi ya da çek git!
Her gün biraz daha zorlaşarak çıldırtmaksa niyetin Ama seviyorsan yeter ki; ki zaten yüreği ortaya koyduk, Tamam o zaman.
Ben bi deli çocuk, ama ısmarlama aşklara tahammülüm yok artık. Ya adam gibi ya da çek git…
Taş duvarlar, kara hüzün ağrılı kalbim, Dile gelse zalım toprak söylese derdin. Dile gelse zalım toprak söylese derdin. Zerda yare bir sevdam var yolunu şaşmış Şaşmış ama deli olmamış yalan olmamış Şaşmış ama deli olmamış yalan olmamış
Deli öfken, kara sevdan; hangisi galip? Nerde gerçek, nerde yalan bilen söylesin.. Yalan diyen yalan olsun, yüzü gülmesin Zerda’m yerin yanım olsun, kimse bilmesin
bir çocuğum ben,yüreğim cam kırığı.. bütün duygulardan önce öğrendim ayrılığı. saldırgan diyorlar bana,oysa kırılganım ben! gözyaşlarımı saklıyorum herkesten.ürküyorlar gözümdeki ateşden. ürküyorlar dilimdeki zehirden. ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözü kara cesaretimden. diyorlarki bir yanı sarp uçurum,bir yanı ……çılgın dağ doruğu oysa böyle yapmasam ben nasıl korurum içimdeki çocuğu? bir yanım çılgın nar ağacı,bir yanım buz sarayı
Yeniyıl şiirleri, yılbaşı için şiirler, yılbaşına özel şiirler, yeniyıl için güzel şiirler
Yılbaşı Eski takvimden bir yaprak kaldı, Demek geçen yıl iyice usandı, Umutlar bu yeni yıla dayandı, Geldi yılbaşı,yılbaşı,yılbaşı.
Dünyamız bir yaş daha ihtiyarladı, Nice insanlarla doldu boşaldı, Sevinciyle kederiyle bir yıl geride kaldı, Geldi yılbaşı,yılbaşı,yılbaşı.
Hangi canlı dünyada ebedi kaldı, Yaşımız bir yıl daha çoğaldı, Söylemek istemesemde ömür daraldı, Geldi yılbaşı,yılbaşı,yılbaşı.
Mustafa Yazka
Yılbaşı Bugün yine yılbaşı Viskiler su oldu sanki akıyor Bosnalı çeçenli çocuk Nefes yok gözler bakıyor Hava soğuk kar yağıyor Beyazlar arama kardı Kar kara bulaşmış Ama bugün yılbaşı Zehir olsun küfrün aşı Yine çatladı islamın kaşı Bugün yine yılbaşı Ağaçlar kesildi çamlar dikildi İslamın beli büküldü Yavrular aç perişan bağrı söküldü Bugün yine yılbaşı Kesilmeli küfrün başı Dinmeli, dinmeli bu gözyaşı Zehir olmalı bu yılbaşı Bugün yine yılbaşı…
Feramuz Görel
Yılbaşı Ömür yaprağımdan bir sene sildi Bakarak yüzüme yeni yılbaşı Geçen yıldan birkaç hatıra kaldı Hoş gelmez gözüme yeni yılbaşı
Hayatta bizleri neler bekliyor İnsan yaşlandıkça beden tekliyor Dert üstüne gamı derdi ekliyor Düşer mi özüme yeni yılbaşı
Dışarı çok soğuk dağlarda karlı Yaşarım hayatta edepli arlı Bir yanım yaralı bir yanım zarlı Yarar mı çözüme yeni yılbaşı
Alemin tümünü yıllar eylemiş Kimi iyi kimi kötü söylemiş Felek bizi eğri büğrü eylemiş Rast gelmez düzüme yeni yılbaşı
Çağlari bilir mi ne yazmış Huda Ömür bağlanmıştır belli mi yada Bir sen mutlaka derim elveda İnan bu sözüme yeni yılbaşı
mor bir hüzün indi karakış akşamına kendi alevlerinde üşüdü ateş çiçekleri
zangoçları yorgun çanları suskun uzak kulelerin sisli sokak lambalarına asılan ışığım donuk şehrin yalnızlığına gömülü çocuksu yüreğim
kar duvaklı çatılarda gri bulutlar gibi çoğalan serçeler ürkek ve telaşlı alıp başlarını nerelere gittiler
maziden topladığım çileli yollar binlerce kez yaşanmış ömür kadar kaygan ruhum kadar kırılgan dökülüyor gözlerimden
-tanıdık yangınları yoklayan sol yanım kül olmayı da öğrenir elbet-
zaman girdabında boğulan bu kaçıncı düş bu kaçıncı bahar buz kırığı sularda titreyen salkım söğüt gölgesi yoksa seni de mi dallarından vurdular
küf kokulu korunağında zehir biriktiriyor geceye akrep kurşun gibi hayal kırığı döküyor umuda son mevsimde son tufan
ilk değil kutsal bağımdaki bu yağma bu harami vurgun ilk değil şimdi çok uzağındayım mutlu coğrafyanın müzmin yarayım batık kentin kuytularında gayrı dört yanım çalkantılı deniz ah düşlerim yok olmayı çok mu istediniz
HÜZÜN KOYDUN GÖZLERİME
Titrek bir pırıltı ile hüzün koydun gözlerime Akmasın diye tuttuğum Gözyaşlarımın coşkusudur Dalgalanışıdır bu Ve bu yüzümdeki gülümseyiş Acı bir sitemdir Sensizliğimdir Giderken, hüzün bıraktın gözlerime Bu dalıp dalıp gidişler Yağmur bulutlarına el edişler Ve bu çileler, kahredişler Sensizliğimdendir Kolay mı sanıyorsun Sen Sensizliği Kolay mı sanıyorsun bunu Getirirken o acı sonu Hüzün doldurdun gözlerime ıslak ıslak Bak Alıp, giderken gözlerimden o güzel görüntünü Paramparça ettin sol yanımda atan bütünü Hüzün koydun gözlerime Artık sana bakmıyor, seni göremiyorlar ya Vah vah! Yazık bu kara gözlerime Titrek bir ışıltı ile Hüzün doldurdun Hüzün koydun gözlerime sıcak sıcak Ah! Gözlerime Hüzün Hüzün koydun…
Şebnem Kısaparmak Annem Şiiri Sözleri Şebnem Kısaparmak Annem Şiiri
Yine yagmurlu bir bayram sabahi Bulutlar sanami agliyor Anne Neden gündüzlerim böyle karanlik Icime hüzünler yagiyor Anne Kac bayram gecti öpemedim elini Sevdigin cicekleri getiremedim Kurudu menekselerin, büyütemedim Anne Büyütemedim hasretinden gayri hic bir sanciyi Aciyi dindiremedim Anne, atesi söndüremedim Bu bayramda gelemedim…
Bu bayram da gelemedim, öpemedim elini Oysa ellerin her seyimdi, ekmegimdi ellerin Bilsen nasil özledim hüzün rengi gözlerini Seni özledim Anne, sesinin nefesini Sabahlari recel sürmeni ekmegime, cayimi demlemeni “Üsüdünmü, hastamisin” demeni özledim Anne Pencerede beklemeni Cosku dolu bir bayram sabahi gülerek kapiyi acmani Sarip sarmalamani özledim Anne Kızmalarin ardindan bagislayan yanlarini Affetmeni özledim Anne Affet beni, bu bayramda gelemedim…
Yine yagmurlu bir bayram sabahi Simdi senden cok uzaktayim Gözyaslarim söndürmüyor hasreti Yanmaktayim Anne kanamaktayim Dört yanim karanlik, dört yanim duvar Sonradan kormus ayrilik, yeni anlamaktayim Bu bayramda gelemedim Anne, cok uzaktayim…
Bu bayramda gelemedim, öpemedim elini Yüzüne yüz süremedim Cigerler dolusu kokunu cekemedim icime Sensizlik türküsü dolandi dilime Söyleyemedim Anne söyleyemedim Anam, Anam, Anam diyemedim Ah Anne ah, öyle özledimki Sizlar burnumun diregi bilemezsin Bilemezsin Anne göremezsin Anasizlik en büyük yalnizlikmis Soguk duvarlar ardinda aglamalarimsin Dert ortagimsin yanimda olamasan da Bitmeyen bir hasret, dinmeyen bir sizisin icimde Bilsen nasil özledim…
Hasta yatagimda sicak corbani özledim Anne Basucumda ilac olmani Atesime bakmani özledim Battaniyelere sarmani Hersey bir tarafa dualarini özledim dualarini Sen Anasin Anne aglarsin, beni anlarsin Hakkini helal et Bu bayramda gelemedim…
belki birgun beni unutturacak biri cikacak karsina, belki ozlemeyeceksin beni, gozyasida dokmeyeceksin belki , ama bil ki bu gece yuregimdesin, her zamanki gibi.
kalk gel hangi uzak yerdeysen,erimeden karlar.gel gor daldaki beyazini sogunu havanin..duy sesini yaganin,havadaki sessizligin sensizligini..karlar erimeden gel…
ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, ve sevgiline hasret oldugun kadar ona yakinsin. unutma, yagmurun yagdigi kadar islaksin, gunesin seni isittigi kadar sicak…
yüreğim umulmayan yaralarla baş edemezken bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel çünkü gülüşünü ‘ÇOoOk Özledim’
hasretin öldürdü beni! Şimdi geceler çaresiz, geceler sensiz, bir öpüşten daha sıcak şimdi yağmur damlası, gelip konar dudaklarıma sessiz. söylemişmiydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz
Gecenin karanlığındasın, güneşin ışığında, Suyun damlasında, selin coşkusunda Kimi yanımdasın kimi rüyamda Ama hep aklımdasın sakın unutma…
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün çevrene karışırcasına.. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır.Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana…
Yokluğunda varlığını özlemem gerekirken; varlığında yokluğuna hasret bıraktın!
Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, Seni severken,sensiz olmak
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan, birbirine uzanamayan yorgun yıldızlar
Işıkları Kaldırıp Attım Bir Kenara !!! Anlıyor musun?Gökyüzü Güneş Olsa ,Sensiz Karanlıktayım
Gurbet
hasretin kurşun gibi düşer zamana kelimeler hoyrat ikindilerde çağırır seni gözlerim sıcak bir nefes gibi tutulur sevda nöbetlerine tutulur hasretine
seni sevmek adına ayrılığa isyan dağlara sabır ektim ve katran ve zift gibi toprağın tenine ilaç yağmura hüzün sardım
adını isyan koydum aşkın çiçeklerden önce ayrılığı çektim içime
gurbetindeyim ey yar sılam çok uzak iklimimde hazan var yeşilim kurak kuşatılmış her bir yanım her yanım tuzak
hira’dan bir rüzgar esse şimdi içime hey yar beni alıp bu diyardan sana götürse
medine’n olsun şimdi beton şehirler bir hicret kabul eyle var da bir yol gel göz göz olmuş yaralarımız bir derman bekler
sana salat, sana selam söylüyor diller hey yar hasretinin çöl yolunda yine garipler